26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada Günlerce sabah kalktık, akşam yatağa girerken TVIere baktık, Kemal Derviş'ten başka görünen baş yok. Gel gör ki, IMF'nin buyruklarını sözcüğünü değiş- tjrmeden yerine getirmeyi görev sayan Derviş'ten son günlerde tık çıkmıyor. lyi ama, halkın gözü siyasetçiden çok ekonomide. Clç kuruşu olan, dolara koşuyor. Derviş susuyor. Haaa, şaşkınlık yaratan bir başka görüntü daha var. Derviş susuyor, Başbakan "biryıl sonra refah" di- yor. Ekonomi direksiyonunu elinde tutan zaten hükü- met değil IMF ya; oradan gelen sesler ise içerideki durumun tam tersi. IMF Avrupa Direktörü Michael Deppter, iyimser- liği tavanda yakalayan bir açıklama yapıyor: "Türkiye'de ekonomik program olumlu sonuçlan- nt vermeye başladı". Yoksulluk sının 800 milyonlara yaklaşmış, üretim geçen yıllara oranla yüzde 50 düşmüş bir Türkiye'de "olumlu sonuçlar?" Belki de şöyle düşünmek gerekiyor: Başbakan'la Deppler aynı ağzı kuliandıklarına göre, varsın dolar bir buçuk milyona vursun, çarşı pazar enflasyonun düş- tüğü savlanna karşı bırakın yaksın kül etsin... Yeter ki dışarıda, içeride ağızlar aynı türküyü çığırsınlar. Globalleşme işte buna denir. Ulusumuz, 14 Mayıs 1950, tek bir kez "Yeter, söz milletindir" dedi. Tam 51 yıldır sus pus! Bu davranışın nedenini Ecevit açıkladı: Programa ukısça inanmak! Kimileri ise meydanı boş buldu; yoksullaşan insan- lan sömürmenin peşinde. Siyasal ve kişisel yararları söz konusu olunca ne hu- kuk ne de guguk dinliyor. Yannların tahmini İşte örnek: RTE! (Recep Tayyip Erdoğan). Ak mı kara mı partisinde kurucu üyesi olmaya, kuruculann seçmesi halinde genel başkanlık koltuğuna oturma- ya hukuksal açıdan uygun mu değil mi? Tartışmalı. Üstelik umursamıyor bile. Sadece hukuk açısından sakıncalı olması bir yana, üstelik adam, Atatürk konusunda bir takıyyeci. Bir tarihte "Atatürk'e saygı göstermekdiyesap gi- bi arkasında durmaya gerek olmadığını" söyleyen, partiyi açış söylevinde Atatürk'e tek sözcükle değin- meyen RTE: Ama bugün idare-i maslahatçı bir davranışla Bilkent salonundaki Atatürk posterinin, bugün yann da Anıt- kabir'de Atatürk'ün karşısında "sap gibi durmayı" yeğliyor. Bunlarda Atatürk sevgisi, saygısı, laik Cumhuri- yet'e bağlılık duygusu falan yok. Bunlar, Atatürk'e ve . ilkelerine hemen başlarda karşı çıkmanın olası ezici sonuçlarından kaynaklanan korku ile yaşıyoriar. llk siyasal nutkunda RTE, "her şeyin zamanı var" diyor. Din ile siyaseti bir arada söylemenin zamanı var de- meye getiriyor. Tıpkı daha önceki, "yaptıklanmız ya- pacaklanmızın teminatıdır" söylemıne benzeyen, hat- ta o vurgulamayı tamamlayan sözler... Bugünkü portresi; gelirinin kaynaklarını soranlara yanıt vermeyen, yasal olmadığı öne sürülen durumu- nu tartışmaya yanaşmayan, geçmişteki sözlerine sa- hip çıkamayan bir taze siyasetçi RTE! Hukuksal durumunu irdeleyen anayasa hukukçu- ları (Prof. Bakır Çağlar, Süheyl'Batum, Zafer Ös- kül) RTE'nin "kurucu üyelikten çıkarılmasındaki ge- reğe" işaret ediyoriar. Ya simge ampul?.. RTE'ye göre, "Türkiye'nin 'ay- dmlanması' için en yüksek volt hangisi ise" ona ge- reksinim varmış. Türkiye'nin "aydınlanması" RTE ve yandaşlarına kaldıysa... Yannlanmızı tahmin edebiliriz artık! Açıklama Bağ-Kur Genel Mü- dûrü Av. Ferhan Kap- tan 14 Agustos 2001 tarihli gazetemizin Deniz Som tarafından hazırlanan Vaziyet kö- şesinde yeralan "Bağ- Kur'da çöküşteki son perde!"başlıklıhaber- le ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada ya- zıda adı geçen sigorta- lıyla ilgili yapılan in- celemede giriş kesene- ği ve 1997/7'nci ay prim ödemesinin za- manında yapılmaması nedeniyle 6.633.113 Türk lirası borç gö- züktüğü bildirildi. Açıklamada şöyle denildı: "Kurumumuz ile Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankası ara- sında yapılmış olan protokoller gereğince sigortahlann yapmış olduğu prim ödemele- ri on-line çalışan şube- lerce yapılan tahsilat- lar takip eden ayda. off-line şubelerce ya- pılan tahsilatlar ise 2- 3 ay sonra sigortalının prim ödeme tablosun- da görülebilmektedir. Aynca sigortalılanmı- zın mağduriyetlerine sebebiyet verilmeme- si için adı geçen ban- kalann off-line şube- lerinden tahsilat yapıl- maması talep edilmiş- tir. Kaldı ki sigortalı- mız Sabri Yıldız'ın ekstresinde görülece- ği üzere tüm ödemele- rin tarih itibanyla bil- gisayara yüklenmiş ol- duğu ve hesabına geç- meyen bir ödemenin olmadığı açıktır. Yazmızda söz konu- su edilen bankanın geç intikali nedeniyle sigortahdan para talep edilmesi diye bir şey söz konusu olamaz, konunun tarafınıza bi- lerek veya bilmeyerek yanlış aktanlmasın- dan kaynakladığı dü- şüncesiyle açıklama yapmak gereği duyul- muştur." SANS TOPU CEKILDI 3 kişiye 80'er mifyar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Piyango Idaresi'nce düzenlenen Şans Topu'nun bu haftakı çekilişinde alt kolon rakamlan 2,9,15, 27,31, üst kolon numarası ise 9 olarak belirlendi. Şans topunda 5 artı 1 bilen 3 kişi 80 milyar 721 milyon 450'şer bin lira ikramiye kazandı. Bu haftaki çekilişte: 1 artı 1 bilenler 470'er bin lira, 2 artı 1 bilenler 970'er bin lira, 3 bilenler 865'er bin lira, 3 artı 1 bilenler 3 milyon 200'er bin lira, 4 bilenler 10 milyon 485'er bin lira, 4 artı 1 bilenler 74 milyon 105"er bin lira, 5 bilenler ise 745 milyon 15O'şer bin lira ikramiye kazandı. Dövizle kim oynııyor? ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - IMF yetkilileri- nin "Her şey iyi gküyor'' yolun- daki açıklamalan. faiz dışı faz- lanın rstenilen düzeyde olması ve ihracatın artmasına karşın dö- viz ve faizde dizginlenemeyen yükseliş. ekonomi çevrelerini tedirgin ediyor. Dolardaki yük- selişin halkın programa güven- sizliğinden kaynaklandığı vur- gulanırken, Merkez Bankası yetkililerinin artışlann sorumlu- su olarak sivil toplum kuruluş- larının döviz alışlannı göster- mesi tepkiyle karşılandı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birligi (TOBB) yönetim kurulu üyesi Mehmet Balduk, geçen hafta TOBB'nin aldığı 50 mil- yon dolann yûkselişi hızlandır- dığı iddialannı yalanladı. TO- BB'nin toplam 25 milyon dolar aldığını belirten Balduk, "Erira- bank'a aktardacak 100 milyon dolan karşılamak için 25 milyon dolar aldık. Bu ahnun 10 milyon dolan 29 Haziran günü, 15 mil- yon dolan da 7 Ağustos günü ger- çekfcştl Biz ErimbaıuVa 100 mil- yon dolan TL olarak hemen ak- tarmaya hazınz. Ancak bizden dolar isteniyor" dedi. Eximbank Genel Müdürü AhmetKıhçoğhı. TOBB'den bankaya aktanlacak 100 milyon dolarlık kaynağın taksitlendirmesi için SPK'ye ye- niden başvuruda bulunduklannı bildirdi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral de Türk-lş ve bağlı sendikalann dolan yüksel- tecek herhangı bir girişimde bu- lunmadığını bildirdi. Sendikasyon kredlsi ödenmemesi etken Dövizdeki yükselişte banka- lann ellerindeki 3 milyar dolar- lık sendikasyon kredilerini öde- melerinin etkili olduğu dile ge- tiriliyor. Bankacılık sektöründe hükümetin uyguladığı yanlış politikalann piyasalardaki hu- zursuzluğa neden olduğunu söyleyen Kapalıçarşı'daki ayak- çılar, "Ekonomideki olumsuz gelişmelere ulusal güvenlikle il- gili polemikkrin.eklenmesiyle dolardaki arüşın durması mümkün gözükmüyor" şeklin- de konuşarak önümüzdeki gün- lere de umutlu bakmadıklannı dile getiriyorlar. Ayakçılar, eylül ayında ikin- ci bir devalüasyonun kaçmıl- maz olduğu görüşünü ileri sü- rüyorlar. Halkın kıt kanaat ge- çindiğini, parasını bankalardan çekip yastık altında sakladığını belirten ayakçılar, güven soru- nu çözülmediği sürece duru- mun değişmeyeceğini öngörü- yorlar. Dövizin bu yükselişinin altm sektörüne de yansımasın- dan şikâyet eden Kapalıçarşı'da bir kuyumcuya göre de yazın gelmesi ile hareketlenen evlilik ve sünnet düğünlennde takılan altmlar, TL'ye güven kalmadı- ğından bir an önce dolarla takas edilmek üzere bozduruluyor. Cumhuriyet'e değerlendir- melerde bulunan Dr. Oztin Ak- güç, dolann düşmesi için spe- külasyonlann önüne geçilmesi gerektiğini söylerken Prof. Dr. Türkel Minibaş ise toplumun hükümetten net bir kur politika- sı beklediğini belırtiyor. Prof. Dr. Erdoğan AUdn. "fiyat artı- şı piyasalan ürkütmemeli" yo- rumunu yapıyor. Prof. Dr. Iz- zettin Önder turizm mevsimi- nin geçmesiyle dolarda daha fazla yükseliş beklenebileceği- ni kaydediyor. Spekülasyonlar durdurulsun Akademisyenlerin görüşleri kısaca şöyle: Dr.ÖztinAk- güç: Dövizin yükselmesine, öncelikle dolar üzerinde yapı- lan spekülas- yonlar neden oldu. Ayrıca bankalann borç ödemeleri Oztin Akgüç iç ı n dolar satın alması ve şirketlerin de ileriki tarihlerde yapacakları ödeme- ler için de bugünden dolar satın almalan döviz talebinin yüksel- mesine yol açtı. Bu yükselişin engellenmesi için spekülasyonun önüne ge- çilmeli. Prof. Dr. Türkel Minibaş: Fa- iz ve döviz kuru. yani maliyet İzzetünOnder hesaplan netleşmediği için şir- ketler ileriki ödemelerine yöne- lik dövizlerini arttınyorlar. Şu anda dövizdeki yükselişin önü- ne geçilemez görünüyor. Sayın Derviş'in kur politikalanyla il- gili net tavır almak yerine sü- rekli geleceğe yönelik kur tah- minleri yapması toplumun gü- vensiz hareket etmesine neden oluyor. Yükseliş sürecek Prof. Dr. Iz- zettin Önder: Ekonominin büyük bir bölü- mü dolara yatı- rıma yöneliyor. Şu anda tu- rizmden kay- naklanan bir a r z a r t l § 1 m e v " c u t - A n c a k s o n . bahara doğru döviz sıkıntısı ar- tacak ve fiyat yıl sonuna kadar daha da yükselecektir. Piyasalar eylül ayında düzelir Prof. Dr. ErdoğanAUdn: Bütün spekülasyonlann merkezi, dövi- zin ileride daha yüksek olacağı kanısıdır. Cari işlemler fazlalık veriyor, yani döviz stoku var. A- ma kimse arza yönelmediği için normal talep dahi fiyatı yüksel- tiyor. Eylülde Hazine'nin de ra- hatlamasıyla piyasalar düzene girer. Ancak döviz fiyatının art- masından ürkmemek lazım. Asıl endişemiz iç borç, enflasyon, üretim ve büyüme konulannda olmalı. Dolar ve faizdeki önleneme- yen artışlarla ilgili Ankara Cum- huriyet Bürosu'ndan arkadaşı- mız Hacer Boyacıoğlu'nun soru- lannı yanıtlayan ekonomist ve politikacılar, temel sorunun "gü- ven" olduğuna dikkat çektiler. Uygulanan programa ve TL'ye güven duyulmadığını vurgulayan uzmanlar. Merkez Bankası'nm piyasalara müdahale etmek için geç kaldığına işaret ettiler. Bundan sonraki süreçte, mü- dahale edilse bile Merkez Banka- sı'nın dolan istenilen seviyeye çekecek döviz rezervine sahip ol- Telıllkeli oyıın YAVUZBARLAS Son 1 haftadır sürekli yükseliş eğiliminde olan dolann önüne geçme çabası göstermeyen ve döviz satış programı haricinde piyasaya dolar satmayan Merkez Bankası, Hazine'nin kasım ayuıdaki 11.6 katrilyon lirahk yüklü borçlanma ihtiyacım hafifletmeyi hedefliyor. Uluslararası finans kurumlannca "Kasun ayma dikkat edilmeü" uyanlannı dikkate alan Merkez Bankası, Türk Lirası'nm 1 günde yüzde 5'lik değer kaybuıa göz yumuyor. Ancak Hazine ve Merkez Bankası borç maliyetlerini düşürme oyununu oynarken zarar, dolann yükselişinden panikleyen, tasarruflannı yüksek kurdan dövize çevirmeye çalışan yurttaşın başına patlıyor. Döviz kurlannın yükselişe geçtiği anda dövize endeksli borçlanma ihalesi düzenleyerek dolarizasyonu körükleyen ve piyasadaki dolan toplayan Hazine, yüksek kurdan dövizle ihale düzenleyerek geri ödeme döneminde Merkez Bankası'nm dolan düşürme planı ve piyasalann oturacağı beklentisiyle borçlanma maliyetini düşürme peşinde koşuyor. Hazine son olarak halka arz yöntemiyle dolann 1 milyon 500 bin liraya dayanmasının ardından dövize endeksli 20,21 ve 22 Ağustos'ta 3 ihale düzenleyerek piyasadaki dolan çekmeyi planlıyor. Merkez Bankası'nın kurlar üzerindeki oyunu ise Türk Lirası'nın 21 Şubat'taki dalgalı kura geçme karanndan sonra ABD Dolan karşısında yüzde 51 oranında değer yitirmesiyle ödeniyor. Kasım krizinden bu güne yurtdışı piyasalardan borç alamayan Hazine, kurlann 1 milyon 500 bin lirayı aştığı bugünlerde piyasalardan dolar borç alarak kurumîara geri ödeme döneminde düşük kurdan Türk Lirası cinsinden paralarını ödeyecek. Böylece düzenlediği döviz ihalelerinde Hazine, bonolann faiz maliyetini de indirerek sıfır maliyetle borç bulmuş olacak. Hazine'nin son döviz ihalesini düzenlediği 3 Ağustos öncesinde de kurlar hızla yükselişe geçmişti. 2.1 milyar dolar teklif gelen döviz ihalesi öncesinde ABD Dolan 1 milyon 300 bin liradan 1 milyon 350 bin liraya şıçramıştı. Merkez Bankası o gün de ağustos ayı boyunca satacağı 600 milyon dolann dışına çıkmamış ve kurlann yükselişine müdahale etmeyerek seyirci kalmıştı. EHinyada düşüyor Ekonomi Servisi - ABD Dolan, Euro karşısında ise son 5 ayın en düşük düzeyine inerken Nevv York ve Londra piyasalannda, Japon Yeni ve Ingiliz Sterlini karşısında da geriledi. ABD ekonomisindeki yavaşla- maya ilişkin sinyallerin bir süredir yarınmcılan tedirgin ettiğini kay- deden analistler, genelde Euro hakkında da olumlu beklentiler ol- madığından piyasada denge oldu- ğunu, ancak IMF'nin dün ABD ekonomisine ilişkin açıkladığı bir raporda yer alan ifadelerin dolar- da satış baskısı yarattığını belirtti- ler. Bazı ekonomistler bir süredir ABD Dolan'nın diğer para birim- leri karşısında değerinin üzerine çıktığını belirtiyorlardı. IMF'nin. ABD ekonomisi üzerindeki yıllık değerlendirmesini içeren raporda, Washington'ın dev ticaret açığı- nın, dolann değerini artık tehdit ettiği ve Amerikan ekonomisinin gidişinin açık olduğu vurgulandı. Raporda, "ABD'nin dış ticaret açığı,eğer verimlilik verilerinde de düşme yaşanırsa. dolann değerin- de keskin bir inişe yoi açabiür" de- nilirken tüketici ve iş sektörü gü- ven verilerinin de yakından izlen- mesi gerektiği belirtildi. Uzman- lar, ABD'nin uzun süredir "değer- K dolar" politikalan uyguladığını belirterek dolardaki ani bir değer kaybının, dünya ekonomisini al- tüst edebileceğine işaret ettiler. Dolann büyük değer kaybı du- rumunda. ABD'nin ithalatının da önemli ölçüde düşüşe geçeceği, bunun da, ekonomilerini ABD'ye yapılan ihracata dayayan şirketler, hatta ülkeler açısından yıkıcı et- kileri olabileceği kaydedildi. Nüfus cüzdanımı. sürücü belgemi ve SSK kartımı kaybettim. Hükümsüzdür HATÎCE KLI>tŞ 1 milyon çocuğa eğitim yardımı ANKARA (AA) - Devlet Bakanı Hasan Gemici. ekonomik yoksunluk içindeki ailelerin sosyal dunımlannın iyileştirilmesi için Dünya Bankası'ndan sağlanan 500 milyon dolarhk krediyle yürütülecek olan 'Sosyal Riski Azaitma Projesi'nın uygulanmaya başlandığını bildirdi. Gemici, ilk olarak l milyon 50 bin çocuğun eğitimlerine katkı olarak ayni ve nakdi yardım yapılacağını, nakdi yardımlann da kadııun statüsünü yükselönek amacıyla 'annelere' verileceğini söyledi. Gemici, yardımın 50 milyon lira olacağını açıkladı. 500 milyon dolarlık kredinin 5 yıl ödemesiz, Î5 yıl vadeli olarak fatziyle ödeneceğini anlatan Gemici, "Bunun diğer kredBerinden hiçbir faria yok" dedi. madığını belirten ekonomist ve politikacılann görüşleri özetle şöyle: Merkez Bankası seyirci Yrd. Doç. Dr. Aziz Konukman: Ekonomik göstergelerin olumlu olduğu bir dönemde bu yükseliş- ler normal olarak değerlendirile- mez. Şu anda döviz var, talep de çok fazla değil, ancak piyasa kendi işleyişi içinde dövizi den- geye oturtamıyor. Çünkü belli kesimler dolann yükselmesini is- tiyor. Merkez Bankası ise bu sü- rece herkes gibi seyirci kalıyor, çünkü piyasalan dengeye oturta- cak güce sahip değil. Kötü gidi- şin durdurulması için toplumsal bir uzlaşmanın mutlak surette ya- şama geçirilmesi gerekir. Cüvenslzllk hâklm Prof. Dr. Oğuz Oyan: Bu tür programlarda esas olan toplu- mun güveninin sağlanmasıdır. Ancak toplumda IMF-Dünya Bankası eksenli programlara yö- nelik derin bir güvensizlik göze çarpıyor. Ekonomi yönetiminin olum- suz gelişmelere karşı geliştirdiği yöntemler, günü kurtarmanın ötesine geçmiyor. Hazine'nin dö- vize dayalı bir borçlanma biçi- mini geliştirmesi ise iç borçlann birnevi dış borç biçimine dönüş- türülmesini beraberinde getiri- yor, bu nedenle dikkatli davranıl- malıdır. Polarlzasyon önlenmell Prof. Dr. Sinan Sönmez: Top- lumda IMF ve Dünya Banka- sı'na yönelik bir güvensizlik dalga dalga yayılıyor. Piyasa aktörleri. Türk Lira- sı'na da ve hükümete de güven duymuyorlar. Dolarizasyonun bir şekilde önlenmesi gereki- yor. Esas sorun, uygulanmakta olan sistemin Türkiye koşulla- rına uygun olup olmadığıdır. Merkez Bankası, kendi olanak- lanyla döviz fiyatlannı ne ka- darlık bir süre için dengede tu- tabilir? Konsolldasyon endisesi DYP tzmir MiUervtkUi Ufuk Söy- lemez: Merkez Banka- sı'nm dö- viz pozis- yonunun eksi 9 mil- Ufuk Söylemez yar dolara kadar gerilemesi, üzerinde durubnası gereken ciddi bir olumsuzluktur. Merkez Bankası'nm pi- yasalara yaptığı müdahale- nin etkisizliği de ortada, gerçekleştirilen satışlar sa- dece Merkez Bankası'nın rezervlerini eritiyor. Zorunlu bir konsolidas- yonun gündeme gelmesin- den korkuyorum. Ancak yeni bir başlangıç olumsuz- luklan giderebilir. Bu hü- kümet ülkeyi taşıyamıyor. önlemler yaşama geçirilmeli ANAP lstanbul Milletveki- li Nesrin Nas: Reel sektöre yö- nelik ön- lemler he- men yaşa- ma geçiril- . meli, in- NesnnNas sanlar artık önlerini göre- bilmelidirler. Merkez Ban- kası'nm piyasalarda kendi- sini hissettirmesi ve Hazi- ne'nin borçlanma enstrü- manlannda çeşitliliğe git- mesi de düşünülmesi gere- ken politikalardır. Celen kredi buharlaşıyor DSP Sakarya Millerveki- li Ramis Savaş: IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen kredilerin büyük bir kısmı kısa bir süre sonra buharla- şıyor Bunda spekülatif kâr elde etmek isteyenlerin de payı var. Hükümet, gelen dövizle daha çok borç ödeyebilmek için dalgalı kurda ısrar edi- yor, ancak bu da dolardaki artışı hızlandınyor. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada ler. Akademisyen kökenli olanlann hemen tümü, devlet üniversitelerinde rektörlükten öğretim üye- liğine kadar pek çok görevde bulunmuşlar. Yıne devlet olanaklarıyla yurtdışında eğitim almış otan- lann sayısı da az değil. Devletimiz sağ olsun, bu kesime de nitelikli ete- manlar yetiştirmiş! Kuruluşta dağıtılan "llkeler ve Kurucular Kuru- lu" kitabının ilk 11 sayfası ilkeleri anlatıyor. Bura- da partinin uzlaşmacı ve yapıcı bir dil kullanacağı vurgulanıyor. Cinsiyet dahil hiçbir aynmcılığın ya- pılmayacağı belirtiliyor. Demokrat ve interaktif bir lidertik öngörüldüğünü öğreniyoruz. Laiklik bölü- münde şu tümce dikkat çekici: "Laiklik, bireyi değil devleti kısttlayan ve sınırta- yan bir ilkedir." Demek ki Erbakan gibi Erdoğan da kendine gö- re bir laiklik tarifı yapacak. Ekonomi bölümü klasik bir liberal sağ programı öngörüyor. Eğitim ve sağlıktaki temel yaklaşım şu: Ozelleştirme ve yerelleştirme! Eğitimin özgürlükçü, sorgulayıcı, bilimsel olma- sı hedeflenirken bu bölüm şöyle son buluyor "Partimiz; isteğe bağlı olarak, örgün eğitimin her safhasında din eğitimi verilmesinden yana- dır!" Sözün kısası, kamuoyu önünde tam özgürlük- çü görünümü sağlayacak paragraflann arasına, parti tabanına selam verecek tümceler ince ince sıkıştınlmış. Görünüm olarak ortada ciddi bir omurga yok. Nereden bakarsanız farklı bir yapı ortaya çıkryor. Belki de bu hedeflendi! Abdullah Gül'de burukluk ve gerginlik dikkati çekiyordu. Belki de şöyle düşünüyordu: "FP kongresinde Erbakan destekli Kutan'a kar- şı bayrak açan ben oldum, o oylar benimdi. Şim- di kaçıncı kişi olduğum bile belli değil!" Daha önce Erdoğan'la birlikte hareket edeceği tahmin edilen milletvekili sayısı 54'tü. Dün akşam saatlerinde bu hedefe yaklaşıldı, ama bir heye- cansızlık dikkati çekiyordu. Voltaire der ki! Erdoğan'ın konuşmasını iki bakımdan irdeteye- lim: Biçim ve içerik... Biçim olarak şunu söyleyebiliriz: Erdoğan, Siirt'te "camiler kışlamız" şiirini hangi biçimde okuduysa, öyle konuştu. Hoşgörüden söz ederken bile yüzünde gergin- lik, öfke, kavga ve intikamcılık çizgileri vardı. Her an, 'AK'\m derken başka şey diyecekmiş gibi bir havası vardı! İçerik olarak söylenecek çok şey var, ama bir noktayı vurgulamakla yetinelim. Erdoğan, VoJta- ire'in o ünlü, "Düşüncelerinize katılmıyorum, ama onlan söyleyebilmeniz için hayatımı veririm " sözü- ne gönderme yaptı. Voltaire'e çok ter döken Ser- verTanilli, "Voltaire ve Aydınlanma" kitabındadü- şünürün şu sözüne de yer veriyor: "Hoşgörüye layık olmalan için insanlann bağnaz olmamalan gerekir!" Amblem olarak ampulün seçilmesi, ayn bir yazı konusu olacak zenginlikte. Erdoğan ampul konu- sunda yapılan ilk esprilere, henüz ampulü yanma- dığından olsa gerek, yanıt vermedi. Belki de soru sandığı için susmuştur. Ampul deyince insanın ak- lına ilk, 'lüzumsuzsa söndür' geliyor. Ampule iliş- kin tanım yelpazesini Hulki Aktunç'un "Büyük Ar- go Sözlüğü"ne bırakalım! Kuruluş günü itibanyla AKAP, geleneksel çizgi- nin ikiye bölündüğünü göstermekten başka bir şey ifade etmiyor! [email protected] Türk Telekonfda istifa • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi Nihat Özdemir görevinden istifa etti. Sağlık gerekçesiyle istifa eden Özdemir'in istifasının kabul edildiği bildirildi. Türk Telekom'un 29 Haziran'da gerçekleştirilen olağan genel kurulunda Başbakan Bülent Ecevit'in kontenjanından seçilen Özdemir, OYAK Genel Müdürlüğü görevinde de bulunmuştu. Başhekime dayak • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanhurfa'nın Akçakale ilçesinde Mehmet Dikmir adlı bir kişi, hastalanna bakmadığı ıddiasıyla Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ziya Bağaş'ı sokak ortasında dövdü. Olayla ilgili olarak Mehmet Dikmir, annesi Emine. babası Halil ve ağabeyi Ayhan Dikmir'i gözaltına alındı. Yetkililer, Başhekim Dr. Ziya Bağaş'ın söz konusu kişilerden şikâyetçi olduğunu belirterek olayla ilgili soruşturma başlatıldığım söylediler. Cankurtaran'a takipsizHc • İstanbul Haber Servisi - lstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ayvaz tarafından yürütülen naylon fatura ve hayali ihracat sonıştunnası tamamlandı. Mahkeme, işadamı Mehmet Emin Cankurtaran hakkında "Cürüm ışlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" suçundan yürüttüğü soruştunna kapsamında "takipsizlik" karan verdi. Ağtaş: UMP cidtüyetten uzak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulusal Muhtariyet Partisi'nin (UMP) felsefesi, mantığı, siyaseti belli olmayan bir parti olduğunu savunan Çankaya Muhtarlar Derneği Başkanı Adil Ağtaş, "bir loto milyarderinin muhtarlann adını kulla- narak parti kurmasını onaylamadıklannı" bildirdi. UMP'nin ciddiyetten uzak olduğunu ifade eden Ağtaş, "Kurt sislı havayı sever misali bazı çıkışlar görmekteyiz. Bu sisli havada yapılan siyasi çıkışlardan birisi, biz muhtarlann adını da kulla- narak Ulusal Muhtariyet Partisi adıyla bu hafta res- men kurulmuştur" dedi. Okuma-yazma kursu • lstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi'nin birlikte düzenlediği yetişkinlere özel okuma-yazma kursu başladı. Kurs hakkında bilgi veren Bayrampaşa Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet Ziya Sekin, 2 ay sürecek kursa 8'i erkek toplam 60 kişinin katıldığını belirtti. Sekin, 35'i hiç okuma-yazma bümeyen, 25'i de ilkokul diploması almaİc amacıyla başvuran 18-60 yaş arası kursiyerlerin büyük çoğunluğunu ev hanımlannın oluşturduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear