01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM2O02PAZAR 16 KULTUR [email protected] Koreografiden karikatüre ulaşan yolun son devrimcisi: Turhan Selçuk izgilerin groteskdansıAYŞE EMEL MESCİ Sözlükte koreografınin ild ay- n -ama aynı zamanda mrbirine bağlı- anlaıru var: 1. Dans adım- lannın kâğıda geçirilmesi; 2. Bir bale yapıtını oluşturar» adımla- nn, figürlerin ve anlatımlann tümü. Raoul Auger Feuttlet, 1700'de Yunanca köklerden tü- rettiği bu sözcüğü (Khoreia: dans; graphein: yazmaJc), eseri- nin başlığında şöyle açıklıyor: "Koreografi: Dansı harfler ve Sable dls t - § Klasik koreografı örneği: FeuiOet'nin kitabında 'kupder'in l bir dans adımı' notasyonu için hazırtanmış tablo. şeldDerleyazmasanan." Koreog- rafınin yazmaktan, kaydetmek- ten dans yapıtının tümiinün ya- ratılmasına dogru evrilen an- lambilimsel süreci, sadece dan- sın 18. yüzyıldan 20. yüzyıl son- lanna kadar geçirdiği evTİme de- ğil, algılama ve anlamlandırma kategorileriyle işaretler ve çiz- giler arasında kurulan bağıntıla- nn yakın tarihteki seriivenine de ilginç bir ışık tırtuyor. Başlan- gıçta belli hareketleri bir tür al- fabe ile kaydetmeye çahşan 'dans yazımı'. giderek o hareketleri doğuran iç enerjilerin kâğıda yansıtılmasına dönüşüyor. Bu çabada hem dansı ister ıs- temez eksilten bir yan var, hem de karşısındaki enerjiyi algıla- yıp onu, kâğıdın ve kalemin ola- naklanm, çizginin somutluğunu aşkın bir soyutlama düzeyinde ifade etme arzusu. Somuttan soyuta... Aslında en somut öğelerden yola çıkarak soyutlanmış bir düşünceyi, yorumu, ' algıyı aktarma çabası 20. yüzyıl sanatının temel yö- nelişlerinden biridir. Or- neğıntiyatroda, 'dekor'un giderek 'çevre düzeni'ne dönüşmesi -dans yazımı- nın geçirdiği anlambilim- sel dönüşümle koşut- ben- zer bir süreç izledi. Ola- yın geçtiği mekânların sahneye (doğalcı veya simgesel yaklaşımlarla) taşınmasından, hem işlev- selliği, hem de yorum gü- cüyle başlı başına bir rol üstlenen sahne düzenle- melerine doğru yönelindi. Bu anlayış, yazann/yö- netmenin yorumunu bil- lurlaştıran, kendi söyle- yecek sözü olan yaratıcı tasanmcılann yolunu aç- h. Yüzyıl sonuna gelin- ı! tmı ntLLtrrr Avrupa Topluluğu'nun veya çeşitB örgödenmekrin bir 'şemsiye' olarak ıütelenmesi arük kanıksanmış ve gücünü yhirmiş bir metafordur. Ama bu metafora Turhan'ca bakıldığında. ortaya böyle bir karikatür çıkar. Karikatür ve aydınlanma diğinde ise 'enstalasyon'un 'dra- ma'nın önüne geçtiği, oyunun ve anlatının ""vesfle'ye indirgendiği aşın noktalara dek vardınldı bu yöneliş. Ama sonuç olarak, al- gılama ve anlamlandırma kate- gorileriyle işaretler ve çizgiler arasında kurulan bağıntının se- rüveni açısından, tiyatro 'deko- ru' (ya da 'çevre düzeni') kadar somut bir alan bile, sahneyi mümkün olduğunca sade ve öz- lü 'çizgikr'le biı yorum uzamı- na dönüştürdü. 2 j ı«» «flu/rrr Çizginin ve çizgilere yüklenen anlamların modern tarihteki bu serüveni en doğrudan ifadesini hiç kuskusuz karikatür sanatında ve onun e%Tİminde bulmaktadır. Turhan Selçuk 1950'lerde Yenı Istanbul gazetesinde çıkan bir makalesinde. karikatür sanatının kökenlerini şöyle özetliyor: "Karikafürün ne olduğunu anlayabilmck için gerilcre, karikatürün kökenine kadar uzanmak, tarihi gelişimini izlemek gerekir. KeKmenin asfa Italyanca hücum etmek anlamında olan caricare'den geliyor. Karikatür başlangıç dönemlerinde bir nevi Bir gerçeldik hakkindaki birikmiş simgelerin farkh bir kompozisyon içinde bir araya getirilmesi, 'ilk görülen gerçeğin* farkh yüzlerini çağnştırabUir. (Solda) Bunun lejand'ı da benden olsun: Nijerya'da Emine LavaTın recm cezası affedilince, katüımcılann protesto ettiği güzellik yanşmasuun yeniden yapıhnası umudu doğdu. (Sağda) portre sanaü haündeydi, öyle bir portre ki modelin biitün fıziki kusuıian büyüteçle büyütüJerek acaip ve gülünç bir hale konuhıyordu." Ama karikatür bir fiziksel kusurlar galerisi olmaktan kısa sürede çıkarak, siyasallaştı ve burjuvazinin gelişimine bağlı olarak ilk önemli gelişimlerini sergilediği Ingiltere'den Fransa'ya, oradan da tüm kıtaya bu özelliğiyle yayıldı. Bir aydınlanma ürünü olan ve siyasal eleştiriden beslenen 'çizgiyle mizah' sanatının gelişme güzergâhı yaşlı kıtadaki yenilenme rüzgânnı, devrimleri izliyordu sanki. Ama bu yepyeni sanatın arka planında, 16. yüzyılda Rabelais'yı yaratan, Shakespeare ın en önemli esin kaynaklanndan birini oluşturan, daha sonra Mofiere'i besleyen halk mizahının, dünyayı altüst edip, başlan ayak, ayaklan baş yapan karnaval meydanlannın tazeleyici soluğunun esintisi de seziliyordu. Karikatür sanatının Osmanlı împaratorluğu'na girişi de "devrimler güzergâhı"yla örtüşen çizgisini doğruladı. 1870'lerde ilk örneklerine rastlanan karikatür, asıl canlanmasını 1908 de\nminden sonra Cem'in çıkardığı Kalem ve Cem dergileriyle yaşadı. —BABA BAK' GL'SLÜK S/Y/ISI GAZETE Turhan 'ın dünyası bir çelişkileryumağı Turhan Selçuk'un sanatında kompozis>on, \ urgulanmak istenen çeüşkinin bir rölyef gibi öne çıkarblmasına yardım eder. Türkiyeden Turhan Selçuk ayannda bir karikatür sanatçısının çıkışının, daha doğrusu kendi deyimiyle, sanatındaki dönüm noktasmm 1950'lere denk gelmesi bir rastlantı mıdır, bilemem; ama 27 Mayıs ihtilaliyle noktalanan bu altüstlük yıllannın bize ve dünyaya, Aziz Nesin ve Turhan Selçuk çapında iki mizah ustası armağan ettiği bir gerçek. Turhan'ın o yalın, güçlü, asla resme yönelmeyen ama çok titiz bir kompozisyon kaygısı taşıyan yapıtlannın yer aldığı albümleri, kataloglan, "32 kısım teknıili birden" Abdülcanbaz maceralannı kanştınrken, bu çizgileri neyin böylesine vurucu kıldığını düşünüyorum bir yandan da. İlk dikkatimi çeken. zaman zaman kullandığı gölgelendirmelere karşın, taramaya ve kontur belirsizliğine hiç yer vermeyen kesin, net çizgiler. Gözümüzün gereksiz aynntılarla uğraşmasıru istemeyen, bizi doğrudan hedefe, işlenen temaya yönlendiren bir yahnlık. Kenar çizgileri kalın hatlarla çizilmiş, sade bir dünya. Karikatürlere eklenmiş altyazılar veya -çok ender de olsa- söz baloncuİdan hep çok kısa ve asla açıklayıcı değil. Tam tersine Turhan'da görsel ile sözel hep bir çelişki unsuru olarak bir araya getiriliyor. Çelişki... Evet, Turhan Selçuk mizahının eksenini oluşturan kavTamlardan biri bu. "Nasıl diliniz vanyor kendinize ozan demeye/ öyle bir büdırcının boz sesiyle şakrvarak?/ Bu gündiüV bir demir nıuştayla yarmamız gereken gündür/ şakkadak/ dünyanm kafatasını!" diyen Mayakovski'nin dizelerinin art arda imgeler, görüntüler yaratarak aralannda sonu gelmez meydan muharebelerine girişen sözcükleri gibi, Turhan"ın karikatür dünyası da  urhan Selçuk'un mizahı bu dünyayı yaşanmaz kılan eşitsizliklerin, gericiliğin, yobazlığm suratına Abdülcanbaz'ın meşhur "Osmanlı tokadı" gibi iner, daha özgür, daha ışıltılı, daha güleç bir dünyanın kapılannı aralar gönlümüzde. bir kavga uzamı, bir çelişkiler yumağı aslında. Bu kalın konturlarla çizilmiş gibi görünen dünyada. "Uk görûnen gerçekler" yergintn soyutlama düzeyinde yeniden üretilirken, kendi zaman uzam sınırlarını aşan bir evrenselliğe de bürünüyorlar. Yaşadığımız dünyanın usta bir mizahçının imbiğinden süzülerek billurlaştınlmış görüntüleri, aşkın anlamlar yüklenmelerini sağlayacak çelişkilerin içine oturtuluveriyor. Uyumlu bir kompozisyonun içinde bırdenbire öne çıkıveren hiç beklenmedik bir yorum/desen ya da aynılığın içinde bir aykınlık, oluşrurduğu grotesk etkiyle görmeyi kanıksadığımız sıradan gerçekleri bambaşka bir ışık altında sunuyor, bir merceğin altına sokuyor sanki. Bir diğer önemli özelliği Turhan'm, gündelik yaşamda kullanıla kullanıla artık sıradanlaşmış metaforlan, kimi zaman "ilk anlamları^yla çizgilere taşıyarak, kimı zaman da onlara bambaşka anlamlar yükleyerek algılama dünyamızı deyim yerindeyse altüst etmesi, başaşağı çevirip hınzırca bir "karna\al kahkahası" patlatması suratımıza. Somut gerçekliklerin indirgenerek değil. -benzetme ne kadar yerindeyse- dans yazımındaki \ eya dekor tasanmındaki gibi aşkın bir soyutlamaya taşınmış özlü. yalın çizgilerle ve zıthklann yarattığı büyüteç etkisiyle yeniden üretildiği çok özel bir sanat, Turhan Selçuk'un "çizgivie mizah"ı. Mikhail Bakhtine. karnaval gülmecesini, hiyerarşik ilişkdlerin boyunduruğundan bsa bir süre için de olsa kurtulan halkın daha güzel bir toplum isteğinin yansıması ve feodalizme yöneltilen bir ret olarak değerlendirir. Turhan Selçuk'un mizahı da bu dünyayı yaşanmaz kılan eşitsizliklerin, adaletsizliklerin, gericiliğin, yobazlığın suratına Abdülcanbaz'ın meşhur "Osmanlı tokadı" gibi iner, daha özgür, daha ışıltılı, daha güleç bir dünyanın kapılannı aralar gönlümüzde. Arpçı Ann Yeung Yıldc'da • Kültür Servisi- Amerikalı arp sanatçısı Ann Yeung Yıldız Teknik Üniversitesi'nce düzenlenen 'Yıldız'da Müzik' konserleri kapsamında 22 Kasun günü saat 20.00'de bir resital verecek. 7. Japonya Uluslararası Arp Yanşması ile 2. Lilly Laskine Uluslararası Arp Yanşmasf nın büyük ödüllerine sahip olan sanatçı Amerika. A\rupa ve Asya'da pek çok konser verdi. Son on yıl içerisinde 25'i aşkın yapıtın dünya prömiyerini gerçekleştiren Yeung, Artist Intemational yanşmasını kazanarak Carnegie Hall'da J.S. Bach'ın Goldberg Çeşitlemeleri'ni kendi uyarlamasıyla seslendırmişti. (0 212 259 70 70) Boğaziçi'nde Gün Doğuyor' • Kültür Servisi - Boğaziçi Gösteri Sanatlan Topluluğu, Anadolu ve çevresindekı yerel kültür çeşitliliğini yansıtan bir dans-müzik gösterisi ile uzun bir aradan sonra seyirci karşısına çıkıyor. BGST Müzık Birimi EAG (Eğitim-Araştırma Grubu) ile BGST Dansçılan'nın birlikte hazu-ladıklan 'Gün Doğuyor'un prömıyeri 11 Kasım'da Ankara'da yapıldıktan sonra 7. Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali'nde de sahnelendi. Gösteri bugünden itibaren Boğaziçi Cnıversitesi Kuzey Kampusu'na taşmıyor. 'Gün Doğuyor', çok kültürlü ve çok dilli yerel danslann ve müziklerin, Balkan ve Anadolu coğrafyalannın yakın dönem siyasal-toplumsal geçmişıne değinen bir kurgu çerçevesinde hazuianarak 'turna' imgesiyle anlatılan yolculuk teması üzerine kurulu. Gösteri. bugün saat 14.00, 21 Kasım'da saat 18.00, 22 Kasım'da saat 21.00. 23 Kasım'da saat 20.00 ve 27 Kasım'da saat 20.30'da Boğaziçi Cnıversitesi, Kuzey Kampusu Murat Dikmen Salonu'nda. (0 121 287 02 32) Kamyon' Avrupa turnesinde • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Tiyatrosu, Memet Baydur'un amsına, 'Kamyon' adlı oyununu sahnelemek üzere çıktıklan Avrupa turnesinin ilk gösterimıni dün Fransa'da gerçekleştirdi. Bugün Fransa'nın Nantes kentinde, 19 Kasun Salı günü Nürnberg ve 22 Kasım Cuma günü Köln'de izleyicisiyle buluşacak olan oyunun rejisi Osman VVöber'e, müziği ise Mazlum Çimen'e ait. Issızlığın ortasında bozulup kalan bir kamyon ve her an gelmesi beklenen tamirciyi konu alan ve Memet Baydur'un 'yerinden yurdundan edilmiş bütün köylüler'e adadığı oyunda, Mümtaz Sevinç, Halil Doğan, Cengiz Daner, Erkan Taşdöğen, Seda Yıldız ve Turgay Tanülkü rol alıyor. Stüdyo Drama'dal Yansımalap/ • KüMr Servisi - Stüdyo Drama Sanat Kurumu Müzik Birımi, sezonu 'Yansımalar' topluluğunun bugün saat 19.00'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde vereceği konserle açıyor. A. Şenol Filiz (ney), Birol Yayla (gitar, tambur), Engin Gürkey (vurmalılar), Nezih Yeşilnil (kontrabas) ve Taner Sayacıoğlu'ndan (kanun) oluşan grup, bütünüyle kendi özgün bestelerinden oluşan bir etnik müziğin sözcülüğünü yapmasıyla tanınıyor. 'Bin Balkan Yolculuğu' • Kültür Servisi - Muammer Ketencoğlu, 1993'te kurduğu 'Bir Balkan Yolculuğu' topluluğuyla yarm saat 19.30'da Çevre Tiyatrosu'nda bir konser veriyor. Repertuvannda hem eski köy türküleri hem de Balkanlar'daki büyük şehirlerde doğmuş 'şehir şarkılan' bulunan topluluk için enstrümantal dans müziklerinin de özel bir yeri var. Çekirdek kadrosu Muammer Ketencoğlu, Sumru Ağıryürüyen, Aytunç Ne\-zat Mataracı, Rahmi Göçmen'den oluşan 'Bir Balkan Yolculuğu' topluluğu konserde son albümleri 'Ay De Mori'den parçalara yer verecek. (0 212 585 59 35) Markov'dan Puccini yoptımu • Kültür servisi - Kasım ayı konserlerinin teması olarak, Italya'da enstrümantal müziğin altm çağı kabul edilen 17. ve 18. yüzyılm melodileri ve bunlann romantik bestecilerin eserlerine yansımasını seçen Akbank Oda Orkestrası. 20 Kasım T da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ve 21 Kasım'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştireceği konserlerinde ünlü keman virtüözü Alexander Markov'a eşlik edecek. Konserlerde Puccini'nin Menuet'leri ve yaylı sazlar için romantik müziğin az bilinen yapıtı "Crisantem'i" seslendirilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear