14 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK2002ÇARŞAMBA 8 D U N Y \ VE TURKIYE [email protected] Makarios, tüm hazırlıklar tamamlanınca Grivas'a emir verir: rtık başlayabilirizLONDRA -Başpiskopos Makari- os'un ilk hedefı tngiliz idaresinden kurtulmak \e daha sonıa ENOSlS'i gerçekleştrmektir.Buamaçla, 1954'te Grivas'ın adaya gelişiyle başlatüan si- lahlanma ve eğitim çalışmalan 1955 Martı'nda tamamlanır. Albay Grivas, Lefkoşa, Girne, Ma- ğusa. Laraaka ve Limasol'deki böl- ge örgütlerine silah dağıtımını ta- mamladıktan sonra 29 Mart 1955'te Makarios'la yeniden buluşur. Makari- os, verilen bilgilerden tatmin olduğu- nu söyleyerek Grivas'a son emrini ve- rir: "Başlayabiliriz!" Grivas, gece giz- lendiği eve dönerek örgüt liderlerini, bir sonraki gün, yani 30 Mart için, Mika- elopulos adlı Rum'un evinde toplantı- ya çağınr. Toplantı sonrasında Grivas, Girne'ye gitmekten vazgeçer ve Lef- koşa'dâ, Rum Starovolos'un evinde kal- maya karar verir. Saldın için emir ke- sindir: 31 Mart'ı, 1 Nisan'a bağlayan gece yansmda tüm hedefler vurulacak! Ilk hedef. elektrik şebe- kesidir. Bunun için uzman ••> sabotajcılan görevlendiren Grivas'ın 2. hedefi 00.30'dan itibaren Atalasa Radyo Istasyonu, askeri te- sisler, karakollar ve devlet dairelerini bombalamaktır. Sabotaj heyeti, elektrik çarpması sonucu gerçek- leşen bir kayıpla, adayı ka- ranlığa boğduğu anda tüm hedefler saldınya uğrar. Resml kuruluşlar bombalandı Ingiliz Kraliyet Servi- si'nin derlediği bilgilere gö- re, Wolseley Askeri Kışla- sı'na, valiliğe ve Eğitim Da- iresi'ne yönelik saldınlar az hasarla sonuçlamr. En başanlı sonuç Larna- ka bölgesinde alınır. Kara- kollar ve resmi kuruluşlar bombalamrken pek çok yer- de yangın çıkar. Limasol 'de 2 karakola yönelik saldın- larda beklenen başarı elde edilemez. Radyo îstasyo- nu ile Mağusa'daki hedef- lere yönelik saldınlar da az kayıpla atlatılır. Makarios'un önderliğin- de, Grivas tarafından baş- latılan ilk saldınlar sonra- sında Ingiliz polisi ilk güıı 3 elebaşını yakalar. Grivas, rutuklamalardan rahatsız olduğunu Makarios'a bildi- rir ve müdahalesini ister. .. Grivas, bir yandan da EO- KA nın saldınlanna destek vermeyen "jçgüçkrk" uğ- raşır. Bu güçlerin başında ülkenin en güçlü partisi olan komünist AKEL gelir. Gri- vas, AKEL'e bir mektup göndererek EOKA'ya des- tek vermeyenlerin ce'zalan- dınlacağı tehdidinde bulu- nur ve bir süre sonra da ci- \ Yarım asırlık gizjDerdesi aralanıyor: KIBMSİATERÖR R e s a t A K A R nayetleri başlatır. AKEL, terörün önlenmesi için Yu- nanistan'daki komünistleri Kıbns'a da- vet edince, Grivas daha da öfkelenir ve Makarios'a gönderdiği mektupla komünist Yunanlann adaya gelişine engel olur. Artık Kıbns'ta yaşayan her- kes korku ve dehşet içindedir. Çünkü, EOKA'nın saldınlan sadece Ingiliz yö- netimine değil. muhalif Rumlara ve Türk halkına da yöneliktir. Grivas. sal- B.1 aşpiskopos, 7 Haziran 1955'te Grivas'a Yunan Başbakanı Papagos'un mesajıru iletti: 'Ingiltere'nin tutumunda değişiklik yok, o halde saldınlar neden devam etmiyor?' dınlan başanyla sonuçlandırabilmek için Yunanlı Amiral Sakallariyos'a acil mesaj göndererek Girit'te eğitilen 6 ki- şilik Kıbnslı Rum sabotaj ekibinin Kıb- ns'a gönderilmesini ister. Bir süre sonra öğrenciler adaya gön- derilir ve Grivas'ın komutası altında göreve başlar. Ingiltere ise Grivas'ın yönettiği saldınlara boyun eğmeyece- ğini ve teröristlerle pazarhk yapılma- yacağını duyurur. Atina Radyosu'nun Türkîye hareketegeçti Türk tarannın Makarios'un önerdiği anayasa değişikliklerini kabul etmemesi üzerroe, 1963te Türklere karşı saldınlar başlar. Mücahitkr. kalan topraklan ve Türkleri korumak için silaha sanhr. 1974'te, Yunan cuntası \anlısı EOKA-B örgütfinün iç temizligin ardından namhıyu Kıbns Türklerine çevinnesiyle, Ankara harekete geçer. 1959Londrave Zfirih anlaşmalanndan doğan hakkını kullanan Türkrye, diğer garantör İngütere'nin •birlikte müdahale edetim' çağnsına ohımsuz yanrt vermesi üzerine tekbaşma Kıbns Banş Harekaü'nı başlanr. 6 Mayıs 1955 haberlerinde bir yan- dan Ingiltere'den yapılan açıklamalar yer alırken diğer yandan Yunan hü- kümetinin açıklamasına yer verilir. Açıklama şöyledir: "26Mayıs'taya- püacak İngOiz seçimkrinin sonucu- nu bekleyeceğiz. Eğer yeni hükümet de müzakere çağnmızı reddederse, Kıbns halkına düşen görev, Dighe- nis'in (Grivas'm) sancağı ahmda sila- ha sanlarak savaşmakûr." Grivas, Ingiltere'deki seçimleri bek- lemeden, 24 Mayıs 1955'te Lefkoşa'da Ingiliz aleyhtan bir gösteri düzenler. Kendisinin uzaktan izlediği bu göste- riye 600 kadar kız ve erkek öğrencinin katılması onu mutlu eder. 25 Mayıs'ta tngiliz Valisi Harding'e karşı ilk suikast girişiminde bulunulur. Pallas Sinema- sı'na giden ve saat 23.00'te sinemadan aynlan vali, 10 dakika sonra patlayan bombadan kurtulmuş olur. Saldınla- nn aralıklarla gerçekleşme- si, hem Makarios'u hem de ona aldanarak terör saldın- lanna destek veren Yunan Başbakanı Papagos'u rahat- sız ediyordu. Makarios 7 Haziran 1955'te Grivas'a Papagos'un mesajını iletti: "tngDtere'nin tutumunda değişiklik yok, o halde sakb- niar nedendevametmiyor?" Hedef Türkler Grivas, Makarios'la Pa- pagos'un talimatlan doğ- rulrusunda, şiddet hareke- tini daha da yoğunlaştınr. Harekete kanşanlan turuk- layan tngiliz Mahkeme Baş- kanı Halbman'ın evi ve pek çok yere saldınlar düzen- ler. Ingiliz idaresinde görev yapan Rumlar da Grivas'ın hedefleri arasındadır. Eği- tim amacıyla Ingiltere'ye giden ve daha sonra adaya dönen Kıbns Polis Teşkila- h Müdür Muavini Kriyakos Aristotehıs, EOKA'ya des- tek olmadığı için 15 Ni- san'da öldürülür. Aylar geçtikçe EOKA'nın saldınlan da artmaya başlar. Adanın her tarafindan bom- balı saldın ve katliam haber- leri gelir. Ingiliz yönetimi- nı adadan uzaklaştırmak için başlatüan saldınlar, zaman içinde Türklere yönelir ve katledilenler arasında Türk- lerin sayısındaki arüşlar dik- kat çekmeye başlar. Saldınlar karşısında ra- hatsızlık duyan Ingiliz hükü- meti, Vali Harding'i Lond- ra'ya çağınr. Harding, Kıb- ns'taki terörü en kısa süre- de durduracağı yönünde gü- vence verir. Valinin dönü- şüyle birlikte. tngiliz polisi- nin arama ve tutuklamalann- da dikkat çekici gelişmeler olur. Bundan sonrası, tutuk- lanan elebaşlannın Kıb- ns'tan sürgün edihnesidir... 1 Nisan 1955'te başlayan EOKA terörünün 1 yıllıkbilançosu: 144 ölü, 413 yaralı Makarios'a sürgün emri George Grivas'ın, 1 Nisan 1955'te başlattığı saldınlar, 1959'a kadar sürdü. Ilk 1 yıl içinde ölü ve yaralı sayısı kor- kunç boyutlara ulaşmıştı. Lond- ra ziyaretinde "Terörü durdu- racağH" diyen Ingiliz Valisi Harding, adaya dönünce Ma- karios'la EOKA"nın diğer lider- lerini Seyşel Adalan'na sür- gün etme karan aldı. Tüm uğ- raşlara karşın EOKA'nın lide- ri Grivas' ı yakalayamayan In- giliz polisinin, kayıplarla ilgi- li raporu açıklandığında ölü ve yaralılar arasında Türklerin de olduğu anlaşıldı. İşte 1 yıllık bllanço: Ölüler : 42 Ingiliz askeri, 4 Ingiliz polis, 6 Ingiliz sivil, 7 Kıbnslı Türk polis, 3 Kıbns- lı Türk sivil, 9 Kıbnsh Rum po- lis, 68 Kıbnslı Rum sivil. Yaralılar: 181 Ingiliz as- ken. 40 Ingiliz sivil, 55 Kıb- nslı Türk, 123 Rum. Işte bu korkunç tablo sonra- sında tngiliz valisinin yayım- ladığı genelge ile Makarios'la Girne Piskoposu ve bazı EO- KA komutanlan Şeysel Ada- sı'na sürülür. Vali, genelgesin- de şöyle der: "Makarios'un sürgüne gönderilmesi sadece aşm fesatçı faalh etkrinden do- layı değil, aynı zamanda EO- KA örgütünün giriştiği saldı- nlar ve şiddet kampanyasmda sorumlu olduğunugösteren çok sayıda kanıt sonucudur. Baş- piskopos'un terörü destekleye- rek bu şekilde siyasi emellerine ulaşma çabası içinde olduğu ka- nıtlannuşür. Başpis- kopos, bir taraftan Kıbns'm geleceğhle ilgili müzakerelere sözde samimhetle ka- Olırken diğer taraf- tan terörisrJeri gizlice teşvik edip korumuştur." Makarios'un sürgüne git- mesinden sonra Kıbns'ta te- rör bir süre yavaşlar ama ke- silmez. Grivas la adamlannın hedefi, hem Ingiliz kuvvetle- rini hem de Türkleri yok etmek ve ENOSlS hedefine varmak- tır. Ancak, Makarios'un sür- güne gönderilmesi ve EO- KA" nın esas niyetinin ortaya çıkması, Kıbnslı Türkleri de harekete geçirir ve 1 Ağustos 1958 'de Türk Mukavemet Teş- kilatı (TMT) kurulur. Teşkila- tın görevi, Türklere yönelik saldınlan durdurmak ve ENO- SlS'i önlemektir.' Adada bu gelişmeler yaşanır- ken tngüiz-Türk ve Yunan gö- rüşmelen yapılır. 1959 Zürih ve Londra Anlaşması imzala- nır. Buna göre, adada bağım- sız Kıbns Cumhuriyeti kuru- lacak ve Türklerle Rumlardan Crrivas'la adamlannın hedefi, hem Ingiliz kuvvetlerini hem de Türkleri yok etmek ve ENOStS hedefine vannaktı. oluşacak bağımsız devlete Tür- kiye, Yunanistan ve Ingiltere garantör olacak. Ada bir baş- ka ülkeyle bütünleşmeyecek. Böylesi bir hareket karşısında garantör devletler birükte ya da tek başlanna müdahale hakkı- na sahip olacaklar. Kıbns Cum- huriyeti'nin kurulması, adada- ki Grivas terörünün sona er- mesi demektir. Kıbns'a 1954'te albay rütbesiyle gelen Grivas, 1959'da Atina'ya dönüşünde general rütbesiyle taltif edilir. Makarios, Kıbns Cumhuri- yeti'ni "ENOSİS için sıçrama basamağı" gördüğünü itiraf et- mekten çekinmez. Bir yandan Türklerle ortaklık yapar, diğer yandan ENOStS için yasal kı- lıf hazırhğına girişir ve Türk- lere anayasa değişikliği önerir. Türk tarannın ENOStS 'e yol açacak değişikliği reddetmesi karşısında ise 21 Aralık 1963 'te kanh saldınlan başla- tır. Kıbnslı Türkler evlerinden, köylerin- den atılır. Yüzlerce kişi öldürülür. Katli- amlar artınca Anka- ra 'dan gelen "müda- hale" uyansı, saldmlann dur- masını ve Grivas'ın adayı terk etmesini sağlar. Türkler artık Kıbns devletinin dışında, mü- cahitler ise elde kalan toprak- lan korumak için görev başın- dadır. Makarios, bu kez Türk- leri uzaklaştırmak için eko- nomi kozunu kullanmakta ve jTirtdışına göçmek isteyenle- re iş olanağı sağlamakta ve yardım yapmaktadır. Yeni stra- teji, ENOSlS'i uzun dönem- de ekonomik baskıyla gerçek- leştirmektir. Bundan rahatsız olan Grivas, 1971'de gizlice yeniden adaya dönerek Maka- rios denetimindeki EOKA'ya karşı EOKA-B örgütünü hare- kete geçirir. Grivas, emrinde olduğu Makarios'u devirecek, sonra Türkleri temizleyip ENO- SlS'i gerçekleştirecekti. Ama, 27 Ocak 1974'te Limasol'de öldü. EOKA-B ise Yunan cun- tasıyla işbirliği yaparak 15 Tem- muz 1974'te Makarios'u devi- rip Nikos Sampson'u göreve getirdi. Önce iç temizliğe baş- layan cunta yanlılan, namlu- yu Türk hahVına çevirdikleri anda karşılannda Türk askeri- nibuldular. Türkiye, 1959 An- laşmalan'ndan kaynaklanan müdahale hakkını kullanırken diğer garantör Ingiltere'ye de "Birlikte müdahale edeUm" çağnsuıı yapmıştı. Fngiltere, birlikte müdahale önerisine olumsuz karşılık ve- rince Türkiye, tarihi görevi tek başına gerçekleştirdi. ÜTTİ MERHABA NECATİ DOĞRU Hortum ve Soygun Söyleminden Rahatsız Olanlara Köprü İlacı! Neredeyse psikolog tedavisine muhtaç duruma geliyorlar. Koşup "Ruh doktorum nerede... Depras- yondayım" diye bağırmalarına bir adım kaldı. Hortumlama lafından... Soygun söyleminden... Rüşvet sözünden.... Dehşetli rahatsızlar... Gazetelerde, TV'lerde bir haber, bir program gördükleri zaman; "AI işte kara gözlüklüler... Yine getirdi- ler soyguna, hortuma bağladılar... Yapılan işi küçümseyip halkı buna- lıma soktular.." diye ağlamanın tek- niğini öğrenmiş Yeşilçam artistleri gibi düzmece gözyaşı döküyorlar. • * • Yazık bunlara! Birilaç bulmalı... Vermeii, içsinler... Depresyonlannı atsınlar... Diye pembe pembe düşünüyor- dum... Bizim gazete Cumhuriyet. pazartesi günü; "Galata Köprüsü çöktü çökecek..." diye 9 sütuna man- şet haber koydu. Fatma Koşar'ın hazjrladığı habere göre, Istanbul Tek- nik Üniversitesi'nden profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevli- si, Dr. mühendis 9 kişilik uzman he- yet, bilimsel inceleme yapmışlar. Köprü kapaklan açılırken... Ve kapatılırken... Köprünün doğal titreşimi ile hidro- lik kumanda devresindeki basınçlı yağın titreşimi birbirine çok yakın fre- kanslarda sarsılmaktaymış. Yani tit- reşim tireşimte birleşiyor ve köprünün çökme tehlikesi beliriyor. AI başına belayı... Acaba bu köprüyü; bir hortumlama pozisyonuna getirip de mi yaptılar ki daha sefasını sürmeden çöküyor? ••• Açılalı daha kaç yıl oldu? Kaç milyon dolar gitti? Projesi nasıl çizildi? Ihalesi nasıl yapıldı? Köprü bu kadar kısa zamanda na- sıl "çöktü çökecek duruma" geldi? Onu araştırayım... Size anlatayım... Soygun ve hor- tumlama lafını duyunca deprasyona girenlere de ilaç olsun. Ama önce hem şiir gibi öykü yazan hem de şair Sait Faik'in "Şimdi Sevişme Vakti" adlı şiir kitabındaki "Köprü" şiiriyle gire- yim. Anlatım güzelliğidır. Köprü altı kahvelerinde nargile içenler, yufkacı- lar, akıde şekeri dükkânları, tahinhel- vası satıcıları, börekçiler, buzlu ba- demciler, çifti 60 paraya simitlerini satmaya çalışanlar, aşağıda köprü- nün dubaları altında sandallarda bir- biriyle sövüşen bıçkınlar, oltayla ba- lık avlayan balıkçılar, meşhur yanke- sici Yedikuleli Istavro ve Kemalettin Tuğcu'nun hayat öykülerini yazdığı köprü altı çocukları ile yaşayan bir dünyadır eski Galata Köprüsü... Bu canlı köprüyü attılar. Aycell'in Kulelerinden Cevap! Yerine cansız, ruhsuz... Yeni köprüyü kurdular... Eski köprü 28 duba üzerine kon- durulmuştu. 27 Nisan 1912'de Os- manlı dönemınde yaplımıştı. Gemi- ler, Haliç'e tersaneye tamir için gıde- bilsinler diye 52 metre açılan kısmı var- dı. 80 yıl yaşadı. Yeni Galata Köprü- sü ise dubalar üzerine değil, 114 çe- lik kazık üzerine kuruldu. 10 yılda çökme noktasına geldi. • • • Bu hikâye şöyle başladı: Dönemin Anakent Belediye Baş- kanı Bedrettin Dalan, yeni köprü için ihale açtı. Şartnameyeni köprü- nün de dubajar üzerinde kurulması- nı istiyordu. Ülkenin en büyük inşa- at şirketleri ENKA, TEKFEN, GÜRİŞ, ALARKO, Yüksel inşaat, STFA iha- leye katıldı. En uygun teklifi 23 mil- yon dolaria Yüksel İnşaat verdl. An- cak, sonuçların açıklanmasına sa- dece bir ay kala ana şartnameye bir "adendum"(ek şartname) ilave edil- di, dubalıdan kazıklıya geçildi. Kazık- lı köprü için o sırada bir ayda hazır- lanabilecek tek fırma STFA'ydı ve ihaleyı 30 milyon dolara o kazandı. Köprü kazıklı olacaktı, 80 metrelik genişliği ile dünyadaki en geniş ikin- ci köprü olacaktı, bir defada 1800 ton kaldıran baskülleriyle de dünya- da birinci sırada yer alacaktı. Kapaklar 40 metre denilmişti. 80 metreye çıkartıldı. • • • Ve bu kapaklar açıldığı zaman Ha- liç'e bir transatlantikgirebılecekti. Fa- kat bu transatlantik bir sonraki Unka- panı Köprüsü'nden geçemeyeceği için nereye gidecektı? Olsun... Bü- yük olsun... Yakışırdemeyegetirdiler. Fakat bu kadar büyük kapakları açtp kapatacak basküller zorlandı. Kapa- ğı açıtlar, bir gemı öbür tarafa geçti, sonra o kapak açılmadı, o gemi Ha- liç'te 2 yıl hapis kaldı. Köprüye her bi- ri 5 milyon dolara mal olan çirkinin çirkini iki kule koydular. Sözüm ona bu kulelerde pompalan idare edecek pi- lotlar oturacaklardı. Bir süre sonra Haliç'teki tersane ordan kaldınldı, do- lasıyla böylesıne büyük kapaklara, pompalara, kulelere, pilotlara ihtiyaç kalmadı. Fakat köpürü büyüye büyü- ye maliyeti 100 milyon dolara çıktı. Ve açıldığı günden beri... Hergün tamirde... Şimdi de çökme tehlikesinde... 23 milyon dolara mal edeceğin köprüyü 100 milyon dolara ülke hal- kına kazıkla, sonra da ülkenin baş- bakanını yanına Diyanet Işleri Başka- nı, bir uçak dolusu işadamı, yarım uçak dolusu gazeteciyle doldur ABD'ye para dilenmeye gönder... Soygun söyleminden... Hortumlama sözünden.... Depresyona girenler. Sizin için en iyi ilaç şu köprü hikâyesini okuyup içi- nize sindirmektir. ! Sorular var cevapsız kalır. Sorular var cevabını bulur. Cevabını bulan sorulara gön- derilen bilgiler okura iletilir. Veri- len cevaplar "doğru mu, yanlış mı" diye gazeteciye araştırma hak- kı vezorunluluğu doğurur. Hakkımı- zı saklı tutarak; Aycell'in kulelerinden Kirmetre'ye gelen cevabı aktanyorum. Alcatell Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenal, GSM pazarında pay büyütmek için atılımlara başlayan ka- mu kuruluşu Aycell'in 2 bin baz is- tasyonu yapım ihalesini kendi şir- ketlerinin kazandığını, fakat bu iha- lenin çok şeffaf olarak yapıldığını söyledi. İhale tutannın da600 milyon dolar değil 161 milyon dolar olduğu- nu belirtti. Lütfi Yenal. kredinin Türk dtlKTK I Eximbank'tan değil Fransız Exim- bank'tan sağlandığını, bu sektör- de abone sayısı arttıkça yeni ya- tırımlann yapılmasının bütün dün- yada görüldüğünü, Turkcell ve Telsım'in diopol oluşturduğu bir pa- zarda; "kuleleri ortak kullanmanın gerçekleşebilmesi için" bazı şartla- nn gerekli olduğunun artırn çizdi. Lüt- fi Yenal'a göre, ana telekom opera- törünün (Türk Telekom) mobil tele- fon işine girmesini de normal karşı- lamak gerekir. Çünkü bütün dünya- da Biritsh Telekom başta olmak üze- re anatelekom operatörlerinin hep- si mobil telefon işine girmiş durum- dalar. DolayısıyladaTürktelekom'un daAyceiriepıyasayagirmesi,geçkal- mış da olsa, doğru bir yatırımdır. E-posta: necatidogru^ superonline.com Faks:0212 513 9098 AB'nitı sorumlu olduğunu belirten Lord vvallace: Sorunlu Kıbrıshn üyeliği iki tarafa da trajedigetirir BRÜKSEL(AA)- Ingiliz ekono- mi-hukuk uzmanı Prof. Dr. Lord Wil- liam VVallace tarafindan hazrrlanan ve Kıbns sorununu konu alan rapor- da, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbns Rum lideri Glaf- kos Klerides'ın görüşmelere başla- malan kaçınbnaması gereken bir fir- satolaraknitelendirildi. Wallace, Brük- sel'deki TÜSlAD temsilciliğinde ra- porunu başına sunarak görüş bildirdi. Robert Schumann Merkezi tarafin- dan ısmarlanan "Kıbnsıta uzlaşma: Fırsat Penceresi" isimli raporda, Denktaş ve Klerides görüşmeleri çok uzun süre açık kahnayacak bir firsat penceresi olarak nitelendiriliyor ve Kıbns'taki taraflarla Türkiye, Yunanis- tan ve AB, bu firsatı değerlendirme- ye çağınlıyor. VVallace, raporunda, son verilere göre, Adada çözüm olma- sa bile Kıbns Rum kesıminin, 2 ila 4 yıl içinde AB'ye tam üye olabileceği- nin görüldüğünü, böyle bir gelişme- nin bütün taraflar için trajediler geti- receğini savunuyor. Raporda, AB'ye, sorunu çözühnemiş bir Kıbns'ı bün- yesine ahnası halinde karşılaşılacak güçlüklere ilişkin mesajlar veriliyor. Böyle bir durumda, Türk-Yunan iliş- kilerinde olumlu gelişmelerintersyö- ne gideceğini, Kıbns sorununun derin- leşerek gündemde kalacağım, Türki- ye-AB ilişkilerinde kriz yaşanacağı- nı, Yunanistan ile Kıbnsh Rum ve Türklerin de önemli kayıplan olaca- ğnıı anlatan VVallace, çeşitli uyanlar- da bulundu. Kıbns sorununun iki toplum veya iki ülkenin sorunu değil AB'nin de so- runu olduğunu savunan raportör, AB'nin genişleme sürecinin söz ko- nusu olduğunu ifade ederek, çözüm arayışlannda AB'nin ve üye ülke hü- kümetlerinin çok daha faal rol oyna- ması gerektiğini ileri sürdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear