Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
diği gibi- hukuk duvanna çarptı.
Bugun Kanal D'de yayımlanan sözlerinin anlamı-
nı bir basın toplantısıyla açıklayacağı bildiriliyor. Oy-
sa, RTE'nin savunu içeriği birkaç gün öncesinden,
bizzat kendisi tarafından açıklandı.
RTE, toplumu şoke eden sözlerini şöyle "tevil
(sözya da davranışa başka biranlam vermek)" edi-
yor: "0 söylemler ve saptamalar o günkû RP poli-
tikalannın gereği idi."
Oysa, bilindiği gibi RR RTE'nin söylemlerine ko-
şut söylem ve davranışlan nedeniyle Anayasa Mah-
kemesi tarafından kapatıldı, hatta Avrupa Insan
Hakları Mahkemesi, bu türden eylemleri şeriatçı
hukukun demokrasiyle bağdaşamayacağını gerek-
çe göstererek kapatma karannı onayladı.
Bu nedenlerie "zırvanın tevil götüımeyeceği" bir
kez daha ortaya çıkıyor.
Şimdi ötekı konumuna geçelim.
llımlı geçen MGK'den sonra kimi sorular hâlâ ge-
çerli.
Gelen geçen gelişmelerden sonra ANAP lideri
Mesut Yılmaz'ın sade insan indinde partisine beş
paralık değer katmayan ulusal güvenlik konusun-
daki çikışına derın anlamlar vermek hayli zor.
Başbakan Ecevit'le ardından aynı yön ve içerik-
te açıklama yapan Cumhurbaşkanı Sezer'den öğ-
rendik ki; ulusal güvenlik konusu bir değil, birkaç
kez Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldü.
Son kez geçen haziran ayı toplantısında eie alın-
dı.
Daha önce Avrupa Birliği'ne sunulan ulusal prog-
ramın görüşülmesi sırasında hemen her açıdan ir-
delendi.
Mesut Yılmaz, sıradan bir gazeteci kadar biliyor-
du ki, TBMM 17 Eylül'de toplanacak, AB'nin bek-
lediği ifade ve düşunce özgürlüğüyle ilgili kimi kı-
sıtlamalan giderecek anayasa değişikliklerini ele
alacak.
Öyleyse Yılmaz'daki bu telaş neden? HADEP Yıl-
maz'ı destekliyor. Acaba bu desteğin altında baş-
ka niyetler mi yatıyor?
Yılmaz'ın HADEP konusunda bir hesabı mı var
acaba? Bir iki yıl sonraki seçimlerde (yalanlanma-
sına karşın) HADEP'le işbirliği yapmak mı istiyorya
da Kürt oylarının ANAP'a akmasını sağlamak gibi
anlamsız bir görüşe mi sahip?
Sessızce geçiştirilen acayip bir durum karşısın-
dayız.
Başbakanımız, Yılmaz'ın uzlaşılan ulusal güven-
lik konusundaki son çıkışını tadında bırakmasını,
(basına açıklamalarla yetinerek) yeni baştan
MGK'ye getirme düşüncesinden vazgeçmesini
(MGK'den önce) neden istemedi?
Yoksa, yoksa?.. Mesut Yılmaz, askerlere karşı
yeni bir cephe açmanın peşinde mi?
Vay benim köse sakalım
Sonuç önemli. Jandarmadan aldığı bilgileri ken-
disine yansıtmadığı için, hatta jandaıma ile işbirli-
ği yaptığını savladığı Tantan'ı istifaya zorladı. Sav-
cı'nın Beyaz Enerji soruşturmasında kolu kanadı kı-
rıldı ve... Son olarak (komutanlığın yazılı uzun ya-
lanlamalanna karşın) Jandarma'da da bir günah
keçisi seçildi.
Ekim 2000'den itibaren komutanını operasyon-
lar konusunda adım adım hemen her hafta bilgilen-
diren, hatta "düğmeye basma" iznini^emrini komu-
tanından alan Tümgeneral Osman Ozbek; emek-
liliğini isteme noktasına itildi.
Son analizde bu sonuçlaria ANAP lideri Yılmaz'ın.
siyasal bir başarı elde ettiğini yadsımak olanaksız.
Ne ki; Yılmaz, bu başarıyla yetinmedi. Askerier-
le Kopenhag ölçütlerinde demokratik açılımın ola-
naksızlığını öne surerken hesabı sadece AB üyeli-
ğine yol açmak mıydı?
17 Eylül'de TBMM'de anayasa değişiklikleri gö-
rüşülürken öne sürdüğü gereksinimlerin ele alına-
cağını bile bile hemen her platformda askerleri kö-
şeye sıkıştırmayı şiddet ve hatta hiddetle isteme-
sindeki neden hâlâ anlaşılmış ve yanıtlanmış değil.
AB'nin Ege, Kıbrıs, hatta Güneydoğu sorunlann-
da dilediği hedeflere varabilmek için asker enge-
linden kurtulmayı, en azından askerlerin ulusal ko-
nulardakı duyarlılığını sıfıra indirebilmeyi içeren stra-
tejilerine neden yakınlık duyuyor Yılmaz?
Son bir soru: Yılmaz bu politikalarla ilk seçimde
birinci parti olacağını hayal ediyorsa... Vay benim
köse sakalım!
Zira, zira... AB ülkelerinde de Türkiye'de de hal-
kın orduya guveni yuzde 74... Ne çare; kamuoyu
araştırmalarına göre, ANAP'ın oy düzeyi yüzde4!
Herkes oyu kadar lafı uzatsa!
Erdoğan'ın
yeni kaseti
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın, "kıyam
çağnsı" yaptığı sözleri
için. "Namazda ayağa
kalkmayı kast ettim" sa-
vunması. 1988'de yaptı-
ğı başka bir konuşmay-
laçelişiyor. Erdoğan ko-
nuşmasında. u
Biz artık
bu vatanın yiğit e> latian
olarak ayaklanıyor, kıya-
ma kalkıyoruz" diyor.
AKP Genel Başkanı
Erdoğan'ın 1988 yılın-
da Istanbul Pendik'te
yaptığı bir başka konuş-
ma. dün akşam atv ana
haberbülteninde yayım-
landı. Erdoğan, konuş-
masında özetle şu gö-
rûşleri dile getiriyor:
Kıyama kalkıyoruz:
Benim kardeşim ne za-
man diyecek ki Ameri-
ka nedir yahu, Rusya ne-
dir. Batı nedir. Eğer adil
ölçüler içinde bizimle
münasebet kurarlarsa
vanz, bizi sömürecek-
lerse biz artık bu vata-
nın yiğit evlatlan olarak
ayaklanıyor. kıyama
kalkıyoruz. Diyoruz ki
bu topraklardan taviz
yok.
Kültürel bağnnsnjık:
Kültürel bağımsızlığım
var mı soruyorum, yok,
niye yok, buyur şimdi
Recep Tayyip Erdoğan
kültürel noktada Ba-
tı'nın bir temsilcisidir.
Neyiyle kravahyla, pan-
tolonuyla, ceketiyle, ne
yazık, ne yazıkki böyle.
Ama bunun nedeni ve
niçini, inşallah gönüller-
deki inkılabı gerçekleş-
tirdiğimiz zaman açıkça
ortaya konulacak.
Merkepler devri: Ha-
ni bizim toplumda bir
ifade var. Adam profe-
sörse, adam doçent,
doktor, eczacı, dişçi ise
hemen ona çok kültürlü
bir beyefendi denir. Hal-
buki alakası yok. Peya-
mi Safa'nın bir sözü var,
çok enteresan; "Devri-
miz kitapyüklü merkep-
ler devridir" diyor. Niye,
çünkü kendi kültür de-
ğerlerine yabancı olan
ordinaryüsler, profesör-
ler bizi eğitiyorlar.
Dostları Mumcu'yu unutmadı
YazannuzMumcu,59.do-
ğom yıkiönömünde gö-
mütünün başında anıkh.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosa)-Gazetemiz yazan araşür-
mact-gazeteci Uğur Mumcu,
59. doğum yıldönümünde gö-
mütûnünbaşında anıldı. Dostla-
rı ve okurlannın da bulunduğu
anma töreninde konuşan unr.ag
Yayın Yönetmeni Sevgi Özel,
u
Kalpaksız kuvvacı, devrimci
demokrat gazeteci Mumcu'yu
ve düşûncekrini asla unutnıaya-
cak ve unutrurmayacağız" dedi.
Evinin önünde uğradığı bom-
balı saldın sonucu yaşammı
kaybeden cumhuriyet ve laikli-
ğin ödünsüz savunucusu, araş-
tırmacı-gazeteci Uğur Mumcu,
doğumunun 59. yıl dönümünde
anıldı. Mumcu'nun ailesini,
dostlannı ve okurlanm bir ara-
ya getiren törende konuşan
unr.ag Yayın Yönetmeni Sevgi
Özel, aradan geçen 8 yüa ve ve-
rilen sözlere karşm, Mum-
cu'nun katillerinin hâlâ ortaya
çıkanlamadığına dikkat çekti.
Mumcu'nun yanm yüzyılhk ya-
şamında yaptığı çahşmalarla la-
ik cumhuriyetin ve halkm karşı
karşıya bulunduğu tehlikeleri
ortaya çıkardığını vurgulayan
Özel. şunları söyledi:
"Mumcu düşündüğü ve haklı
oMuğu için öldürülen aydınlann
Bki değildi, sonuncusu da olma-
dL Israrla tarikat-siyaset- ticaret
üçgenine dikkat çekmişü. Araş-
tırarak ortaya çıkardığı yobuz-
tuk, hırsızhk, yobazlık dosyala-
nyla, cumhuriyetin temel ilkele-
rine ve halkın geteeeğine yönelik
tehlikelere işaret etmişti.
1970'lerde 'Cumhuriyetin teme-
lini yeşil yılanlar kemiriyor, ül-
kemiz IMF'nüı ipoteğinde, dev-
letimiz NATO generallerinin
emrinde" diye yazarken bugûn-
lerigörmüşrü. Şimdihâlâ aydın-
ların katillerini cezalandırma-
yan devlete soruyoruz; Mumcu
haksız mıydı?"
Bayındırlık'ta deprem baskını
• Baştarafi 1. Sayfada
rahatsızlığı olmadığmı savu-
nurken, soruşturmanın son 10
yılı kapsayacak biçimde yürü-
tülmesini istedi. Soruşturmayı
yürüten Ankara DGM Cumhu-
riyet Savcısı Cengiz Köksal ise
şu anda deprem ihalelerini içe-
ren kapsarnlı bir dosya üzerin-
de çahştıklannı, ne kadar geri-
ye gideceğini şimdiden kestir-
menin güç olduğunu söyledi.
Alınan bilgiye göre operasyon
süreci, 4 Ocak 2001 tarihinde
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne
yapılan bir ihbarla başladı. Hoş-
dere Caddesi'nde bulunan Pır-
lanta Inşaat Şirketi'nin Baym-
dırlık ve Iskân Bakanlığı'nda
görevli kişilerle birlikte ihale
yolsuzluğu yaptığına ilişkin id-
dialar, Kaçakçıhk ve Organize
Suçlar Şube Müdürlüğü'nce 2
ay süreyle değerlendirdi. Elde
edilen bilgiler Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne sunul-
duktan sonra DGM Başsavcılı-
ğı, Savcı Cengiz Köksal'ı gö-
revlendirerek bir "Proje Gru-
bu" oluşturdu. Bu arada Anka-
ra Kaçakçıhk ve Organize Suç-
larla Mücadele Şube Müdürlü-
ğü, konuyla ilgili teknik izleme
çalışmalan da yaptı.
şirketler kayrıldı
Yapılan çahşmalar sonucu
dün sabah erken saatlerde şirke-
tin sahibi Mustafa Eriş, firma
çahşanı Mithat Eşmeli. müteah-
hitler Fuat Küçük, Hayri Olcar.
Hüseyin Sürmeli, Zeiiha Çopur,
ile şirketle işbirliği yaptığı izle-
me sonucu belirlenen Bayındır-
lık ve Iskân Bakanlığı Yapı Iş-
leri Genel Müdürlüğü'nde gö-
revli Ahmet Kenan Bozokkalfa
ile Fethi Soydan adlı şube mü-
dürleri gözaltına alındı. lncele-
meler sonucu şirketin Rize, Er-
zurum, Aksaray, Çorum. Hatay,
Kastamonu, Ağn, Mersin, Bit-
lis. Bartın ve Isparta illerinde
hükümet konağı. hastane, jan-
darma hizmet binalan, adliye
binalan yapım ihalelerinin çe-
şitli şirketlere verilmesini sağla-
dığı ortaya çıktı.
DGM Cumhuriyet Savcısı
KöksaFın eşgüdümünde ope-
rasyonu yürüten Kaçakçılık ve
Organize Suçlar Şube Müdür-
lüğü'nce hazırlanan bilgi notun-
da, Yapı Işleri Genel Müdürlü-
ğü'nün açtığı ihalelerde, bazı
Sayıştay, bakanlığı uyarmışü
ANKARA (Cumhuriyet Böro-
su)-Sayıştay, Baymdırhk ve Iskân
Bakanlığı'nın deprem sonrası fa-
aliyetlerinde hesap verme sorum-
luluguna ve şeffaflık ilkelerine uy-
gun davranmadığını behriedi. Sa-
yıştay Başkanlığı'nın haziran
aymda hazırladığı raporda, hasar
tespitlerinin ve hak sahipliği çahş-
malannın sağlıklı yapılmadığı,
yapılan çalışmalar, hesaplar, pro-
jeler ve ihaleler konusunda şeffaf-
lık ilkesine uymadığı vurgulandı
ve bütünbu süreçte çokbüyûk ka-
mu kaynağınm kullanıldığına dik-
kat çekıldj.
DGM'nin, başta deprem sonra-
sında yapılan çahşmalar ohnak
üzere geriye dönük olarak 10 yıl-
hk ihalelerine ve hesaplanna el
koyduğu Baymdırhk ve îskân Ba-
kanlığı konusunda, Sayıştay Baş-
kanlığı daha önce uyanlarla dolu
bir rapor hazırlamıştı. Sayıştay'ın
yaklaşık 2 ay önce hazırianan 50
sayfalık raporunda, Bayındırhk
Bakanlığı'nın deprem sonrası et-
kinliklerinin soruşturuhnaya
muhtaç olduğunun mesajı venl-
mişti. Sayıştay'm K
performans
denetimi" raporunda yer alan ba-
zı saptamalar özetle şöyle:
• Deprembölgelerinde yûrütü-
len faaliyetler kapsammda çokbü-
yük miktarda kamu kaynağı kul-
lanılmıştır. Kanun hükmünde ka-
rarnamelerle harcamalann prose-
dürleri ve denetimleri yeniden dü-
zenlenmiştir. Getirilen düzenle-
meler hesap verme sorumluluğu
ve şeffaflık ükelerini zafiyete uğ-
ratmışta.
• Yapılan hasar tespit sonuçla-
nna karşı çok sayıda itiraz olma-
sı ve sonradanbu itirazlann büyük
bölümünün ikinci incelemelerde
haklı bulunması, ilk hasar tespit-
lerinin sağlıklı yapılmadığını ve
gerçekleri yansıtmadığını göster-
mektedir.
• Hasar tespitinde olduğu gibi,
hak sahipliği çalışmalan da önce-
den gerekli şekilde eğitilmiş ye-
terli sayıdaki teknikpersonel tara-
fından yürütülmemiştir.
• Bakanhk, orta hasariı binala-
nnonanmı ile sınırlı olmak koşu-
luyla ve 2 yılhk bir süre için 900
gerçek ve tüzelkişiye "geçki pro-
jemüşaviri" belgesi \ermiştir. Ba-
kanhğın getirdiği düzenlemelere
göre, projeyi hazırlayan, incele-
yen, onaylayan, işi projesine göre
yapan (müteahhit) ve işin projesi-
ne göre yapıldığmı kontrol eden
(fenni mesul) kişi, aynı gerçek ve-
ya tüzel kişi olabilmektedir. Bu
görev ve yetkilerin aynı kîşinin
uhdesinde birleşmesi orta hasariı
binalann onanmı konusundaki
kontrolleri neredeyse ortadan kal-
dırmıştır.
• Prefabrike konut yapım işinin
Resmi Gazete'de ilan edilmesi ve
herkese açık olması, bu ilkelere
uygun düşen işyerinin ve miktan-
nın belli olmaması ve isteklilerin
hangi kriterlere göre seçüeceği-
nin belirlenmemiş olması isebu il-
kelere ters düşen uygulamalar ol-
muştur.
• Prefabrike geçici konutlara
yerleştirilenlerin yaklaşık yüzde
30'u konutlan yıkık, ağır veya or-
ta hasarh olduğu için hak sahibi
olan kişilerdir. Evi olmayan ve
deprem bölgesinde kiracı konu-
munda yaşayanlann sayısma iliş-
kin bilgiler yoktur ve bu durumda
olanlann kalıcı konut sorunlan-
nm nasıl çözüleceğine ilişkin bir
politika geliştirilememiştir.
• Kahcı konutlann müteahhit-
lere yer teslimi yapılmasından iti-
baren 150 günde bitirilmesi he-
deflenmiştir. Kasım ve Aralık
2000'de bitirilmesi planlanan ko-
nutlann yüzde 48'i, Haziran 2001
itibanyla teslim edilememiştir.
Türk Hava Kurumu'nda yardım pulu yolsuzluğu: 14 gözaltı
'Çekirge' bu kez zıplayamadı
NAZMİAKDAĞ
MERSİN - Antalya, Adana ve
Mersin'de bir süre önce başlatı-
lan"Çeldrge Operasyonu"nun ilk
aşaması tamamlandı. Tapu Mü-
dürlüğü kayıtlannda, Türk Hava
Kurumu'ndan (THK) alman yar-
dım pullannın kullanırmnda yol-
suzluk yapıldığı iddiasıyla 10'u
tapu müdürü, 2'si müdür yardım-
cısı, 2'si THK şube başkanı 14 ki-
şi gözaltına alındı.
Içel Emniyet Müdürlüğü Orga-
nize Suçlar Müdürlüğü ekiplerin-
ce gözaltına alınan, aralannda An-
talya'ya müdür olarak tayini çı-
kan Nuri İregöl ile Hamdi Kara-
fakıh, Mersin, Adana ve Antal-
ya'daki tapu müdürlüklerinin yö-
neticileri Yaşar Çetintaş, ÖmerAK
Yürlük, Mehmet An Kaya, Meb-
met Ayhan, Benal Cahit Yanan-
şık, Ahmet Akça, Adnan Turan.
Ali Cirit, Ayhan Koç, HajTİ Mun-
gan, THK Mersin Şubesi Başka-
m İrfan İnanoğlu ve Tarsus Şube
Başkanı Adil Cengiz'in de bulun-
duğu 14 kişinin. emniyetteki sor-
gulamalan tamamlandı. Mehmet
Ayhan'ın Içel'de MHP'den millet-
vekili adayı olduğu öğrenildi.
Cumhuriyet Savcısı Ethem
Açıkgöz başkanlığında olayı so-
ruşturan ekipler, Içel 1. Tapu Mü-
dürlüğü'nde görevli şef Mehmet
Dağdelen'in bir süre önce Cum-
hurbaşkanhğı ve Içişleri Bakan-
lığı'na gönderdiği dilekçeler üze-
rine olayı incelemeye başlamış-
lardı. tncelemelerde, Tapu Mü-
dürlüğü'nce THK'den alınan
12.5 milyar lirahk yardun pulla-
nnın iki katını aşan fiyatla satıl-
dığı ortaya çıkarılmıştı.
Kurye direnişi
TÜMTİS sendikasında anayasal haklannı
kullanarak örgütlenen Aktif Dağıtun Üetişim ve
Pazarlama AŞ'den 20 kişinin çıkarüması,
işyerinde direniş başlattı. Şirketin Perpa'daki
bürosunun önünde toplanan işçiler, anayasal
haklannı kullanmalanna karşın işverenin işçi
kryımına gitüğini söyledikr. Işten çıkartmalann
sendikalaşma çahşılmalan sonucu artbğını
savunan çauşanlar, TUMTİS'e üye olmamalan
yönünde tehdit edildiklerini öne sürdûler. "Bizi
işten çıkartmalanna yönelik boş kiğjtiar
imzalatmaya çalışıyorlar" diyen işçiler,
sendikalaşmaya izin verilmediği gibi sigorta
ücretlerinden, mesailerden, maaşlardan kesinti
yapüdığını beBrttiler. (ÖZKAN GÜVEN)
firmalara ayncalık yaptığı. ev-
rakı tam olan bazı şirketlerin
belgelerinin kaybedildiği. evra-
kı yetersiz olan şirketlere ise
ihalelerin verildiği belirtildı.
Bilgi notunda, u
Bu şekilde 150-
200 firma ile irtibat kurarak bu
fırmalann ihaleleri yüzde 6 ile
yüzde 9 arasında kınmla ahna-
lannı sağladıklan, Mustafa
Eriş'in 10 vıldır Bayındırlık ve
Iskân Bakanhğı \apı İşleri Ge-
nel Müdürlüğü'ndeki ihaleleri
organize ettiği tespit edilmiştir"
denildi. Soruşturmanın çok
yönlü olarak devam ettiği ve gö-
zaltı sayısının artabileceği belir-
tıldi.
Ankara DGM Cumhuriyet
Savcısı Cengiz Köksal, dün sa-
bah saat 06.00'da Yapı Işleri Ge-
nel Müdürlüğü'ne giderek ara-
lannda 17 Ağustos deprem
konutlan ihalelerinin de bu-
lunduğu birçok ihale dosya-
sını istedi. El konulan dos-
yalar Organize Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlü-
ğü'nde incelemeye alındı.
Sivil ekipler öğleden sonra
da bir grup dosyaya daha el
koydu. Savcı Köksal'ın Or-
ganize Suçlar Sube Müdür-
lüğü'ne giderek bizzat ifade
aldığı ve şu ana kadar 17
ihalede 50 trilyon lirahk
yolsuzluk saptadığı bildiril-
di.
Aydından açıklama
MHP Genel Başkanı Dev-
let Bahçeli ile görüşme yap-
tıktan sonra bir basın top-
lantısı düzenleyen Bayın-
dırlık ve Iskân Bakanı Ko-
ray Aydın, operasyondan
dün sabah saat 10.00 sırala-
nnda haberdar olduğunu
belirterek "İçişleri Bakanı
beni arayarak, yaklaşık2 a\-
dan beri yürütülen soruş-
turma için faaliyete geçükle-
rini söyledi" dedi. Aydın.
Içişleri Bakanı Rüştü Ka-
zım Yücelen'e, kendilerini
desteklediklerini, her türlü
bilgi ve belgeyi vermeye ha-
zu" olduklannı, ancak gözal-
tına alınan bakanlık görev-
lilerinin uzun yıllardır Ba-
yındu"lık ve Iskân Bakanlı-
ğı'nda çalışıyor olmalan ne-
deniyle operasyonun geriye
dönük olarak sürdürülmesi
gerektiğini söylediğini ak-
tardı. Soruşturmanın Yüce-
len bakan olduktan sonra
başlatıldığını belirten Koray
Aydın, basının kendilerin-
den daha önce bilgi sahibi
olduğunu, bunun da son de-
rece dikkat çekici olduğunu
söyledi.
Ankara DGM Cumhuri-
yet Savcısı Cengiz Köksal
da 4-5 aydır operasyonla il-
gili çahşma yaptıklannı be-
lirterek Cumhuriyet' e şu
bilgileri verdi:
"İçindedeprem harcama-
laruun da olduğu kapsamh
bir dosya üzerindeyiz. Geri-
ye doğru ne kadar gideceği-
ni kestirmek zor. Kamuoyu-
nun kafasmda soru işareti
oluşturan tüm sorulara ya-
nıt vereceğiz.'' Köksal, Ay-
dm'ın son 10 yıhn tümüyle
incelenmesi isteminin
anımsatılması üzerine de
"Sayın Bakan'ın değerlen-
dirmesine saygımız var. An-
cak biz, ille de şu tarihe ka-
dar gitsin diye düşünmüyo-
ruz. Her dönemi katalını gi-
bi bir hava oluşursa da dos-
ya sulaıuyor. Bu yüzden eli-
mizde somutdeiilkrin oldu-
ğu konularla ilgileneceğiz"
diye konuştu.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
rulu'ndan giriyor, Meclis'ten çıkıyor. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nden giriyor, siyasi partilerden çıkıyor.
Laikliğe toslayıp Müslümanlıkla devam ediyor...
Bu, olayın bir yanı. Asıl önemli yanı ise şu:
Erdoğan'ın bu konuşması, 1994'te soruşturma
konusu oluyor ve takipsizlik karan veriliyor.
Erdoğan'ın konuşması, kendine özgü siyaset yap-
ma yöntemi ya da "düşüncelerini açıklama hakkı"
olarak görülebilir mi?
Hayır...
Demokrasisi rayına oturmuş her ülkede, bu tür du-
rumlar için şu tanım yapılır:
"Nefret konuşması!"
Bu, ingiltere'den Almanya'ya, ABD'den Fransa'ya
kadar her ülkede suçtur, yasalarda yeri vardır. Ulus-
lararası değerlendirmelerde kullanılan Ingilizce tanı-
mı da şudur:
Hate Speech!
Son anda karannı değiştirmezse Erdoğan, bugün
Istanbul'da bir basın toplantısı yapıp, büyük olası-
lıkla şöyle diyecek:
"O gün böyle konuşmuştum, bugün değiştim!"
Bu savunmayı haklı gören varsa, o zaman huku-
ku da seyyar hale getirelim. Hangi yıllarda hangi ya-
salar uygulanacak, onları saptayalım. Belki, sonu
çiftle biten yıllarda her türlü fi-kir serbest, tekle bi-
ten yıllarda yasak, diye bir uygulama da başlatılabi-
lir. Ya da, seçimi kazanan parti her şeyi söyleme
hakkına sahiptir gibi daha kestirme bir hukuk da uy-
gulamaya konabilir!
Kanadoğlu'nun durumu
Erdoğan'ın kurucu üye olmasının önündeki engel-
ler aylardır konuşuluyor. Aklı başında her hukukçu,
mevcut yasalann uygulanması durumunda Erdo-
ğan'ın en azından 2003'e dek önünün kapalı oldu-
ğunu söylüyordu.
AKAP'lılar, Erdoğan üstü az türban deyip 6 türban-
lıyı da kurutucu, affedersiniz kurucu üye yaptılar.
Bunun nedeni, Tayyip'in 1994'teki konuşmasında
gizli:
"Sindire sindire geleceğiz..."
Tayyip ardından ekliyor:
"Bunu yaparken elimizi ateşe sokmayacağız. Ma-
şa kullanacağız. Bu sistemi yapan/ar, bizim önümü-
zü açacak işlemleri de yapacaklardır..."
Salondan alkışlar, gülüşmeler...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ-
lu, Erdoğan ve altı türbanlının kurucu üyeliğinin ip-
tali için Anayasa Mahkemesi'ne başvururken bu du-
ruma şu yorumu getiriyor:
"Sisteme karşı dayatma vezortamaya giriştiler..."
Kanadoğlu, bu başvurusunda dikkat çektiği ge-
rekçelerin dışında bir değeriendirme yapmadı. Bize
ulaşan haberiere göre, yönü kamuoyuna değil hu-
kuka dönük olacak. Tabii, kendilerine özgü hu'kuk-
la' hareket etmek isteyenlerin de saldınsına uğraya-
cak. Bu noktada işine savcı, sinirlerine hâkim olma-
sı gerekecek.
Kanadoğlu'nun ve laiklik konusunda hassas olan-
lann elini güçlendiren başlıca unsuru, Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) RP'nin başvurusuna
verdiği yanıt oluşturuyor.
SAPA yöneticilerinin de gelişmeleri üzüntülü bir
sevinç içinde izlediklenni görüyoruz. Biryandan yar-
gıyı eleştiriyorlar öte yandan da Erdoğan'a, "Fikirie-
rinin arkasında durmasını bilmelisin" diyortar. İki u-
cu oklu değnek.
Bütün bu tartışmalar Erdoğan'la politika yapan-
ları durdurur mu? Hayır. Kaldı ki çözüm bu kişilerin
politika yapmasını engellemek değil...
Çözüm, böylesi oynak merkezli, çift gündemli ha-
reketlerin siyasette umut haline gelmesini önleyecek
partilerin öne çıkması...
[email protected]
isveçte felç tedavisi görüyordu
YazarErgüven
yaşamını yitirdi
İstanbul Haber Servi-
si - Bir süredir Isveç'te
felç tedavisi gören eleş-
tirmen ve yazar Abdul-
lah Rıza Ergüven yaşa-
mını yitirdi. Ergüven'in
cenazesi bu hafta Türki-
ye'ye getirilerek Anka-
ra Karşıyaka Mezarlı-
ğında toprağa verilecek.
1967 yılından beri ts-
veç'te yaşayan Abdul-
lah Rıza Ergüven. iki yıl
önce şekerinin yüksel-
mesi ve kanındaki pıh-
tılaşma sonucu felç ge-
çirmiş. bakımevinde te-
davi görmeye başlamış-
tı. Ergüven, Isveç'teki
hastanede 16 Ağustos
akşamı uykusunda ve-
fat etti.
1925 yılında Ava-
nos'ta doğan Ergüven.
1952'de İstanbul Üni-
versitesi (10) Türkoloji
Bölümü'nübitirdi. Res-
mi bir kurumda çahşır-
ken baskılar karşısında
görevini bırakarak
1967'de Isveç'e gitti.
Stockholm Üniversite-
si'nde öaretim eörevlisi
olarak çahştı. "Yasak
Tümceler
T
' adlı roma-
nında, "dine hakaret et-
tiği'' gerekçesiyle 2 yıl
hapse mahkûm edildi.
AKP kurucu üyelerin-
den Prof. Dr. Burhan
Kuzu, Prof. Dr. Kay>
han İçel, Yrd. Doç. Dr.
Adem Sözer, kitapla il-
gili hazırladıklan bilir-
kişi raporunda, kitapta
" tslam dinine açıkça ha-
karet edikügj" yönünde
görüş belirtmişti. Ergü-
ven'in daha sonra ceza-
sı ertelendi.
Ergüven "Tannlan
NasdYaratnk" adlı kıta-
bıyla 2000 yılı Turan
Dursun Araşûrma-tnce-
leme Ödüllü'ne de de-
ğer görülmüştü. Eski
Türkiye İşçi Partisi
(TİP) üyesi de olan ya-
zann yapıtlanm
1993'ten beri yayımla-
yan Berfin Yaymla-
n'ndan yapılan açıkla-
mada da "Buyük aydın-
lanmacı, yapıüan ve dü-
şünceieriyte sonsuza dek
yaşayacak" denildi.
SANS TOPU CEKILDI
5+1V2 kişitutturdu
ANKARA (AA) - Şans Topu'nun bu haftaki çe-
kilişinde, alt kolon rakamları 4, 6, 9, 29, 31, üst
kolon rakamı ise 7 olarak belirlendi. Çekilişte 5 ar-
tı 1 bilen 2 kişi, 122 milyar 526 milyon 530'arbin
lira ikramiye kazandı.
Bu haftaki çekilişte; 1 artı 1 bilenler 420'şerbin
lira. 2 artı 1 bilenler 965'er bin lira, 3 bilenler ise
965'er bin lira, 3 artı 1 bilenler 3 milyon 665'er bin
lira, 4 bilenler 14 milyon 300'er bin lira, 4 artı 1 bi-
lenler 103 milyon 5'er bin lira, 5 bilenler ise 1 mil-
yar 256 milyon 730'ar bin lira ikramiye kazandı.