01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6OCAK2002PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Indrimli flyatıyta 11 3.000.000 TL polltlka Bülent Tanla Arjantin'e gitti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP. Arjantin bunalımını aynntılı biçımde incelemek ve gerçekçi bir değerlendirme yapabilmek ıçin Genel Başkan Danışmaru Bülent Tanla'yı Arjantin'e gönderdi. Tanla. gezi sonucunda knzın gerçek nedenleri, IMF ile ilişkilenn içyüzü ve Arjantin mucizesinin sosyal patlamaya dönüşmesinın hangı politıkalann sonucu olduğu konulannda Genel Başkan Denız Baykal'a bir rapor sunacak. Çiller'den hiikümete çağrı • İstanbul Haber Servisi - tstanbul Büyükşehır Beledıye Başkanı Alı Müfit Gürtuna'yı ziyaret eden DYP Genel Başkanı Tansu Çıller, hükümetin karda. kışta kıyamette yurttaşlan rahatlatmak içın hıç olmazsa 3 ay boyunca doğalgaz. otogaz ve tüpgazdan \ ergi almamasını önerdi. Çiller, hükümetin dış polıtıkasını da eleştırerek "Türkiye, büyük devlet imajından hasta adam imajına geçti. Burnundan sürüklenen bir görüntü veriyor" dedi. Kamu İhale Yasası tartjşıldı • ANKARA (AA)-DSP Antalya Milletvekili Sancar Sayın, önceki gün TBMM'den geçerek yasalaşan Kamu Ihale Yasası ile getirilen en önemli değişikliğin devletin bir fiyat açıklama usulünden vazgeçmesi olduğunu söyledi. Sayın. Türk Hukuk Kurumu'nda dün düzenlenen "Kamu thale Hukukunda Yeni Düzenlemeler" konulu açıkoturumda yaptığı konuşmada, 2886 Sayılı Devlet thale Yasası'nda yer alan birim fiyat açıklama usulünün suiistimallere son derece açık bir usul olduğunu kaydetti. Tütün Yasatfna iptal gjrişimi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez, hükümetin Tütün Yasası'yla üreticiyi kadenne terk ettığini belirterek yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmek ' için hazırlık yaptıklannı [ söyledi. Söylemez, i "Yaklaşık 600 bin tütün i ekici ailemizin, 3 milyonu ! aşan nüfusun, kaderleriyle Ş baş başa bırakılması bu \ hükümetin açtığı yeni bir sosyal yaradır" dedi. Olof Palme ÖdüNi • STOCKHOLM (Cumhuriyet)-2001 yılınm Olof Palme Ödülü. ülkesinde yoksullukla mücadele etmek ve kadın haklannı güçlendirmek için yaptığı çahşmalardan ötürü Bangladeşli Fazle Ahmed Abed'e layık görüldü. 50 bın dolar ve bır diplomadan oluşan ödül, Abed'e 30 Ocak'ta Stockholm"de düzenlenecek törenle verilecek. Yeni sayısı çıktı Kapak: Sıyasal islam'ın sonu Saml Selçuk la söyleşi: Demokratıkleşme, hemen! Özel üniversiteye kaynak aktaran devlet, kendi üniversitesine yüksek harç uyguluyor ÖÖğrenciyehaksızlıkANKARA(Cumhuri>et Bü- rosu) - Kaynak sıkıntısı çeken hükümet, devlet üniversitele- rinde harçlan 4-5 kat arttır- maya hazırlanırken, öğrenci- lerınden 5-10 bin dolar öğre- nim ücreti alan vakıf üniver- sitelerine trilyonluk kaynak aktanyor. Yükseköğretim Ku- rulu (YÖK), Bilkent, Başkent, Koç, Sabancı, Çağ. İstanbul Kültür, Kadir Has ve Beykent üniversitelerine, bu yıl devlet yardımı yapılacağım açıkladı. Devlet üniversitelerindeki eği- timin "yan kamusal bir nite- Bğj" olduğunu savunan YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gü- rüz, vakıf (parah) üniversite- • Bilkent, Başkent, Koç, Sabancı, Çağ, tstanbul Kültür, Kadir Has ve Beykent vakıf üniversitelerin devlet yardımı yapılırken devlet üniversitelerinde harçlan 4-5 kat arttıracak bir tasan hazırlanarak dar gelirli öğrencilere eğitim yolu kapatılıyor. Devlet üniversitelerinde harçlann en az 450 dolara (675 milyon lira) çıkartılması planlanıyor. lerine gelince devlet kesesi- nin ağzımn açılmasını savu- narak, eğitim anlayışındaki çe- lişkili düşüncesini ortaya ko- yuyor. Üniversiteleri ticarethaneye dönüştürerek, harçlan 4-5 kat attırmayı, bu yolla üniversite eğitimini dar gelirli öğrencüe- re kapatmayı öngören YÖK Yasası tasansı öğrencilerin ve yurttaşlann büyük tepkisini çekiyor. Son ekonomik krizin ardından kişi başına düşen or- talama gelirin 3 bin dolann al- tma düştüğü Türkiye'de harç- lann yükseltilmesini savunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Ke- mal Gürüz, "Şn anda öğrenci başma aynlan cari hizmet öde- neği 1200 dolar. Tasan ile bu- nun sadece450 dolannı öğren- ciden karşılamak istiyoruz" göriişünü öne sürüyor. Gürüz, 450 dolan da düşük bir ücret olarak tanımlıyor. TBMM'de görüşülen tasan- nın 10. maddesinde de ikinci öğretimde okuyan öğrencile- rin ödeyeceği katkı payı en az 1350 dolara çıkanlıyor. Devlet üniversitelerinde ma- liyetin yükünün devlette oldu- ğunu, öğrenci katkısının sade- ce yüzde 5 olduğunu dile ge- tiren YÖK Başkanı Gürüz, va- kıf universiteleri sözkonusu ol- duğunda ise devlet yardımuıın gerekliliğine işaret ediyor. Bu çelişkili tutum, vakıf üniversi- telerine yapılan devlet yardı- mında açığa çıkıyor. YÖK, öğrencilennden 5-10 bin dolar arasında öğrenim üc- reti alan Bilkent, Koç, Saban- cı, Çağ, istanbul Kültür, Ka- dir Has ve Beykent üniversi- telerine bu yıl devlet yardımı yapılmasını kararlaştırdı. Eğit-Der Genel Başkanı ve CHP PM üyesi Mustafa Ga- zala, tasanmn üniversitelerde parah dönemi başlatacağını belirterek "Yoksul halk çocuk- lan, yetenekli ve nitdikli olsa- lar bile devlet üniversiteleriııi tercih edemez hale getecekler" dedi. Akademisyen Yurtdışına giden dönmedi SERTAÇ EŞ ANKARA - YÖK'ün, öğretim görevlisi gereksinmesuıi karşılamak için yurtdışına lisansüstü ve doktora eğitimi için gönderdiği öğrencilerin üçte birinin başansız olduğu belirlendi. YÖK tarafından Kasmı 2001 itibanyla hazırlanan Türk Yükseköğreniminin Dunımu" adlı kıtaba göre, 1987 yılından bu yana gönderilenlerden 400'ü Türkiye'ye geri dönmedi. Yurtdışındaki eğitımlerden başanlı olarak Türkiye'ye dönen ve çeşitli ünversitelerde halen görevlerim sürdürenlerın toplam programa katılanlann yansından az olduğu ortaya çıktı. Türkiye'de öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısındaki mevcut orarun korunması için 2005 yılma kadar 7 bin yeni akademisyene gereksinim olduğu öğrenildi. YÖK'ün, artan nüfus karşısında yeni öğretim görevlisi gereksinmesuıi karşılamak amacıyla 1987 yıluıdan bu yana uyguladığı sistemin başansız olduğu ortaya çıktı. YÖK'ün Türk yükseköğreniminin mevcut durumunu anlatan kitabmda bu saptamalar rakamlarla ortaya kondu. Buna göre, 1987 yılından 2000 yılma kadar yüzde 50'si ABD, yüzde 39'u Ingiltere ve kalan yüzde 11 'i de 25 değişik ülkeye olmak üzere, yüksek lisans ve doktora eğitimi için toplam 3 bin 504 kışi gönderildi. Gönderilen öğrencilerden yalnızca 1534'ü başanlı sayılarak Türkiye'deki üniversitelerde görevlerine başladılar. YÖK kitabmda, kâğıt üzerinde hukuken başanlı olanlann sayısmm 1909 olarak gözüktüğü, buna karşm 375 kişinin doktora eğitimi de yapmalan gerekmesüıe karşuı yalnızca yüksek lısansla yetindiğı ortaya kondu. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART [email protected] 165 milyon Euro'luk yardımdan eğitim alanındaki üç proje yararlanacak Eğitiıııe AB dopingi geliyor ANKARA (ANKA) - Katkı payı gehr- lerindeki düşüş ile birlikte kesintisiz 8 yıl- lık eğitim yahnmlan aksayan ve 12 yıl- hk eğitim hazırlıklan zora giren Milh Eği- tim Bakanlıgı, Avrupa Birliği desteği ile nefes alacak. Milli Eğitim Bakanlıgı, AB'den 165 milyon Euro hibe alarak il- köğretim ve mesleki eğitim alanında 3 projeyi uygulamaya koymaya hazırlanır- ken Ulusal Ajans'ın kunılması ile birlik- te de Türkiye, AB'nin yaklaşık 1.4 mil- yar Euro ayırdığı Socrates ve Leonardo da Vinci programlanndan katkı alabilecek. AB desteği ile yürütülecek ilk program, "Temel Eğitimin Desteklenmesi Projesi'' olacak. Uygulama süresı 6 yıl olanproje- nin 100 milyon Euro'luk faturasını, hibe olarak AB karşüayacak. Proje kapsamın- da Milli Eğitim Akademisi'nin inşaatı ta- mamlanarak donatımı yapılacak. Aynca 14 ildeki hizmetiçi eğitim merkezlerinin olanaklan iyileştirilecek ve îstanbul, An- kara, Bursa, Mersin ile Adana illerinin gecekondu bölgelerindeki çocuklann eği- tim-öğretimine destek sağlanacak. Bakanlık, AB 'den sağlanacak 65 milyon Euro'luk yardım ile de mesleki eğitim ala- nında ilti proje yürütecek. Türkiye'de Mes- leki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güç- lendirilmesi Projesi'nin toplam faturası 58 milyon 190 bin Euro olarak belirlenir- ken 51 milyon Euro'luk bölümünü AB karşılayacak. Sokakta çocuk bırahlmayacak ANKARA (Cumhurtyet Bürosu) - Içişleri Bakanlığı'nca illere gönderilen genelgede, mülki idare amirieri ve yerel yönetimlerden sosyal yardımı arttırmalan, kimsesizlere, özürlülere ve sokak çocuklanna sahip çıkmalan istendi. Sosyal hizmet alanında 16 ilkenin belirlendiği genelgede, bu ilkeleri uygulamayanlann öncelikle soruşturulmasına dikkat edileceği bildirildi. Içışlen Bakanı Rüştü Kâznn Yöcelen tarafından yayımlanan genelgede, insani değerierin korunması, toplumsal banş, güvenlik ve sosyo ekonomik kalkınma için gerekli olan sosyal hizmetlerin büyük önem taşıdığı vurgulandı. Bakanlığm mülki ve yerel yönetimler için 2002 ydının sosyal hizmet alanında bir atıhm yılı durumuna getirmek amacıyla 16 ilke belirlediği \Tirgulanan genelgede, yöneticilerin bu ilkeler doğrultusunda hareket etmeleri istendi. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr Komnun her yanı, ağaçların dalları, yamaçlar. bahçeler, her yan bembeyaz. Kar durmaksızın yağıyor ve koru kedilerinin bile sırtı bem- beyaz. Sığındıkları ahşap konak yıkıntısından çıkıp evlerin pence- relerinden yemek dilenmeye gel- diler. Yüzlerine eksiksiz bir "acın- dırma" maskesi taktılar. En katı yürekler bile yumuşadı. Pence- re önlerine, kapı diplerine, bal- konlara salçaya banılmış ekmek- ler, tavuk kemıklen, yemek artık- lan kondu. Tek başlannaysalar mı- nltılar; başka kediler de yanaş- tıysa ürkütücü hırıltılar çıkararak yemeklere yumuldular. Ama yemek kokusunu alan hırsız kargalarda balkonlara, ka- pı diplerine pike yapmakta. Do- ğanın acımasız yasalan kar altın- da ve üstünde de işliyor şimdi. Gagalar ve "tırmıklar" aralıksız iş- liyor. Bazen kediler kazanıyor, bazen kargalar. Kartutsağıyız... Yemek ve sıcak bulmuş bir ke- di gibi mınldanmalı mı, pencere- den bakınca bile üşüten, tutsak kılan kara homurdanmalı mı? Bir Ege çocuğu için birkaç yıl- da bir, birkaç saatlik (daha sık ve daha çok değil) kar keyfi iyidir de Kar Tutsağı Bir Egeli... günlerdir durmaksızın yağıyor- sa, her yanı örttüyse, kapıdan burnunu çıkardığında sert poy- razın pekiştirdiği acı soğuk seni ısınyorsa homurdanmaya başlar- sın. Ben de homurdanmaktayım... • • • Ama bir yandan da keyifle mı- nldanmaktayım. Korunun inişli çıkışlı, sert dö- nemeçli yollannda, bırakın ara- balan, insanlar bile yürüyemiyor. Gazetedekilerin "Nerdeydin ağa- bey" deme şansları kesinlikle yok. Mazeret hazır ve sağlam: - Karyollan tıkadı. Evden çı- kamıyorum. Yazıyı interneüen yolluyorum. Hoşça kalın!.. Kih kih... Içimde kök salmış, genlerime işlemiş tembellik, kar tutsaklığı- nın tadını çıkarmakta. Bilinçaltının derinliklerinden çıkmaya kalkışıp beni göreve ça- ğıran meslek güdülerini bile ko- layca püskürtüyorum: - Çekpostallannı, külahınıge- çirkafana, sann sarmalan düş so- kaklara Aydın Engin. Tepelerde- ki gecekondu bozması semtler- de, aşağıda boğaz kıyılannda, sokaklarda, duraklarda, mey- danlarda 'kar röportajlan' yap. Mesleğini yap... Kih, kih... Yanıt hazın - Ben Ege çocuğuyum. Kar- da kışta dışan çıkamam. Neme gerek, bakarsın kurt filan kapar, hakyapar... Ama söz. Bahargel- sin, görün bakalım ne güzel do- ğa röportajlan yapacağım. Ama şimdi evin koruyucu sıcaklığın- da mınl mınl da mınl mınl... ••• Kann soğuk aydınlığında bir koca tas kahvenin sıcak tadına sanlıp epeydir "beni oku" diye bekleyen kitaplara uzandım. Hangisinden başlamalı? En üstte durmuyordu. En alt- ta da değildi. Yıne de o kitap yı- ğınının içinden çıkıp "Beni, be- ni" dedi. Haklı. Madem kara tutsak düş- müş bir Ege çocuğusun, Ege'ye sığınmak en iyisidir. Troya'dan lyonya'ya Mito- lojik Aşklar Coğrafyası... Adı baştan çıkancı, değil mi? Üstelik aile içinden birinin ki- tabı. "Yar-i vefakânm ve hasm- ı bi amanım" ve dahi kapı yol- daşım Hikmet Çefnkaya nın, bır başka iflah olmaz "Ege//"nin son kitabı... Başladım. Dudak büküp "Bakalım tere- ciye nasıl tere satacak bu Hik- met Çetinkaya? Benim gibi bir Egeliye, Ege'den bilmediği ne- yianlatacak" diye başladım. Vay be! Bunca yıl karadut yemişliğim, Ahrandı Dağı'nın eteklerinde, Yu- murtacı Tariası'ndan karadut çal- mışlığım, beyaz gömleğimi be- nek benek karaduta bulayıp anamdan çok azar işitmişliğim var, ama bunu bilmiyordum. Zamanında, bütün dutlann bil- diğimiz, o tatsız tuzsuz sandut ol- duğunu ve fakat orada, Ege'nin bağnnda, bugünkü Dutlupınar'ın dibinde can veren iki sevgilinin, P/ramos'la Thisbe'nin kanlan- nın suladığı sandutların o gün bugündür önce kızarıp, sonra karanp "karadut"a dönüştükle- rini bilmiyordum. Yuf olsun bana. Okumaya devam. Izmir'in adının Smyrna olduğu- nu biliyordum elbet. Ama Kıbns kralı Smiros 'un gazabından ka- çan kızı Sm/ma'nın, bugünkü Iz- mir'in olduğu yerde Afrodit ta- rafından bir mersinağacına dö- nüştürüldüğünü, o ağacın çev- resinde kurulan kentin adının da o yüzden Smyrna olduğunu bil- miyordum. Izmiıiilerin bayram günleri ya- kınlannın mezarlannı ziyarete grt- tiklerinde mezarlan niye mersin dallan ile süslediklerine de bu- güne dek anlam verememiştim. Yuf olsun bana. Foça'nın simgesinin horoz ol- duğunu biliyordum. Fransa'da Marsilya kentinin, (daha sonra bütün Fransa'nın) simgesinin de horoz olduğunu biliyordum. Ama Marsilya'nın horozunun, Pers istilasından kurtulmak için gemilere binip denize açılan ve sonunda bugünkü Marsilya'nın uzandığı kıyılara çıkıp kendıleri- ne yeni bir yurt kuran Foçalılar- dan geldiğinı bilmezdim. Yuf olsun bana. ••• Sizi bilmem, ben kar tutsaklı- ğında, Hikmet Çetinkaya ile e) ele tutuştum, Ege'de dolanıyorum. Afferin bana!.. POLİTtKA GtlVLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Gerçeğîn Alfabesi.. Umutlarımız beyaza bürünmüş bir gecenin sabahında kar altında saklanan kardelen çi- çeklerine dönüşecek mi? Yaşamın içinden filizlenen çiçekleri topla- mak, çocuksu coşkularla avunmak belki çok gerilerde kaldı... Gerçeğin alfabesini öğrenemeyenler, yerkü- renin gizemini yıldızsız göğün altında bir tuhaf iç çekiş ve acılarla büyüten yüreklerde ölü- mün yüzünü görebilecek mi? Üç gün önce İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Izmir Barosu Başkanı Noyan Öz- kan, Antalya Barosu Başkanı Gürkut Acar'ı dinlerken sanki uzun bir yolculuğa çıkmış gi- biydim!.. Işlerinin yoğunluğundan ötürü Ankara Baro- su Başkanı Sadık Erdoğan toplantıya katılama- mıştı... Ne diyordu Yücel Sayman: "Adalet Bakanlığı'na, hükümete, açlık gre- vindekilere, ölüm oruçlanndakilere sesleniyo- ruz; üç kapı, üç kilit, üç kapının üç kilidinin açılması... ölümler sonun başlangıcı olsun!.." Toplantıya Antalya Barosu Başkanı Gürkut Acar katılmamıştı... Gürkut da 'üç kapı, üç kilit' projesini des- tekliyordu... Bir bakıma üç kilidin açılması, onlarca insa- nın yaşamını kurtaracaktı... Üç kapı kilidinin açık tutulması, ölümü gündemden çıkarabilecekti!.. Ölüm oruçlannın arkasında kimlerin olduğu, beni insan olarak hiç ilgilendirmiyor!.. Ben sadece ölümlere karşı çıkıyorum!.. Bu nedenle de dört baro başkanının hazır- ladığı öneriyi destekliyorum... Gencecik insanlann ölmesi beni yüreğimden vuruyor, çaresizliğin getirdiği sessizlik karşı- sında bir adım atmanın gerekli olduğuna inanı- yorum... • • • F tipi cezaevlerindeki ölüm oruçlan 20 Ekim 2000'de başladı... Bugüne dek 'Hayata Dönüş Operasyonu' dahil toplam 83 kişi yaşamını yitirdi... Onlarca sakat genç kaldı geriye!.. Yurdumun bozkırına soğuk suskunluğun hüznünü ibrişim ipliğiyle örerken bir annenin, babanın çığlığı, ürkek kırgınlığın içinde çoğalı- yor!.. Sevgiyi arayanlara sesleniyorum, ihaneti ya- şam biçimi olarak görenlere değil!.. Gelin bu ölümlere son verelim!.. Ürperen yıldızlar, yere düşen kış elmalannın kokusu, yaşamın yorgun ırmağında belki de yeni umutları, güzellikleri buluşturur... Bir toplum kendi acılarını neden dindire- mez!.. Unutmayın gün ortasında esen karayel iha- netin habercisidiri.. Acının katmerlisidir!.. ölen çocuklar bizimdir!.. Onların suçları ne olursa olsun, ölmelerini engelleyemeyiz!.. Formül çok basittir: Üç kapı açılacak, her kapıdan çıkacak üç tutuklu ya da hükümlü koridorda dolaşacak, konuşacak!.. Bu günün belirli saatleri içinde olacak!.. Yücel Sayman diyor ki: "Bu uygulama koğuş sistemine dönüş de- ğildir!.." Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü CNN'de 'Bir Soru Bir Cevap' programında izledim... Bakan Türk, Yavuz Baydar'ın bu konudaki sorusunu yanıtlarken 'yasal engelden' söz et- ti... Yani Terörle Mücadele Yasası'nın 16. mad- desinden... Elbet Adalet Bakanı yasadışı davranamaz... Ancak dört baro başkanının hazırladığı pro- jeyi tartışmalı, ölümleri durdurmalıdır!.. Üç kapı üç kilit!.. Üç kapının, üç kilidin açılması sonun başlan- gıcı olabilir!.. Ben hem Başbakan Bülent Ecevit'in, hem Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün, hem Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın, dört baro başkanının hazırladığı projeyi olumlu karşılaya- cağına inanıyonjm... Bir utancı, bir ayıbı gelin ortadan kaldıralım!.. Umudun yok olduğu sabahlan değil, kar al- tında açan kardelen çiçeklerinin yaşama se- vinci olduğu günleri kucaklayalım!.. hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Üc tutuklu kactı Bayrampaşa'da firar İSTANBUL (AA) - Bayrampaşa Ceza- evi'nden, gasp ve hır- sızlık suçlanndan yatan 3 tutuklu ve hükümlü firar etti. Firan tutuk- lu ve hükümlülerin ya- kalanması amacıyla operasyon başlatıldı. Edinilen bilgiye gö- re cezaevınde gasp ve hırsızlık suçlanndan yatan Necmettin Kızıl Ha\Tettin Alp ve Ta- merDemir,CBloktu- valetinden, önceki ge- ce geç saatlerde çatıya çıktılar. Daha sonra bahçe duvanna tınııa- mp telleri aşan Kızıl, Alp ve Demir firar et- ti. Yetkililer, cezaevin- den çıktıktan sonra bir taksiye binerek uzak- laştıklan ileri sürülen bu kişilerin yakalan- ması amacıyla operas- yonlann sürdürüldüğü- nü bildirdiler. Firar edenlerden Hayrettin Alp, Etiler'de kızıyla birlikte yolda yürüyen Leyla Sağe- sen'in çantasının gasp edilip yaralanmasına yol açtığı ıddiasıyla yargılanmıştı. lOAğus- tos 1999 akşamı mey- dana gelen olayda, Sa- ğesen'in çantasını gasp edip yaralanmasına yol açan 3 kışiden biri olan Alp, istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 Nisan 2001 günü yapılan duruşmada, 13 yıl 9 ay ağır hapis ce- zasına çarptınlmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear