22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Uerleme Raporu'nda Türkiye'nin Kopenhag ölçütlerini tam olarak karşılayamadığı savunuldu AB: Reformlaryeterli değilAYHAN ŞİMŞEK ANKARA-Avrupa. Birliği (AB) tlerleme Raporu ve bLrlikte yayım- ladığı "Genişlemiş Bür Biıüğe Doğ- rtı" adlı belgede, Türlciye'ninmü- zakerelere başlamak için önkoşul olan Kopenhag siyasi ölçütlerini karşılayamadığmı sa~vundu. AB Komisyonu, ölüm cezasını kaldıran, demokratikleşme ve kül- türel haklar alanında. açıhm geti- ren ağustos reformlarını "yeter- siz'' bulurken uygularna yönetme- liklerini de beğenmedi. Raporda, Türkiye'nin özellikle " o r d u üzerin- de sivil denetim, işkenceyle miica- dele, ifade özgürlüğü"' alanlannda daha atması gereken adımlar bu- lunduğu vurgulandı. AB Komisyonu bugün resmen açıklayacağı tlerleme Raporu'nda, Türkiye'yi demokrasi açılımında cesaretlendirecek öneriler yerine, müzakere tarihi için gerekçeler öne sürdü. Cumhuriyet'in aynntılan- • AB Komisyonu'nun tarih belirlememe tavrı konusundaki üç gerekçesi: 1- Reform paketi yetersiz kaldı. 2- Uygulama yönetmelikleri tamamlanmadı. 3- Önemli reformlar bekliyor: Ordu üzerinde sivil denetim, işkencenin önlenmesi, AİHM kararlanna uyum. na ulaştığı Ilerleme Raporu ve "Ge- nişlemiş Bir Biriiğe Doğru" adlı belgenin taslağında, Türkiye'nin müzakerelere geçiş için önkoşul olan Kopenhag ölçütlerini "tü- müyle karşdayamadığı'' vurgulan- dı. Komisyon görüşünü şu 3 temel gerekçeyle açıkladı: Sınırlamalara tepki - Reform paketi yetersiz kaldı: îlk olarak, gerçekleştırilen reform- lar temel hak ve özgürlüklerin tü- müyle sağlanması konusunda cid- di sırurlamalar içermektedir. Özel- likle basın-yayın alanında ifade özgürlüğüyle dinsel özgürlükler alanında önemli sırurlamalar halen sürmektedir. - Uygulama yönetmelikleri ta- mamlanmadı: îkinci olarak. re- formlann büyük çoğunluğu Avru- pa standartlanna uygun yönetme- lik ve diğer idari önlemlerin alın- masını gerektirmektedir. Reformun ruhuna aykın Bu reformların etkıli olabilme- leri için ülke çapında tüm düzey- lerde yürütme ve yargı organlann- ca uygulamaya geçirilmeleri ge- rekmektedir. Komisyon, Yüksek Seçim Kurulu'nun büyük bir par- tinin liderine 3 Kasım genel se- çimlerine girmeyi yasaklamasının, bu reformlann ruhunu yansıtma- dığını düşünmektedir. - Önemli reformlar bekliyor: Üçüncüsü, siyasi ölçütler başlığı al- tında sıralanan önemli bazı konu- lar hâlâ karşılanmayı beklemekte- dir. Bunlar, işkence ve kötü muame- le ile mücadele, ordu üzerinde si- vil kontrol, şiddet içermeyen gö- rüşlerinden ötürü cezaevinde bu- lunanlann durumu ve Avrupa tn- san Haklan Mahkemesi'nin karar- lanna uyumu içermektedir. Komisyon, Türkiye'ye yönelik başlıca şu eleşririlere de raporda yer verdi: • Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) teşekkülü ve rolünü de- ğiştiren anayasa değişikliği yapıl- masına karşın MGK'nin uygulama- daki işlevinde bir değişiklik göz- lemlenmemektedir. • Yolsuzluk önemli bir sorun ol- maya devam etmektedir. Konuyla ilgili AvTupa Konseyi sözleşme- leri henüz onaylanmamıştır. • Türk Ceza Kanunu'nun 159 ve 312. maddelerinde ve RTÜK ka- nununda yapılan değişikliklere rağ- men yazar-gazeteci ve yayıncıla- nn kovuşturulması devam etmek- tedir. • Devlet güvenlik mahkemele- rinin yetkileri azaltılmakla birlik- te, bu mahkmenin çalışmalan hâ- lâ uluslararası standartlara uygun değıldir. • Sendikalar kısıtlamalara ma- ruz kalmakta, çocuk işçiliğı de- vam etmektedir. Raporun dikkat çekici noktala- nndan birini de "namus cinayeti" bölümü oluşturuyor. Raporda, ''Na- mus cinayeti suçlannda hâlâ ceza- lann hafiflctilmesini nıümkün kılan hukuksal düzenlemeler uggulan- maktadır" deniliyor. İlerleme Raporu Türkiye treni kaçırıyor SERKAN DEMÎRTAŞ ANKARA -Avrupa Bir- liği (AB), genişleme prog- ramı kapsamında Kıbns Rum kesimini çözüm ol- masa dahi tek taraflı üye- liğe alırken Türkiye'yi, Romanya ve Bulgaris- tan'ın da gerisine atarak yeni bir gerilimin kayna- ğı oluyor. Kopenhag zirve- sinde Türkiye'ye açık ta- rih vermesi beklenmeyen AB'nin, en iyimser yo- rumla "ban uygulamala- rm yerine getirOmesi duru- munda konunun 2O03'ün flkyansmda yeniden görü- şüleceğT ıfadesinı kullan- ması bekleniyor. AB Komisyonu bugün yayımlayacağı îlerleme Raporu ve genişlemeye ilişkin Strateji Raporu'yla Kopenhag zirvesinde alı- nacak kararlar hakkında önemli sinyaller veriyor. Raporlann, Kopenhag zir- vesinde Türkiye'yle üye- lik müzakerelerine geçiş takvimi açısmdan "kapı- yı ne açüğı, ne kapadığT değerlendirmesi yapılma- sına karşın Ankara'daki değerlendirmeler, kulla- nılan ifadelerin takvim ve- rilmesi için AB Konse- yi'ne yeterli unsur sağla- madığı doğrultusunda. Sonuçu bekliyor AB'nin 3 Kasım seçim sonuçlannı ve kurulacak hükümeti görmek isteye- ceği, ancak AKP önderli- ğinde bir koalisyon olası- lığına karşı gergin olduğu biliniyor. Bu kapsamda AB'nin Kopenhag'da alabileceği en iyi karann "Türkiye'nnı reformlarını uygulama performansına göre duru- munun 2003 Haziran ya da Arank zirvelerinde ye- niden değerlendirUmesi" şeklinde olabileceği kay- dediliyor. AB Komisyonu, Türki- ye'ye bu aşamada müza- kere takvimi vermeyerek Romanya ve Bulgaris- tan'la beraber genişleme projesinde kalmasını da önlemiş oldu. Bu durum- da Kopenhag zirvesinde Kıbns, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Le- tonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slo- venya'nın 2004 başında AB'ye alınabileceklerine ilişkin bir karar çıkacak. AB, Romanya ve Bulga- ristan'ın da müzakereleri tamamlamalan koşuluyla 2007'den itibaren birliğe alınabileceklerine iLişkin karar alabilecek. 2007 yılında 27 iiyeye ulaşacak AB'nin, Türki- ye ile genişleme sürecini sürdüımesi olasılıklar ara- sında görülmüyor. ADKF'H gençler forumda, "Ya istiklal ya ölüm, tek yol deyrim", "Atatürk gençliği görev başında"', "Kahrolsun Amerikan empervaBzmi" sloganlannı attdar. (Fotoğraf: ÖZGÜR ERBAŞ) Küba devriminin önderi için İstanbul Üniversitesi'nde tören Âtatürkçü gençler Che'yi andı İstanbul Haber Servisi - Atatürk- çü Düşünce Kulüpleri Federasyonu (ADKF), Küba devriminin önder- lerinden Che Guevara'yı, ölümü- nün 35. yılında, İstanbul Üniversi- tesi'nde (tÜ) düzenlediği bir forum- laandı. YÖK'ü protesto ettikleri gerekçesiyle lÜ'nün açılı- şında gözaltına alınan Başak Şahin ve 18 arkadaşı IÜ Rek- törü Prof. Dr. Kemal AJem- daroğlu hakkında Cumhuri- yet Başsavcılığı'na suç duyu- rusunda bulundu. ADKF Başkanı Özgür BiBur fo- rumda yaptığı konuşmada. "Che,35 yd sonra da tüm ezilenlerin beynin- de ve yüreğinde yarattığı efsaneyi kaybetmedL Çünkü çağumz,Che'yi yaratan çağın devamıdır. Azgınla- şan ve giderek daha da saldırganla- şanemperyalizme karşı,tipkıChe gi- bi savaşmak gereldr" dedi. Billur. emperyalizmi ülkemizden kovana dek mücadele edeceklerini söyledi. • ADKF Başkanı Özgür Billur forumda yaptığı konuşmada, "Che, 35 yıl sonra da tüm ezilenlerin beyninde ve yüreğinde yarattığı efsaneyi kaybetmedi" dedi. Forumda ADKF'li gençler, "Ya istiklal ya ölüm, tek yol devrim", "Atarürk gençliği görev başında", Kahrolsun Amerikan emperyaliz- mi" sloganlannı attılar. Sultanahmet'te Adliye Sarayı önünde açıklama yapan Başak Şa- hin, özgür gençlik olarak üniversi- tenin açıhşında konuşmak istedikle- rini belirterek "YÖK yeterince ko- nuşnıuştu sira bizdeydi. Ancak ha- reketimiz poüs tarafindan engelendL _ _ Üniversiteye polis çağıran Akmdaroğhı hakkında suç duyurusunda bulumıyoruz" dedi. Gözaltında işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen DtSK'e bağlı Limter-Iş Sen- dikası eğitim uzmanı Süley- man Yeter'in eşi Ayşe Yeter de öğrencilere destek verdi. Genç- lerden oy isteyen partilerin onlara umutsuz bir gelecek sunduğunu ifa- de eden Yeter, "Kendilerini karan- hğa sürükleyenleri gençler de karan- hğa sürükleyecektir" dedi. HUKUKÇULAR DEĞERLENDÎRDÎ İşkence vekötü muamele sürüyor İZMİR(CumhuriyetEge Bürosu) - AB Komisyonu İlerleme Raporu'nda, Tür- kiye'deki işkenceye kanıt olarak Manisa Davası'nda yargılanan polislerin za- manaşamıyla kurtanlmak istenmesinin yer alması. hukukçular tarafindanye- rinde bir sap- tama olarak değerlendiril- di. Izmir Ba- rosu Başkanı Noyan Öz- kan, işkence- nin önlenmesi konusunda Adalet ve Içişleri bakan- lıklanna önemli sorumlu- luklar düştüğünü belirtti. Özkan, işkence ve kötü muamelenin sürdüğünü kaydetti. Ozkan, Türkiye'de gözlem yerlerinde işkence • Hukukçular, işkencenin önlenmesi için Adalet ve Içişleri bakanlanna önemli sorumluluklar düştüğunu belirtti ve pek fena muameleye uğ- ramış ve bunlann failleri hakkında soruşturma açıl- mış yüzlerce olay yaşan- dığını anlattı. Manisa Ba- rosu Başkanı Serhan Öz- __—_____^ bek,uyanlan- j nin dikkate alınmadığını söyledi. Manisa'da- kidavayamü- dahil olarak kaülanOzbek, Türkiye'nin saygınlığı ve demokratik- leşmesi adına yıllardır yap- tıklan uyanlann dikkate alınmadığına dikkat çekti. Özbek, raporda işkence yapmakla suçlanan polis- lerin yargılanmasının ör- nek olarak gösterilmesinin "beklenen bir geüşme" ol- duğunu söyledi. DENÎZ GEZMÎŞ VE ARKADAŞLARI Hukuksuz idam karannınyüdönümü İstanbul Haber Servisi- Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) liderleri Deniz Gezmiş. Hüseyin tnan ve Yusuf Aslan, 31 yıl önce bugün Ankara Sı- kıyönetim Mahkemesi ta- rafindan ölüm cezası- na çarptınldı. Ankara Sıkı- yönetim Ko- mutanlığı 1 Numarah Mahkemesi, 9 Ekim 1971 günü "Türki- ye Cumhuri- yeti Anayasa- a'nın tamamuu tağ>ir, teb- dil ve Dga fle TBMM'yi B- kata veya vazifesini yap- maktan mene cebren te- şebbüs ettikleri" iddiasıyla yargılanmakta olan Gez- miş ve 23 arkadaşı hakkın- daki son kararlannı verdi. Mahkeme, 16 Temmuz • Gezmiş, tnan ve Aslan 31 yıl önce bugün Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi tarafindan ölüm cezasına çarptınldı. 1971 tarihinden beri yargı- lanan sanıklardan, arala- nnda Gezmiş, tnan ve As- lan'ın da bulundugu 18'ini ölüm cezasına çarptırdı. Sanıklardan 3'ü delil ye- tersizliginden beraat eder- ken içlerinde davanın tek kadın sanığı Sevim Onur- sal'ın da bu- lundugu 3 ki- şi ise 5'er yıl ağır hapis cezası aldı. Gezmiş ve arkadaşlan karan "Yaşa- sın bağımsız Türkiye'' şek- linde attıklan sloganla kar- şıladılar. Karann uygulanmaması için gerçekleştirilen yoğun kampanyalara karşın Gez- miş, Inan ve Aslan, 6 Ma- yıs 1972 sabahı Anka- ra'da idam edildiler. Ankaranın tepkisi Bakan Gürel: Raporkabııl edilemez M Baştarafı 1. Sayfada şişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi UğurZK'al A\nıpa Birliği Dönem Baş- kanı Danimarka'nın Ankara Büyükel- çisi Christian Hoppe, Ingiltere'nin An- kara Büyükelçisi PeterVVestmacott, Al- manya'nın Türkiye Büyükelçisi Rudotf Schmidt. ve Fransa Büyükelçiliği Mas- lahatgüzan Jacques Strum'u Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak bir saat görüş- rü. Edinılen bilgilere göre Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal, İler- leme raporu taslağına ilişkin çıkan ha- berler üzerine Türkiye'nin görüşlerini iletmek zorunluluğu duyduğunu büyü- kelçilere aktardı. Türkiye'nin İlerleme Raporu'yla ilgili bazı duyarlılıklan şöy- lej Rahatsızlık yaratü - 3 Kasım seçimleriyle ilgili YSK ka- rarlanna atıfta bulunulması rahatsızlık yarattı. Avrupa Birliği'ne iletilen rahat- sızlığın temelinde öncelikli olarak ko- misyonun bir yargı karannı eleştirme- si bulunuyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyıp Erdoğan. Necmettin Erbakan, Murat Bozlak ve Akm Birdal'la ilgili karann mevcut yasalara uydugu ve anayasanın ilgili hükümleriyle çelişki yaratmadığı vurgulandı. Avusturya'da Joerg Haider, Fransa'da Jean-Marie Le Pen, Ispan- ya'da Batasuna partisiyle ilgili tutum- lar ortada. OHAL5 e eleştiri - A\Tupa Birliği ilerleme raporunda olağanüstü hal bölgesi kapsamında tu- tuklulann sa\ r unma hakkını kullanama- dığı türünden ifadeler bulunuyor. An- cak Türkiye aldığı karar uyannca ola- ganüstü hal uygulamasını bu yıl sonun- da tamamen kaldıracak. Bu bölümdeki eleştirilerin OHAL'in kaldınlacağı ger- çeği göz ardı edilerek yer aldığı düşü- nülüyor. - Raporda, Türkiye'ye bakışı belli olan Uluslararası Af Örgütü'nün işken- ceyle ilgili raporlanna atıfta bulunulu- yor. Türkiye'de işkenceyle mücadele konusunda geçen yıllarda atılan önem- li adunlann hesaba katılmadığı anlaşı- lıyor. Türkiye'de işkence. raporda ilan edildiği gibi sistematik özellik taşımı- yor. - Raporun bazı bölümlerinde Türk cezaevlerinde yüzlerce fikir suçlusu- nun yer aldığı belirtiliyor. Adalet Bakan- hğı'run verileri kapsamında raporda ifa- de edilen bu değerlendirmenin doğru ol- madıgı ifade ediliyor. Türk halkının psikolojisi Diplomatik kaynaklar, Avrupa Birliği 'nin ilerleme raporunda müzakere tari- hüıe ilişkin bir görüş iletilmemesiyle ilgili olarak da Avrupa Birliği'nden Türk halkının psikolojisini anlamasını istedik- lerini ilettiler. Türkiye "nin uyanlan kapsamında AB Komisyonu'nun bugün gerçekleştire- ceği komiserler toplantısında gereklı düzeltmelerin yapılmasını bekleyen kay- naklar, "Türkiye'nin temel hedefı Ko- penhag zirvesinde tam üyelik tarihini almaknr. İlerleme Raporu bu kapsam- da bize önemH bir çerçeve çizecektir. An- cak ne bu rapor ne de 24-25 Ekim zir- vesinde kesin bir yanıt çıkmayabilir. Önemli olan AB ü\«terinin Kopenhag'da Türkiye'ye ifişkin beklenen siyasi iradeyi göstermeleri'' görüşlerini dile getirdiler. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Garip! Yakın tarihin ekonomik açılardan en kritikyol kav- şağında yer alan bir ülke olarak Türkiye'de siyasi partilerin genel seçimlere yönelik seçim kampan- yaları çok garip bir havada geçiyor. Sakın küresel- leşmenin gerçek anlamı her türlü ulusal ekonomik, siyasi politikaaracının kaybedilerek, ülkenın kade- rinin, bölgede stratejık oyunlar oynayan büyük güçlerin iradesine bırakılması olmasın? llginç zamanlardan öteye geçtik Bir Çin ilentesi vardır, "Dilerim ilgınç zamanlar- dayaşarsın" der. Bizçoktan ilgınç zamanlann öte- sıne geçtik, adeta patlayıcı zamanlarda yaşama- ya başladık. Ama yeni hükümeti ve muhalefeti oluşturması beklenen siyasi partiler bunun ayırdın- da değı ller. "Yöneticilerimiz uyuyor mu ?" diye ba- ğıranlar da yok. Büyük çoğunluk da yöneticilerın iktıdarsızlığını kabullenmiş görünüyor. Bu ülke kendi kaderini tayin etme iddiasından vazgeçmemiş olsaydı bu seçim kampanyalan çok sert tartışmalara, karşılıklı suçlamalara, hesapsor- malara sahne olurdu. Sorunların büyüklüğü ve ive- dilığı "Yumuşak siyaset yapacağız"; "Herkesin başbakanı olacağız" gibi bayağılıklara izin ver- mezdi. Al ekonomiyi... Pazartesi yazımda yer elverdiğınce Brezilya de- neyini anlattım. Bugün Türkiye'de ıktidar ve mu- halefet adayiarının hiç sorgulamadan benimsedı- ği bir ekonomik programın, kımi kısa dönemli ba- şanlann ardından hemen heryerdeaynı ekonomik toplumsal iflasa yol açtığına dikkat çekmeye ça- lıştım. Rasyonel bir yaklaşım, "öyleyse başka bir yol aramak gerekır" demez mı? Değirmenin taşı- ma suyla dönmedığini bilenler, ülkenin gelişmesi- nin, refahının kaderini, amacı ülke gelıştirmek de- ğıl de kâr etmek olan (artık kibar çevrelerde pek rtibar görmediğı ıçın sömürü kavramını kullanmı- yoruz) bir unsura, yabancı sermayeye bağlar mı? Tamam, "Milliyetçilik yapmayalım, yerli kapitalist yatırım yaptığına göre yabancısı da gelsin ve yap- sın " desek bile, varlığı açısmdan ülkedeki sosyal yapının en azından sürdürülebilirtiğine mecbur ol- mayan bir yabancı kapitalıstle kendi iç pazannı kullanabilmesi, ekonomik geleceği ve hatta iktıda- n açısmdan mecbur olan kapitalist aynı şey mi? Iş- ler sarpa sannca biri çeker gider. Ya öbürü? Üstelik "yabancı sermayeye dayalı", "bağımlıge- lişme modeli" olarak tanımlanan yaklaşımın arka- sındakı IMF modeli ve neoliberal doktrin yalnızca azgelişmiş ülkelerde değil, merkez ülkelerde de if- las etmedi mi? Bir türlu sonu gelmeyen bir borsa krizi, yavaş ekonomik büyüme, deflasyonist iklim ve nihayet uluslararası yabancı sermaye yatınm- lanndaki gerileme, 1980-2000 dünyasını terk erti- ğimizi, yıne 1930'larda olduğu gibi rflas etmiş bir liberalizmin/küreselleşmenin çorak ülkesine girdiğimizi göstermiyor mu? The Economist'm dünya ekonomisi ekinde bile, satır aralarında bu tema işlenmıyor mu? Öyleyse, Türkiye'nin onün- deki ekonomik sorunların aslına küresel düzlem- de ıflas etmiş ve çözülmeye başlamış bir ekono- mik modelin parçası olduğunu söyleyemez miyiz? Şimdi enflasyon düşünme amaçlı programlann ye- rine üretimi vetalebi arttıracak, ıç pıyasayı canlan- dıracak programların geçmesi gerekmez mi? Iflas etmiş modele yapışmanın tarihsel sorumluluğu yok mu? Vur politikaya Bugün küresel jeopolitiğin tüm fay hatlan Türki- ye'nin yer aldığı coğrafyada kesişıyor. Önümüzde- ki 15-20 yılın yeni jeopolitiğini buradaki kınlma be- lirleyecek. Artık, komploteorısi üreten mahfillerden çıkıp gazete sayfalarına, akademik yazılara dökül- meye başladı: ABD, Afganıstan'dan Yemen'e ka- dar uzanan bölgede bir siyasi yeniden yapılanma amaçlıyor. Rejimler değişmeye devam edecek, sı- nırlar yeniden çizilecek, yeni ABD garnizonlan ku- rulacak... Afganistan ılk, ama çapı sınırlı bir dene- meydi. Şimdı, "önleyiciilk vuruş"doktriniylededes- teklenen bir proje Irak'ı hedef aldı. Irak ise yeni je- opolitiğin Pandora kutusu olmaya aday. Soğuk savaş sonrası kararsızlığa son veren yeni ABD ulu- sal savunma stratejisi, 350 yıllık uluslararası dü- zeni yıkmayı ve emperyal koordinatlar içinde ye- niden kurmayı amaçlıyor. Bu amaç, yalnızca ABD, Japonya, Çin, Rusya gibi büyük güçlerin araların- daki ilişkilerin kurallarının yeniden saptanmasını değil, Avrupa içindeki çelişkilerin daha da keskin- leşmesini (örneğin, Fransa, Almanya, Belçıka bir yanda, Ingiltere, Italya, Ispanya diğer yanda) de ge- tirecek. Dahası ulus devletlerın egemenlik hakkı- nın hukuksal temelınin ortadan kalkması, her bü- yük devletın kendi hedefi olan "serseri devletle- re", "önleyici ilk vuruş" hakkını da getirmeyecek mi? Bu ortamda, Türkiye devletinin alacağı her ka- rar bu yeni jeopolitiğin şekillenmesinde etkin birrol oynayacak, dahası, kendi varlığının bu yeni jeopo- litik içinde alacağı biçimi, hatta sürüp sürmeyece- ğini de belirleyecek. Çünkü bu yeni emperyal dü- zen kurulursa, ekonomisini ışleten, ordusunu bes- leyen mali kaynaklann musluğu başkasının elinde olan tüm diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de önünde yalnızca iki seçenek kalacak; "rejim değişikliğine" uğramak ya da bir bölgesel garnizon devletine dönüşerek bölge gerçeklerine göre yeniden şekil- lenmek. Ezoterik jeopolitık tartışmalann satır ara- lanndan çıkıp, "Irak'ta ne olacak?" diyerek söze başlayan günlük anlatılann içinde ortaya dökülme- ye başlayan bu dinamiklerin hükümete aday par- tiler tarafindan tartışılıyor olmaması da garip değil mi? "Avrupa'ya gireceğiz" balonunun sönmesine ve peki "Biz bu Gümrük Birliği Anlaşması'nı ne- den imzalamıştık?" sorusuna değinmedik bile... Doğrusu çok garip bir dönemden geçiyoruz... Eski bakan Vural toprağa verildi • ANKARA (AA) - Eski ulaştırma bakanlanndan Mahmut Vural, Ankara'da toprağa verildi. Vural için TBMM'de düzenlenen cenaze törenine, merhumun ailesi ve yakınlan, Ulaştırma Bakanı Naci Kınacıoğlu, YTP Grup Başkanvekili Oğuz Aygün ile CHP'ii siyasetçiler katıldı. TBMM'deki törende. Vural'ın özgeçmişi okundu ve saygı duruşunda bulunuldu. Vural'ın cenazesi, Kocatepe Camii'nde. öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear