22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2002CU 12 KÜLTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Bihrat Mavitan işlerini, yapılmasını düşlediği anıtlann küçük boyutlu heykelleri olarak tanımlıyor MasaüstüveduvaranıtlanOZLEMALTUNOK 'MeçhulMadaJyahlaraAnrt', 'Ge- ometriSeventerDerneğiAıııuVMeç- hulKrAradalarAmö', 'MeçhuJKu- ratörlereAnıt', 'DirekJerarasıAnrtT, 'Dalga Geçebilenlere Aıut'._ Bihrat Mavitan'ınkımlıksiz, 'meçhuJ', tek bır fıgürden çoğalfılmış figürleriy- le yapılandırdığı heykellen 'Bu Yı- JmDökümü' başlığı altında Kızütop- rak Sanat Galensı'nde sergıleniyor. " Yapümasuıı düşlediği anıtiann kü- çük boyuttabronzheykeDeri" olarak tanımladığı ışler, arutsız, meydansız, kentleşememış kentlen olan bir ül- keye yenı mekân aiternatiflen su- nuyor. Mavitan, malzeme olarak gele- neksel oJan bronzu tercih ediyor, çiinkü bronz kalıcılığı ve ritüeliyle saygın. Mavitan, resimlenmiş hey- kelleri ve 'duvara asılabilen' hey- kelleriyle 'Meçhule Amtlar' dizisı- ni, anımsanması, unutulmaması ge- reken insanlar iizerine kuruyor. Ma- vitan'uı bundan sonrakı projesı ıse yine bu tür figürlerle tüm meslekle- ri kapsayan bir heykel dizisi yap- mak. - GMkçe büyüyen heykeOer yeri- ne 'anrtsaJ' heykeflerie karşılasryo- ruz bu sergide, bir anlamda gerçek- leştinniş oluvorsunuz büyük boyut- lu heykel yapma isteğinizL BİHRATMAYİIAN - Bir heyke- lin küçüğiiyle büyüğü arasındaki doğrular değışmez, ıkisı de aynı dert- lerden mustariptır. Zaten anıt boyu- tunda bır ış için de önce küçük öl- çeklerde maket yapmak gerekıyor. Ben bunlara evlere girebılen anıtlar olarak bakıyorum Evin içinde, ca- muı kenannda, sehpanın üzennde nıye anıt olmasın düsüncesınden yo- la çıktım. Heykelleri isimlerken de UNUTULMAMASI GEREKEN İNSANLAR - Mavitan, resimlenmiş heykelleri ve "duvara asılabilen" beykeOeriyie "Meçbule Anıtiar" dizisini, aıumsanmasL unutulmaması gereken insanlar iizerine kuruyor. .Mavitan'uı bundan sonraki projesi ise yine bu tür figürlerle tüm meslekleri kapsayan bir heykel dizisi yapmak. mızahın peşınde gittiğim için bu bo- yut o mızaha da katkıda bulundu. Umarım. buyüklerinı de yapanm. - Yaptığınız heykeUerin sizce Tür- kiye'de anıt olarak uygulamaya geç- me ihtimali nedir? MAVÎTAN-Türkiye'deki amtlar iç- ler acısı durumda. Bu, şehirleşmey- le birlıkte yaşanan bır yanlış aslında. Antık Roma'da bile yollar bir mey- danda bırleşir, meydanlar toplanma yendır. Anıt, o mekânı tanımlar ve o meydanın ısmi anıtla bütünleşir. Anıt, insanın yaşamında unutmaması ge- reken şeyler için yapılır. Tabii kı Ata- türk'ü unutmayacağız, ama unutul- maması gereken çok da ınsan var. -İstanbulgibi bir kentteanıtlan ko- numlandırmakdaçarpıkkentkşme ve sahip çıkmamayla biıüktegelişen zornıklar yarabyor. MAVtlAN -1973 te 'Cumhuriye- tin 50. Y* Annlan'kapsamında genç bir heykeltıraş olarak ben de var- dım, birkaç sene sonra heykelunın üzerınden tercihli yol geçri. Diğer 19 heykel de ya yıkıldı, ya çalındı... Ya- ni yapmak, uygulamak kadar koru- mak ve sahip çıkmak da önemli. Ne- yi sahiplenıyoruz kı anıtlan da sa- hiplenelim? Birde yapılan amtlar, ya- panından çok, beledıyesıyle, açılışıy- la anılıyor. Verilen emek hiçe sayı- lıyor. - Ironik bir isünJendirme taşıyor heykeOer, ama isünlerinden bağırn- sızolarakda bir öyküsü var serginin bütününün~. MAVİTAN -Aslında yaptığım iş- Ieri ısımlendirmekten ve ipotek et- mekten yana degilim, ama sergi bü- tünlüğü içinde her bir heykelin so- nu, öbür heykelin bası gibidir ve bir bütündür. 'Ekvatorda Sıkılanlara Anıt' heykeli, niye 'İJd Küre Ara- snda Süaşaniar' heykeli de olmasın. Ben sadece ısımlıyorum, ondan son- rası bakanındır. - tsimlendirmedeki tanımsıznk ve betirsiztikde bu çabanın devamı mı? MAVTTAN - Hep bır 'meçhul'e yapılan amtlar vardır. Amtı yapıla- caksa o meçhulün dışında, o kışile- re anıt yapılmasuun da cümlesi var bunun içinde. Ama bır yandan da meçhul olan, heykelin yapılıp ya- pılmayacağı. Bır meçhuliyettir gi- diyor yani. -Yineçerçevefenmişveduvara asd- m^beviieJ-resnnlerveferkfckakJekuJ- lanımlan göze çarpryon.. MAVİTAN-Heykel mezunuyum, ama babam, eşim ressam; resim, dünyamda büyük yer kaphyor. Yap- tığım resimlere de renkli heykeller dıyorum, çünkü o resımlerin hey- kelJeruıı yapıyorum. Heykel, resim- den bir boy daha büyük, aradakı bo- yut farkı, söylendıği kadar ucuz bır şey değil. Heykelsi resımler benim ilgı alanıma hep daha çok girmiştir, bu durumda resımler heykellerin renkli eskızleri durumunda. Hep heykelini yapmak istediğim resim- len yaptun sonuçta. Bu düzenleme ıse kaideleri ve ser- gılemesiyle bu mekâna özel, başka bir yerde uygulanmayacak. Çerçe- veli resim heykeller ıse duvara ası- labilen heykeller tanımlamasına gi- nyor, "Heykelkojacakyerimizvok" dıyenlere, heykeli duvara da asabi- lırsınız demek bıraz da. - Figürierdeid değişim biraz da 'anıt' tanımJamasryla anonimJeşen bir anlaoma sahip diyebiMr miyiz? MAVtTAN - Buradakı bütün fi- gürler, bir tek fîgürün çeşitli biçim- lerde yan yana gelerek çoğalması- dır. Bu figür, aldığım duyumlara gö- re 'KüçûkPrens'ya da amtsal bir ki- şı de olabilir, ben de olabilinm. Bu anlamda aynı figürün tek sayılı ço- ğalması konu olarak karşıma çıkıyor. (Sergi 14 Ocak 'a dek Kızıltoprak Sanat Galerisi 'nde / 0 216 418 38 06) Necati Cumalı anılıyor Kültür Servisi-UrlaBeledıyesi'nin çağdas edebiyattmızın önde gelen ad- lanndan Necati Cumalı nm doğum ve ölüm yıldönümleri için düzenJedi- ği etkınlikler açıhş konuşmalanyla başladı. Ardından Urla LJRİT SES Pazaryeri 'nde Nebi Yaşar'ın saz din- letisı, gazetemız yazan Sami Kara- ören'uı söyleşisı, Güzel Sanatlar Akademi Top- luluğu'nun şıır drama- tızasyonu yapıldı. Ne- cati Cumalı Anı ve Kül- tür Evi'nde öğleden son- ra başlayan etkınlikler- de ise sergı açılışlan, ser- best söyleşıler yapıldı. AkşamıseURlTSES'te Cengiz Bektaş ve Öner Yağcı'nın konuşmacı olarakkatıldığı ve Bülent Habora'nın yönettığı bır söyleşi ya- pıldı. Bugün yapılacak etkinlıkler saat 11.00'de Necati Cumalı Anı ve Kül- tür Evi'ndeki serbest söyleşi ve Ey- Iem Çah'run müzik dınletisiyle baş- lıyor. 13.00-17.00 saatleri arasında Bademler Köyü Gezısi ve Kahve Söy- leşileri, saat 18.30'da URİT SES'te TOBAVın düzenlediğı, Avni Anıl, Fikret Tartan ve Hüseyin YTirttaş'ın katıldığı 'Necati CumahAramızda' ad- lı panel gerçekleşecek. Panelın ardın- dan Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Sanat Müzıği Korosu konser verecek Daha sonra plaket ve teşek- kür belgelerinin dağıtımına geçile- ^ ^ H l c e ^- Cumartesı günü ıse ^ B saat 13.00'te Necati Cu- v e Evi'nde şairin doğum günü kutlaması yapıla- cak. Aynı saatte Bekir Yurdakurun derledığı şnrlenn okunacağı 'Cu- mai'danCıumuYya101 Dize' başlıklı eticnılik gerçekleştırilecek. Cumalı'yı anma et- kınlıkleri kapsamında îstanbul'da yann saat 22.00'de Le- vent Kültür Merkezı Sinema Tür- sak'ta Aof Yılmaz'ın 'Mine' filmı gösterilecek, pazar günü de Gürdal Duyar'ın yaptığı Necati Cumalı hey- keli Beşiktaş Vişnezade Şairler Par- kı'ndaaçılacak. (Urla: 0232 754 20 21 /İstanbul: 0 212 244 52 51) Dançarte, Cia deDança Ankara ve Istanbul'da sahneye çıkacak Brezilyalıgrup TürkiyeUe Kültür Servisi - Brezılyalı bale grubu Dançarte, Cia de Dança, Türkiye'de sahne alacak. istanbul ve Ankara'da ızlenebile- cek grubun Türkiye'ye gelmesine ıse topluluğun tamtım sponsoru Radyo 92 nok- ta3 'te yayımlanan TerraBrasfl' adlı prog- ramı hazırlayıp sunan Dehna de Lucia ön- cülük etmış. 1986'dan bu yana çok sayıda ödül kazan- mış olan Dançarte, Cia de Dança Brezil- ya'nuı Goias eyaletı kökenli. "Terra Bra- sfl" gösterileri, Brezilya Külrür Bakanlığı ve Brezilya'nın Ankara Büyükelçilıği ta- rafından da desteklenıyor. Gösterilerin amacı, kökenlennı çok değışik kültürler- den alan Brezilya'nın tarihınin ve esteük zenginliklerinın Türk ınsamna da tanıtıl- ması ve sevdirilmesı. Göstenler, yann ve pazar günü istanbul AKM Büyük Salon'da, 16 Ocak'ta ıse An- karaDevlet Opera veBalesi Salonu'nda sah- nelenecek. Detaylı bilgı için www fromb- rasil.net adresi ziyaret edilebılir. **?„ _ 14Ocafc-10Şubat2002 Yapı Kredı KuJnir Merkezi Kâzun Taşkent Sanat Galerisi SAFDER TARİM KOLEKSİYONU Sergi bugün Altanay Sanat Evi'nde açılıyor Lordkipanidze'den Akdeniz rüzgân ANKARA (Cumhuriyet) - Nina Lordkıpanidze, Türkiye'de dört yılda yedinci resim sergısini bugün Ankara'da Altanay Sanat Evi'nde açıyor Son resimlerinde Akdeniz yaşamının etkısi görülen sanatçının sergisı 26 Ocak tanhine kadar devam edecek. Gürcü sanatçı Tiflis'te Güzel Sanatlar Akademisi'nde mimarlık okudu. Prag Teknik Üniversitesı'nde lisans ve doktora çahşmalannda bulundu. 1980'deMoskova Stroganov Güzel Sanatlar ve Sanayı Üniversitesi'nin Akademik Resim Sanatı Bölümü'nde doçent olan Lordpanidze. bırçok karma ve bu^eysel sergılere katıldı. O0.fHv.Cx'. Leopold Levy'den Orban Feker'e Kaybolmuş Bir Sanatçı AKTEDRONFİKRET Genç kalemler Cumhuriyet'te. WfCKREa KOOÛR SANAT YAY1NCIUK YAI1 KREDI KULTUR M£RKEZI lılifclal Caddcsı. No. 285 80050 Bcyojta scrp Y«f» Krah üuhur SIMI Ya^oahlc Ki unmda fft« Kmlı Musı A4 tçıa ELA Renkler bir anlam bulmak için Ardınca sıraya girdi. Mavi özgürlüğü Kızıf kavgayı Lacivert derinliği seçti. Ama biri vardı ki bunlardan fnadına Senin gözierini bekledi. CEMÖZAYDIN CEZBE SayıkJıyordu küllerryle Sigarası iki parmağının arasından uzanmış göğe Bakışı görüntüsüne bir köpeğ/n bakışı kadar sadık Ve cazibeli endamı yağmuru d/nlendirtyordu kalbinde Sonra çatladı aynası yağmur uykuya dalmadan Yalnızlığına döndü iç geçirerek Boyutu kırıldı sigarası sönerken yığıldı yere Boynu zaten kıldan inceydi Ve kırık külleri bir daha on(u) aramadı... VAKUR BURÇAK SAVAŞKURT YAZrODASI SELtM İLERt Etfi Kış Oolmaları (2) Zeytinyağlı kerevız dolmasını sevmediğim gibi,« lı kerevız dolmasını busbütün sevmezdim. Bizde ( inadına çok sık yapılırdı. Etlı kereviz dolmasının yapılacağı gunter. annem heptelaşlan olundu. Bu, beJkide, yemegin aJengırli fc raflan oluşundandı. Cihangir'dekı evımız kaloriferlı olmasına karşın sc ğuktu. Işte soğuk mutfak gözümün önünde: Anner -maalesef- kerevızayıkJıyor. Kereviz/n dış kabuMan iyı ce temızlenecek. Ince kerevızler seçılmış. Irice kerevızler ıkıye bolünerek, eng/nar k/varnınd< şekil aldırtılacak. Hemen lımonlu suya atıp yan pış miş hale gelinceye kadar çarçabuk haşlayacaks/nız Yan pışrniş hal çok önemli. Aksi takdirde etli kere- vız dolması yenne kıymalı kerevız puresı yemenız ola- sılığı var... Kerevız hazırianırken, kıyma, pınnç, kjyılmış sogan, dereotu, tuz, hep bııiikte ıvıce yoğrulacak. Hatıriadı- ğım kadanyla, soğanın aynca kavrulmasına gerek yok. Pirinç de haşlanmıyordu galiba; takırtukurtane- lerdi. Önce suzgece çıkanlan kerevızler mutlaka soğuk sudan geçınlecek ve yenıden bir tazelik edinecek. Sonra kıymalı pinnçlı harçtan bırerçorba kaşığı alınıp kerevız gobeklenne konacak. KerevızgöbekJen hafifçe ıslatlmış yağlı kâğıtlara tek tek sanlarak, yine tek tek, ozenle tencereye yerleştı- rilirdi. Ondan sonra bır kaşık yağ, yanm limonun su- yunu, biraz da içme suyu ekleyerek orta ateşte pişı- receksiniz. Şımdı b/rde ilgınç birterbıyesı vardı. Yazık kı hayal meyal hatıriıyorum. Yumurtanın sansına soğuk su mu konuyordu, yumurtanın sansı soğuk suyla mı çalka- lanıyordu; buna kerevizin suyu da konuyor ve yumur- ta kokusu çıkana kadar pışınliyordu. Bana sorarsanız, o yumurta kokusu bırturlu çıkmaz- dı; kerevız dolmaana noşnutsuzluğum bu yüzdendı. Terbıye kerevizlerin ustune dökülüyordu; herhalde yağlı kâğıt hafiften aralanıyor, öyle dokulüyordu... Komşumuz beyaz Rus Madam Zoya kerevız dol- masına harcanan emeğı bıraz gerekaz bulurdu. Gra- mofon Hâlâ Çalıyor'da uzun uzadıya anlattığım Ma- dam Zoya, küçuk ama hep alevlı, ışıl ışıl siyah gözie- rini kısarak etlı kerevız dolmalanna bakar, derhal ke- revizin başka yararlanna geçerdi. Daha çocukluğundan başlayarak, kerevizın dantel- liyaprakJanna hayranlık duymuştu, evet, küçuk, dan- telli yapraklar, hatta bazan uçuk yeşıJ çiçekçıkler!.. Dallı, yapraklı kerevizın pışinlmesınden elde edile- cek su, mükemmel bır şampuandı Madam Zoya'ya göre. Herkesin Avrupa'dan kaçak sabun, şampuan tutkulanna kapıldığı o Demokrat Partı dönemınde, Madam Zoya kerevız suyu şampuanını en luks mar- kalannkine değışmıyordu. Yemek arası çığ çığ yenen kereviz kokuyse, Çarlık Rusyası'nda soylu hanımlann endamlannı korumaya yardım etmış, adeta tansıksı bır besındı. Kereviz kö- künü yiyorsunuz, daıma ıncecık kalıyorsunuz. Madam Zoya bunlan hep kılolu, hep şışman anne- mebaka baka soyler, kendı ınce çızgilerinı hafifçe, ade- ta belli belirsız yoklardı... Annemse, arkadaşı, Amıral Cevat Bey'in eşı Ne- zibe Hanım'dan -Gramofon Hâlâ Çalıyor'da onu da anlatmıştım- öğrendığı yenı bır kerevız dolmasının düşlenne dalıp gitmış olurdu. Yeni kereviz dolması aynı yontemle pışirilıyor, ama üstüne terbıye dökülmuyor; bol kasar rendesıyte be- zenıphafifateşteki fınna venliyordu. Kaşar enyınce fı- nndan çıkıp sofraya getırecektiniz... Gelgelelim bizde fınn yoktu. Soba borusu kılıkJı tuhaf bır kek tenceresı vardı, 'fı- nn tencere' dedığımız bu acayıp şeyde peynır rende- li kereviz dolmasının fınnlanmasına eibette imkân yok- tu. Takvimde h Bırakan: "(Kereviz) sağlığı bozuk olanlara, acı çekenlere, sûreklı dengesi bozuk olanlara, yûzyılımızın gıderek artan çevrekırtenmesınınkurbanlanna salık verılecek bır ilaçtır." Maurice Messegue, Şıfalı Otlar. Milliyet Yayınlan, 1998. Ressam Sühendan Fırat öldü • KüMr Servisi - Ressam Sühendan Fırat 73 yaşında öldü. istanbul Güzel Sanatlar Akademısi'ne bir sure de\am eden Fırat. ] 956 yılında Fransız Ecola A B.C'de burs ıle resim öğrenimi gördü. llk kişısel sergısini 1960 yılında Ankara'da açan sanatçı, yurtıçi ve yurtdışında 29 kişisel sergiye imza attı. bırçok karma ve grup sergisine katıldı Uzayla ilgili konulara özel ilgısi olan ressam, bu konudakı ilk sergısinı, 1969 yılında açtı, daha sonrakı yıllarda benzer çalışmalan sürdürdü. Fırat ıle ılgilı olarak 2000 yılında 'Sanata Adanmış Bir Yaşam' adıyla biyografik bir kıtap yayımlandı. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear