23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyefİmti\az Sahibi: Yenı G ü n Haber Ajansı Basın ve Ya>ımcılık A.Ş'vı temsalen Cumhuriyet Vakfı adına İLHANSELÇUK Genel YayınYönetmenı: fbrahim Yûdız • Yazuşleri Müdiirü: SaJnm Alpaslan # Sorumlu Müdür: Fikret llkiz • Haber Merkezı Müdürii: HakanKara Istıhbarat: Cengiz Yıldırım 0 Ekonomi Özlem Yü- zak # Kültür: Egemcn Berköz # Spor Abdülka- dir \ ücelman 9 Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme. Abdullah Vazıcı • Bılgı-Belge Edibe Buğra # Yurt Haberlen: Mehmet Faraç • A\rupa Temsılcısi Gürav Öz Yayın Kunılu: fihan Setçuk (Baş- kan), Emre Kongar (Daruşman). Orhan Erinç, Hikntet Çetin- kaya, Şükran Sooer, İbrahim Yıİdız. Orhan BursaJı. Musta- fa Balbav, Hakan Kara. Ankara TemsiJcisı Mustafa Balbav Atatürk Bulv an No. 125. Kat:4, BakanlıkJar-Ankara fel. 4195020 (7 hat), Fal«-4195027* tzmırTemsılcısrSerdarKızık,H Zı\a Blv 1352 S 23 Tel. 4411220, Faks: 4419117#Adana Temsılcısi Çetin Yiğenogiu. Inonu Cd. 119 S No 1 Kat 1, Tel 363 12 ll.Faks 363 12 15 Müessese Mudiıru. Erol Erkut # Koordinaior Ahmet Korulsan • Mu- hasebe Bülenl \ ener 0 Idare Hüseyin Gürer 0 Sarış FaziletKuza REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Gene Müclur Gülbin Erduran#Kootdınaıöt Reha işıtınan # Genel MudürYrd. Se*da Çoban # Fınaruman Muduni Çetin Frduran Tel 0212 514 0"? 53 • 513 S4 60-61. FaU 02125138463 \i\unla\an: \ en: GÛJI Haber Ajan-tı Basın ve Va>ıncılıi A S. B»kı. Sabah >avıncılıt A S Tüfkocağı Cad 39 41 Cagalogiu 34334 lstanbul. PK. 246 - Sırkecı '4435 Istanbul Tel lO?i:)512O5O5ı2Ohall Faks (0 212)513 85 95 14OCAK2002 Imsak: 5.47 Güjıeş: 7.21 Öğie: 12.20 îkındi: 14.44 Akşam. 17.07 Yatsı: 18.33 Üşümüş,yoıgunvemutsuzDüzce 'dekiprefabrike konutlarda yaşayan depremzede bir aileye konuk olduk En çok özledikleri sıcakbir sobanınyanında ısınmak Depremin değiştirdiğiyaşamlardan kesitler... HATİCE TUNCER DÜZCE - -Sobaya şöyle ederini uzaürsın ya, önüode durur arfcanı ısıtirsın ya, işte onu özie- (finu." Düzce Depremzedeler Derneği Başka- nı Ayşegül Şenol v e demek üyeleri, yeni çalış- ınalanyla ılgılı toplanayı bitırmişler, sohbete baş- lamışlar. Yeni evli ve işsiz GünerKaraoğhj, kı- şın ortasında çıtır çıtır yanan bir soba özlemi- ni böyle dile getiriyor. Gece dernek üyelerinden Emine Saülmış'ın konuğu olacağım. Satümış ailesi, Fevzi Çakrnak Mahallesi'ndeki Bayındırlık Prefabrike Konut- lan 'nda yaşıyor. Yolda, Düzce'nin ûnlü Ibrahi- moğlu Pasajı'nın önünden geçerken Emine Ha- nım işaret ediyor, "tşte depremden önce şu ge- iinlikçinin üst kaünda benim butiğim vardL" Eski günler... Emine Hanım'la kar ve buzlan aşıp girdigi- miz konutun zeminine basınca buza basmış gi- bi oluyoruz. Emine Hanım, hemen elektrik so- basını yakıp yemek hazırlığına gırişiyor. Bir yandan da eski günleri konuşuyoruz. Durum- lan "iypymış o zamanlar. Eşi Mustafa Saûhnış'ın da kahvehanesi varmjş. Evlerine yeni mobilya alabilecek, tatile gidebilecek kadarparalan olu- yormuş. Mustafa Bey, şimdi asgari ücretle Es- naf Çayevfnde çalışıyor. Sütçü Imam Üniver- sitesi'nde iklimlendirme ve soğutma konusun- da eğitim gören oğullan Oktay da devam zo- runluluğu olmadığı içın pazarda sebze satan birinin yanında çalışıyor. Emine Hanım da boş durmuyor. Eskiden butikçılik yaphğı için de- neyimli. Istanbul'dan aldığı giyim eşyalannı ev ev dolaşarak satıyor. "Ünhersitede iki çocuk okutuvoruz, kolay değil, çahşmamız şaıt" der- ken, Fırat Üniversitesi'nde okuyan kızı ÖzJem telefon ediyor. Özlem, Malazgirt'te, Düzce den bir tanıdıkJanyla karşılaşmış, sevincini anne- siyle paylaşmak istemiş. Bu merrUeketln vallsl var...' Mustafa Bey, akşam dokuza doğru üşümüş, yorgun ve mutsuz geliyor. Emine Hanım "der- nekçitik" işleriyle uğraştığı için yemek hazır de- ğil. Emine Hanım dernek çalışmalannı anlat- tıkça Mustafa Bey "Bu memleketln vaJisi var, beledrye başkanı var, onJar ne yapariar ki iş si- ze kaJryor" diye söyleniyor. Emine Hanım'uı bir çırpıda hazırladığı ye- mekleri yiyip çaylanmızı içerken Oktay geli- yor. Sıcak bir çay alıp günboyu tezgâh başmda durmaktan neredeyse donmuş ayaklannı elekt- rik sobasına iyice yaklaştınp televizyon sey- rermeye koyuluyor. Bizse Emine Hanım'la adaşı olan komşunun ziyaretine gidiyoruz. EmineKolamaç ödenemez elektrik farura lanndan dolayı yasak da olsa soba kurmuş. Emine Hanım özlemle sobanın üzerinde ne gü- zel nohut pişirileceğini söyleyince ev sahibi "Haarla getir, benim sobanın üzerinde pişire- yim" diye teklifte bulunuyor. Mutfak bölümü perdeyle aynlmış konutta 7 L. onuk olduğumuz Emine Saülmış'ın evine girdiğimizde bizi ilk karşılayan, konutun buz gıbi zemini Eskiden butikçi olan Emine Hanım, eve katkı için İstanbuTdan aldığı gryim eşvalannı ev ev dolaşıp satnor. Oğlu Oktay ise pazarda sebze satan birinin yanında çahşıyor. kişi kalıyorlar. Emine Kolamaç, belinden ame- lıyat olunca "kocasmın evden kaçüğuu" anla- tıyor. 9-10 yaşlannda iki oğlu var. Bir kahve- hanede çahşan erkek kardeşi, eşi ve onjann 6 aylık ve 3 yaşmdaki çocuklanyla hep birlikte yaşıyorlar. Emine Kolamaç, evlere temizliğe gidiyor. Ramazan ayrnda 6 kez, bayramdan sonra da bir kez çagırmışlar. Söz yine "o es- ki gûzel günJere" geliyor: "Depremden önce ber gün işe giderdim. Akşam da menhven si- refabrike konutlarda yasamak çocuklar için ann bir sorun. Okula giderken alryapısı olmayan yollarda, buz gibi soğukta yürüyoriar. Yol arkadaşlan ise başı boş köpekler— Deprem onlann \-asamlanm, arkadaşlannı. oyuncaklannı. odalannı beUd de aiieierini değiştirdi. lerdim. tyi kazaruyordum yam. Pazara bile gi- derdim.'' Çıkarken, prefabrike konuta eklenmiş "çık- maw da duran ayakkabılanmın bağlanna bir şey takıldığını zannedip temizlemeye çahşıyorum. Ev sahibi Emine Kolamaç "An, donmu$._ Kn- sura bakmaym içeri atanayı unutmuşuz" diyor. 17 Aflustosta da böylevdl Eve dönmeden önce evin bazı ihtiyaçlan için biraz uzakta olan markete gitmemiz gerekli. Yürümeye çalışırken Emine Hanım gökyüzü- nebakıpanlatıyor: "Şu\Tİdızlarabak. 17Ağns- tos'ta da işte bö\1e\dL Özlem le bakmışük. 'ne güzel' demiştik. .\İeğer olacaklann habercisiy- miş". Depremde hasar gören evlerine onanm- dan sonra yeniden yerleşmişler. 12 Kasım'da yı- kılan evlerinin enkazından 3.5 saat sonra çıka- bilmişler, ama 8 komşulan canını yitirmiş. Gece evin en sıcak, en rahat yatağı konuğa verildiği için Oktay yerinden oluyor. Sporprog- ramını bırakmaya niyeti yok.. ama konuk uyu- yacağı için istemeye istemeye televizyonun ba- şından aynlıyor. Zaten sabah erken kalkacak ve buz gibi havada sebze satacak. Mustafa Bey, sabah 06. 00 da evden çıkıyor. tşine yetişmesi gerekli, ana yola kadar epey bir yol yürüyecek, uzun süre bekledikten sonra ge- len tıklım tıklım otobüse binecek. Soğuk hava- da müşteriler de gecikeceği için Oktay, 07.00"de çıkıyor yola. Yüz yıkamadan Buz gibi suda, yüzümü yıkamadan çıkmayı tercih ediyorum. Kar altındaki prefabrike ko- nutJaruı bazılanndan duman tütüyor. Anneler- babalar okula gidecek çocuklannı yola çıkar- mış, otobüs bekliyor.. başı boş köpeklerkoştu- rup duruyor. Pazar yerinde Oktay'ı ve babası- nı ziyaret ediyoruz. Emine Hanım, eşini akşa- ma balık getirmesi için tembihleyıp, derneğin yolunu tutuyor. "Tuttuğunu koparan" denilen kadınlardan Emine Harnm. Çalışıyor, dernekte aktif bir üye ve evin işlerini yürürüyor. Her şeye karşın ai- lede en mutlu Emine Hanım göriinüyor. O, ya- şamaktan ve mutlu olmaktan hıç vazgeçmeye- cek bir kadın. Fazıl Say Paris'i büyüledi • HABER MERKEZİ - Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, son bestesi 4. piyano konçertosunu ilk defa Paris'in ünlü Champs Elysees Tiyatrosu'nda icra etti. Say'a dünyanm önde gelen orkestra şeflennden Kurt Masur'un yönetiminde Fransız Ulusal Orkestrası eşlik etti. Fazıl Say, dört bölümden oluşan konçerto sonunda, Fransız müzikseverlerin yoğun isteği üzerine ikincı bölümü bir kez daha çaldı. Kuğular köyün maskotu oldu • LÜLEBURGAZ (AA) - Soğuk hava koşullanndan etkilenerek Lüleburgaz'a bağlı Karamusul köyü jakuınıdaki Ergene Nehri'ne konan 8 kuğu, adeta köyün maskotu oldu. Karamusul köylüleri ve çocuklar kuğulan beslemek için seferber oldu. Özellikle çocuklar, evlerinden getirdikleri ekmek parçalarmı. buğday ve ınısu-lan köprüden nehre atarak kugulann beslenmelerini sağlıyor. fienç erkekler bunalımda • ADANA (AA) - Türkiye'de h;r 5 gençten bırinde ruhsal sorunlar ve da\Tanış b)zukluğu bulunduğu, irtıhar eğilimlerinin kızlara o^nla erkeklerde daha fazla görüldüğü, sorunun çözümünün ise ailelerin rUumuna bağlı olduğu bJdirildi. Uzmanlara göre eıgenlik döneminde bedensel vf ruhsal değişim süreci hızlı olduğu için buna uyum siâlayamayan çocukta bazı nhsal sorunlar ortaya çKabiliyor. Antik AŞ: Müzayedenin iptaline ilişkin istem gelmedi tktisat koleksiyonu internette SÖYLEŞİ ATTİLÂILHAN !SlA>fBUL(AA)- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kunılu (BDDK) tarafından satışa sunulması planlanan "tktisat BankasıTablo Koteksiyonu w nda yer alan eserler, internette on-line katalogda sergilenmeye başlandı. Kültür Bakanı Isteminan Talay'ın gınşimı üzerine, "koleksiyonun BDDK tarafindan müzayededen çekileceği'' yolundaki haberlere ilişkin sorulan yamtlayan Antik AŞ yöneticisi Turgay Artam, "Bize, müzayedenin ertekndiğine ilişkin ne Kültür Bakannğı'ndan ne de kitabımn çıktığım, tablolann listesinin • Kültür Bakanı îstemihan Talay'ın girişimi üzerine ünlü Türk ressamlannmeserlerinden oluşan koleksıyonun müzayededen çekılecegı y e r a idıgını söyledi haberlen müzayedeyi düzenleyecek olan Antik AŞ yetkilileri tarafından doğrulanmadı. BDDK'den herhangi bir bilgi geWi" dedı. Katalog kitabı hazır Artam, bu konudaki karann BDDK tarafından verileceğini belirterek "Yanndan (bugün) itibaren koleksiyonu The Ritz Cartton Oteli'nde sergühoruz. Müzayede de 27 Ocak'ta, planlandığı gibi yapılacak" diye konuştu. Artam, koleksiyonun katalog Değeri 5 mihon dolar Koleksiyonun tamamına bilirkişiler tarafından 5 milyon dolar değer biçildiğine işaret eden Turgay Artam, "Devlet, koleksiyonun tümünü abnak isterse aiabilir, ama daha önce Mimar Sinan Cnrversitesi bilirkişikrine \ apürdığı ekspertizde sadece 17 adet eserin alınması öngörülmüş. Ancak bu koleksiyon, haziran aymdan beri Kültür Bakanhğı tarafindan ahnmamış bir koleksiyon" diye konuştu. 'AB, Sermaye Birliğidip!' e-posta.ian@prizma.net.tr IATRONLAJtLA GEÇİNME YOLLAR1 Çalışıyorgibi gö'zükmek için Haber Merkezi - Gösterimde olduğu ülkelerde ilgiyle izlenen Seinfeld dizisınde George Costanza'yı canlandıran Jason AJesander, işyerinde "çok çabşryor" görünmek ısteyenlerin yapması gerekenleri sıraladı. Jason Alexander'a göre "Çah^) 7 or Gözükmenin Kurallan" şöyle: • Her zaman elinde dokümanla yürü. )/ Bilgisayan meşgulmüş gibi kullan! • Masanı kalabahk tut. Çalışma masası üzerinde ne kadar çok malzeme varsa o masanın sahibi. işverenlere, o kadar çok çahşkan gözükür. • Sesü mesaj sistemi kullan. Gün boyu seni sürekli birileri arayarak onlar için bir şeyler yapmanı isteyecektir. \/ Sabırsız ve huzursuz davran. Patron senin çok çalışmaktan geribniş olabileceğini düşünecektir. • Ofisi geç terk et. • Etkileyici iç geçir. Aynı ortamda birileri varken yüksek sesle iç geçirmek, çevrendekilere son derece yoğun ve baskı altuıda olduğun mesajuıı verir. 4- ' 'Ajan/Devlet' kavramını ben icat etmedim. belki adı- nı koymuşumdur; marifet, 'Beyaz, Hıristiyan ve Batılı' Emperyalizm'in marifeti; bir tarihte, şöyle anlatmaya çalışmışım: "... OsmanlıMüfkü'ncfefaçeşitlihalklan, Emper- yalizm'/n gızli servislerı, Fransız Devrimi'nin 'öz- güriük, Eşitlik, Kardeşlik'sioganlanylaavlamışlar Em- peryalizm'/n 'parababalan'da, onlansılahlandıra- rak; sonradan başımıza, bin türlü belâ olan, isyan- lara salmışlardır. Gerçekte Sırplık, Bulgartık, Rum- luk, Araplık davalan ortaya atılıyor; sözde bu halk- lann özgüriüğe kavuşması savunuluyordu ama, Ba- tı, Emperyalizm aşamasına ulaşmış olduğundan, Osmanlı 'dan kopardığı heryeni halkı, Ortadoğu böl- gesinde, kendısine bağlı bir 'ajan/devlet'haline so- kuyordu: Bulgaristan, Rusya 'nın; Yunanistan ise. Ingiltere ve Fransa'nın ajanıydılar. Içişlerinde bile özgürlükleri. laftan ibarettir: Hâlâ öyle değil mi?..." (Dünya, 15 Şubat 1977). SSCB dağıldığı zaman, 'Sistem'in AsyaTürk Cum- huriyetleri'ne 'bağımsızlık' istemesi; aslında coğraf- yası petrol denızi olan bu ülkeler hakkında, benzer hayaller kurduğu içindi. Çeçen Davası'nın, alıp yü- rüdüğü günlerde, bir genç sormuştu: "-... Avras- ya'yla ilgili olduğunuzu sanıyordum, Çeçenistan la pek ilgilenmiyorsunuz?" Ona verdiğim cevap kısay- dı:"-... bir kitabım var, içinde bir de yazı, başlığı şu- dur: 'Ajan/Devlet Kavramı', o sana neden olduğu- nu öğretir". Bu 'girizgâh'ın, günümüzle ilgisini anlatabilmek için, sanınm o yazıdan, iki satır daha aktarmak ge- rekecek. "... Emperyalizm, Osmanlı'yıdağıtmakiçin Fran- stz Devrimi 'ni ve ilkelerini o kadar iyi kullanmış, so- nunda ışi Ermenilere ve Kürtlere kadaröylesine bu- laştınvıştırki,hayranolmawakekledeğildir!"(a.g.e.s. 222) '..biz bu haritayı yırttık!..' O imdı Türk/lş'ın, 'ecnebi'den para alan işçi kon- Ofederasyonları hakkındaki tavrına dönebiliriz: Karşj çıkıyor! Neden? Bunu, Türk/lş Genel Başkan Başdanışmanı Yıldırım Koç'un ağzından öğrene- ceğiz. Önce ister misiniz, bu 'yartiur\\an' kimlerin yaptığını, hangi tutum ve yaklaşım içinde oldukları- nı, yine onun ağzından öğrenelim. Diyor ki, Yıldırım Koç: Tesbit/1."... Avrupa Biriiği, Sermaye'ninbiriiği- dir. AB işçi haklan konusunda bir düzenleme yap- mıyor. Avrupa İşçi Sınıfı, 'İşçi Aristokrasisi' konu- munu sürdürmeye çalışıyor: Emperyalist Sömü- rû'den, Avrupa işçilerinin pay alması bugün de ge- çeriiL" Tesbıt/2."... Ulusötesişirketler, Avrupa'dan Ame- rika'dan bağımsız değil; çıkar çatışmalan olsa da, sonuçta çıkarbirtiği var ulusötesişirketle kapışıyor- sanız, ulusal güçlerle birlikte olmalısınız. ABD ve AB Emperyalizmi, Türkiye y/ parçala- mak istiyor. Bir yabancı büyükelçilik müsteşannın odasında, Sevres Haritası'nıgördüm. 1996Kası- mı'nda, bir davetiçin Büyükelçiliğe çağnlmıştım; be- ni, bilerek, bu haritanın önüne götürdü. '- Bu 'Ha- rita'yı tanıdınız mı?' diye sordu. Ben de, '- Biz bu harita'yı yırttık; siz, Lausanne Anlaşması'na gö- re buradasınız' diye, gereken sertlikteyanıt verdim. Biz Sevres 'den bahsettığımiz zaman, bizi parano- ya içinde olmakla suçlayanlara, hep bu haritadan bahsederım. Alman sendikacı Türkiye'nin bölünmesınden ya- na ise, Türkiye İşçi Sınıfı'nın yanında değil, çoku- luslu şirketin yanındadır." Tesbrt/.3 "ABD 'nin IMFdeki oy oranı 17.36, AB'nin IMF'deki oy oranı 19.88. Ancak AB üyesiülkeler çe- şitli gruplara dağıtılmış, böylece oy oranlannı yüz- de40'açıkanyorlar. IMF"ninpatronu AB'dir. AB'ye girerek uluslararası ilişkileri geliştireceğiz di- yorlar. Böyle bir şey yok. AB ile ilişkilerden, Tür- kiye İşçi Sınm'nın, mevzuatın demokratikleşme- si konusunda sağlayacağı hiçbiryararyoktur. AB ile ilişkilerimiz iyi olursa, kendi İşçi Sınıfımıza katkıda bulunuruz anlayışı yanlış. Biz neyi savu- nursak, AB ve ETUC karşı çıkıyor..." Sakın bu belirsizliğin nedeni... İşte 'maJ' bu, işlerini çıkarlanna göre yürütmek ama- cıyla, böyle bir 'çark' kurmuş, ışletiyorlar; çarkın baş- lıca 'dişlileri' arasında, 'MEDA Fonu' var, 'Avrupa Sendikalar Konfederasyonu' (ETUC) var; adlan- na bakarsan, bunlar uluslararası İşçi Sınrfı'nın, ulus- lararası Burjuvazi'ye karşı çıkarfannı savunmak için örgütlenmişler, söylemleri de o ama, hakikat o mu; yoksa daha geçen yüzyılın başmda, Surtan Galiyef'in açıkladığı mı? Bunu da, istersenız Türk/lş Genel Başkanlık Baş- danışmanı, Yıldırım Koç bize, aynı sâdelik ve dü- rüstlükle açıklasın: Tesbit/4."... MEDA Fonu işte bu maksatla kurul- du. AB, bu 'misyonu' Türkiye'ye benimsetmek için para dağıtıyor. Sendıkalann buna karşı çıkma- sını engellemeye çalışıyor..." 'Maksad'ın ne olduğu, 'yabancı' bir devletin bü- yükelçiliği müsteşannın odasındaki haritada apaçık gösterilmişti; engellemeye çalıştıkları, Türkiye İşçi Sınrfı'nın buna karşı çıkması! Peki, o ne âlemde, yâ- ni işçilerimiz; bazıları, para aldıklarına göre, acaba?.. Tesbit/5. "... geçenyılTürkiye 'de ETUC üyesi iş- çilerle ortak bir eğitim yaptık. Ben de konuşmacıy- dım. BirAlman işçi temsilcisi,'- Konuşmanızda ge- çen bazı terirnleri anlamadtm, IMF nedir?' diye sordu. Yani Türkiye işçisi, 'Sınıf bilinci'açısından, Avrupalılar'dan fersah fersah ilerde. Bizim Avrupa sendikalanndan öğreneceğımiz bir şeyyok.. 'Kah- rolsun IMF, Bağımsız Türkiye' sloganı tuttu, es- nafda, köylü de bunu benimsedi; fakat sendikacı- ların AB'ye karşı tutumlan belirsiz.." Ne dersıniz. sakın bu belirsizliğin sebebi, şu... e-mail:tilahan(^ isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear