26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23AĞUSTOS2001 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGU1V ALt SİRMEN l\le Bekliyordunuz ki? Karayaakdiyerek, karanlığın aydınlığa çevrileme- yeceğini yaşayarak görmüş olan bir toplumun gön- lünün b.k'a konmasını, aka konmuş sanması; yalnız toplumsal belleğin değil, bütün toplu düşünce me- kanizmasının iflası anlamına gelmektedir. Ve hiçbir demokraside oyçokluğu, karanlığın ay- dınlık olmasını sağlayamamıştır. Demokrasilerde bütün sorun, karanlığın oyçoklu- ğuyla aydınlık olarak kabul ettirilip ettirilemeyeceği, çoğunluk oylanyla bütün bir ülkenin karanlığa mah- kûm edilmesinin kabul edilebilir olup olmayacağıdır. Batı, bu sorunun önemini, yalnız içinden çıktığı i- ki ülkeyi değil, bütün dünyayı kan ve ateşe boğan Hitler ile kavradı; geç kavramış olmasının bedeleni de ağır ödedi. Bu gecikmişlik bütün demokrasilerin, bir daha ge- cikmemek üzere önlem almaları; karanlığı, iktidara gelmesini beklemeden engeJleyecek önlemleri ge- tırmeleri sonucunu doğurmuştur. Bütün demokrasiler kendilerini savunacak önlem- lerle donatılmışlardır. Nitekim Erbakan ve parttsi ile ilgili olarak Türki- ye'de alınan önlemler ile bunların AİHM tarafından onaylanması, bu konuda son somut ömektir. • • • Karizması da takıyyesi de solmuş Erbakan'ın ve kadrosunun yerine, şu anda karizması da takıyyesi de ondan daha kuvvetli görünen Tayyip Erdoğan ile ekibinin getirilmesi karşısında, sistemin, kendi huku- ki çerçevesi içinde harekete geçmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Ana- yasa Mahkemesi'ne başvururak Tayyip Erdoğan'ın kurucu üyelikten çıkanlmasını ve genel başkan yet- kilerini kullanmasının engetlenmesini istemesi, hukuk sisteminin var olan normlanna da demokrasilerin ev- rensel kurallanna da uygun düşmektedir. Istemin yürürlükteki sistemin normlanna uygunlu- ğunu, Islamcı politikalann yandaşı, değerli ve dürüst hukukçu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi tarafından biz- zat Tayyip Bey'in yüzüne söylenmiştir. Istemin, demokrasinin evrensel kurallanna aykın düşmediği ise Erbakan'ın başvurusu üzerine AlHM'nin verdiği kararia kanrtlanmıştır. Onun ıçin şimdi hiç kimse öküz altında buzağı ara- masın ve demokrasiyi Tayyip despotuna uygun bir bir posta çevirme çabalan, insan haklan gerekçele- riyle bezenip sunulmaya kalkışılmasın. Erbakan ile denedikleri takıyye yolunu, şimdi çö- mezi ile denemeye kalkanlar, ne bekliyoriar ki?.... • • • Tayyip Erdoğan ile ilgili kasetin, kim tarafından bir- den ortaya çıkarıldığı sorusundan çok daha önemli olan soru ise bu kasedin neden ortaya çıkmasının gerekli görüldüğüdür ki, bu sorunun yanıtında, "am- nesie sociale" yatmaktadır. Yukanda, daha etkili ve bilimsel görünsün diye, iro- nik olarak Frenkçe yazılmış olan illeti, Nâzım'ın "ko- yun gibisin be kardeşim" dediği bir toplumu yönet- meye soyunanlar zaten pek iyi bilmekte ve sık sık "hafıza-ı beşerin nisyan ile malut olduğunu" söyte- mekteydiler. Gerçekten de söz konusu bantlardaki görüşleri ileri süren Tayyip Erdoğan'ın gerçek Tayyip olduğu- nu bu toplum nasıl oluyor da, bu kadar çabuk unu- tabiliyor? Biraz daha çağdaş ve uyanık, kendi kişili- ğine saygı duyacak ölçüde belleği güçlü bir toplum- da, bu bantlara gerek duyulur muydu? Ne olur bu noktada temel bir yanlışa düşmemeye özen göste- relim! Sabih Kanadoğlu'nun Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru ile bantlar arasında, eşzamanlı olma- lannın dışında, hiçbir bağlantı yok. Kanadoğlu, bu başvuruyu o bantlar olmadan da yapmak durumundaydı zaten. Bir zamanlar, haylaz, gece oturunca sabahı düşün- mez bir arkadaşımız vardı. Bir gece onunla âleme oturan ve macera dolu saatler zarfında arabasının anahtarlannı kaybeden, dostum Mehmet Kara- ören'eertesi sabah kansı Fatoş Karaören, "Vagör- dün mü" demişti, "... ile şaha kalkan, kıç üstü otu- nır." Tayyip ile şaha kalkanlar da kıç üstü oturma evre- sine gelmiş bulunuyorlar. Sükyman DemireL Kadir Has İ nrversitesi'nin Ciba- K'dekiyeni kampusunda incelemelerde buhuıdn. (AA) Demirel: Siyasete girmeyeceğim İstanbul Haber Servi- si-Eski Cumhurbaşka- nı Süleyman DemireL Kadir Has Üniversite- si'nin Cibali'deki yeni kampusunu ziyaret et- ti. AK Parti Genel Baş- kam Recep Tayyip Er- doğan'la ilgili sorulan yanıtsız bırakan Demi- rel, siyasete dönmeye- ceğini. ancak memle- kete hizmete devam edeceğini söyledi. Gazetecilerin sorula- nnı yanıtlayan Demi- rel, bir ülkede eğer çok parti varsa, onu azalt- manın halkın işi oldu- ğunu belirterek "Ülke- mizde, halkınuz kendi başına bırakıldığı tak- dirde, her şeyi nizama koyacakor. Bu duruma Türkiye'yi haik getir- mcdi Türkiye'de rejim- le çokoynandı, bu duru- ma geldi" dedi. Demirel, "Siyasete girmeyeceğim ama, memleketimin hizme- tinde olmaya devam edeceğim diyorsunuz, bunu nasıl gerçekieştire- ceksiniz" sorusunu şöy- le yanıtladı: "Türki- ye'nin üniversite soru- nunu anlaüyorum. 'Ye- ni kurumlar yapılmalı- dır' diyorum. Türk va- tandaşı da sahip çıkma- lıdır' diyorum. Benim buraya getişimin sebebi bunlan söylemektir. Ye- ni Kadir Has'lar anyo- rum ülkem için." Aleviler, Başbakan Ecevit'ten Yılmaz ve Sezgin'in görevden alınmasını istedi Ceme\i cami karşıtı değilANKARA/İSTANBUL (Cumhu- riyet) - Diyanet İşleri Başkanı Meh- met Nuri Yılmaz ve Diyanet İşleri müfettişi Abdülkadir Sezgin'in Ale- vilerle ilgili sözlerine tepkiler sürer- ken Diyanet İşleri Başkanlığı diya- loğa yanaşmıyor. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, özel kalemi aracılığı ile yaptığı açıklamada Alevilere yö- nelik bir sempozyum ve benzeri ça- Iışmalannın bulunmadığını ve iliş- kilerin zaman içinde gelişeceğini bildirdi. Alevilerle ilgili açıklamalara tep- ki gösteren Cem Vakfı Genel Baş- kanı tzzettin Doğan, Başbakan Ece- vit'e faks çekerek 25 milyon Alevi yurttaşın. PKK ile özdeşleştırilme- sini "ağır birsuç" olarak değerlen- dirdiklerini ifade ettı. Alevilerin. cumhuriyete bağlılıklannın herkes- çe bilindığini savunan Doğan, "Bu yurttaşlarımızı böylesine ağır bir töhmet alünda bırakmak için büyük bir ihanet içinde olmak kitlelcri bir- biri aleyhine kin ve şüphe ile doldu- rarak karşı karşıya getirmek amacı- m gürmek gerekir" dedi. Doğan. "haddini bilmez zat" diye niteledi- ği Sezgin hakkında "bölücülük" su- çuyla soruşturma açılmasını ve gö- revden el çektirilmesini istedikleri- ni dile getirdi. Doğan, Diyanet işleri Başkanı Yılmaz'a çektiği faksta da "Ceme- vini, caminin karşıtı gibi gösterip toplumda inflalc neden olacak söz- lerinizi kesinükle onaylamıyor ve si- ze yataştirmıyoruz" dedi. Başbakan Ecevit'in, caminin de cemevinin de Türk halkının oldu- ğunu 1997 yılında Hacı Bektaş'ta tüm dünyaya ilan ettiğini anlatan Doğan, "Anlaşılan o ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğinin de i- nanç özgüriüğünün de sınırlannı sa- yın başkanhğınız belirlemektedir" dedi. Doğan, Alevi ve Sünni yurttaşla- rın. Atatürk Cumhuriyeti'ni sonsu- za dek laik yapısıyla beraber yaşa- tacağını ifade etti. Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıt- ma Derneği Genel Başkanı Beyza- de Ozkahraman ise yaptığı açıkla- mada, "Yılmaz ve Sezgin'i, açıkla- malanndan dolayı kmıyor ve bölü- cülük yaptıklan için de Cumhuriyet SavcüıgTna suç duyurusunda bulu- nuyoruz" dedi. Alevi ve Bektaşi inançlı yurttaş- lann, her zaman ülkenin birlik ve bütünlüğünü, tüm yurttaşlann kar- deşliğini savunduğunu anlatan Öz- kahraman, açıklamaların gündemi saptırarak yapay gündem yaratmak amacıyla söylenmiş sözler olduğu- nu vurguladı. Eski CHP Erzincan Milletvekilı Nurettin Karsu da Başbakan Ece- vit'e telgraf çekerek açıklamaları "bölücü, kışkırtıcı. gerici ve cahil be- yanlar" olarak niteleyerek Yılmaz ve Sezgin'in görevden alınmasını istedi. Karsu şunları kaydetti: " Verdiğimiz \ ergilerle beslenen bu Arap ümmetçilerine ve Atatürk ilke ve devrim düşmanlanna tahammü- lümüz kalmadı. Aleviler, inanç ışığı- nı Ahmed Yesevi ve Hacı Bektaşi Veli'den alıvor. Aleviler. Anadolu toprağında bu kültürle yeşeren Ata- türkdevrim ve ilkelerini kendilerine rehber edinmiştir." Fuhuş suçları Ue DGM'lerin yükü artacak ECEVİTKnJÇ Adli tatilin ardmdan İstan- bul Devlet Güvenlik Mah- kemesi ve adliyeleri ağır bir iş yükü bekliyor. Varlığı tar- tışma konusuyken, fuhuş su- çunu işleyenlerin de DGM'ye sevk edilmesiyle bu mahkemelerin yükü daha da ağırlaştı. İstanbul DGM'de geçen döneme damgasını vuran Etibank, Yurtbank, Sümerbank, Ege- bank davalanna ve aralann- da Alaattin Çakıcı'nın da bulunduğu ülkücü mafya li- derlerinin yargılanmasına yeni adli dönemde de devam edilecek. İstanbul adliyele- rinde ise geçen dönemde ka- lan davalann yanı sıra eko- nomik krizle birlikte artan haciz ve boşanma davalan görülecek. Yeni adli dönemde İstan- bul DGM ve adliyelerde gö- rülmeye devam edilecek ba- zı önemli davalar şöyle: • Etibank: Sabah ve ATV'nin sahibi Dinç Bilgin ile bankanın eski yönetim kurulu üyeleri "çete oluştu- rarak Etibank'ın içini bo- şaltmak", "Dolandıncıhk" ve "Zimmet" suçundan yar- gılanıyor. • Yurtbank: Bu davada bankanın eski sahibi AB Av- ni Balkaner ve yöneticileri 4396 yıl hapis cezası iste- miyle yargılanmalanna kar- şuı tahliye edildi. • Egebank: Yahya Murat DemireU Cavit Çağlar ve NailKeçüi'nindearalarında bulunduğu çok sayıda sanık "Çete oluşturmak" ve "Do- landıncılık" suçundan yar- gılanıyor. • Sümerbank: Bankanın eski sahibi Hayyam Gari- poğhı da diğer banka sahip- leriyle aynı suçlardan yargı- lanıyor. • Alaattin Çakıcı: Ülkücü mafya lideri Çakıcı, Kara- gmnrük Spor Lokali'ne si- lahlı saldın emrini vennek ve Fransız Başkonsoloslu- ğu'nda görevli bir kişiye yö- nelik suikast düzenlemek suçlanndan yargılanıyor. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN zMnm\$tmı 68'liler 26 Ağustos'ta Afyon'dan yola çıkacak Ulıısal Kurtuluş Yürüyüşü İstanbul Haber Servisi - Ortak pazara karşı 1969 yılında ger- çekleştirilen Istanbul-Izmit yü- rüyüşünden tam 32 yıl sonra 68'liler, hemen hemen aynı ta- leplerle bir kez daha yürüyecek. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son ayağı olan Büyük Taarruz'un izlediği yoldan, "Bağunsız de- mokratik Türkiye" sloganıyla yapılacak yürüyüş, 26 Ağustos günü Afyon'da başlayacak 9 Eylül günü Izmir'de sona ere- cek. 68'liler Vakfı Başkanı Gö- kalp Eren, "İzmir'de denize dö- külen düşman bugün, IMF, Dünya Bankasu NATO olarak geri döndû. dün vatanımızı ve köylerimizi işgal edenler, bugün sanayimizi boğuyor, bankalan ele geçiriyor, tarimı yok ediyor, bizi yokluğa, açlığa, köleliğe mahkûm cdiyorlar" dedi. 68'liler Birliği Vakfi tarafın- dan organize edilen kampanya yann Akşehir'de başhyor. Şair Nâzım Hikmet'in, Kuvayı Mil- liye Destanı'nda anlattığı gibi Akşehir'deki Batı ordulannın anakarargâhı ve cephanelik, 24 Ağustos 1922 günü, kağnılarla, kadın, erkek. genç, yaşlı halk tarafından iki günde büyük Ta- aruz'un başladığı Afyon'a ta- şınmıştı. Akşehirliler, her 24 Ağustos'u "onurgünü" olarak kutluyor. 68'liler Vakfı Başka- nı Gökalp Eren, 303 kilometre- lik yolu 15 günde katedecekle- • Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son ayağı olan Büyük Taarruz'un izlediği yoldan, "Bağunsız demokratik Türkiye" sloganıyla gerçekleştirilecek yürüyüş, 26 Ağustos günü Afyon'da başlayacak, 9 Eylül günü Izmir'de sona erecek. rini vurgulayarak "Büyük Ta- arruz'un başladığı Afyon'dan 26 Ağustos günü yola çıkaeağız, 30 Ağustos'ta Dumlupmar'da olacağız. Daha sonra Uşak, Ku- la, Salihli, Kemalpaşayolunu iz- leyerek 9 Eylül günü İzmir'e va- racağız. 9 Eylül Üniversitesi Rektöriüğü Konferans Salo- nu'nda çok sayıda khie örgütü ve parti, 'Ulusal Bağımsızlık Forumu' düzenle>eceklerve bil- diri yayımlayacaklar" dedi. Eren, "Efeler diyan"ndaki yü- rüyüşte aynca güzergâh dışın- daki Denizli ve Manisa'nın da yerel kurtuluş törenlerine ve ka- palı salon toplantılanna katıla- caklannı söyledi. Gökalp Eren, kampanyayı, bugünkü IMF ve Dünya Ban- kası saldınlan ile ABD ve AB'nin emperyalist sömürge- ciliğine karşı ulusal bilinci güç- lendirmek amacıyla yürüttük- lerini vurguladı. Kampanyanın sadece solun muhtelif güçleri- nin kendi aralannda yürüttüğü bir etkinlik olmayacağını ifade eden Eren, şunlan söyledi: "Kampanya, tstanbul'da 16 Ha- ziran 2001 günü gerçekleştirilen 'Ulusal Bağımsızlık Konferan- sı Sonuç Belgesi'nin maddele- rini, ülkenin dörtbir yanma yay- manın ilk adımıdır. Bütün ulu- sun diri güçlerinin katıhmını bekliyoruz." Ecevit ile Bahçeli, 'Koalisyon olarak bir metin üzerinde uzlaşmadık' dedi Anayasa pazarhğı sil baştatı • MGK toplantısında koalisyon anayasa değişikliği paketinde uzlaşamadı. . . Hükümet ortaklannın oluşturulacak bir komisyonda, askeri kanadın da duyarlılıklannı dikkate alarak bazı değişikliklere gitmeye hazırlandıklan bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MGK bildirisinde "anavasa deği- şiklik önerikrinin olgunlaştınlarak TBMM Genel Kurulu'ndan geçiril- mesi temennisi" dile getirilirken Başbakan Bülent Ecevit ile Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin "Koalisyon olarak bir metin üzerin- de uzlaşmadık" demesi, değişiklik paketi konusunda ortakların henüz kendi aralannda bile uzlaşamadığı- nı ortaya koydu. Hükümet ortakla- nnın bir komisyon oluşturup askeri kanadın duyarlılıklannı da dikkate alarak paket içinde bazı değişiklik- lere gitmeye hazırlandığı bildirildi. ANAP lideri ve Başbakan Yardım- cısı Mesut Yılmaz'ın parti kongre- sinde "ulusal güvenlik" tartışmasını açmasının ardından, son MGK top- lantısında da bu konu gündeme gel- dı. Yılmaz anayasa değişikliği ko- nusundaki görüşlerini dile getirirken ortaklannın mesafeli bir tavır içinde olması dikkati çekti. Temsilciler partlyl bağlamaz* Başbakan Yardımcısı Devlet Bah- çeli, "Biz koalisyon olarak bu metin üzerinde konuşmadık. Meclis'te uz- laşüan metin bize sunulmadı. Grup başkanvekilimizin imzasımn bulun- ması partiyi bağlamaz. Onlar orada temsüci olarak bulundular" dedi. Ecevit de metnin koalisyon ortakla- n arasında görüşühnediği ve koalis- yon partilerini bağlamayacağını ifa- de ederek Bahçeli'ye destek verdi. Ecevit ve Bahçeli'nin MGK'deki tavn, anayasa değişikliği paketinin muhalefetten önce, hükümet ortak- lan arasında tartışmaya açılacağmı ortaya koydu. Anayasa değişikliği konusunu MGK'ye taşıyan Yıl- maz, MGK'de "gayetuygarvesevi- yeü" bir tartışma yapıldığını belir- terek "Umuyorum ki bundan son- ra atacağunız adımlar için de yarar- holur" dedi. Yılmaz'ın 1994'teki açıklaması Cemevleri bir erenler cümbüşü • Alevilerin ibadet yerlerinin cami olması gerektiğini söyleyerek Alevilerin tepkisini çeken Diyanet işleri Başkanı Yılmaz, 1994 yılında yaptığı bir konuşmada da Alevi meselesini ortaya atanlann Türkiye"yi savaş yerine çevirmek isteyenler olduğunu söylerken "cemevi ise bir erenler cümbüşüdür" demişti. MtYASE tLKNUR Alevilerin ibadet yerinin cami olduğunu söyleyen ve bu sözleriyle tepkilere neden olan Diyanet İşleri Başkanı M Nuri Yılmaz, geçmişte de buna benzer açıklamalar yapmıştı. Mehmet Nuri Yılmaz, 1994 yılında yaptığı bir konuşmada Aleviliğin ne din ne de mezhep olduğunu söylemiş, Alevi ibadetinin aynlmaz bir parçası olan semahı folklor oyunu, nefesleri ise türkü olarak tanımlamıştı. Mehmet Nuri Yılmaz 5Ocak I994tarihinde Izmir'de din görevlilerinin katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmasında Aleviliğin mezhep değil meşrep olduğunu öne sürerek şunlan söylemişti: "Aleviük bir din degildir, mezhep de değUdir. Folklor oyunlanyla, türküleriyle, sazıyla, nkralanyla bir kültürdür, meşreptir. Akvi-Sünni konusunda yapay bir aynm yaranhyor. Bunu da aydm dediğimiz okumuş yaznuş adamlar yapryor. Alevi-Sünni meselesini ortaya atanlar Türkiye'yi savaş yerine çevirmek isteyenlerdir." Lise örneğl Yılmaz, Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çahştınlmadıklan iddialannı yanıtlarken önceki yıl öğrencisi olmadığı için kapatılan Tunceli'deki lmam Hatip Lisesi'ni örnek veriyordu. Cemevlerini cümbüş yeri olarak gösteren Yılmaz, söz konusu konuşmasını şöyle sürdürmüştü: "Tunceli İmam Hatip Lisesi'nde okuyanlar kursumuzda görev alabilmektedirler. Aleviler ceme\ leri yapmamızı istiyor olabUirier. Ancak cemevleri cami değil ki, cemevi bir erenler M. Nuri Yılmaz cümbüşüdür." Yılmaz'ın konuşmasında örnek gösterdiği Tunceli lmam Hatip Lisesi, 12 Eylül döneminde atanan ve Tunceli'deki Alevi köylerine zorla cami yaptıran \'ali Kenan Güven döneminde açılmıştı. Yatılı olan Tunceli lmam Hatip Lisesi'nde okuyan ögrencilerin tümii Tunceli dışında ikamet eden ve Alev i olmayan ailelerin çocuklanndan oluşuyordu. Önceki yıl Tuncelili olmayan 8 öğrencinin yatılı olarak öğrenım gördüğü lmam Hatip Lisesi kapatıldı. Bir terörist öldürüldü Şırnak'ta bir güvenlik görevlisişehitoldu DÎYARBAKIR (Cumhuriyet) - Güneydoğu'da sürdürülen operasyonda bir terörist öldürüldü, bir güvenlik görevlisi şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamada, bölgede sürdürülen operasyonlarda Şırnak'm kırsal kesiminde bir grup teröristle sıcak temas saglandı. Çatışmada, bir terörist öldürüldü. Muş ve Van'da 2 PKK'li güvenlik güçlerine teslim oldu. Siirt'in kırsal kesiminde teröristlerin güvenlik güçlerine roketatar ve uzun namlulu silahlarla açtığı ateş sonucu 1 güvenlik görevlisi şehit oldu, bir güvenlik görevlisi yaralandı. Bölgede operasyonlar sürdürülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear