23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKİM 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA J\_ |J ğ_j J_ U J \ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Yönetmenliğini Sevinç Yeşiltaş'ın yaptığı 'Güzergâh Edebiyat', Ekim'den başlayarak her hafta TRT ekranlannda Yazar kentle buluşuncaGAMZE AKDEMİR Ilk bölümü ekim ayında TRT'de yayımlana- cak, Türk edebıyatının güçlü kalemlennde ızle- yiciyle birlıkte kenti aramak üzere çıkılan Güzer- gâh Edebiyat belgeselinın ana fikri, eserlenne ilham olan kentlerin gövdesınde edebiyatımızın güçlü kalemlerinın alıp verdığı nefesler. Yönet- men yardımcılığını Tülin Yenilmez'in, asistan- lığım Ezgi Oruz'un, danışmanlığını ve metinya- zarlığını Deniz Yüce Başanr'ın yaptığı belge- selin müzıkleri tştar Gözaydın'a ait Ekım ayın- da haftalık olarak ekranlara gelecek olan 'Güzer- gâh Edebiyat' 25'er dakikalıkbölümler halinde yayımlanacak. Zorlu bir araştırma sürecinde ekip, yazarlann tüm kitaplannı tarayarak yapıtlanndaki kent ile ilgili bölümlerin bir dökümünü çıkartıp arşivle- miş. Yazarlarla yapılan kapsamlı söyleşiler ve bu söyleşilerin sonrasında oluşturulan okuma bö- lümleri ve mekân tespitlerinin ardından da çe- kimlere geçilmiş Bir kentin sesleriyle, mekânlanyla, renkleriy- le, kokulanyla; yaşayan, etten kemikten bir var- hkçasına bir yazarda uyandırdığı duygulann izi- nı sürme güdüsüyle hareket eden Yeşiltaş, proje- nın başından bu yana yazar ve kent eşleştirmesi- ni mekanik değil duygu odaklı ele almayı tasar- lamış. 'Güzergâh Edebiyat'ı zemininde, kent yüzeyinde ise yazar ağırhİdı olarak çekerken de şehn gerçek bir roman, yazarlan da bu gerçek ro- manın gerçek kahramanlan olarak düşünmüş. Yeşiltaş'ın "Motomot bir çekim anlayışın- dan çok uzak, arşive de kalacak bir çalışma. Dramatik kurgusu, insani yönün ön planda olması, öyküler içinde öyküler içermesi ve bu duyarlıhğın yansıması gayretiyle sinema du- yarlılığı ve tadında bir belgesel" sözlenyle nı- telediği 'Güzergâh Edebiyat'ta otobiyografik yön, benzerlenni tekrar etmeme kaygısıyla, bi- lınçli olarak dokun-kaç 'zoom'lar şeklınde, öne çıkanlan psikolojik boyutun gerisinde bırakıl- mış. Aynca her yazar konu edilmemiş dizıye. Ede- biyatımızda yer etmiş olmalannın yanı sıra kent ile daha bire bir ilişkisi olan yazarlann seçilme- sine dikkat edilmiş. Şimdiye kadar Selim tleri, Enis Batur, Hilmi Yavuz. Lale Müldür, Lati- fe Tekin ve Demir Özlü'nün konuk olduğu bö- lümlerin çekimlerinin tamamlandığı 'Gözergâh Edebiyat'ın sonraki iki konuğunun Ülkü Tamer ve Nedim Gürsel olması planlanıyor. Peki tüm bu çalışma esnasında bir yanda ço- cukluğun masumiyeti, ilkgençliğin fevriliği, ilk aşk derken zihinlerinde beliren sosyal, toplum- sal bilınçlenme, geleceklerinın peşınde başka mekânlann ya da kentlerin yollanna düşüş der- ken birden çok geride bırakılan memleket yılla- nnın biraz buruk, biraz coşkulu hatırlanışı nasıl bir yolculuk olmuştu yazarlar ıçin? "Müthişti. Hepsi çok duygulandılar, etki- lendiler" sözlenyle yanıthyor sorumuzu Yeşil- taş: "Çocukluğun aranışı, bırakılan şeylerin kimi bulunamayışı ve bunun zaman zaman ya- rattığı büyük hayal kınldıkları, buna karşın yıllar sonra gidiîen o iliklerine kadar ait ol- dukları mekânlarda hissettikleri olağanüstü duygular müthişti. Mesela Enis Batur, Eski- şehir'e 17 yıl sonra ilk kez bizimle geldi. Araş- tırmca gördük ki kitaplannda çok fazla olma- sa da Eskişehir onu arka planda o kadar çok beslemiş ki. Hep Eskişehir'e bir gönderme var, çocukluğu orada geçtiği için. Okuduğu ilkoku- la gitti, bisiklete bindi. Çocukluğunda bisikle- tiyle gidip geldiği okul yolunu. aynı güzergâ- hı yine bisikletle sanki okula gidiyormuş gibi dolaştırdık çekimlerde. Hatta Enis Batur bu program sırasında bir şiir de yazdı. Hilmi Ya- vuz'u Bodrum'da çektik. 15 yıl sonra şimdi restoran olmuş olan evine gitti. Orada çok gü- zel şiirler yazmış. Adalet Ağaoğlu ve diğer ya- zarlarımız da büyük bir coşkuyla katüdüar." Bize son derece sıradan gelen bir görüntü, bir yazan, yaratıcıyı nasıl etkiliyor? Kitaplannda na- sıl yer ediniyor? Nasıl yazıyorlar? Hangi kentle- ri niçin seviyorlar?.. Tüm bu sorulara cevap arar- ken ve verirken yazarlan bugüne kadar işlenme- yen kdmi yönleriyle de topluma mal eden 'Gü- zergâh Edebiyat'ın bu noktada bir aracı. bir köp- rü görevi gördüğü düşüncemizi paylaşıyor yö- netmen. Özellikle 'genç okur' için de bir yol gösterici olduğunu vurgulamayı ihmal etmeden .. Belgeselin araştırma aşamasında karşılanna hemen hepsi benzer fotoğraflann çıkması üzeri- ne bu alanda arşivsel bir boşluk olduğunu fark e- den Yeşiltaş, Merih Akoğul'u aramış: "Madem yazarlarımızı böylesine önemsedikleri, yaşam- larında önemli yeri olan köşelere götürüyo- ruz, o köşelerde o duygularını ölümsüzleştire- cek fotoğrafları da çekilsin ve bu fotoğrafları da usta bir sanatçı çeksin diye düşündük. " Teklifi heyecanla kabul eden Akoğul'un bu re- • simlerden oluşan ve şu anda mekân araştınlan sergisı de bir TRT projesı ve sergisi olarak dizi- nin yayımlandığı ilk gün açılacak. • Mekânlara insanların öykülerini sığdırmak... • "Bir kenti yazmak... însan- irlerde dizeler boyu kentin iz- yazar, bir ozan gibi bakmak... ların öykülerine mekânları lerinı sürmek... Yaşadığımız Bakıp da yazmak... Bazen ana sığdırmak... Yadamekânlara sokaklan, önünden geçtiği- kahraman olarak, bazen satır insanların öykülerini sığdır- miz binaları romanların, öy- aralarındagizleyerekbir ken- mak. Roman kahramanlannı külerin kahramanlan kıl- ti yazmak..." Böyle diyor Se- kentin kaldırımlarındayüriit- mak... Bakıp da görmedikle- vinç Yeşiltaş,yapım ve yönet- mek, yağmur altında düşün- rimize, görüp de vazgeçme- menliğini gerçekleştirdiği dürmek, açık pencerelerden diklerımize satırlarda anlam belgesel dizi 'Güzergâh Ede- hayallereyönlendirmek... Şi- katmak. Kente, kentlere bir biyat'için. Prof. Henri Godard, Louis - Ferdinand Celine'in kitabı üzerine araştırmalannı anlatacak Celine'in dünyasma yolculuk YİĞİT BENER Yapı Kredi Yayıncüık'tan çıkan 'Gecenin Sonuna Yolculuk' adlı kıtabın yazarı Louis-Ferdinand C£line üzerine araştırmalan olan Profesör Henri Godard, Türki- ye'ye geldi. Yapı Kredi Yayıncılık tarafından ayın kitabı seçilen 'Ge- cenin Sonuna Yolculuk'u üzerine bugün saat 18.30'da, Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Kü- tüphanesi'nde bir söyleşiye katı- lacak Godard, 3 Ekim Perşembe günü saat 19.00'da ise Fransız Kül- tür Merkezi'nde 'Henri Godard: Celine, skandal' konulu bir kon- ferans verecek. - Celine dışında Malraux, Gi- ono, Guillous, Queneau gibi ya- zarlar hakkında da kitaplarınız var. Celine'in XX. yüzyıl Fransız edebiyatındaki yeri nedir? HENRİ GODARD - Sözünü et- tiğiniz yazarlarla birlıkte Celine, Fransız edebiyatında olağanüstü • Biryandan genelde ifade etmeyepek cesaret edemediğimız gerçekleri kasıtlı olarak abartılı bir biçimde diîe getirirken öte yandan da her şeye rağmen bu gerçekler hakkında insanları güldürmesini bilmek: îşte Celine 'in gücü tam da bu noktadadır. bir kuşağın içinde yer almaktadır. Tümünün de ortak noktası, çok keskin bir varoluşçu duyguya sahip olmalan ve hemen hepsınin roman biçiminin yenilenmesi iradesinı or- taya koymalandır. - Celine hakkındaki gelenek- sel söyleme karşı tepkilisiniz, hatta bu yüzden "Celine Skan- dal" adlı bir kitap yazdımz. Ne- den? GODARD - Celine hakkında söylenenler genellikle "büyük ya- zar" ama "ırkçı, kötü adam" tü- ründen kolay karşıtlıklardan ibaret oluyor. Bu basit söylem insanlan o kadar etkiliyor ki, bununla yetinip, her iki deyimin de anlamını derin- lemesine incelemeyi unutuyorlar. - 'Gecenin Sonuna Yolcu- luk'un içeriğinin karamsarlığı haklı olarak vurgulanıyor. An- cak kitabın mizahi yönü de çok güçlü. Görünürdeki bu çelişkiyi nasıl açıklayabiliriz? GODARD - Bir yandan genelde ifade etmeye pek cesaret edemedi- ğimiz gerçekleri kasıtlı olarak abartılı bir biçimde dile getirirken öte yandan da her şeye rağmen bu gerçekler hakkında insanlan gül- dürmesini bilmek: tşte Celine'in gücü tam da bu noktadadır. - Yolculuk'u yazdıktan 25 yıl sonra Celine bu romandaki dili- nin "mide bulandırıcı derecede ürkek" olduğunu söylüyor. Ro- manlarının biçeminde sizin de altını çizdiğiniz gelişimi nasıl ta- nımlayabiliriz? GODARD - Bütün o çarpıcı ye- niliklere ve kışkırtmalara karşın Yolculuk'ta, geleneksel Fransızca- nın yapısının bozulmasına yöne- lik, tam anlamıyla biçemsel olarak nitelendirebileceğimiz dönüşüm- lerdeki cüret ve yeni bir biçemin oluşumu henüz sınırlıdır. Özellik- le de geleneksel noktalama işaret- lerinin terk edilip söylem parçala- n arasına tek bir işaretin, üç nok- tanın kullanılması gibi yeni yakla- Henri Godard bugün saat 18.30'da Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi'nde olacak IŞ BANKASI KOLEKSÎYONU'NDA 1914 KUŞAĞI Ibrahim Çallı ve atölyesi Kültür Servisi - Çağdaş resim sanatçılanndan İbra- him Çallı ve Çallı Atölye- si'nden yetişen sanatçılann yer aldığı sergi 2 - 30 Ekim tarıhleri arasında Ankara Çağdaş Sanat Merke- zi'nde, 4-30 Kasım tarihle- ri arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde göriilebilecek. îş Bankası Resim Koleksi- yonu'nda, '1914 Kuşağı' olarak da anılan ve Türk re- sim sanatında kökten bir de- ğişimin öncülüğünü üstlenen Çallı Kuşağı'nın 145 yapıtı- na yer veriliyor. Sergıde Çal- lı Kuşağf ndan Hamit Göre- le, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mahmut Cuda, Şefik Bur- salı, Ercüment Kalmık, Nu- ri lyem, Nurullah Berk, Şe- ref Akdik ve Eşref Cren'in yapıtları da sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Ankara Çağdaş Sanat Merkezi (0312 468 21 05) / Eskişehir Anadolu Üniversi- tesi (0222 335 05 81) Sergide Çallı Kuşağı'ndan Eşref Üren'in resimleri de yer alıyor. şımlar daha çok ikinci romanmdan, Taksitle Ölüm'den itibaren daha belirgin hale gelir. Daha sonra, yer- gi yazgılannın da katkısıyla geli- şen Celine'in biçemi, tam olgunlu- ğuna ancak son dört romanında ka- vuşur. - Edebiyatta sizce çevirinin ye- ri nedir, özellikle de Celine gibi yazarlar söz konusu olduğunda? GODARD - Yolculuk'un insani içenği çok güçlüdür ve biçemi de zor olmakla birlıkte başka bir dile aktanlabilecek özellikleri de taşı- mayı sürdürmektedir, yeter ki çe- virmen Celine dılinin özelliklerine duyarlı olsun. Daha sonraki ro- manlan ise çok daha zordur, ancak unutmayalım kı Joyce'u çevirile- rinden okuyan çok sayıda okur da var. Bu gibi durumlarda çeviriyle aktanlabileceklerin önemi, çeviri- de ister istemez kaybolabilecek özelliklerden daha baskındır. XX. yüzyıhn dünya edebiyatında kimi yazarlann önemı o kadar büyükrür ki, çeviriyle de olsa onlan İceşfet- mekten ancak mutlu olunabilir. Prof. Henri Godard fclmdlr? 1937 doğumlu Profesör Henri Godard, Paris IV (Sorbonne) Üni- versitesi'nde XX. Yüzyıl Fransız edebiyatı hocası. Daha önce de Pa- ris 7-Denis Diderot ve ABD'de Harvard ve Stanford'da hocahk yaptı. Doktora tezini Celine'in po- etikası konusunda veren Henri Go- dard'ın, bu yazar hakkında yayım- lanmış dört kitabı ve çok sayıda makalesi var. Celine dışında Mal- raux, Queneau, Giono, Guilloux gibi yazarlar hakkında ve daha ge- nel anlamda XX. yüzyıl Fransız edebiyatı hakkında çeşitli incele- meleri yayımlandı. Godard'ın yapıtlanndan bazıla- n şunlardır: Albüm Giono, ed. Gallimard, 1980. Celine'in Poetikası (Poetique de Celine), Gallimard 1985. Celine'in El Yazmaları ve Alı- nacak Dersler (Les Manuscrits de Celine et leurs leçons), ed. du Le- raud, 1988. Edebiyatın Öteld Yüzü (L'aut- re Face de la litterature), Gallimard, 1990. Henri Godard Gecenin Sonu- na Yolculuk'u Yorumluyor (Hen- ri Godard commente le Voyage au bout de la nuit), Gallimard, 1991. Celine Skandal (Celine Scanda- le), Gallimard, 1994. Bir Giono'dan Ötekine (D'un Giono âl'autre), Gallimard, 1995. Celine'in Taksitle Ölümü Üzerine Yorumlar (Mortacredit de Celine), Gallimard, 1996. tnsanlık Durumunun Roman- cısı Olarak Louis Guilloux (Lo- uis Guilloux, Romancier de la Condition Humaine), Gallimard, 1999. Andre Malraus Dostluğu (L'Amiti'e Andre Malraux), Galli- mard, 2001. DOB, sezonu ünUepin okulunda açıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Opera ve Balesi (DOB) yeni sezon açıhşını, 1985 yılında Mamak Belediyesi'ne tahsis edilen ve Fazıl Say, Mehmet Ali Erbil, Hülya Koçyiğit, Cihan Ünal gibi ünlü sanatçılann da eğitim gördüğü tarihi konservatuvar binasında gerçekleştırecek. 17 yıl önce Mamak Belediyesi'ne devredilen tarihi opera binası, DOB'nin yeni sanat yılı açılışına 12 Ekim'de ev sahipliğı yapacak. DOB Genel Müdürü Remzi Buharah yaptığı açıklamada nostaljik bir konser vermek için bu binada karar kıldıklannı belirtirken, açılış konserine 200 eski mezunu davet ettiklerini söyledi. Şef Naci Özgüç'ün yöneteceği konserde, Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma. Rossıni'nin Sevil Berberi, Verdi'nin Rigoletto, Bizet'nin Carmen eserleri soprano Funda Ateş ile Esin Talınlı, tenor Ihsan Ekber ve bariton Serkan Kocadere tarafından seslendirilecek. Aliağa Kyme kazıları • ALİAĞA (AA) - Izmir'ın Aliağa ilçesindeki Kyme Antik Kenti kazı çalışmalannı 35 yıldır yürüten Italyan arkeolog Prof. Sebastiana Lagona, Kyme'nin, 3-4 bin yıl önce kurulmuş bir şehir olduğunu söyledi. "Kyme Akdeniz Limanı Toplantısı'nda konuşan Prof. Lagona. kentteki tiyatronun Anadolu yanmadasının en büyüklen arasında yer aldığını ve 3 ayn dönemde inşa edildiğini bildirdi. 35 yıldır sürdürülen çalışmalar sırasında, tıyatro, hamam, sütunlu yol ve kale duvarlannın da aralannda bulunduğu çok sayıda bulgunun meydana çıkanldığmı anlatan Italyan arkeolog, "Kazı çalışmalan hızla devam ediyor" dedi. ttalya'nın Catania Üniversitesı'nden Prof. Carmelo Crimi ise Prof. Lagona'nın Kyme kazılannı 'büyük bir önemle' izlediklerini kaydetti. Ankara'da Bedri Rahmi sergisi • Kültür Servisi - Türk resim sanatının önemli isimlerinden Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun sergisi, bugün Nurol Sanat Galerisi'nde Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumın tarafından açılacak. 24 Ekim'e kadar devam edecek sergide sanatçının değişik dönemlerinden eserler yer alacak. İlk yapıtlannda izlenimci bir renk anlayışı ortaya koyan sanatçı, gravür, serigrafi ve litografî teknikleriyle albümler düzenledi,daha sonra yazmacılık ve mozaik çalışmalanna yöneldi. 1958'de Uluslararası Brüksel Sergisi'nde yaptığı 227 m2'lik mozaik panosu ile altın madalya aldı. 1975'te ölen sanatçının Resim Heykel Müzesi, Milli Kütüphane, Modern Art Museum - New York ve özel koleksiyonlarda pek çok yapıtı bulunuyor. (0 312 468 86 70) Devlet Gençlik Korosu eleman alacak • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı, Devlet Çoksesli Gençlik Korosu bünyesinde amatör olarak 10 yıldır faaliyet gösteren Devlet Çoksesli Gençlik Korosu'na sınavla eleman alacak. Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, ko'ro için başvuranlar, 19-20 Ekim 2002 tarihlerinde. Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılacak sınavla değerlendirilecek. Sınava, en az ortaokul veya eşdeğer bir okul mezunu, smav tarihi itibanyla 26 yaşından gün almamış, yeterli müzikal işitime ve sese sahip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlan katılabilecek. Sınav ıçin başvurular, Devlet Çoksesli Korusu Müdürlüğü'ne, 30 Eylül-17 Ekim 2002 tarihleri arasında, şahsen veya veli aracılığıyla yapılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear