Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 NİSAN 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sobaaiçin
soğutmataktigi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) - FP
grup yönetım kurulunun
dünkü toplantısında 28
Şubat sürecini 'sütü
bozuk' diye tutelendiren
Tokat Milletvekıli Bekir
Sobacı'mn durumu
görüşüldü. FP Genel
Başkanı Recai Kutan,
toplanndan sonıa yaptığı
açıklamada, "Grup
yönetimi tarafindan tayin
edilecek muhakkik
(gerçeği arayıp meydana
çıkaran. soruşturucu)
tarafindan olayın tahkik
edıleceği. daha sonra
gereğınin yapılacağını"
bildirdi.
Yenitasarnrf
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümetin
ekonomik bunalımdan
çıkmak amacıyla kamuda
yapılacak tasarruflan yeni
bir genelge ile duyuracağı
öğrenildi. Başbakanlık
Müsteşan Ahmet Şağar
başkanlığında yapılacak
çahşmanın, bu hafta
ıçinde açıklanmasırun
beklendiği bildirildi.
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara 2. tdare
Mahkemesı, FP'li
büyükşehir belediye
yönetimi tarafindan,
Ankara'nın arablemi olan
'Hitit Güneşi'nin yerine
ıki minare, Atakule, 4
yıldız ve ikı ay' olarak
kabul edilen amblemi
iptal etti. Mahkeme,
belediyelerin yasaya göre
tanıtıcı amblem ya da
bayrak belifleme yetkisi
bulunmadığını anımsattı.
toprağaveriiıf
• İstanbul Haber Servfei
- tstanbul_Mılh Eğıtim
Müdürü Ömer Balıbey'in
annesi Ayşe Bahbey (86)
öncekı gün yaşamını
yıtırdı. Ayşe Bahbey, dün
Adana Buruk Camii'nde
kıhnan öğle namazuun
ardından Adana Buruk
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. 1915 yılında
Elazığ'da doğan Ayşe
Balıbey'in 3'ü kız olmak
üzere 5 çocuğu vardı.
Kendisi okuma bilmediği
haldel950'liyıllarda
Elazığ'da pek hoş
karşılanmamasına karşın
kızlanru okutan Ayşe
Bahbey, aydınlanrflacı bir
kişiliğe sahipti.
Matador
operasyonu
• İstanbul Haber Servisi
- "Matador Operasyonu'
kapsamında yakalanarak
haklannda Teşekkül
oluşturmak suretiyle eroin
imal ve ihraç etmek'
suçundan dava açılan,
Urfi Çetinkaya'nın da
aralarında bulunduğu 9
sanığın yargüanmasına
devam edildi. Duruşmada
tanık olarak dinlenen 5
kışi, uyuşturucu olayıyla
ilgili bilgilerinin
olmadığını savundular.
Cezaevmde
arama
• İstanbulHaber Servisi
- Ba>rampaşa Cezaevi'nin
BBlokl2,13,14,15,16
\e 17koğuşlannda
jandarmalarca yapılan
aramalarda 6 adet cep
telefonu, 4 adet telsiz
telefon ıle bu cihazlara ait
aksamlar, 40 gram esrar
ve örgütsel içerikli kitap
ele geçirildı.
TBMM Başkanı, programın geçmesi için her şeyi yapacaklannı söyledi:
Hükümetm önünü açarız
MUSTAFABALBAY
ANKARA - TBMM Baş-
kanı ÖmerİzgL yürûrlüğe gi-
ren ekonomikprogramın ön-
gördüğü yasalann geçmesi
içinher şeyiyapacaklannıbe-
lirterek "Hükümetin önünde
biçbir engel bırakmamak ge-
rekiyor. Yetki Yasası'yla hü-
kûmetekanunhükmündeka-
rarnamecıkarmayetkisigün-
deme getebiBr, bunu da des-
tekfiyorum" dedi. Ecevit'in
çok zeki bir insan olduğunu
vurgulayan Izgi, "Kemal
Derviş siyasete gjrerse neler-
k karşdaşacağı beüi olmaz,
Türkiye'de siyaset sanıkbğı
kadar kolay değtt" diye ko-
nuştu.
Lzgi, dün sabah ulusal gaze-
telerin Ankaratemsilcıleri ve
yazarlanyla TBMM Başkan-
Ömer izgi:
Kamu
kamplannı
devredelim
ANKARA(Cumhuri-
yet Bûroşu)- TBMM
Başkanı Ömer İzgi, ka-
mu kamplannın turizm
için işletmecilere verile-
bileceğini söyledi.
MustafaBidbay'ın so-
rulannı yamtlayan
Ömer izgi, devletinala-
cağı tasarruf önlemleri-
nin bir sonuç verip ver-
meyeceği şeklindekı bir
soruya, "Ashndaçokge-
nişbiralandayenidüzen-
letne yapmak gerekiyor.
Örneğin bu yü turizm
paüayacak, kıyüarda yer
kafanadı, deniyor. V'ere-
Bm kamu kamplannı iş-
letmecUere. Biz de 1-2 yü
tatil yapmayalım. Bu
böyksinekararhhklay»-
pdacakbir iş* diye yanıt
verdi.
İzgi, "Dıştemsücüikie-
rimizde de yapdmaa ge-
rekenlervar. Eğitimin,di-
nin, kültürün ataşesi ay-
n. Bunlar birkştiruemez
mi? Bu konuda da ckkli
bir çahşma yapünyo-
' diye konuştu.
• Başbakan Ecevit'in çok zeki bir insan olduğunu
vurgulayan TBMM Başkanı Ömer İzgi, "Kemal Derviş
çok insancıl biri, olumlu gözlemlerim var. Ancak siyasete
girerse nelerie karşılaşacağı beüi olmaz, Türkiye'de siyaset
sanıldığı kadar kolay değü" diye konuştu.
lık Konutu'nda kahvaltıh
sohbet toplantısı dûzenledi.
lzgi'ye yöneltilen sorular ve
yanıtlar şöyle:
• Ekonomi programı açık-
landbGündemdekiyasalann
çıkmasıiçingözkr sizde. Der-
viş ay sonuna kadar çıkabOe-
cejpni söykdL Kaöhyor mu-
sunuz?
• SayınDerviş'le görûşme-
mizde de bunu söyledim. 15
gün içinde yasalan çıkannz,
dedim. Yapanz, yapmamız
gerekir. Çıkması gereken baş-
ka yasalar da var. Örneğin,
Ulusal Program için öngörü-
lenyasa sayısı 400ü buluyor.
Bütün bunlar en hızlı çalış-
mayla 3 yılda biter. Bir Mec-
lis Başkanı olarak söylemesi
zor, ama gerekirse hükümete
kanun hükmünde kararname
çıkarmayetkisi verilebilir. Bu
yetki yasasıyla hızla yeni dü-
zenlemeler yapüabüir.
• Yasalann topluma anlaül-
masında zaaf olduğu söykni-
yor...
• Doğru, ama halka anlata-
cağız diye aylarca beklemek
de olmaz. tyi bir çahşmayla
her türlü düzenlemeyi yapıp
bir an önce bu krizden çık-
mak gerekiyor.
• Kemal Derviş'i nasü bu-
hıyorsunuz?
• Çok insancıl. Olumlu
gözlemlerim var.
• Uzun süre partisiz kala-
mayacağuu söyledi. Siyasete
girerse Ecevit'in yerine oyna-
yabikceği de söyleniyor».
• Türkiye'de siyaset o ka-
dar zor ki... Ecevit'in yerine
ÇİZMEDEN YUKARI m
-kart
@superonline.com.tr MUSAKART
KAYNAK ARAYIŞI FP, ŞEKER YASASI'NA KARŞI
Program IMFye gidiyor Sezer imzalamamalı
ANKARA. (Cumhuriyet
Bürosu)-Kamuoyunabütü-
nü açıklanmayan ekonomflt
program, niyetmekrubuola-
rak bu hafta IMF'ye gönde- •
riliyor.
Uluslararası Para Fonu
(IMF) ve Dûnya Banka-
sı'nın 26-30 Nisan tarihleri
arasında yapılacak ilkbahar
toplanülannda görüşülecek
olan niyet mektubunun
onaylanmasmm ardmdan,
IMF'den 5-6 milyar dolarhk
kaynağın açıklanması, ka-
sım krizinden sonra açılan
ekrezerv olanağıkapsamın-
da kalan 6.2 milyar dolarhk
kredinin kullanımınm da
öne çekümesi bekleniyor.
Dünya Bankası'nuas da
daha önce verilen 5 milyar
dolarhk ülke yardım strate-
jisi dışında yeni bir ek kay-
nak beklenmiyor.
G-7 ülkelerinden parasal
destek gelmeyeceği ağırhk
kazanmayabaşlarken bu ül-
kelerle Uluslararası Para
Fonu'nun Türkiye'ye kredi
vermesi için görüşmeler
sürdûrülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-FP Genel Başkanı
Recai Kutan, Cumhurbaş-
kanı AhmetNecdetSezer'in
Şeker Yasası'nı imzalama-
masını istedi. Kutan, Se-
zer'in imzalaması duru-
munda yasanm iptalı için
Anayasa Mahkemesi'ne
başvuracaklarmı bildirdi.
TBMM'de kabul edilerek
Cumhurbaşkanı Sezer'in
onayma sunulan Şeker Ya-
sası, 12 gündür Çankaya
Köşkü'ndebekliyor. FP Ge-
nel Başkanı Kutan,dün Tür-
kiye Şeker-îş Sendikası Ge-
nel Başkanı Ömer Çefik ve
beraberindeki yönetim ku-
rulu üyeleriyle görüştü. Çe-
ük, ŞekerYasası'nı eleştire-
rek "Alelacek çüarüaa Şe-
ker Kanonu,ülkemize katia
sa^amayacakar. Tûrkiye,
Dahahşeker>iyen,düır,Ti sjr-
ketiermmciritatoğıbu-üaa;
hahne gekcektir- dedi. Se-
zer'in yasayı imzalamama-
sını dileyen Kutan, imzala-
ması halindeiptaliiçin Ana-
yasa Mahkemesi'ne başvu-
racaklannı bildirdi.
kimse geçemez. Bülent Bey
deyip geçmeyin. Hasta mas-
ta bir şey yok. Şu anda en er-
ken algılama gücüne sahipki-
şi o. Bir yıldır üzerinde dur-
duğubir anayasa değişikliği-
nin sakıncalannı aktardım. 5
dakika sonra doğru deyip
vazgeçti. Kafa yapısıyla be-
den yapısı değişik. Yürüyü-
şüne bakıp karar vermeyin.
Bakanlar Kurulu'nda da her-
kes onu dikkatle dinliyor.
Cumhurbaşkanı'yla ilişkisin-
deki gerginlik başka tabii...
19 Şubat'taki o olaydan son-
rakendisini aradım, çoketki-
lenmişti. Tasavvur edemeye-
ceğinizkadar çok etkilenmiş-
ti.
• Her kesimde yeni bir Si-
yasiPartikr Yasa», SeçimYa-
sası istemi var. Kaühyor mu-
sunuz?
• lş uygulamaya bakar.
Mevcut sistemde de iyi
adaylar seçebilirsiniz.
Delege sistemi deniyor.
Bir genelbaşkan, delege-
leri istediğı gibi düzenle-
yebilir. O zaman da bir
anlamı yok. Ben siyasi
partilenn öncelıkle eğiti-
me ağırhk vermesi ge-
rektiğini düşünüyorum.
•Tasamrfönlenüerine
stz ne tür katküarda bu-
hınacaksnnz?
• Bizimbütçemiz, enf-
lasyonbiryana, geçenyı-
la oranla yüzde 8 azaltıl-
dı. Resmi Gazete sayısı-
ru yandan fazla azalttık.
Kırmızı plakalarla ilgili
bırdüzenleme yapacağız.
Komısyonbaşkanı bir ar-
kadaşmuz 200 bin kilo-
metre yapmış. Demekki
seçim bölgesine gitti.
Birkaç seçenekli öneri-
miz olacak. örneğin, sa-
dece Ankara'da kullan-
ma, şehir dışına çıkama-
ma şartı olabilır. Ya da
başkan vevekilleri dışın-
dakilerin makam aracı
alınabilir...
• Mecfa'e sOahh gpri^i
önleyemez misüûz?
• Çok çabaladık. So-
nunda döner kapıdan gi-
rerken silah varsa, kapı-
nuı dönmeyeceği birtek-
noloji bulduk. Amabu da
kalp pili olanlara zarar
veriyormuş. Ben silahı
severim, yan odamda bir
taburu teçhiz edecek si-
lahvar. AmaMeclis'te si-
lahın ne işi var? Bu bir
eğıtim işi...
• OrtaAsyageziniz na-
sdgeçti?
• Çok güzeldi. Türki-
ye'nin geleceği orada.
Tabii Rusetkisi ohnuş, a-
ma Türkçeyi de unutma-
mışlar. Çok güzel Türk-
çe kelimeler duydum.
Örneğin, mideye aş ka-
zanı diyorlar, toplantıya
yığıbna diyorlar, aynaya
gözge diyorlar. Zama-
nındauyduruk kelimeler
dedik bunlara, ama
Türkçeyi korumak
gerekiyor... Nazarbayev,
Bakû-Çeyhan'ın gerçek-
leşmesini samimiyetle
istiyor.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@dorulenet.tr
Kimi okuyucu itiraz ediyor,
"Tamam anladık ama, şu Tır-
mık'ı ölüm oruç/an bCltenine
çevirmeye de haktonız yok" di-
yenler çıkıyor.
"Karşı çıkan çıksın" deyip bil-
diğinizi okuyorsunuz. Anka-
ra'da yaprak kımtldamadığını
görüp "yazının etkisi" üstüne
kuşkulara düşüyor, buza yaz-
manın yürek burkan ötkesini
yaşıyorsunuz.
"Derviş'/n çiçeği bumunda
programt da bu ülkenin yakıcı
sorunlanndanbiri"deyip birkaç
Tırmık tasarlıyorsunuz. Yazıya
yumuluyorsunuz.
Olacak iş değil. Bilgisayar si-
ze uymuyor. Şu cansız, aklınızın
ermeyeceğikadar karmaşjk, a-
ma bilinçsiz olduğuna aklınızın
kolayca erdiği aygrt direnişte.
Yazmıyor. Söylemek istedik-
leriniziyazıya çevirmıyor, belte-
ğine depolamıyor.
Bircümtedurmaksızınekran-
da dolanıyor.
- Ölüm orucunda yaşammı
yff/ren/erin sayısı 13'e yüksel-
di...
Bilgisayar dayatıyor
- Sana emanet edilmiş bu
Bilgisayar Öğrendi - Devlet Öğrenemedi
köşeninsorumluluğunu üstien.
Bugûn bu yazılır. Buza mı yazı-
yorvm mızmalığını bırak; An-
kara'nın sessizliği direncinik\r-
masın. Ölüme yatmış genç ka-
dın ve delikanhlann çıkmayan
sesleriköşendeyankılanmaya-
caksa, yuf olsun senin gazete-
ciliğine...
Bilgisayar sorumluluğunu
öğrendi.
Bilgisayar öğrendi, Ankara
öğrenmedi.
Ankara utanç verici suskun-
luğunu, hantailığını ve ilkelliğini
terk etmiyor.
•••
ölüme yatan çocuklan tanı-
mıyorduk. Şimdi çoğunu tanı-
yoruz. Yüzlerini hiç görmedik,
seslerini duymadık, ama tanı-
yoruz, iyi tanıyoruz.
Ana-babalar tanittı onlan bi-
ze, ille de anneler. Bıkmayan,
yorulmayan, kentler arası uzun
otobüs yolculuklanndan sonra
vanlan hapishane kentindeyor-
gunluktan sızlayanbedenleri ile
mapushane kapılanna koşan,
itilen, kakılan, hakaret gören,
tehditedilenvebiradım bile ge-
ri adım atmayan anneler öğret-
ti.
önlerimize koca koca dos-
yalar koydular. Tembellik edip
okumadığımızı fark ettiklerin-
de, incecik ve actlı bir gülüm-
semeyte bizi dosyalan okuma-
ya zoriadılar. ölüme yatan, ya-
şamlarının bahannda 12 yıla,
15 yıla, 18 yıla mahkûm edilen
delikanlılann ve genç kadınla-
nn büyük çoğunluğunun, eline
silah almadığını, kan akrtmadı-
ğını kanıtladılar bize. Terörle
MücadeleYasası'nın hükümle-
rinde yansıyan korkunç inti-
kamcılığı kanrtlanyla önümüze
serdiier. Bir pankart açtı diye,
bir konuşma yaptı diye, bir mi-
tinge katıldı diye, birYÖK pro-
testosunda önde yürüdü diye,
tepesine yağmur gibi yağan
coplaradirendi diye bu ülkenin
yüzlerce genci, terör örgütü
üyesi ilan edilip, Terörle Müca-
dele Yasası kapsamında 12 yı-
la, 15yıla, 18yıla mahkûm edil-
diler.
Terörü kurutmak için yola çı-
kan devlet, terör saçar oldu.
Şimdiektiklerinibiçiyor. Gen-
cecikinsanlar bedenlerini mer-
mi yapıp ötüm orucu silahının
namlusuna sürdüler.
Ekranda bir cümle dolanıp
duruyor.
- ölüm orucunda yaşamını
yitirenlerin sayısı 13'e yûkse/-
di...
Oysa F tipi hapishanelerde
ortak alanlann (kütüphane,
spor satonu, işlik) kullanıma
açılması, tutukluve hükümlüle-
rin günün birkaç saati oralarda
btıiikte yaşamalannın sağlan-
ması, bu küçücük adım, ölüm
oruçlannın bitmesini saglaya-
cak.
Gel gör ki Adalet Bakanlığı
inanılmaz bir duyarsızlıkla ma-
sal anlatıyor.
- Terörle Mücadele Yasası
hapishanedekilerin birbirieriyle
görüşmesine izin vermiyor. Bir
yasa değişikliği hazıriadık. Bu-
na, Içişleri Bakanlığı ile de gö-
rüşüp son şeklini vereceğiz.
Sonra Meclis'e sevkedeceğiz.
Meclis'te Adalet Komisyonu
toptanacak. AdaletKomisyonu
bir ait komisyon oluşturacak.
Tasanaitkomisyonda son şek-
linialıp yeniden Adalet Komis-
yonu'na gelecek. Komisyon
kabul ederse Meclis genel ku~
ruluna sevk edilecek. Meclis
Başkanhğı tasanyt gündeme
alacak. Meclisgenelkunılu gö-
rûşüp kabuledecek. Yasa Çan-
kaya'yagönderilecek. Çankaya
onayiayınca kesinleşecek. Biz
de o zaman ortak atanlan kul-
lanıma açacağız...
Bu, her gün birer ikjşer öten
çocuklarta alay etmek, "Siz öl-
menize bakın, biz de siyasete
devam edelim" demekdeğilse
nedir?
Yoksa bu, "c/nayet"in bir
başka adı mıdır?
Taammüden, öncedentasar-
layarak, bilerek, sonuçlannın
farkındaolarakadam öldürme-
nin adı cinayet değil midir?
Medyaya düşen, çetele tut-
mak, "on üç, on dört, on beş,
on ait.." diye saymak mıdır?
Kaça kadar sayacağız?
POlHİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Umudun Kilidi...
Umudun bir anda yok olduğu, çığlıklann sustu-
ğu, hüzünlerin dalga dalga yayıldığı, acılannyü-
rekterde denn yaralar açtığı aksamlar vardır...
Sessizlık o akşamlarda çoğalır!..
Sabahı beklemek zordurL
Gökyüzündeki umudun kilidini açmak, güneşın
ısıttığı iklimleri yakalamak da zordur...
Peki zor olanı toplum olarak nasıl başaracağız.
insan olmanın onurunu nasıl yakalayacağız?
ölümlere alkış tutan bir topluma sevgiyi nasıl aşı-
layacağız?
lzmir*deölüm orucundaki hükumlülerden Sedat
Gürsel Akmaz da yaşamını yitirdi...
Akmaz kırk bir yaşındaydıL
IzmirAtatürk Eğıtim ve Araştırma Hastanesi'nin
hükümlüler koğuşunda yatıyordu...
ölüm orucunda kaç kişi öldü bugüne dek?
On üç!..
Arkası gelecek!..
Teker teker ölüyorlar!..
Bülent Çoban da ölüm orucunda yaşamını yi-
tirmişti...
ölüm orucunun yetmiş sekizinci gününde, an-
nesi Metek Çoban'aya2dığı mektuptaşöyle ses-
leniyordu:
"Sizi çok seviyorum. Size layık bir evlat olmaya
çahştım hep..."
Baba Niyazi Çoban, arkadaşımız Hatice Tun-
cer'le konuşurken, acısını yüreğinde hissettiğıni
söyleyip ekliyor:
"Çocuğuma 'Bırak ölüm orucunu" dedim. O,
'Böyle konuşacaksanız bir daha gelmeyin' deyip
devam etti:
- Baba bize kapının altından köpeğin önüne atar
gibi yemek koyuyohar. Ben böyleyaşamayı kabul
ectemem."
Umutlanmızınyokolduğu ilkyazı karşılarken, hü-
zünler çoğalıyor, acılar yaşamın dennliğinde filiz-
leniyor...
O anda anne Melek Çoban ağlamaya başlıyor:
"Son bir kez oğluma dokunamadım..."
•••
Üç büyük kentin baro başkanlan ne diyor.
"Kutsal olan devlet değil, yaşamın ta kendisı-
dirt"
AvukatSadtkErdoğan, AvukatYücel Sayman
ve Avukat Noyan özkan...
Teker teker ölüyorlar!..
Kimileri ölmese bile sakat kalacakL
Tutuklu ve hükümlülerin istemleri nedir?
Spor ve kültür çalışması yapmak!..
Adalet Bakanlığı 'makul birsayryı' saptayıp bu-
naizin verebılir!..
Bakanlık, hiçbirönkoşulu kabul etmeden insan-
cıl, demokratik infaz anlayışını yaşama geçirebı-
lir...
Bakanlık sadece bir güvence versin!..
Birey ölümü seçebilir!..
Ama devlet asla!..
0nun için de üç baro başkanı yetkililere sesle-
niyor
"Kutsal olan devlet değil, yaşamın kendisidir!"
Terörle MücadeleYasası'nın 16. maddesi ile top-
lumun demokratik örgütlenmesine ağır darbe vu-
ran üçlü protokolü yürürlükten kaldırma çalış-
malan gündeme alınırsa, bır başka deyişle 'söz'
verilirse ölümlerin önüne geçilebilir!..
Umutlu umırtsuzluk!..
Nedense bir türlü şafak sökmüyor...
Acılar büyüyor!..
Ne yapacağız, oturup bekieyecek miyiz?
Aydınlar, yazarlar, sanatçılar çalmadık kapı bı-
rakmadılari..
Insanlar ölüyor!..
Adalet Bakanlığı ölü sayıyor!..
• • *
Bir umudun yok oluşu yüreğinizi dağlamıyor
mu? .
Yüreği kulak kesilmiş, unutulmuş bir sevdanın
derinden gelen soluğuna!..
Anneler ve babalar!..
İçin için ağlıyorlari..
Gökyüzünde umudun kilidini açmak zor!..
Zor yaşamı çoğaltmak, beyaz patika yollarda
aşkın meltemini estirmek!..
Teker teker ölüyorlar işteL
Doğumdan, yaşamdan, ölümden, ölümsüzlük-
ten kopan bunca halkalar mavi sularda kaybolu-
yori..
Toplum karşılıklı nefretler içinde!..
Rüzgâra, fırtınalara, çokuşlere, kaçışlara karşı
koyabiliyor muyuz?
Dur diyebiliyor muyuz ölümlere, acılara, hüzün-
lere?
Ekmeğimiz taş gibi katı, gecelenmiz uykusuz!..
Acı çekmeyi öğrettiler bizlere, umut bağlayıp
gökJere!.. ölmeyi, öldürtmeyi yaşam biçimi olarak
gösterdiler yediden yetmişe herkese!..
Haydi söyleyin. umutlu umırtsuzluk nedir siz-
ce?..
hikmet.cetinkaya(n cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhurryet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BÎRGÜNEYDOĞU
GERÇEĞt.NECLA
Onun öykûsüyle hiç kunse fazla ilgiknmedı; on dört yaşında
yaşamın kirlı sulannda yok olup gitti
Sisli ve soğıi bu Dıyaıbakır akşamıydı Karanlıgm gn gölgesı
evlerin, caddelenn, sokaklann uzerıne düşüyordu..
Çağ Pazarlama A Ş Tu^ocağı Cad. No.39/41
(34334)Cağatoğlu-!staııbulTel (212)514 01 96