28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 1 AĞUSTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 13 Aşk ve aldatma sarsıntılannın güldürüsü 'Town & Country' bugün gösterime giriyor EvBBk geıııisi alabora ohırkeıı SUNGU ÇAPAN Bugün gösterime giren "Tovvn & Country" - Minik Kaçamaklar", yıl- larca aynı yastığa baş koyup bırlıkte yaşlanaral nice badireyı göğüsledik- ten ve çoluk çocuk yetiştirdıkten son- ra bıle "hâlâ karşı cinsin gizeminin' çözülemediğı. sadakat sorunlannın altını oydtğu 'yüce' evlılik kurumu- na, ebedi karı-kocalık durumlanna alayla bakan. yeni bir Amerikan ko- medısi. Ortadan kaybolan Irlandalı bır te- norım gerçek yaşamöyküsüne daya- narak müzıkle tdanda kır manzarala- nnı birieştıren, 1994 Istanbul Festiva- li"nde seyrettiğimiz, sevımli bir ko- medı nıtehğindeki "Hear My Song- Şarkımı Dink'yle anımsadığımız, fo- toğraf- liyatro eğitinıı ve oyunculuk- tan gelen. 1956 doğumlu lngılız yö- netmen Peter Chelsom Amerika'da. ünlülerden oluşan parlak bır kadroy- la çekmış "Minik Kaçamaklar"!. 1990"ların ikıncı yansında görmedı- ğimiz "Funny Bones~uyla "The Mighty"sinin de güldürü ağırlıkh ol- duğu düşünülürse, öncelıkle komedı- yı benimsediği anlaşılı\or Chel- som'ın. Oldukça canlı. neşeli bır biçimde başlayan "MinikKaçamaklar". diin- yalığını düzmüş, yaşını başını almış, refah ıçinde yüzen, başarılı mimar Porter (VVarren Beatty) ve tasanmcı kansı Ellie (Diane Keaton) çıftiyle yakın dostlan olan. Porter'ın eski göz agnsı Mona'yla(GoldkHawTi)koca- sı Griffin'ın (Garry Shandling) bek- lenmedık komik durumlara gebe hı- kâyesını anlatıyor. Town & Country Yönetmen: Peter Chelsom Senaryo: Michael Laughlin, Buck Henry Kamera: VVilliam A. Fraker Müzik: Rolfe Kent Oyuncular: VVarren Beatty, Diane Keaton, Goldie Hawn, Garry Shandling, Andie MacDovvell, Charlton Heston, Nastassja Kinski, Jenna Elfman, Josh Hartnett ABD 2001 (Umut Sanat) Vaktiyle Warren Beatty'nın hem oynayıp hem yönettıği, epey mendil ıslatrnış "Reds- Kızuiar"dan yıllar sonra kocamış halleriyle Beatty-Ke- aton ikılisıni (ve "Shampoo"dan yi- ne yıllar sonra Beatty'yle Goldie Hawn'ı) yeniden bir araya getiren "Minik Kaçamaklar"da Mona'nın, orta yaş bunalımında, yenı cinsellik arayışlanna yönelmiş kocasının ıliş- kisi olduğunu öğrenmesiyle evlilik sarsıntılan açığa çıkıyor gümbür gümbür. Böylece ikı çıftin günlük gü- neşlik tasvır edilen sahte mutluluk tablosunun renklen giderek solmaya başlıyor. Griffınin cınsel yaşamında yeni bir sayfa açmaya kalkışması. iki aile bireylenni de derinden etkılıyor. İki kadın kocalanna karşı dayanışma içi- ne girerken Porter. çocuk doğurmak ısteyen. güzel bir çellistle (Nastassja Kinski) Paris kaçamaklan yapıyor. Üstelik kocasından intikam alma der- dindeki, eski tanışı Mona'nın 'anisal- dınsına' da karşı koymuyor, sadaka- tinden gitgide kuşku duyan kansı El- lıe'yle arası açılıyor. Mona'nın açtı- ğı boşanma davasıyla dirlik-düzeni bozulup kafası kanşan Porter, ahlaki standartlannı gözden geçirip geçmi- şinin muhasebesine girişirken ışler bütünüyle karmakarışık bir hal alı- yor... Yine duygusal komedi kulvannda koşturan, deneyimli senarist-yönet- men Michael Laughlin le eski ko- medyen Buck Henry'nin senaryosu- nu yazdığı film. 1940'ların Ameri- kan güldürülerinin izini sürüyor, gag- lar ve güncel esprilerle kanşık. Yery- er güldürme katsayısı yükseliyor, ke- yifvegırgıröne çıkıyor. Ne varkiev- liliğe ilişkin beylik yaklaşımı ve esp- nleri. yorumları. vurgulamalan gide- rek basmakalıpiaşan bu sofistıke ko- medi denemesi, orta karar bir ritm tuttursadatambirözgünlüğepek ula- şamıyor. genel düzeyiyle sıradanı aşamı> or. Tam bir Hollywood yapımı burju- va vodvıli şamatasına dönüşen fil- min. aşktan. dostluktan dem \uran, tuzu kuru. şık, yaşlı kahramanlannı canlandıran, eski-yenı, ünlü oyuncu- lan da filmi şirinleştirip çekici kıl- maya uğraşıyor. Sonuçta hoşça vakit geçirten, gişe- ye yönelik tezgâhlanmış bu fars. fn- gilız yönetmen Chelsom adına büyük birbaşan sayılmasa da, ABD'dekı ka- riyerini sürdürmeye yeter herhalde. Orta yaş bunalımındaki kocanın sa- dakatsizliği üstüne kurulu film, yer y- er sevimli. yer yer düzmece kaçmış, kısa kısa gülümseten. dağınık bir ko- medi. 'Gay'liğe düınen kıran Gnffin rolündeki Garry Shandling'in perfor- mansma dikkat. Sürekli şırin olmaya çalışan Goldie Havvn'la aslında Hollywood'un en iyi komik oyuncu- lanndan Diane Keaton'ın 'kayboldu- ğu' fılmde artık 6O'lı yaşlarını süren. hep ön plandakı 'kasıntı" Beatty haz- retlerinin yorumuysa tek kelimeyle güliinç kaçmış. 'Yanşçı', seyirciyi hızla giden arabanın direksiyonuna geçirip sürücüyle özdeşleştiriyor Pîstte ve aşkta yarışarılarStallone'la yönetmen Hartin'in "CKffhan- ger-Dağcrdan 8 yıl sonra bir kez daha bir- likte çalıştıklan "Driven- Yarışçı" Toron- to'dan Detroit'e, Avustralya'dan Alman- ya'ya dek dünyanın en ünlü otomobil yan- şı pıstlerindeki farklı kuşaklardan yanşçılar arasında. göz yaşartacak denli insancıl bo- \utlarda geçen. erkekçe bir dayanışma. dost- luk ve kahramanlık öyküsünü anlatıyor. Stal- lone'un çeyrek yüzyıl önce üne kavuştuğu "Rocky"nın başarı reçetesını uygulayarak yazdığı. naıf ve şematik bir senaryodan çe- kilen "YanşçT, Fin asıllı. aksiyon ustası yö- netmen Renny Harlin'in imzasını taşıyor. 1990'h yıllarda "Die Hard 2", "Oiffhan- ger". "Cut Throat Island". "The Long Kiss Goodnight*". "Deep Blue Sea-Mavi Korku" gıbı filmlerıyle Hollyvvood'a kendıni kabul ettıren, oyuncu Geena Davis'le ev lenıp ayn- lan Harlın "Yanşçrda, günümüzde endüst- riye dönüşmüş, ünlü markalann ölümüne kapıştığı. büyük paralann döndüğü araba >anşı âleminden bıldik. seçmece hız tutku- nu karakterlen önümüze sürüyor. Hızlı mü- zik, ucuz diyaloglareşliğinde, aksiyonubol, renkli yanş ve seyirci manzaraları sunan. "MTVtarzT.klibimsi biranlatımla. Gerçek yanş görüntüleriyle harmanlanmış. şımdıye dek çekilmiş "en hızh yanş ve inanümaz ka- za sahnelerine" sahip "Yanşçı"nın görsel düzevıne diyecek yok. Sığ ama yer yer me- rakliMiıın ağzının suyunu akıtacak cinsten. sürükleyici bir spektakl havasında sürüp gi- den filmin çekimleri "süper". Ama drama- tık yapısı zayıf. Kahraman yanşçılann şeref kürsüsünde şampanya>la birbirlerıni ıslat- tıklan bir dostluk finaline bağlanan bu cila- lı "Yanşçrnın özünde de yeni hıçbir şey yok. Stallone. vaktiyle zirveye çıkmış ama bir başka vanşçıyı, arkadaşı Carl'ı (Burt Rey- nolds) tekerlekli sandalyeye mahkûm eden Driven Yönetmen: Renny Harlin Senaryo: Sylvester Stallone Kamera: Mauro Fiore / Müzik: Brian Transeau / Oyuncular: Sylvester Stallone, Burt Reynolds, Kip Pardue, Til Schvveiger, Gina Gershon, Estella VVarren, Stacy Edvvards, Robert Sean Leonard, Christian De La Fuente / ABD 2001 (Medyavizyon). fecı bir kazadan sonra pistleri terk edip ken- dı köşesıne çekilmiş. eski kurt sürücü Joe Tanto'yu oynuyor. Mesİeğine daha ıyi konsantre olup şam- piyon olarak kalmak için sevdiği kızı yüz üs- tü bırakan. "soğuk nevale'', hırslı bir Alman sürücü Beau Brandenburg'la (Til Schvveiger) rekabete girişen. yetenekli çaylak sürücü Jimmy'yi (Kip Pardue) yetişrirmek görevı Joe'ya düşüyor. Jimmy Beau'ya geçilince. Motorola takımının patronu Carl eski arka- daşı Joe'yu çağınyor. genç ve toy Jimmy'ye birikimiyle yardımcı olması için. Kompleks- li, paragöz ağabeyinin (Robert Sean Le- onard) bunalıma soktuğu Jimmy'yle bir çe- şit usta-çırak ilişkısi içinde yakınlaşıyor, az- min yetenekten üstün olduğuna ve "zafer anındaki safhğa" inanan, aynı yollardan da- ha önce geçmış Joe'muz. Sevılmeyen usta Beau'ya karşı sportmen- ce bir mücadeleyi sürdürüyor centilmen iki- limiz. O yanş, bu yanş derken iki saat kadar süren bu bevlik yanş aksiyonundaki. habire hav alarda uçuşup parçalanarak yanan araba- lardan sıynk almadan kurtulan kahraman- lanmızın tabii ki sevgilileri de olacak, eski-yeni. Bir ara Jimmy'ye meyleden ama sonra sevdiği Beau'ya dönen "groupie" Sophia (Kanadah çıtır Es- tellaVVarren), Joe'nun arkadaşı Mem- mo'yla (Fuente) evlenmiş, zehir dilli eski kansı Cathy (Gina Gershon), Joe'ya huzur veren spor muhabiri Lucretia (Stacj 1 Edwards) gibi. Zaten kadınsız yanş filmi nerde görülmüş ki? Bize yıllar öncesinin, araba yanşçılannın özel hayatlanna ve aşklanna ilişkin, zen- gin kadrolu, 3 saatlik John Fran- kenheimer filmi "Grand PrL\"i anımsatan bu film, ralli meraklısı olmayan sinemaseverlen kesin- likle doyurmayacak. modern bir taklit. Tü- rün beylik klişelerine dayanan "Yanşçı'"nın tek erdemi, "simü- lasyon teknolojisi"* sayesinde, zaman zaman seyirciyi direksiyona ge- çirip yanş ara- basının pilot koltuğuna oturt- ması ve bihnem kaç km'yi aşkın bir hızla seyre- den arabanın içi- ne gömülmüş sü- rücüyle seyirciyi öz- deşleştirmesi. Bilgisayaroyu- nu gibi, sanal bir aksiyon nite- liğinden öteye pek bir anlam ve önem taşımayan "Yanşçr rahathkla tüketılıp anında unuruluveriyor. İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Jurassic Parc. değişik ilklerin fil- miydı. Gen teknolojisinin inanıhnaz gefışınıi. dinozorların medyatik yük^elışi. bilgisayar teknolojisinin sinemada kullanılışı Steven Spiel- berç'ın dehasıyla bir araya gelmiş- tı ve gerçek bir sınema olayı ortaya çıkmıştı. Bu filmde, hem bilginin yen biralanda kullanılışı vardı hem de etıtrik zekâya dayanan sağlam bir kurguya dayalı senaryo desteği ye- rıni bulmuştu. Film beğenildi, gişe rekorlan kırdı. alanında bir ilki oluş- turcu. Ne yazık ki bütün başanlı ilkler gib' bu film de alanında tek yapıt kalamadı, de\ am filmlerinin çekili- şincen kurtulamadı. Ne yazık ki de- yişimiz. 'devam fUnıleri'nin her za- Korku Tüneli (Jurassic Parc 3),man bir handikap oluşııdur. 'Devam filmleri" kıyaslanacaktır. ilk tadı bulması olanaksızdır. bütünüyle ye- ni bir film de olamaz. Bu handikap- la ikinci film çekıldi, Jurrasic Parc 2. İlk filmin rüzgârı ikincıyi de uçurdu ama görülüyor ki bu rüzgâr- la yamaç paraşütü uçarama yeni bir 'devam filmi' uçamamış. Bu film de iş yapacaktır, merak duygusu, dehşetin her zamanki çe- kiciliği gene gişeye yansıyacaktır. tnsanların korku \ e dehşet filmleri- ne duyduğu merak, dünya ölçeğin- de yaygm bir konudur. lnsanlar ne- den dehşet ve korku filmlerine böy- lesine büyük bir ilgi duyarlar? Kol- tuklarına yapışmış, beyazperdede olup bitenlere korkulu gözlerle ba- karken belki de içlerindeki nedeni belirsiz korkulanndan kurtulmanın yolunu anyorlar. Birtürrehabilitas- yon, bir anlamda çağnşımla yapılan terapi. Bir sinema bileti fiyatına korkularının daha belalısını görüp içinden "lyi ki ben buradayun" di- yen bir korku telafisı. Nedeni ne olursa olsun, insanlar korku ve deh- şet filmlerine bu ilgiyi hep göster- miştir. Jurrasic Parc 3. lıınaparklann gözdesi olan bir 'korku tüneli'. Ba- şından sonuna kadar dehşet uyandı- ran dinozorlar, yeni türler, koşanlar, uçanlar ve aralanna düşmüş insan- lar. Bır aılenın ele avuca sığmaz 14 yaşındaki oğlu, deneyimli biriyle yamaç paraşütü yaparken kazayla 'dinozorlar adası* diye bilinen 'Sor- na adası'na düşer. Bu aile de dino- zor a\cısı Dr. Alan Grant'ı bir keşif uçuşu diye kandırarak bu adaya ge- tirir ve çocuğu aramaya başlarlar. Serüven böyle başlar ama T-Rex'ler, Spinosaurus'lar. V'elociraptorlar ye- ni yeteneklerinı sergılerler. Bırbırle- riyle haberleşmeleri. tehlıkevi ılet- meleri. düşmana tuzak kurmalan bu ilkel hayvanlann aynı zamanda ze- kâ kullanımına da sahip olduklannı gösterir. Bütün bu aynntı sayılacak özellikJer, filmin çok hızlı temposu içindeki dehşet sahnelerinin kanrıa- şıklığında dikkat çekemese de önemlı yenilikler. Filmin en büyük handikapı, hiç- bir entrikaya sahip olmaması. Film başından sonuna kadar bir "Seniya- kalıyoriar. aman kaç" sloganı üze- rine kurulmuş. Bu da filmi basitleş- tiriyor ve ızleyiciye düşünsel-duy- gusal hiçbir haz \ eremiyor. Sonuç- ta yavan bir korku filmi izlemiş olu- yorsunuz. "Görûlmesedeolurmuş"* dıyorsunuz ama bunu fılmden çıkarken söylüyor olmanız da sizin handikapınız. KEDt GOZU VECDİSAYAR Yarın, "Dünya Barış Günü". Dünyanın dört bir kö- şesinde düzenlenecek etkinliklerle "banş"\r\ önemı bir kez daha vurgulanacak. Türkiye'de ise her za- manki gibi çifte standart uygulanacak. Bodrum'da, Dıdim'de ve Aliağa'daki etkinliklere izin var ama, HA- DEP'in sivil toplum kuruluşlan ile birtıkte düzenleme- yı planladığı "Ankara Yürüyüşü"r\e izin yok... Toplum- sal banşa katkı sağlamaktan başka birhedefı bulun- mayan bu etkinliğı yasaklamak "banş"a nasıl bır kat- kı sağlayacak, hep birtikte görecegiz. Iç ve dış barışı sürekli kılmanın en etkili yolu hiç kuşkusuz kültürel etkınlıklerden geçiyor. Yani, top- lumsal kesimler, etnik gruplar ve farklı kültürler ve uluslar arasındaki anlayışı ve dostluk ilişkilerini güç- lendirecek etkinliklerden. Dinler arası "hoşgörü"yü, kültürler arası iletişimi hedefleyen, farklı ulusların sa- natçılannı, bilim adamlannı ya da sporculannı bir ara- ya getiren etkinliklenn hiç kuşkusuz ciddi bir katkısı var dünya banşına. Bu noktada, kedilere her zamanki gibi öncülük görevı düşüyor. Çünkü, genel geçer değerten, önyar- gıları, kalıplaşmış düşuncelerı patilennın tersı ile itip, doğru bildıklerı yolda ilerlemeyı seçen yaratıklardır onlar. Resmi ideolojiye ters düşmeleri doğalan ge- reğidir. Kedilerin önerıleri yığınları korkutur genellik- le. Kişisel çıkarlannın ötesini göremeyenler için, "ba- nş" gibi, demokrasi" gibi kavramlar ıçın çaba gös- termek, bu uğurda kişisel konforunu riske sokmak anlaşılır şey değildir. Kedilerin bu ışlere neden bulaş- tıklarınıanlayamazlarbirtürlü... , • • • Şenlikler, iç ve dış banşa katkıda bulunabılecek guçlü aygıtlar olabilır, doğru kullanıldığında. Ama Tunceli'de olduğu gibi bır Vali "Tanıtma Fonu''ndar\ şenlık ıçın sağladığı desteğın büyük kısmını bayrak- lara ve "resmı" sloganlar içeren pankartlara harcar ve tüm kenti bunlarla donatırsa, barışa katkıda bu- lunmak bir yana, barışı yıpratmaya hızmet etmez mı? Doğu ve Güneydoğu illenmızdeki merkezi yö- netım temsilcılerinın ve yerel yöneticilenn şapkayı önlerıne koyarak bir kez daha duşünmelerinde ya- rar var. Barış'ı gerçekten istıyorlarsa... Gerıde bıraktığımız günlerde gerçekleşen Datça "Can Şenliği", Gökçeada ve Avşa film şenlıklen ve Foça'da ikı gün önce başlayan ve hafta sonuna dek sürecek olan "Rastgele Balıkçı ve Denız Belgesel- len Festıvalı" sanatla turizmi buluşturan işlevsel et- kınlıklerdi. Bu gece, Didim'de "6. Banş Şenlikleh" başlıyor. Yunanistan, Bosna Hersek, Gürcistan ve Al- manya'dan konuklann katılımı ile. Yann, Bodrum'da sanatçıların, sporcuların ve sıvıl toplum kuruluşları- nın katılımı ile "Turizm, Dostluk ve Banş Şenlıkleri" düzenleniyor. Izmir'de Saat Kulesi'nin 100. Yılı kül- turel etkinliklerle kutlanacak. Aliağa'da ise "12. Emek ve Banş Şenliği" başlıyor. Şenlikte, "Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi ve Uygulamalarrmn tartışmaya açılması son derece isabetli. Insan haklannın sınır- landığı bir ülkede banştan söz edilebilir mi? Istanbul'lu kediler de hafta sonunu epeyce yoğun yaşayacaklar. Karikatürcüler Derneğı, Istanbul Bü- yükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde "Banş" konulu bir sergi açıyor. Pazartesi günü de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde "Banş ve Karika- tür" konulu bır sempozyum düzenlenecek. Türkiye Yazarlar Sendikasf nın, Kültür Bakanlığı ve Trakya Ünıversitesı ışbırliğı ile gerçekleştirdıği "Balkan Ya- zarlar Buluşması" da bu hafta sonu Edırne ve Istan^ bul'da gerçekleşecek. "Küreselleşme ve Balkan Ya- zarlan", "Halkların Yakınlaşma Yolları ve Yazariar" konulannın ele alınacağı Buluşma, 1 Eylül Dünya Ba- nş Günü'ne en anlamlı katkılardan birini oluşturuyor. Yann, siz de birkaç dakikanızı bu konuda düşün- meye ayırabilir; ırkçılığın, şovenizmin, savaş kışkırtı- cılığının panzehiri kültür ve sanata sahip çıkmak adı- na küçuk bir adım atabilirsiniz. Bır kıtap alabilır, si- nemaya gidebilir ya da bir barış etkinliğine katılabir lirsıniz. "Dünya Banş Günü "nü demir parmaklıklar ar' dında, F tipi hücrelerde geçirenlere bir mektup ya- zabılirsinız... "Korku tapınağı'nu bekçisi olmaktanr sa, "Banş tapınağı"r\a bir taş koymayı seçenlerirt "Banş Günü" kutlu olsun! , Metin Çeliker yaşammı yitiPdi • Kültür Senisi - Tivatro sanatçısı Metin Çeliker önceki gün geçirdığı kalp krizi nedeniyle Karabük'te yaşamını yitirdi. Sanatçı, iki yıl önce emekli olduğu tstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nda. 'San Naciye'. 'Balaban Aga', 'Çil Horoz'un yanı sıra 1996 - 1997 sezonunda Fazıl Hayatı Çorbacıoğlu'nun yazıp, Can Doğan'ın yönettiği 'Koca Sinan' ve son olarak 1998 - 1999 sezonunda Hasan Erkek'in yazdığı. Nurhan Karadağ'ın sahnelediği 'Eşik' adlı oyunda rol almıştı. 53 yaşında aramızdan aynlan Metin Çeliker'in cenazesi bugün saat 10.30'da Harbiye' Muhsın Ertuğrul Tiyatrosu'nda düzenlenecek tören sonrasında Teş\ ikıye Camiı'nde kılınacak öğle namazının ardından Feriköy Mezarlığı'nda ' toprağa verilecek. Avşa Film Festivali Ödülleri • Kültür Servisi - Toprak Sergen, 'Kınk Zar' ' filmindeki rolüyle 8. Avşa Film Festivali'nde ; 'En lyi Erkek Oyuncu' ödülünü aldı. Filmin ' yönetmeni Yücel Yolcu "En lyi Yönetmen' ödülünün sahibi olurken Levent Özdilek'e de '• "En Iyi Yardımcı Erkek 0>aıncu' ödülü \erildi. : Rolü için Dolapdere'deki barbut zar ustalanndan ders alan Sergen. filmde, hapiste baba yerine koyduğu Neyzen'in yakalandığı hastalıktan ; kurtulması için kumar oynamak zorunda kalan bir zar ustasını canlandırıyor. Genç oyuncu. : geçen yıl da 'Ay Işığında Saklıdır' filmiyle yine r "En lyi Erkek Oyuncu' ödülünü almıştı. L BUGÜN [ • İŞ SANAT'ta 'Macera - Gerilim Baş\aprtlan' başlığı altında Joel ve Ethan Coen'in yönettiği ' 'Fargo' adh film izlenebilir. (0 212 316 15 77) ' • SEYMENLER PARK1 KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ nde saat 21.00 de Özdemir, Erdoğan'ın konserı dinlenebılır. (0 212 511 10 12)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear