23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET HABERLER Mendilcioğlu'na tutuklama istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Beyaz Enerji" soruşturmasını yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, yedek yargıçlıkça serbest bırakılan eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Mendilcioğlu'nun gıyaben tutukJanması istemiyle dün Ankara 2 No'lu DGM'ye başvurdu. Enerji Işleri Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Gürsoy'un bugün DGM'ye çıkanlması bekleniyor. Şalk, Mendilcioğlu'nu ifadesini aldıktan sonra tutuklanması istemiyle yedek yargıçlığa sevk etmiş, Ankara 1 No'lu DGM Yedek Yargıcı Rüstem Cüoğlu da Mendilcioğlu'nu serbest bırakmıştı. Akrep'te gözaltı sayısı 7 oldu • ANKARA (AA)- Türk Dil Kurumu'ndaki (TDK) yolsuzluk olayıyla ilgili gözaltına alınanlann sayısı 7'ye yûkseldi. Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in yürüttüğü soruşturmayla ilgili, dün de Çankın'da 1 kişi gözaltına alındı. Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde gözaltında bulunan kişilerin sorgulamalannın devam ettiği bildirildi. TDK'nin Saymanı Mustafa Kurtoğlu'nun, herhangi bir mal ve hizmet karşıhğı olmadan gözaltmda bulunan kişilerden bazılan adına çek ' kestiğinin saptandığıriT"" belirten yetkililer, bu şekilde 3 trilyon liraya yakın paranm zimmete geçinldığinin tespit edildiğini kaydettiler. Enjektör operasyonu • ANKARA (AA)- Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün tıbbi cihaz yolsuzluğuyla ilgili medikal şirketlere yönelik başlattığı soruşturmada gözaltına alınanlann sayısı 24'e yûkseldi. Sonışturmaya konu iki şirketın sahiplerinm aynı olduğunu belirten yetkililer, söz konusu tıbbi cihaz satan şirketlerin kendi imal ettiği malzemeleri ithal etmiş gibi sahte evrak düzenleyerek ihaleleri aldıklannın tespit edildiğini bildirdiler. Şirketlerin SSK, askeri, üniversite ve özel hastanelerden ihaleler aldığını kaydeden yetkililer, hangi hastaneden kaç liralık ihale alındığınrn ayn ayn belirlenmesine çalışıldığmı ifade ettiler. Kanadoğlu, FP'nin kuruculanndan 28 kişiye siyasi yasak getirilmesini istedi Ara seçim sorunınıa çözümANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıtay Cumhunyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, FP'nin kapahlması istemiyle açılan davada eski başsavcının isteminin tersine, kurucular kurulunun bir başka ad alhnda kurulamayacağına ilişkin ya- sağa karşın kuran 30 kişiden 28'inin siyasi yasaklı hale ge- tirilmesini. 2 kişinin de millet- vekilliğinin düşürülmesini is- tedi. Başsavcının isteminin Anayasa Mahkemesi açısın- dan bağlayıcılığı bulunmazken bu doğruîtuda bir karar veril- mesi hem FP'yi kurtaracak hem de ara seçim olasılığını or- tadan kaldıracak. Ancak Yüksek Mahkeme, "odak" olmaktanpartiyi kapa- nrsa ve en az 28 parlamenterin milletvekilliğini düşürürse ara seçim gündeme gelebilecek. FP'nin "laiklikkarsrtıeytern- lerin odağT ve "kapaülan RP'nin devamı olduğu" gerek- çesiyle kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Baş- İki davanın birleştirilmesi kararı yönetimi rahatlattı Annç'a göre parti zaman kazandı ANKARA (Cumhnriyet Bûrosa) - Anayasa Mahkemesi'nin FP hakkındaki iki davayı birleştirme karan, FP yönetimini rahatlattı. FP Grup Başkanvekili Bülent Armç, ek iddianameyle açılan ikmci davanın "bir başka partmin devamı ohnak* suçlamasıyla açıldığına işaret ederek Anayasa Mahkemesi'nin şimdiye kadar hiçbir parti hakkında "devam suçlaması" nedeniyle kapatma karan vermedığıni ıleri sürdü. Bu nedenle FP'nin de "kapafıtmayacağuu" savunan Annç, yenı sûreçle, davanın sonuçlanmasmm da en az 4 ay alacağını belirtti. Armç, dün düzenlediği basın toplanhsında, Anayasa Mahkemesi'nin iki davayı birleştirerek yeni bir süreç başlattığma işaret erti. savcısı Sabih Kanadoğlu, eski başsavcının kapatma davasın- dan bir gün önce istifa eden Aydın Mendcres dışında tüm mületvekillerininparlamenter- liğinın düşürülmesi isteminin tersine. kapatılan partinin de- vamı nıteliğinde parti kurduk- lan içinyabıızca kurucular ku- ruluna siyasi yasak getınlme- sini istedi. Kurucular kurulun- dan yalnızca Kurucu Genel Başkan tsmail Alptekin ile öye Mehmet Özyol milletvekilı olarak Meclis'e girdi. Bunlann milletvekilliğinin düşürülmesini ısteyen başsav- cı, kurulda yer alan diğer 28 kişinin ise siyasi yasaklı hale getirilmesini ıstiyor. Anayasa- nın 69. maddesi, "Bir siyasi beyan veya faaiiyetieriyle sebep olan kunıculan dahil üyeteri, Anayasa Mahkemesi'nin te- meUi kapatmaya ilişkin kesin karannın Resmi Gazete'de ge- rekçeli olarak yayımlanmasın- dan başlayarak5yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üye- si, yöneticisi ve denetçisi oÜa- mazJar" hükmünü düzenliyor. Başsavcmm bu isteminin Anayasa Mahkemesi açısın- dan bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak, Yüksek Mahkeme bu doğruîtuda bir karar verirse FP rahat nefes almış olacak. Çün- kü yabıızca Alptekin ve Öz- yol'un milletvekilliği düşecek, onlann dışındaki milletvekil- len ise yerlerini koruyacak. Başbakan Bülent Ecevit her firsatta FP'nin kapatıhnasının krize neden olacağını dile ge- tirirken hükümet ortaklan ola- sı bir erken seçim ve ara se- çimden tedirgindi. Çünkü ana- yasanın 78. maddesindeki "üye tam sayısmın yüzde beşj- ni bulduğu halkrde ara seçim- lerin ûç ay içinde yapdmasma kararverileoeğiniw düzenliyor. Hükümet bu nedenle FP'nin kapatılması ve en az 28 millet- vekilinin parlamenterliğınin düşürülmesi durumunda ara seçimin gündeme gelecek ol- masından çekiniyordu. Anaya- sa Mahkemesi'nin, başsavcı- nın istemi doğrultusunda yal- nızca 2 kişinin milletvekilliği- ni düşürmesi durumunda FP rahatlayacak. Anayasa Mahkemesi'nin FP'yi "odak" olmaktan kapat- ması durumunda birçok parti- ünin milletvekilliği düşecek. lctüzük Fazilet değişiklikten rahatsız ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - FP, DYP Milletvekili Fevzi Şıhan- uoğhı'nun yaşamına mal olan, ancak önceki gün TBMM Genel Kuru- lu'nda kabul edilen lctü- zük değişiklığini Anaya- sa Mahkemesı'ne götür- me karan aldı. FP Grup Başkanveki- li Bülent Armç, "faşjst" diye tanımladığı Içtiizük değişıklığınin, muhalefe- tijyjeyre <üsı^ bırakma amact taşıdıgını söyledi. Annç, dün düzenlediği basın toplantısmda, lctü- zük değişikliğinde, Mec- lis karan olduğu için cumhurbaşkanı onayı ge- rekmedığı halde, gaf ya- parak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bu değişikliği "veto et- mesinT istedi. Annç , Sezer bu dü- zenlemeyi veto etmezse kendilerinin Anayasa Mahkemesı'ne iptal da- vası açacaklannı bıldirdi. ÇİZMEDEIV YUKARI m.kart@superonline.com.tr MUSA KART Yurtdışında açacağun karikatür sergisi için sizden bir hafta izin istiyonım. Görüşmek üzere._ Yargıtay Iddianame FP'ye iletildi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- ğı, FP'nin kapatılması istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkeme- si'nin verdiği birleştir- me karan doğrultusun- da, Sabih Kanadoğ- hı'nun hazırladığı ek id- dianameyi dün FP'ye tebliğ erti. Anayasa Mahkeme- si'nin önceki gün verdi- ği kararlar doğrultusun- da ek iddianamenın onayh örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na dün ulaştı. Başsav- cılık da iddianameyı FP'ye tebliğ ettı. FP, ıddıanamenin ile- tildiğı günden başlaya- rak 15 gün içinde ön sa- vunmasmı verecek. Ve- rilen süre içinde savun- ma yapmaması duru- munda FP, "savunnu yapmaktan kaçınmış" sayılacak. Hükümet, Esad Coşan ile ilgili kararnameye gösterilen tepkiyi örtmeye çalışıyor Nâzım'ın yurttaşhk kararnamesine lıız Nâzan'm yurttaşlığı gündemde ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet, tarikat şeyhi MahmutEsad Coşan'ın Süley- maniye Camii'ne gömülmesi- ne ilişkin kararnameye gösteri- len tepkiyi örtmek amacıyla Nâzun Hikmet'e yurttaşlık hakkının geri venlmesine yö- nelik karamame sürecini hız- landırdı. Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın Başbakanlık'a 22 O- cak'ta gönderdıği önen üzeri- ne hazırlanan karamame 5 Şu- bat Pazartesi günü yapılan li- derler zirvesinde benimsendi. Liderlerin anlaşmasına karşm kabinede yer alan bakanlann kararnameden haberdarolma- dıklannı dıle getırmeleri dik- kat çekti. Başbakan BülentEcevit dün gazetecilerin sorusu üzerine Nâzım Hikmet'e ilişkin karar- nameyi imzaladığını belırterek düzenlemenin hükümet ortak- lanyla bırlikte hazırlandığını söyledi. Coşan'ın cenazesine ilişkin kararnamenin görüşüldüğü li- derler zirvesinde Nâzım Hik- met'e yurttaşlık hakkının gen verihnesi de gündeme geldi. Coşan'a ilişkin kararname im- zalan hızla tamamlanarak Köşk'e gönderilirken, Nâzım Hikmet'in kararnamesi için ay- nı özenin gösterilmemesi dik- kat çekti. Başbakanlık kararnamenin imza için dolaştınldığı yönün- de bilgi vermesine karşın, dü- zenlemenin aralannda önennin sahibi Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın da bulunduğu çok sa- yıda bakana ulaşmadığı öğre- nildi. Bir MHP'li bakan, "Ge- nd başkandan liderlerin anlaş- nğuıa dair bir taümat gebnedL Liderler anlaşırsa geldiğinde düşünürüz" dedi. Kültür Bakam Talay, karar- name hazırlanması istemiyle Başbakanlık'a 22 Ocak'ta gön- derdiği yazıda, Nâzım Hik- met'in 25 Temmuz 1951 tari- hinde Türk Ceza Yasası'nın 141 ve 142. maddelerine muha- lefet etme suçuyla yurttaşlıktan çıkanldığmı annnsattı. Talay, sonradan çıkanlan af yasalan ile bu suçlann affedildiğine ve yasanın bu maddelennin yürür- lükten kaldınldığına işaret etti. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Itiraf edin! Başlığı okudunuz ve "Hah, bir sen eksiktin; Israilseçimleriûstüneyorum döktürmeyen bir sen kalmıştın" dedi- rtiz. Yanıldım mı? Öyleyse, "Aman, Türkiye'yi bitirdi de dış politika yorumu eksik kaldrydı" dediniz. Yanıldınız. Dış politikayı uzmanlanna, "yo- rum'u da erbabına bırakalım. Benim- ki. sokaktaki adamın kuşkulanndan, endişelerinden farksız bir-iki paragraf döktürmek. Şimdi: Teksas'ın eski valisi, ABD'nin yeni başkanı George Bush'un dış politika- sının ana eksenleri belli olmaya baş- ladı. Sakın son cümleye bakıp "O se- nin George Bush dediğin, baba Bush idi. Bu oğul Bush. O yüzden Çorç Dabılyu Buş demen gerekirdi" filan diye itiraz etmeyin. Ortadoğu politı- kaları söz konusu olduğunda dabıl- yu" farkı pek önem taşımıyor. Yani al babayı, vur oğluna... Baba Bush'un devr-i iktidannda bi- tiremediği "Saddam çıbaru"nı, oğul George Bush - Ariel Şaron Bush bitirmeye kararlı ve bunu sakla- mıyor. Hatta Beyaz Saray'dan, siya- set tarihine kara mizah ömeği olarak geçecek bir açıklama bile yapıldı: Bu- günden itıbaren Irak'a casuslar gön- derilecek(mış). Dahası, oğul Bush dahaTeksas va- lısi iken, başkan seçildiği takdirde ABD'de silah taşıma "özgüriüğü"ne konan her türiü kısıtlamayı kaldıraca- ğını söyleyerek özgürlüklere ne kadar önem verdiğini kanıtlamıştı. Dahanın da dahası, Bush'un Clin- ton'la girdiği seçim yanşında, arkasın- daki en büyük destek, petrol şirketle- ri ile büyük silah tekelleriydi. Amerikan seçim sistemi, gizli olmamak koşu- luyla bir başkan adayına malı destek vermeyı yasaklamıyor. Amerikan si- yaset gelenekleri ise seçimi kazanan başkanların, kendisine mali destek veren çıkar gruplanna diyet borcunu ödemesini engellemiyor. Eeee, seçim kazanıp başkan olmuş bir siyasetçi, destekçisi olan dev pet- rol şirketleri ile silah tekellerine diyet borcunu nasıl öder? Sorunun yanıtı için uzmanlığa gerek yok: Petrolcüler için, Ortadoğu petrolle- rinin kuyudan çıkışından Avrupa, Uzakdoğu ve Kuzey Amerika'nın sa- nayi metropollerine aktanlışına kadar- ki bütün "sûreçlerl güvenceyealmak gerek. Buradaki "güvence'yi de salt askeri güvence olarak değil, petrolün üretim miktannı ve tryatını petrol tekel- lerinin belirlemesinin de güvencesi olarak anlamak gerek. Petrolcüler böyle. Peki, silah tekel- lerine borç nasıl ödenir? Bir dünya savaşına yol açmayacak yerel çatışmaları beslemek, olmadı kışkırtmak; belli bölgelerde gerginliği tırmandırarak bölge ülkelerini silah- lanma yanşına zoflamak... Bu kadar yalın. (Kimse kalkıp "Bu kadar yalın de- ğil" demesin. 2. Dünya Savaşı'nın bi- timinden bu yana, yakın tarih bu ka- dar yalın yürüdü.) • • • Eh, uzak batıda oğul Bush işbaşı- na geldiyse; oğul Bush'un dış politi- kasının ana eksenleri daha şimdiden belliyse; Yakındoğu'da ABD hapşınn- ca nezle olan israil'de de "bir şeyler" olması gerekiyordu. Oldu. Yani Ariel Şaron başbakan oldu. Şaron'u ister "Beyrut kasabı" namı ile anımsayın, ister Müslümanlarca kutsal sayılan Mescid-i Aksa'nın bu- lunduğu topraklara adım atarak kör topal yürüyen banş sürecini dinamit- leyen Israilli siyasetçi olarak. Fark et- mez. Belli olan, Kudüs'ün tanımı ve iş- gal altındaki topraklarda kurulmuş Ya- hudi yerleşimlerinin geleceği üstüne "Nuh deyip peygamberdemeyeceği- ni" şimdiden ilan etmiş Şaron'un Ts- rail'de devletin dizginlerini ele geçir- miş olması. Yani ABD'de Bush'un, İsrail'de Şaron'un -hem de hemen hemen eşzamanlı- işbaşına gelmeleri Orta- doğu'da yeni çatışmalar için nesnel bir temel yaratmaya yetiyor da artı- yor bile... • • • Buraya kadannda bilinenler yine- lendi. Zaten dış politika söz konusu olduğunda bundan ötesine aklım da ermez, bilgim de yetmez. Ama yanıtlamakta zoriandığırn bir soru daha kaldı: Israil seçimlerinin yapıldığı gün Is- rail Genelkurmay Başkanı Türkiye'ye geldi. Tamam, iki dost ülkenin genelkur- may başkanlanndan birinin, öteki ül- keye resmi bir ziyarette bulunmasın- da pek de yadırganacak bir yan yok. Yokda... Tam da seçim günü, hem de çok kritik bir seçim günü ülkesinden ayn- lıp Ortadoğu'daki hergelişmeden do- laysız etkilenecek bir ülkeyi ziyaret et- mesinde de yadırganacak bir yan yok mu? Bilemedim. 0 yüzden bunca parag- rafı sıralayıp sonunda soruyu okura sormayı yegledim. Hani belki bir aklı eren çıkar da... POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Bravo Sezer!.. Lalk demokratik Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarikat şeyhlerine ayncalık tanır mı?.. Tanır!.. Eğer, TBMM'deki milletvekillerinin büyük çoğun- luğu bir tarikatın üyesiyse, zaten ülkede laiklik kav- ramı tartışılıri.. Bugün TBMM'de Nurcular DYP kadrolannda, Nakşiler, Süleymancılar ANAP'ta ve öteki parbler- de... Sıkıştığımız zaman da bas bas bağınyoruz: "Cumhuriyet eiden gidiyor!.." Bir tarikat şeyhi öldüğü zaman sağ partilerin li- derlerini toplu halde cenaze torenlennde görmeye alışmış toplum, şimdi M. Esad Coşan'a yapılan ay- ncalık karşısında şaşkın... . Başta ADD ve Türk Hukuk Kurumu, M. Esad Coşan'a yapılan ayncalık için ayağa kalkıyor... Başbakan Bülent Ecevit ise Bakanlar Kurulu üyelerinin imzaladığı 'ayncalık kararnamesi'nl sa- vunuyor... Diyor ki: "Bu ayncalık yıllardır yapılıyori" DoğruL Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın annesi Hafize Özal, kardeşi Yusuf Bozkurt Özal da Sü- leymaniye Camii'ne gömülmemiş miydi? Peki, M. Esad Coşan'ın kaympederi M. Zahit Kotku da aynı caminin bahçesinde yatmıyor mu? Zaten ipin ucu 12 Eylül 1980 sonrası kaçmıştı. Ke- nan Evren ve arkadaşlan 'katıksız Atatürkçü' okluk- lan için tankatlara kucak açmışlardı... Haydı gelın şöyle yirmi yıl öncesine dönelim: 12 Eytül cuntası bilim insanlannı, aydınlan, ya- zaıian, gazetecileri, işçileri, memurian işkericeden geçirip hapse atarken tarikat şeyhleriyle 'anayasa' pazarlığına oturuyor; Fethullah Gülen'i koruyup kolluyor; Nakşilerin, Süleymancılannyurtlannaeko- nomik destek sağlıyordu... Evren ve arkadaşlan 7caWcs/Z/4fafürfcçü'oldukla- nndan Mustafa Kemal'in kurduğuTürk Dil Kuru- mu'nu, Türk Tarih Kurumu'nu kapatıyordu... Kenan Evren, Nakşi Şeyhi Zahit Kotku öldügün- de, Süleymaniye Camii'ne gömülmesi için hazır- lanan Bakanlar Kurulu karanna 'onay' veriyordu... • • • Dün sabah Ankara Barosu avukatlanndan Tez- can Çakır'ın Bakanlar Kurulu karamamesinin ipta- li için açtığı dava dilekçesindeki savlannı okudum... Dava başbakanlığın Atatürk ilkelerinden ve laik- likten ödün verdiği için açılmıştı... Burada uzennde durulması gereken şudur "Laiklik ve eşitlik ilkeleri..." Bu iki ilke yine çiğnenmiştir... Laiklik kavramını hiçe sayan bir düşünce, kim- leri koruyup kolluyor?.. Teokratik düzeni savunanlan!.. Demek ki din, Türkiye'de devlet işlerine egemen olmuş!.. Nakşibendi tarikat/nı kuran M. Bahaeddin'Nak- sibend'in düşünceleri çok açıktır: "En kesin yasa Kuran, uyulması gereken tek ge- çertiyöntem şeriattır..." Işte Nakşibendi düşünce buduri. Turgut Ozal'dan Korkut Özal'a dek tüm 'özal' ailesl Nakşibendidir..: 26 Mart 1989 yerel seçımlerinden önce, Nakşi- bendiler şu bildiriyı dağıtmışlardın' "Bizden olan bir kafdeşimizin, Cumhuriyet tari- hinde ilk defa cumhurbaşkanı seçilmesi kuvvetie muhtemeldir..." Laikliğin savunucusu Başbakan Ecevit bunlan bü- miyormu?.. Türkiye'de hükümet devrim yasalannı çiğniyod.. Cumhuriyet düşmanlan ayncalıklı aile oluyor; Nakşi şeyhleri, onlann m.ürit)eri korunup kollanı- yor!.. Kişifer arasında eşitiiğe dayalı demokratik dü- zeni çığneyenler, laık demokratik duzenı nasıl koru- yacaklar? • • • Kendi öz çocuklannı işkenceden geçirip hapse atan, aydınlannı, yazariannı, bilim insanlannı ezen düşünce, tarikat şeyhlerini cami avfulanna göm- meyi sürdürüyor... Cumhuriyet düşmanlan bu ülkede baş tacı edili- yor; Cumhunyet düşmanlan devlet katında itibar görüyor; Cumhuriyet düşmanlan devlet erkini kuşa- tıyor... Yasalar, kurallar bugün de geçeriidir... Ne diyor yasada: "Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcud ol- madığı takdirde, Bakanlar Kurulu karan ile muay- yen ve malum mezariıklarharicinde ölü defnine mü- saade edilir..." İki koşul da ortada yokken M. Esad Coşan Sü- leymaniye Camii'ne gömulecek... Üstelik Bakanlar Kurulu karanyla... 'Vay benim Türkiyem vay!' diyecektim ki, Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bakanlar Kuru- lu karamamesini imzaiamadı... Bravo Sezer!.. Türkiye'nin bir demokratik hukuk devleti olduğu- nu bilene bilmeyene bir kez daha öğrettiniz!.. hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Baykal hükümeti elestirdi 'Tehlikede/dpmgmma zirvelerçözüm olamaz' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümet orta- ğı parti liderierinin sık sık 'zirve' düzenleme- lerinin 'hayra alamet ohnadığını' belırterek "tstikrar programının temel dengelerinin sar- sdacağı ihtünaü iktida- n endişelendirmeye başlanuşür. Programm tehlikeyegirmeihtiına- Kvanhr'' diye konuştu. Baykal, dün '2. Tekstil Fuan'mn açılı- şını gerçekleştirdi. Li- derlerin zirve toplantı- sıyla aynı saatlere rast- layan açılıştan önce gazetecilerin sorulan- nı yamtlayan Baykal, sık sık zirve toplanma- sma, Türkiye'de son 1.5 yıldır uygulanan politikalann neden ol- duğunu vurguladı. Deniz Baykal, istik- rar prograrrunın Türki- ye'yi bugün getirdiği noktannı sürpriz ohna- dığına dıkkat çekerken bu durumda yapılması gerekenin' şikâyetçi kesimleri teker teker bir araya getirip çözüm aramaya çalışıyor gö- rünmek olmadığını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear