23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-4 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Afrikaekonomisi yaşatıhyor • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çeşitli ziyaretler gerçekleştırmek amacıyla dün tzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. TARİŞ başkanlan ve üretici temsilcileriyle görüştü. Baykal, okyanus ötesinden yönetilen Türkiye'nin her geçen gûn daha da yoksullaştığmı ve ülkede Afh'ka ekonomisıne dönüştürücü poütikalann uygulandığını söyledi. Köşk'erekor başvıru • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in göreve başladığı l6Mayıs2000 ilel Ağustos200l tarihleri arasında Çankaya ICöşkü'ne 88 bin 663 adet başvuru yapıldı. Yalman, Sezer'in göreve başladığı tarihten bu yana geçen 442 günde kişisel isteklerle ilgili 40 bin 409, kurumsal işlemlere yönelik de 48 bin 254 başvuru yapıldığını söyledi. YavuzNun Okçuoğkı öMü • ANKARA (AA)- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Doç. Dr. Yavuz Nuri Okçuoğlu vefat etti. Okçuoğlu için 6 Ağustos Pazartesi günü Yargıtay'da tören düzenlenecek. Okçuoğlu'nun cenazesi, Kocatepe Camii'nde kıhnacak öğle namazının ardından Cebecı Asn Mezarlığf nda toprağa verilecek. Erbakan'dan AİHM'yetepki • ALTINOLLK(AA)- Tatilini Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesmde geçiren kapatılan Refah Partisi'nin eski genel Başkanı Necmettin Erbakan. gazetecilere yaptığı açıklamada, AlHM'nin RP ile ilgili karan için Ingiliz, Avusturya ve Güney Kıbnslı hâkimlerin 'böyle karar olmaz' yorumu getirdiklerinı savundu. Erbakan, "Avrupa Insan Haklan Mahkemesi ilk kez böyle bir yanılgı içine düşüyor olabilir, en kısa zamanda düzeltileceği muhakkaktır"' dedi. PişkinsüTe destek • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Insan Haklan Merkezi, Sema Pişkinsüt'e destek vererek, TBMM lnsan Haklannı Inceleme Komisyonu tarafından son ikı yılda yapılan çalışmalarda insan haklan sorunlannın ortaya konulduğunu behrttı. Açıklamada, başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm savcı ve hâkimler. işkencenin önlenmesi için ortak hareket etmeye çağnldı. DYPHçe yönetîctsi kayv • ANTALYA (AA) - DYP Antalya Merkez llçe Başkan Yardımcısı Osman Kılınç'ın, 31 Temmuz Salı gününden bu yana kayıp olduğu bildirildi. Kılınç'ın. Rusya'da işadamı olan bacanağı Mustafa Dikyar ile görüştükten sonra kaybolduğu belirtildi. Pekinördeği çıftliği olan Kılınç'ın BMW marka otomobili de Konya'nın Karapınar ilçesinde birkaç gün önce yanmış olarak bulundu. 289 günü geride bırakan ölüm orucunda 30'ımcu kayıp Kandıra'dan geldi Ftipindebir acı dahatZMİT/ELAZIĞ(Cumhu- riyet) - Kandıra F Tipi Ceza- evi'nden bir süre önce Izmit Devlet Hastanesi'ne sevk edi- len ölüm orucu eylemcisi Mu- harremHoroz eyleminin236. gününde saat 07.30 sıralannda yaşamını yitirdi. Böylelikle 289. günü geride bırakan ölüm orucu eyleminde yaşamını yi- tirenlerin sayısı 30'u buldu. Açlık grevi ve ölüm oruçlan- nın sürdüğü F tipi cezaevlerin- de kalan 7 mahkûm da bu ce- zaevlerinde yaşadıklannı An- • 12 gün önce fenalaştığı için Kandıra F Tipi Cezaevi'nden Izmit Devlet Hastanesi'ne kaldınlan Muharrem Horoz yaşamını yitirdi. Horoz. 1999 yılında Çankın valisine yapılan bombalı saldın olayı nedeniyle yargılanıyordu. kara'da anlattı. Mahkûmlar, 1999 yılı Temmuz ayında gö- gün önce Izmit Devlet Hasta- Cumhuriyet, Radikal ve Ev- rensel gazetelerinincezaevine sokulmadığını bildirdiler. Dün yaşamını yitiren 1967 Sıvas doğumlu ve Trakya Üni- versitesi Makine Mühendisli- ği bölümü mezunu Horoz, Uşak Valisi Ayhan Çevik'e, Çankın'da yapılan bombalı saldın olayıyla ilgili olarak zaltına alındı. Ümraniye Ce- zaevi'ne konulan Horoz, idam istemiyle yargılanıyordu. 10 Aralık 2000'de ölüm orucu ey- lemine başlayan Horoz. "Ha- yata Dönüş" operasyonu sıra- sında da Ümraniye Ceza- evi'ndeydi. Operasyonun ar- dından Kandıra F Tipi Ceza- evi'ne sevk edilen Horoz. 12 nesi'ne kaldırıldı. Horoz'un tahliye edilmesi yönünde Ad- li Tıp raporu bulunmasına kar- şın Ankara 1 No' lu DGM, i- dam istemiyle yargılandığı ge- rekçesiyle tahliye etmedi. Ho- roz'un lstanbul'da toprağa ve- rileceği öğrenildi. Öte yandan. İHD'de düzen- lenen basın toplantısında, An- kara'daki hastanelerden tahli- ye edilen 7 mahkûm. F tipi ce- zaevlerinde uygulanan 'tecrit' bitmedikçe eylemlerini sürdü- receklerini söylediler. Gazeteyasağı Tahliye edilen mahkûmlar- dan Asiye Güden. F tipi ceza- evlerinde tecrit ve izolasyonun sürdüğünü belirterek cezaev- lerine Cumhuriyet, Radikal ve Evrensel gazetelerinin sokul- madığını ve mektup yasağı ol- duğunu söyledi. Aileler endişe ettiklerini söyledi Sevklerde mahkûmlar dövülüyorİstanbul Haber Servisi - F tipi cezaevlerine yapılan nakiller sırasında tutuklu ve hükümlülerin "onur kmcı" uygulamalara maruz kaldıklan belirtildi. lnsan Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şube Baskanı Avukat Eren Keskin. kendisi ve 6 demokratik kitle örgütü yöneticisi hakkında açılan davayı anımsatarak 32 kişinin yaşamını yitirdiği "Hayata Dönüş" operasyonuyla ilgili dava açılmamasını eleştirdi. lnsan Haklan Derneği Cezaevi Komisyonu Üyesi Ümit Efe dün derneğin Beyoğlu'ndaki binasında F tipi cezaevlerine sevklerde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili bir açıklama yaptı. Tutuklu ailelerinin de katıldığı açıklamada Efe, açıklamayı ölüm orucu eyleminde dün sabah yaşamını yitiren Muharrem Horoz'un anısına yapacaklannı belirtti. F tipi cezaevlerine usulsüz sevklerin sürdüğünü kaydeden Efe, devletin tepkisiz tavnnın da sürdüğünü ifade etti. F tipi cezaevlerinin gerçek yüzünün sevkler sırasında ortaya çıktığını söyleyen Efe, Kandıra ve Bolu F tipi cezaevlerine yapılan nakiller sırasında yaşanan hak ihlalleriyle ilgili örnekler de verdi. Tahliye olan ve şu anda 1Ü Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Erdal Kudiş adlı tutuklunun Kandıra F Tipi'ne nakli sırasında yaşadığı olaylan anlatan Efe. ölüm orucunda olan Kudiş'in cezaevine getirildikten sonra "arama odası^nda çınlçıplak soyularak arandığmı belirtti. Uygulamayı "onur knTcT olduğu için reddeden Kudiş' in tekme tokat dövüldüğünü anlatan Efe, tutuklunun fotoğraf çekimi ve parmak izi alınmasmın ardmdan ikinci bir arama odasma alındığını anlattı. Efe, bu odada da darp edilerek çınlçıplak soyundurulan Kudiş'in saçlannın da tıraş edildiğini kaydetti. Efe, daha sonra hücreye konulan Kudiş'i 4-5 saat sonra doktorun ziyaret ettiğini ve tutuklunun hastaneye sevk edildiğini de sözlerine ekledi. Ölüm orucunda olan tutuklulara büyük şiddet uygulandığını söyleyen Efe. bunun öldürmeye yönelik bir saldırı olarak algılanabileceğini ifade etti. Efe, sevkler nedeniyle ailelerin çocuklanndan haber alamamasını ve tutuklulara Bl vitamini verilmemesini de eleştirdi. Tutuklu annesi Hamiyet Baykal da çocuklanna her şeyin zorla yaptınldığını belirterek "Çocuklanmızm başuıa bir şey gelirse bundan devlet sorumludur" dedi. • ÎHD Cezaevi I Komisyonu üyesi \ Ûmit Efe, F tipi cezaevlerine sevklerde onur kırıcı davranışlar yaşandığını söyledi. Tutuklu ve hükümlülerin dövüldüğünü söyleyen Efe, yetkilileri sorunlarla ügilenmeye çağırdı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART m.kart(« superonline.com.tr BAZIMADDELERÎN İPTALİ ÎÇtN ANA\ASA MAHKEMESt'NE BAŞVURDU Sezer Hazine sabşnıa karşı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Hazine'ye ait ta- şınmaz mallann satışı ve Tekno- loji Geliştirme Bölgeleri Yasa- sı'nın bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğün durdurul- ması istemiyle 30 Tem- muz'da Anayasa Mah- kemesi'ne başvurdu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Metin Yal- maa dün düzenlediği basın toplantısında Se- zer'in onayma sunulan yasalarla ilgili işlemleri hakkında bilgi verdi. Bu- na göre; Sezer'in kısmi onayladığı Teknoloji Ge- liştirme Bölgeleri Yasası Resmi Gazete'de 6 Temmuz'da yayım- lanarak yürürlüğe girdi. Ancak Sezer, yasanın arazi kullanımı, yapı ve tesislerin projelendiril- mesi, inşası ve kullanımı ile il- gili ruhsat ve izinlerin özel hu- kuk tüzelkişisi olan yönetici şir- ket tarafından verileceğine ve denetleneceğine ilişkin kuralı ile yine yönetici şirketin kamu ya- ran gerekçesi ile adına kamulaş- tırma yapabileceğini öngören düzenlemesinin iptali ve yürür- lüğünün durdurulması istemiyle 30 Temmuz'da Anayasa Mahke- mesi'nde dava açtı. Sezer, 18 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürür- lüğe giren Hazineye Ait Taşın- maz Mallann Değerlendirilme- si Yasası'nın, orman smırlan dı- şına çıkarılan yerlerin orman köylüleri dışındaki kişilere de satılmasını olanaklı kı- lan kuralının iptali ve yürürlüğünün durdurul- ması için de 30 Tem- muz'da Anayasa Mah- kemesi'ne başvuruda bulundu. Anayasanın 170. maddesi, orman sınırla- n dışına çıkanlan yer- lerin, orman içi köy hal- kının yararlanmasma tah- edilmesini öngörüyor. Bu alanlann onnan köylüsü dışın- daki kişilere satılmasını olanak- lı kılan çeşitli yasal düzenleme- ler bugüne dek Anayasa Mahke- mesi'nce "anayasaya aykınkk'" nedeniyle iki kez ıptal edildi. 1IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(a doruk.net.tr yıneBaşlıktan belli, ANAP'tan söz edeceğiz. Hayır, bugün büyük kongre- si başlayacağı için filan değil. Bu kongrenin, ANAP'ta bir değişim başlatacağına inandı- ğımız için filan da değil. Bu partinin 20 yıla ve sona yaklaşan ömrü ile yine Türki- ye'nin 20 yıla ve sonuna yakla- şan bir dönemi arasında derin paralellikler olduğu için ANAP'tan söz edeceğiz. Kimilerimiz için ANAP kök- süz, yeniyetme, derleme bir parti. Ama ANAP'ın kurulduğu yıllarda doğanların bugün 20 yaşına vardıklannı ve artık seç- men yurttaşlar arasına katıldık- lannı da göz ardı edemeyiz. Bizim için yeniyetme, kök- süz, geleneksiz ANAP, o ço- cuklar için yaşamlannın tümü- nü kucaklayan siyasal oluşum- lardan biri. Onlar gözlerini, 12 Eylül'ün zehiıii toprağında dün- yaya açtılar ve bebeklikleri, ço- cukluklan ve gençlikleri Öza- lizm'\r\ beliriediği koşullarda geçti. O çocuklar, para ile ilişkileri "babadan alınan harçlık" aşa- masını geride bıraktığında, he- Yamalı Bohça'dan Yama'ya saplannı dolar ve mark üstün- den yapmaya başladılar ve bu- nu ekonomikyaşamın doğal bir gereği sanıp yadırgamadan uy- guladılar, uyguluyorlar. Repo, faiz, overnight faiz, Hazine bonosu, dolar-mark paritesi gibi terimleri çok ve sık duydular. Işgücü, emeğin üret- kenliği, üretim maliyeti, değer, artı-değer, sanayi sermayesi gibi terim ve kavramlan ise ya hiç duymadılar, duydularsa bi- le önemsemediler. Bunu sağla- yacak bilgi donanımlan yoktu ve yok. Ekonomide Özalizmin ege- menliğinin, siyasette ANAP gi- bi bir partinin varlığının bu ülke- nin kaderi olmadığını, olama- yacağını onlara anlatmak çok zordu. Özalizmi de, ANAP gibi bir partinin siyasal arenada var olmasını datıptg güneşin doğu- dan doğup batıdan batması ya da yağmur y ağıncatoprağın ıs- lanması gibi doğal saydılar, sandılar. Ama artık Özalizm sonuna geldi. Türkiye'yi dibe vurdurdu. Bir ülke yönetim felsefesi, eko- nomiye yön veren bir model olaraktükendi. Bunu Türkiye'yi de tüketerek yaptı. Kendi tari- hin çöplüğüne giderken geride çöplükten beter bir ülke bırak- manın uğursuz ünüyle anıla- cak. Aynı kaderi ANAP'ın da pay- laşmamaşı olanaksız. Hayır, Özal'ın kurduğu bir parti otduğu için değil. Ozaliz- min, Özal'dan sonraki elebaşı- lannın buluştuğu bir siyasal ku- ruluş olduğu için de değil. ANAP'ın toplumsal, siyasal temeli çürüdü; varlık nedeni tü- kendi. ••• Yukarıda yazdıklarımız kof bir iyimserlik, Türkiye'nin gele- ceğine ilişkin umut saçan de- • ğeriendirmelerin ürünü değil. Hiç değil. Sadece Özalizmin doğasın- da var olan ve ANAP'ın siyasal misyonunu oluşturan ü'retme- den tüketmek; ürettiğinden da- ha çoğunu tüketmekten çekin- memek ve utanmamak: çılgın- ca bir iç ve dış borç sarmalın- da tırmanmayı marifet saymak gibi yöntem ve ilkelerle adım atılamaz hale gelindi. Yüksek faizle borçlan; bor- cunu ödemek için daha yük- sek faizle yeniden borçlan; ye- ni borç için daha daha yüksek faizle yine borçlan... Biten işte bu. IMF'nin artık niyet mektupla- rıylafilanyetinmeyip bizzat di- reksiyona geçmesi, neyin, ne zaman ve nasıl yapılacağını (Telekom yönetimiyle ilgili çe- kişmeyi anımsayın) ayrıntılany- la buyurması yeni bir dönemin habercisi, göstergesi. Türkiye, küreselleşme süreç- lerinde vazgeçilmeyen bir ülke. Ama bu haliyle küreselleşen kapitalizmin çürük dişi. Kasım- şubat krizleri diş ağrısının da- yanılmaz hale geldiği, biriken cerahatın patladığı dönüm noktaları. Uluslarötesi sermayenin bu kadar çürümüş bir dişe göz yummaya niyeti yok. Eh, dişi o hale getiren kadro- lara da yaşam hakkı yok. ••• Nedir ANAP? Kuruluşunda dört eğilimi bir araya getiren özgün bir oluşum diye sunuldu. Bizcileyin "ya- malı bohça " diye dalga geçen- ler kınandı, değişimi anlayama- yan tutucular olarak damgalan- dı. Sonra bohça dağılmaya başladı. Demirel in DYP'si, Er- dal Inönü'nün SHP'si, Tür- keş'in (şimdi Bahçeli'nin) MHP'si. Erbakan ın Refah'ı bohçayı bohça kılan parçala- nn kopmasıydı. Yani yamalı bohça parçalan- dı. Geriye sadece önemsiz bir "yama" kaldr. Bugünkü ANAP!.. • • • Biliyorum, bugün başlaya- cak kongrede cenaze namazı filan kılınmayacak. iyi ki de kılınmayacak. Düşünsenize, cenaze nama- zındasaf tutaydık, imam "Mer- humu nasıl bilirdiniz" diye sor- duğunda ne yanıt verecektik? Adet yerini bulsun diye "İyi bilirdiiiik" desek, çarpılmaz mıydık? POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Tunceli... Davul ve zurna eşliğinde halk halay çekiyor, sır- ma bıyıklı Uzun Mehmet arkadaşlarıyla birlikte 'Dersim' oyunları oynuyordu... Arkadaşımız Miyase llknurTunceli'den döndü, orada yaşananları Cumhuriyet okurian için yazdı... Miyase llknur'a sordum: "Neler oldu Tunceli'de yazdıklannın dışında?" ilknur, "Gazi olaylannın benzeri yaşanabilirdi" deyip ekledi: "Ne yazık ki, Tunceli şenlikleri bazı kışkırtıcılann halka baskı yapmasıyla başladı. Ancak, sağduyu- lu Tuncelililer buna fırsat vermedı..." "Olaylar nasıl başladı anlatır mısın?" İlknur: "Olaylar festival programı hazırlanışı sırasında başladı. Festival komitesiyle vali arasında görüş anlaşmazlığı ortaya çıktı. Komite kendi istediği sa- natçılann festivale getirilmesini istiyordu. Vali de sakıncalı bulduğu sanatçılann gelmesini istemi- yordu..." "Kımdi bu sanatçılar?" İlknur. "Koma Amed, Ozan Rençber, Grup Zelemele ile bir tıyatro grubu..." "Bildiğim kadanyla bunlann bir kısmı geldi..." İlknur: "Ozan Rençber ile Zelemele geldi. Ancak vali- nin din ve inanç konulu panel ile Munzur Vadi- si'nde çevre sorunu paneline bazı isimlerı çağır- ması tedirginlik uyandırdı. Sonuçta bunlar aşıldı. Festıvalin ilk günü valiliğin astırdtğı pankartlar te- dirginlik yarattı. Özellikle Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür pankartı tepkilere neden oldu. Tepki nedeniyle pankart kaldınldı. Pankartın asılı durduğu, MHP bayraklan, Bahçeli posteriehyle donatıldığı özel- likle 15-20 yaş arasında gençler tarafından yayı- lınca olaylar başladı. Bir de Vali Mustafa Erkal'ın festivali iptal ettiğı söylenince iş çığrından çıktı..." • • • Miyase ilknur, Tunceli halkını şöyle anlatıyor: "Tunceli halkı Cumhuriyet devrimlehne inan- mış, laik, demokratik hukuk devletini savunan, sol düşünceye gönül vermiş, onca baskıya karşın bundan ödün vermemiştir. O gün dışandan gelen kışkırtıcılar kent meydanında toplanıp stada doğ- ru yürümüşlerdir. Sağduyulu Tunceli halkı böyle bir yürüyüşü desteklememiştir." "İç Güvenlik Komutanı Tümgeneral Dursun Bak'/n makam otosunun tahrip edilmesini gördü- nüzmü?" İlknur: "Evet gördüm. Korkunç bir olaydı. Tuncelililer bundan çok rahatsız oldu. Dursun Paşa, iki yıldır Tunceli'de. Halkla diyalog kuran, onlan incitme- yen, inançlanna ve düşüncelerine saygı gösreren bir asker. Tuncelililerin Dursun Paşası." "Olaylann başlamasının ana nedenini aktanr mı- sın?" İlknur "Tunceli'de banş ortamından birilerinin rahatsız olduğunu düşünüyorum. Ben orada dört gün kal- dım. Dışandan gelenler Tunceli'dek/ banş ve kar- deşlik ortamından rahatsız oldular. Burada asıl önemli konu Vali Mustafa Erkal'ın, Tunceli'ye kış- kırtıcılann geleceğini hesap etmemesiydi. Tanıt- ma Fonu'ndan 50 milyaryardım alındı diye Dev- let Bahçeli'ye teşekkür pankartı asılmamalıydı. Çünkü bu parayı Bahçeli cebinden vermedi..." "Festıvalin ikinci günü asker ve polis kent mer~ kezinde yürümüş, doğru mu?" İlknur: "Evet doğru. Sincan benzeri bir balans ayan Tunceli'de de yapıldı. Kente giriş ve çıkışlarda iki yıldır uygulanmayan arama, tarama ve kimlik de- netimi uygulandı. İki saatlik Munzur Vadisi'ne beş saatte ulaşılabildi. Uygulama bir gün sonra kaldı- nldı." • "Gazi olaylannın bir benzeri Tunceli'de yaşana- bilirmiydi?" ilknur: "Festival düzenleme kurulu, asker, polis ve Tun- celi halkı sağduyulu davranmasa Gazi'den beter olurdu..." • • • Belediye Başkanı CHP'Iİ Hasan Korkmazdaçı- kan olaylann fazla büyütülmemesi gerektiğini söyleyip ekliyor: "Olaylan dışandan gelenler çıkardı..." Hem Munzur Festival Kurulu, hem yerel yöneti- ciler, hem de dışarıdan gelen kışkırtıcılar kendile- rine şu soruyu yöneltmeli: "Demokrasi bir yaşam biçimi değil midir?" Merak ediyorum ne yanıt verecekler!.. Tunceli'de yaşananlardan ders çıkarmak gerekiyor... hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Macaristan'a F-16 önerisi' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanlığı'nın, Macaristan'a. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait 20 adet F-16 C ve 4 adet F-16 D'nin 10 yıl süreyle kiralanmasını öngören bir öneri sunduğu bildirildi. Milli Savunma Bakanhğı Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre konu. Milli Sa\ unma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun 18 Nisan 2001 tarihinde bu ülkeye yaptığı ziyaret sırasında gündeme geldi. Macar yetkililerinin satın almak yerine kullanılmış savaş uçaklannın kiralanmasına karar verdikleri, seçim konusunda da sonuç • aşamasına geldikleri belirtildi. ErcanVuralhanserbestbipakıldı • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürlüğü Korumalar Şube Müdürlüğü'ne önceki gün başvurarak koruma isteminde bulunan ve kaçınldığı iddialanna ilişkin Gasp Büro Amirliği'nde ifade verdikten sonra gözaltına alınan eski Milli Savunma bakanlanndan Ercan Vuralhan, dün sabah İstanbul Adalet Sarayf na getirildi. lzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nce hakkında • verilen gıyabi tutuklama karannm düştüğünün öğrenilmesi üzenne Infaz Bürosu'nda işlemleri tamamlanan ve tutuklama karannın düşümü yapılan Vuralhan, serbest bırakıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear