23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM2002SAU HABERLER DÛNYADA BUGUN ALİSİRMEN Bay X ve Bay G.W. Bush Küreselleşme cangılının tarttşmasız kralı ve yenı dün- ya düzeninin başkaldınlamaz efendisi ABD, bir sü- redir şok üstüne şok yaşıyor. llk şok, 11 Eylül 2001 'de yaşandı. Dünya Ticaret Merkezi'nin Ikiz Kuleler'i vurulmuştu. Amerikalı, artık kendi topraklan üzerinde hertürtü dış tehlikeden uzak, güvende bir insan değildi. Ikiz Kuleler'e iki uçağın dalmasından üç ay sonra, 2001 yılının sonuna doğru, belkı birincisı kadar bü- yük bir şok daha yaşandı: Son on yıllann en başanlı şirketi, enerji dalında bir örnek olarak gösterilen Enron çöktü. Krizin büyüklüğü, bu yılın başında daha iyi anlaşı- lacak, 2001 başında hisse değeri 85 dolara kadarçık- mış olan, sonra aralık ayında birden 67 cente düşen, şimdi ise 0'a inen Enron'un batşında, dünyanın en ünlü denetim şirketleri de suç ortaklığı yaptıklan, çe- şitli muhasebe oyunlan ve bilançolann şışirilmesiy- İe, var olmayan kârlarla yatınmcılann gözünün bo- yanmasına alet olduklan ortaya çıkacaktı; dahası, suç ortaklan arasında devlet memurian ve politika- cılar da vardı. Enron'un çöküşünü, Tycon, VVorldCom ve diğer- leri izledi. 2002'de, 1990'lardapariayan "yeni ekonomi" mu- cizesinin, yani sürekli büyüme beklentisinin de bir ba- lon olduğu ortaya çıkıyordu. • • • ABD, ilk ikisi kadar büyük olmasa bile, psikolojik etkisi onlarla kıyaslanabilecek, hatta ikıncisinden da- ha büyük olan şoku, 11 Eylül 2001 'ın yıldönümünun idrak edıldiği haftayaşadı. VVashıngton'da henüz kım olduğu saptanamayan bir kişı, (kim olduğu saptanamadığı için de biz ken- disıne Bay X diyecegiz) rastgele seçtiği kurbanlan- nı, 150 - 200 metre uzaklıktan ax silahıyla vurup öl- dürüyordu. Dünyanın hapishanelerinde en fazla insan bulun- duran ülkesi ABD'nin suç oranı en yüksek yeri Was- hington D.C.'de, insanlar artık sokağa çıkmaya, yol- da yürümeye korkuyorlar. Gerçı yukanda da belırttiğim gıbi, VVashington D.C. ABD'nin suç oranı en yüksek olan yeri, ama yine de manyak mı, deli mı, intıkam duygusuyla gözü dön- müş bir sapık mı otduğu henüz belli olmayan Bay X'in cinayetleri bütün suçîardan daha fazla panik yarattı VVashington'da; çünkü bu kez olay siyahlann kendi aralanndaki hesaplaşmalann dışına tâşmıştı. Hızla gelişen, ucuzlayan, herkesin kolayca ulaşa- cağı teknolojinin, artık bireylere veya küçük grupla- ra bile bütün insanlığı ya da hiç degılse, çok büyük kitleteri yok edebilme imkânını verdiği birdurumla kar- şı karşıyayız. Osrnan Ulagay. "Hedefteki Amerika -11 Eylül Şo- ku" adh kıtabında "tehlıkeli asimetri"ri\n bu bölümü- nü olduğu gibi öbür yanını da, yani küçük bir azınlı- ğın gelirinin, servetinin, gücünün, söz hakkının hızla arttığı, buna karşıhk büyük bir çoğunluğun kendini yoksullaşmış, güçsüzleşmiş, dışlanmış hissettiği bir küresel düzende yaşamamızın yol açtığı tehdidi vur- guluyor. • • • ' • - •'•-' Ulagay, kitabının "BillyJoy'un kehaneti" adlı bö- lümünde, Sun Mycrosystems şırketınin kuruculann- dan Billy Joy ile yaptığı konuşmayı anlatırken, mu- hatabının, teknolojinın kötü niyetlı insanlann eline geçmesi halinde, korkunç ve yıkıcı bir güç halıne ge- lebileceğini ve kitlesel cinayetiere yol açabileceğini ileri sürdüğünü de yazıyor. Kuşkusuz haklı bir görüş. Nitekim 11 Eylül olayı, herkesçe bilinen bir teknolojinin, sorumsuz kişiler tarafından, çok ustaca kullanılmasının bir örneği. Yine VVashington'daki seri cinayetler de bir ax tü- feginin toplumda nasıl paniğe yol açtığını, terörün sin- dirici etkisini yarattığını gösteriyor. Yalnız burada bir nokta üzerinde durmamız gere- kiyor: 'Kötü niyetli" veya "sorumsuz'un tanımını nasıl ya- pacağız. Kötü niyetli ya da sorumsuz, kışisel terörün uygu- laytcısı veya teröre başvurmuş küçük bir sivil grup mudur illa ki? Yoksa, büyük teknolojinin olanaklannı ele geçirip de başka ülkelere karşı bu silahlan kullanarak, onla- n sindirmek üzere tepelerine bombalaryağdıran, ço- cuklan, sivilleri ölduren saldırı savaşlanna, hiç de ge- çerli bir savunma nedeni olmadan tevessül eden devlet ve de yönetenleri de kötü niyetli ve/veya so- rumsuz kişiler tanımına girerter mi? Olaya bu açıdan bakın! Ve çıkın yeryüzünün çeşit- li bölgelerine! Yani Asya'ya, Ortadoğu'ya, Avrupa'ya, Afrika'ya ve de Latin Amerika'ya gidip sorun, "elin- deki ax silahı ile rastgele ateş eden Bay X ile 380 milyar dolariık savunma bütçesinin olanaklanyla, Irak'a gerekçesı uysa da uymasa da saldırmaya ha- zırianan Bay George W. Bush arasında ne fark var?" diye. Dilerseniz önce kendi vicdanınızdan ve ülkenizden başlayın! Çok merak ediyorum, acaba ne cevap alırsınız? Düzeltme: 10 Ekim 2002 Perşembe günkü Poja- dıst Cem Uzan yazısının üçüncü bölümünde, "Kim- se çıkıp da şimdi balkı tan eylediğimi (yani hakkın- da kötü söylediğimi) söylemeye kalkmasın" tümce- sindeki tan sözcüğü taam olarak çıkmış. Düzeltir, özür dilerim. A.S. HAKPAR Genel Baskanı Fırat, DGM'de ifade verdi DİYARBAKIR (Cıunhuriyet Bürosu) - Partisinindanışmakuru- lu toplantısında "Diyar- bakîr Kürtierin kalbt- dir" dediği gerekçesiy- le HAKPAR Genel Baş- kanı ve Diyarbakır ba- ğımsız milletvekili ada- yıAbdnimdDiFırathak- kında, Ehyanbakır DGM Savcılığı'nca soruştur- ma başlatıldı. "Bölücülükyapbğıid- djasıylaw dün Diyarba- kır DGM'de savcıya ifa- de veren Fırat, adliye çı- kışında basın mensup- lanna açıklamalarda bu- lundu. Soruşturmanın içeriğini, ifade verene kadar kendisinin de bil- mediğıni anlatan Fırat, daha önce de aynı söz- leri Berlin'deki bir top- lanüda kullandığı gerek- çesiyle adliyelik oldu- ğunu söyledi. Fırat."As- bnda ben bu kelimeyi pek fada kullanmama- yadikkatediyorum. An- cak 9 Eylûl'de partimi- zm damşma kuruhında bu sözleri bölücülukta- biriyle kullanmadım. Ama konuşmalanmız- da bazen taşmalar da olabfliyor" dedi. Halk, parti liderlerinin yerine getirilmeyen vaatlerine tepkili. İktidar değil, sistem değişikliği istiyor Seçmen yalanlardanbıktıSERDARK3ZIK İZMİR- Siyasette gûven bunalımı, seçim tarihinin yaklaşmasıyla birlik- te daha da öne çıkıyor. Yalan vaatler- le yıllardır kandınlan halkın bazı si- yasi parti liderlerine yönelik öfkeleri ilk planda göze çarpıyor. En hafif ta- vır ise vurdumduymazlık... Yıllardır halkı kandıran iktidarlar, yalan söyleyen siyasetçüer, yolsuzlu- ğa bulaşan parti ve politikacılar, lider sultası, dokunulmazhk zırhına bürü- nen iş ve ihale takıpçiliği yapan mil- letvekilleri, kırli ilişkıler, olmayacak vaatlerin sıralandığı parti programla- n toplumda büyük bir güven bulanı- mı yararü. Partilerin seçim çalışma- lanna da yansıyan budurum,başta ge- nel başkanlar olmak üzere siyasetçi- leri köşeye sıkıştınyor. Sonuç olarak kararsızlar ve tepki oylan bu denli yüksek çıkıyor. Tansiyon yükseldi • Genel başkanlar, milletvekili adaylan seçim çalışmalannda yer yer halkın tepkisiyle karşılaşıyor. Toplumbilimciler halkın siyasal sisteme tepkisinden kaynaklanan bu durumu 3 Kasım seçimlerinin de değiştiremeyeceği görüşünde. Adlan çeşitli yargılamalara ve yol- suzluklara kanşan partiler, seçim ça- hşmalannda çeşitli güçlüklerle karşı- laşıyorlar. Bazılan, oy istemeye gıtti- ği pamuk tarlasında "Sizi de gördük, yapüklannızı unutmadûV tepkıleny- le duralıyor. Bazılan seçim otobüsün- den inip, halkın arasına kanşmaktan ürküyor. Çarşı pazara gjremiyoriar Geçen seçimlerde daha bağımsız çahşma yürüten bazı milletvekUi aday- lan, en azından sataşmalan dikkate ala- rak çarşı pazan ancak kalabalık grup- larla gezebiliyorlar. Buna rağmen ba- zı yurttaşlann yüksek sesle dile getir- dikleri tepkilerden kaçamıyorlar. Bu arada bazı yurttaşlar siyasılere duyar- sız kalarak, ilgisiz görünerek, onlan yok sayarak tepkilenni sergiliyorlar. Yolsuziuk kanıksandı Seçim çalışmalannda gözlediği- miz bu durum, kimi zaman paradok- sal sonuçlara da yol açıyor. Örneğin bazı yurttaşlar hırsızlığı, yolsuzluğu kanıksamışçasına kabullenilemeye- cek değerlendırmelerde bulunuyorlar. Işte bazılan: "Yalansız politika olur mu, hem hangisi söyiemiyor ki? YaJanlan ayık- layacaksm, geri kalanına bakacak- smJ" "Adam ABD'yi dotaiKhrmış, işi bi- Byor, bizi ezdû-mez»" "Ne yapahm babalannuzdan ka- lan parti. Yediler yediler, doymuşlar- chr arnk diye düşünüyoruz...'' Sosyalbılimcilerin de araşurma ala- nma giren bu tablo, ilginç değerlen- dirmelere yol açıyor. Toplumbilimci Prof. Dr. tbrahim Armağan'ın yak- laşık 2 bin denek üzerinde yaptığı an- ket de yukanda anlattıklanmızı doğ- ruluyor. Anketi değerlendiren Prof. Ar- mağan'ın çıkardığı sonuçlar şöyle: • Seçmen ekonomik ve siyasal knz- den derin biçimde etkilenmiş ve dav- ranış değişikliği içine girmiştir. • Seçmen siyasal sistemın köklü olarak değişmesinden yana, sisteme ve sistem partilerine tepkili. • Sınırlı kemik oylan olan CHP, Meydanlarda kıran kurana rekabet var • Seçimlerin yapılmasına çok az bir süre kala miting meydanlanndaki gerilim de artıyor. Liderlerin meydan hesaplaşmasında hedefteki isimlerin başında Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal ve Cem Uzan var. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçim yaklaşırken liderler de meydanlardakı söylem- lenni sertleştirmeye başladı. Mitinglerde, AKP lideri Tayyip Erdoğan'ın yani sıra an- ketlere göre "dflckatçekkd" bir gelişme gös- teren Genç Parti'nın lideri Cem Uzan da he- def alınmaya başladı. Lıderierin meydan hesaplaşması sürerken en çok hedef alınanlar anketlerin önde gösterdi- ği CHP, AKP ile Genç Parti'nin hderleri ol- maya başladı. Son günlerde, liderlerin birbir- lerim hedef alan bazı açıklamalan şöyle: Ecevitten Erdoğan'a: AB, seçim sonunda nasıl bir hükümetin ortaya çıkacağını görme- den size kapılanmızı açamayız, diyor. Bu ne demektir, yani eğer önümüzdeki seçimlerde la- ikliği reddeden bir parti iktidara gelecek olur- sa Avrupa'run kapılan ona açılmayacaktır. BaykaTdan Erdoğan'a: Dokunulmazhkla- n kalduacağun diyor mu? Bu ne biçim de- mokrasi? CHP'nin arkasında yolsuziuk dos- yalan yok. Milletvekîli listelerinde Inter- pol'ün aradığı sanıklar yok. Erdoğan'dan Baykal'a: Benden önce sos- yal demokrat belediye başkanı vardı. ISKİ skandalini biliyorsunuz. Şimdi aynı zihniyet çıkmış, biz temiziz, diyor. Yümaz'dan Baykal ve Erdoğan'a: Onlar çürük merdivendi. Çürük merdivenle dama çüalmaz. Şimdi birileri çıknlar, bu çürükle- ri size yeni diye yutturmaya çalışıyor. Ama bakıyorsunuz bunlann her tarafı şimdiden dökülüyor. Çifler'den Baykal'a: Yüzünde çıfte maske var. Maskesini kaldınnca alnndan Derviş çı- kıyor. Çiller'den Bahçei'ye: Kuzey Irak'ta olup bi- tenlerden haberdar olmayan ve başbakan yar- dımcı koltuğunda oturan BabçeJi gidip Çın'de konuşuyor. Ama bu konuda hâlâ suskun. Erbakan'dan Erdoğan'a: IMF'ci, taklitçi çocuklann hiçbiri ülkeyi idare edemez. Ara- ba uçuruma yuvarlanırken deneme olmaz. Siz deli misiniz? MiUi Görüş'ü bırakıp tak- litçilerin peşine düşersen tutuşursun. tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN DEHAP, MHP, AKP (yüzde 5-7'lik) dışında seçmenin yüzde 80'i, gönül rahatlığıyla oy verecek parti bulama- maktadır. • Seçmen kararlı ohnadığından oy- lar kaypak bir zeminde dolaşmakta- dır. Seçmen her an tavır değiştirebi- lir. CHP'den AKP'ye, AKP'den CHP'ye oy kayması bile görülebüir. • Seçmen sisteme ve sistem parti- lerine sadece tepkili değil, aynı zaman- da kızgın. Öfkeli seçmenin son bir haf- ta, hatta son üç günde nasıl davrana- cağı kestirilemez. Bu nedenle çok sürpriz sonuçlar çıkabılir. Bu durumda yüzde 10'luk yüksek barajla TBMM'de temsil edilmeyecek oylan da dikkate alarak 3 Kasım se- çimlennin de sonuç vermeyeceği, gündeme gelecek erken bir seçimle kartlann yeniden dağıtılması sürpriz olmasa gerek. Kız isteme davası DSPadayı Gaû Çatak öldürüldü TOKAT (Cumhuriyet) - DSP'nın Tokat 5. sıra milletvekih adayı Gazi Çatak ile annesi, silahlı saldın sonucu öldürüldü. Kız isteme tartışmasıyla cinayetleri işledıği saptanan saldırgan olaydan sonra başına dayadığı silahla intihar ertı. Aü Rıza Sadegöl (23), dün sabah saatlerinde, DSP'den 5. sıra milletvekili adayı Gazi Çatak'ın Yeşilırmak Mahallesı'ndeki evine geldi. Sadegül, kısa süreli bir tartışmanın ardından üzerinde taşıdığı silahla Gazi Çatak ile annesi Nuriye Çatak'a ateş ederek öldürdü. Daha sonra. silahı başına dayayarak ateşleyen Sadegül, olay yerinde yaşamım yitirdı. Olayla ilgili soruşturma sürerken saldırganın, Gazi Çatak'tan ağabeyı Hamza'run kızı Serap'ı istedıği, olumsuz yamt alınca saldınyı gerçekleştirdiği ortaya çıktı. îşsiz olduğu saptanan Ali Rıza Sadegül'ün genç kıza âşık olduğu, ancak karşıhk alamadığı belirtildi. Cep telefonlan, internet, hatta ithal TIR'lar propaganda araçlan arasına girdi Partilerin 'sanal âlem' yarışıFIRAT KOZOK ANKARA - lletişim alanındaki hızlı teknolojık gelişme, 3 Kasım seçimlerine hazırlanan siyasi parti- lerin işlerini de kolaylaştırdı. 1999 seçimlerinde henüz "keşiT' aşama- suıda olan internet teknolojisınin olanaklan, 3 Kasım seçimleri için se- ferber edildi. Geçen seçimlerde, kit- lelere ulaşmak için meydanlan bez afışlerle süsleyen partiler, eski mo- del otobüsleri kürsü edinen liderler, günümüzde propagandalannı 'sa- nal âleme' taşıdılar. Yaklaşan seçimler partilerin sa- • Geniş kitlelere ulaşmak için miting ve afiş yönteminin yetmediğini düşünen siyasi partiler artık cep telefonlanna mesaj göndererek, yurttaşlara telefon kaydı dinleterek ve internette reklam vererek propaganda yapıyorlar. nal yanşına sahne oluyor. Teknolo- lığıyla yurttaşlann cep telefonlan- jinin olanaklannı sonuna kadar kul- lanmaya çalışan partilerin başlıca propaganda yöntemleri arasında, te- lefonla propaganda (sabit, GSM), interaetten reklam, "ultra lüks" TIR'larla yapılan seçim gezilen ge- liyor. Elindeki olanaklan diğer partile- re göre daha iyi kullanan Genç Par- ti, sahip olduğu GSM şirketi aracı- na "seçim vaatieri"ni gönderirken Gençlık Marşı da partinin resmi in- ternet sitesinde isteyenlere telefon melodisi olarak gönderiliyor. Parti "HotmaiT ve "Yahoo"ya da rek- lam \eriyor. DYP, yurttaşlann sabit telefonla- nnı arayarak 3 dakıkalık ses kaydı dinletirken internet sitelerine de üan veriyor. Gazete ılanlanyla halka ulaşma yöntemini kullanan ilk parti olan ANAP, parti şarkılannı da internet sitesinden yurttaşlara dinletiyor. Son dönemde yaygınlaşan bir pro- paganda aracı da "ithal TIR'lar.'' Önce CHP tarafından getirilen da- ha sonra AKP'nin de kullanmaya başladığı TIR'lar, hem liderlerin kürsüsü olarak kullanıhyor hem de sanatçılann miting konserlerine sah- ne oluyorlar. TIR'lan îngiltere'den Türkiye'ye getifen CHP'nin kullandığı yöntem- lerden biri de intemet sitelerine ilan vermek. DEHAP LlDERl ABBASOGLU: Türkiye'de demokrasi sorunu yaşanıyor YUCELSEZER KARS-DEHAP Ge- nel Başkanı Mehmet Abbasoğta, Türkiye'de demokrasi sorunu ya- şandığını belirterek, "Bu sorun ortadan kaDanadıkça halk çok acı çeker" dedi. Eski EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ise DE- HAP'm tüm yurtta ör- gütlü olduğunu vurgu- layarak"Bubirlikteliği halldgnmi7in riiişman- hğmı isteyenler istemi- yor" diye konuştu. KarsHalitPaşaCad- desi'nde düzenlenen mitingde konuşan Ab- basoğlu, demokrasinin ve insan haklaruun ol- madığı bir ülkenin hiç- bir alanda gelişemeye- ceğini vurguladı. Etnik bir milliyetçiliğe karşı olduğunu da anlatan Abbasoğlu, "Biz bütün Türldye'yi selamlayan bir partiyiz" dedi. Ab- basoğlu, DEHAP'm hs- telerinde 107 kadın aday bulundugunu, bu raka- mın, seçimlere katıla- cak 17 partinin kadın aday sayısından fazla olduğuna dikkat çekti. Siyasette ve sosyal ya- şamda kadının önemi- ne de değinen Abba- soğlu, şöyle konuştu: "Kadının olmadığı bir alanda özgürlük ol- maz.Kadmm evden çık- madığı bir ülke, özgür bir ülke ohnaz. Kadı- nm üretime kaülmadı- ğı bir ülkede üretim de olamaz. Onun için ka- dınlan bu alanlara da- vetedryorum." ÎNCELEME SÜRÜYOR YSK9 DEHAP karannda zorlamyor Onların derdi geçimseçimlerine yakJaşırken. miting alanlannda ayakkabı boyayan. simit satan çocuklar da adeta bayram sevinci yaşryor. Miting alanlannda siyasi parti h'derierini simit satrp ayakkabı boyayan çocuklar seçimin yaratöğı canhbktan kendilerine düşen ekonomik payı kapnıa telaşmda. (Fotoğraf. AÂ) ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yargıtay Cumhunyet Başsavcısı Sabih Kanadoğhı'nun, DEHAP'm örgütlenme durumuna ilişkin gön- derdiği belgeleri ince- leyen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararver- mekte zorlanıyor. YSK Başkanı Tufan Algan karan çarşamba günü açıklayabileceklerini söyledi. Seçimlerin yapdması- na 19 gün kalmasına karşın DEHAP'm du- rumu hâlâ netleşmedi. YSK, Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Kana- doğlu'nun partinin ör- gütlenme durumuna iliş- kin gönderdiği bilgile- ri inceliyor. YSK Başkanı Tufan Algan, konunun siyasi ve hukuki boyutu oldu- ğuna dikkat çekerek "Bu bakımdan gerekü inceleme,araşurma,hu- kokvesryasetaçısından değerlendiriliyor. Hem hukuka hem demokra- sivvmgun bir karar ver- me aşamasına geldiği- mizdekaranaçddayaca- ğız" diye konuştu. Al- gan, konunun oldukça yeni ve değişik olduğu- nu belirterek "Bu ka- rarlar, hukuki baknn- dan ağniık taşır. Aslo- lan, hukuka u\ gun bir karar vermektir" dedi. Algan, DEHAP'm se- çime gıremeyeceği yö- nünde bir karar çıkrna- sı durumunda bir kan- şıklık olmayacağını, böyle bir durumda ge- rekli önlemlerm alınaca- ğını ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear