Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 EKİM 2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERÎN DEVAMI 19
C ^ U N C E L CÜNEYT ARCAYtREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Sonra aralık ayında Kopenhag. Müzakere tari-
hi verecekler mi vermeyecekler mi?
AvB Komisyon Başkanı Prodi'ye göre, tarih yok!
Brüksel muhabirlerimize göre, var!
Tarih varsa; ne Türkiye'yi kırıyor ne de AB Ko-
misyonu'nun saptamalarını yadsıyor. Bir bakıma
idare-i maslahatçı.
AB Komisyonu'nu yadsımıyor; zira, uygulama-
ları bekliyor.
Türkiye'yi kırmıyor; zira, uygulamaları gerçek-
leştir, Haziran 2003'teSelanik'tetoplanacakolan
zirvede al tarihi, diyor.
AB ülkeleri Türkiye ile ilgili kuşkulardan annmış
değiller.
Ozellikle 3 Kasım seçiminden sonra ortaya çı-
kacak hükümetin renginin, biçiminin ve içeriğinin
belirlenmesini bekliyorlar.
Aralık zirvesinde aynı doğrultuda bir karara Tür-
kiye'nin tepkisi ne olacak?
Almanya'dan dönen Dışişlerı Bakanı Şükrü Si-
na Gürel'e göre, Kopenhag'da müzakere tarihi
verilmezse Türkiye AB ile "ilişkilerini gözden ge-
çirecek". Ne ölçüde?
AB'yi ürküten olasılıklar; "ılımlı" Islamcı partiy-
le ılımlı sol partiden oluşacak bir hükümet işba-
şına gelebilir mi? Ya da geçmişi sabıkalı "ılımlı"
Islam tek başına iktidara gelirse?
Görünen köy kılavuz istemez: CHP'den kuşku-
ları yok. IMF'nin, AB'nin koşullarını kabul etme-
ye hazır!
Ama AKP? Gerçi genel başkanlığı tartışmalı
RTE, geçen akşam AB büyükelçilerine güvence
verdi. Gerçi Abdullah Gül, Brüksel'deki görüş-
melerde "zihinlerdeki sorulan, kuşkulan" gider-
meye çalıştı.
Ne ölçüde başarılı oldular, AB'nin AKP üzerine
düşüncesi nedir, şimdilik bilinmiyor.
• • •
Bu gelişmeler, AB ülkelerinin Türk seçmeninin
büyük çoğunluğu kadar kararsız olduğunu gös-
termiyor mu?
Ama seçim tahmini yapan uzmanlara göre;
Türk seçmeni ile AB ülkelerinin kafasında yer e-
den kuşkularia kaygıları önceki gece Kanal D'de-
ki Baykal-RTE arasındaki tartışma ortadan kal-
dırmış olabilir mi?
Kararsız seçmen fark gözetmeksizin partiler-
den uzak duruyor. Çoğu kenttekı araştırmalar hal-
kın siyaseti, partileri ve yöneticileri yadsıdığını
gösteriyor.
Bir iki saatlik "/M/mu/ıabbef/n "toplumdaki yer-
leşik duyguları ne ölçüde giderdiğini birkaç gün
içinde göreceğiz.
Katılım yüksek olacak mı? Ya, boş oylarla oy
vermeyenlerin yüzdesi umulandan da yüksek çı-
karsa?
Halkın boş oyları ya da sandığa gitmeyişleri
tepkinin somut bir sonucu, partilere ve yönetici-
lerine güven duymadığının bir kanıtı, bir göster-
gesi olmayacak mı?
• • •
Anketlere bakarak iktidara geleceğine, hatta
tek başına iktidara geleceğine inanan RTE ve
kadrosu, daha bugünden ilk iki ayda anayasayt
ve Siyasi Partiler Yasası'nı değiştireceklerini ilan
etmeye başladılar.
Anayasayı ve kimi yasayı hangi ilkeler doğrul-
tusunda değiştirecekler? Halkın daha geniş ne-
fes almasını sağlamak için mi? Hayır!
İlk hedefleri; RTE'yi siyasetten uzaklaştıran, de-
ğil genel başkan, üye olmasını engelleyen ana-
yasa ve Siyasi Partiler Yasası'ndaki kimi hüküm-
ler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana-
doğlu'nun AKP'nin kapatılması için Anayasa
Mahkemesi'ne yaptığı başvuru, maskeyi bir kez
daha indirdi.
İki gerçek ortaya çıktı. ilki, anayasa ve yasalar-
da değişiklik yaparak RTE'yi kurtarmak... Daha
önemlisini, ikinciyı -tabii RTE söylemiyor ama
"söyletiyor"- Elazığ mitinginde GeneJ Başkan Yar-
dımcısı Sadık Yakut açıkladı: "Görevini kötüye
kullanan herkesten 4 Kasım'da 'hesap' sorula-
cak" dedi.
AKP'nin hedefleri arasında Başsavcı'nın oldu-
ğu bilindiğine göre...
Busöylemler AKP'nin intikam duygulanyla yoğ-
rulduğunun ilk ışaretleri değil mi?
AB 'den iyimser havcı
• Baştarafı 1. Sayfada
mik kriterler ve AB
müktesebatına uyum
alanında kaydettiği
ilerlemeleri memnuni-
yetle karşıladı. Böylece,
Türkiye Ue tam üyelik
müzakerelerinin başla-
ması perspektifi yakın-
laşmış bulunuyor. AB,
Türkiye'yi, başladığı
reform sürecini sür-
dürmek, bunların uy-
gulaması için yeni so-
mut önlemler almak
yönünde cesaretlendir-
mektedir. Bu, diğer a-
day ülkelere uygulanan
kriterler çerçevesinde,
Türldye'nin AB'ye ka-
tılım.na doğru ilerleme
sağlayacaktır. AB Kon-
seyi,Kopenhag Zirve-
si'nde Türkiye'nin
adaylığının bir ileri
aşartasına ilişkin karar
alınabilmesini sağlaya-
cak wileri zanıanında
ve AB Komisyonu'nun
İlerleme Raporu ile
Helsnki, Laeken ve Se-
villarirvelerinin sonuç-
lann temel alarak ha-
zırlamaya davet edil-
mekedir."
AI Dönem Başkanı
Danmarka'nm Başba-
kanı \nders Fogh Ras-
mosien, Türkiye konu-
sundı son karann Ko-
penhıg Zirvesi'nde veri-
lecepıi söyledi. Kopen-
hag lirvesi'ne kadar 7
haftesüre bulunduğunu
belirten Rasmussen,
"Bu süre zarfında Tür-
kiye'deki gelişmeleri
çok yakından izleyece-
ğiz ve son değerlendir-
meyi Kopenhag'da ya-
pacağız" diye konuştu.
Kulis notlan
AB Brüksel Zirvesi
devam ederken Konsey
kulislerinde ilginç geliş-
meler gözlemlendi.
AA'nın haberine göre,
Almanya Dışişleri Ba-
kanı Joschka Fisc-
her'in, Alman gazeteci-
lere yaptığı açıklamada,
Kopenhag Zirvesi'nde
"Türkiye'ye bir tarih
vermenin formülünün
bulunacağına inandı-
ğını" söylediği öğrenil-
di. Bu sözler, çeşitli
kaynaklar tarafından te-
yit edildi.
Değişik kaynaklann
doğruladığı bir bilgiye
göre, Yunanistan Dışiş-
leri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu da, Kopen-
hag'da Türkiye'ye tarih
verilmesinden yana ta-
vır koyduklarını, Türki-
ye'deki bazı son geliş-
melerin ve yasaklama
kararlannın bu işi zor-
laştırdığuıı söyledi. Yu-
nan gazeteciler, Pa-
pandreu'nun değerlen-
dirmelerinden sonra,
"Dünya tersine döndü.
Yunanistan Türkiye'yi
savunuyor" yorumunu
yapıyorlar.
Ecevit: AB bizi oyalıyorANKARA/tZMİR (Cumhu-
riyet) - Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gü-
rel, AB 'nin yıl sonuna kadar Tür-
kiye'ye müzakere tarihi verme-
mesi durumunda, AB ile ilişkile-
rin her bakınıdan gözden geçiri-
leceğini söyledi. Başbakan Bü-
lent Ecevit, Türkiye'nin AB'nin
"koşulln bir tarihini" kabul et-
meyeceğini vurgularken, AB'nin
seçimler sonrasına kadar Türki-
ye'yi oyalama taktiklerini sürdü-
receğini ve sonra bir karar alaca-
ğını düşündüğünü belirtti. AB
Genel Sekreteri Volkan Vural da
Türkiye hakkında asü kararm Ko-
penhag Zirvesi'nde aünacağına
işaret etti.
AB'nin Brüksel Zirvesi'nden
Türkiye'ye tarih çıkmaması, se-
çimler öncesinde hükümetten sert
açıklamalaraneden oldu. Dışişle-
ri Bakanı Gürel, tzmir'de yaptığı
açıklamada, "AB tarafi 2003 yı-
u içerisinde, Türkiye ile müza-
kereleri başlatma karan ver-
mezse o zaman bundan AB-
Türkiye ilişküeri büyük zarar
görecek ve Türkiye, AB ile iliş-
kilerini her bakundan yeniden
gözden geçinnek zorunda kala-
cak" uyansında bulundu. CNN
Türk'te kanldığı programda uya-
nlanna açıkhk getiren Gürel, Tür-
kiye'nin bugüne kadar AB'ye
15 'lerAGSP metninde uzlaştı
Haber Merkezi - AB Dış Politika ve Ortak Sa-
vunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Brük-
sel Zirvesi'nde Avrupa Güvenlik veSavunmaPo-
litikası (AGSP) konusunda 15 'lerin birmetin üze-
rinde uzlaşmaya vardıklanm açıkladı. AGSP üze-
rindeYunanistan ile anlaşıldığının açıklanmasıy-
• la Ankara da yeni metni değerlendirmeye aldı.
' AGSP ile ilgili Ankara metninde Avrupa ordusu-
1
nun hiçbir biçimde NATO üyesi ülkelere karşı
kullanılamayacağı öngörülüyordu.Yunanistan ile
1
anlaşılan yeni metinde buna paralel olarak, "Av-
rupa ordusunun hiçbir biçimde AB'ye veya
;
birtiğin herhangi bir üyesine karşı kullanıla-
1
mayacağı" hükmü yer aldı.
Solana, belgenin pazartesi günü Kopenhag'da
AB'ye aday ülkelerin devlet ve hükümet başkan-
lannı bir araya getiren mini zirvede Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'e sunulacağını söyle-
di.
U
15'lerin onayladığı metniTürk dosüanmı-
zın da kabul edeceklerini düşündüğünü" ileri
süren Solana, ısrarlı sorular karşısında, "Ben bir
ülke ile değil, NATO ile müzakere yapmakla
görevlendirüdim" dedi.
Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Brüksel
Zirvesi'nde AB Konseyi tarafından onaylanan
'Brüksel Belgesi'ni Türkiye'nin kabul edeceği
konusunda umutlu olduğunu söyledi. Yunanis-
tan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, dün
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü
Sina Gürel ile görüştüğünü belirterek belgenin
NATO içindeki herkes tarafindan kabul edilme
şansmm yüksek olduğunu söyledi.
verdiği tüm taahütleri yerine ge-
tirdiğini, şimdi AB'den de aynı
şekılde taahhütlerine uymasını
beklediğini, Ankara'nın son re-
formlann ardından müzakere ta-
rihi istediğini söyledi. AB'nin yıl
sonuna kadar bir tarih açıklama-
ması durumunda, yeni hüküme-
tin ilişkileri gözden geçirme du-
rumunda kalacağını vurgulayan
Gürel, "Bu Türkiye yüzünü
başka yöne dönecek demek de-
ğiLAma bizim, belki de karşıh-
ğinı alamadan katlandığımız
özverileri sürdürmemLzin anla-
mı kalmaz. Örneğin gümrük
birliğini gözden geçirebiliriz"
diye konuştu. Ecevit ise dün ha-
bercilerin sorulan üzerine "AB,
karar vermeden önce Türki-
ye'deki seçimlerin sonucunu
bekliyor. O zamana kadar oya-
lama taktikleri sürdürecekler-
dir, biraz sabırh davranmak ge-
rekiyor'' diye konuştu.
Volkan Vural da, Türkiye hak-
kında asü karann yıl sonundakı
Kopenhag Zirvesi'nde ahnacagı-
na işaret etti. Ankara Genç tşa-
damlan Demeği'nin tş Dünyası
Platformu 4. toplantısına katılan
Vural, Brüksel Zirvesi taslağında
yer alan Türkiye paragranna iliş-
kin sorular üzerine, Türkiye'nin
tarih konusunda "spekülasyon-
lara girme niyetinde olmadığı-
na" işaret ederek, "En önemli
nokta yıl sonundakı Kopen-
hang Zirvesi'ne hazırianmak"
dedi. Kopenhag'da Türkiye'nin
beklentisinin, 2003 müzakereleri
için kendisine tarih verilmesi ol-
duğunu yineleyen Vural, " Bu-
nun dışındakiler bizim beklen-
tilerimizi karşüamaz" dedi.
Yimpaş Mağazalar Zinciri 20. yılını kutluyor
2O.yıl
indirimi
devam
ediyor!İndirimler
26-27 Ekim 2002
tarihleri arasında geçerlidir.
Bayan
Emitasyon deri mont
21.900.
Erkek
Pantolon
Polyester
viskon
Corky
Triko çocuk kazak
5.900.ooo
Demka
Ufo ekmek sepetî
9.990.ooo
15.950.
Yimpaş
Bulaşık sıvısı
Ece
Bezelye teneke
5kg
3.890. ooo 59O.c
Mandalina
Şok Fiyat!
Herkes akın akın
20. Yıl indirimlerine
koşuyor.
Siz de Yimpaş
Mağazalar Zinciri'ne
gelin, süper
indirimlerden
yararianın.
yimpaş
MAĞAZALAR
Barzani:
Irak'in
böUinmesine
karştyız
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Irak Kürdis-
tan Demokratik Partisi
(IKDP) bölgesel yönetim
sorumlusu Neçirvan Bar-
zani "Amacımız birleşik
ve demokratik bir Irak
içinde kendi somnlanmı-
zı çözmek" dedi. Türk or-
dusunun bölgeye müdaha-
lesine karşı olduklannı yi-
neleyen Barzani, AB'ye git-
mek isteyen Kürt doktorla-
nnınTürk yetkililer tarafin-
dan alıkonulduklannı sa-
vundu. Barzani, IKDP'nin
Londra Temsilcisi Hoşyar
Zebari ile Ankara'da yap-
nklan temaslarla ilgili basın
toplanüsı düzenledi. Bölge-
de istikrar unsuru olmak is-
tediklerini kaydeden Barza-
ni, "Bizim bölgeye ilişkin
gizli bir gündemimiz
yok" dedi. Barzani, "Tür-
kiye'nin ulusal güvenlik
çıkarlannı anlıyoruz ve
Ankara'nın istediği gü-
venceleri vermeye hazı-
nz" diye konuştu. Barzani,
Kerkük'ün coğrafı olarak I-
rak Kürdistam içinde bu-
lunduğunu ve bu şehrin ge-
leceğinin burda yaşayanlar
tarafindan kararlaştınlması
gerektiğini söyledi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
sürecin tamamlanması gibi yumuşak bir geçişle
bağımsızlıklarını kazandılar. Ikinci 10 yılına giren
bu bölgede başta Rusya olmak üzere başlıca ak-
törlerin tümü yeni planlar yapıyor.
Tıpkı 11 yıl önce olduğu gibi bugün de Rus-
ya'nın en yumuşak karnı Kafkaslar... Sözünü et-
tiğimiz cumhuriyetler bir bir bağımsızlığını elde
ederken Çeçenler de 1991'de aynı yolu tuttular.
Rusya, önce Gürcistan ve Ermenistan'la ilişkile-
rini düzeltti, ardından da 1994'te Çeçenistan'a
büyük bir askeri operasyon başlattı. O günden bu
yana kısa süreli kesintilerle devam eden çatışma-
lar Putin'in yönetime gelmesiyle yeni bir boyut ka-
zandı.
Putin'i koltuğa oturtan etkenlerden biri de "Çe-
çen savaşına son vereceğim" sözüydü. İktidara
geldikten hemen sonra Çeçenistan'daki operas-
yonların sorumluluğunu Savunma Bakanlığı'ndan
aldı ve Rus Istihbarat Servisi'ne (FSB) verdi. Ser-
visin işlevlerinden biri de önde gelen Çeçen terö-
ristleri tek tek etkisiz hale getirmesi olacaktı...
22 Ocak 2001 'de başlayan bu süreç son eylem-
le birlikte büyük ölçüde başarısızlığa uğramış gö-
rünüyor. Çeçen teröristler Moskova'yı adeta yol
çeçen hanına çevirdiler, özel eylem giysileri ve si-
lahlanyla bir tiyatro salonuna girip, oyunun adını
ve oyuncularını degiştirdiler.
Şimdi bütün dünya bu oyunu izliyor. Yazıyı ka-
leme aldığımız saatlerde, teröristlerin Rus-Çeçen
savaşına son verilmesi istemlerinin karşılanma-
ması durumunda, bugünden itibaren rehineleri
tek tek öldüreceği haberi gelmişti.
Türkiye'ye etkisi
Olası gelişmeler ve eylemin sonuçları şöyle gö-
rünüyor:
1- Eylem Kafkaslar'daki barış umudunu büyük
ölçüde suya düşürecek. Rusya'nın daha da sert-
leşmesine neden olacak. Belki de Rusya olayı,
"Bu da benim 11 Eylül'üm" diye yorumlayacak ve
"terörist avı" planıyla acımasız bir dönem başla-
tacak.
2- ABD'nin işi daha kolaylaşacak. Bütün dün-
yaya "Teröristle Teksaslı gibi mücadele etmek ge-
rekir" tezini kabul ertirmeye çalışan Bush'un Pu-
tin'e şunu fısıldadığını duyar gibiyiz:
"BM Güvenlik Konseyi'nde benim teröristlere
destek veren Irak'a operasyon düzenlememe kar-
şı çıkıyordun. Görûyorsun, terörijn ne zaman ne-
reyi vuracağı belli değil. Gel şu inattan vazgeç, be-
nim mücadeleme katıl."
3- ABD'nin yöntemlerini Rusya'nın da benim-
semesiyle birlikte zaman zaman tanımı yapılma-
ya çalışılan "karanlık savaş" kavramı daha da öne
çıkacak. İki büyük ülke, coğrafyası, cephesi, as-
keri, silahı belli olmayan bir tehlikeye karşı sava-
şa girişecek. Bunun altında kimlerin kalacağı hiç
belli olmaz!
4- Çeçenler ve Kafkaslar'daki halkJar kendi için-
de de birlik değil. Terör eylemi bu ayrılıkları daha
da derinleştirecek.
5- Çeçenlerin Rusya sınırları içinde insan hak-
larına saygılı bir yönetime kavuşması gerektiğini
düşenenlerin eli zayıfladı. Dünyada Çeçen müca-
delesinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmak
isteyenlerin işi artık daha zor.
6- Itiraf etmek gerekirse haberi duyduğumda ilk
"Eyvah" demiştim, "bu teröristlerin bazılan Türki-
ye bağlantılı olabilir. Rusya ile aramızda bu konu-
da zaten arada bir çengelli hale gelen sonı ışaret-
leri daha da büyüyebilir."
Şimdilik böyle bir durumun olmadığı anlaşılı-
yor.
Daha dün, Türkiye'nin etrafını konu etmiş, so-
runlar ve fırsatlar yumağına değinmiştik... Çevre-
mizdeki ülkelerin çoğunun nefesi bize dönük ol-
duğu için onlar hapşırdığında hemen biz de etki-
leniyoruz. Kafkaslar da öyle. Türkiye'de 6 milyon
dolayında Kafkas kökenli yurttaşımız var. Anado-
lu'da barış içinde yaşayan o insanların bir bölü-
mü Kafkaslar'da birbiriyle kanlı bıçaklı. Siyasi par-
tilerin Kafkas kökenli yurttaşlarımıza yaklaşırken
attıkları adımların sonuçlarını çok iyi hesaplama-
sı gerekiyor.
Kafkaslar'da salt kaslarla ulaşılacak bir yer
yok...
[email protected]
ABD 11 Eylül'ü bifiyordu
• Baştarafı 1. Sayfada
emir aldıklannı, hatta işten atılma teh-
ditleriyle ellerinin bağlandığını söyle-
diler. Usame, arananlar listesinin ba-
şmdayken, CIA'nın onunla "dostane"
temaslan da oldu. Bu resmi tavır 11 Ey-
lül'ü engelleyecek konumda bir FBI yö-
neticisinin istifasıyla sonuçlandı. Bu ya-
zıda bazı örneklerle yetinelim.
Bu konu bir "Usame-gate" olayıdır.
Önce ne Clinton ne Bush yönetimi dost-
lan Suudiler ve Pakistan'ın El Kaide
bağlannsına karşı çıkb. Hatta, CIA bu ör-
gütü Pakistan aracılığıyla eğitti ve her
yönden destekledi. Öldürmek bir yana,
Usame'yi yakalamak bile istemiyorlar-
dı. El-Kaide'ye destek bugün de sürüyor.
Interpol'e Usame'ye ilişkin ilk tutuk-
lama isteğinde bulunan Libya'ydı. 16
Mart 1998 tarihli ve 127288 sayıh baş-
vuruyu Lyon'a ulaştırdı. Libya Istihba-
rat Başkanı Musa Kusa da Eylül
2001 'de Londra'ya gidip bildiklerini ak-
tardı. Usame'nin izini ilk ve sürekli sür-
dürenlerden biri, New York'un güven-
liğinden sorumlu John O'Neill'di. Ne
var ki, ABD Dışişleri Bakanlığı ve onun
ardında (Bush'la da sarmaş dolaş) pet-
rol lobisi, Usame'nin suçlanmasına izin
vermedi. Yemen'deki Amerikan Büyü-
kelisi Barbara Bodine bile O'Neül'in
17 yurttaşının öldürühnelerini incele-
mek için bu ülkeye girmesini engelle-
di. Hep önü kesilen bu FBI yeüdlisi is-
tifaetti.
Mayıs 2001 'de Rusya, BM Güvenlik
Konseyi'neEl Kaide üstüneaynntıbra-
por sundu. tlgilenen olmadı. Usame
böbrek rahatsızlığıyla Dubai Amerikan
Hastanesi'ne yattığında, arananlar liste-
sinin başında olan bu kışiyle CIA ajanı
Larry Mitchell 12 Temmuz 2001'de
konuştu; o kadar. "Le Figaro" Hu bu-
luşmayı saptadı (31 Ekim 2001). Usa-
me'yi Suudi istihbaratının başkanı
Prens Tfirkî el- Faysal da ziyaret etti.
Usame ise 10 Eylül'de Pakistan'daydı.
Prens Türkî de görevini 11 Eylül saldı-
nsından iki hafta önce bıraktı. Fransız
Genel Haberalma Örgütü (DST) ile ya-
bancı bilgileri toplayan ikincisi
(DGSE), Amerikan toprağmda da sal-
dınlar olacağmı Amerikan taraftna ilet-
tiler. Pakistan Haberahna (ISI) Başka-
nı Gen. M. Ahmed ABD Dışişleri Sek-
reterYardımcısı M. Grossmanla 4 Ey-
lül'de konuştu. Aynı kişi, saldınnın bir
numaralı samğı Pakistanlı M. Atta'ya
100c bin dolar ödetmişti. Olaydan son-
ra Gen. Ahmed görevi bıraktı; o kadar.
Eski Mısır Dışişleri Bakanı M. Hey-
kel'in dediği gibi, Usame'nin her tele-
fonu dinleniyordu, Amerikan ajanlan
El Kaide'nin içine sızmıştı. Kanada'da
Küreselleşme Araştırma Merkezi Baş-
kam Prof. M. Chossudovsky'yi dinle-
yelim: "Gariprir ki, en çok arananlar
listesindeki kişi iki hafta Amerikan
Hastanesi'nde kalmış, CIA ajamyla
görüşmüş ama kendini tutuklayan ol-
mamışör." Adli denetim yetkilileri res-
mi Iç Gelir Hizmetleri'nin Islamcı ör-
gütlerin kara para aklamasını görmez-
den geldiklerini belirtiyor. Bunlann ki-
mileri ABD'den para yardum da aldı.
Örneğin 1998'de 4.2 milyon dolar Usa-
me'ye ulaştı. Suudi Kral ailesiyle Is-
lamcı terörün bağlantısuım FBI'ca in-
celenmesini engelleyen de Bush'tu.
New York Havaalanı'nda kaçırmala-
ra müdahale edecek avcı uçaklan hazır-
dır. Bu olanak ikiz kuleler vuruluncaya
değin işletihnedi. Ancak, o zaman pet-
rol ve doğalgaz yolu üstünde olan Af-
ganıstan'a müdahale nedeni de ol-
mayacaktı. Ardından, Irak gibi başka
petrol hedeflerine de.