Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EKİM 2002 C U M A * r * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
G r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ruya.
IfV- oy pazannda. Söylenenler yaşama geçirıl-
diQ|irde, IMF'nin nasıl davranacağını hesaba ka-
t a n a rastlanmıyor.
O>saIMF'nin 3 Kasım'dan sonranasıl davrana-
caQı orneğiyle ortada:
E k T i ayı sonuna kadar "kimi koşullann yerine
getJnmediğini" öne sürerek 1.6 milyar dolarlık son
kre<)i dilimıni askıya alıverdi.
Osîelik makroekonornide hedeflerin tutturuldu-
ğu, ekonominin şoklara dayanıklığının arttığı gibi
övcpülerisıralayarak... IMFtemsilcisi JuhaKahko-
n e n ''çağrılırsa geieceğini" açıklayarak Türki-
ye'cien ayrılıverdi.
Kahkonen giderayak "önümüzdeki dönemde
programı yüriıtebilmek için 'bazı çabalara' gerek-
sinı'rn duyulacağını" söy lemeyi de ihmal etmedı.
Vaat denildi mı bugün endazesiz atan bizim si-
yasetçı; IMF dayatmalannın ne olduğunu, ne ola-
cağını ıktidara geldiğinin ertesi günü öğrenecek.
Tepkısini oyuyla sandığa gömen seçmen vatan-
daş, bel bağladığı yeni yetme liderierin de beş pa-
ralık değeri olmadığını, Türkiye'nin yeni dönemde
de bir kez daha IMF'ye teslim olduğunu geç de ol-
sa anlayacak.
IMF, Türkıye'yi günü çjününe izliyor. Örneğin,
gumbur gümbür iktidara geldiğini söyleyen
AKP'nin dışarda söyledi'ğiyle içeride bastığı hava
arasındaki farkı bizden daha iyi biliyor.
50 yıllık demokrası sürecini yaşayanlar, tepki oy-
larıyla gelen kimi iktidartann Türkiye'yı sürükledi-
ği siyasal ve ekonomik açmazları da toplumu yok-
sulluğun uçurumuna gürnbür gümbür nasıl yuvar-
ladığını da biliyor.
IMF daha bugunden, gelecek iktidarın 1.6 mil-
yar dolarlık yüksek faizlı krediyi hak edebilmemiz
için yerine getirilmesini zorunlu bulduğu koşulları
sıralıyor.
Gümbür gümbür palavralar sıkan olası bir AKP
iktidarı, 1.5 milyon işsize iş bulacağını vaat eder-
ken; IMF, KİT'lerde istihdam azaltılmasını, 10 bin
işçinin daha kapı dışan edilmesini, Vergi Reformu
Yasası'nınTBMM'yehemen gönderilmesini istiyor.
Yoksa? Havada bulut, 1.6 milyan unut!
• * • •
IMF dayatmalannı hükümete dayatarak ünle-
nen "son kurtarıcımız" ekonomistler ekonomisti
Kemal Derviş'in düştüğü haller ortada. Kapalıçar-
şı'da alkış, Tahtakale'de ynjh! Bilgi Üniversitesi'nde
de "öğrencileryanınızda değil" sloganı ile uğuria-
nış.
Bu sonucu kendi hazırladı. Türk hükümetinden
çok, IMF bakanı olmayı yeğledi.
Şimdi şımdi toplum Derviş'in medyanın şışirdi-
ği artılarını değil, eksilerıni keşfediyor. Alkış, yeri-
ni yuhalara bırakıyor.
RTE'yi de, benzer olaylar bekliyor.
Kimi eskimiş lıderler gibi; vaatleri gerçekleştir-
mek için şımdiden süre saptıyor: Yoksul meydan-
lar sabırsız kıpırdamalarla dalgalanınca diyor ki; 9
ay 10 gün bekle!
Sonra... Uydur uydur söyle... Bol bol morfin va-
atler! Örneğin Amasya'da "yastık altındaki ziynet
eşyalarına el atacaklannı" söyledi. Nasıl, belli de-
ğil ama; ölçüsüz vaadin sınırı yok. "Yastıkaltında-
ki altınlardan, yurtdışındaki işçi dövizlerinden top-
lam 100 milyar gelir sağlayacaklar"m\ş\
RTE'nin vaatlerini dinledikçe aktıma bilinen öy-
kü geliyor: Adam kürsüde; "Bizim oralarda öyle at-
lar vardır ki, başı doğuda mabadı batıda" dıye sö-
ze başlayınca, bir izleyici seslenmiş: "Insaf. Atayü-
rüyecek yer bırakmadın!"
RTE de o hesap. ölçüyü kaçırdı, nerede dura-
cağını bılemiyor.
AB baskısı parçalarMURAT ÎLEM
ATİNA - Yunanistan'ın önde
gelen gazetelerinden biri ola-
rak tanınan Kathimerini,
AB'nin Türkiye konusunda sa-
mimi olmadığını söyledi.
Kostas İordanidis imzasıy-
la çıkan yazıda, 15'lerin Türki-
ye konusunda ikili oynadığı be-
lirtildi ve Yunanistan'ın da za-
man zaman hatalı davrandığı
görüşü kaydedildi. AB demok-
ratik ilkelerinin katı ve şartsız
uygulanmasmın istenmeyen
durumlara yol açabileceğine
dikkat çekilen yorumda, "Bu
durumda Türkiye, 20. yüzyı-
lın başlarında anayasayı ka-
bul edip, ardından dağılma
sürecine giren Osmanh'nın
durumuna diişer. Türki-
ye'nin çok özel coğrafi yapı-
sı. bu çerçevede halen sahip
olduğu insan mozaiği göz
önüne alındığında, bu ülke-
nin parçalanmasına yol aça-
bilir" denildi.
AB'nin bir taraftan birlik
içinde görmek istediği Türkiye
ile görüşmelerini sürdürürken,
diğer taraftan toprak bütünlü-
ğünü bile tehlikeye sokacak
şartlar ileri sürmesini dikkat
çekici bulan yazar, "Bu neden-
leABD'nin de yardımıyla An-
kara kendisine karşı çok özel
davranılması talebinde bulu-
nuyor, bu da doğaldır" yoru-
munu yaptı. Geçen hafta açık-
lanan AB Komisyonu raporuna
Ankara'nın büyük tepki göster-
diğine dikkat çeken iordanidis,
şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye, AB Komisyonu
gibi teknokrat bir örgütün,
Birliğin genişleme sürecini
konu alacak hayati kararlar
alamayacağını tahmin etti.
Ancak gelişmeler sonrasında
beklentileri karşılanmayınca
sert açıklamalarla tepki gös-
terdi. AB ve Yunanistan. Bir-
liğe girmek uğruna her türlü
ödün verebilecek sıradaki di-
ğer ülkelere olan yaldaşımia-
rı gibi Türkiye'ye yaklaşmak
istiyorlar, bu hatadır."
AB'nin Türkiye sorununu
nasıl ele alacağını hâlâ bilme-
diğini belirten yazara göre in-
san haklan. demokrasi ve siya-
si kriterlerin yanında 15'ler
kendi uyguladıklan ekonomik
politikalan daTürkiye'ye mon-
te edemezler. Gazeteye göre bu
konudaki en büyük engel eko-
nomik politikalann temelini
oluşruran özelleştirmeler. Ya-
zara göre AB'nin Türkiye"ye
özelleştirme konusunda baskı
yapması halinde bu durumdan
önce TSK'nin elinde bulunan
kuruluşlar etkilenecek ve bu
çerçevede ordu önemli bir kay-
naktan mahrum kalacak. Aynı
şekilde siyasi ve maddi çıkar-
lanndan dolayı bazı politikacı-
lar da özelleştirmelere kısıtlı
olarak yaklaşıyorlar. Tüm bu
faktörler dikkate alındığında
Türkiye'deki yönetimlerin baş-
ta Kıbns olmak üzere hayati
konularda adım atamayacağını
vurgulayan yazar, "Şu anda
yapılan, Türkiye'nin AB üye-
îiğinin harita üzerinde tartı-
şılmasıdır" dedi.
DSP gençlik şölenine ilgi azdı
Pop müzik sanatçısı Teoman, DSP tarafından
düzenlenen 'Bilgi Toplumu ve Gençlik Şöle-
ni'nde başkentlilerle buluştu. Atarürk Spor Sa-
lonu'nda dün akşam gerçekleştirilen şölene il-
gi beklenenden az olurken geceye devlet bakan-
ları Melda Bayer. Erdoğan Toprak ve Zeki Se-
zer, Kültür Bakanı Suat Çağlayan ile DSP Grup
Başkanvekili Emrehan Halıcı katıldı. Halıcı, bir
gazetecinin, "Şölene çok fazla katılım yok. Siz
ne dersiniz" şeklindeki sorusu üzerine, "Dün
(önceki gün) Konya'da çok büyük bir katılım
vardı. Şu an Ankara'da beklentimizin altında
bir katılım oldu. Herhalde duyuruda biraz ek-
siklik oldu, öyle gözüküyor" dedi. Halıcı, "Te-
oman'ın 'Paramparça' şarkısı partiniz için bi-
raz manidar bulundu. Bu konuda ne diişünü-
yorsunuz" şeklindeki soruya da "Teoman'ı
gençliğe uyan bir sanatçı olduğu için seçtik. Sa-
natçıların şarkılarına baktığınızda her tür me-
saj vardır. Biz, Teoman'ı seçerken herhangi bir
şarkısının sözünden hareket etmedik" karşı-
hğını verdi. (Fotoğraf: AA)
Straw:
Türkiye
için karar
verilmeli
LONDRA (AA) - In-
giltere Dışişleri Bakanı
Jack Straw, Türkiye'nin
AB'ye katıhmımn, hem
terör savaşını sürdüren în-
giltere'nin hem de birli-
ğin yaranna olacağuıı bil-
dirdi.
Straw, dün Londra'da
düzenlenen Alman-Ingi-
liz Forumu'nda yaptığı
açıklamada, NATO'nun
kilit üyesi Türkiye'nin,
AB'nin üyelik görüşme-
lerinin başlaması için öne
sürdüğü kriterleri yerine
getirme konusunda yakın
zamanda önemli gelişme
kaydettiğini söyledi. Tür-
kiye'nin NATO'nun kilit
üyelerinden biri ve tero-
rizme karşı yürütülen
kampanyada önemli bir
müttefik olduğunu belir-
ten Straw, Türkiye'nin
AB'ye katılımının tngil-
tere ve Avrupa'nın çıkan
için en iyisi olacağmı kay-
detti.
Straw, AB ortaklann-
dan, Kopenhag zirvesin-
de Türkiye'nin adayhğı-
nın bir sonraki aşaması
konusunda karar verme-
lerini istedi.
İP lideri Kuzey Irak'ta ABD'nin tezgâhladığı oyunu bozmak için her alanda girişim başlatılmasını istedi
Perinçek'ten seferberlik çağnsı
tstanbul Haber Servisi - Işçi Par-
tisı (tP) Genel Başkanı Doğu Perin-
çek, Kuzey Irak'ta Türkiye'nin kont-
rolünde "dost bir Kürt devleti ku-
rulmasının" Türkiye'nin kontro-
lünde olmayacağını, bu devletin
Türkiye'yi kontrol etmekte ve par-
çalamakta kullanılacağını belirtti.
"Kuzey Irak'taki devletin, ABD
kuklası olmaya mecbur olduğu-
nu" savunan Perinçek. Kuzey I-
rak'ta oyunun bozulması için yalnız
askeri değil, her alanda gereken gi-
rişımi yapmak için "topyekûn se-
ferlik" çağnsı yaptı ve öncelikle bir
ıradenin ortaya konulması gerektiği-
ni \-urguladi. Perinçek, Cumhuri-
yel'in sorulannı yanıtladı:
- "Kuzey Irak'ta Türkiye'nin
kontrolünde, dost bir Kürt devle-
ti kurulması Türkiye için daha iyi
olur"1
görüşü savunuluyor. Ne der-
siniz?
- 0 devlet, Türkiye'nin kontrolün-
de ohnaz, Türkiye'yi kontrol etmek-
te veparçalamakta kullanılır. Kuzey
Irak taki devlet, ABD kuklası olma-
ya rnecbur. Çünkü Irak'ı bölüyor;
Iranın ve Suriye'ninparçalanması-
nı hedef alıyor. Orta Asya'yı, Rus-
yayı ve Çin'i tehdit ediyor. Bu ka-
dar güçle nasıl baş edecek? Türki-
ye ye verilecek rol ise, Israil ile bir-
likte kukla devletin ve petrol boru
hatlmnın bekçiliğini yapmaktır. O
zamın, yalnız komşularla değil,
Türkcumhuriyetleri dahil, bütün Av-
rasyı ülkeleriyle, Rusya ve hatta
Çin' e savaşlara kadar uzanabilecek
bir fclaketin içine yuvarlanınz. Bir
kere içine girdiniz mi, geri dönüşü
olmeyan bir bozgun süreci! ABD çe-
kilıp gittikten sonra, savaşta yenil-
mış e parçalanmış olarak düşman
yaptğınız komşulannızla baş başa
kalımnız.
- Peki Türkiye ne yapacak?
-â
BD orada bir kukla devlet kur-
du 990 Körfez Savaşfndan beri
Türkıye'yi yönetenler. Çekiç
Güç tin konuşlanmasına izin veren-
ler. Çiller ve Mesut Yılmaz'dan
Devlet Bahçeli ye kadar, o kukla
devletin kurulmasına destek oldular.
Türk ordusu ise. 1995 baharındaki
Çelik Harekâtı'ndan beri o devleti
önlemeye çalışıyor. ABD ve AB'nin
MGK üzerinden Türk ordusunu sü-
rekli yaylım ateşine tutmasının ne-
deni bu. Artık herkes bir karar nok-
tasma geldi. Türkiye, kesin iradesi-
ni ortaya koymak ve kukla devleti
bozmak dunımunda. Bunu başar-
mak için topyekûn bir seferberlik ge-
rekiyor. Askeri, ekonomik, diploma-
tik, kültürel, her alanda, Türkiye bü-
tün imkânlannı seferber edecek, bir
rektiriyor diye yazıyor. Bugünkü en
önemli gerçeğimiz bu.
- Siz böyle diyorsunuz ama Sa-
yın Baykal, önceki gün TV8'de
"ABD büyük nıüttefikimizdir. Bir
yolunu bulmalı, ne yapıp yapıp
ABD ile birlikte hareke tetmeli"
diyor.
- O "bir yolunu bulmalı" deyişi-
nin içini açmak gerekiyor. Artık Tür-
kiye'nin Kuzey Irak'ta ABD ile müt-
tefik olması mümkün değil. Cephe-
ler kurulmuş durumda. Deniz Bay-
kal ne yapacak da, Türkiye'yi tekrar
^ ABD Kuzey Irak'ta bir kukla devlet
kurdu. 1990 Körfez Savaşı'ndan beri
Türkiye'yi yönetenler, Çekiç Güç'ün
konuşlanmasına izin verenler, Çiller ve
Mesut Yılmaz'dan Devlet Bahçeli'ye
kadar, o kukla devletin kurulmasına
destek oldular.
Türk ordusu, kukla devleti önlemeye
çalışıyor. ABD ve AB'nin MGK
üzerinden Türk ordusunu sürekli yaylım
ateşine tutmasının nedeni bu. Artık
Türkiye, kesin iradesini ortaya koyup
kukla devleti bozmak durumunda. ^
Milli Direnme Programı uygulaya-
cak ve kukla devlete son verilecek.
- Bu durumda ABD'yle ittifak
bozuluyor mu?
- Zaten bozulmuş. ABD, gelmiş
silahlı gücüyle oraya kukla devleti
yerleştirmiş. Barzani'ye 300 Stin-
ger fiîzesi veriyor. Kime karşı? Tür-
kiye'ye karşı. Şu anda PKK (KA-
DEK) güçlerini, ABD'nin Delta For-
ce denen özel kuvvetleri eğitiyor.
Öcalan biraderler, talimatlar yayım-
layarak, ABD Irak'a saldınya geçin-
ce PKK'nin de kuzeye geçerek Tür-
kiye içinde silahlı savaş başlatacağı-
nı açıkça ilan ediyorlar. ABD ile Tür-
kiye ve bölge ülkeleri cephe cephe-
ye gelmiş. ABD ile ittifak dönemin-
den bölge ülkeleriyle ve Avrasya ile
ittifak dönemine geçiyoruz. 2000
CLA raporu bile, Türkiye'nin çıkar-
lan, Rusya, Çin ve Iran ile ittifakı ge-
ABD'nin yanına çekecek? Bunun
için, önce Türk ordusunun mağlup
edilmesi gerekiyor, arkasından da iç
darbelerle ABD kuklası faşist bir re-
jim kurmak. Buna ulaşmak için,
Türk ordusunu yalnız dış hatlardan
değil. iç hatlardan da baskı altına al-
mak; bölücülüğü, gericiliği, ırkçılı-
ğı, mezhepçiliği harekete geçırmek;
ekonomiyi çökertme operasyonlan
uygulamak vb... "Ne yapıp yapıp"
dediniz mi, iş kesinlikle buraya gi-
der. Türkiye'nin kukla devleti önle-
me iradesi başka nasıl bozulabilir
ki? ABD, Deniş - Baykal ikilisıni ve
Tayyip Erdoğanı, Türk ordusunu
hükümet mevzilerinden kuşatmak
için iktidar yapmak istiyor. Bu rolü
şimdiden uyguluyorlar. Baykal, da-
ha sadrazam olmadan Damat Ferit
rolüne talip oluyor.
- Türk ordusunun Kuzey Irak'a
girmesi, bir ABD tuzağı deniyor...
- Kimler diyor, Sayın Mümtaz
Soysal dışmda, bunu söyleyenlerin
hepsi ABD acenteleri. Çok anlamlı.
Bunlar, düne kadar ABD ile birlikte
Irak'a saldıralım diye savaş tamtam-
lan çalıyorlardı. Türkiye, ABD ile
cephe cepheye gelince, Türkiye'nin
girişimini kırmaya. bozgunculuğa
başladılar. Görevleri ABD'ye zaman
kazandırmak. Bütün olgular ortada,
ABD Türkiye'nin müdahalesinden
çok korkuyor.
- Askeri harekât mı öneriyorsu-
nuz?
- Bakın "Topyekûn seferberlik"
diyorum. Yalnız askeri değil, her
alanda gereken girişimi yapmak.
Öncelikle bir iradenin ortaya kon-
ması gerekiyor: Türkiye, o kukla
devleti kesinlikle bozacak! Ve mil-
letin bütün imkânlan bu hedefe yö-
neltilecek. Birjandarma operasyonu
yapmıyorsunuz, emperyalist bir pla-
nı komşulannız ve bütün dünya ile
birlikte bozuyorsunuz. Yönteme ge-
lince, ekonomik, askeri, örtülü örtü-
süz, her yöntem. O zaman belki Ku-
zey Irak Kürt partilerini kukla ol-
maktan vazgeçirmek ve bölge güç-
leriyle birleşmeye çekmek de müm-
kün.
- Savaşa hayır demiyorsunuz.
-ABD'nin ve tsrail'in emperyalist
savaşına hayır! En başta Türki-
ye'nin, bölge ülkelerinin ABD em-
peryalizmine karşı vatanlannı sa-
vıınmalanna evet. Savaş böyle önle-
nir. Her iki tarafın elini bağlayan slo-
ganlann arkasında ABD var.
- Peki ABD ile nasıl baş edile-
cek?
- Bugün Kuzey Irak'ta ABD'nin
planlannı bozmak, ABD ile birlikte
maceraya kalkışmaktan çok daha
kolay. Bakın Türk ordusu direndiği
için ABD, Irak harekâtını sürekli er-
teliyor. Bölge güçleri birleşti. Rus-
ya, Çin veAsya'nın derinlikleri, Tür-
kiye'yi ve bölge güçlenni destekli-
yor.
Türkiye'nin güney sının, Kıbns-
Kuzey Irak hattı, yalnız Türkiye'nin
değil, bütün insanlığın emperyaliz-
me karşı ortak cephesi haline geldi.
Rusya Güvenlik Konseyi'nin 1
Ekim karannı medya halkımızdan
gizledi. Çünkü ABD'yi değil, Türki-
ye'yi destekliyor ve hatta ABD'yi
silahla tehdit ediyor. Bu koşullarda
ABD'nin savaş kliğinin liderleri bi-
le zafer umudu beslemiyor.
ABD'nin yenilgisi kesinleşti. Onla-
nn sorunu. vuruşarak çekilmek, eko-
nomik çöküşlerini bir süre savaş
ekonomisiyle geciktirmek.
- Bu işleri kim yapacak, hangi
hükümet?
- ABD ve AB'nin Türkiye'ye da-
yattığı IMF Istikrar Programı bura-
da bitti. Kuzey Irak ve Kıbns'tan
döndü o program. Bu durumda IMF
Programı'nı uygulamaya talip olan
Tayyip Erdoğan-Kemal Derviş-Bay-
kal üçlüsü ve diğerleri Türkiye'nin
gündeminden düşmüşlerdir; hükü-
met olamazlar. Türkiye. kaçınıbnaz
olarak Milli Program'ı uygulayacak.
İşçi Partisi bu programı, yıllardır ha-
zırladı ve savunuyor. Gündemdeki
çözüm bu. Son 30 Ağustos devir tes-
lim törenlerinde komutanlann açık-
ladığı program da aynı: Banşı koru-
mak için komşularla ittifak, Avras-
yada bağımsız bir devlet olmak,
milli dinamiklerimizi harekete geçi-
ren güçlü ekonomi, kendi kaynakla-
nmıza dayanan milli savunma, irti-
cayı ve bölücülüğü halka dayanarak
etkisiz kılma, insan kirlenmesine
yol açan çıkarcılık yerine toplumcu-
İuğu esas alan Cumhuriyet kültürü:
Türk ve Kürt'ü. Sünni ve Aleviyi
sımsıkı birleştirecek polirikalar. Tür-
kiye'nin önündeki program kesin-
leşti. Türkiye, tekrar Kemalist Dev-
rim'le kararlaştırdığı milli devlet ve
halkçılık rotasına girecek. Şimdi sı-
ra geldi, o programı uygulayacak hü-
kümetin kurulmasına. Atatürk'ün
Samsun'a çıkması ile Anadolu'da
milli hükümetin kuruunası arasında
11 ay var. Şimdi kaç ay, göreceğiz.
2003 yılında Türkiye'yi yönetecek
olan milli hükümetin merkezinde îş-
çi Partisi olacak.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ni. tramvaya benzettik de kötü mü dedik? At ara-
bası mı deseydik?
Bugünlerde hukuktan da tramvay hattı yapmak is-
tiyorum. Yol olmadıktan sonra tramvaya binmişsin, ne
anlamı var? O zaman ha tramvaya binmişsin, hadol-
muşa... Ben keleğe gelecek biri miyim?
Dişimize bıraz mangır değdi diye, davalar da aç-
maya başlamışlar. Açsınlar, açsınlar, davalar açıldık-
ça önumüz de açılıyor. Ulan bu millet, kısa yoldan
zengin olanı ne zaman ayıpladı da beni ayıplayacak?
Aksine, bu adam işini biliyor, onda pişer bize de dü-
şer, diyecekler... Keşke bir iki yolsuzluk dosyamı da-
ha çıkarsalar da seçimi garantilesem.
Seçim meydanları fena grtmiyor. Öteki mavralann
ee neydi, hah partilerin liderlerine karşı nazik davran-
maya çalışıyorum... Bunlann hepsi nallı kuzu be... Bu
tombaladan çıkmış kurabiye liderlerini sandıkta nal-
lamak için sabırsızlanıyorum. Bu cibiliyetsizleri eşek
cennetine göndermek boynumun borcu oldu. Hepsi
karşımda üç buçuk atıyor. Onlan düşündükçe hryar
tarlasmda geziyormuşum gibi neşeleniyorum.
Bu kaz yumurtalarını yumruk mezesi yapmak çok
kolay ama, yine de kurallara uygun hareket ediyor gi-
bi davranmak lazım. Hem hepsinin kuyruğu trtriyor
hem de bana dönüp laf atryorlar:
"Ülkeyi kiminleyöneteceği belli olmayanlara oy ver-
meyın..."
Bak bak bak... Ulan size ne bizim ülkeyi kiminle yö-
neteceğimizden? O bizim şahsi meselemiz. Ne ya-
pacağımızı açıklayıp piyaza mı gelelim yani...
Hukuk bize uysun
Bız öyle bir it bılmez bağlaması çalarız ki, karşımız-
dakileri kirpi kürkü giymişten beter ederız.
Liderler böyle ışte. Olabildiğince ağzımı zapt edip
cevap vermemeye çalışıyorum. Meydanlarda işim
kolay... Artık verdiğım sözlere ben de şaşırıyorum.
Öteki partiler atıp tutuyor. Ben atıyorum ama, tutmu-
yorum. Geçenlerde bir şehırde farklı bir şey vaat et-
mek için düşündüm düşündüm, aklıma parlak birfi-
kir geldi. Haykırdım:
"Iktidara geldiğimizde buradaki hava sıcaklığını
mevsim normallerinin üzerine çıkaracağız. Bu mev-
sımlerde bir iki derece daha sıcak olmasını sağlaya-
cağız. Bu kesin... Eğer tek başımıza getirirseniz, yaz
mevsimı için de bir şey düşünürüz. Ama koalisyon
olursa, zor... Şimdiden söyleyeyim..."
Herkes çılgın gibi alkışlayıp, "yaşşşa, varoool"üe-
di. Bir kişi de çıkıp "ne zaman yapacaksın" demedi.
Haa, bir kadın demeye kalktı... Hemen cevabı ağzı-
natıktım:
"Dur be kadın. Dur be... Dur dedim sana... Ne an-
lamaz kişisin be. 9 ay 10 gün be..."
Bunu da alkışladılar...
Yabancılarla da aram iyi. Onlarla görüşürken ne is-
terlerse yapacağımı söylüyorum. Şaşırıyorlar. "Nasıl
yani" diyorlar. Ben de izah ediyorum, "Siz söyleye-
ceksiniz biz yapacağız. Ama bunun da bir usulü var.
Ben içeride sıze kafa tutuyormuş gibi yapacağım,
sonra sıze çanak tutacağım" diyorum.
Meseleyi anlayınca, başlıyorlar gülmeye... Bu ya-
bancılara biraz siyaset öğretmek lazım.
Kimileri beni eleştiriyormuş. Halk ağzı kullanryor, ar-
go kullanıyor, diyormuş. Tabıi kullanacağım ulan. Hal-
kın kendi arasında kullandığı dili kullanmayacağım da,
halkın eğitimiyle, seviyesiyle mi uğraşacağım? Ben-
de bunlarla uğraşacak göz var mı?
Sevsinler sizi...
Bizde böyle... Sonra bize hukuk mukuk deyip dur-
mayın, tepem atıyor. Eğer hukuk ayakta durmak is-
tiyorsa, o bize uyar, biz ona değil...
O kadar...
[email protected]
Büyük deprem korkusu
M Baştarafı 1. Sayfada
saat 04.0l'de 3.7, saat
04.04'te 3.1, saat
04.08'de 3.4, saat
04.14'te 3.2, saat
04.20'de 3.0. saat
04.49'da 3.2, saat
04.52'de 3.1, saat
04.58'de 3.6, saat
05.10'da 3.3 ve saat
05.34'tede3.6büyük-
lüğünde sarsıntılar
oluştu. Kütahya'nın
Tavşanlı ilçesinde de
dün saat 01.57'de 3.1
büyüklüğünde hafif
şiddetli bir deprem
meydana geldi.
1999-2001 yıllan
arasuıda Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu'nun
depremsellığini AB-
D'deki Cornell Üniver-
sitesi'nden bilim
adamlan ile inceleyen
Boğaziçi Cniversitesi
Jeofizik Bölümü Öğre-
tim Üyesi Prof. Niyazi
Türkelli, bölgenin
deprem açısından bü-
yük risk taşıdığını be-
lirtri. Marmara Bölge-
si için var olan deprem
riskinin Doğu Anadolu
için de geçerli olduğu-
nu anlatan Türkelli,
dün geceki sarsıntılann
büyük bir depremin
habercisi olabileceği-
nin altını çizdi.
Depremlerin meyda-
na geldiği Erzincan-
Karlıova arasında kırıl-
mayan bir fay olduğu-
nu ifade eden Türkelli,
"Burada büyük bir
deprem meydana ge-
lirse sürpriz olmaz.
Dün geceki sarsıntı-
lar, kırılmayan hat
üzerindeki aktivitele-
rin başladığının gös-
tergesi olabileceği gi-
bi bağımsız hafif şid-
detli depremler de
olabilir" dedi. Türkel-
li, bölgedeki istasyon
sayısının azlığından
yakınarak Erzurum,
Bingöl, Muş, Malatya
ve Erzincan'ın risk al-
tında olduğunu söyle-
di.
Jeofizik Kurumu
Genel Başkanı Prof.
Ahmet Ercan. bölge-
de gerilım yığılması ol-
duğunu vurgulayarak
Erzincan-Varto arası-
nm büyük bir depreme
gebe olduğuna dikkat
çekti. Dün geceki sar-
suıtılann Doğu Anado-
lu fay hattı ile Kuzey
Anadolu fay hattının
kesiştiği noktada ger-
çekleşriğüıi anlatan Er-
can, "Yaşanan 12
deprem, bir 'deprem
fırtınası' olarak nite-
lenibilir.Ama bu fırtı-
nalar her seferinde
büyük bir deprem ge-
tirmez. Bölgede biri-
ken bir gerilim vardı,
o boşaldı. Bölgeye sis-
moloji ağı kurularak
en az 8 ay inceleme
yapılması gerekiyor"
diye konuştu.
Jeofizik Mühendis-
leri Odası Istanbul Şu-
be Başkanı Doç. Dr.
Oğuz Gündoğdu da
depremlerin meydana
geldiği Erzincan-Kar-
hova arasında uzunlu-
ğu 100 kilometreden
fazla olan fayın hâlâ ta-
nlmadığını anımsata-
rak burada büyüklüğü
7"nin üzerinde bir dep-
rem üretebileceğini
ifade etti.
Diyarbakır Jeoloji
Mühendisleri Odası
tarafından düzenlenen
"Deprem ve Kentleş-
me Sempozyumu So-
nuç Bildirgesi"nde
de Doğu Anadolu fa-
yının, bu yüzyıl içinde
deprem üretme potan-
siyeli çok yüksek sis-
mik boşluklar içerdi-
ğine dikkat çekildi.