23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2OEKİM2002PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK mr İNSANINSERÜVENİ TURHAN SELÇUK 80'lerin sonuna doğru kurulan ZeN, kendisini yaşam, ritm ve doğaçlama olarak tanımlıyor 'An'ın müziğini yapıyorlarHATİCE TUNCER Davul, darbuka, her çeşit vurmalı çalgılar, yaşamın her sesi. Bazen Dadaıst, bazen sufi bır yaklaşım. Tanımlamanın yetersız kaldığı bir müzik. Türkiye'nin büyük bir kentinde rastlayabileceğiniz hertürlü müzik... Pop. halk. arabesk, punk arasında gezinip şaşkına döndüren tınılar... Murat ErteTin 1980'lerin sonuna doğru kurduğu "ZeN" grubu "an"ın müziğini yapıyor. ZeN grubunun 1995'ten bu yana yaptığı albümler, Ada Müzik tarafindan yeniden yayımlanıyor. 1995'te "Suda Bahk", 1996da "Derya" 1 , 1998'de "TanbuT 1999'da "ZeN Bakırköy Akıl Hastanesi'nde" albümlerini çıkaran ZeN grubu, yaptıklan müzığm tanımını dinleyiciye bırakıyor. Derya albümününün Amerika'da yayımlanması ve orada bir hayTan kitlesı oluşturmasının ilginç bır öyküsü var. ZeN, Okay Temiz ve Moğollar hakkında uluslararası bir müzik dergisinde yayımlanan bir yazı üzerine "Sonic Youth" grubunun gitarcısı Thurston Moore Suda Bahk albümünü dınier ve beğenerek yayımlamak ister. ZeN, yeni bir albüm kaydetmeyi önenr ve Moore, Derya albümünü Amerika'da yayımJar. ZeN, bugünlerde yenı çıkaracaklan "Büyültmeler''albümü üzerine çalışıyor. Murat Ertelin babası ve geçen yıllarda kaybettiğımiz grafik sanatçısı Mengü ErteTın "Büyültmeler" sergisinde canlı olarak çaldıklan müzikler aynı adla bir albümde toplanacak. Müzik doflaçlamadır Yaşam, ritm ve doğaçlama ZeN'in müziginin temelini oluşturuyor. ZeN'in kurucusu Murat Ertel yaptığımız sohbete "Ne yapüğunız değfl de nasıl yapüğunız saptanmışür. Biz doğaçlama müzik yapıyonız" diye sözlenne başladı. ZeN, müzikal bır plan kurmadan çalmaya başlıyor ve bitiriyor. Çalmadan önce ne olacağını kendileri de bilmiyor. Bu yüzden çaldıklannı tekrarlamaya olanak yok. Bu nedenle tekrarlamak ya da insanlara yeniden dinletebilmek için kayıt yapıyorlar. Insan makine gibı aynı şeyi bır kez daha çalamayacağı için doğaçlama müzik Murat Ertel'ı ve arkadaşlannı daha çok heyecanlandınyor: "Aslında müzik işlevini kaybetmeden önce böyleydL Bu işlev nedir? Bugün gerçek olarak müziğin işjevinin devam ettiği birkaç durunı sayabiliriz, Örneğin ezan, cenazelerde ya da düğünlerde oluşturulan müzik gerçek işlevini görüyor. Müziğin, eski çağlarda özeüikle de kayıttan önce çok daha işlevsel olduğunu düşünüyonun. Insanlar sesleriyle birtakun şeyieri değjştirmeye, haüriamaya, bir ayin yapmaya yakındı bir zamanlar. Müzik daha sonra beürii kişilere hizmet etme yotuna girmeye başladı. Birtakun zengin ya da güçlü konumdaki insanlara müzikler yapılmaya başlandı. Böylece müziğin işlevinde bir kayma olduğunu düşünüyonun. Eğlendirme halini almaya başladı. Örneğin şu anda bulunduğumuz ortamda çalan müzik hiçbir şeydir. Ona hiçbir şekilde dikkat ernıeden ve saygı duymadan burada konuşuyoruz, Halbuki yani gerçek müzikte böyle bir şey olamaz. Müzik çalar ve siz onu dinlersiniz. Halbuki müziğe saygısızuk etmeye ve bir kenara atmayı onu bir fonda kullanmayı çağlar boyunca bu şekilde öğrendik ve bilinç altunıza bile işledik. Bu yüzden konserlerde bile insanlar gerçekten müziği dinleyenler ofca bile ancak sosyalize olabilmek için, başka insanlarla tanışmak ya da orada karşılaşmak için sohbet etmek için bile gider oldu." Anı yaşamak ZeN'in müzigınde bir vapur düdüğü, kentin kargaşası, bağınş çağınş, her şey duyulur. An'ı yaşamanın önemi bu şekilde vurgulanır. .\kıp giden ve bır daha yaşanmayacak olan şeydir an. Bir fotoğraftn anı yakalaması gibı •'an" müzikle anlatılır: "Yani o nehirden o su bir daha akmayacak." Ertel'e göre teknolojıyle gelışen kayıt sistemleri gerçeğin r ZeNmüzik grubun kurucusu Murat ilir. Türemiş yerini tutamadığı gıbi şu anda "gerçek"le "gibi"nin mücadelesi yaşanıyor: "Gibiyleyetinmevenlere karşın birçok insan da gibh le yetinebilir. Örneğin 90'larda türemiş soyadı olamayan popçulan ele alalun. Bunlar büyük ölçüde bü>1ik şirkeüerin ürünleri. Düzgün fiziğe sahip insanlar, kolay bellenebilecek, kolayca tekrarlanabilecek melodileri devamlı televizyonlardan insanlara ezberletiliyorlar. Fakat kısa bir süre sonra unutuluyorlar. Bu da gerçekliğin bir intikanu aslında." Akıl Hastanesl'nde ZeN'ın müziğinde sözler yalm ve gündelık konuşma dilınde. Örneğin vurmalı çalgılar arasından duyulan "Hey sen buraya baksana biraz" günlük ve bir o kadar da otontenin ürkütücü seslenışı. ZeN'in müzığindeki basıt armonilerin yani sıra sözlerinin de önemli olduğu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesı'nde verdikleri konser sonrasmda ortaya çıkmış. Konserin kayıtlannın yer aldığı "ZeN Akü Hastanesı'nde" albümünün kapağında sözlerın yer alması bunun fark edılmesinde eıkilı olmuş. Ertel armoninin basit olmasını tercıh ediyor: "Bu flkeUik temelde bütün insanhk tarihiyle örtüşen bir şey. Ben seçkinci müziğe çok inanmıyorum. Halk müziği, Türk sanat müağinden çok daha çekki gelmiştir. Ya da halk edebiyan dh'an edebiyaündan çok daha çekici gelmiştir. Fuzuh'nin ya da Bakınin büyük sanatçüar olduğunu sözlüklerle anlayabiliyorum ama yine de gibilik var. Pır Sultan'ı, Yunus Emre'yi bir okuyuşta anlayabilmek bana miithiş bir haz veriyor. Halk müziklerine ne kadar teksesU derlerse de çoksesli öğelerin olduğunu göreceksiniz. Armoni anla>işı karmaşıklaşakça olayuı nıhu giderek bozuluyor." Ertel, mgiliz, Amerikan kaynaklı okullarda okumasına karşın yaşadığı topraklann kültürüne eğilmeyi seçmiş. Küçükken evlerine gelip giden ozanlardan. anne ve babasının radyodan Neşet Ertaş'tan yaptığı kayıtlardan etkilenmiş: "Seçkinci şeyleri hiçbir alanda sevmedim. Yahnhk, duruluk çok daha fazla heyecanlandınyor. Bazen özellikle halk müziği ve danslanyla ilgilenenler için tstanbulluluk bir dezavantaj ama bunun avantajlan da olabileceğini fark ettim. İngiliz müziğini de arabeski de halk müziğini de klasik müziği de dinliy onız, Dün\ anın diğer yörelerinde yaşayan insanlann kolayhkla elde edememiş olduğu çok kültürlülük var." Baba Zula Ertel'in, ZeN grubunun bazı elemanlanyla kurduğu Baba Zula grubunun müziklennde doğaçlama daha az ve halk müziğiyle bağlantılan daha fazla. ZeN'de yöresel ögeler daha az kullanılıyor: "ZeN'in müziği ritmlerde, mdodide, söderde gizU. ZeN'de bunu daha mistik yapıyonız." ZeN'in çok yaygın bir dinleyici kitlesi olmasa da dinleyicileri gerçek "tutkun" olarak nitelenebılir: "Hayaümda aldığun en güzel eleştirUerinden biri bir denizcinin söderiydi. 'Bakırköy Havası diye bir parçanuz var. Açık denizde günlerce dinlediğini ve kendisine çok iyi geldiğini anlatü. Denizde müthiş bir yahuzhk içinde olan bir insana böyle bir şey hissetirebilnuşun. Bunlar çoğalabüir ama medya koşullanna bap. Teloizyona. radjoya çıkmadığunz zaman büyük kitlelcre ulaşma şansuuz azalıyor." ZeN'in parçalannda aşk konusu az işleniyor. însanın başka duygulanndan hatta olumsuz şeylerden söz ediyorlar: "Kokmuş bir çorap da olabiür. kaduun ezilmesiyle ilgili bir şey olabUir, insanlann çok fazla haoriamak istemediği ya da unuttuğu şeyler de olabiür. Yani birtakun küçük ayTuınlan büyüterek bahsedebinriz. Bu bana çok çekici geliyor." Cörselllk ve oyun ZeN'in albüm kapaklan müziklerini bütünleyen nitelikte. Hangı çalgıyı kimin çaldığını, parçanın adını bulabilmek için uzun zaman uğraşmak gerekiyor. Bir oyun oynuyorlar bızimle neredeyse: "Binyular boyunca törpülenme ve örselenme sonucu ve şu anda insanhktan çıkmış bir halde yaşıyoruz. En aandan toprakla ilişküniz, saksıyla olan ttişkuniz gibL Çocuktuk ve yaşnhk her bireyin insanhğa yakın olduğu bir durum. Müzik yaparken bunu aynı zamanda bir oyun haline getiririm. Kapaklanmızda oyunlar var. Gizfi şeyler var. Herkes keşfedemez belki ama bir şeyler koyuyoruz. Müziğin içinde de 10 dinlemeden sonra fark edecegini/ şeyler var." Sohbetin ardından uzun bir ugraş sonucu gizli şeyi bulduk ve ırkildik. Anlatılmak isteneni daha iyi anladık ama bunu yazmamaya söz vermiştik. 1. Dansinema Günleri îstanbul'da yapılacak • Kültür Servisi - Sinematek Derneği, Atörye Gezginci işbirliğiyle, önümüzdeki yıl, Dünya Dans Günü olan 29 Nisan"ı da ıçine alan hafta boyunca 1. Dansinema Günlen adı altında îstanbul'da sinemada dans, dansta sınema ve vıdeodans göstenmlen düzenleyecek. 25 Nisan-4 Mayıs 2003 tarihlen arasında gerçekleştirilmesı düşünülen 1. Dansinema GünJeri kapsamında bır dans etkinlığinin doğrudan görüntû kaydından daha çok özellikle sinema için tasarlanmış, özgun ve sınemasal bir anlatıma sahip kısa ya da uzun metrajlı dans fîlmlerine, dans konulu belgesel yapımlara yer verilecek. Etkınükte konu, süre ve çekim formatı sınırlaması ohnaksızın tüm dans fılmlennin izleyenlerle buluşması hedefleniyor. Gösterimler videodan yapılacağı için çekim formatı ne olursa olsun yapımların birer VHS kopyasının gönderilmesi gerekiyor. Yine etkinlik süresince sanatçılarla söyleşiler gerçekleştirilecek, dans fotoğraflan sergisi de etkinlik boyunca izlenebilecek. Gösterimler ücretsız olarak sunulacak. Programın netleşebilmesi için etkinliğe katılmak isteyenlerin 1 Şubat 2003 tarihine kadar eserlerini iletmeleri gerekmektedir. Bu tarihten sonra yapılacak başvurular dikkate alınmayacak. 1. Dansinema Günleri ile ilgili daha aynnhlı bilgi ve katılım formu ise çok yakında duyurulacak. fwww.dansinema. tr.cx) J & i h *«* r* Domingo'ya 'Onursal Şövalye' unvanı • LONDRA (BBQ - Opera sanatçısı Placido Domingo'ya, Washington tngilız Büyükelçiliği'nde düzenlenen törenle 'Onursal Şövalye' unvanı venldi. Ispanyol tenora, müziğe katkılan ve yardım konserlennde yer alması nedeniyle bu unvanın verildiği belirtildi. Opera tarihine ortalamanın oldukça üzerinde sayıda eserde rol alarak geçen Domingo'ya ödülünü Ingiltere Dışışleri Bakanı Jack Straw sunarken, törene katılan yetkıliler arasında Colın Povvell da bulunuyordu. Domingo yaptığı konuşmada, büyük onur duyduğunu ve çok mutlu olduğunu belirtti. Sanatçı bugüne kadar 119 operada rol aldı. Oasis müzik grubu güçlü adaylar arasında • LONDRA (BBC) - Magazin Ödülleri'nde, tngiliz topluluk Oasis, üç dalda aday gösterilıyor. Ödüllere kimlerin aday olacağı ıse izleyici oylanyla saptanıyor. Dünyaca ünlü rock topluluğunun aday gösterildiğı ödüller arasında, 'En tyı Sahne Performansı' da yer alıyor ve bu yıl, 'Büyük Ödül'e beşinci kez aday gösteriliyorlar. Ödüllerin adaylan arasında, U2, Coldplay, Stereophonıcs ve Radıohead de yer alıyor. Topluluğun son albümü 'Heathen Chemıstry' ıle yanşacağı 'En lyı Albüm' dalındaki rabpleri ıse Coldplay, Doves ve Red Hot Chıli Peppers gıbi başanlı topluluklar. Heathen Chemıstry'nin satış rakamı yalnızca Ingiltere'de 600.000'lere ulaşırken, tüm Avrupa'da 1 milyon sattı. Qobadi ödülü reddetti • Kültür Servisi - Türkiye'de gösterime girdiği dönemde de büyük beğeniyle karşılanan Kürtçe film 'Sarhoş Atlar Zamanı'nın Iranlı yönetmeni Bahman Qobadi, Chicago Fihn Festivali'nde Amerikalılara sert tepki gösterdi. Festivalde, 'Marooned in Iraq' adlı son filmiyle ödüle layık görülen Qobadi, ABD'ye giriş vizesi alamayınca, durumu protesto etmek amacıyla ödülü reddettığını açıkladı. Festivalin organizatörlerine çok teşekkür ettiğim belnten Qobadi, sanatçılara gösterilen çirkin tavıra dikkat çekmek amacıyla ödülünü Amerikan hükümetine de\Tettiğini sözlenne ekledi. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Odamız 14508 sicil nolu üyesi, 1961 Adana doğumlu ve Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu HASAN BALIKÇI Adana'da tespit etmiş olduğu kaçak elektrik kullanımıyla ilgili olarak, Şanlıurfa'da uğradığı silahlı saldın sonucu yaşamını kaybetmiştir. Ailesine, sevenlerine ve tüm TMMOB camiasına başsağlığı dileriz. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear