23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AĞUSTOS2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ANAP Kurultayı bugün •başlayacak olan ANAP'ın tarihinden bir yaprak: Bundan 18 yıl önce ABD yönetimine yakınlığı ile bilinen The Wail Street Journal gazetesinde yine 1983'ün Ağustos ayında çıkan bir başyazıda şu ifadelere yer verilin "Amerikan diplomasisinin Türk generallerinden (12 Eylülcülerden) bilmelerini kesinlikle istedikleri nokta şudun Toplumda gerginlik yaratılmadan seçimlerde Özal'/n partisinin kazanması, demokrasiye erken dönüş için esen bir ümit rüzgândır. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, bu işin üstesinden gelinmesini dikkatle izlemektedir." 1983'te ABD'nin seçimleri kazanmasını istediği özal'ın partisi, yani ANAP yine iktidarda, ABD yine "işlerin üstesinden gelinmesini" dikkatle izliyor. Ülkenin düştüğü durum da ortada. ISIKKANSÜ Kaynaklar nasıl boşaltılıyor? Askılı iktisat vıdı vıdıcılannın aksine, OD- TÜ ööretim üyesi Prof. Dr. Cem Somel'in Türk-lş yayınları arasından çıkan "Küresei- leşen Dûnyada Kalkınma Stratejisi Nasıl Olmalı?" başlıklı makalesint okumak, ya- şadıklarımızı ne güzel algılatıyor bize... Cem Somel, "Azgelişmiş toplumlann en bariz özelliği, fert başına sabit sermaye stokunun azlığı ve teknolojide dışa bağım- lılıktır" diyor ve azgelişmiş ülkelerde yoğun yatınm yapılamadığının altını çiziyor. Neden yatınm yapılamıyor? Somel, şöy- le açıklıyon "Bu ülkelerde uygulanan siya- setter, yatınma yönlendirilebilir kaynaklann birkismtnın gelişmiş ülkelere transferineyol açmakta, kalanın da ülke içinde lüks tüke- timde ve gereksiz harcamalaria israfedil- mesini sağlamaktadır." Hayır, hayır! Kay- nak transferinden dış borç ödemelerini fi- lan kastetmiyor Prof. Somel. Bambaşka bir örnekle açılım sağlıyor: "Satın alma gûcû paritesi, çok sayıda mal ve hizmetten o/u- şan bir meta kümesinin ABD'deki ve diğer bir ülkedeki maliyeti karşılaştmlarak o di- ğer ülkenin parası için bulunan nazari bir dolar kurudur. Belirli bir temsili mal ve hiz- met kümesinin Türkiye'deki fiyatı 450 mil- yon lira, ABD'deki fiyatı 1000 dolar ise, Türk LJrası'nın satın alma gücü paritesi, 1 dolareşittir 450 bin lira olur. Zira Türkiye'de 450 bin liranın satın aldığı metalar ABD'de bir dolara satın alınabilmektedir. Türkiye 'nin satın alma gücü paritesi, ca- ri piyasa kurunun yansı civannda seyret- mektedir. Mesela, satın alma gücü parite- si 450 bin lira, cari kur 900 bin lira olsun. Türkiye'de bir üretici 450 bin liraya üretti- ği birmetaı ABD 'ye ihraç ettiğinde, cari bir dolar eşittir 900 bin lira kurundan bu ihra- catı karşılığında elli sent (yarım dolar) ka- zanır. Oysa, satın alma gücü parftes/ne gö- re o meta/n ABD 'deki fiyatı bir dolar civa- nnda olmalıdır. Türkiye'den ihraç edilen o metaın ABD'deki gerçek değerinin yansı, yani elli sentAmehkalı ithalatçıya kalır. Tür- kiye, bu ihracatta ihraç metaının ABD'de- ki değerine nispetle yüzde 50Tıkbirkazan- cıyitirmektedir. Öteyandan, ABD'de bir do- lan TL'ye çevirerek Türkiye'den, ABD'de alı- nabilecek meta miktannın kabaca iki mis- li satın alınabilmektedir. Türkiye 'nin buyoldan1995 'te OECD ül- kelerine gayrisafimilli hasılasınınyüzde 10'u kadar bir meblağı kaptırdığı hesap/anmış- tır. 120 ülke için yapı/an hesaplamada bu haksız ticaret kazancı yoluyla az gelişmiş ülkelerden 1995'te OECD ülkelerine 1.2 ilâ 1.8 trilyon dolar arasında bir meblağ aktanldığı tahmin edilmiştir. Bu, takriben OECD ülkelerinin gayri safi milli hasılası- nın yüzde 8'i, azgelişmiş ülkelerin gayrisa- fi milli hasılasının yüzde 24 'üne eşit idi." Gümriik biriiğinden çekilir, IMF ve Dün- ya Bankası'nın istemlerini yerine getirmez- sekfelakete uğrayacağımızı söyleyenlere Somel'in yanıtı çok kısa: "Gerçek, bu iddianın tam zıddıdır. Tür- kiye ekonomisini yabancı sermayeye, ya- bancı teknolojiye bağımlı kılan, emeğimi- zi sûrekli ucuzlatma mecburiyetini arttıran ve sabit sermaye birikimini köstekleyen, bu dış taahhütlerin, anlaşmalann, birleşme- lerin dayattığı politikalardır." Somel, çıkışı da gösteriyor: "Ülkemizde büyük bir tasarruf potansi- yeli mevcuttur ve bu potansiyel, lüks, za- ruri olmayan tüketimi ve israfı azaltarak kı- sa sürecfe seferberedilebilir. Türkiye'nin mil- li hâsılada tasarrufve yatınm oranlannıyüz- de 40 gibi birseviyeye çıkarmamamız için bir sebep yoktur. Bunu Türkiye'den daha fakir ülkeler başarmıştır. Kalkınma strate- jisinin temel ilkeleri, tasanvfu ve yatınmı mümkün mertebe arttırmak ve ülkeyi tek- noloji üretir hale getirmektedir." Kalkınma stratejisi mi, bile bile soyulmak mı? Seçenek elimizde... Güneş, ilk istasyonunda daha. Çocuklann uykusu Doğu'nun kirpiklerine asılı. Deniz buğulu sabahtaytz... Güz fıdecisi büyükanne, bir daldtnşta saksıda yeşertmiş kestaneyi. Sehere hiç uzak değil, Kestane toprakla tanışacak gün doğumunda. Büyüyünce ağaç olacak, kestane gölgesi... Siz de bahçıvan olun bu sabah, kestane fideniz olmasa da dikilecek, Melih Cevdet Anda/m dizeleri düşsün aklınıza: "önce küçük rüzgârtar uyanırdı / Dört perili kestanefikte, I Gûneşin ipeğini çözerdi bir tavus, / Ama gerçekdışıydı sabah, I Doğallığını yitirmiş bir ölüm gibi, I Umarsız karşıla ikisini de. / Eyperdenin önünde oynanan Dörtfeme, I S&n zaman değilsin, döne durt" ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLl) 'Beyaz Adam' Bizi Çok Sevdi! IMF'nin ağır adamı Stanley Fischer geldi ve bize "lyiyolda- sınız" deyip gitti... Biz de "Vay be, demek ki iyi yoldaymışız" diye kendimizden geçercesine sevindik... Zaten Fischer, buraya moral vermeye geimişti. Ziyaretin ama- cı buydu... Geltp "Ekonominiz mahvol- muş durumda, bu işibeceremi- yorsunuz... Kökten karariaralma- dıkça sizde ne kriz biter ne de bize bağımhlık" diyecek haliyok- tuya!.. öteyandan, işleryolundagit- se, Fischer buraya niye gelsin?.. Gelir de tatile gelir, Bodrum'a gelir... Amaç, "hasta adama" moral vermek: - Oooo, bayağı toparlamış- sın... -Amahiçhalimyok... - Hayır hayır, gayet iyisin!.. - Yannımdan endişeliyim... - Merak etme sen!.. Biz des- tek olmaya devam ederiz, sen yeter ki dişinden tımağından art- tınp borcunu düzenli öde!.. Yü- züne kan gelmiş valla!.. Fischer, önemli ekonomist- leıiekahvaltıyaptı... Bu kahvaltı, bizimkilerin hayat- taki en önemli kahvaltılan ol- du... Birtanesi "Gençliğimizinido- lüyle tanışma, bu 'Tanrı' gibi adamla kahvaltı etmek inanıl- mazdı" diyecek kadar coştu... Dinin para olursa Tannn da Fischer olur!.. Beyaz Adam geldi, biz zaval- lı sömürge halkına umut dağıt- tı, sırtımızı sıvazladı, bize dolar huzuruna giden doğruyolu gös- terip ülkemizi kutsadı ve gitti... Biz de bu büyük insan ayağımı- za kadargeldi, bizi çok sevdi di- ye nasıl mutlu olduk... Yani, buraya gelmeyip Ame- rika'dan "Ekonominiz doğruyol- da" dese bu kadar sevinilmeye- cekti!.. Bu aşağılık kompleksi ne- den?.. Hadi, yabancı futbolcular, da- ha ülkeye adımını atar atmaz omuzlara alınır, her nedense ona yalakalanma derecesinde gös- terilen büyük ilgi taraftaıiık sa- nılır, onu anlıyorum... Sonuçta futbol kültüründe lümpenlik illa ki var, tavır ve ölçü fazla aran- mamalı... Ama söz konusu ekonomi, politika, sosyoloji... Hesap-ki- tap belli... Sistemler, ideolojiler, makro hareketler, başan ve ba- şansızlığın nesnel koşullan or- tada... Tekn*"uzman Fıscher'e yalakalanmak neden?.. Ne sevgimizi, muhabbetimi- zi ne de öfkemizi, üzüntümüzü abartısız gösteremez mi olduk?.. Tersini düşünün: Herhangi bir nedenden dola- yı Fischer "Türkiye'den hiçbir şey olmaz, bu kriz size az bile" deseydi ne olacaktı?.. Ne olacağını söyleyeyim, kri- zin büyüğü olacaktı!.. Polrtikasından medyasına, iş dünyasından bürokrasisine "or- takseçkin ruh" bu varsayım söz- leri "lanetleme" olarak niteleyip gerçege dönüştürmekte bir an bile tereddüt etmeyecekti!.. Kimse "Yahu bu sözler, etike- ti ne olursa olsun, sadece bir adamn görüşleri, biz açlık için- de kurtuluş mücadelesi yapmış bir ulus değil miyiz, savrulup yı- kılmanın anlamı ne" diye sor- mayacaktı!.. Sonrasında da Fischer "bir numaralı Türk düşmanı ve dış mihrak" ilan edilecekti!.. Biz bir halksak, krizden ve zincirlerimizden hep beraber kurtulabiliriz... Ne Stanley Fisc- her, ne Kemal Derviş ne de bir başka isme tapınıp yalakalana- rak zengin Batılının karşısında el pençe küçülerek değil!.. Cumhuriyet okuyucusu bilir, ama yine de paylaşmak istiyo- rum Bertolt Brecht'in "Yaratan Kim?" adlı şiirini: "Yedi kapılı Tebai şehrini kuran kim? Kitapta yalnız krallann adını yazıyor, Yoksa krallar mı taşıdı kayalan? Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan Kim vurmuş Babil'i her seferinde? Aitınşehir Uma'nın hangi evlerinde oturmuş acaba yapı /şç/teri? Nereye gittiler dersin Çin Seddi'nin bittiği gece duvarcılar? Yüce Roma'da zaferanıtı çok Kimlerdi acaba bu anıtlan dikilen? Sezar kimleri yendi de, kazandı bu zaferieri? Dillere destan o/muş Koca Bizans'ta Yok muydu saraylardan başka oturacak yer? Atlantis'te, o masallar ülkesinde bile boğulurken insanlar gece yansı bağınp imdat istemişler köte/erinden. Genç Iskender, Hindistan'ı zapt etti, Bir başına mı? Sezar, Galyalılan yendi, Bir aşçı olsun yok muydu yanında? Ispanyalı Fılip ağlamış derier batmca tekmil fîTosu, Ondan başkası ağlamadı mı acaba? Kitaplann her sayfasında bir zafer, Pişiren kim zafer aşını? Işte bir sürü o/ay sana Vebirsürü soru..." Tarihin sadece içinde bulun- duğumuz anına bakarak esen rüzgâra göre tavır almak bilin- ce yakışmaz... Her alanda ve hep beraber özgürleşmek, insa- nın gerçek savaşımı... Bu aynı zamandaefendi ile kölenin, ka- ranlık ile aydınlığın, sermaye ile emeğin, sağ ile solun mücade- lesi... Bu dünyadan memnun olanlar sağ kalsınlar, tüm dün- ya solcularının gücü bu dünya- yı değiştirmeye yeter, yetecek- tir... Dijital zincirlerimizden baş- ka kaybedecek neyimiz var?.. • • • Nâzım Hikmet'in hepimize mirası "Kuvayı Milliye Destanı", sevgili Nuri Kurtcebe Ağabey tarafından resimlenerek değer- li bir kitap oldu... Bu emek, sev- gi ve sabır dolu kitap için kitap- lığınızda güzel bir yer ayırınL Bine sağlık Nuri Ağabey (Kuvayı Milliye, Nâzım Hikmet-Nuri Kurt- cebe, Leman Yayınlan). Ankara'daki genç konservatuvar Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, daha çok genç bir okul. 1999doğumlu. Önümüzdeki öğretim yılında koro anasanat dalında 30, modern dans anasanat dalında da 10 olmak üzere 40 ögrenciyi egitecek. Konservatuvann tasarlanan tam yapılanma tasarımına bakılacak olursa, dört ayrı bölüme bağlı olarak 20'ye yakın anasanat ve anabilim dalı kurulması gerekiyor. özetle, okulun önünde uzun ve zoriu bir yol var. Konservatuvar Müdür Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Nedim Yıldız, "Kalkınmanın; bilim, sanat ve ekonomi alanlannda hep birden gerçekleşirse doğru ve etkili olacağı gerçeğini kavrayarak yola devam etmek" istediklerini söylüyor. Konservatuvar öğretim kadrosu ile öğrencilerinin desteğe, yüreklendirilip cesaretlendirilmeye gereksinim duyduklan kesin. Dileriz, Cumhuriyet'in ilk meyvelerinden biri olan Ankara Üniversitesi, emekleme dönemini aşan, kendi ayaklan üzerinde durmaya çalışan bu öz evladına da elini uzatır. KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARAU KEDt LEVO APTVLİKA e-posta aptulikaelcioğlu(n hot.mail.com. YOO OKAZ>AR sAH M7.I Şt TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN SAÇIA İLGİNC BİR Kİ$İ: EŞREF SEFİKf. 1S36'PA BÜSÜN, ûMiü GAzerecı ve RAPYO spitzem EÇ&EF ŞE&K (ATHBEY) OÛNYAYA SELLfiÇTİ. BUZ &ÜeE,FKAN£*'OAKi SİrAGt **•"'" OKULUNDA Ö6/ZENİU GÖ&EN SŞttEF ÇE&K,I- DÜNYA SAV4ŞI YIUCA yuGGA OÖNBREK ÇANAKKALE SAI/AÇl 'AM 6ÖNÜILÜ KArtUMfrt.SAVAÇTfiU GONBA 6AZ£rECİÜK yAPMAYA LAMIŞ, MMA SON/SA DA İSTKHgUL BAbnjSu'NUN tUftSUClt LAKt ABASMDA YER ALM/Ç71. ÖZELUfCLE 6ÜHEÇ <Ae\ LAŞMALA&HI AKTAKMASfyO 7*N/NAN £ÇKe/=-ŞBF/IC'fN —NtOJ ÜSLUgUVlA VAPTJ&t SOHSET PKO6BAMLAIBI •^OK. SEVlLMGIO~By0t• KOMUÇiAALAKINPAN Sİ/İİN- !>£ ŞÖYLE GEMİÇTf ! "EF&JDİM, BİR OİNIJEYİCİMİZ. SOGUYPK, 8AU/Z KAVAâA ÇJKAK. M/YMtÇ?" "ÇtM* "AFRİtZA 'NfN OENİ2E tCIVISI OiAN glR ÜLKSSifJDe, MBDOÜCE ZNZ ÖYLE KUVVertl OUJRMüÇ KJ, DENİZ yÜKSeUÜCE, KlYIOAK/ GÖLCÜK ASLÎYE HUKUK v HÂKtMLİĞt'NDEN EsasNo 2000/1366 Davacı Axa Oyak Sigorta vekili tarafından davalılar Kemal Yaman, Mehmet Yaman ve Güneş Sigorta akyhinde mahkemetnize açüan alacak davasının yapüan açık yargılaması sırasında venlen karar gereğince, Da- valılar Kemal Yaman ve Mehmet Yaman'a dava dilekçesi ve duruşma gü- nü, tüm aramalara rağmen tebliğ edilememiştir. Mahkememizce yapılan dumşma 18.10.2001 günü saat 10.20'ye bırakılmış olup, belırtilen gün ve saatte davalılar Kemal Yaman ve Mehmet Yaman'ın mahkememızde bizzat hazır bulunmalan veya kendilerini bir veltil ile temsil ettirmeleri, ettirmediklen takdirde dvmışmaya yokluklannda devam edilecegi ve ka- raı verilecegı, ılan tarihinden itibaren 1 ay sonra kendılerine tebliğ edil- miş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 18.10.2001 Basın: 44929 Cumhuriyet Mahallesi 2. Kısım'da projesi haztr, tûm masraflan ödenmiş satılık 400 m* arsa. 0 / 532 314 34 13 - 0 216 / 418 83 66 Bahçeşehir-Boğazköy'de S.S.Basuv Emekçileri Kooperatifi'nde %90'ı bitmiş 95 m2 'lik daire hissemi devrediyorutn. Tel: 0535 556 90 59 Şile Ahmetli Köyü'nde kooperatif inşaatı devam eden doğa ve deniz manzaralı triplex villa hissemi devretmek istiyorum. TeJ: 0535 941 05 86 GORUŞ EMÎN GÜRSES Güney Kafkasya'da İstîkrar Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da ticari ve şiyasi istikrar birbirinin tamamlayıcısı durumundadır. Özellikle ticari faaliyetlerde olumlu gelişmelerin ya- şandığı bölgelerde siyasi istikrar daha sağlıklı temel- lere oturtulabilmekte, sağlanan siyasi istikrar ise ti- caret hacminin daha da büyümesinin yolunu açmak- tadır. Mart 2001 'de Batum'dayapılan "21. Yüzyılda Gü- ney Kafkasya Ülkelerinin Siyasi öncelikleri" adlı ulus- lararası konferansta Acaristan Özerk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aslan Abaşidze yaptığı konuşma- sında Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya arasındaki ilişkilerin normalleştirilemedığini, bunda özel- likle Karabağ ve Abhazya'daki gelişmelerin olumsuz etkisinin olduğunu ifade etmekteydi. Belirsizlik, böl- ge ülkelerinde, kaynaklan kontrol etmek amacıyla iktidarda kalmak için her türiü yöntemin kullanılma- sını haklı kılan bireğilimin güçlenmesineyol açarken ticari ve siyasi sorunlann çözümünün ertelenmesine ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi- nin güçleşmesine neden olmaktadır. Kafkasya'da karşılıklı ilişkilerin olumlu yönde ge- lişmesi için bölgede ekonomik sorunlann öncelikle bir çözüm yoluna sokulması zorunludur. Acaristan'da sağlanan ticari -güvenlik buradaki yatırımlan olumlu yönde etkilemektedir. Trflis'teki ekonomik sıkıntilar, hükümetin bir kısım devlet memurlannın maaşlannı vermekte zorlanması sonucunu doğurmuştur. Bazı güvenlik görevlilerinin belirsizlik ortamından yararian- mak için çete oluşturanlarla işbiriiğine girmeye baş- laması, buradayatınm yapan, özellikle Türk işadam- lannın faaliyetlerini zora sokmuştur. Bireysel çabala- nyla Kafkasya ve Hazar bölgesindeki diğer ülkelere ihracatyapan veTıflis'te silahlı soygunlarla stk sık kar- şılaşan Türk ihracatçılanna Türk Dışişleri ve Tiflis'te- ki büyükelçilik yetkililerinin yeterince yardımcı olma- dıklan, başvurulannı değerlendirmekte geciktikleri yolunda şikâyetler gelmektedir. Tiflis'te, Kafkasya ve Hazar bölgesi ülkelerine mal dağıtımt yapmak üzere depolar kuran bir şirket yet- kilisi haziranda 35 bin dolarlannın, temmuzda ise 7 bin dolariannın silahlı soygunla çalındığını ifade edi- yor. Güvenlik sorunlan nedeniyle alacaklannı dahi is- temekte zorianan bu ihracatçılann sorunlanyla yete- rince ilgilenilmemektedir. Tiflis'te bazı bürokrat ve güvenlik görevlilerinin yasadışı gruplarla işbiriiğine kay- maları burada ticareti engelliyor. Yoksullaşmayı art- tıran bu gelişme, yasadışı yollara kayan insanlann art- masına ve siyasi istikrann tehdit edilmesine zemin ha- zırlıyor. Trflis'teki sorunlara karşın, Bakû'de Türk büyükel- çiliği ve Azeri yönetiminin işbiriiği sonucu Türkiye'den giden yatırımcıların güvenlik sorunu önemli oranda çözülmüştür. Batılı petrol şirketlerinin yatınmlan so- nucu ülkeye aktanlan kaynaklann Bakû'deki yaşam standardının arttınlmasına katkı sağladığı gözlenebil- mektedir. Güvenli ortam ticareti arttınrken refaha da katkı sağlamaktadır. Erivan, kaynak bulduğu sürece Gürcistan ve Iran üzerinden tüketim mallan ihtiyacını karşılayabiliyor. Kaynaklann kıtlığı, bu kaynaklar üzerinde rekabeti art- tınyor. Kıt kaynaklan kontrol etmek amacıyla yapılan iktidar yanşı siyasi güvenliği tehdit ediyor. ABD Se- natosu Dış OperasyonlarTahsisat Alt Komitesi'nin 2002 mali yılı için Erivan'a 90 milyon dolar mali destek sağlama karan alması ise Erivan'ı biraz rahatlattt. Ankara-Erivan ilişkilerinin geliştirilmesi için örgütle- nen, Türk ve Ermenilerden olusan gruba karşı Eri- van'daki Daşnak hareketi ile Türkiye'ye karşı cephe- nin zayıflayabileceğinden korkan ve düşmanltktan beslenen ABD'deki bazı gruplann engelleme girişim- lerinin sürmesi, Ermenistan'dayoksulluğa katkı yap- maktan başka bir işe yaramadığı gerekçesiyle sıra- dan halk arasında rahatsızlık yaratıyor. Bakû ile Tahran arasında Hazar Denizi'nde petrol ararna konusunda 23 Temmuz'da yaşanan anlaş- mazlığın sürmesi, bölgesel ticari ve siyasi gelişme- leri olumsuz etkileyebilir. Iran'ın Hazar 1 dayüzde 13'lük hisseden memnun olmadığı ve yüzde 2Q'lik hisse ta- lebinde ısrartı olduğu görülüyor. 20 Temmuz'da Ba- kû'de, Iran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başka- nı Ruhani ile görüşmesinde Aliyev, bu sorunun gö- rüşmelerie çözülebileceğini, fakat zaman alacağını ifa- de etmişti. Bölgedeki gelişmeler ticari ve siyasi alandaki dü- zenlemeleri etkiliyor. Ticari ilişkilerden sağlanacak refahın Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da si- yasi istikrara katkı yapacağı, ticari ve siyasi istikra- nn ise askeri alanda Soğuk Savaş sonrası doğan gü- vensizliğin azaltılmasına katkı yapabilecek görüş- melerin önünü açacağı açıktır. Ankara'nin bu alanda katkısı bekleniyor. E-posta: emingurses(â yahoo.com Faks:0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Belçika'da 1 yaşayan bir halk. 2/ Halk 2 şairi... Yavru 3 ya da yemiş 4 yetiştirecek c duruma gel- miş olan hay- van ya da ağaç. 3/ Bü- yük piliç... Dört Hali- 9 fe'nin sonuncusu. 4/ Altuıın, simgesini al- dığı Latince adı. 5/ Yön göstermek için belli yerlere konulan . işaret... Bir ay adı. 61 5 Dansta erkeğe eşlik eden kadın... Terzi- nin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçimvermesi.7/ts- tanbul'un bir ilçesi... Borudan kol almakta kul- lanılan bağlantı parçası. 8/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunma- yan nitelik. 9/ Öngün... Itici neden, güdü. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlılann Eflak ve Boğdan beylerine ver- dikleri san. II Üye... Bir yıldızın parlakhk bakı- mmdan bulunduğu basamak. 3/ Antalya'nın bir plajı... Afrika'da bir ülke. 4/ Çok verimli olan... Doku teli. 5/ Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplan- tı. 6/ Bir nota... Özsu. II Yurdumuzun Göller Yö- resi'nde bir dağ... İlgi eki. 8/ Akciğerleri dinler- ken hekimin duyduğu patolojik ses... Bir şeyi anımsamak için yazılan kısa yazı. 9/ Kayısı. erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu... Kitap getir- memiş peygamber.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear