23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17NİSAN2001SALI CUMHURİYET SAYFA kuKur@cumhuriyetcom.tr 15 Bertrand Tavernier, büyük sinemacılann ülkelerinin kimliklerini koruduğunu savunuyor İnsahruhunun kâşifleriBURCUGÜNÜŞEN Bu yıJ 20. Uluslarara- sı Istanbul Film Festiva- li'nde yaşam boyu başa- n ödülü, Fransız yönet- men Bertrand Taverni- er'ye venldi. Festivalde altı filmini izleyeceği- miz yönetmen, cumar- tesi günü Beyoğlu E- mek Sıneması'nda 'Ge- ceyansma Doğru' (1986) adh filminın göstenmine katıldı. Ta- vernıer'nin 'Ustalara Saygı' bölümûnde gös- terilecek dığer filmlen ise şunlar: Şölen Başla- sın (1975), Naklen Ötûm(1980),SflBaştan (1981),KırdaBirPazar (1984), HerŞeyBugûn Başhyor(1999). 1941 yılında doğan Tavernıer, yönetmenli- ğe on üç, on dört yaşla- nnda, ızlediği Ameri- kan filmlennden etkile- nerek ılgi duyar. 'Posi- tiT ve 'Cahiers du Cinema' gibı dergılerde yönetmenlerle yaptığı söyleşilerle sinema dünyasına gıren Tavernier, 1963 'te ilk kısa filmiru çeker. Tavernier, şimdi Amerikan si- nemasının, 50'li, 60'h yıllara nazaran görün- tüleri kullanırken duyulan sorumluluğu yitir- diğini düşünüyor. "Insanlar adeta özel efekt- fcrin ve baa trûklerin esiri olmuş durumda" diyor yönetmen. Amerikan filmlerinin pek çoğunun sanal bir şiddet içerdiğıni ve bunun seyircuıın zıhnınde şiddetin önemlı olmadığı fikrini yarattığını belirtıyor. "Örneğingörsd- Kği çarpıcı şiddet sahnelerinin sonunda yara- lannıış, acı çeken insanlar gösteriimiyor. Oysa 50-60'h yıllann Amerikan sinemasmda şidde- tin sonucunu görürdünüz." 'Tüm dünyada tek bir görüntü diktatörlüğûnün tehdidi alündayız' Tavernier, aıle ılışkileri, savaş, yoksulluk, caz dünyası gibı farklı konulardaki fîlmlerin- de arka planda ınsanlığın sorunlannı işleyen ve toplumsal konulardaki duyarhlığını etkin Beni öfkelendiren ya da duygulandıran şeylere tepki veriyorum. Bunlara tepki gösteren insanlar hakkında bir sürü film yaptım. Hayatınnn da filmlerimin söylediklerini yansıttığım umut ediyorum... Ama sırf bir şeylere 'karşı' değil, çok büyük cesaret öraeği olmuş insanlar 'için' de mücadele etmek istiyorum." olarak gösteren bir yönetmen. Kara mayın- lanna karşı kampanyalarda etkin rol oynadı. Ve 1997'de Chirac'ın anti-göçmen yasası kampanyasına karşı imza verdi. Aynca bu kampanyaya karşı bir yanıt olarak oğluyla birlikte bir belgesel film çekti: 'De L'Autre Cote Du Feriphe (1998). Tavernier bu konu- da "Beni öfkelendiren ya da duygulandıran bir şeyolduğunda bunatepkiveriyorum. On- lan öfkelendiren şeyleretepkigösteren insan- lar hakkında bir sürü film yaptun. Ve haya- nmm dafilmleriminsöylediklerini yansıtbğı- m umutediyorum». Evetgerçekten kara ma- ymlanna, ırkçıhğa vb. karşı mücadele etmek istiyorum. Ama sırf bir şeylere 'karşı' değil, çokbüyük cesaretörneğiohnuşinsanlar 'için' de mücadele etmek istiyorum" diyor. - Festhaün açıfaş gecesiyapağmız konuşma- da tüm sinemacılann dünyayı 'dünyaya ge- tirdiklenni' söyledüûz. Bunu biraz açabilir misiniz? BERTRAND TAVERNİER - En azından Fransa'da ve Avrupa'da sinemanın, televiz- yondan daha az baskın bir uzam oluşturdu- ğu için, hâlâ bir özgürlük uzamı olduğunu düşünüyorum. Ve dünyadagerçekten olağanüstü birçok sı- nemacı var ki, kendi ülkelerinden söz ederken evrensel olmayı başanyorlar. Ve bunu da çok farklı türlerde yapabiliyorlar. Komedi, dram, sosyai filmler ya da çok farklı türier olabilir. Örneğin Iran hakkında Kiarostami aracılığıy- la çok şey öğrendım. Bence büyük sınemacı- lar büyük kâşiflere benzerler. Bergman gibı insan ruhunun kâşifleri ya da Kurosava gibi ülkesinin ruhunun kâşifleri. Bu sinemacılar hem ülkelerinin kendı kimlığını korumaya yö- nelık davranıyorlar hem de ülkelennin tek bır bıçime dönüşmesine karşı çıkıyorlar. Bunu da itici olmaksızın, öğretmen gibi davranmak- sızın, duygulandıncı ve eğlendirici ohnayı da başararak yapıyorlar. - Amerikan sinemasuun Fransa'dald etki- si sizi nasıl etkiliyor? TAVERNİER- Tüm dünyadaki sinemacı- lara yönelik bir soru bu. Tek bir görüntü dik- Ylüzik babadan ıııiras SERHANYEDİG Yuryan SitkovetskL 1950'lerin Sovyet- ler Bırlığı'nde David Oistrakh, Leonid Kogan kadar ünlü bir kemancıydı. Ba- zı müzik eleştirmenlerine göre, genç yaşta öhneseydi 20. yüzyılın ikinci ya- nsında adından çok söz ettirecek ve bel- ki de üstün yeteneğiyle Kogan'ı gölge- leyecekti. Sitkovetski 1957'de, uzunyıl- lardır birlikte çaldığı pıyanıst S. Fetru- şanski'yle uzun bır SSCB turnesine çık- tı. 30'lu yaşlannın başındaydı, müzik dünyası ondan çok şey bekliyordu. Tur- nenin hemen ardından öldü. Ünlü bir piyanist olan eşi BeDa Davi- doviç 3.5 yaşrndaki oğlu Dimitri'yle ya- payalruz kalmıştı. Sitkovetski ailesı üç kuşaktır müzikçiydi: Bella Davido- viç'in dedesi Bakû Operası'nın ilk yö- neticisi, Yulyan Sitkovetski'nin babası ise besteci ve keman öğretmeni. Dımitri'nin de yolu çizilmişti. Ba- basınuı yerini doldura- caktı. "4 yaşında de- demlekemançahşmaya başladnn. Çokzorgün- lerdL Benden mucizeler yaratmamı, adeta su üzerinde vürümemi bektiyorlardı" diye an- latıyor o günleri Dimit- ri Sitkovetski. 6 yaşında SSCB'nin gözde müzik okullann- dan Moskova Merkezi Müzik Oku- lu'nda birçok ünlü kemanclnın hocası olan Yankileviç'le çahşmaya başlayan Dimitri Sitkovetski, bir süre sonra "ha- nedanlar" sınıfına katıldı. Babasının gölgesinden kurtuldu Çok ünlü müzıkçilerin çocuklanna aynlan bu özel sınıfta Rostropoviç'in, Kogan'ın, Güleb'ırı çocuklan, Şostako- viç'ın, Rostropoviç'in torunlanyla bir- hkte 12 yıl eğrtimgördü. 1976'da, 22 ya- şında önce Israil'e, ardından Ameri- ka'ya göçüp Julliard'ta iki yıl efsanevi kemancılar yetiştiren Ivan Galanyan'ın öğrencisi oldu. Babasmın gölgesinden kurtulup kendi sesini buldu. Batı'daki müzik dünyasını iki yılda öğrenen genç kemancı, Kreısler Keman Yanşması'nı kazanınca bir anda ünlü oldu. Berlin Füarmoni, Leipzig Gewand- • Bu akşam İş Sanat Kültür Merkezi'nde bir konser verecek olan ünlü kemancı Dimitri Sitkovetski ile piyanist Boris Petruşanski'nin babalan 40 yıl önce Sovyetler Birliği'nin en popüler keman-piyano ikilisiydi. haus, Londra Senfoni, BBC Filarmoni, New York Filarmoni, St. Martin In The Fields gibi dünyanın önde gelen orkest- ralanyla konserler verdi. Oda müziği alanında uzmanlaştı, Goldberg Varyas- yonlan gibi ünlü eserleri yaylı çalgılar orkestrasına uyarladı, hatta Yeni Avru- pa Yaylılar Oda Orkestrası'nı (NES) kurdu, ardından Ulster Senfoni'de or- kestra şefliğine başladı. Uzunyıllar Fin- landıya'daki Korshorm, ABD'deki Se- attle Uluslararası Müzik Festivali ve Azerbaycan'daki Bakû Uluslararası Festivali'nin yöneticiliğini yaptı. Zaman-mekan makinesi Dimitri Sitkovetski bugün müzik dün- yasında Rus ve Batı keman ekollerini birleştiren, birden fazla alanda çalıştığı için çok yönlü olmasıyla tanınan bir sa- natçı. New York'tan yaptığımız telefon röportajmda söyledıklenne bakıhrsa, babasının gölgesinden bu sayede kurtulmuş. "Zaten babam yaşa- saymkesinUklekeman- cı obnazdHn, besteci ya da piyanist ohnayı ter- cih ederdun" diyor. Sitkovetski yaklaşık 10 yıldır çocukluk ar- kadaşı piyanist Boris Petruşanski'yle ke- man-pıyano repertuva- n üzerinde çalışıyor. ~ ~ " ^ — — iki müzikçi, tıpkı baba- lan gibi dünyayı dolaşıp konserler veri- yor. Aynca Prokofiyef, Şostakoviç gibi bestecilerin eserlerini kaydediyor. Di- mitri Sitkovetski, bu akşam saat 19.30'daki İş Sanat Kültür Merke- zi'ndeki konseri "çağlar ve dört farkh müzikal dünya arasında bir yokuhık" şeklinde değerlendınyor. "Dmleyicivi adetazaman-mekân ma- kinesme sokacağız" diyor. "Dört beste- cinin sonaüarmdaki kontrasrJarve ben- zerlikler Uginç. Konserde, araiannda 150yıl bulunan Mozart ve Prokofiyerin melodik yeteneklerindeki benzerlikler ortaya çıkacak. Prokofiyerin 1. Keman Sonan bence keman için yazdanen müt- hiş mdodL Ra\ e1'in sonaüisecazve bhı- es etküeri taşmıası açısından Uginç; ay- nı zamanda en güzel eserierinden biri Schinittke'nin sonatı kullanılan renlder açmndan tatörlüğünün tehdidi altındayız. Ve bunu kabul edemeyiz. Ger- çekten çok sevdiğim birtakım Amerikan fümleri var. 'Trafik' gibi, 'Köstebek' gi- bi... Bir uygarlıkta tek bir görüntü olması kabul edilemez. Aym şekilde tek bir fast fo- od'un her yeri kapla- ması gibi. Cindy Crawford gibi birta- kım Amerikan starla- nnın giyiminı taklıt e- den tek bir giyim tar- zı olamaz. Ve tek bir hıkâye anlatma tarzı olamaz. O da Holly- vvood'un tarzı otaıak zorunda değildir. Sa- nıyorum dünyada ni- hayet bunu anlamış olan birtakım siyasi- ler var. Amerikah si- yasilerse bunu zaten sinema ortaya çıktığı andan itibaren anla- rmşlardı. Ve sinema- ya daima destek oldular, çünkü sinemanın en önemli propaganda aracı olduğunu derhal anladılar. Sadece ıdeolojik propaganda ara- cı değil, aynı zamanda tüm Amenkan ürün- leri için de bir propaganda aracı. 'Amerikah salaklann cehaletf Çok ıyı hatırhyorum. Bonn'a gelıp konuş- ma yapan Türk sinemacılar, Türkıye'dekı si- nema salonlannda Türk sinemasına kota uy- gulanmasını talep ettiklerinde şu anda Beyaz Saray'da bulunan o 'salak' Bush'un babası, Türk tekstil ürünlerinin Amerika'ya ithalatı- nı kısıtlamakla tehdit etmiştı. Ondan sonra da kalkıp Amerikan sinemasının korumacı ol- duğunu söylemeyecek miyiz? Aslında bu Amerikah salaklar, dünya hak- kındaki cehaletlerini de ortaya koyuyorlardı. Çünkü butavn göstermeleri adeta irticaya çek vermek gibiydi. Yani Amerikan görüntüsü- nün giderek daha fazla empoze edilmesının uyanduacağı şıddeti desteklemek gibı bir şey- dı. Bunun son derece önemli bir sorun ol- duğunu düşünüyo- rum. Şu anda Fran- sa'da oldukça olumlu bir dönem geçiriyo- ruz. Çünkü birkaç ay- dan beri Fransız film- len büyük bir başan elde etti. Bu mücade- le şu anda Koreli yö- netmenler tarafından da çok şiddetle sürdü- rülüyor. Ne zaman ki Kore hükümeri Kore fdmlerine bir yardım sağlamaya başladı ve kota uygulamaya baş- ladı, son beş yıl için- de uluslararası festi- vallerde ödül alan Ko- re filmı sayısı arttı. - Yeni projeleriniz nedir? TAVERNİER-Ye- ni filmimın çekirnini bitirdim. ikinci Dün- ya Savaşı sırasında Paris'tefilmçeken in- sanlann öyküsünü anlatıyor. Aynca, Fransa'da kalabihnek için oturma izinleri olmayan birtakım Kuzey Afrikahlar uzun bir açlık grevi yaptılar. Onlan iz- ledim Lyon'da ve on- lar hakkında bir bel- gesel çektün. 8. Kudret AksaT ı anma gecesi • Kültür Servisi - Sabahattin Kudret Aksal, ölümünün 8. yıldönümünde Şehir Tiyatrolan tarafından bir anma toplantısıyla anılıyor. Bugün saat 17.00'de Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde yapılacak olan anmatoplantısınıŞT sanatçısı Uğıîrtan Atakan ve ŞT dramaturglanndan Hihni Zafer Şahin düzenliyor. Toplantıya MuzafFer Buyrukçu, Mehmet Aii Işık, Suat Nazmı Ozturna, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Naım Tirali ve Muzaffer Uyguner konuşmacı olarak kahhyor. Program, Hakan Altıner, Nergis Çorakçı, Haldun Ergüvenç, Mehmet Gürhan, Orhan Hızlı, Ergün Işıldar, Anı Ipekkaya, Arslan Kacar, Ayhan Kavas, Ayşe Kökçü, Berrin Madenci, Ersin Sanver, Salıh Sankaya, Semah Tuğsel, Celile Toyon Uysal, Ahmet Uz, Aliye Uzunatağan ve Avni Yalçın'ın yazann şiir, öykü ve anılan üzerine yapacaİdan konuşmalar ile sona erecek. Yener arasma barok akşamı • Kültür Servisi - lstanbul Devlet Opera ve Balesi, 20 Nisan günü saat 19.30'da Atatürk Kültür Merkezi konser salonunda müzikolog Faruk Yener anısrna 'Barok Müzik Akşamı' düzenliyor. 17. ve 18. yüzyılda ilk örneklerini vermeye başlayan opera sanatınm barok döneminden antik aryalann sunulacağı konserde J.S. Bach, G. F. Haendel, H. Purcell, C. Monteverdi, C. Gluck ve G. Carissimi'nin yapıtlannı Efsun Öztoprak, Lynn Trepel Çağlar, Çağnur Gürsan, Mesut Iktu, Şamil Gökberk ve Ali Ihsan Onat seslendirecek. Festivalde 'Şiir ve Dil' başhklı bir panel, şiir okumalan ve yanşma da düzenlendi. Amatör şiir yazan Türk şairler arasında düzenlenen yanşmada birinciliği Mesan Erdoğan, ikinciliği Yusuf Sağlam ve Evren Büyükçınar alırken Kemal Yanar ve Ali Şerik'e de özendirme ödülü verildi. ISTANBUL FİLM FESTİVALİNDE BUCÜN • BEYOĞLU EMEK'te saat 10.30'da SU Baştan, saat 13.30 ve 19.00'da Şah Mat, saat 16.00 ve 21.30'da Sadakatsiz fılmlen göstenlecek. (293 84 39) • BEYOĞLU ATLAS'ta saat 10.30'da Birlikte, saat 13.30 ve 19.00'da Devrimden Önce, saat 16.00 ve 21.30'da ise Beyaz Geceler adh fihnler izlenebilir. (252 85 76) • BEYOĞLU StNEPOP'ta saat 10.30'da Baş DönmesL saat 13.30'da Gregory Peck'le Bir Sohbet, saat 16.00'da Fitneci, saat 19.00'da Oynncular, saat 21 30'da Şölen Başlasm filmleri yer alacak. (251 11 66) M BEYOĞLU BEYOĞLU'nda saat 10.30'da Kuzey Otefi, saat 13.30 ve 19.00'da Sev Beni, 16.00 ve 21.30'da Şehir Sakin adlı filmler gösterilecek. (251 32 40) • KADIKÖY REXX'te saat 10.30'da IV. Henry, saat 13.30'da Usher'lerin E>i, saat 16.00'da Fn-tmadan Önce, saat 19.00'da Yüz Adnn, saat 21.30'da Naklen Öhun filmlen izlenebilir. (336 0112) BUGÜN • CEMAL REŞİT REY'de saat 19.30'da lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nın konseri izlenebilir/252 98 30) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Türk Bestecileri ve Vıyola ve Piyano Ill'başhklı konser yer alacak.(292 06 55) • BEKSAV'da saat 16.00'da Olıver Stone'un 'Kaol Doğanlar' ve saat 19.00'da Martin Scorsese'nın 'Sıkı Dostlar' adlı fihnlen gösterilecek/5^9 91 55) • IŞSANAT'ta saat 19.30'da Dmitry Sitkovetsky ve Boris Petruschansky'nın konseri \zlenebük.(316 00 00) • AKSANAT'ta saat 19.00'da Özgür Tuncer'in piyano resıtah yer aIacak/252 35 00) • BABYLON'da saat 20.00'de Sibel Kasapoğlu Dans Projesi yer alacak/292 73 68) • tSM 2. KAT'ta saat 21 .OO'de Sema & 5. Sokak Tiyatrosu'nun prodüksiyonu 'Seven Kalp Böyle Yanar'uı prömiyeri gerçekleştirilecek. (254 96 96) YAPI TKREDI KÜLTÜR SANAT VAY1NCIUK Nisan Sall 2001, saat 18:30 Gütenberg Galaksisi'ne Gezi 1750-1800 Rousseau-Toplumsal Sözleşme Goethe-Faust Dr. Aydın Müftüoğlu Prof. Dr. Şara Sayın Yapı Kredı Kültür Merkezi Sermet Çıfter Araşörma Kutuphanesı IstıMal Cad No 285. Kat 1. Beyoglu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear