23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2002 PAZAR • • • • 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul K 1 Sinop K 3 Adana Edme PB -3 Samsun K 4 Mersın Koıaelı K 1 Trabzon Çaiakkale PB 26 Giresun Izrrir Y 9 Diyarbakır K PB 4 Ankara Y 19 Şanlıurfa K K -2 Mardin K Manısa PB 3 Eskişehir K -3 Siirt Aydın PB 4 Konya K -2 Hakkâri Denıziı K 1 Sıvas K 1 Van Zonguldak K 2 Antalya PB 9 Kars Marmara'nın batısı ıle kı- yı Ege dışında tum yurt yağışlı geçecek. Yağış- lar Marmara'nın doğu- su, Batı Karaderuz, Do- ğu Akdenız, Guneydo- gu Anadoiu ıle Doğu Anadolu'nun guneyinde etkılı olmak uzere kar, Akdenız kıyılannda etkı- lı yağmur ve yer yer kar- ia kanşık yağmur, Doğu Karadenız kıyılannda yağm ur şeklınde olacak. Munih k Çok bulutlu '«*»«. Yagmurtu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada nuna el koydu.Doğalgaz uzerinden halkı soyan, aşırı kâr elde eden belediyelere karşı halkın yanında vazi- yet aldı. Öncelikle belediyelerin kaytardıkları halk yaranna olanaklı olan neyse, onun yapılmasım emretti. Gazdan ahnan yüzde 18 KDV'nin çok aşağılara çe- kileceğinin işaretlenni verdi. Toplum ayakta. Kırgın değıl, kızgın. Soğuk vuaıyor. Belediyeler vuruyor. Şu hale bakınız: Gazeteler (belediye başkanlarının öne surduğü savların tam tersine) bugünkü uygula- maya karşın doğalgaz fiyatının 260 binlere inebilece- ğini hesap edebıliyor. Gazetelerden öncefiyatı 260 binlere indirmekle gö- revli olan büyükşehir belediyeleri ise halkı soymayı da- ha nasıl surdüreceklerinin savunusunu yapıyorlar. Ağzı olanın konuştuğu Türkiye işte bu! Soğuktan öl dercesine, ölü soyucusu gibi davran- mak! Halkın seçtiği, halkı soyan biryönetim modeli. Saç düşüp kel görününce ortaya çıkan örneklere bakınız: Bir büyükşehir belediye başkanı kânn yansından vazgeçeceğini (doğru okunursa bu ifade, vazgeçile- bıleceğını) söylüyor. Yuz kere pes! Bır başkası bırtakım karışık söylemlere rakamfar karıştırdıktan sonra, orneğın BOTAŞ indirim yaparsa (bugüne oranla yuzde yüz indırimle) fiyatın 213 bin li- raya düşebileceğıni öne sürüyor. Bin kere pes! Enerji Bakanı yarın "böyyük" belediyelerin başkan- larını topluyor. Son hedef: Fıyatlar inecek! Ya başkanlar direnirse? Bu olasılığa karşı Bakan Zeki Çakan hükümetin kararlıhğını açıklıyor: "Pazar- tesigünü toplantıda belediye başkanlan benim hesap ve önerilerime direnirse hukuku işleteceğim. (Ebette dileğimız sözünü tutması) Tümyetkimikul- lanacağım. Başkanlar ne demek istediğimi iyi bilir." Laftan anlamayanın (anlaması için) hakkı kötektir'e gelen bir uyarı! Belediye başkanları akıl almaz bir mantık işletiyor. Fiyat yan yanya düşse bile sadece kârdan zarar et- tiklerini TV ekranlannda halkın gözünün içıne baka ba- ka söyleyebilıyoriar. Oysa, halka hizmet baş sloganları. Içlerinden biri, hepsi demeye insanın dili varmıyor, karakışın başlan- gıcında halka dönüp doğalgazı zaranna satmaya baş- layacağını ilan edebilseydi, ne kadar büyüyeceğinı düşünmüyor. Duşunmüyor değil, düşünemiyor. Gözleri halkın cebinde. Hele içlerinde bin var ki, (adını yazmaya gerek yok. O, kimden söz edildiğini, halk da onun kim olduğunu bılir) yöneticılikte tam bir üçkâğıtçı. Halkı soyarak alınan paraları seçim yatırı- mı alanlarında kullanmak tek amacı. Bu adam bir pro- totip: Cin fikirli olduğunu sanan akıl fukarası. Bu kış, başından geçenlerle belediye başkanlan konusunda deneyim sahibi olan halk; bugünkü büyük kent belediye başkanlanndan ilk seçimde kurtulma- yı başarmalı! ••• Olayın siyasal açıdan sevindirici bir başka yönü de var. Muharrem Sarıkaya (Hürriyet'te) yazıyor: "Ecevit öğleden sonra Cumhurbaşkanı ile yaptığı haftalık ola- ğan görüşmenin hemen ardından Enerji Bakanı Zekı Çakan ile BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Bildacı yı Başbakanlık'a davet etti. Görüşmede doğalgaz fiyatının düşûrülmesi içinyüz- de 18 olan KDVoranının yüzde 8'e ındirilmesi ve Ça- kan'ın girişimi ile yüzde 25'ten yüzde 5'e düşürülen Akaryakıt Tüketim Vergisi'nin de tamamen kaldınlma- sı üzerinde durulduğu öğrenildi." Bu yazının yanı başındaki sütunda Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'in halktan gelen tepkiler ve şıkâyetleri içeren "uyan'yazısını Enerji Bakanı'na gön- derdiğı haberi yer aldı. Ikı bilgınin ortak yanı: Çankaya'da karakış felake- tiyle patlak veren doğalgaz rezaletiyle ortak bir karar- lılığın ortaya çıktığı anlaşılıyor. Çankaya görüşmesın- den sonra Ecevit'in Başbakanlık'ta yetkilileri toplaya- rak doğalgaz fiyatının mutlaka aşağı çekılmesi emrı- ni vermesi, bu yargıyı doğruluyor. Yazının başına dö- nelim, özet yapalım: Beklenmedik diye nıtelenmeye- cek, oysa beklenen bir değil iki olay oldu. Toplumsal sağduyu böyle olaylara hasret! SinanAygün, dışa bağunlıhğı arttının uygulamalann halka 'reform 'olarak sunıdduğunu savundu IMF çıkar amaçlı suç örgütüANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve uluslarara- sı para örgütlerinin dayattığı "borç silahı" ile ağır yarah duruma düştüğünü belirterek "IMF, gelişmekte olan ülkeler için çıkar amaçb ekonomik suç örgütüdür" dedi. Aygûn, ATO tarafından düzenlenen, "Dünden Bugüne Kuvayı Milliye. Ulusai Güç Birliği" sempozyumunun. "Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşunda Kuvayı Milliye" konulu oturumunun açılış konuş- masını yaptı. Uzun yıllar dünyanın kendi ken- dine yeten ülkeleri içinde ilk sıralarda yer alan Türkiye'nin, küreselleşme sürecine gi- rildikten sonra, dışa el açan bir ülke konumu- na düştüğünü ifade eden Aygün, dışa bağım- lılığı arttıran uygulamalann halka "ekono- mik reform" olarak sunulduğunu iddia etti. Yurtdışından alınan büyük borçlara rağmen "güçlü bir atüımın" gerçekleştirilemediği- ni kaydeden Aygün, "Türkiye ile gölge oyu- nu oynanmaya çaüşıldığı bir dönetnde, ola- na bitene seyirci kaiamayız" diye konuştu. Türkiye'de devlet gelirleri, bütçe rakamla- n gibi çok önemli konulann niyet mektupla- nyla, ülkenin para, maliye, döviz kuru ve ge- lirler politikalannın da IMF tarafindan belir- lendiğini ifade eden Sinan Aygün, "IMF bi- zi batırdı arkadaşlar... VefaâlâTürkiye'de IMF polirikaları devam ediyor. IMF, geliş- mekte olan ülkeler için çıkar amaçb eko- nomik suç örgütüdür" diye konuştu. Kabinede büyûme oranı kargaşasıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Maliye Bakanı Sümer Oral, vergi gelirleri tahminine te- mel oluşturan büyüme hedefı ko- nusunda çeliştiler. Derviş, vergi gelirlerinin yüzde 3 büyümeye göre belirlendiğini belirtirken 0- ral, "Vergi gelirleri tahmin edi- lirken büyüme hızı yüzde 4 alın- mışür" dedi. Bakan Oral, doğalgazın ucuzla- ması için vergilere (yüzde 18 KDV ve 5 bin lira Akaryakıt Tü- ketimVergisi) ilişkin çalışma olup olmadığı sorusu üzerine, Başba- kanlık ve Enerji Bakanlığı'nın ça- lışma yürüttüğünü anımsatarak "Bir tek vergi boyuruyla ele alınmıyordu. Normal saüş fıya- tuun aşağı indirilmesi söz ko- nusu" dedi. Oral, memur maaş- lannda iyileştirmeye ilişkin 15 O- cak'a kadar çıkanlması gereken Bakanlar Kurulu karan çalışma- Kemal Derviş ve Sümer Oral, büyüme hedefi konusunda çeliştiler. Derviş, vergi gelirlerinin yüzde 3 büyümeye göre belirlendiğini belirtirken Oral, "Vergi gelirleri tahmin edilirken büyüme hızı yüzde 4 ahnmıştır" dedi. lannın Başbakanlık'la ortaklaşa yürütüldüğünü bildirdi. Memur maaşlanna yüzde 10'lukilkyan- yıl zammı dışında aralık ayı enf- lasyonu nedeniyle oluşan farkın verilip verilmeyeceği sorusu üze- rine Oral, "2000'de ne yapıldıy- sa, 2001 'de o yapıür" dedi. Derviş'in, programda büyüme rakamının yüzde 3'e çekildiğini açıkladığı anımsatıldığında Oral, "Kendisiyle konuştum. Böyle bir şey söylemedi bana" dedi. Derviş, 2002 bütçesinde büyüme hedefı yüzde 4 öngörülmüş olma- suıa karşın, "Büyümeyi ne ka- dar yüksek rutarsanız o kadar vergi gelirini yükseltmeniz ge- rekir. Biz onun için vergiyi yüz- de 3'e göre tahmin ettik" dedi. Oral ise vergi gelir tahmininin yüzde 4 büyümeye göre belirlen- diğini, "Vergi gelirleri tahmin edilirken büyüme hızı yüzde 4 alınmıştır" sözleriyle doğruladı. Derviş, önceki akşam TRT 1 'deki programda, bütçe yapıldık- tan sonra büyümerakamınınde- ğiştiriknesini, "Büyüme hızı ta- ahhüt anlamına gelmez" diye savunmaya çalışü. Siyaset konusunda söyledikleri- nin yanlış anlaşüdığını belirten Derviş. 10 ay öncesine göre siya- setin yapısıyla uyuşup uyuşmadı- ğı konusunda şüphelerininarttığı- nı söyledi. Derviş, dalgalı kuru şoklara karşı emniyet unsuru olarak nite- lendirirken "Türkiye yeniden yı- kümayacak" dedi. Derviş, kur dı- şında ikincı tehlikenin bankacıhk sistemindeki damarlann patlama- sı olduğunu, sermaye aktanmıyla bu tehlikenin ortadan kaldınlaca- ğmı belirtti. Derviş, bankacılık sektörünün yüzde 15-20'sininya- bancı sahipligine geçmesine sevi- neceklerini söyledi. Batı frakya'da tpafik kazası • GÜMÜLCtNE (AA) - Batı Trakya'da Gümülcine kenti yakınlannda meydana gelen trafik kazasında, yaşlan 16-24 arasında olan Gümülcineli 8 Türk genci yaşamını yitirdi. Polisin yaptığı açıklamaya göre, önceki gece 21.45'te Seymen (Filakas) köyü yakınlannda meydana gelen kazada Kadir Hüseyin'in (24) kullandığı özel araç, karşı yönden gelen Özcan Oruçoğlu'nun (22) yönetimindeki araçla çarpıştı. Polis, kazaya ilişkin soruşrurmanın başlatıldığını açıkladı. KULTUH • SâH*T (0212) 293 89 78 AL GÖZÜiVI SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Kim Demiş Çalışan Kadın MutiudurDiye • Baştarafı Arka Sayfada sofra kuracaklardı. Sonra çocuğa ders ça- hştıracaklardı. Ve uyuyacaklardı: en çok istedikleri şey uykuydu. Aşk, yaşam konu- sunda düşünmek sadece kadın dergilerin- de anlatılan uzak bir seraptı. Cumartesi, pazarlar daha da berbattı. Cumartesi ailecek toplu halde alışverişe gitme günüydü. Pazar günüyse evdeki ek- sikleri tamamlamak, yapılmanıış ütüleri yapmak gerekiyordu. Hiç tatil yoktu. Hiç aşk yoktu. Hiçbir de- ğişiklik yoktu. Bunlan düşünürken birden kendimi. "Toplumsal hayatı organize edilmemiş toplumlarda kadınlar asla çalışmama- lı!" derken buldum. Çünkü ortada. "Ka- dın çalışmalı" diye bir yutturmaca vardı. Bazılarının bu sözleri okurken bana kıza- caklannı biliyorum. Ama kızmadan önce bir düşünseler. Evet kadın çalışmalı da, o- nun yaşamını kolaylaştıracak hangi önce- likler var bu ülkede? Batı'da var. biz biz- den konuşalım. Bir zamanlar yüz işçinin çalıştığı her işyerinde bir kreş kurulması zorunluluktu. Bazı fabrikalar bu nedenle doksan dokuzuncu işçide dururlardı. Ama o zamanlar sendika gibi sendikalar vardı, bu konuda bastınrlardı ve o dönemde ça- lışan işçi annelerin çocuklan şanslı çocuk- lardı. O zamanlar süt emziren annelerin günde bir saat boş vakti vardı. Ama uzun zamandırbunlaryok. Hayal bile edilmiyor. Sonra bu kenti bir düşünün. Istanbul 14 milyon nünıslu bir kent. Ve kentin bir ucun- dan bir ucuna çahşmak için en ilkel koşul- larda gidip gelen kadınlar. Onlara bakıyo- rum; sonsuz bir yorgunluğu peşlerinde sü- rüklüyorlar. Birileri diyebilir ki, ama çalışan kadın kendi parasını kendi kazandığı için bağım- sızlaşır. kendine güveni gelir. Hayır o iş hiç de öyle değil. Bunu ben söylemiyo- rum. Çalışan 500 kadınla ilgili yapılan bir araştırmanın sonuçlan bunu söylüyor: "Çahşma yaşamında yer alan kadın, ai- lesinde ekonomik alanda bir rahatlığa yol açmasına rağmen elde ettiği gelirini bağımsız olarak kullanamamakta. geli- rin kontrolünü e\in erkeğine bırakmak- tadır. Böylece 'Evin geçimini sağlayan er- kektir' düşüncesi değişmemekte. kadı- nın geleneksel, evinin kadını. çocukla- nn annesi rollerine aile gelirine katkı rolfi de eklenmiş bulunmaktadır. Bu bakımdan, kadının yaşam kalite- sini arrtırarak ekonomik bağımsızlığını elde ettiği düşüncesi de yanılgıdan iba- ret kalmaktadır." Ben de bu düşünceye yürekten katılıyo- rum; zaten bu konuda yazmayı, Uludağ Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Serpil Aytaç ve Yrd. Doç. Dr. Özlem Işı- ğıaçık'ın "Kadın Işgücünün Yaşam Ka- litesi Açısından Ekonomik Bağımsızlığı Üzerine Bir Analiz" başlığını taşıyan araştırmalannın sonucunu görünce karar verdım. Bugünlerde kimse bana, 'Para ka- zanan kadın. bağımsızlığını kazanır ve yaşam kalitesi yükselir' demesin. Her adım başında bunun tersini kanıtlayan ha- yat hikâyeleri dinliyorum. Ha böyleleri yok mu? Elbette var ama bayağı bir azınlık. Üstelik iş ha>'atı, rekabet kadının o naif, ko- lay incinebilir iç dünyasını hallaç pamuğu gibi atıyor ve en beklenmedik kadınlar bir sinir krizinin eşiğinde yaşıyorlar. Keşke yanılsam. seyreyleisii(Ş yahoo.com Bu kahkaha tufanında filmin sonu başından belli 11 OCAK'TA SİNEMALARDA GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Hemen değiştirile, önemli değil uğnına kaç kişi ölmüş...' Bir de terör listesi yapmaktan hoşlanırdı, örgütler bazen desteklenir, bazen boşlanırdı. Cehennemden yer beğenmeliydi listeye giren, Terör listesi yenilenirdi nadiren. Bazı ülkeler listeden çıkar, bazılan girerdi, Baybuş, işine gelirse büyüklük sergilerdi. Gelmezse atardı narasını, ateşlerdi füzesini, Yeniden düzenlerdi tarih müzesini. 'Ülkesini nasıl ayakta tutar baybuş, Bu kadar silahla savaşla, Tann aşkına biraz yavaşla' demeyin. Savaş aynı zamanda ticaret demekti, Bunun için her kıtaya ayn tohum ekti. Diyelim ki petrol zengini bir ülke... önce etrafıyla kızıştırılır, 3-5 ülke sıkıştınlır... Biri ötekini işgal ederken, Baybuş izler, 'müdahale erken...' İşgal edilen ülke can havliyle yardım ister, Baybuş, 'Hay hay' der, 'senin için dökerim ter. Ama bütün masraflanmı ödersin, Toprağına da yerleşirim, ne dersin?' Baba baybuş bu yolla körfezlerde savaştı, En hızlısı oydu, ötekileryavaştı. 55 milyar harcadı ama, 60 milyardı tahsilat, Işin tamamsa, hukuk muguk önemli değil, sil at. Baybuşun ülkesindeki karar vericiler, Hertürlü politikayı işliyordu, İşine gelmeyeni atıyor, geleni afişliyordu. Önemli kararlar alınacağı zaman, Aralarında ikiye bölünmüş gibi yapıyorlardı. Kimine şa-hin deniyordu. Onlar ki, her karştlarına çıkanı vurmak, Ozon tabakasının az üstünde durmak, Baybuşun gücünü tüm galaksiye duyurmak, Düşüncesindeydiler... Kimine güver-cin deniyordu. Onlar ki, herkesle diyalog kurmak, Cephe yerine köprü kurmak, Karşı çıkanla savaşmayıp biraz burmak, Düşüncesindeydiler... Yerkürenin öteki coğrafyalan da, Gözlerini buraya dikmiş Verilecek kararları bekliyoriardı. Duruma bakıp düşüncelerini ekliyorlardı: 'Aa yaşasın güvercinler kazanıyor, O zaman 'ırak'/an vurmazlar, Savaş planı kurmazlar. Zaten biliyorduk, Bizi kırmazlar...' Rüzgâr biraz ters esince, Güvercinler sesini kesince, Sızlanmaya başlıyorlardı ince ince: 'Şahinler öne çıkıyor, Yandık, bize de fatura çıkıyor. Razıyız önümüze konsa fatura, Ya derierse 'siz de takın kasatura', Başka çaremizyok, onunla kaderimiz, Evet demeliyiz, kızarsa da derimiz...' Başbuşun planı ise çoktan hazırdı: 'Vahganistan işini bitirince, Usul usul batıya kayanm, Tek kusurum yok, 24 ayanm. Şu dam üstündeki ç-ırak da kim oluyor, Alınm kellesini onun da işi biter, Kalana sonra bakanm, şimdilikyeter.,.' Bakalım ne zaman gelir evrene aklı selim, Son sözü söyleyip, masalımızı keselim: Yeryüzündeki hiçbir şey, Imparatoriuk politikalan kadar, Pis kokmaz! ankcum@ttnet.net.tr Suudi Arabistan sözünü tutmadı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışışleri Bakanlığı, Mekke'de Osmanlı Imparatorluğu döneminden kalma El Cihat Kalesi'nin yıkıknasından duyulan üzünrünün Suudi Arabistan'a iletildiğini açıkladı. Suudi Arabistan ile geçen yıldan bu yana yürütülen girişimler sonunda kalenın yıkılma karanndan vazgeçildiği yanıtının alındığuu ammsatan Dışişleri, El Cihat Kalesi'nin bulunduğu bölgede iş merkezi ve otel kurulacağını bildirdi. 12 yMa 1252 subay attdı • ANKARA (ANKA) - Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, AKP Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın soru önergesini yanıtlarken, Yüksek Askeri Şüra kararlanna göre, 1990 yılından beri disiplinsizlik ve ahlaki durumlan nedeniyle 357 subay ve 895 astsubayın TSK'den ilişiğinin kesildiğini bildirdi. 1990'da 47 subay, 143 astsubay; 1991'de 19 subay, 78 astsubay; 1992'de 13 subay ve 48 astsubay; 1993'te 13 subay ve 35 astsubay; 1994'te 16 subay ve 38 astsubay; 1995'te 18 subay ve 59 astsubay; 1996'da 15 subay ve 32 astsubay; 1997'de 40 subay ve 114 astsubay; 1998'de 127 subay ve 114 astsubay; 1999'da 17 subay ve 61 astsubay; 2000'de 20 subay ve 102 astsubay; 2001 de ise 11 subay ve 70 astsubay ordudan atıldı. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Ankara Büromuzda çalışma arkadaşımız Osman Selçuk Özer'in babaannesi BELKIZ KASAPOĞLU vefat etmiştir. Arkadaşunıza ve yakmlanna sabır ve başsağhgı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear