Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
MHP'li başkan
avukatı vurdu
• ADANA (AA) -
Adana"nın Yüreğir
ilçesine bağlı Buruk
beldesinin MHP"li
Belediye Başkanı Sabri
Güngör, hakkında icra
takibi başlatan Ali Topçu
adlı a\oıkatı, tabancayla
ağır yaraladı. Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Balcalı Hatanesi'ne
kaldınlan A\aıkat Ali
Topçu'nun göğsünde ve
boynunda kurşun yaralan
bulunduğu ve ameliyata
alındığı bildirildi.
Olaydan sonra kaçan
Sabri Güngör'ün
yakalanmasına
çahşılıyor.
27 PKK'li
tutuklandı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara DĞM
Cumhuriyet Savcısı
Cengiz Köksal tarafından
terör örgütü PKK'ye
yönelik olarak yürütülen
soruşturma kapsamında
gözaltına alınan 39
kişiden 27"si tutuklandı.
Hâkimlik sorgulan
tamamlandıktan sonra
DGM Nezarethanesi'ne
konulan zanlılar,
tutuklanma karannı
alkışlar ve zılgıtlarla
protesto ettiler. 27 kişi,
işlemlerinin
tamamlanmasının
ardından Ankara Merkez
Kapalı Ceza ve
Tutukevi'ne gönderildi.
İHD davasında 2
tahliye
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Insan Hakları Derneği
(İHD) Ankara Şubesi'nin
kapatılması istemiyle
açılan ve yöneticilerinin
terör örgütüne yardım ve
yataklık iddiasıyla
yargılandıklan davanın
dünkü duruşmasında
tutuklu sanıklardan Ali
Rıza Bektaş ve Selim
Necati Ort tahliye edildi.
AİHM'den
Tüpkiye'ye ceza
• STRASBOL RG (AA)
- Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde (AlHM)
dün açiklanan 12 ayn
davada. Türkiye çeşitli
para cezalarına mahkûm
oldu. AİHM'den yapılan
açıklamaya göre. Türkiye
"dostane çözüme" gittiği
10 dava ve mahkûm
olduğu 2 dava için
toplam 226 bin sterlin.
385 bin Fransız Frangı ve
44 bin 800 Amerikan
Dolan ödemek zorunda
kalacak.
Kayıp başkan
Urla'da bulundu
• İZMİR(AA)-
Ankaracla ailesinın
"kayıp'* müracaatında
bulunduğu Mardin'in
Ömerli ilçesi DYP llçe
Başkanı Servet
Cemiloğlu (40). Izmir'in
Urla ilçesinde baygın
halde bulundu. Urla
Devlet Hastanesine
kaldınlan Cemiloğlu. ilk
tedavisinden sonra poli^e
verdiği ifadede8.
Ankara "da bir kahvede
otururken kendilerini
polis olarak tanıtan 2 kişi
tarafından kaçırıldığını
öne sürdü.
PUPOCU müdiip
hâkim önünde
• ERZURLM
(Cumhuriyet Bürosu) -
AgrTnın Gürbulak Sınır
Kapısı'nda bir süre önce
düzenlenen "Puro"
operasyonunda
yakalanan, ikisi giimrük
başmüdürü 13 kişinin
yargılanmalanna
Erzurum Ağır Ceza
Mahkemesi'nde başlandı.
Sanıklar, rüşvet almak ve
vermek suçlanru kabul
etmediler ve kendilerine
işkence yapıldığını öne
sürdüler. Puro
operasyonu sonucu
tutuklanan 13 kişi, rüşvet
almak ve vermek
suçlanndan 5 yıldan 12
yıla kadar ağır hapis
istemiyle jargılanıyorlar.
Bu kez de algılama güçlüğü çeken 13 yaşındaki S. Ş. slogan yazdığı için gözaltına alındı
Manisa'da çocuğa ralıat yokIZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Manisa'nın Saru-
hanh ilçesinin Hacırahmanlı
kasabasında, okul duvarlan-
na spreyle 'Hücrelerboşalsm'
sloganını yazdığı gerekçesiy-
le 13 yaşındaki S.Ş. gözaltına
alındı. Savcılık S.Ş.'yi serbest
bırakırken öğretmenleri
S.Ş.'nin yakın bir köyden
okula gidip geldiğini belirte-
rek algılama ve öğrenme güç-
lüğü çektiğinden sloganı yaz-
mış olacağını sanmadıklannı
söylediler.
Cengiz Topel tlköğretim
• Okul duvarlanna sprey boyayla "Hücreler boşalsın" sloganı yazdığı
gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alınan ve savcılık tarafından serbest
bırakılan S.Ş.'nin öğretmenleri, yazıyı onun yazmış olma ihtimalinin olmadığını
söylediler. Saruhanlı'da iki hafta önce de 14 yaşındaki B.G. aynı gerekçeyle
gözaltına alınmış ve serbest bırakılmıştı.
Okulu'nun kömürlük duvar-
lanna 'Hücrelerboşalsm' slo-
ganı yazılması ve spreyli bo-
yayla Atatürk büstünün de bo-
yanması üzerinejandarma so-
ruşturma başlattı.
'Algüama güçlüğü var'
Soruşturma sonunda. okul
bahçesinde futbol oynadığı
bildirilen 13 yaşındaki S.Ş.
önceki gün gözaltına alındı.
Okul yetkilileri dün yazılan
silip büstü temizlerken ögret-
menler şu bilgileri verdiler:
"S.Ş. Mehmet Otan Ükög-
retim Okulu'nda 7. sınıfta
okuyor. Her gün \ akın bir köy-
den okula gidip gehyor. Kendi-
si algılama ve öğrenme güçlü-
ğü çekhor. Bütün öğretmen-
leri bu dunımu biliyor. Bu ne-
denle yazıyı yazmış olma ihti-
nıali yok. Zaten 13 yaşındaki
bir çocuğun bunu bilinçli ya-
pıp yapmadığı da ayn bir ko-
nu. Kendisiçevrede top oynar-
ken görülmüş. Belki bu neden-
le gözaltına alınmış olabilir."
Bu arada, jandarmada sor-
gusu tamamlanan S.Ş. dün
öğleden sonra çıkanldığı Sa-
ruhanlı Cumhuriyet Savcıhğı
tarafından serbest bırakılarak
babasına teslim edildi.
Saruhaniı'daki olay
Öte yandan, Saruhanlı'da i-
ki hafta önce de benzer bir o-
lay yaşanmış, 14 yaşındaki
B.G. Almış Şentürk Endüstri
Meslek Lisesi'nin duvarlan-
na siyasi içerikli yazı yazdığı
iddiasıyla gözaltnıa alınmıştı.
B.G. daha sonra serbest bıra-
kılmıştı.
Sim kartla yakalandı
Çağlar'a
esmrengiz
tiyaret
tstanbul HaberSer-
visi - Kartal Özel Tip
Cezaevi'nde tutuklu
bulunan işadamı ve
eski bakan Cavit Çağ-
lar'ı ziyarete gelen ve
avukat olduğunu söy-
leyen İbrahim Albu-
dak'ın cüzdanında 1
adet sim kart ele geçi-
rildi.
Il Jandarma Komu-
tanlığı'nın günlük asa-
yiş bülteninde yer alan
bilgiye göre Çağlar'ı
ziyaret etmek amacıy-
la önceki gün cezaevi-
ne gelen ve Balıkesir
Barosu'na kayıtlı avu-
kat olduğunu beyan e-
den İbrahim Albu-
dak'a, duyarlı kapının
bulunduğu yere kadar
3 arama noktasında,
cezaevine sokulması
yasak olan malzeme
olup olmadığının so-
rulduğu ve "Yok" şek-
linde beyanının alın-
dığı belirtildi. Bülten-
de X-Ray cihazına ka-
dar gelen Albudak'm
cüzdanı aranınca 1
adet sim kartın ele ge-
çirildiği ifade edildi.
Gerçek avukatlan
tanımıyor
Bu arada Çağlar'ın
Istanbul Barosu'na
kayıtlı avukatlann-
dan Deniz Ketenci ile
Bursa Barosu'na ka-
yıtlı Erol Durukan.
Çağlar'ın avukatı ol-
duğunu söyleyen Al-
budak'ı tanımadıkla-
nnı ve bu kişinin, mü-
vekkillerinin avukat-
lığını yapmadığını be-
lirttiler.
Balıkesir Baro-
su'ndan bir yetkili de
Albudak'ın bir dö-
nem barolanna kayıt-
lı olduğunu, ancak
Balıkesir'de faaliyet
göstermemesi ve ara-
malara karşın buluna-
maması nedeniyle
dosyasının arşive kal-
dınldığını söyledi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN DtYARBAKIR
DGM'lik
çocuk
sayıstazaldı
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)
- Güneydoğu'da son
10 yıldır DGM'lerde
100 bine yakın insan
yargılandı. Bu raka-
mın içinde çocuklann
oranı azımsanmaya-
cak düzeyde.
Diyarbakır Barosu
Çocuk Haklan Ko-
misyonu Başkanı
Avukat Arif Altunka-
lem, DGM'lerde yar-
gılanan çocuk sayısı-
nın geçen yıla oranla
azaldığına dikkat
çekti. Altunkalem, Di-
yarbakır DGM'de
2000yılındal8yaşın-
dan küçük 211 çocu-
ğun yargılandığını ve
bunlardan 9'unun 11-
15 yaş arasında oldu-
ğunu belirtti.
TGS Başkanı, iddialan yayımlayan Hürriyet gazetesine tazminat davası açıyor
Sonay Vurgun' iddiasını yalanladı
tstanbul HaberServisi -Türki-
ye Gazeteciler Sendikası (TGS)
Genel Başkanı Ziya Sonay. Mas-
lak'taki Gazeteciler Konut Yapı
Kooperatifi'nde yolsuzluk yap-
tığuıa yönelik iddialann gerçek-
dışı olduğunu belirterek bu habe-
ri yayımlayan Hürriyet gazetesi
aleyhine 50 milyar liralık tazmi-
nat davası açacağını söyledi.
Hürriyet'in "Büyük Vurgun"
başlığıyla verdiği haberi yalanla-
yan Sonay, kooperatifle ilgili tüm
kayıtlann her türlü denetlemeye
açık olduğunu söyledi.
Hürriyet gazetesi, Maslak'ta
yapılan ve 680 konut, 21 işye-
rinden oluşan Gazeteciler Konut
• Hürriyet gazetesinin
Gazeteciler Kooperatifi'nde
yolsuzluk yapıldığına ilişkin
haberinin gerçeği yansıtmadığını
söyleyen TGS Başkanı Ziya
Sonay, gazete aleyhine 50 milyar
liralık tazminat davası açacağını
belirtti.
Yapı KooperatifVnin yeni yöne-
ticilerinin. "Sonay'ın da içinde
bulunduğu eski yöneticilerinin
akülara durgunluk veren yoisuz-
luklannı ortaya çıkardığuıT içe-
renhaberyapmıştı. "BüyükNfar-
gun" başlıklı haberde Sonay'ın
üye aidatlanyla yapılan fazla da-
ireleri yakınlanna dağıttığı ileri
sürülmüştü.
Sonay, dün düzenlediği basın
toplantısında, Hürriyet gazetesi-
'Tarzanlar' çetesi tahliye istedi
ABANA(AA) -Adana'da, 'sahte bdge dfizen-
lemek, padayıcı madde imal etmek ve kuflan-
mak, çıkar amaçh suç örgütü oluşturmak'
suçundan yargılanan ve "Tarzanlar" çetesi o-
larak biiinen 6'sı tutuklu 20 sanığın yargılan-
masına Adana DGM'de devam edildi.
Adana 1 No'lu DGM'deki dünkü duruşmada,
tutuklu sanıklar Ozkan Özçin, Sabit tskender
Hasıra, Resul Demirri, Bülent Yüzgeç ile tutuk-
suz sanıklar Turgay Gürier, Osman Gârier, Sa-
di Baysal ile Mehmet Batkı hazır bulundu. Du-
ruşmada söz alan sanıklar, haklanndaki iddi-
alan kabul etmediklerini, önceki ifadelerini
tekrar ettiklerini ve suçsuz olduklannı belirterek
tahliyelerini istediler. Sanık avukatlan de
müvekkillerinin yaklaşık 8 aydır cezaevinde bu-
lunduklannı ve mağdur edildiklerini ifade ede-
rek kefaletle tahliyelerini talep ettiler. Mahkeme
heyeti sanıklann tutukluluk hallerinin devamına
karar vererek duruşmayı erteledi.
nin asılsız haber yaptığını söyle-
di. "Benim veyönetim kuruhı ar-
kadaşlanmın kooperatife bir tek
kuruş borcu yoktur" diyen So-
nay, o dönemde 18 yaşında olan
kızının da 1993 yılında koopera-
tife üye olduğunu ve bodrum ka-
tında bir daireye sahip olduğunu
belirterek şöyle devam etti:
" 1996 vihnda kooperatifgenel
kurulundabu ifbralan yineorta-
ya attılar. Bunlar Hürriyet te ça-
lışan bir gruptu. Bunun üzerine
ben ve >önetim kurulu, o zaman
kooperatifî mahkemeyeverdikve
mahkeme karanyla ibra olduk.
Söz konusu iftiralara karşın 1997
yuuıdaki genel kuruL, üzerimize
. aülan suçlamabn geçersiz kdan
bir karar aldı. Kooperatifle Ugüı
tüm ka>ıdar devlet dairelerinde
vannr. Soruşturulması gazeted-
lik olanaklan içindeyken meslek
ilkelerini de ihlalederekyayunla-
nan asılsız haber nedeniyle Hür-
riyetgazetesive sahibiAy dın Do-
ğan ale> hine 50 milyarBrahk, ko-
operatifin 5 yönetim kurulu üye-
si hakkında da 5'er milyar liralık
tazminat davası açıyorum. Dava-
dan alacağım parayı Türk Silah-
h Kuv\etleri Mehmetçik Vak-
fı'na bağışla\acağun."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Zaten birçok sakat ve otori-
ter hüküm içeren RTÜK Yasa-
sı'nın, şimdi yeniden değiştiri-
lerek daha da baskıcı hüküm-
lerle ağııiaştınldığı bir ortama
girdik. Ancak medyadaki tar-
tışma, yüzde 10'lar konusun-
daki tartışmaya kilitlendi. Çün-
kü büyük medyayı ilgilendiren
patronlara getirilen "devlet
ihalesi" engeli.
Yeni RTÜK tasansı tartışılır-
ken bu tasanyı destekleyen-
ler, "patron şeffaflaşma-
s/"ndan söz ediyorlar ve yü-
rürlükteki yasanın mülkiyet
hakkını engellediğini söylüyor-
lar. Yürürlükteki RTÜK Yasa-
sı'nın tartışılacak çok tarafı var,
ancak evrensel ilkelere en uy-
gun olan yönlerinden birisi,
herhangi bir TV kanalı ve rad-
yonun yüzde 10'dan fazlasına
sahip olan kişilerin devlet iha-
lelerine giremeyeceğini ve ay-
nı patronun birden fazla TV ka-
nalına sahip olamayacağını
hükme bağlamasıydı.
Bu hükümlerin kendine gö-
re çok doğru bir mantığı vardı.
Medya Patronlarmm Şeffaflaşması
Bir büyük medya tekeline sa-
hip olan kişi veya kurum, elin-
deki bu yayın olanaklarıyla bu
olanaklara sahip olmayan ra-
kibi karşısında "haksız reka-
bet" sayılabilecek bir üstünlü-
ğe sahip oluyordu. Medyada-
ki gücünü, rakibini bertaraf et-
mek amacıyla kullanabilirdi.
Çünkü sonuçta ortada bir
maddi çıkar söz konusuydu ve
medyaya yattrım yapan kişi
bunun karşılığını da bu yolla
elde etmiş olabilirdi.
Işte bu nedenlerle dünyanın
birçok gelişmiş ülkesinde bu
sınırlama yürürlükte. Ortada
mülkiyeti engelleyen bir du-
rum yok. Çünkü heryurttaş is-
terse TV kanalı, isterse radyo
vericisine sahip olabilir. Engel
devlet ihalelerinde. Şimdiki ya-
sanın bualanda uygulanama-
dığı da bir gerçek. Çünkü ba-
zı medya patronları bir veya
birden çok TV kanalına sahip-
ler. Bunu kanun karşısında hi-
le yoluyla gizliyorlar ve bu giz-
lemeden yararlanarak devlet
ihalelerine giriyorlar. Yapılan
değişiklik, medyada zaten şi-
kâyet edilen tekelleşmeyi ve
kartelleşmeyi daha da azdıra-
cak gelişmelerin önünü açıyor.
Ertuğrul Özkök dünkü ya-
zısında haklı olarak şu soruyu
soruyor: "Türkiye'de televiz-
yonlara giden reklam giderle-
ri 450 milyon dolar. Oysa sek-
törün içinde harcanan para
850 milyon dolar. Anlayacağı-
nız 400 milyon dolar açık var.
Hangi enayi pompalıyor bu
400 milyon dolan?" Sonra da
bu konudaki tahminlerini dile
getiriyor. Ancak onun dikkat
çektiği bu tabloda, görülüyor
ki, TV piyasası pek kârlı bir pi-
yasa değil. Birileri bu alanı
başka amaçlarla kullanıyorlar.
Işte devlet ihalesine girme en-
geli bu açıdan önem taşıyor-
du. Medyaya yatırılan parayla
devlerten "elverişli" ihaleleri
almak da bu alanı acaba kârlı
hale getirmiyor mu? Çünkü
Türkiye'de devlet ihalesi al-
mak zenginleşmenin önemli
yollarından birisi olarak kabul
edilir.
RTÜK Yasası ve yeni tasan
bununla sınırlı olmayan, bun-
dan belki de daha tehlikeli bir
yığın otoriter hüküm içeriyor.
Asıl bunları tartışmak gereki-
yor. RTÜK Üst Kurulu'nun bi-
leşimi ve seçimi eskiden de
şimdi de siyasi iktidara tam
yetki veriyor. Hatta şimdi ikti-
dar partilerinin yetkisini daha
da arttırıyor. Ayrıca yayınların
izlenmesi ve cezalandırılması-
na ilişkin hükümler ise hiçbir
demokratik ülkede olmayan
baskıcı hükümler içeriyor.
"Milli güvenlik", "milli ve
manevi değerlerin korunma-
sı" gibi hiçbir ölçüsü olmayan
konularda, araya MGK'nin
önerdiği üyenin de girmesiyle
nasıl bir uygulama gündeme
gelebilir? RTÜK bir hukuki ku-
rul değil. Yargılama yapması
için kanun maddelerine de sa-
hip değil. Iktidann atadığı bir-
takım kişiler, kendilerince "mil-
li güvenlik", "milli ve manevi
değerleri" saptayacaklar, son-
ra da istedikleri TV kanalına ve
radyo vericisine istedikleri öl-
çüde ceza verebilecekler. Za-
ten bugüne kadarki uygulama
da bu yönde oldu. Şimdi ce-
zalar daha da ağırlaştırılıyor,
yetkiler daha da arttınlıyor.
RTÜK tasansı bir şeffaflık ta-
sansı sayılabilir mi? Otoriter ve
tekelci bir yapıyı daha güçlen-
dirmek, muhalifi daha savun-
masız hale getirmekten başka
bir sonuç vermeyeceğini şim-
diden söyleyebiliriz.
Türkiye'nin, demokrasi, in-
san haklan, basın ve düşünce
özgürlüğü konusunda yeni
adımlar atması gerekirken
RTÜK tasansı tamamen ters
biryönelimi ifade ediyor. Bunu
da doğru dürüst kimse tartış-
mıyor. Tehlikeli ve korkutucu
olan da bu.
GLOBAI^OIİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Nakba 2001
Geçen hafta, Israil'in, FilistinlilerceNakba (felaket)
denen kuruluşunun 53. yıldönümüydü. Hafta bo-
yuncayaşanan olaylar, Filistin halkının yeni bir "Nak-
ba" ile karşı karşıya olduğunu düşündürüyor.
Geçen hafta, Israil, Filistin topraklarına, 1967'den
bu yana ilk kez F-16'lan kullanarak saldırmanın ya-
nı sıra, demokratik görüntüsünü terk edip, Ulusal
Meclis'te (Knesset), Arap asıllı milletvekillerinin Is-
rail'i eleştirmelerini yasaklayan biryasaçıkardı; Ara-
fat, çok uzun bir süredir ilk kez, Israil'in 1967 önce-
si sınııianna çekilmesini istedi, Arap zirvesinde "Bu
sonucu belirleyecek bir savaştır" (Jarussalem Post
20.05.2001) dedi. Arap liderieri Israil ile bağlannı ke-
seceklerini açıklayan bir deklarasyon yayımladılar.
Israil Araştırmalan Kudüs Enstitüsü'nden Dr. Isra-
el Kimçi'nin Haaretz yorumcusu Nadav Şaragay'a
söylediği gibi, karşılıklı güven kaybı Kudüs etrafın-
daki çatışmalar, "1948 döneminden kalma (topoğ-
rafikkontrol vb..) kaygılannyeniden devreye girme-
sine neden oldu" (21.05.2001). Artık banş yapmak
bir yana, karşılıklı güvenin yeniden sağlanıp sağla-
namayacağı bile belli değil. Böylece Israil - Filistin
ilişkileri, yeni bir aşamaya girmiş oldu.
Şimdi herkesin kafasını meşgul eden soru şu: Is-
rail'in güvenliğini sağlamak iddiasıyla seçilen Şaron,
üç ay sonra ülkesini bir uçurumun, bölgeyi de top-
yekûn bir savaşın kıyısına getirerek tümüyle başa-
rısız mı oldu? Yoksa, BBC yorumcusu Paul
Adams'ın sorduğu gibi Şaron'un bir "gizli günde-
mi mi" var? (BBC, 18.05.2001)
Adams, Israil'in ağır silahlarla Filistin yönetimi per-
soneline ve ofıslerine yönelik sistematik saldınları-
na, Israil'in düşükyoğunluklu savaşlan kazanmada-
ki geçmiş başarısızlıklarına, Israil Genelkurmayı'nın
geliştirdiği, "elindeki tüm olanaklaha vurmak" söy-
lemine bakıp, Şaron'un, yüksek yoğunluklu ve hız-
lı bir savaşla Filistin yönetim aygıtını parçalamayı
amaçladığını, yeni Mısır Dışişleri Bakanı'nın benzer
yöndeki iddialarını Doron Rubinstein'in Ha-
aretz'deki yorumunda (20.05.2001) "çatışmalan tır-
mandırmaktanyana... biravuç emekligeneralIsra-
il'in gündemini ele geçirdi" saptamasını göz önüne
alınca, Paul Adams'ın yorumuna itiraz etmek zor.
Ancak ben, Şaron'un "gizli gündeminin" daha ge-
niş kapsamiı olabileceğini düşünüyorum.
Çoğu Filistinli 20'den fazla insanın ölümüne ve
yüzlercesinin yaralanmasına, Israil'in F-16 uçakla-
nyla saldırmasına yol açan gelişmeleri anlamlandır-
mak, hafta içinde açıklanan Mısır - Ürdün Inisiyati-
/? ile Mitchell Raporu'nun, gerçek bir barış sürecini
yeniden başlatamayacağını görebilmek için birkaç
ay geriye gidip Oslo Barışı sürecinin nasıl ve neden
çıkmaza girdiğini; Şaron'un hızla yükselerek Israil
Başbakanı olmasına yol açan gelişmeleri hatırla-
mak gerekiyor. O zaman, banş sürecinin, uluslara-
rası medyada sunulduğu gibi, Arafat'ın ya da Ba-
rak'ın kimi siyasi beceriksizliklerinden değil, Israil -
Filistin sorununun en temel gerçeğini temsil eden
sorunun (1948'den bu yana topraklanndan sürülen
Filistinlilerin geri dönme hakkı) gündeme geldiği
noktada çökmüş olduğunu da hatıriayacağız. (Glo-
balpolitikültür: Banş Sürecinde Fantezi ve Gerçek.
7.02.2001)
Çünkü, bir taraftan, sürgündeki Filistinlilerin geri
dönmesi hem en temel insani, ulusal ve hatta ulus-
lararası haktır, hem de Edvvard Said'in El-Ah-
ram'daki yorumunda (17-23.05.2001) Arap ülkele-
rinin hükümetlerini suçlayarak vurguladığı gibi, sür-
gündeki yaşam, en temel demokratik haklardan,
ekonomik güvenlikten, hatta can güvenliğinden
yoksun, sefil bir yaşamdır. Bir halk bunu kabul ede-
mez. Diğer taraftan, Filistinli sürgünlerin geri dön-
mesi, daha önce de vurguladığım gibi bölgenin de-
mografık yapısını radikal bir biçimde değıştirecek ve
Israil'i söz konusu topraklarda bir azınlığa dönüştü-
recektir. Siyonist kabuğunu kırmadan, demokratik-
leşmeden, Araplarla Israilliler arasında kalıcı bir gü-
ven ortamı oluşmadan, Israil bu talebi kabul ede-
mez.
Diğer taraftan, daha önceki yazılanmda Edvvard
Said'den aktarmıştım, geçen hafta Time Magazi-
ne'ın Batı Yakası muhabiri Cemil Hamid de vurgu-
ladı; Arafat'ın ve yönetiminin otorıtesı Intifada sıra-
sında çok zayıfladı (19-20.05.2001). Birçok gözlem-
cinin vurguladığı gibi gündemi Hamas'ın eylemleri
belirtemeye başladı. Bu koşuHardaArafat'ın sürgün-
dekilerin dönmesi konusunda taviz vermesi, imkân-
sız hale geldi.
Sürgündekilerin dönüş talebi var olduğu sürece
ülkesinin güvenliğini sağlamanın mümkün olamaya-
cağını düşünen Israil, önce Şaron hükümetiyle ni-
hai çözümü gündemden çıkartarak süreci ucu açık,
belirsiz bir yola soktu. Şaron yönetimi, çatışmalan
bizzat Filistin yönetici sınıfını hedef alarak, aşın güç
kullanarak tırmandırmaya başladı. ABD de bir sü-
redir, müdahale etmeden, sürecin olgunlaşmasını
beklemeye başladı. Şaron'un "gizli gündemi", bu
süreç içinde Arafat'ı ve genelde Filistin halkının ira-
desini, onurunu şiddet yoluyla ezip, onlan, sürgün-
dekilerin geri dönmesinin imkansızlığını kabul
edecekleri bir noktaya getirmek, diğer bir deyişle,
Nakba 2001.
PKK'nin nuıliişler
sorunüusu ölü bulundu
ELAZIĞ / TUNCE-
Lİ (Cumhuriyet) -
PKK'nin Tunceli böl-
gesinde "Dersfan eyalet
komutanlığı mali işler
ve lojistik sorumlusu"
olduğu ileri sürülen
"Karker" kod adlı
Mahmut Arda, Tunce-
li kent merkezine bağ-
lı Yeşilkaya Köyü'nde
öldürülmüş olarak bu-
lundu. Alnından tek
kurşunla vurulan Ar-
da'nnı, "PKK'nin pa-
ralanm kendi çıkaıian
için kullandığı'' iddi-
asıyla örgüt içinde in-
faz edildiği iddia edil-
di. PKK'nin Erivan'da-
ki mali işler sorumlusu
Murat Bayun da örgüt
paralanyla Karabağ'a
kaçarken geçen hafta
öldürülmüştü.
PKK'de görüş ayn-
lıklan giderek tırmanı-
yor. Örgüt sorumlulan
arasında yaşanan rant
kavgasında infazlar da
sürüyor.
Güvenlik güçlerinin
"en tehlikeli terörfetler-
den biri" diye niteledi-
ği Mahmut Arda'nın
cesedi, dün Tunceli
kent merkezine bağlı
Yeşilkaya Köyü kırsa-
lında bulundu.
Köy muhtannın ha-
ber vermesi üzerine o-
lay yerine gelen güven-
lik güçleri, Arda'nın
alnından tek kurşunla
vurulduğunu saptadı.
PKK"nin Tunceli
bölgesindeki mali işler
sorumlusu olduğu be-
lirlenen Arda'nın, ör-
güte lojistik destek
sağladığı da iddia edil-
mişti.