Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2002 ÇARŞAME
HABERLER
Bahçeli'den
yasaya övgü
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı
Devlet Bahçeli, partisinin
duyarhlıkian
doğrultusunda çıkanJan
bankacılık yasasıyla
sektöre şeffaflık ve ûretimi
teşvik eden bir yapının
getirildiğini söyJedi.
Bahçeli. "MHP'nüı
ülkemizin borçlanarak
bulduğu kaynaldaruı
kulJarulmasında duyarlı
da\Tanması kaçınılmazdır.
Bunun için Türkiye'nin
imkânlarınj, çıkarlara göre
kullarulmasına izin
vermeyeceğız" dedi.
Kademeli geçişte
sonuç yok
• ANKARA
(Cumhumet Bürosu) -
Sosyal kesımJerle.
hükümet yetkiJiIerinin,
emeklilıkte kademeü geçiş
taslagını değerlendirraek
için gerçekleştirdiği
toplanuda sonuç
alınamadı. Çalışma ve
SosyaJ Güvenlik BakanJığı
Müsteşan Fikri Şahin
başkanlığında topJanan
komısyona, Türk-Iş, Hak-
Iş. DlSK ve TlSK'ten
uzmanlar katıldı.
Toplantıda, işçi ve işveren
temsilcilerinin, emeklilikte
kademeli geçişin
erkeklerde 55 yaşa,
kadınJarda ise 48 yaşa
kadar 1 'er yıl şeklinde
arttınlması, prim gün
sayısının da 6 binde
sınırlanması istemini
gündeme getirdikJeri
öğreniJdi.
TEDAŞ'a şartfı
ibra
• ANKARA
(Cumhumet Bürosu) -
TBMMKİT
Komisyonu'nda,
TEDAŞ"ınl999yıJı
hesaplan görüşülürken
MHPileANAP'hüyeler
arasında "Beyaz Enerji"
tartışması yaşandı. MHP'li
AJi Gebeş. Beyaz Enerji
davasının sürdüğünü,
kurumun hesaplarının
şarth olarak ibra
edilmesini istedi. ANAP'h
Şamil Aynm, "Savcılann
her şeyini hüküm olarak
kabuJ edersek bu işın sonu
gelmez" diyerek Gebeş'e
tepki gösterdi. DSP'üJerin
MHP millervekıllerine
destek vermesiyle
IEDAŞ 'ın hesaplan şartlı
ibra edildi.
Meclis'te
tartışma
• ANKARA
(Cumhumet Bürosu) -
TBMM Genel
Kurulu'nda, SP'li
milletvekillerince verılen
işsizlik ve yoksullukla
ilgili araştırma önergesinin
görüşmelen sırasında
TBMM Başkanvekili
Kamer Genç ile Devlet
Bakanı Nejat Arseven
tartiştı. Genç'in
"Hükümetin önergeden
haberi yok" biçimindeki
sözJerine tepki gösteren
Arseven, " 0 benim
sonmum. Sen kendi işine
bak" dedi. Genç de
Arseven'e "Bir bakan gibi
ıgubaşh hareket et"
diyerek tepki gösterdi.
Tanöp toprağa
venildi
• FOÇA (Cumhuriyet) -
EmekJi Kurmay
Albay Cahit Tanör,
roça'da toprağa verildi.
Fanöriçin Foça'da
iüzenlenen askeri
örenle Fatih Camii'nden
op arabasına alınan
Tanör'ün cenazesi, Foça
Hezarhğı'nda toprağa
terildi.
'Üç Kapı Üç Kilit' önerisi Adalet Bakanlığı'nca bir kez daha reddedildi
ÖÖlümoruçlanyineçıkmazda•Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk,
önceki gece
Istanbul'da kalabalık
bir gazeteci grubuyla
ölüm oruçlannı
tartıştı. Dört baro
başkanının çözüm
önerilerini
'uygulanamaz' bulan
bakan, kendi 'karşı
öneri'sini savundu.
AYDEVENGtV
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk ve Adalet BakanlıgYnın
üst düzey bürokratlan ile bir
grup gazeteci ve yazar önceki
gece Istanbul Hâkimevi'nde dii-
zenlenen bir çalışma yemeğin-
de bir araya geldiler ve ölüm
oruçlan sorununu tartıştılar.
Yemekte bir sunuş konuşma-
sı yapan Adalet Bakanı, Istan-
bul. Ankara, Izmir ve Antalya
baro başkanlannın kamuoyun-
da "Üç Kapı - Üç Kifit" olarak
anılan çözüm önerisınin bakan-
lığınca 'uygulanamaz' bulun-
duğunu belirterek ruruldu ve
hükümlülerin ölüm orucuna son
vermeleri koşuluyla haftada top-
lam beş saat, J 0'ar kişilik grup-'
lar halinde, ortak alanlarda bir
araya gelmelerine ızin verile-
bileceğini söyledi.
Bakanınkonuşmasınnı ardın-
dan söz alan Ceza ve Tevkifev-
leri Genel Müdürii An'Suat Er-
fosun, bir projeksiyon perdesi-
ne yansıtılan grafikjer eşliğin-
de "Üç Kapı Uç KffiT formü-
lüne bakanhğının itirazlannı
sergiledi.
Daha sonra gazetecilerin gö-
rüşlerine ve Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'e yönelttikleri
sorulara geçıldi. Söz alan gaze-
tecilerin önemli bir bölümü "Üç
Kapı Üç Kjfit" önerisinin ba-
kanlıkça reddine ilişkin gerek-
çelerin doyurucu ve inandıncı
olmadığını vurguladılar ve ba-
sit düzenlemelerle bu formü-
lün işleyeceğüıı savundular. Bu-
na karşılık bakanlığın, tutuklu
ve hükümlülerin onar kişiyi aş-
mamak üzere haftada beş saat
ortak alanlarda bir araya gele-
bilmelerine ilişkin karşı öneri-
sinin "ölüm orucuna son verme
koşulu"na bağlanmasının so-
runu baştan çözümsüzlüğe sü-
rüklediğine dikkat çekildi.
Gecenin geç saatlerine kadar
süren toplantıda bakanhğın "Üç
Kapı Üç KiKt" formülünü ka-
bul etmeye yanaşmayacağı or-
taya çıktı. Toplanh herhangı so-
mut bir sonuç üretilmeden ve çö-
züm yolunda adım atılamadan
sona erdi.
AİHM'nin ifadeye çağırdığı Kenya Büyükelçisi nedeniyle Atina tedirgin
YıonuıislaıAı PKK'yedestek cezası
MUÎATİLEM
ATİNA - ABD'nın hazırladığı terö-
re destek veren ülkeler listesinde yer
ahnamasına karşın. bu konuda dikkat-
le izlenen Yunanistan'daki Başbakan
Kostas Sünitis hükümeti, bir kere da-
ha zor durumda kaldı.
PKK lıden AbduDah Öcalan'uı Yu-
nanistan'ın Kenya Büyükelçiliği'nde
gizlenip, ardından yakalanması üzeri-
ne avukatlan Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'ne (AÎHM) başvurarak
Yunan hükümetinin Öcalan'ın yaka-
lanması konusundaki suçluluğunun
kanıtlanarak cezalandırümasını istemiş-
lerdi. Bu başvuruyu uzun süre değer-
Emniyet Raporu
• AlHM, Öcalan konusunda Yunan büyükelçiyi ifade vermeye
çagırdı. Avukatlan, Öcalan'ın Kenya'da yakalanmasından sonra
Atina hükümetini mahkemeye vermişlerdi.
lendiren AlHM. aldığı birkararla Öca-
lan 'ı saklayıp, ardından yakalarup hap-
se anlmasına neden olan dönemin Ken-
ya Büyükelçisi Vbrgos Kostulas'ı ifa-
de vermeye çağırdı.
Halen Yunanistan'ın Küba Büyü-
kelçisi olarak görevini sürdüren Kos-
tulas'ın ifade verebilmesı için Yuna-
nıstan'ın Dışişleri Bakanlığı'ndan ızin
almas) gerekiyor.
Basında konu ile ilgili yer alan ha-
berlere göre, Büyükelçi Kostulasuı
AlHM'de vereceği ifade, Yunanis-
tan'daki hükümeti zor durumda bıra-
kabilir. Bu durumu göz önüne alan
Yunan Dışişleri Bakanlığı 'nda konuy-
la ilgili toplantılaryapıldıgı belirtildı.
17 Kasım, ELA ve 1 Mayıs gibi bir-
çok terör örgütünün etkinlikJerini ön-
leyemeyen Sünitis hükümetinin, PKK
ve Türkiye'de faaliyet gösteren diğer
terör örgütlerinin Yunanistan'da ba-
nnmasuıa izin vermesi, ABD tarafın-
dan diklcatle izleniyordu.
Kostas Simitis, geçen hafta Was-
hingtona yaptığı ziyaret su-asında bu
konuda uyanlmış ve terör örgütlere
karşı daha etkin ve kararlı mücadele
etmesi konusunda dikkari çekilmışti.
Yunan basın organlan, ABD'de 11
EylüTde düzenJenen saldınlardan son-
ra terör konusunda çok hassas olan
ABD'nın, bu mahJcemenüı sonuçlan-
nı dikkatle izleyeceğüıi vurguluyor-
lar.
Gazeteler, terörkonusunda ABD ile
sıkı ılişki içinde olan Türkiye'nin de
mahkemenin sonuçlanna göre Yunan
hükümeti aleyhinde uluslararası alan-
da gırişimde bulunabileceğini belirti-
yorlar.
Kürtçe eğitim
PKK'nin oyunu
13'ü tutuklu 361 sanığın kimlik tespiti 3 saat sürdü
Vurgıın davası başladı
Haber Merkezi - Gü-
venlik birimleri tarafln-
dan hazırlanan birrapor-
da, terörörgütüPKK 'nin
eğitim hakkını masum
birhak olarak ortaya sü-
rerek, Türkiye'yi bölme
amacını kamufle ettiği
bildirildi.
Raporda, Kürtçe eği-
timle ilgili üniversiteler-
de başlahlan kampanya-
lann, PKK'nin bir orga-
nizasyonu olduğu belir-
rildi. NTV'nin haberine
göre raporda, "KürÖer,
KiirtokhıktaniçinKürt-
çeeğitim aiaböûier man-
tığıyla hareket ediJdiği
takdirde, 'Kürtler mah-
kemelerde Kürtçekonu-
şabilmelidir', 'Kürtler
öğrenim çağının her dü-
zeyinde Kürt tarihi ve
Kürt coğraryası okuma-
hdır', 'Kürt işadamlan
ya da Kürt barosu kuru-
İabıJmelidır' man&ğı da
ters olmamaktadır. Bu
durumdaKürtve Türk-
lerinoluşturduğuyüzier-
cedernek,vakıfwoiuşuın
böiünmedurumuvaşa^a-
bflecek,bu böiünmetop-
hıma yansı>^cakür" de-
nildi.
Raporda, aynca
PKK'nin Türkiye'yi böl-
meme konusunda sami-
miyetinı ortaya koyabil-
mesi için şu maddeler sı-
ralandı:
• PKKvePKKadına
faaliyette bulunan kuru-
luşlann adından 'Kürdis-
tan' keumesi kaldınlma-
hdır.
• PKK özellikle Ital-
ya ve Belçika'da yapılan
toplantılara Kürdistan
adına katılmaya son ver-
melidir.
• Medya TV'nin Türk-
çe ve Kürtçe'nin iki leh-
çesinde verdiği haberler-
de Güneydoğu ve Doğu
Anadolu bölgelerimiz-
den 'Kürdistan'şeklinde
söz etmemesi gerekmek-
tedir.
• Bağımsızlık hedefi
anlamınagelen Kürt Ulu-
sal Kongresi faalıyetleri-
ne son vermelidir.
• PKK'nin basılı ya-
,vınlan ile internetteki si-
telerinde verilen Kürdis-
tan haritası uygulaması
ortadan kaldınlmahdır.
• PKK'nin tüm men-
suplanyla sılah bıraka-
rak teslim olmalıdır.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-MHP'li Koray Aydm ın Ba-
yındırlık Bakanlığı dönemindeki
yolsuzluklan kapsayan "Vîırgun
operasyonu" davasmda, 13'ü tu-
tuklu 361 sanığın yargjlanmasına
başlandı. Müsteşar Yardımcısı Se-
dat Aban. Koray Aydın'ın "Bn
fînna>ı değeriendirin" şeklinde
bir isteginin olmadığını savundu.
Ankara 1 No'luDGM'degörü-
len davanındünküilk orunımuna,
eski Bayındırhk Bakanhğı Müs-
teşar Yardımcısı Aban'ın da ara-
lannda bulunduğu tutuklu sanık-
lar katıldı. Tutuksuz yargılanan
sanıklardan 101 'i ileçok sayıda sa-
nık avukatı da oturumdahazu" bu-
lundu. Yaklaşık 3 saat süren kun-
lik tespitinden sonrabaşlayan du-
ruşmada, savcı Hakan Kızılars-
lan, sanık avukatlannın 4422 sa-
yıh yasada yapılan değişiklik çer-
çevesinde tahliye istemlerinin red-
dini talep etti. Mahkeme Başkanı
Mehmet Orhan Karadeniz, avu-
katlann taleplerinin daha sonra
değeriendirilinesine karar verildi-
ğini bildirdi.
Eski müsteşaryardımcısı Aban
savunmasında, soruşturma sua-
suıda, işkence gördüğünü, emni-
yet, savcılık ve yedek yargıçlık
ifadelerini kabul etmediğini söy-
ledi. Aban, hiç kimseden çıkar
sağlamadığuıı öne sürdü. Aban,
Avukadar, müvekkiDernun "çıkaramaçâsuçÖrgütü kurma,yonetine
ve üyesi ohna" suçlanndan beraat etmelerini istedi. Cumhuriyet
Savcısı Hakan Kızdarslan isteme karşı çıkü.
emniyete, DGM Savcısı Cengiz radeniz'e zor anlar yaşattı. Kara-
Köksai'ın geldiğini ve elindeki
kâğıtlanfirlatarak"Karayptti'' de-
diğini ileri sürdü.
KorayAydın'm danışmanı Sed-
reöinDinçer, başkalan tarafindan
hazırlanan ifadelerin kendisine
zorla imzalatnnldığını savundu.
Tutuksuz sanıklann duruşma
salonunu doldurması, başkanKa-
deniz, duruşma suasında dışanya
çıkmak isteyen tutuksuz bir sanı-
ğj. "Burası kahvetaane mi, nerey*
gjtfiyorsun?" diye uyardı. Mahke-
me Başkanı Karadeniz, tutuksuz
sanıklann duruşmalardan vareste
rurutaıasının kararlaştınldığını
açıkladı. Davanıngörülmesinebu-
gün devam edilecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, önceki akşam Istanbul
Hâkırnlerevi'nde dört baro baş-
kanının çağnsına yanıt verdi.
Bakan, davet ettiği gazetecile-
re verdiği yemekte, F tipi ceza-
evlerine ilişkin önerileri değer-
lendirdi. Geçen haftalarda Is-
tanbul, Ankara, IzmirveAntal-
ya baro başkanları, "üç kapı
üç kilit" adını verdikleri bir çö-
züm önerisi getirmişlerdi. Bu-
rada daha önce de yazdık: Dört
baro başkanı, ölüm oruçlannın
bitirilmesi için bir çağrıda bu-
lunmuştu. Bu çağrıyla baro
başkanları bir koridora bakan
üç kişilik üç odanın kilitlerinin
açılmasını Adalet Bakanlı-
ğı'ndan istemişlerdi.
Bu kilrtlerin açılmasıyla, ölüm
orucundaki tutuklu ve hüküm-
lülerin de bu eyleme son ver-
mesi çağrısı yapılmıştı. Baro-
ların bu çağnsının basında yer
alması üzerine Adalet Bakanı
bu çağrıyı reddettiğini açıkla-
mıştı. önceki akşamki davete,
doğrusu geçmiş deneylerimin
ışığında umutsuz gittim. Ba-
kan'/n böyle bir çağnya verdi-
Adalet Bakanı'yla Cezaevleri
ği cevabı, daha sonra değişti-
receğini sanmıyordum. Ne ya-
zık ki umduğum gibi oldu. Bu
görüşmeden çözüm üretecek
bir sonuç çıkmadı.
Cezaevleri Genel Müdürü Ali
Suat Ertosun, bir dia gösteri-
siyle, neden üç kapı üç kilidin
açılamayacagın/ anlattı. özet-
le şunları söyledi: Baro baş-
kanlannın bu çağnsı, mevzuat
açısından kabul edilemez. Yü-
rürlükteki Terörle Mücadele Ya-
sası'nın 16. maddesi, tutuklu ve
hükümlülerin üç kişilik ve bir
kişilik odalarda kalmasını em-
rediyor. Bu çağrı ıse dokuz ki-
şinin biraraya gelmesini amaç-
lıyor. Bu, yasaya aykmdır.
Ikinci olarak güvenlik açısın-
dan dokuz kişinin biraraya gel-
mesi sakıncalıd/r. Çünkü bu
dokuz kişi, bir araya gelince
ana koridora açılan sağlam ol-
mayan kapıyı kırabilirler. Gü-
venlik kameralannı tahrip ede-
rek denetimi ortadan kaldıra-
bilirler. Bitişikteki duvarı yıka-
bilirler. Bu yolla hepsi birleşe-
rek cezaevini ele geçirebilirler.
• • •
Ali Suat Ertosun'un çizdiği
tablo korkutucuydu, abartılıy-
dı. Bu söylenenlere verilecek
birçok cevap bulunabilirdi. Ni-
tekim, gazeteciler bu abartılı
sunuşu inandıncı bulmadıkla-
rını söylediler. Çürük kapılar
değiştirilebilirdi. Yemek, revir,
kantin servisleri gibi ihtiyaçlar
için belli saatlerde koridora açı-
lan kapılar, açılıp kapatılabilir-
di. Açlık grevindekilerin üç ka-
pı üç kilit önerisini kabul ettik-
lerini avukatlan açıkladılar. Bu
nedenle ölüm oruçlannın biti-
rilmesi için iyi bir zaman yaka-
lanmıştı.
Adalet Bakanlığı, sakıncala-
nnı belirttiği konularda belli ön-
lemleralarak, bu öneriyi haya-
ta geçirebilirdi. Ne yazık ki bu
yönde birış/k görünmüyor. Ada-
let Bakanı, ölüm orucunun bı-
rakılması halinde, haftada beş
saat tutuklu ve mahkûmlann
belli etkinlikler için bir araya
gelmelerini sağlayacağını söy-
ledi. Bunu uzlaşma yolunda bir
çözüm olarak önerdi. Bakan'ın
bu önerisi, bir pazariık içerdiği
düşüncesiylegazetecilerin eleş-
tirisine neden oldu.
• • •
Gazetecilerle, Adalet Baka-
nı ve bakanhk yetkililerinin gö-
rüşmesi sırasında tartışılan
önemli konulardan birisi, tret-
man anlayışı üzerineydi. Terör-
le Mücadele Yasası'nın terör
ve terörist tanımının çok geniş
tutulması, birçok muhalefet ey-
leminin terör kapsamr içine alın-
masına neden oluyordu. ör-
neğin pankart açan, duvara ya-
zı yazan, afiş yapıştıran bir-
çok üniversiteli ve liseli genç,
"terörist" olduğu gerekçesiy-
le yargılanryordu ya da mahkûm
oluyordu.
Duvara afiş asan genç, na-
sıl */s/a/7"edilecekti? Onun "ıs-
lah" edilmesi gerekiyor muydu?
Yoksa onun normal bir yurttaş
olarak okufuna mı gitmesi ge-
rekiyordu?
Tabii ki, bütün bu sorulara
cevap bulmadan yapılan F ti-
pi tartışması da çok anlamsız
hale geliyordu.
Binlerce genci sırf itiraz etti-
ği için "terörist" tanımına so-
kunca, sıra onların nasıl adam
edileceğine geliyordu. Türk
devletinin adam etme mantığı-
nı biliyoruz. Cezaevi deneyi
olanlar, nasıl adam edildikleri-
ni anımsarlar.
F tipine doldurduklarına her
an, her yeri parçalayacak va-
tan haini, terörist damgasını
vurursanız ve bunları adam et-
mek için baskıcı bir tutuma gi-
rerseniz, gerçekten yeni "te-
röristler" yaratabilirsiniz.
Adalet Bakanı'nın soruları-
mıza verdiği yanıtlar, dört ba-
ro başkanının önerisini reddet-
mesi, maalesef F tipi cezaev-
lerinde bir iyileşme umudu ya-
ratmadı. Gönül, bir çözüm bul-
mayı istiyor. Umarız bakanlık
dün geceki tartışmadan sonra
bu önerinin üzerinde biraz da-
ha düşünür.
GLOBALPOLJTİKÜLTÜI
ERGIN YıLDıZOĞLL
Enron, Kaligula
ve Sığlık Üstüne
Sol üzerinetartışmalarsürerkenAhmetOktay, Tür-
kiye Marksist solunun eşitlik ve özgürlük sorunlar
üzerinde düşünmediğıni öne sürmek, tarihi boyun-
ca eşitlik ve özgürlük isteğini savunduğu için hep
'tepesine inilmiş' Türkiye soluna 'bühtandır' ve bir
okur-yazar için bunu söylemek en azından ayıptır"
diyerek uyardı. Anlaşılan tartışmalardaki sığlık onun
da canını sıkmış. Ahmet Oktay'a verilen "trajik ve ko-
mik" bir cevap daha uzun süre bu tür sığlıklaria ya-
şamak zorunda olduğumuzu gösteriyor.
'Diyalektik bütünlük', falan filan...
Cevabı veren yazara göre Ahmet Oktay haklıy-
mış, ama sol da şu özgürlük, adalet ve dayanışma
nasıl gerçekleşecek sorusuna bir türlü cevap vere-
miyormuş. Çünkü sol'un kafası karışıkmış, "ekono-
miyie siyaset arasındaki bağı yerli yerine oturtamı-
yormuş". Bu bağı fena halde yerine oturtan yazan-
mız "Demokrasi bir yerde fikirierin siyaset meyda-
nında serbest rekabetine dayanır. Siyasetteki bu re-
kabetin işleyebilmesi için, ekonomik a/tyapının da
serbest rekabete dayanması kaçınılmazdır. Bu da
özünde 'pazar ekonomisi'dir." "Türkiye'de sol, bu
bağ ve bu iki yapı arasındaki diyalektik bütünlük
üzerinde yeterince kafa yormadı" diyor. Vay canına!
Biz bu diyalektikf!) bütünlüğü neden daha once gö-
remedik acaba? Yoksa... Evet haklısınız. Tam da öy-
le. Ama biz bir kez daha anlatalım.
Birincisi, bugün, dünyanın hiçbir yerinde "ekono-
mik altyapı" serbest rekabetedayanmaz, dev şirket-
lerin egemenliği altındadır. Bu yüzden "pazar eko-
nomisi" ile serbest rekabet ve "burjuva demokrasi-
si" arasındaki ilişki çoktan kopmuştur. Ikincisi, fikir-
ierin siyaset meydanında serbest rekabeti filan da söz
konusu değildir. Fikirierinizi rekabete sokabilmek için
önceduyurabilmemizgerekir. Yasalann koyduğuen-
geller bir yana. siyasi fikirieri dile getirebileceğiniz plat-
formlar da (medya) artık birkaç kişinin özel mülkü-
dür; seçimlerde, yani rekabetin en can alıcı anında
kendinizi duyurabilmeniz için, bu ülkede bile yüzbin-
lercedolar harcama yapmanız gerekir. Kısacası, kar-
şımızdaki bir diyalektik bütünlük değil, kocaman bir
yalandır. Bu yalanı hâiâ satabileceğini sanmak ise sığ-
lığın dik â/âsı... Pekı, SSCB ve Çin deneyimlerini so-
lun düşlediği ama özgürlüğe, eşitliğe açılmayan yol-
lar olarak hatıriatmaya kalkmaya bu iki deneyimin bu-
gün solun büyük bir kesimi tarafindan benimsenme-
diğini unutturmaya, birsanatçı için (Ehrenburg, ör-
neğin) Stalin dönemini atlatabilmiş olmanın, bir övünç
kayağı olmadığını bilmemeye ne demeli...
Made in USA
Yazarımızın, birde garip bir mesajı var, hem de En-
ron skandalının, ABD rejiminin keyfilığine savaş esır-
lerinin insan haklannı ihlal ettiğine ilişkin tartışmala-
nn yoğunlaştığı bir dönemde: Amerikan modelinden
iyisi yoktur.
Fortune listesinde 7. sıradayken, 2 Aralık'ta, iflas
ettiğini açıklayan Enron, enerji sektöründeki deregü-
lasyon ve Bush ailesiyle olan yakınlığı sayesinde
son yıllarda fırtına gibi büyümüştü. Enron Yönetim
Kurulu, çalışanlannı emeklilik fonlannı kendi hisse-
lerine yatırmaya zorlamış, ama hisseleri satmalarını
da yasaklamış. Üst düzey yöneticileri, Enron iflasını
açıklamadan önce(!) hisselerini satmışlar. Böylece,
direktörler malı götürürken. çalışanlara da sapı kal-
mış. Bu arada öğreniyoruz ki Enron'un denetimini ya-
pan Arthur Andersen, bazı önemli Enron belgele-
rini imha etmiş, Başsavcı Ashcroft, geçmişte En-
ron'dan 100.000 dolaraldığından. soruşturmadan çe-
kilmek zorunda kalmış; Enron geçen seçimlerde
Cumhuriyetçiler için 1.700 milyon, Demokratlar için
700 milyon dolar harcamış, doğrudan Bush a yapı-
lan bağış ise 2 milyon dolar. Bu arada Dick Chen-
ney'in (Başkan Yardımcısı) bürosu yakın zamana ka-
dar Enron müdürieriyle görüşmüyormuş. Beyaz Sa-
ray Enron için komşu kapısıymış. Enron hisselerine
sahip olduğu bilinen Rumsfeld (Dışişleri Bakanı),
Winkenverder (Yardımcısı). Weinberger (Hazine
Bakan Yardımcısı, Zoellick, (ABD Ticaret Temsilci-
si, DTÖ) gibi üst düzey yetkililer/n bu hisse senetle-
rini çöküşten önce satıp satmadığı araştınlıyormuş.
Bu iktidar çarkının içinde başka ilginç şirketler de
var. Chenney'in şirketi Halliburton (petrol boru hattı
yapıyor - halen Kosova'dan geçecek hatla meşgul).
UNOCAL ise gözünü Afganistan boru hattına takmış,
hatta birdanışmanını, Hamid Karzai'yi Devlet Baş-
kanı bile yapmayı becermiş. ABD'nin Afganistan özel
temsilcisi Zalmay Halilzade de UNOCAL'ın danış-
manlanndan: Serbest rekabette Amerikan modeli...
Ya demokrasi, insan haklan? 11 Eylül'den sonra.
ABD vatandaşlannın haklannın nasıl kısılmaya baş-
landığını, FBI'nin işkence iznı ıstediğini, CIA'ya yar-
gısız infaz yetkisi verildiğini, "teröristzanlılannın" as-
keri mahkemelerde yargılanacağını aktannıştık. Şu gün-
lerde de ABD'nin Afganistan'dan kaldınp Küba'daki
üssüne yargılanmak ve belki de infaz edilmek üzere
götürdüğü tutuklulann statüsü tartışılıyor. Hukukçu-
lar, bu insanlann kafalarına torba geçirilmesinin, zin-
cire vurulmalannın, kafeslere kapatılmalarının, hatta
uyuşturulmalarının Cenevre Anlaşması'na aykırı ol-
duğunu söylüyorlar. ABD yönetimi, "Bunlar savaş
esiri değil, çünkü üniformayla savaşmadılar" diyor.
Ancak o zaman da bu insanlann sivil mahkemelerde
yargılanması gerektiğini söyleyen anayasa maddesi
ihlal edilmiş oluyor. Yönetimin ise derdi değil...
Tüm bunlan biraraya koyunca biryorumcunun "Ka-
ligula döneminin Roma'sı, günümüz vVashing-
ton'unun yanında, papazların çay partisi gibi kalı-
yor" sözlerine hak vemnemek elde değil...
Diyarbakır valisi Serhadli:
Okkan'a ateş eden 6
HizbuIIahçı yakalandı
DhARBAKlR
(CumhuriyetBürosu) -
Diyarbakır Emniyet
Müdürii GaffarOkkan
ve 5 arkadaşuıın şehit
ediknesi olayıyla ilgili
olarak bir yıl içinde dü-
zenlenen operasyonlar-
da bir Hizbullahçının
öldürüldüğü, 6'sının da
yakalandığı açıklandı.
Vali Serhadlı, Diyar-
bakır Emniyet Müdü-
rü Atilla Çuıar'la bir-
likte valilikte düzenle-
diği basın toplanüsında,
geçen bir yılı değerlen-
dirdiler.
Gazetecilerin sorula-
nnı yanıtlayan Serhad-
lı, Hizbullah'ın bir teh-
like ohnaktan çıkıp çık-
madığının sorulması
üzerine şöyle konuştu:
"Güvenlik ve huzuru
yakalama hizmederide-
vamh niteüktedir. Biz
hiçbir zaman Hizbul-
lah bitti demedik, de-
miyoruz ve demejece-
ğiz. Bu mücadele de-
vam etmektedir" dedi.