Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2001 PERŞEMBE
10 DÜNYA VE TÜRKİYE
Dayton Anlaşması'ndan bu yana 5.5 yıl geçti, ancak geleceğe ilişkin endişe sürüyor
Batı
9
nın BosnaaçmazıAYHANŞİMŞEK
SARAYBOSNA-Bosna'da savaşı so-
na erdiren Dayton Anlaşması'ndan bu
yana 5.5 yıl geçti, ancak geleceğe iliş-
kin belirsızlik ve endişe sürüyor. Anlaş-
ma uyannca ülkede geçici olarak yöne-
tımı elinde tutan "uluslararası toplum"
içın cekilme vakti geldiğinde din, dil ve
etnik açıdan çok farkiı unsurlardan olu-
şan ülke birlikte ayakta durabilecek mi,
yoksa kimsenin hatırlamak istemediği o
eski günlere yeniden mi dönülecek?
Uluslararası gözlemcilere göre. geliş-
meler, bugün her iki olasıhk için de açık
kapı bırakıyor.
Bosna-Hersek'te yönetim. şu anda
"uluslararası örgütkrin" idaresinde yü-
rütülüyor. NATO bünyesindeki SFOR
(Istikrâr Gücü), olası silahlı çatışmala-
nn önlenmesinden ve güvenli bir orta-
mın oluşturulmasından sorumlu bulunu-
yor. Sivil görevier ise BM başta olmak
üzere AGİT, Dünya Bankası, IMF'nin so-
rumluluğunda. Seçimleri düzenleyen
AGÎT silahlan denetliyor, merkez ban-
kası başkanını ise IMF atıyor. Ülkede-
ki en yüksek yasama ve yürütme yetki-
leri de yabancı bir elde, BM Yüksek
Temsilciliği'nde toplanıyor. Neredeyse
sınırsız yetkilere sahip olan temsilci, se-
çim listelerine müdahale edebildiği gi-
bi, seçilmişleri de görevden alabiliyor.
Batı, amacının Bosna-Hersek'te Boş-
nak, Hırvat ve Sırplann yeniden enteg-
re olmalannı sağlayacak bir sistemin
kurulması olduğunu kaydediyor. Çaba-
lar. bu entegrasyonu olanaklı kılacağı-
na ınanılan güvenlik ve adalet yapılan-
nın oluşturulması, demokratik kurum-
lann geliştirilmesi, mültecilerin yerleri-
ne dönmesi, ekonomik yapının işler ha-
le geririlmesi ve yolsuzluklaruı önlenme-
si üzerinde yoğunlaşıyor. BM yetkilile-
ri, yönetim ve koruma işlevlerini 2002
yılı sonuna kadar tamamlamayı ve Bos-
na'dan çekilmeyi hedefliyorlar. Bu du-
rumda uluslararası toplumun önleyici
rolü ve AGlT'in önemi artacak.
MIIHyetçlllk yükseHyor
Batı, etnik gruplann entegrasyonu he-
definde önemli güçlüklerle karşı karşı-
ya bulunuyor. Bunlardan biri. savaşın
yarattığı travma ve etnik gruplann bir-
birine karşı güvensizliği. Diğer önem-
li güçlük ise radikal millıyetçi grupla-
nn üç etnisitede de savaş öncesindeki
gücünü koruması. Uluslararası toplum,
politik amaçlanna ulaşabilmek için çe-
şitli yollardan bu milliyetçi gruplann gü-
cünü kırmaya çahşıyor. Oluşturulan ku-
rumlarda farkiı etnik gruplann temsil
edilmesine özen gösteriliyor. Örneğin
yeni oluştunılmakta olan polis teşkila-
tının Strp bölümünde asgan bir oranda
Boşnak ve Hırvat polisin de görevlen-
dirilmesi koşulu getiriliyor.
Çabalara karşın milliyetçiler gücünü
koruyor. Nisan 2000'de yapılan seçim-
lerde 146yerelyönetimin 115'indemil-
liyetçilerin kazanması bunun kanıtı.
Uluslararası toplumun "tek bir ordu"
oluşturma çabalan da milliyetçi Hırvat
lider Ante Yelaviç'in Hırvat askerlerden
orduyu terk etmelerini istemesiyle sek-
teye ugramış gözüküyor. Gözlemciler, son
zamanlarda artan radikal milliyetçi pro-
testolann uluslararası toplumun politi-
kalannı gözden geçirmesi için uyan ni-
teliğinde olduğuna işaret ediyorlar.
Sırplann Saraybosna yakınlanndaki
Dobrinja'da bir yerleşım binminin Boş-
naklara verilmesine karşı, Banya Luka
ve Trebinye'de de camilerin onanlma-
sına karşı düzenledikleri protestolar bu
açıdan önemli. Gözlemcilere göre bu
olaylar, radikal milliyetçilerin önemli
sayıdaki destekçilerini Barfya karşı mo-
bilize etmekteki yeteneklerini gösteriyor.
Bazı uzmanlar, demokratik idealle-
ri savunmak ile banşçıl bir entegrasyon
için milliyetçilerin önünü kesme ara-
sında kalan uluslararası toplumun ar-
tık hedeflerini daha net olarak koyma-
sı gerektiğini kaydediyorlar. Bu çerçe-
vede, gerekirse radikal milliyetçi par-
tilerin yasakJanması ya da Dayton'un
altematiflerinin ele alınmaya başlanma-
sı isteniyor. Bu alternatiflerin başında
da etnik bölgelerin aynlması geliyor.
Kimi uzmanlara göre üç etnik grup
siyasal ve fiziksel olarak aynlmadığı sü-
rece yeni savaşlann çıkma olasılığı çok
yüksek. Bu görüşe karşı çıkanlar ise bu-
nun etnik temizlik politikalannın onay-
lanması anlamma geleceğini vurgulu-
yorlar. Herkesin buluştuğu nokta, Ba-
tı 'nın Bosna konusunda bir şeyleri de-
ğiştinnesi gerektiği. Savaş, ülke ekono-
mısinın yüzde 86'sını çökertirken dibe
vuran ekonomi, en önemli sorun olarak
ortaya çıkıyor. Işsizlik oranınm yüzde
40'lara ulaştığı kaydediliyor.
Bosnalılann önemli birbölümü, yurt-
dışındaki akrabalannın desteği ya da
uluslararası toplumun yarattığı iş olanak-
lan ile yaşamını sürdürüyor. Kayıt dışı
ekonomi ve yolsuzluğun boyutlannın
çok büyük olduğu, trafiğin ise aşın mil-
liyetçilenn yönlendirdıği belirtiliyor
"Arizona Marker" olarak adlandınlan
pazarda çalıntı ve kaçak mallar gerçek
değerlerinin çok altmda satılıyor. Insan
BOSNA.HERSEK
Başkent: Saraybosna
Yüzölçümü: 53 bın 233 km
2
( %51
Bosna ve Hersek Federasyonu, %49
Sırp Cumhunyetı)
Yaklaştk nûfus: 3 mıtyon 850 bin
Etnik dağılım:%43 Boşnak, %31 Sırp,
%17 Hırvat. %7 Yugoslav
Dinler: Musluman, Ortodoks, Katolık,
Yahudı
Resmi Dil: Boşnakça, Hırvatça, Sırpça
Diğer Diller Arnavutça, Türkçe
Bosna'daki SFOR askerieri, bölgede pek çok yardım işine koşturuyor.
tacırlennin Ukrayna, Romanya'dan ge-
tirdiklen kadınlan burada 3 bın dolardan
başlayan fiyatlarla sattıklan belirtiliyor.
Bosna'nın Türkıye'ye vize uygula-
maması nedeniyle çoğunlugu Kürt kö-
kenli yurttaşlar bu ülke üzerinden Ba-
tı 'ya iltıca etmeye ya da kaçak olarak geç-
meye çalışıyorlar. BM'ye göre, yılın ilk
6 ayında Saraybosna Havalimanf ndan
bu amaçla 10 bin Türk yurttaşı girmek
istedi. Büyük bölümü Türkiye'ye gen
göndenldi. Türk mafyasının Batı'ya ge-
çiş içın kışı başına 2 bin 500-3 bin do-
lar arasında para talep ettıği belirtiliyor.
Bosna'ya yapılan maddi yardımlann
önemli bir bölümünü Almanya sağlı-
yor. Bunun birnedeni, Almanya'nın böl-
geye olan tanhsel ilgisi. Bir başka önem-
li neden ise Almanya'nın savaş sırasın-
da uğradığı göçmen akını. Almanya sa-
vaştan kaçarak Batı ülkelenne sığınan
yaklaşık 600 bin Bosnalının 345 binine
ev sahipliği yaptı. Alman bir subayın
behrttiğine göre, bunlann Almanya'ya
maliyeti 13 milyar markı geçiyor. Bu
yüzden Almanya. göçmenlerin ülkele-
rine gen dönmesini teşvik ederken sa-
v aş sırasında yerle bir olan yerleşim yer-
lerinin ımannı üstleniyor. Almanya'nın
2000 yılında evlerin onanmı için yaptı-
ğı yardım 10 milyon markı aşıyor.
Sırp Cumhuriyeti'nde
bir Boşnak köyü
Trnovo, Sırp Cumhuriyeti sınırlan içe-
risinde yer alan. ancak Müslüman Boş-
naklann da yaşadığı bir kasaba. Kasa-
bada Boşnaklarla Sırplann köylen yan
yana sıralanıyor. SFOR konvoyu ile
Müslüman Boşnaklann köyüne giden
yolda ilerlerken patika ve mezralarda
"mayın tehlikesi" uyanlan hemen gö-
zümüze çarpıyor. SFOR'a göre, ocak-
nisan aylan arasında 16 Bosnalı, ma-
yın nedeniyle yaşamını yitirdi. 4 çocuk
ve 5 yetişkin ağır yaralandı...
Boşnak köyünde Almanlann desteği
ile onanlan bir eve konuk oluyoruz.
Melça Hromo, 61 yaşında, yaşamın güç-
lüklerini tek başına omuzlamaya çalışan
bir Boşnak kadm.
Bizı evine buyur ettikten sonra kah-
ve ikram etmek istiyor. Imkânsızlıklar
ıçindeyken gösterdiği konukseverlik
bizleri duygulandınyor.
Sonılanmızı endişeli gözlerle dinle-
yen Melça Hanım, söz savaşa gelince
konuşmak istemiyor. Gözlerinden yaş-
lar süzülürken sanki dili düğümleni-
veriyor. Savaşın dehşerinı yaşayanlar için
o dönem adeta bir "tabu".
Köydeki Boşnaklar ile konuşmaya
çahştığımızda, Sırp bölgesınde yaşama-
nın üzerlerine yüklediği baskıyı hemen
sezinliyoruz. Boşnak köylülerin mey-
dana yakın yerde harman kaldırmala-
n, herhangi bir Anadolu köyündekin-
den farksız.
Isimleri de bize oldukça tanıdık geli-
yor: Murad,Adnan,Fanık... SFOR bün-
yesindeki Alman askerlerinin köye ge-
lişini neşeyle karşılayan köylüler. dönüş-
te de evlerinden el sallayarak askerlen
uğurluyorlar. Köyün en yaşlılanndan
Dönüşümlü başkanlık sistemi
îki parçalı devlet
DevJet iki parçah bir yapıya sahip. Bunlann
ilki, Boşnak ve Hırvatlann çoğunlukta olduğu
kantonlardan oîuşan Bosna-Hersek
Federasyonu, ikincisi Sırplann çoğunlukta
oiduğu Sırp Cumhuriyeti. 3 topluluğu temsii
eden devlet başkanlığı sistemi bulunuyor.
Başkanlığı Boşnak, Hırvat ve Sırplar 8 ayda bir
dönüşümlü olarak devrahyor. Devlet,
Federasyon ve Sırp Cumhuriyeti seviyesinde 3
ayn hükümet bulunuyor.
# Biriik mi, bölünme
mi? Kimi uzmanlara göre
Boşnak, Hırvat ve Sırplar
siyasal, fiziksel olarak
aynlmadığı süreceyeni
savaşlann çıkma olasılığı
hâlâ çok yüksek
# Savaşın çökerttiği
ekonomi: Ekonominin
vüzde 86 sı savaşla
çöktü. Işsizlik yüzde
40 'larda. Ekonomik
durum savaş öncesinden
çok daha kötü.
# Misyonerler cirit
atıyor: Bosna ekonomik
yatırım beklerken îran ve
Suudi Arabistan gibi
ülkeler yatınmlannı
camilere yapıyor.
# 3 bin dolara satın
alınan yasam: Mafyanın
hâkimiyeti, istikran ve
ülkenin geleceğini tehdit
ediyor. Sınır bölgesindeki
Arizona Market 'te
kadınlar 3 bin dolardan
başlayan fiyatlarla
satılıyor.
# Türklerin Batı'ya
kaçışyolu Bosna:
Bosna nm Türkiye 'ye vize
ııygulamaması nedeniyle
Kürt kökenli yurttaşlar bu
ülke üzerinden Batı 'ya
iltica etmeye ya da kaçak
olarak geçmeye
çalışıyorlar.
Melça Hanım, sa\aşın alevlenmesi ile
vannı yoğunu bırakarak daha güvenli
yerlere kaçan yaklaşık 2 milyona ya-
kın mültecıden biri. Kendisine köyü-
ne dönmesi önerildiğinde, o da diğer-
leri gıbi önce komşu köylerdeki Sırp-
lar tarafından nasıl karşılanacaklannı,
can güvenliğini düşünmüş. Mülteciler
köylerine dönmeleri teklif edildiğin-
de, haklı olarak mallanna ne olduğu-
nu, evlerinin güvenli olup olmadığını
ve geçinebileceklen bir iş bulup bula-
mayacaklannı merak ediyorlar.
Almanlann Bosna'da tanık olduğu-
muz etkilen yalnızca bu köyle sınırlı
değil.Bosna'nın para binmi, Alman
Markı 'na eşıt Konvertibilna Mark. Yol-
larda en sık Volksvvagen'Iarla karşıla-
şıyorsunuz.
SFOR'un gururu Türk askerl
20 bın kişılık SFOR bünyesinde yak-
laşık bin Türk askeri görev yapıyor.
SFOR sözcüsü Andrew Coxhead. Türk
askerlerden öv güyle söz ediyor. Cox-
head, bir anısını şöyle anlatıyor:
"Karargâhataki Türk askerlerin he-
men hepsi beni tanıyor. Geçen gûnler-
de karargâha girmek ûzereyken kapı-
da, kimliğimi unutmuş olduğumu fark
cftim. Kapıdaki asker beni tanıvordu.
Beni içeri alacağını düşünmüştüm. An-
cak kimliğim olmadan giriş yapamaya-
cağunı söyledi. Türk askerlerin ne ka-
dar disiplinli ve profesyonel olduklan-
nı o zaman bir kez daha gördüm."
SÜRECEK
Saraybosna yaşanıa direniyor
Başkent Saraybosna, Batı'mn büyük maddi desteği
ile savaşm yaratüğı yıkımı kısa sürede
telafi etmiş gözüküyor.
Savaşm anısına dikilmiş bir amt izlenimi veren
harabeye dönmüş parlamento binasını görene kadar,
5 yıl önceki savaşm bu büyüleyici kentte
yaşandığına inanamıyorsunuz.
Yaklaşık 3 milyon top mermisinin isabet ettiği kentte,
yalnızca cephe hattmda yer alan binalarda merrni
izleri dikkat çekiyor. Saraybosna'mn tarihi çarşısında
dolaşırken ülkenin çok renkliliğinin burada hâlâ
yaşıyor olduğunu görmek banş için umutlandınyor.
Burada ezan ve çan sesleri art arda, biri diğerini
engellemeden yankılanıyor.
Boşnak, Sırp ve Hırvat gençleri, geçmişe bir sünger
çekmişçesine barlarda birlikte doyasıya eğleniyorlar.
Federasyonda görülen bu hoşgörünün Sırp
Cumhuriyeti'nde aynı ölçüde sürdüğünü söylemek
ise zor. Saraybosna'mn federasyon bölümünden
herhangi bir taksiye binip Sırp Cumhuriyeti'ne
gitmek istediğinizde, smırda taksinizi değiştirmek
zorunda ohnanız, sizi bir o kadar daha şaşırtıyor.
Dibe vuran ekonomiden dış destekle çıkış yolu
arayan Bosna'da, Îran, Suudi Arabistan, Kuveyt
gibi ülkelerin yatınmlan cami ve îslam
merkezleri açmakla sınırlı kalıyor.
Balkanlar'ın pek alışkm olunmayan simalan,
uzun sakallı ve entarili Islamcılar, özellikle
çarşıda açtıklan stand ve dükkânlarda
propagandalannı yapıyorlar.
Saraybosna'da Fetnullah Gülen cemaatine yakınhğı
ile bilinen Türk okullan da var.
Hıristiyan misyonerler de Islamcılardan geri
kalmıyorlar.
MERHABA
NECATİ DOĞRU
Kurtar Bizi Fişen Baba!
Çok sayın yeni babamız, sizin adı-
nız bizim Türkçemizde Fişer okundu-
ğu için ben de yazının başlığını okun-
duğu gibi yazdım. Başka bir kastım
yoktur. Size, korkmadan, çekinme-
den, sıkılmadan, utanmadan IMF
Başkan Yardımcımız Stanley Fisc-
her Babamız diyebilirim.
Bize şu anda...
Babalık yapan sizsiniz...
Nitekim dünkü gazeteterimizin eko-
nomi sayfalannda; Türkiye'ye, "Bizi
dalgalı kurdan kurtar Rscher..."
yalvarmaları, yakarmaları ile karşı-
landığınız yazılıydı.
Topluca tempo tutuluyor
Kurtar bizi Fischer Baba!
Çıpalı kur kalın gelmişti.
Götüremedik, battık.
Şimdi dalgalı kur ağır geliyor.
* • •
Düzlüğe çıkamazsak bile iyice bat-
maktan ve üçüncü bir krizi de yemiş
olmaktan kurtulmak için başvurulan
"Güçlendirme Programı "nın hedefle-
ri, dalgalı kur yüzünden tutmayabilir.
Faizler inmeyebilir.
Faizler inmeyince...
Fimıalar batıyor...
Firmalar batınca....
Bankalar batıyor...
Bankalar batınca
Hazine batıyor...
Bunlan ben sizden iyi bilecek de-
ğilim Fişer Baba! Çıpalanmış kur ka-
lın gelmişti, şimdi dalgalı kur kalın
geliyor. Kurtar bizi Fişer Baba!
Anla bizi Fişer Baba!
Biz babalara alıştık.
Babasız yapamayız.
Yıllarca bizi şişer babalanmız De-
mirel, mücahıt babamız Erbakan,
başbuğ babamız Türkeş, Karaoğ-
lan babamız Ecevit, yavaş babamız
Mesut, Tansu anamız yönettıler. Bun-
lann hepsi şişer babaydı... Bizi son
20 yıl yüksek faizle yönettiler.
Faizler yüksek oldu...
Firmalar battı...
Firmalar batınca....
Bankalar battı...
Bankalar batınca....
Hazine battı....
Türkiye işte böyle battı...
Ve şişer babalanmız sayesinde...
BizsüreklilMF'likolduk....
Şimdi de Fişerlik olduk.
Fişer Baba, senden önceki Cotta-
relli adlı babamız; "Siz ancak dola-
ra mıhlanmış lira, yani çıpalı kuria
kurtulursunuz" diye bizi umutlandır-
mıştı, şimdi sen Ancak dalgalı kur-
la kurtulursunuz" diye program yap-
maktasın.
Ve hedefleri şöyle koymaktasın:
Faizleri indirin...
(Rantiyeciden kurtulmak için.)
Dövizi pahalı yapın...
(Ihracatı arttırmak için.)
Ucretleri daha da düşürün...
(Istihdamı arttırmak için.)
Devleti küçültün...
(Israfı, hortumu azaltmak için.)
Aman Fişer Baba!
Biz ettik, sen etme Baba!
Senin şart koyduğun bu dalgalı
kuria faizler düşmez Baba!
Yani biz düşüremeyiz Baba!
•••
Biz böyle görmedik... Şişer baba-
larımızdan böyle öğrenmedik. Biz
adına piyasa ekonomisi demelerine
rağmen onun kendi dinamikleriyle
yönlenmesine izin vererek değil şişer
babamızın, "ekonomiyiyönetmesi-
ne" bağlı, bağımlı kalmayı öğrendik.
Faizi hep yüksek tuttular.
Dövizi hep düşük tuttular.
Sıcak para cenneti yaptılar.
Yönettiler!.. Biz Fişer Babalık olun-
ca, yaratılan "sıcak para cennetinin
sonunda nasıl cehenneme dönüştû-
ğünü" görmüş olduk.
Fişer Baba!
Yap bize bir babalık!
Zorlama bizi çok fazla...
Dalgalı kuru sulandır biraz Baba!
Biz sulanmışı severiz!
Kuala Lumpur'dan Toronto'ya!
KÎRMETRE
Beklenen cevap geldi.
Bakandan bekliyorduk.
Genel direktörden geldi.
Az kalsın seçiliyorduk, çok
büyük şansımız var türü ya-
lanlarve bilgi kirletmeleriyle Is-
tanbul kentinin olimpiyatlara
aday yapılması konusunda bu köşe-
de şeffafltk çağnsı yapmış, spordan so-
rumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü'den
sorulan cevaplamasını istemiştik. So-
rulara cevap; Olimpiyat Oyunlan Ha-
zırlık ve Düzenleme Kurulu (HDK) Di-
rektörü Yalçın Aksoy'dan geldi.
2000 Olimpiyatlan'nı kaybettik.
2004 Olimpiyatlan'nı kaybettik.
2008 Olimpiyatlan'nı kaybettik.
"Kaybedeceğimizi bile bile niçin
başvurduk ve kaybedeceğimizi bile
bile 2012 Olimpiyatlan için niçin baş-
vunjyoruz" sorusuna Yalçın Aksoy,
'Çünkü olimpiyatadaylığı birsprint (kı-
sa mesafe koşusu) değil, bir mara-
tondur" diye cevap veriyor.
Hiç de inandıncı olmuyor.
Gezilerde kaç para harcandı? Dö-
kümü nedir? Bu sorulara yanrtı aşağı-
daki dökümü göndererek veriyor:
Monaco gezisine:
31 milyar 16 milyon TL.
Lozan gezisine:
17 milyar 261 milyon TL.
Atina gezisine:
6 milyar 662 milyon TL.
Varşova gezisine:
4 milyar 192 milyon TL.
Yeniden Lozan gezisine:
31 milyar 712 milyon TL.
Kenya gezisine:
4 milyar 639 milyon TL.
Slovenya gezisine:
6 milyar 559 milyon TL.
Moskova gezisine:
2 milyar 676 milyon TL.
Kuala Lumpur gezisine:
5 milyar 42 milyon TL.
Yeniden Lozan gezisine:
2 milyar 829 milyon TL.
Kiev gezisine:
2 milyar 501 milyon TL
Toronto gezisine:
13 milyar 34 milyon TL.
Son Moskova gezisine:
451 milyar 761 milyon TL
Haberieşme masrafı:
4 milyar 154 milyon TL
Toplam harcama: 584 milyar 84 mil-
yon TL. Olimpiyat Komitesi'nin kadro-
sunu sormuştum. Genel Direktör Yal-
çın Aksoy, doğru adres olarak Olim-
piyat Komitesi'ni değil, yasaya daya-
narak kurulmuş Hazıriık ve Düzenle-
me Kurulu'nu almamız gerektiğini vur-
guluyor ve bu kurulda çalışanlann dö-
kümünü şöyle veriyor:
Idari kadro: 14 kişi...
Teknik kadro: 13 kişi...
Hukuk Müşaviriiği: 4 kişi...
Mali Müşavirîik: 2 kişi...
Toplam; 33 kişi...
Ayiık maaşlartoplamı: 26 milyar 863
milyon TL. fanıtım Kitapçığı ise Ser-
dar Benli Tasanm Ofısi tarafından 24
milyar 414 milyon lira karşılığında ba-
sıldı. Hazıriık Komitesi'nin hesaplannı
Başbakanlık Yüksek Denetteme Kuru-
lu inceliyor ve KİT komisyonunda ib-
ra için görüşülüyor.
140 milyon dolara stat yapıldı.
Şimdi, boş duracak, çürüyecek...
Genel direktör, üzülmememiz ge-
rektiğini, stadın dünya oyunlan Türki-
ye'de düzenlenirse bu spor aktivitesi
için kullanılacağını, 89 milyon dolara
ihaleye çıkartıldığını ve Bakanlar Ku-
rulu karanyla stadın doğu tribününün
üzerine çatı yapılması karariaştınldığı
için maliyetın 119 milyon dolara çıktı-
ğını belirtiyor. (Stat henüz bitmediği
için uzmanlar onun 140 milyon dola-
ra çıkacağını söylüyorlar.)
Açıklama özetle bu...
Tatmin edici bulmuyorum ve Hazır-
iık Komitesi'nin temel üyesi olan Istan-
bul Büyükşehir Belediyesi'nin Komi-
te Direktörü Yaiçın Aksoy'un savunma-
sını yeterii bulup bulmadığını dehşet-
le merak ediyorum?
E-posta: necatidogrufo superonline.com
Faks:0212 513 90 98
OFFSHORE'LARIN GİZEMİ ÇÖZÜLDÜ!
OFFSHORE BANKACILIĞI
YURTDIŞINDAKİ ALACAKLARIN TAHSİL YÖNTEMLERİ...
Yavuz Selim Sanibrahimoğlu ve Hukuk Bürosu avukatlarınm Türkçe olarak
hazırladığı bu kitaptaTürkiye vedünyadaki son durum, detaylarveçözüm önerileri
sunulmakta...
Adrese teslim fiyatı: 10.000.000.-TL (KDVDahil)
Kitabınızı sipariş etmek için lütfen bağlant kurunuz:
Istanbul: LFT Intemationai (T] 212-217 35 73 ve (F) 212-217 4281
Vedat Krtapçilık (Suftanahmet Adüye Sarayı yani) (I)212-5166839
İstanbul Üniversitesi Kitapevi (I) 212 • 527 54 85
Ankara: LFT Intemationai (T) 312-4468104ve(F] 312-44682 74
info<atft-intemational.com
imge Kitapevi fT) 312 - 4182865, Dost Kitapevi (T] 312-4188327