Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
B Baştarafı 1. Sayfada
Günlerce sabah kalktık, akşam yatağa girerken
TVIere baktık, Kemal Derviş'ten başka görünen baş
yok.
Gel gör ki, IMF'nin buyruklarını sözcüğünü değiş-
tjrmeden yerine getirmeyi görev sayan Derviş'ten son
günlerde tık çıkmıyor.
lyi ama, halkın gözü siyasetçiden çok ekonomide.
Clç kuruşu olan, dolara koşuyor. Derviş susuyor.
Haaa, şaşkınlık yaratan bir başka görüntü daha
var. Derviş susuyor, Başbakan "biryıl sonra refah" di-
yor. Ekonomi direksiyonunu elinde tutan zaten hükü-
met değil IMF ya; oradan gelen sesler ise içerideki
durumun tam tersi.
IMF Avrupa Direktörü Michael Deppter, iyimser-
liği tavanda yakalayan bir açıklama yapıyor:
"Türkiye'de ekonomik program olumlu sonuçlan-
nt vermeye başladı".
Yoksulluk sının 800 milyonlara yaklaşmış, üretim
geçen yıllara oranla yüzde 50 düşmüş bir Türkiye'de
"olumlu sonuçlar?"
Belki de şöyle düşünmek gerekiyor: Başbakan'la
Deppler aynı ağzı kuliandıklarına göre, varsın dolar bir
buçuk milyona vursun, çarşı pazar enflasyonun düş-
tüğü savlanna karşı bırakın yaksın kül etsin... Yeter ki
dışarıda, içeride ağızlar aynı türküyü çığırsınlar.
Globalleşme işte buna denir.
Ulusumuz, 14 Mayıs 1950, tek bir kez "Yeter, söz
milletindir" dedi. Tam 51 yıldır sus pus!
Bu davranışın nedenini Ecevit açıkladı: Programa
ukısça inanmak!
Kimileri ise meydanı boş buldu; yoksullaşan insan-
lan sömürmenin peşinde.
Siyasal ve kişisel yararları söz konusu olunca ne hu-
kuk ne de guguk dinliyor.
Yannların tahmini
İşte örnek: RTE! (Recep Tayyip Erdoğan). Ak mı
kara mı partisinde kurucu üyesi olmaya, kuruculann
seçmesi halinde genel başkanlık koltuğuna oturma-
ya hukuksal açıdan uygun mu değil mi? Tartışmalı.
Üstelik umursamıyor bile.
Sadece hukuk açısından sakıncalı olması bir yana,
üstelik adam, Atatürk konusunda bir takıyyeci.
Bir tarihte "Atatürk'e saygı göstermekdiyesap gi-
bi arkasında durmaya gerek olmadığını" söyleyen,
partiyi açış söylevinde Atatürk'e tek sözcükle değin-
meyen RTE:
Ama bugün idare-i maslahatçı bir davranışla Bilkent
salonundaki Atatürk posterinin, bugün yann da Anıt-
kabir'de Atatürk'ün karşısında "sap gibi durmayı"
yeğliyor.
Bunlarda Atatürk sevgisi, saygısı, laik Cumhuri-
yet'e bağlılık duygusu falan yok. Bunlar, Atatürk'e ve
. ilkelerine hemen başlarda karşı çıkmanın olası ezici
sonuçlarından kaynaklanan korku ile yaşıyoriar.
llk siyasal nutkunda RTE, "her şeyin zamanı var"
diyor.
Din ile siyaseti bir arada söylemenin zamanı var de-
meye getiriyor. Tıpkı daha önceki, "yaptıklanmız ya-
pacaklanmızın teminatıdır" söylemıne benzeyen, hat-
ta o vurgulamayı tamamlayan sözler...
Bugünkü portresi; gelirinin kaynaklarını soranlara
yanıt vermeyen, yasal olmadığı öne sürülen durumu-
nu tartışmaya yanaşmayan, geçmişteki sözlerine sa-
hip çıkamayan bir taze siyasetçi RTE!
Hukuksal durumunu irdeleyen anayasa hukukçu-
ları (Prof. Bakır Çağlar, Süheyl'Batum, Zafer Ös-
kül) RTE'nin "kurucu üyelikten çıkarılmasındaki ge-
reğe" işaret ediyoriar.
Ya simge ampul?.. RTE'ye göre, "Türkiye'nin 'ay-
dmlanması' için en yüksek volt hangisi ise" ona ge-
reksinim varmış.
Türkiye'nin "aydınlanması" RTE ve yandaşlarına
kaldıysa...
Yannlanmızı tahmin edebiliriz artık!
Açıklama
Bağ-Kur Genel Mü-
dûrü Av. Ferhan Kap-
tan 14 Agustos 2001
tarihli gazetemizin
Deniz Som tarafından
hazırlanan Vaziyet kö-
şesinde yeralan "Bağ-
Kur'da çöküşteki son
perde!"başlıklıhaber-
le ilgili bir açıklama
yaptı. Açıklamada ya-
zıda adı geçen sigorta-
lıyla ilgili yapılan in-
celemede giriş kesene-
ği ve 1997/7'nci ay
prim ödemesinin za-
manında yapılmaması
nedeniyle 6.633.113
Türk lirası borç gö-
züktüğü bildirildi.
Açıklamada şöyle
denildı:
"Kurumumuz ile
Vakıfbank, Halkbank
ve Ziraat Bankası ara-
sında yapılmış olan
protokoller gereğince
sigortahlann yapmış
olduğu prim ödemele-
ri on-line çalışan şube-
lerce yapılan tahsilat-
lar takip eden ayda.
off-line şubelerce ya-
pılan tahsilatlar ise 2-
3 ay sonra sigortalının
prim ödeme tablosun-
da görülebilmektedir.
Aynca sigortalılanmı-
zın mağduriyetlerine
sebebiyet verilmeme-
si için adı geçen ban-
kalann off-line şube-
lerinden tahsilat yapıl-
maması talep edilmiş-
tir. Kaldı ki sigortalı-
mız Sabri Yıldız'ın
ekstresinde görülece-
ği üzere tüm ödemele-
rin tarih itibanyla bil-
gisayara yüklenmiş ol-
duğu ve hesabına geç-
meyen bir ödemenin
olmadığı açıktır.
Yazmızda söz konu-
su edilen bankanın
geç intikali nedeniyle
sigortahdan para talep
edilmesi diye bir şey
söz konusu olamaz,
konunun tarafınıza bi-
lerek veya bilmeyerek
yanlış aktanlmasın-
dan kaynakladığı dü-
şüncesiyle açıklama
yapmak gereği duyul-
muştur."
SANS TOPU CEKILDI
3 kişiye 80'er mifyar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Piyango
Idaresi'nce düzenlenen Şans Topu'nun bu
haftakı çekilişinde alt kolon rakamlan 2,9,15,
27,31, üst kolon numarası ise 9 olarak belirlendi.
Şans topunda 5 artı 1 bilen 3 kişi 80 milyar 721
milyon 450'şer bin lira ikramiye kazandı. Bu
haftaki çekilişte: 1 artı 1 bilenler 470'er bin lira,
2 artı 1 bilenler 970'er bin lira, 3 bilenler 865'er
bin lira, 3 artı 1 bilenler 3 milyon 200'er bin lira,
4 bilenler 10 milyon 485'er bin lira, 4 artı 1
bilenler 74 milyon 105"er bin lira, 5 bilenler ise
745 milyon 15O'şer bin lira ikramiye kazandı.
Dövizle kim oynııyor?
ANKARA / İSTANBUL
(Cumhuriyet) - IMF yetkilileri-
nin "Her şey iyi gküyor'' yolun-
daki açıklamalan. faiz dışı faz-
lanın rstenilen düzeyde olması
ve ihracatın artmasına karşın dö-
viz ve faizde dizginlenemeyen
yükseliş. ekonomi çevrelerini
tedirgin ediyor. Dolardaki yük-
selişin halkın programa güven-
sizliğinden kaynaklandığı vur-
gulanırken, Merkez Bankası
yetkililerinin artışlann sorumlu-
su olarak sivil toplum kuruluş-
larının döviz alışlannı göster-
mesi tepkiyle karşılandı.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birligi (TOBB) yönetim kurulu
üyesi Mehmet Balduk, geçen
hafta TOBB'nin aldığı 50 mil-
yon dolann yûkselişi hızlandır-
dığı iddialannı yalanladı. TO-
BB'nin toplam 25 milyon dolar
aldığını belirten Balduk, "Erira-
bank'a aktardacak 100 milyon
dolan karşılamak için 25 milyon
dolar aldık. Bu ahnun 10 milyon
dolan 29 Haziran günü, 15 mil-
yon dolan da 7 Ağustos günü ger-
çekfcştl Biz ErimbaıuVa 100 mil-
yon dolan TL olarak hemen ak-
tarmaya hazınz. Ancak bizden
dolar isteniyor" dedi. Eximbank
Genel Müdürü AhmetKıhçoğhı.
TOBB'den bankaya aktanlacak
100 milyon dolarlık kaynağın
taksitlendirmesi için SPK'ye ye-
niden başvuruda bulunduklannı
bildirdi. Türk-lş Genel Başkanı
Bayram Meral de Türk-lş ve
bağlı sendikalann dolan yüksel-
tecek herhangı bir girişimde bu-
lunmadığını bildirdi.
Sendikasyon kredlsi
ödenmemesi etken
Dövizdeki yükselişte banka-
lann ellerindeki 3 milyar dolar-
lık sendikasyon kredilerini öde-
melerinin etkili olduğu dile ge-
tiriliyor. Bankacılık sektöründe
hükümetin uyguladığı yanlış
politikalann piyasalardaki hu-
zursuzluğa neden olduğunu
söyleyen Kapalıçarşı'daki ayak-
çılar, "Ekonomideki olumsuz
gelişmelere ulusal güvenlikle il-
gili polemikkrin.eklenmesiyle
dolardaki arüşın durması
mümkün gözükmüyor" şeklin-
de konuşarak önümüzdeki gün-
lere de umutlu bakmadıklannı
dile getiriyorlar.
Ayakçılar, eylül ayında ikin-
ci bir devalüasyonun kaçmıl-
maz olduğu görüşünü ileri sü-
rüyorlar. Halkın kıt kanaat ge-
çindiğini, parasını bankalardan
çekip yastık altında sakladığını
belirten ayakçılar, güven soru-
nu çözülmediği sürece duru-
mun değişmeyeceğini öngörü-
yorlar. Dövizin bu yükselişinin
altm sektörüne de yansımasın-
dan şikâyet eden Kapalıçarşı'da
bir kuyumcuya göre de yazın
gelmesi ile hareketlenen evlilik
ve sünnet düğünlennde takılan
altmlar, TL'ye güven kalmadı-
ğından bir an önce dolarla takas
edilmek üzere bozduruluyor.
Cumhuriyet'e değerlendir-
melerde bulunan Dr. Oztin Ak-
güç, dolann düşmesi için spe-
külasyonlann önüne geçilmesi
gerektiğini söylerken Prof. Dr.
Türkel Minibaş ise toplumun
hükümetten net bir kur politika-
sı beklediğini belırtiyor. Prof.
Dr. Erdoğan AUdn. "fiyat artı-
şı piyasalan ürkütmemeli" yo-
rumunu yapıyor. Prof. Dr. Iz-
zettin Önder turizm mevsimi-
nin geçmesiyle dolarda daha
fazla yükseliş beklenebileceği-
ni kaydediyor.
Spekülasyonlar
durdurulsun
Akademisyenlerin görüşleri
kısaca şöyle:
Dr.ÖztinAk-
güç: Dövizin
yükselmesine,
öncelikle dolar
üzerinde yapı-
lan spekülas-
yonlar neden
oldu. Ayrıca
bankalann
borç ödemeleri
Oztin Akgüç iç ı n dolar satın
alması ve şirketlerin de ileriki
tarihlerde yapacakları ödeme-
ler için de bugünden dolar satın
almalan döviz talebinin yüksel-
mesine yol açtı.
Bu yükselişin engellenmesi
için spekülasyonun önüne ge-
çilmeli.
Prof. Dr. Türkel Minibaş: Fa-
iz ve döviz kuru. yani maliyet
İzzetünOnder
hesaplan netleşmediği için şir-
ketler ileriki ödemelerine yöne-
lik dövizlerini arttınyorlar. Şu
anda dövizdeki yükselişin önü-
ne geçilemez görünüyor. Sayın
Derviş'in kur politikalanyla il-
gili net tavır almak yerine sü-
rekli geleceğe yönelik kur tah-
minleri yapması toplumun gü-
vensiz hareket etmesine neden
oluyor.
Yükseliş sürecek
Prof. Dr. Iz-
zettin Önder:
Ekonominin
büyük bir bölü-
mü dolara yatı-
rıma yöneliyor.
Şu anda tu-
rizmden kay-
naklanan bir
a r z a r t l
§ 1 m e v
"
c u t - A n c a k s o n .
bahara doğru döviz sıkıntısı ar-
tacak ve fiyat yıl sonuna kadar
daha da yükselecektir.
Piyasalar eylül
ayında düzelir
Prof. Dr. ErdoğanAUdn: Bütün
spekülasyonlann merkezi, dövi-
zin ileride daha yüksek olacağı
kanısıdır. Cari işlemler fazlalık
veriyor, yani döviz stoku var. A-
ma kimse arza yönelmediği için
normal talep dahi fiyatı yüksel-
tiyor. Eylülde Hazine'nin de ra-
hatlamasıyla piyasalar düzene
girer. Ancak döviz fiyatının art-
masından ürkmemek lazım. Asıl
endişemiz iç borç, enflasyon,
üretim ve büyüme konulannda
olmalı.
Dolar ve faizdeki önleneme-
yen artışlarla ilgili Ankara Cum-
huriyet Bürosu'ndan arkadaşı-
mız Hacer Boyacıoğlu'nun soru-
lannı yanıtlayan ekonomist ve
politikacılar, temel sorunun "gü-
ven" olduğuna dikkat çektiler.
Uygulanan programa ve TL'ye
güven duyulmadığını vurgulayan
uzmanlar. Merkez Bankası'nm
piyasalara müdahale etmek için
geç kaldığına işaret ettiler.
Bundan sonraki süreçte, mü-
dahale edilse bile Merkez Banka-
sı'nın dolan istenilen seviyeye
çekecek döviz rezervine sahip ol-
Telıllkeli oyıın
YAVUZBARLAS
Son 1 haftadır sürekli yükseliş eğiliminde olan
dolann önüne geçme çabası göstermeyen ve
döviz satış programı haricinde piyasaya dolar
satmayan Merkez Bankası, Hazine'nin kasım
ayuıdaki 11.6 katrilyon lirahk yüklü borçlanma
ihtiyacım hafifletmeyi hedefliyor.
Uluslararası finans kurumlannca "Kasun ayma
dikkat edilmeü" uyanlannı dikkate alan
Merkez Bankası, Türk Lirası'nm 1 günde
yüzde 5'lik değer kaybuıa göz yumuyor. Ancak
Hazine ve Merkez Bankası borç maliyetlerini
düşürme oyununu oynarken zarar, dolann
yükselişinden panikleyen, tasarruflannı yüksek
kurdan dövize çevirmeye çalışan yurttaşın
başına patlıyor. Döviz kurlannın yükselişe
geçtiği anda dövize endeksli borçlanma ihalesi
düzenleyerek dolarizasyonu körükleyen ve
piyasadaki dolan toplayan Hazine, yüksek
kurdan dövizle ihale düzenleyerek geri ödeme
döneminde Merkez Bankası'nm dolan
düşürme planı ve piyasalann oturacağı
beklentisiyle borçlanma maliyetini düşürme
peşinde koşuyor. Hazine son olarak halka arz
yöntemiyle dolann 1 milyon 500 bin liraya
dayanmasının ardından dövize endeksli 20,21
ve 22 Ağustos'ta 3 ihale düzenleyerek
piyasadaki dolan çekmeyi planlıyor. Merkez
Bankası'nın kurlar üzerindeki oyunu ise Türk
Lirası'nın 21 Şubat'taki dalgalı kura geçme
karanndan sonra ABD Dolan karşısında yüzde
51 oranında değer yitirmesiyle ödeniyor.
Kasım krizinden bu güne yurtdışı piyasalardan
borç alamayan Hazine, kurlann 1 milyon 500
bin lirayı aştığı bugünlerde piyasalardan dolar
borç alarak kurumîara geri ödeme döneminde
düşük kurdan Türk Lirası cinsinden paralarını
ödeyecek. Böylece düzenlediği döviz
ihalelerinde Hazine, bonolann faiz maliyetini
de indirerek sıfır maliyetle borç bulmuş olacak.
Hazine'nin son döviz ihalesini düzenlediği 3
Ağustos öncesinde de kurlar hızla yükselişe
geçmişti. 2.1 milyar dolar teklif gelen döviz
ihalesi öncesinde ABD Dolan 1 milyon 300
bin liradan 1 milyon 350 bin liraya şıçramıştı.
Merkez Bankası o gün de ağustos ayı boyunca
satacağı 600 milyon dolann dışına
çıkmamış ve kurlann yükselişine müdahale
etmeyerek seyirci kalmıştı.
EHinyada düşüyor
Ekonomi Servisi - ABD Dolan,
Euro karşısında ise son 5 ayın en
düşük düzeyine inerken Nevv York
ve Londra piyasalannda, Japon
Yeni ve Ingiliz Sterlini karşısında
da geriledi.
ABD ekonomisindeki yavaşla-
maya ilişkin sinyallerin bir süredir
yarınmcılan tedirgin ettiğini kay-
deden analistler, genelde Euro
hakkında da olumlu beklentiler ol-
madığından piyasada denge oldu-
ğunu, ancak IMF'nin dün ABD
ekonomisine ilişkin açıkladığı bir
raporda yer alan ifadelerin dolar-
da satış baskısı yarattığını belirtti-
ler. Bazı ekonomistler bir süredir
ABD Dolan'nın diğer para birim-
leri karşısında değerinin üzerine
çıktığını belirtiyorlardı. IMF'nin.
ABD ekonomisi üzerindeki yıllık
değerlendirmesini içeren raporda,
Washington'ın dev ticaret açığı-
nın, dolann değerini artık tehdit
ettiği ve Amerikan ekonomisinin
gidişinin açık olduğu vurgulandı.
Raporda, "ABD'nin dış ticaret
açığı,eğer verimlilik verilerinde de
düşme yaşanırsa. dolann değerin-
de keskin bir inişe yoi açabiür" de-
nilirken tüketici ve iş sektörü gü-
ven verilerinin de yakından izlen-
mesi gerektiği belirtildi. Uzman-
lar, ABD'nin uzun süredir "değer-
K dolar" politikalan uyguladığını
belirterek dolardaki ani bir değer
kaybının, dünya ekonomisini al-
tüst edebileceğine işaret ettiler.
Dolann büyük değer kaybı du-
rumunda. ABD'nin ithalatının da
önemli ölçüde düşüşe geçeceği,
bunun da, ekonomilerini ABD'ye
yapılan ihracata dayayan şirketler,
hatta ülkeler açısından yıkıcı et-
kileri olabileceği kaydedildi.
Nüfus cüzdanımı. sürücü belgemi ve SSK kartımı
kaybettim. Hükümsüzdür
HATÎCE KLI>tŞ
1 milyon
çocuğa
eğitim
yardımı
ANKARA (AA) - Devlet Bakanı
Hasan Gemici. ekonomik yoksunluk
içindeki ailelerin sosyal dunımlannın
iyileştirilmesi için Dünya
Bankası'ndan sağlanan 500 milyon
dolarhk krediyle yürütülecek olan
'Sosyal Riski Azaitma Projesi'nın
uygulanmaya başlandığını bildirdi.
Gemici, ilk olarak l milyon 50 bin
çocuğun eğitimlerine katkı olarak
ayni ve nakdi yardım yapılacağını,
nakdi yardımlann da kadııun
statüsünü yükselönek amacıyla
'annelere' verileceğini söyledi.
Gemici, yardımın 50 milyon lira
olacağını açıkladı. 500 milyon
dolarlık kredinin 5 yıl ödemesiz, Î5
yıl vadeli olarak fatziyle ödeneceğini
anlatan Gemici, "Bunun diğer
kredBerinden hiçbir faria yok" dedi.
madığını belirten ekonomist ve
politikacılann görüşleri özetle
şöyle:
Merkez Bankası seyirci
Yrd. Doç. Dr. Aziz Konukman:
Ekonomik göstergelerin olumlu
olduğu bir dönemde bu yükseliş-
ler normal olarak değerlendirile-
mez. Şu anda döviz var, talep de
çok fazla değil, ancak piyasa
kendi işleyişi içinde dövizi den-
geye oturtamıyor. Çünkü belli
kesimler dolann yükselmesini is-
tiyor. Merkez Bankası ise bu sü-
rece herkes gibi seyirci kalıyor,
çünkü piyasalan dengeye oturta-
cak güce sahip değil. Kötü gidi-
şin durdurulması için toplumsal
bir uzlaşmanın mutlak surette ya-
şama geçirilmesi gerekir.
Cüvenslzllk hâklm
Prof. Dr. Oğuz Oyan: Bu tür
programlarda esas olan toplu-
mun güveninin sağlanmasıdır.
Ancak toplumda IMF-Dünya
Bankası eksenli programlara yö-
nelik derin bir güvensizlik göze
çarpıyor.
Ekonomi yönetiminin olum-
suz gelişmelere karşı geliştirdiği
yöntemler, günü kurtarmanın
ötesine geçmiyor. Hazine'nin dö-
vize dayalı bir borçlanma biçi-
mini geliştirmesi ise iç borçlann
birnevi dış borç biçimine dönüş-
türülmesini beraberinde getiri-
yor, bu nedenle dikkatli davranıl-
malıdır.
Polarlzasyon önlenmell
Prof. Dr. Sinan Sönmez: Top-
lumda IMF ve Dünya Banka-
sı'na yönelik bir güvensizlik
dalga dalga yayılıyor.
Piyasa aktörleri. Türk Lira-
sı'na da ve hükümete de güven
duymuyorlar. Dolarizasyonun
bir şekilde önlenmesi gereki-
yor. Esas sorun, uygulanmakta
olan sistemin Türkiye koşulla-
rına uygun olup olmadığıdır.
Merkez Bankası, kendi olanak-
lanyla döviz fiyatlannı ne ka-
darlık bir süre için dengede tu-
tabilir?
Konsolldasyon endisesi
DYP tzmir
MiUervtkUi
Ufuk Söy-
lemez:
Merkez
Banka-
sı'nm dö-
viz pozis-
yonunun
eksi 9 mil- Ufuk Söylemez
yar dolara
kadar gerilemesi, üzerinde
durubnası gereken ciddi bir
olumsuzluktur.
Merkez Bankası'nm pi-
yasalara yaptığı müdahale-
nin etkisizliği de ortada,
gerçekleştirilen satışlar sa-
dece Merkez Bankası'nın
rezervlerini eritiyor.
Zorunlu bir konsolidas-
yonun gündeme gelmesin-
den korkuyorum. Ancak
yeni bir başlangıç olumsuz-
luklan giderebilir. Bu hü-
kümet ülkeyi taşıyamıyor.
önlemler yaşama
geçirilmeli
ANAP
lstanbul
Milletveki-
li Nesrin
Nas: Reel
sektöre yö-
nelik ön-
lemler he-
men yaşa-
ma geçiril- .
meli, in- NesnnNas
sanlar artık önlerini göre-
bilmelidirler. Merkez Ban-
kası'nm piyasalarda kendi-
sini hissettirmesi ve Hazi-
ne'nin borçlanma enstrü-
manlannda çeşitliliğe git-
mesi de düşünülmesi gere-
ken politikalardır.
Celen kredi
buharlaşıyor
DSP Sakarya Millerveki-
li Ramis Savaş: IMF ve
Dünya Bankası'ndan gelen
kredilerin büyük bir kısmı
kısa bir süre sonra buharla-
şıyor Bunda spekülatif kâr
elde etmek isteyenlerin de
payı var.
Hükümet, gelen dövizle
daha çok borç ödeyebilmek
için dalgalı kurda ısrar edi-
yor, ancak bu da dolardaki
artışı hızlandınyor.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
ler. Akademisyen kökenli olanlann hemen tümü,
devlet üniversitelerinde rektörlükten öğretim üye-
liğine kadar pek çok görevde bulunmuşlar. Yıne
devlet olanaklarıyla yurtdışında eğitim almış otan-
lann sayısı da az değil.
Devletimiz sağ olsun, bu kesime de nitelikli ete-
manlar yetiştirmiş!
Kuruluşta dağıtılan "llkeler ve Kurucular Kuru-
lu" kitabının ilk 11 sayfası ilkeleri anlatıyor. Bura-
da partinin uzlaşmacı ve yapıcı bir dil kullanacağı
vurgulanıyor. Cinsiyet dahil hiçbir aynmcılığın ya-
pılmayacağı belirtiliyor. Demokrat ve interaktif bir
lidertik öngörüldüğünü öğreniyoruz. Laiklik bölü-
münde şu tümce dikkat çekici:
"Laiklik, bireyi değil devleti kısttlayan ve sınırta-
yan bir ilkedir."
Demek ki Erbakan gibi Erdoğan da kendine gö-
re bir laiklik tarifı yapacak.
Ekonomi bölümü klasik bir liberal sağ programı
öngörüyor. Eğitim ve sağlıktaki temel yaklaşım şu:
Ozelleştirme ve yerelleştirme!
Eğitimin özgürlükçü, sorgulayıcı, bilimsel olma-
sı hedeflenirken bu bölüm şöyle son buluyor
"Partimiz; isteğe bağlı olarak, örgün eğitimin
her safhasında din eğitimi verilmesinden yana-
dır!"
Sözün kısası, kamuoyu önünde tam özgürlük-
çü görünümü sağlayacak paragraflann arasına,
parti tabanına selam verecek tümceler ince ince
sıkıştınlmış.
Görünüm olarak ortada ciddi bir omurga yok.
Nereden bakarsanız farklı bir yapı ortaya çıkryor.
Belki de bu hedeflendi!
Abdullah Gül'de burukluk ve gerginlik dikkati
çekiyordu. Belki de şöyle düşünüyordu:
"FP kongresinde Erbakan destekli Kutan'a kar-
şı bayrak açan ben oldum, o oylar benimdi. Şim-
di kaçıncı kişi olduğum bile belli değil!"
Daha önce Erdoğan'la birlikte hareket edeceği
tahmin edilen milletvekili sayısı 54'tü. Dün akşam
saatlerinde bu hedefe yaklaşıldı, ama bir heye-
cansızlık dikkati çekiyordu.
Voltaire der ki!
Erdoğan'ın konuşmasını iki bakımdan irdeteye-
lim:
Biçim ve içerik...
Biçim olarak şunu söyleyebiliriz:
Erdoğan, Siirt'te "camiler kışlamız" şiirini hangi
biçimde okuduysa, öyle konuştu.
Hoşgörüden söz ederken bile yüzünde gergin-
lik, öfke, kavga ve intikamcılık çizgileri vardı. Her
an, 'AK'\m derken başka şey diyecekmiş gibi bir
havası vardı!
İçerik olarak söylenecek çok şey var, ama bir
noktayı vurgulamakla yetinelim. Erdoğan, VoJta-
ire'in o ünlü, "Düşüncelerinize katılmıyorum, ama
onlan söyleyebilmeniz için hayatımı veririm " sözü-
ne gönderme yaptı. Voltaire'e çok ter döken Ser-
verTanilli, "Voltaire ve Aydınlanma" kitabındadü-
şünürün şu sözüne de yer veriyor:
"Hoşgörüye layık olmalan için insanlann bağnaz
olmamalan gerekir!"
Amblem olarak ampulün seçilmesi, ayn bir yazı
konusu olacak zenginlikte. Erdoğan ampul konu-
sunda yapılan ilk esprilere, henüz ampulü yanma-
dığından olsa gerek, yanıt vermedi. Belki de soru
sandığı için susmuştur. Ampul deyince insanın ak-
lına ilk, 'lüzumsuzsa söndür' geliyor. Ampule iliş-
kin tanım yelpazesini Hulki Aktunç'un "Büyük Ar-
go Sözlüğü"ne bırakalım!
Kuruluş günü itibanyla AKAP, geleneksel çizgi-
nin ikiye bölündüğünü göstermekten başka bir şey
ifade etmiyor!
ankcum@ttnet.net.tr
Türk Telekonfda istifa
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Telekom Yönetim Kurulu üyesi Nihat
Özdemir görevinden istifa etti. Sağlık
gerekçesiyle istifa eden Özdemir'in istifasının
kabul edildiği bildirildi. Türk Telekom'un 29
Haziran'da gerçekleştirilen olağan genel
kurulunda Başbakan Bülent Ecevit'in
kontenjanından seçilen Özdemir, OYAK Genel
Müdürlüğü görevinde de bulunmuştu.
Başhekime dayak
• ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanhurfa'nın
Akçakale ilçesinde Mehmet Dikmir adlı bir kişi,
hastalanna bakmadığı ıddiasıyla Devlet Hastanesi
Başhekimi Dr. Ziya Bağaş'ı sokak ortasında
dövdü. Olayla ilgili olarak Mehmet
Dikmir, annesi Emine. babası Halil ve ağabeyi
Ayhan Dikmir'i gözaltına alındı. Yetkililer,
Başhekim Dr. Ziya Bağaş'ın söz konusu kişilerden
şikâyetçi olduğunu belirterek olayla ilgili
soruşturma başlatıldığım söylediler.
Cankurtaran'a takipsizHc
• İstanbul Haber Servisi - lstanbul DGM
Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ayvaz tarafından
yürütülen naylon fatura ve hayali ihracat
sonıştunnası tamamlandı. Mahkeme, işadamı
Mehmet Emin Cankurtaran hakkında "Cürüm
ışlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" suçundan
yürüttüğü soruştunna kapsamında "takipsizlik"
karan verdi.
Ağtaş: UMP cidtüyetten uzak
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulusal
Muhtariyet Partisi'nin (UMP) felsefesi, mantığı,
siyaseti belli olmayan bir parti olduğunu savunan
Çankaya Muhtarlar Derneği Başkanı Adil Ağtaş,
"bir loto milyarderinin muhtarlann adını kulla-
narak parti kurmasını onaylamadıklannı" bildirdi.
UMP'nin ciddiyetten uzak olduğunu ifade eden
Ağtaş, "Kurt sislı havayı sever misali bazı çıkışlar
görmekteyiz. Bu sisli havada yapılan siyasi
çıkışlardan birisi, biz muhtarlann adını da kulla-
narak Ulusal Muhtariyet Partisi adıyla bu hafta res-
men kurulmuştur" dedi.
Okuma-yazma kursu
• lstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Belediyesi
ve Halk Eğitim Merkezi'nin birlikte düzenlediği
yetişkinlere özel okuma-yazma kursu başladı. Kurs
hakkında bilgi veren Bayrampaşa Halk Eğitim
Merkezi Müdürü Mehmet Ziya Sekin, 2 ay sürecek
kursa 8'i erkek toplam 60 kişinin katıldığını
belirtti. Sekin, 35'i hiç okuma-yazma bümeyen,
25'i de ilkokul diploması almaİc amacıyla başvuran
18-60 yaş arası kursiyerlerin büyük çoğunluğunu
ev hanımlannın oluşturduğunu söyledi.