23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ m Yonetmenı Ibrahim Yıldız #YazıışlenMüdürü Safim Alpaslan # Sorumlu Müdür Fikret tlkiz • Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara tstıhbarat Cengiz \ ıldırıtn 0 Ekonomı. Özlem Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Vücelman O Makaleler. Sami Karaören # Düzeltme Abdullah V azıcı • Bılgı- Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç 0 Avnıpa Temsılcısı: Güray Öz Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbrahim YİMız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk BuKan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (i hat). Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Bl\ 1352S 23Tel 4411220. Faks 4419117• AdanaTemsıicısı Çetin Yiğenoğlu. Inonü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel- 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Müdüru Erol Erkut # Koordınator Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe Bülenl^ener0 ldare Hüseyin Gürer 0 Satış Fazilet Kuza MEDYA C: • Yonetım Kuralu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran # Kaordmator* Reha Işjtman • Genel ViudürYardımcısı Soda Çoban Tel 514 07 53 - 513958O-513846(W1.Faks 5138463 )a>ımla>an \e Basan: Yem Cjun Haber \jansi Basın \e Yavıncılik -\ S TuAocğı C ad -~> 41 C aSaloglu ?4134 Islanbul PK 246- Sı'rkeu 34435 Istanbu] Tel (0 212) 512 05 05 (20 hall Faks (0 2121 513 85 9< www.cumhunvet.com tr 23 MAY1S 2001 tmsak:3.39 Güneş: 5.33 Öğle: 13.08 tkindi: 17.03 Akşam: 20.30 Yatsı: 22.14 Nilüfer New Yorkta • NEWYORK(AA)- Türk pop müziğinin güçlü sesi Nilüfer, "Moon and Stars Project'in düzenlediği 2001 Mayıs festivali kapsamında 25 Mayıs Cuma akşamı New York'ta sahneye çıkacak. UNICEF'ın ilk Türk iyi niyet elçisi olan Nilüfer. Town Hall'da vereceği konsere lOkişılik orkestrasıyla çıkacak. İpnotizma uzmanına dava • Haber Merkezi - tngiltere'de. sahnede ipnotize edilmeyi kabul eden bir kadm, çocuklukta uğradığı cinsel taciz olayını anlatınca, ruhen çökertildiği iddiasıyla ipnotizma uzmanına dava açtı. 7 çocuk annesi 40 yaşındaki Lynn Howerth. 'son derece mutlu bir kadm olarak girdiği şovdanlOO kişinin karşısında rezil edilmiş, mutsuz bir kadm olarak çıktığını' belirtti. Hatalı slikona tazminat • SYDNEY(AA)- Amerika'da Dow Cornin adlı slikon üreten firma, Avustralyalı 3100 kadına hatalı slikonlanndan dolayı 19 milyon dolar tazminat ödeyecek. Dow Cornin, binlerce kadının slikonlann kendilenni hasta ettiği ıddialannm ardmdan 1995 yılında ıflasını açıklamıştı. Kadınlar slikonlardan sızan jelin ağn, yorgunluk, hafıza kaybı gibi rahatsızhklara yol açtığını savunuyor. Ekonomik klas mahkemelik • Haber Merkezi - Tıp dünyasının yakın zamanda tanımladığı ve uçaklarda ekonomik klasa uzun süreli yolculuklann yol açtığını açıkladıklan 'ekonomik klas sendromu', ABD'nin ünlü havayolu şirketi Delta'nın bir (ngiliz işadamıyla mahkemelik olmasına yol açtı. 57 yaşındaki Tom Deakin, geçirdiği derin damar trombosisinden sorumlu tuttuğu Delta Havayollan'ndan 1 milyon sterlin tazminat istedi. ÖSS'ye bu yıl 1 milyon 474 bin 288 öğrencinin girmesi bekleniyor. Geçen yılm başan oranı yüzde 30 Oğrencîlerin gözü 17 Haziratrcla• Strese karşı daha hazırhklı hale gelen eski mezunlann yeniden girdikleri ÖSS'de daha yüksek performans gösterdikleri belirtiliyor. Verilere göre sınavı kazananlann yüzde 54'ü önceki yıllarda sınava girip başansız olanlar. yıllık üniversite programlanna dikey geçiş yapabilecek. Me\ cut sistemde mesleki ve teknik lise mezunlannın ortaöğretım başan puanmın 4 EBRUTOKTAR ANKARA - Bu yıl 1 milyon 474 bin 288 öğrencinin gireceği Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) doğru geri sayım başladı. Geçen yıl sınavı kazananlann yüzde 66'sı genel ortaöğretim. yüzde 34'ü mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlanndan oluşurken bu yıl da benzer sonuçlann alınması bekleniyor. TBMM'de yasalaşması beklenen tasan ile mesleki ve teknik lise mezunlannın smavsız 2 yıllık meslek yüksekokullanna girişi sağlanacak, başanlı olanlar da 4 yıllık fakülteleri seçmesi halinde 0.2 ile çarpılması nedeniyle ÖSS'yi kazanma oranlan düşük düzeyde kalıyor. Genel liseler daha başanlı Sınavı kazananlann yüzde 34'ü mesleki ve teknik lise mezunlanndan oluşurken genel liselerden mezun olanlar daha başanlı oluyor. Bu çalışmayla oğrencîlerin büyük bölümünün mesleki ve teknik liselere kaydınlması planlanırken bu konudaki yasal değişiklik çalışmalan tamamlandı. Strese karşı daha hazırlıklı hale gelen eski mezunlar da yeniden girdıkleri ÖSS'de daha yüksek performans gösteriyor. ÖSS'yi kazananlann yüzde 54'ü daha önceki yıllarda sınava girip başansız olanlardan oluşuyor. Sınavı kazananlann yüzde 26'sı lise son sınıf öğrencileri, yüzde 16 sı halen bir üniversitede kayıtlı olanlar. yüzde 4'ü de bir yükseköğretim programım bitirenler. Venlere göre, geçen yıl ÖSS'ye giren öğrencilerin yüzde 70'i başanlı olamadı. Yüzde 11 'i 4 yıllık lisans programlarını, yüzde 8'i önlisans programlannı, yüzde 11 'i de Açıköğretim Fakültesi programlanm kazandı. Disney, askeri asistanlık için 1 milyon dolar ödedi Pentagon - Hollyvvood işbirliği tepki çekti Arnerika'\a ait 'Pearl Harbor" limanının 7Aralık 1941 'de Japonlann saldınsına uğ- ramasuıdan 50 yıl sonra bu baskınfiJnıkonusu ol- du. Watt Disney şirketinin 135 mihon dolaıiık biit- çeyle çektiği'Pearl Harbor' fılminin galası ise \John C. Stennis' uçakgemisinin güvertesinde yaptldı. 2 bin 500 kişilik davet verilen gemL sırfbu ctkinlik için bu- lunduğu San Diego Limam'ndan Hawaü'deki Peari Harbor'a gönderildi. ABD Sa\ unma Bakanlıgı Pen- tagon ise Kongre tarafindan Holh»ood ile >apbğı bu işbirliği nedeniyle eleştiri yağmunına rutuldu. Basında yer alan haberlere göre Kongre'nin savun- ma harcamalannı dikkatle incelediği bir dönemde Pasiflk kanadının nükker kapasiteü en geniş uçak gemisi> le bir Hollywood filmi için böyle bir özveri- de bulunulması tepki topladı. Bu eleştiriler gala ön- cesinde yüzlerinde gülücüklerie gazetecilere poz ve- ren oyunculan -(alt sıra soldan sağa)Josh Hartnett, Kate Beckinsale, Ben Affleck, James King. Tome Si- zemore, (üst sıra) Carn- Hiroyuki Tagama, Ewen Bremner, Dan Aykroyd, Colm Feore- etkiler mi bi- linmez. Ancak.filnıinUk gecesi için verilen partinin 5 mihon dolara mal olduğu, Disney şirketinin de verdiği askeri asistanlık karşıhğuıda orduya 1 mil- yon dolar >«rdiğibiliniyor.(Fotoğraflar: REUTERS) Gülmenin insan sağlığına olumlu etkileri araştınlıyor Hastaya 'kahkaha reçetesi' • Türkçedeki "îki kahkaha bır pirzola yerine geçer" deyimi dünyadaki son çahşmalarla geçerlik kazanıyor. Gülme terapisi, ABD'den Avrupa'ya hızla yayılmaya başladı. Çeşitli hastalıklann tedavisinde gülmenin pozitif etkisi artık bilimsel araştırmalara konu oluyor. Haber Merkezi - Bılımadamlan gülmenin insan sağlığına olumlu etkisini araştınyorlar. Yenı bir bilim dalı olan gelotoloji, gülmenin insan sağlığına olumlu etkisini inceliyor. ntvmsnbc.com'un habenne göre. bu alanın uzman doktorları hasta reçetelerine fıkralar, komik filmler ve çizgı romanlar yazıyorlar. Çocuklar ve yaşlılann korkulannı yenebilmeleri için özel palyaçolar görevlendiriliyor. Türkçedeki "tki kahkaha bir pirzola yerine geçer" deyimi de dünyadaki son çahşmalarla geçerlik kazanıyor. Şimdilerde gülme terapisi, Filmde bir doktor hastalannı eğlendırerek tedavi ediyordu. Gülmenin sağlıkh bir şey olduğunu kabul eden uzmanlar, gülmenin gerilimi azalttığını, boyun ve sırttaki kasılmış adaleleri gevşettiğini, beyni harekete geçırdiğini, kalbi çahştırdığını söylüyorlar. Gelotoloji denilen gülme biliminin ilk temel taşını. 70"li yıllarda gazeteci Norman Cousins attı ve kendısi için bir "gülme seansı" düzenledı. Aylar boyunca ünlü komedyenlerin filmlerinı seyretti. Kemik hastası iyüeşti e-posta : tan (â prizma. net. tr Gülme terapisi, ABD'den Avrupa'\a hızla yajılryor. ABD'den Avrupa'ya hızla yayılmaya başladı. Çeşitli hastalıklann tedavisinde gülmenın pozitif etkisi artık bilimsel araştırmalara konu oluyor. 1999'daçevnlen bır filmde Robin YVilliams'ın canlandırdığı palyaço doktor karakteri gülme tedavisinı popüler hale getirdi. Ve bu filmlerin yardımı ile ağır bir kemik hastalığı olan "Morbus behterev"den kurtulmayı başardı. Daha sonra Cousins, Los Angeles Üniversitesi'nde humor araştırması ve terapisi üzerine bir bölüm kurdu. ABD'de sayılan 600'ü bulan humor terapisi uzmanlan artık reçetelerine kahkaha yazıyorlar. Gülme ve "humor'" gerçekten iyileştirici bir güç olabilir mi? Bilim şimdi gülmenin kültürel ve doğal tarihinde bu sonınun yanıtmı anyor. Serpde, öğrencüerin MEF ve TÜBİTAK'ın düzenle- diği yanşmalara kabkhklan projeteri ile TÜBİTAK'ın gerçekleştireceği liselerarası proje vanşmasma katt- tecakdeneylenwakderisergflendL (BİROL KELEŞ) Mucit çocuklar hünerlerini sergiledi tstanbul Haber Servisi - Özel Selim Pars Ko- leji öğrencileri, düzenledikleri "2. Bflim Gû- nü"nde fizik, kimya, biyoloji ve matematik dallanndaki bilimsel çalışmalanm sergilediler. Kolejin Florya'daki binasında düzenlenen ser- gide, öğrencilerin MEF ve TÜBİTAK'ın düzen- lediği yanşmalara karüdıklan projeleri ile TÜ- BİTAK'ın gerçekleştireceği liselerarası proje yanşmasına katılacak deneyleri ve aletleri ser- gılendi. Fizik bölümü öğrencilerinden Ayçanur Kiler- ci'nin "Bina yüksekiiğinin depremle olan iliş- kja" konulu çalışması ile kimya bölümü öğren- cilerinin yaptıklan "Gazoz ve Idbrit" çalışma- sı, ilgi gören projeler arasında yer aldı. Sergi- de "çöl ortamı" yaratılarak canlı yaşamının in- celenmesınden "sağırlar için kapı zili" yapd- masına dek ilginç projeler de vardı. Gen terapisiyle kansertcdavisi Haber Merkezi - Amerikah bılımadamlan. geç saptanan \e yayılmış prostat kanseri tedavisinde. vücudun bağışıklık sistemıni uyaran bir gen terapısıni başanyla uyguladı. Bir geni "interleukin 2 (IL2)" ilacına bağlayarak prostat bölgesine enjekte eden araştırmacılar, " bağışıklık sisteminı prostat kanserine /V(*l karşı harekete geçırmeyı başardı. bu T '-^•^SJ terapiyle. ilk kez IL2'nin prostat kanserine karşı aktıf olduğu saptandı. Tedavi yönteminde. kemoterapı gibı \licut sisteminden kanser tümörlenne ulaşılmadığı. lokal olarak saptanan tümöre doğrudan ilaç enjekte edilerek yan etkinin ortadan kaldınldığı veya azaltıldığı belirtildi. Yeni tedavi hastanede yatmayı gerektirmıyor. Vîrüsler beyin tümörüne karşı CHICAGO (AA) - Polyo virüsü (poliovirus) ve soğuk algmlığı virüsünün (rhinovirus) kanşımı kullanılarak farelerde kötü huylu beyin tümörü (malignant glima) yok edildi. ABD'deki Duke Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda, polyo \ irüsü genetik açıdan değişime uğratılarak hastalığa yol açan özelliği yok edildi. « Araştırmacılar, polyo virüsünün genetik yapısına soğuk algınlığı virüsünün -J^/ genetik bılgisini ekleyerek elde ettikleri kombinasyonun "* beyindeki öldürücü tümörü hedef almasını sağladılar. Virüsün farelerin beynindeki tümör üzerinde öldürücü etki yapması sağlandı. Tek doz virüsün farelerin beyninde bırkaç gün içinde çoğalarak tümörün öldürücü etkisini yok ettiği gözlendi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Siyasi İslâm'ın, c Demokrasi'deki Yeri? (Washington'ın dünyaya 'kaktırmaya' çalıştığı 'demokrası'; Fransız Ihtilâl-i Kebir"/n/n Cumhu- riyeti'nden, safha safha ulaşılabılecek bir 'demok- rasl' değildir: önce, bunda anlaşalım 1 ABD, ne lâ- ik ve demokratik bir Cumhuriyeti hakkıyla yaşamış- tır; ne de, doğru dürust 'unıter' bır devlet olabilmiş- tir! Biliyorsunuz, kuruluşu 'federal', yânı adem-ı merkeziyetçi bir devlet; mayası da, 'püriten' Hıris- tıyanlık; kiliseleri yakıp papazlan keserek 'lâıkliğe' ulaşan Fransa'dakı (Avnıpa'daki). KlâsikGelişme Şeması'nın, 'toplumsal' demokrası ıdrâkını nasıl kavrayacaktı? Hâlâ kavrayabilmış değildir! 'Asker'in, klâsik demokrasıdeki yerinı ve sorum- luluğunu anlayabilmek, hem Cumhuriyet rejımin- dekı 'halk egemenliğı' kavramını; hem de; onun- labitişık, ondan doğan 'halkordusu'kavramını, di- yalektik esneklikle anlayabılmeye bağlı; başanlı başansız darbeler süresince, TSK iki yanlış ara- sında gıttı geldi: 'başansız' darbeler, Nâsır, (Sad- dam, Kaddafi, vb.) türü darbeler idiki, 'Kemalist Ihtilâl'in 'halksız', yânibürokratik taklıtleriydi; nehal- kın katıldığı gerçek bırıhtilâlden geliyoriardı; ne de, genlennde, bır Kuva-yı Milliye bulunuyordu; do- layısıyla, oligarşik bir faşizanlığa, son derece yat- kındılar; 'başanlı' darbeler (27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eyfci)/se, Cumhuriyet'/h 'üniter' 'laik'niteliğini, ABD türü bir 'Açık Pazar Cumhunyetı'ne yozlaştırmak yoluna kaymışlardır ki, bu gidışın sonuçlannı, bü- tün rezilliklerıyle bugun yaşamaktayız... Oysa TSK, 'Cumhuriyet'/, Müdafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Milliye 'zemininde', 'müdafaa ve mu- hafaza' kurumudur; böyle bir kurum, 'ecnebi'de nasıl işler, ister misıniz bır göz atalım.) Stalinci FKP bile... A ndre Marty, FKP'nin hem yüksek yöneticisiy- # \ d i , hem de bir 'direniş kahramanı'; 'partizan- lar'ın gizli ordusunu, el altından o yönetirmiş! Sa- vaş ertesinde, silahlı on bin militan, hâlâ yeraltın- dadır; FKP. her seçımden muzaffer çıkıyor, Mec- lis'te birincı parti, fakat 'sağcı koalisyonlar' yüzün- den iktidar olamıyor. Marty, bu kadar büyük halk desteği, gizli silahlı güç varken, bir hamlede ikti- darı ele geçirmeyi önerir. Sâdık, Stalinci bir partı olan FKP bunu reddetmekle kalmaz. Marty'yi bü- tün görevlerinden, hatta partı üyelığınden 'affe- der'. Neden, aslında fikir 'câzip', FKP yalnız ikti- darı değil. o hamleyle, belkı hâkimiyeti de ele ge- çirecekti. Politbüro'yu durduran', Cumhuriyet ve Cumhuriyet'ın temel kurallandır. Anayasa'ya gö- re FKP, demokrasinin bir partisidir, ancak iktida- ratalip olabilir; aksini yaparsa, Cumhuriyet'in ku- rumlan, bu arada belkı ordu karşısına çıkacaktır, bu da iç savaş demektir ki. o konjonktür içinde, işin nereye varacağı belli olmaz. İyi de Fransızlardaki bu 'demokrasi idraki' nere- den geliyor; besbelli 1789 Ihtilâl-i Kebir'inden; daha önce monarkh-yânı kral- ruhbân'ın ve za- degân'ın desteğiyle, hâkimiyeti elınde tutuyor: 'sistem' toprak mülkiyeti sistemi (derebeylik), üst- yapısı buna göre tutulmuş: haklar ruhbân'ın ve za- degân'ın; yâni şehir esnafı ve tüccarı, yâni burju- vası; işçisi ve köylüsü, hak sahibi değil; halbuki Ke- şifler, tüccan zengın etmiş, burjuvazi yükseliyor; 'ay- dınlanma' felsefe olarak oluşturulmuş; neticede halk, burjuvazinin öncülüğünde ayaklanıp hâkimi- yeti monarkh'dan alıyor, Cumhuriyet gerçekleşiyor. 'Demokrasi'nin oluşması için, alternatif olarak, ötekı sınıfların partıleri kurulur, özgürce çalışırlar; o kadar kı, ışçı yânı sosyalist ve komünıst partileri- nin yanı sıra, yıkılan rejımın taraftarları için, muha- fazakâr partıler de vardır; -hâkimıyete değil, ana- yasa koşullan içinde ıktidara oynamak şartıyla- ra- hatça faaliyette bulunabilır, seçımlere katılabilirler. Bu partiler Hınstıyan Demokrat, Sosyalist Hıristi- yan ya da Sosyal Hıristiyan gibı etiketler alır; ihti- lâl sonrasında, yalnız Fransa'da değil, bütün Av- rupa'da önemli rol oynayıp zaman zaman iktidar oluriar; ama hiçbiri elini hâkımiyete uzatmaz. Uzatamaz, çünkü bunun neye mal olacağını bi- lir. Siyasi islâm'ın yamlgısı • • Ulkemizde de böyle olması gerekmez miydi? Devnm sonrası 'sıcak' dönemde, elbette, 'dev- rımcı otorite' işleyecekti; bu devrimlerin mantığı- dır, meşruluğunu tarihten alır: Fransa'da da, Rus- ya'da da böyle olmuştur. Ama demokrasiye inti- kalden sonra partilere sınıfsal örgütlenmenin tanın- ması; 'iktidar'aeşit koşullarda 'oynamalannın' sağ- lanması gerekirdi. Bizde bu, hele işçi sınrfı par- tileri için, asla düşünülmemiştir; o yüzden de demokrasimiz 'topal' kalmıştır. İyi de, ya muha- fazakâr partıler? O alanda da, iki yanlı bir yanlış an- lama, yanlış anlaşılma hüküm sürüyor. ilki yönetimin yanılgısıdır, muhafazakâriığı' kesinlikle aksi/inkılâpçıltk olarak almış, iktida- ra değil hâkimıyete oynandığı önsezisiyle ha- rekete geçmiştir, ikincisi, 'muhafazakârtar'ın ya- nılgısıdır; onlar da, 'iktidar'a oynar görünmüş- ler, fakat içten içe, 'iktidar' olunca Şeriat'ı uy- gulamaya koyabileceklerini sanmışlardır; oy- sa bu, Şeriat'ı uygulamak, tekrar ruhbân ve za- degân'ın egemenliğine dönmek demektir ki Cumhuriyet'in kurumları buna kesinlikle mey- dan vermezler; aynca onlann önlem alması, demokrasiye aykın da sayılamaz; yalnız tarihen değil, anayasa gereği de meşrûdur; tam tersi- ne, demokrasiyi koruma çabasıdır; zira seçim- le iktidar olan parti, haddini tecavüz edince Cumhuriyeti de, sakatlayacaktır, demokrasi'yi de! Peki ne olmalıydı? Bizde de, Anayasa çerçeve- si içinde. Batı'daki Hıristiyan Demokrat, Sosyal Hıristiyan partiler gibi; Müslüman Demokrat, Sosyal Müslüman partiler olmalıydı; hatta sol'daki öneri, program, plan ve politikalan uygun gören inanmışlartn, Müslüman Sosya- list partiler kurmasında ya da bunlara katılma- sında da, bir sakınca yoktu: böylece sahici de- mokrasiye kavuşmuş olabilirdik. Üstelık bunun ideolojikzemini de, bir manada, tarihte hazır: unut- mayalım ki, Molla Nur Vahidof'un ye Sultan Ga- liyefin mensup oldukları örgüt, MÜSKOM, hem 'Müslüman'dı, hem de 'Bolşevik': 'Müs' Müs- lümandan geliyordu, 'Kom' da komünistten! Yaaa! http://www.prizma.net.tr/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tryailhan Faks/0-212/260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear