23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EMMUZ 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 flühendis ve nimar mitingi :MMOB hesaplamış: 1967 Mİında ortalama maaşı aylık 1 bin 200 lira olan bir teknik îleman; 7 bin 333 tane ekmek, 880 kilo et, 1466 kilo peynir alabiliyormuş. 2001 yılında en yüksek düzeye ulaşmış 25 yıllık bir teknik elemanın ortalama 459 milyon liralık aylık maaşı ise ancak 3 bin 60 ekmeğe, 91 kilo ete, 153 kilo peynire yetiyormuş... Mühendis ve mimariar, bugünsaat12.00'de Ankara Abdi Ipekçi Parki'nda olacaklar. "Dur!" demek için: Insanlara insanca yaşayamayacak ücret poîitikalarını uygulayanlara... IMF yasaları ile, rant ekonomisi ile ülkenin geleceğini karartanlara... Ormanlann yok edilmesini, A . sanayileşmeden vazgeçilmesini, Hazine arazilerinin satılmasını, tanmın bitirilmesini, yeraltı ve yerüstü kaynaklannı uluslararası seımayeye yok pahasına satılmasını onaylayanlara... Tütün, şeker, enerji • . .' piyasası, doğalgaz piyasası, petrol piyasası, yapı deneti gibi IMF yasalarını hayata geçirenlere... Yolsuzluk ve yoksulluk düzenini yaratanlara... Dur! İSIK KANSU Siyasette alan kaymasıAvrupa Biriiği Türkiye Temsilcisi Ka- ren Fogg, sağda parti girişimlerini sür- düren Tayyip Erdoğan'ın "sol görüntü" vererek solun boşluğunu doldurabilece- ğini söylemiş. Eh, sağcılığı "so/cu/uk"adınasatmak, "yükselen değer" şimdilerde. Prof. Dr. Anıl Çeçen, Avrasya Stratejik Araştırma- lar Merkezi Yayınlarfndan çıkan ''Türki- ye Cumhuriyeti Ulus Devleti" adlı kitap- çığında, yaşadığımızsiyasal süreci irde- lemiş: "Türk siyasal alanı bölünmekte, önemli derecede bir alan kayması bütün ülkeyi sarsmaktadır. Sol liderier, sağcı pol'ıtikalan savunmaya başlarken sağpar- ti yöneticileri de yeniden bir sol söylemi muhalefet stratejisi çerçevesinde dile getirmeyeçalışmaktadırtar. Yenidünya dü- zensizliği, Türk politikasını altüst etmek- te ve geleceğe doğnı yeni olumsuz ge- lişmeleri gündeme getirerek Türkiye'nin geleneksel düzenini bozmaktadır..Ulus- (ararası konjonktür, Türkiye'nin siyasal gündemini belirlerken ülkemiz tam bir dağınıklıkyaşamaktadır. Iç ve dış çkarçev- relerinin yoğun baskılan, siyasal alanda toparlanmayı önlemekte, Türkiye Cum- huriyeti'nin gelecekdönemde, kendi ulu- salçıkartan doğrultusundayolunu çizme- sine izin vehlmemektedir. Aynca, o/uştu- nılmak istenen yeni dünya düzeni doğ- rultusunda yeni yaklaşırnlar ve oluşum- lar geliştirilerek Türkiye'nin gündemine, ulusalçıkarına ters düşen konular ve so- run/ar getirilmektedir." Sıyasi keşmekeş içinde nereye gidiyo- ruz? Çeçen'ın tanısına göre, Türkiye'de "devletsizliğe gidiş süreci" hızlanıyor. Bi- lincimizdeki film bobınini geri sarıp, bı- rakın son 20 yılı, son altı ayda yaşadık- lanmızı geçirelim aklımızdan. Anıl Çe- çen'in yorumu bir izdüşüm olabilir bize: "Bin yıllık devlet geleneği üzerine ku- rulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, yeni dünya düzenine geçiş süreci ile beraber hem içeriden hem de dışardan büyük bir saldın rüzgân ile karşılaşmıştır. Toplum ve kamuoyu, yaratılan kafa kanşıktıklan ve be- lirii merkezler tarafından yanlış bilgilen- dirme ile süper emperyalizm olan küre- selleşme akımının istediği gibi bir yöne doğnı sürüklenmiştir. Bu nedenle de ül- kenin, ulusun ve toplumun çıkariannın ne olduğu bir türtü anlaşılamamıştır. Ne var kı, kesin olan bir durum vardır, o da giderek devletsizlik ortamının genişletil- mesidir. Yeni dünya düzendlerinin iste- diği doğrultuda yaratılan devletsizlik du- rumunun nelere mal olduğu son yıllarda ülkemizde de görülmeye başlanmıştır." Milli Güvenlik Kurulu, ayUk toplantılannda ekonomik bu- nalıma bağlı "sosya/ patla- ma" olasılığını ete alıyor. Baş- bakan BütentEcevit ise eko- nomik bunaiımın gıderekde- rintestiği, ülkenin bankalannm, tüm kamusal değerlennin sa- tışa çıkanldığı, iletişim agla- rının yabancılara pürüzsüz devri için bakanların bile is- tifa ettirildiği aynı dönemde "Düzendeğiştiriyoruz", "Dev- rim gerçekleştiriyoruz" diye övünüyor. Açalım Cumhuriyet gaze- tesi arşivlerini, şöyle bir ka- rıştıratım. Çok değil, bundan Ecevit'in üüzen değişikHği! tam 8 yıl önce, 12 Temmuz 1993tarihii gazetemizde Bü- lentEcevit'in Susurluk ilçesin- deki konuşması ile ilgili şu haber yayımlanmış: "DSPGenelBaşkanı Bulent Ecevit, bütün KtTleriözetleş- tirmenin, ekonomik ve sos- yalsorunlannağırtasmasına ve toplumsal patlamalara yol açacağını ileri sürdü ve 'İleti- şim ağı, bir ulusun gözü-ku- lagı-dili demektir. Bu ağı yabancılara teslim eden bir ulus, bağımsızltğını da özgürtüğünü de yitirebiKr' dedi. Ecevit, Başbakan Tansu ÇiUer'/n bütün devlet sektö- rünü hızla özelleştirmek niye- tinde ofduğunu, koalisyon or- tağı SHP'nin de buna boyun eğdiğini belirtti. Türkiye'nin gerçeklerini göz ardı ederek bütün devletişletmelerini, bü- tün KtTleri özelleştirmeye kal- toşmanın 'bağnazlık' olduğu- nu kaydeden Ecevit, gelişmiş ülkelerde bile iflas eden bir ekonomikmodelin, o ülkeler- den farkh dunımdaki Türki- ye'de uygulanmasının sonyri- larda ağırlaşan ekonomik ve sosya/ sorunlann büsbütün ağırlaşmasına ve toplumsal patlamalarayol açacağını öne sürdü. Ecevit, iletişim ağının özelleştirme bahanesiyle ya- bancılara teslim edilmesinin, Türkiye'nin bağımsızlığını teh- likeye düşüreceğini kaydetti ve Atatürk'ün Kurtuluş Sava- şısırasında öncelikte PTTmer- kezlerini denetim altına afma- sını ömek gösterdi." Ecevit, bu konuşmasından 8 yıl sonra düzen değiştiri- yor, devrim yapıyor! ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLU Hüsantettin Özkan'a Ne Oldu? Üst düzey "arakablo" Hüsamettin Özkan'ın son haftalarda aktıvitesinde mi bir azalma var, yoksa "Pülümür'ün YaşsızAdamı" tarafından geri mi çekildi? Üstelik bu geri çekiliş, Sayın özkan'ın tıraş olurken, yanlışlıkla bıyıklarının ucunu kesmesi ve sonra, siyasetteki "beceriksizliğin öfkesi" ilkesini banyo ortamında da sergileyerek bıyıklannı tamamen , . kesmesine denk geldiği için dedikoduculara da fırsat doğuyor. Güya, Hüsamettin Özkan, bıyıklarını kaybedince, dengesini de yitirmiş. Affedersiniz, kedi gibi. Olacak şey mi? Anten değil ya bu, bıyık sadece. Hem, "kedi tavıriı" kişinin "güvercin partisi"nde ne işi olur? Masallarda bile rastlanmaz boyle çelişkiye! Sen de mi Güzin Abla?Beni Osman Durmuş değil, Güzin Abta yıktı! Durmuş'tan herhangi bir konuda düzgünü de bırak, net anlatılmış bir laf duyamadığım gibi, böyle bir beklentim de olmadı. Olmaz. Sağlığa zararlı Sağlık Bakanı da normalde olmaz. Durmuşlar geçicidir, ama Güzin Abla, üç darbedir var! 17 Temmuz tarihli Hürriyet'te Güzin Abla'ya gelen "Gururum Kınldı" rumuzlu mektup, özetle şöyle diyor. "Ben 23 yaşında bir genç kızım. Üç yılı aşkın bir süredir beraber olduğum genç yüzünden hayatım karardı. Çünkü nasıl olsa evleneceğimizi dûşündüğüm için, onunla beraber olmaktan kaçınmadım. (...) Oysa bir süreden beri beni aramamaya baştadı. öğrendim ki kendimi teslim ettiğim evliymiş. (...) Beni sevdiğini, fakat yuvasını yıkamayacağını söyledi. Doktora gitmeye, kaybettiğim bakireliğimi estetik yaptırarak geri kazanmaya karar verdim. Fakat yine de korkulanm var. Estetik ile eski halime tki ıttinik haber Vıyana'dan bir haber: "Bir sansann başına ödül konuldu. Vorariberg eyaletinde 200 otomobilin iastiklerini parçalayan sansan ölü ya da diri getirene belediye 218 euro (250 milyon lira) verecek. Diğer sansariar otomobil kablolannı kemirirken, başına ödül konan hayvan sadece lastikleri hedef alıyor. (Reuters)". işte yenilikçilik lafla olmaz, böyle olur! Diğerleri • '• otomobil kablosuyla yetinirken, sen işi büyütüp lastiği yutacaksın! Aferin lan sansar! Sanki öbür türlü de öldürmüyor mu bu insanlar seni! kavuşur muyum?" Yanıt olarak Güzin Abla, "Kızım, böyle bir davranış doğanın özüne aykın olduğu gibi, toplumumuzda 'kutsal' sayılan evlilik kunımunun dürüst temeller üzerine oturması temennisine de ters düşüyor, böyle bir kumpas tasarlayacağına daha sakin düşün" demiyor! Ya ne diyor? "Sevgili kızım, bir yanlışlık, bir hatalı karar sana manen ve maddeten zarar vermiş. (Maddeten?) Ancak dediğin gibi kızlık zannı ameliyatla eski haline getiren doktoriar var. Bunu ben de biliyorum. (!) Ne yazık ki genç kızlan bu şek/7de sahtekârlığa iteliyor toplumumuz... (Aslında burda kesmek lazım yazıyı!) Yalnız bildiğim kadanyla bu tür bir ameliyat genellikle evliliğe yakın günlerde yapılıyormuş... Bu karan vermek sana kalmış. (Bari sadece bu son cümleyi söyleseydiniz o da olurdu. Ama siz genç kızı, sahtekâriıktan vazgeçirmeye çalışmadınız.) Ne şirin köşemizdin sen Güzin Abla?! Bir haber de Sao Paulo'dan: "Brezilya'nın Cascavel sehrinde, belediye çalışanlan arasında dedikodu yapılması yasaklandı. Dedikodu yapan kamu görevlileri kınanma, uzaklaştırma ya da işten çıkarma gibi cezalatia karşı karşıya. Uygulamanın amacı asılsız suçlamada bulunanlann iş arkadaşlannı incitmesini engellemek. (aa)". lyi güzel de, kimin dedikodu yaptığı nasıl tespit edilecek?.. - Şef, öğle tatilinde Rikardo senin hakkında atıp tuttu!.. - Ulan peki, senin şu an yaptığın ne? ikiniz de işten atıldınız!.. MORMSTnardmdan Daftonter'a D-4 dersek, G-8'e karşı Çifte vardiya kûresel Red- Kit aranıyori Sol arayışlar takvimi Sol oluşum arayışlan takvi- minden geçen hafta düşen yaprağın özeti: Erdal İnönü cephesi: Her gün İnönü adına konuşmayı görev bilenler bir yana, az ko- nuşup İnönü'nün neyapmakts- tediğini izleyenlere göre, İnö- nü "öncülükte karaıiı, öndertik- te çekingen". Oncülük anlamında İnönü; Tarhan Erdem ve Yiğit Gü- löksüz'ün tüzük taslakları ile Selim llkin'in program tasla- ğını gözden geçiriyor, bu tas- laklara son biçimi vermesi ön- görülen olası kurucular kuru- lunun hangi isimlerden oluşa- cağını tasariıyor. "Zeytin dalı" olarak da nitelendirilen ve sol yelpazede farklı bakış açıları bulunanları belirli "ortak pay- dalarda" buluşturup olası ku- rucutar kurulunun bu çerçeve- de dengeli dağılması için kafa yoruyor. Son bir bilgi: Inönü'ye Bodrum'da soruyorlar, "Parti- yi ne zaman kuracağız?" diye. Yanıtlıyor: "Bu işler aceteye gelmez." Mümtaz Soysal cephesi: Soysal ekibi; aralarında Hatay, Mersin, Denizli, Aydın, Izmir, Sinop, Kayseri, Konya, Muğ- la'nm da bulunduğu 18 ilde"/'/ oluşum komrtefen "ni görevlen- dirdi. 20 kadar çalışma komis- yonu oluşturuldu. Bu çalışma komisyonları, Soysal tarafın- dan kamuoyuna açıklanan "su- nuş bı/dırgesı "nin ilkeleri çer- çevesinde bir program metni hazırlayacaklar. KİM KtME DUM DUMA BEHtÇAK behicak(a turk.net fk; inSanlaffınti. ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI T' * •" \ •"* ı V 7^7 ıS^^ KEDt LEVO APTVLtKA e-posta aptulikaelcioğluin hot.mail.com. .YAHUBUKAPA VtRENİŞ YAPACA&tMZA. TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 28 Temmuz HERŞEY BİR GÛNOS OLDUL fS08'/>E BueÜN,QS*MNU mftHİNİN EN YO&IN SAY- FALARlNPAM Blf>i YAŞANMŞTt. tMPARATOI&MĞUN YtKtCMA PSl/Ri "A/f 6İRPIĞİ SlKALÂI? TXH77n BÜ- L.UNAH M. SEÜM, Ot&CIDA YAP77Ğ/ YENILEŞrılİ- ME ÇABALARt YÜfÜNPEN PADİÇ/WltlsWW OL- MUŞ, YE&lNE IV. MUSTAFA SSÇHtİLMtfri. AN- C/UC,M.SELIM'E ÇOK 6A6LI OLAN ALSto - \ . OAH MUSTAFA PAŞA'N/A/ OMU YENIPEN TA" ' 7» <S£Çİ6ME EYLEMİ, YENİ pADıÇAHI KOG. tUlTUUŞTU- ZB TEMMUZ SÜNÜt m SEUM'İ ÖLPÛRTTÜ!. SARAYIN KAPILARtNI KtŞAfZAK Ç££< GifZEH ALEUOAK, PUtZJUMU SÖSâA/CE, f KEZ ŞBHZADe MAHMUT'u 7HH7A ÇlleARtP 'J5. Musrznc* 'rt u2z4KiAşrr££>t. JZ. AMUA/Kir DA AYNİ <SÛH,ALEMO4&'I SAD&A2AM VAPTt... 0 DtYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/71-Karar No: 2001/42 Davacı îçişleri Bakanlığı vekih tarafmdan davalı Murat Hekimoğlu aleyhine açılan rücuan tazminat davasmın yapılan açık yargılama- sı sonucunda, Şentepe Mahallesi, 78. Sokak N: 6 Bismil adresinde bulunan davalı Murat Hekimoğlu'na gönderilen tebligatın bila tebliğ iade edildiği, Kolluk adresi ile de adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve dunışma günü ılanen tebliğ edilip dava yokluğunda gö- rülüp, 6.2.2001 tarih 2000/71 Esas. 2001/42 Karar sayılı ilamı ile karara bağlanmış olup, karar ile davanm kabulüne karar verilmiş olup, 2.280. 000.000 TL maddi tazminattan doğan rücu alacağının 7.9.1999 tarihinden itibaren 257.950.000. TL tedavi masrafının 10.9.1999 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davahdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 137.049.300 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yapılan 95.540.000. TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 75.037.950. TL üc- reti vekâletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine İcarar verilmiş olup ilanen tebliğ ile karann ilan tarihinden itibaren davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı ve tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 41966 GORUŞ EMtN GİJRSES Tıcaretve Askepi Giiç Gelişmiş zengin merkezî ülkeler, uluslararası sisterrn deticari alandaki ayncalıklı konumlarını korumak için, askeri alanda da güçlü konumlarını sürdürmek çaba-ı sı içindedirler. Bunlar uluslararası şirketleri aracılığıy- la önemli oranda dünyaticaretini kontrol etmektedir- ler. Askeri güçle desteklenenticari rekabetgücü, mer- kezî ülkelerin stratejik etkinliğinin düzeyini de belirle-' mektedir. AB'nin bu rekabette askeri bir güç olmak istemesi de etkinlikle ilgilidir. ( Ticari olarak ayncalıklı konumda olan devletler ken- di aralarında (G-7'ler) bir dayanışmaya girerek yerle- rini korumayave başkalannın bu gruba girmelerini en- gellemeye çalışıyorlar. Kendi aralarında gizli bir reka- bet ise sürüyor. ' Merkezi ülkelerticarete konu mallarda avantajlı ol-> dukları durumlarda serbest ticareti savunurlarken, avantajlı olmadıkları mallarda kendi çıkarlarına uy-} gun uluslararası ticaret kuralları yaratıyorlar. Çevre ülkelere ise askeri güç tehdidi altında dayatılıyor bir kurallar. ABD, Iran'laticarete getirdiği sınırlamayı Fran- sa'ya dayatamayınca geri adım atıyor. Merkezî ülke- ler birbirine kabadayılık yapamıyor. Merkezin ticari stratejisinin uluslararası kaynaklan askeri güç, koru- macılık ve serbestticarettir. Kendi alanını korurken gü- cü olmayanlara serbest ticareti dayatıyor askeri gü- cünü arkasına alarak. Merkezî ülkelerinticari hâkimiyetini koruyan, aske-> ri gücü arkasına almış kurallandır. Çokuluslu şirket^ ler kendi ülkelerine sırtlarını dayayarak çevre ülkele-ı rin ulusal egemenliğini tehdit ediyor. Kâğıt üzerinde^ devlet sınırlannın yok olmasını istemiyorlar tabii ki. Çün- kü iç pazann güvenliğini bunlara sağlatacak. > Türkiye gibi ülkelerde bazı gruplar egemenliğin es-' ki anlamının kalmadığını öne sürüyorlar. Onlar kendi pazarlarını koruyamayacaklanna inanmışlar. Koru- manın ABD ve AB gibi güç merkezlerince yapılabile- ceğine inanıyorlar. Bunlarla işbiriiğinden kârlı çıkacak- larının hesabını yapıyoıiar. Oysa bu ülkeler başka pa-( zarlar ararken kendi pazarlarına talip olanlan engel- lemekle meşguller. -; BM, Irak'aambargo uygularken, ABD'nin desteğiy^ le yapıyor bunu. ingiliz emperyalizmi, denizleri aske-> ri olarak kontrol ederek dünya ticaretindeki hege-^, monyasını korumuştu. ABD'nin 1844'te Çin'e, "Pa- zarını açmazsan bunu savaş ilanı sayanm" uyansıyla' bugünkü insan hakları süslemeleriyle müdahale teh-, didi arasındaki fark sadece zamanla ve kabadayılı-" ğın biçimiyle ilgilidir. Londra bunu 1997'de Hong Kong'u Çin'e devrederken deneyemedi. Çünkü Çir» 150 sene evvelki Çin değildi ve artık askeri bir güç- tü. Emperyal merkezlerde ticaret ve strateji el eledirj Ülkenin ticareti, strateji çıkariannın barometresidir buralarda. ' . Çevre ülkelerde ekonomik çıkariarın korunabilme-^ si için güvenlik zorunludur. Fakat savunma dışı silah- 1 lanma ise bu ülkeler açısından bir tuzaktır. - Prof. Krugman bir makalesinde, üçüncü dünyaül-> kelerinin ihracat sanayilerine gereksinim duydukları- nı, fakat bu sanayilerin kurulması için Batılılann eleş- • tirdikleri koşullarda düşük işçi ücretleriyle ürettikleri' malların sattşlarında sınırlamalarla karşılaşacaklarını- ifade ediyor. Krugman, bilmiyor mu ki özellikle Çin'e ve bazı Asya ülkelerine karşı öne sürulen bu tez as- lında ABD ve diğer Batılı ülke mallarına karşı rekabe-r tı engellemek içindir. Güney Amerika'da bundan çok daha kötü koşullarda üretilen mallan ABD alırken Krugman susuyor. Batılı ülkelerin ihtiyaçfazlası üretimleri sorun o\ma-s ya devam ediyor. ABD'nin bilgisayar sanayisindeki üre- > timi ihtiyacın üzerinde (yüzde 40) büyüyor. Otomobil) sektöründe ise yılda yaklaşık 70 milyon üretim var, bu-, nun yüzde 74'ü satılabiliyor. Kârların düşüşü kaçınıl- maz olunca sermaye spekülatif alanlara yöneliyor.x Bu da 1987'de Londra Borsası'ndaki çöküşte (yüz-' de 50'ye varan bir kayıp) olduğu gibi merkezî ülke eko-; nomilerini de riske sokuyor. Pazar'ın "gizli el"\ yine gizli yumruk olmadan çalış-/ tınlamıyor. ABD'li şirketler açısından bu yumruk ABD; ordusudur. AB böyle bir yumruk arayışında. Fransa buna öncülük ederken ticari etkinlik çabasını da sür- dürüyor. Fransa Dışişleri Bakanı Verdine'in Ankara ziyare- tiyle amaçladığı Iran, Irak ve Suriye gibi bölge ülke-- leriyleticaret zincirineTürkiye'yi de katmaktır. Alman- J ya ve Rusya'yı yanına alabilecek Fransa'nın bu ça-' bası başarılı olursa ABD zorda kalacaktır. Batı eko-ı nomıleri durgunluğa girerken aralarındaki rekabet de'. kızışıyor. Birbirlerine kabadayılık yapmakta zorlan-1 dıklarından yeni yöntemlere başvuruyorlar. Türkiye gibi çevre ülkeler, ABD ve Fransa gibi askeri gücünü; göstererek ticari etkinlik peşinde olan ülkeler arasın- da kaçınılmaz olan rekabetten yararlanmalıdır. l E-posta: emingurses(« yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAGA: 1/ Yerden ka- zanmak. giz- lemek ya da 2 dış etkilerden 3 korumak ama- cıyla duvarda- ki bvr oyuğa. yuvayayerleş- 6 tirilmış olan. 2/ Küçük tek- ne kaptanı... Düzgünsanl- 9 mış halat yu- mağı.3/Yeterlilik.4/ Birtopluluğu oluştu- ran bireylerden her biri... Yan memnun- luk anlatan bir ün- lera... Uzaklık işare- ti. 5/ Tüyü için yetiş- tirilen bir koyun cin- si.6/"tçimderenkler 8 uçuşur/—yanar, ye- ^ şiıtutuşur" (B.R.Eyuboğlu)... Akdeniz Bölgesı'nde^. antikbirkent. 7/Kuşak... Attüyününrengi. 8/ Ge-s zinti yeri. 9/ Silindir biçimli bir tür başlık... Çu-^ valdızla iş işleyenlerin, avuçlannıkorumak içinel- • lerine geçirdikleri demirli kayış. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Bir şeyi desteklemek ya da çürütmek için ileA ri sürülen neden. 2/ Bir soru sözü... Ciddi olma-\ yan, ciddi işlerle uğraşmayan. 3/ Yiyecek ve içe-^ ceğin saklandığı odaya da ambar... Sabahattin'f AB'nin bir öykü kitabı. 4/ Hatay ilinde bir ır-^ mak... Eski Mısır inanışmda ana tannça. 5/ Öz-' günlük. 6/ Bulaşıcı bir göz hastalığı... Bir nota. : II Satrançta özel bir hareket... Beyaz kalın pul- larla belirgin bir deri hastalığı. 8/ tlgeç... Japon lirik dramı. 91 Yunanmitolojisinde, çokhızhkoş- masıyla tanınmış kız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear