14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2001 PERŞEMB 8 HABERLERIN DEVAMI G U I V C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada stma" adıyla anmaya başladığı yıllar... "Benim memurum işini bilir" ya da "Köşeyi dön de nasıl dönersen dön" önkuralının yerleşip serpil- ciği yıllar. Ekonominin bugünkü duruma gelişinin başlangıç tarihi, 1990! 1991 seçimlerinde Mevlana ya özenen; ne olur- san ol, solcu ol, dinci ol, üçkâğıtçı ol, yeter ki bana oy ver sloganıyla yola çıkan -hâlâ bir köşede otura- mayan emekli- birsağ lider; (Özal'dan sonra) pppü- list siyaset anlayışma müthiş ömekler verdi. Örne- ğın kadm erkek işçilerde emeklilik yaşını birkaç oy uğruna alabildiğine aşağı çekerek SSK'nin canına okudu. Tütün ekicisine kim ne fiyat verirse 5 bin da- ha fazla destek para dedi, Hazine'yi bu hale düşür- dü. Kemal Derviş, 1990'larda uygulanan popülist po- litikaların ekonomiyi bügünkü duruma getirdiğini söyledi. Vay sen misin bunu söyleyen; Derviş'e emekli Cumhurbaşkanı'ndan ardı ardına salvolar... Dolann 1 milyon 600 bine yükselmesindeki neden "geçmiş" miymiş.. Şu ya da bu sakat gidişin sorumlusu ge- çen iktidarlar olur muymuş! Tabii emekli Cumhurbaş- kanı, siyasal yaşamı boyunca uyguladığı nefis de- magojiyle Derviş'e veryansın ediyor. Tuhaf ama gerçek; Kemal Derviş, emekli Cum- hurbaşkanı'na doğrudan yanıt vermedi, söyledikle- rini adeta geri alan bir üslup kullandı. Iki emekli cumhurbaşkanı, Kenan Evren'le Süley- man Demirel: geçenlerde "Türkıye'nin iyi yönetil- mediğinde" birleştiler. Yönetimden yakınmayan yok. Tuhaf olan şu: San- ki her iki cumhurbaşkanının iktidar dönemlerinde ül- kefevkalade iyi yönetiliyordu da şimdi ortaya çıkmış, bugünden şikâyetçi oluyorlar. Evren'in serin yaylalarda köşk yaptırmaktan baş- ka derdi olmadığından erken genel seçim istemiyor. DemireTin durumu başka. O, 6 kez (ikisi darbeyle) gitti, 7 kez geldi ya, şimdi 8. kez gelmenin peşinde. Ölkeyi (onsuz ülke yönetilemez ya) esenliğe kavuş- turmanın yolu budur gerekçesiyle bir an önce "acil" erken seçimi savunuyor. Cuma namazlarını biriikte kıldıkları tabela partisi- nin genel başkanı Ismet Sezgin'le parlak gelecek- te ilgili kim bilir ne planlar (tabıi duşsel senaryolar) ku- rvıyortardır? ... Nasıl geldik? Ecevit'ın göriışleri, otuz yıla yakın düşmanlığını, son üç-beş yıldır muhabbetini esirgemediği Demi- rel'den farklı. Başbakan, seçime de başansız hükümet savları- na da direniyor. Erken seçimi yadsıyan gerekçesi; "Yapmamız ge- reken bazı şeyler var". Neymiş yapması gereken şey veya şeyler? "Me- sela ben" diyor, "kendi siyasal ömnım dolmadan köy-kentlere ivme kazandırmayı çok istiyonım". Me- sudiye'de başlattığı köy-kent öyküsünün hüsranla sona erdiği geçenlerde gazetelerdeydi. Geçelim! Acil seçime yanıtı şu cümlede: "Mecbur kalmaz- sak, hükümetin uyumu devam ederse, normal sü- resine kadar çalışmamızı sürdürmek isterim." Ya hükümetin başansızlığı? Özel-resmi hemen her çevrede hükümetin engin başarısızlıklannın sineye çekilmediği bir gerçek. Insanlanmız indinde tükenen bu bükümete "ker- hen" ses çıkanlmıyor. Hükümette (revizyon) değişiklik yapılırsa ülkede belki bir süre için, ılımlı rüzgârların esmesine olanak sağlanır diye düşünenlere de Ecevit karşı: "Onunla (revizyonla) sorunlar çözülmez" dedikten başka, gitmesi gerekenlerin zaten gerektiğinde git- tiğini örnekleyerek "Daha ne istiyorsunuz" demeye gelen cümleler sıralıyor. Söz, bakan sayısının azaltılmasına geldiğinde Ece- vit'in formülü hazır: "Normal zamanında yapılacak seçimden sonra gelecek Bakanlar Kunjlu 'nda ba- kan sayısı azaltılmalı!" Işte böyle böyle yapılması gerekenleri yannlara ihale eden, kısır siyaset anlayışı güden emekli ya da olası emeklilerle bugünlere geldik! irak'la 2. sınır kapısı görüşmesi Habur'a yeni düzenleme ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Tiirkiye ve Irak, iki ülke arasın- daki tek sınır kapısı olan Habur'un gereksinim- leri karşılayamaması ûzerine açılmasına ka- rar verdikleri ikinci sı- nır kapısı konusundaki görüşmeleri sürdürü- yorlar. Irak Petrol Baka- nı Amr Reşit'in Ankara ziyareti sırasında sınır kapısının teknik aynn- tılan ele ahndı ve yapı- lan çalışmalar hakkında karşılıkh bilgi verildi. İkinci sınır kapısının açıhşına kadar ticaretin aksamaması için Habur sınır kapısına yeni dü- zenleme getirilmesi de kararlaştınldı. Kapınnı 2002 sonuna kadar hazır olması ko- nusunda uzlaşma sağ- landı. Her iki ülkenin bayındırlık ve ulaştırma bakanlıklan. sınır kapı- sının entegre karayolu sistemine bağlanması ve köprü inşa edilmesi çalışmalannı sürdürü- yorlar. Ancak sınır kapısıyla ilgili en önemli sorun, bu kapının Irak tarafı- nın kim tarafından işle- tileceği. Bağdat yöneti- mi, 36. paralelin kuze- yine Irak askerini soka- mıyor. Sınır kapısının açılacagı bölgenin Kür- distan Demokratik Par- tisi'nin denetiminde ol- ması nedeniyle henüz bu konuda bir netlik bu- lunmuyor. Reşit ile dün bir araya gelen Devlet Bakanı Tunca Toskay, sınır kapısıyla ilgili tek- nik ve hukuki çalışma- lannı sürdürdüğünü be- lirtti. Şans Topu çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Piyan- go Idaresi tarafından düzenlenen Şans Topu'nun bu haftaki çekilişinde üst kolon numaralan 8, 10, 13, 14,15, alt kolon numarası ise 10 olarak belirlendi. Çekilişte 5 artı 1 bilen 4 kişi 53 milyar 47 milyon 70'er bin lira kazandı. Çekilişte 1 artı 1 bilenler 495 bin, 2 artı 1 bilen- ler 1 milyon 30 bin. 3 bilenler 840 bin, 3 artı 1 bi- lenler 3 milyon 565 bin. 4 bilenler 10 milyon 315 bin, 4 artı 1 bilenler 85 milyon 715 bin, 5 bilenler ise 837 milyon 45"er bin lira ikramiye kazandılar. Orkestra eşll Geleneksel Harbiye Açıkhava Konserleri'nin önceki geceki konuğu halk mûziği sanatçısı Yavuz Bingöl'dü. Ünlü sanatçının konseri bu kez diğerlerinden biraz farklıvdı. Genelde bağlamanın yanı sıra piyanoyu ön planda tutan müzikal bir anlayışla rürküJerini seslendiren BingöL Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserde ise türkülerini yaylı sazlar orkestrası eşliğinde söyledi. CoşkuJu geçen konserde dinkyieiler Bingöl'e "San Gelin", "AğTama Yâr", "Oy Dağlar" gibi bilinen türkülerde eşlik etti. "Urfa Türküsü "nü söylerken ut çalan ünlü sanatçı, dinleyicilerden büvük alkjş aldı. (Fotoğraf: CANER ÖZTURK) DGM 'dolandıncılığa' bakmadı tstanbul Haber Servisi - Ta- sarruf Mevduatı Sigorta Fo- nu'na devredilen Bankeksp- res'ın eski sahibi Korkmaz Yi- ğit ve yöneticilerinin de arala- rında bulunduğu 26 sanık hak- kında açılan dava. "dolandın- cılık" \e "çete" yönünden 2"ye bölündü. Mahkeme, 22 sanığm dolandıncılık suçundan ağırce- za mahkemesinde yargılanma- sına karar verirken Yargıtayın, "Beyaz Enerji" davası kapsa- mında \ erdiği kararı emsal ka- bul etti. Heyet. çete suçlamasıv- la yargılanan 26 sanığın dava dosyasınında İstanbul DGM'de görülen Türkbank davasıyla Scala Orkestrası korosu konserden önce İstiklal Marşrnı seslendirdi. (Fotoğraf: KAAN SAöANAK) Barış konserinin esram birleştırilmesine karar verdi. DGM Cumhuriyet Savcısı Sela- haftin Demir de Yargıtay'ın söz konusu karanyla ihtisas mah- kemeleri olan DGM "lerin baka- cağı suçlara açıklık getirdiğini belirtti. istanbul 4 No'lu DGM'deki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Korkmaz Yiğit'in de ara- lannda bulunduğu 13 sa- nık katıldı. Duruşmada, Korkmaz Yiğit ve Serpil Uğurlu dışındaki diğer sanıklann sorgulan ger- çekleştirildi. Duruşmada söz alan DGM Cumhuri- yet Savcısı Selahattin De- mir. Ankara 1 No'lu DGM'nin "Beyaz Enerji Davasrnda 15 sanık hak- kında "Rüşvet alıp ver- mek", "Ihaleye fesat ka- nştırmak" ve "Görevi kötüye kullanmak" suç- lanndan u görevsizlik ka- ran" vererek dosyayı An- kara 4. Ağır Ceza Mahke- mesi'ne gönderdiğini, an- cak bu mahkemenin de sanıklann bu suçlardan dolayı DGM'de yargılan- ması gerektiği karannı verdiğini anımsattı. Bankekspres davası bölündü NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA - ttalyan basını Riccar- do Muti'nin Erivan ve Istanbul "Banş konserierine"' geniş yer verdi. Italyan yayın organlan iki kentte birer gün arayla yapılan konserlerin "fîkir anahğını" Ra- venna Festivali yönetmeni Maria Cristina Mazzâvülani Muti'nin üstlendiğini söyledi. Cristina Mu- ti, Riccardo Muti'nin eşi. _ Geçen yıl için planlanan ve ÖcaJan krizi nedeniyle ertelenen konser Cristina Muti'nin 1997 yı- Iından bu yana düzenlediği med- yatik "banş konserteri" dizisinin bir parçası. "Dostluk Yolu" adıy- la lanse edilen ve 97 yılında savaş- tan yeni çıkan Saraybosna'da baş- latılan banş konserleri 98'de Bey- rut, 99'da Kudüs, geçen yıl da Moskova'da yapılmıştı. îstanbuJ-Erivan konserine dün tam sayfa ayıran 'Unita' gazete- sinin "Muti'nin Banş Yoteuluğu* olarak verdiği haberin spohı şöy- le: "Scala Orkestrası ile Erivan ve İstanboi'dayız. Amac,iki eski döş- man kente 'banş' sinyali ver- mek-f Bnnenilerin Hıristiyanlığı ka- bul edişinin 1700. yılı vesilesiyle çakıştınlan, 8500 kişinin kattldı- ğı Erivan konserinin (Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçar- yan'dan Patrik Kathalikos a dek) "en üst düzey" temsille izlendiği- ni yazan gazetenin yorumu ilginç: "Neden bu yıl bu iki kent ve bu iki ülke seçildi? Cevabı basit ama kelimeieri bulmak zor. Maria Cristina Mazzâvülani Muti başta obnak tizere iıusiyatifi alanlar ke- limeieri telaffuz etmemevi yeğli- yor. İyi niyet diptomasisi sessiziik ve az sözle yapıhyor™" "Muti'ninbanşçıkarmasJ1 " ve- silesiyle "smkınm'' ve Ermeniler için Ağn Dağı'nın taşıdığı sem- boiik değere geniş yer ayıran ga- zete "konser çıkarmasına eşlik e- den" Venedik Üniversitesi doçen- ti papaz Boghos L^on Zeknan'ın "Ermeni so> kınmını tarih pers- pektiflne oturtmak zorundajız..." şeklindeki açıklamalanndan son- ra şu sözlerle yazıya devam edi- yor: "200rin'DostlukYolu' konse- rinin Erivan ve İstanbuTda yapü- masının amaa resmiyetve sözcük- ler ötesinde bir köprü kurmakür. Bu müziğin e\rvnsclgiküyleaola- cak bir köprüdür. Riccardo Muti, 'Bizim amacımız problemleri çözmek değil bir işaret vermektir. (Erivan ve Istanbul'a) Ateşi sön- dürmek amacıyla değil, birkaç su damlası taşımak için gidiyoruz. Biz kardeşlik için vanz. Bu ne- denie de İstanbul ve Erivan'da ay- nı notalan çalacağız...' dfyor". "Ermeni sorunu", konserin yüklendiği "misjwn'' çerçevesin- de önceki gece Italyan devlet rad- yosu RAI'nin Istanbul'dan yaptı- ğı naklen yaym sırasında da uzun uzun tartışıldı. RAI'ye demeç ve- ren Italyan yonımcular İstan- bul da "5000 kişilik bir konser sa- lonunun" bulunmamasını hayret- le karşıladılar. Bundan önce çeşit- li vesilelerie Istanbul'a konser vermek amacıyla geldiklerini açıklayan Scala Orkestrası ele- nıanları ise "İstanbul'un fevkaia- dedisipiinliveyetkin bir konseriz- k>icisine sahip olduğunu" söyle- diler. "Siyasi misyonu" nedeniyle medyada geniş yankı bulan Eri- van-Istanbul konseri üzerine cu- ma gecesi RAI televizyonunda Italya saati ile 23.20'de bir açıko- turum düzenlenecek. Otunamu İtalya'nm en ünlü "siyasi anchor- man"ı Bruno Vespa yönetecek. Polis teşkilatına TSE standardı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Polislik mesleğinin standartlannı belirlemek üzere Emni- yet Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığı ile TSE'nin birlikte yü- rüttüğü çalışmalar ta- mamlandı. Meslekte 12 ayn birimin standartlan belirlendi. Emniyet Ge- nel Müdürlüğü Dikmen binasında, bugün yapıla- cak törende Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'ne TSE standartlan verilecek. Emniyet Genel Müdürlü- ğü Eğitim Daire Başkanı Fevzi Erdoğan. emniyet teşkilatında hizmet kali- tesinin yükseltilmesi amacıyla polis meslek analizi çalışmalanna ön- celik verdiklerini kaydet- ti. Erdoğan, "Emniyet Genel Müdürlüğü bu ça- hşma ile Türkiye'deki ka- mu kurum ve kuruluşla- n arasuıda meslek stan- dardı hazırla\an ilk ku- rum olma ö/elliğinesahip oldu** dedı. Organize suçlarla mücadele polisi- nin standartlan şöyle. • ZONGULDAK (Cumhuriyet)- Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'na bağlı Asma Maden Ocağı'nda dün meydana gelen göçükte Fahrettin Kiren, Coşkun Çelik ve Selahattin Kulluk adlı işçiler mahsur kaldı. Üretim işçilerinin bulunduğu bölümde tavan kısmında toprak kayması sonucu meydana geldiği belirlenen göçüğün ardmdan başlatılan kurtarma çahşmaları sonunda Çelik ve Kiren yarah olarak kurtanldı. Yarah işçiler, SSK Zonguldak Bölge Hastanesi'ne kaldınldı. "Çalışılan ilin suç analizi- ni yapmak, şüpheli bi- çünde geliri artan kişileri tespit etmek, örgütlenme şeması çıkarmak, yakala- nan silahın. mühimmatuı menşeini ve nereye gide- ceğini tespit etmek, tek- niktakip hizmetlerim yü- riitmek, şüpheli rad\ oak- tif ve nüîdeer maddeleri ilgili kurumlara bildir- mek, operasyon planı yapmak, ifade alma ve hazuiık tahkikaü işlem- lerini >1irütmek, araştır- macı, çahşkan, titiz. şüp- heci, sabııiı, soğukkanlı olmak, sır saklamak, rol > apabilme yeteneğine sa- hip olmak." Uyuşmazlık üzerine gönderilen dosyayı ince- leyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin. 14 Haziran 2001 tarihinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkeme- si'nin verdiği görevsizlik karannı yerinde bulma- yarak kaldırdığını belir- ten Savcı Demir, Yargı- tay'ın söz konusu kara- nyla ihtisas mahkemele- ri olan DGM'lerin baka- cağı suçlara açıklık getir- diğini belirtti. Demir, bu karara göre, sanıklardan Gürbüz Yiğit, Cengiz Yi- ğit ve diğer 20 sanık hak- kında dosyanın "dolandı- ncılık" suçu yönünden aynlarak "Usulsûz kredi vererek Bankekspres'i dolandırmak" suçundan aralannda Korkmaz Yi- ğit'in de bulunduğu ve bankanın eski yöneticile- rinin yargılandığı Beyoğ- lu 2. Ağır Ceza Mahke- mesi'ne gönderilmesini istedi. Demir, Korkmaz Yi- ğit'in de aralarında oldu- ğu bir kısım sanık hak- kmda "Çete oluşturarak Türk Ticaret Bankası'ıun resmi ihalesine fesat ka- nştırmak" suçundan İs- tanbul 6 No'lu DGM'de açılmış bir dava bulundu- ğunu da anımsattı. Demir, aralannda fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerek- çesiyle çete suçlaması yönünden 4 No'lu DGM'de görülen Ban- kekspres davasının, 6 No'lu DGM'de görülen davayla birleştirilmesini istedi. lstanbul4No'luDGM de savcının istemi doğrul- tusunda karar verdi. Korkmaz Yiğit'in İstan- bul 4 No'lu DGM'deki Bankespres davasında çe- te suçlamasından 3, Be- yoğlu'ndaki davada 8, İs- tanbul 6 No'lu DGM'de- ki davada da 5 yıla kadar hapsi isteniyor. G U N D E M MUSTAFA BALBA1 H Baştarafı 1. Sayfada ki hareket başanlı çıktı, yüzde 42.75'le Kral 2. Si meon Ulusal Hareketi (NDSV), yüzde 7.45'le bu ül kedeki Türklerin öncülüğünde kurulan Hak ve öz gürlükler Hareketi (HÖH). Öteki partilerin tümü o^ kaybetti. Hükumeti de seçim kazanan bu iki hare- ket kurdu. 2- 240 kişilik parlamentoda NDSV'nin 120 HÖH'nin21 milletvekili var. NDSV bir milletvekili da- ha alsa tek başına iktidar olabilirdi. Belki transfer de edebilirdüAmayapmadı, HÖH'yle hareket etti. Şim- di 17 bakanlı Bulgaristan hükümetinin 2 bakanı Türk. Tarım ve Orman Bakanı Mehmet Dikme, doğal afet ve sanayi kazalanndan sorumlu Devlet Bakanı Nec- det Mollov. 3- Türkler aynca 5 bakan yardımcılığı, 3 de valilik aldılar. HÖH, Kırcali Valiliği'ni istedi. Aşın milliyetçi ba- sın, "Oldu olacak, oradaki Bulgaharazınlık ilan edil- sin"çıkışlanyapınca, Simeon, HÖHBaşkanı Ahmet Doğan'dan anlayış istedi. Bu kez HÖH'ye Sofya Va- lisi'ni atama yetkisi verildi. Sofya'ya atanacak vali Bulgar kökenli olacak ama, ismi HOH belirieyecek. 4- 1990'da ilk seçilen HÖH milletvekilleri parta- mento kapısından içeri alınmak istenmemişti. Kar- şılıkh gerginlikler bir süre devam etti. Hafta başında ise 21 HOH milletvekili parlamentoda yemin ederek göreve başladı. Yemin, Bulgar anayasası gereği res- mi dil olan Bulgarcaydı. HiçbirTürk milletvekili, kişi- lik gösterisinde bulunmaya, Türkçe yemin etmeye gi- rişmedi. O ülkenin anayasasına göre seçilmişlerdi, ona göre hareket ettiler. 5- Sözümüz Türkiye'den dışarı, Bulgaristan hükü- metinin 17 üyesinden sadece 7'si milletvekili, 10'u teknokrat ya da yerel yönetici. Simeon, kimi uzman- lık isteyen bakanlıklan belirlerken ille de milletvekil- leri içinden olmalı demedi, dışandan atama yaptı. HÖH de buna ayak uydurdu, iki bakandan birini dı- şandan atadı; Mollov, milletvekili degil, Omurtag Be- lediye Başkan Yardımcısı'ydı. Bulgar olgunlaşması-Türkiye faktörü 6- Türkler yaklaşık 1 milyonla nüfusun yüzde 12'si- ni oluşturuyor. Türkler daha çok kırsal kesimde otur- dukları için yaklaşık 4 bin muhtarın 500'ü Türk. 262 belediye başkanının 27'si Türk. Son genel seçimler- de HÖH, Türklerin az olduğu bölgelerde Bulgar aday gösterdi. NDSV-HÖH ortaklığı seçimden önce başla- mıştı. Simeon, bazı sandıklann başına adam bulama- yınca, HÖH'den rica etmişti. 80'li yıllardaki düşman- lık, 2001 'de yerini seçim işbiriiğine bıraktı. Demokrasinin başansı olarak yorumlanan gelinen noktanın üç ayağı var; Bulgar yönetiminin olgunlaş- ması, buradaki Türklerin terörize olmaması, Türkı- ye'nin, "Yurtta banş dünyada banş" felsefesi içinde bu ülkedeki Türklerin haklarını savunurken toprak ta- lebi ve benzerı istemlerinin olmadığını göstermesi. 7- Komşuya küçük bir toplu iğne batıralım. Onlann yumuşak karnı da Makedonya. Makedonlann kendi uzantılan olduğunu düşünüyorlar. Seçim öncesi bir Makedon partisi, yayımladığı bildiri nedeniyle kapa- tıldı! 8- Tanm Bakanı Mehmet Dikme'yle telefonda ko- nuşuyoruz. "Heyecanım hâlâ geçmedi" dedi. Günde- mindeki ilk konuyu sordum, "Ülkemiz, Bulgaristanı- mız tanm ülkesi. Ekinlere bakacağım, unda, ekmek- te sorun olmasın" dedi. Evet, artık kin yok, ekin var! 9- Son noktayı, gezi-yorumla koyalım... ' 1997 yaz sonu. Razgrad'da Kubadın Belediye Baş- kanı Vehbi Dahil Osmanlı'yla konuşuyoruz. Nasıl hoş sohbet... 1980'lerdekı resmi kayıtlarda adı Vey- be Dahilova Osmanov'muş. Bulgarlar. Veybe'nin kız adı olduğunu düşünüp "Sen kızsın" demişler. Neyse onu ispatlamış, 90'da Vehbı Dahil Osmanlı olmuş. "Sonra" dedi, "soyadımda bir değişiklik daha iste- dim". Şaşırdım, Osmanlı'yı neyle değiştirecekti? De- vam etti: - Osmanlılar, istedim. Bulgar nüfus memuru bunu duyunca çıkışmış: - Kardeşim bu kadar Osmanlı yeter! ankcum@ttnet.net.tr Kenan Bıukık anüdı DİSK'e bağh İlerici Deri-İş Sendikası Genel Baş- kanı Kenan Budak öldürülüşünün 20. yıldönü- münde Si)i\ rikapı daki mezan başında aıukfa. An- ma törenine katılan DİSK Genel Başkanı Süley- man Çelebi, Kenan Budak'ı katledenlerin hâlâ bulunamadığını anımsatarak "Hukuk ve adalet sağlanamadığı sürece benzeri olaylar yaşanmaya devam edecektir" dedi Törene, DSP İstanbul Mil- lervekili ve Kenan Budak'm amcasuım oğlu Rıd- \an Budak, DİSK yönetkileri ve Kenan Budak'ın aüesi kaûldL (Fotoğraf: ÖZLEM GÜVEMLİ) Ozok toprağa verildi Eski Türkiye Komünist Partisi kuruculanndan olan ve Sosyalist İktidar Partisi üyesi Ahmet Özok (79) Hasdal Mezarüğı'nda toprağa verildL SİP Genel Başkanı Aydemir Gûler, Ozok'un büyük ge- leneğin içinden gelen insanlardan olduğunu belir- terek "O bizim amcamızdı. Sayılan giderek aza- lan eski kuşaklardandı. \'e hepimize emeği geçti" diye konuştu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear