23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9ŞUBAT2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada tısına, bir dediğini iki etmeyen yardımcısı Hüsa- mettin Ozkan getirdi. Özkan'dan sonra (Posta gazetesinin haberine göre) Dışışleri Bakanımız fotoğraf ustası Ismail Cem, kendisine üstiin liyakat madalyası kazandı- racak değerde girişimler başlattı.. Canberra'nın devlet yetkililerir»e telefon üzerine telefon açarak trafik kazasında ölen Nakşi tarikatı önderi Mahmud Esad Coşan'ın cenazesinin içor- ganlan çıkanlmadan yurda getirilmesini sağfadı. Hükümet (Başbakan) açısından birinci başan. Daha sonra sıra ikinci engeli aşmaya geldi: "Nakşibendi liderinin Süleymaniye Camii'nde toprağa verilmesini sağlayacak Bakanlar Kurulu kanan çıkarmak!" (Tabii dinsel çevrelere uygun adım yayin yapan TVIer hariç.) Yazılı yazısız medya, adı sanı duyu- lanlann, bunlaria yetinilmeyerek hatta annelerinin, kardeşlerinin Süleymaniye'ye gömülmesini eleşti- ri bombardımanına tuttu. Oysa başımızdaki hükümetin eleştirilere gözleri kapalı, kulakian tıkalı. Beştiriler Ecevit'le ortakla- nna yararsız! Ankara Barosu Başkanlığı'nın değindiği gibi, "bu mezariar Nakşibendi tarikatının 'ziyaretgâh' ve tür- be'sihaline dönüşecek". Başbakan'la ortaklannın ne umuruna! Anayasa 174. maddesinde, bir bir saydığı dev- rim yasalannın korunmasını emrediyor. Bunlardan biri "Türbelerin Seddine ve Türbedahıklar ile Bir- takım Unvanlann Men ve llgasına Dair" Yasa. Hukukçular, birtarikat şeyhinin cenazesini geti- rip Süleymaniye Camii'ne gömmeyi sağlamakla, hükümetin, düpedüz anayasal birsuç işlediğini ya- zıp söylüyoriar. Şimdi laikliğe gönül vermekle övünen Başbakan Ecevit'in tarihsel camiyi "türbe"ye dönüştürecek son karan nasıl savunduğuna bir bakınız: Ecevit, "Geçmişte de birçok kişi Süleymaniye 'ye defnedildi" diyor. Mazereti bu. Ecevit'in bu gerekçesiyle "Anayasa bir kez de- li_nirse ne çıkar" diyen 8. Cumhurbaşkanı (NakşO Ozaf'ın mantığı arasında kıl payı fark yok. Üstelik hâlâ yürürlükte olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 211. maddesi, "Mezariık ittihaz olu- nan yerierden başka yeriere ölü defni yasaktır" di- yor. Aynı madde, bu hükme aykın hareketin ancak "fevkalade hallerde" olanaklı olacağını yazıyor. Demek ki Ecevit'e göre, Esad Coşan'ın ölümü •fevkalade bir hal". Anayasal suç DSP grubunda pek çok milletvekili, örneğin baş- ta yazılı bir metinle görüş- lerini açıklayan Rıdvan Budak, Ecevit'in tutumu- nakarşı. Karşı olsalar ne yazar? Ecevit, elinde tuttuğu ye- niden milletvekili olma pasaportuyla karşı çıkış- İann sabun köpüğü gibi uçup gideceğini biliyor. Bu nedenle grubun eğili- miymiş falan fılanmış, ciddiye de dikkate de al- mıyor. Bu arada; Fethullah Gülen gibi, Esad Co- şan'ın da devleti ele ge- çirmenin yollannı araştır- dığı ortaya çıktı. Bu araştırmada, "kötû gidiş sürdükçe, devletin kendilerine karşı olan gü- cünün azalacağı, devle- tin de rejimi kurtarrnaya çalışırken kendileriyte uğ- raşmayacağı" saptanı- yor. Yaptınmlanndan ötürü hiçbir korkunun tutsağı olmasalar, Fethullah Gü- len'le Esad Coşan 28 Şu- bat'tan sonra "gönüllü sürgün"\üge soyunuriar mıydı? Tarikatlann devlet in- dinde bu kadar itibar gör- düğü dönem özal'la baş- ladı. Gülen'den ödül alan Demirel'le Ecevit dö- nemlerinde de sürdü. Ankara Barosu'nun vurguladığı gibi, "Bugün Süleymaniye Camii'nin avlusuna gömülmek iste- nen tarikat şeyhi değil, Cumhuriyettir". Ata- türk'ün laik cumhuriyeti! Yönetimin tepe nokta- lannda, tarikatlarla içli dışlı devlet düzenine "dur" diyecekler yok muydu acaba? Çankaya'da bu türlü gidişe dur diyecek bir Cumhurbaşkanı vardı: Ahmet Necdet Sezer. Türk ve AB üniversiteleri arasındaki değişim programlan gelecek yıl başlayacak Üniversitelerimiz 2002'de AB'de FİGENATALAY Her şey yolunda giderse Türk ve AB üniversiteleri arasındaki değişim programlan 2002 yılın- da başlayacak. Değişim prog- ramlan gerçekleştiği takdirde, örneğin ÎTU'lü bir üniversite öğrencisi, ögreniminin bir yılı- nı Avrupa'daki bir üniversitede yapabilecek. Türkiye, AB ülkeleri arasın- da eğitim alamnda işbirliği ey- lem programı olan "Socrates"e tam üye olabilmek için yoğun çaba harcıyor. Bu programa ka- tılmanın önkoşulu olan Uhısal Ajans'ı kurma çalışmalan TÜ- BlTAK'a devredildi. Üniversi- telerin, birbirleriyle yapacakla- n ikili anlaşmalan 1 Kasım 2001 'e kadar hazırlamalan ge- rekiyor. Bu konuda büyük çaba harca- yan birkaç üniversiteden biri olan iTÜ'nün rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağtamer, öğrencilerine uluslararası düzeyde örgütlere üye olmalan için 1992 yıhndan beri destek verdiklerini, 1996 yıhndan bu yana da daha yoğun çalışmalar içinde bulunduklan- nı söyledi. "Tûridye'yi ve Türk ûnivera- telerini tanıtmak için çaba har- cıyoruz"diyenrektör,2001 büt- çesinden Socrates Programı için belirli bir pay aynlacağına, bunun üçte birini Türkiye'nin nakit olarak ödeyeceğine dik- kat çekerek "Bu paranın kulla- mlabilmesi için bütün üniversi- telerin Socrates ofıslerini kur- ması,değişim programlannı re- alize etmesi gerekir. 'Bız şu şu üniversitelerle değişim prog- ramlan anlaşmalan yaptık' denmeb" diye konuştu. ITÜ Rektörü Prof. Dr. Gül- sün Sağlamer, Türkiye'nin bu programa katılabilmesi için üniversitelerin neler yapması gerektiğini şöyle sıraladı: • Her öğrencinin yabancı dil bilmesi, bütün üniversitelerin uluslararası düzeyde akredite ohnası ve AB ile uluslararası iliş- kileri geliştirecek programlar hazuianması lazun. • Sürekli ve uzaktan eğhime yatuım yapılmab. • Bilgi toplumu olabibne yo- lunda altyapıya sahip ohnak la- zun. • Araşürma-geliştirme altya- pısına sahip olmak ve bunu ge- üştirmek gerekli." Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Önder Oztunah, üni- versite öğrencisinin, başka üni- versitelerin sunumlanndan ya- rarlanmasının Orta Avrupa'da geleneksel olduğunu belirterek "Almanya'da tek bir üniversite- de kalmışsanız iş bulmada zor- lanırsınız. Başka üniversiteler- de de öğrenim görmek, işe ka- bulde tercih nedenidir" dedi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Allaş da Socrates Programı'na katıl- manın Türk üniversitelerinin AB'yle bütünleşmeleri açısın- dan çok önemli olduğunu, YTU'lü öğrencilerin yönetimle işbirliği halınde bu amaçla ça- hştıklannı söyledi. Öğrencilerin bu amaçla Av- rupa'daki etkinliklere de katıl- dıklannı anlatan Prof. Alkış, Ulusal Ajans'ın kuruhnasmın ardından fiilen değişim prog- ramlannın başlayacağını belir- terek Avrupa'daki üniversiteler- le anlaşma hazırlıklannı da sür- dürdüklerini kaydetti. SSK'ye rekor tazminat cezası İstanbul Haber Servisi - SSK Lüleburgaz Hastanesi'nde 6 yıl önce yapılan yanhş iğ- ne sonucu kolu kesilen Ayşen Başaran'ın, SSK Genel Müdürlüğü hakkında açtığı taz- minat davası somıçlandı. Mahkeme heyeti, SSK Genel Müdürlügü'nü Başaran ailesine 119 milyar hra tazminat ödemeye mahkûm etti. Başaran ailesinin avukatı Cengiz Hor- toğhı, bu karann haklannı arayan yurttaşlar için umut olacağını belirtti. Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkeme- si'ndeki davaya 1995 yıhnda 3 yaşındayken yapılan yanlış iğne üzerine kolu kesilen Ay- şen Başaran, ailesi ve avukatı Cengiz Hor- toğlu katüdı. Mahkeme heyeti, ceza davasın- da hemşire hatasuun tespit edildiğini, iğne hatasının kanıtlandığını belirterek maddi ve manevi tazminat cezası verildiğini belirtti. Mahkeme, SSK Genel Müdürlügü'nü 6 yıl- lık faiziyle birlikte toplam 119 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm etti. 1995 yıhn- da SSK Lüleburgaz Hastanesi'nde yapılan yanhş iğne sonucu Başaran'ın sol kolu kang- ren olmuş, daha sonra dirsek bölümünden kesihnişti. Başaran ailesi, bunun üzerine SSK Genel Müdürlüğü hakkında maddi ve manevi taz- minat, Dr. Hatke Adiloğlu ilehemşireler Münevver Dantşger ve Pakize Ozkan hak- kında ihmal ve tedbirsizlik suçundan ceza davası açmıştı. Doktor ve hemşireler hakkın- da açılan dava geçen yıl sonuçlanmıştı. Hemşire Pakize Ozkan, ihmal ve tedbirsiz- lik suçundan 185 bin lira ağır para cezasına çarptınlırken Dr. Hatice Adiloğlu ve hemşi- re Münevver Danışger beraat etmişti. Küçük Ayşcn yanhş iğne sonucu kotunn kaybetnüşti. 4TİKKO militanı öldürüldü ELAZIĞ (Cumhuri- yet) -Erzincan'm Kemah ilçesi Dereköy mevkiin- de güvenlik güçleri ile ça- tışmaya giren ve TlKKO militanı olduklan öne sü- rülen l'i kaduı4 kişi öl- dürüldü. Kemah ilçesi kırsal ala- mnda arama-tarama ça- hşmalannı sürdüren gü- venlik güçleri, Dereköy mevkiinde bir grup mili- tanla sıcak temas sağladı. Çıkan çatışmada l'i ka- duı 4 kişi öldürüldü. 01- dürülenlerin, Sıvas bölge- sinden Erzincan'a sızan TÎKKO militanlan oldu- ğu öne sürüldü. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada - Başbakan Bülent Ecevit, programdan ödün ver- meden iş dünyasının temsilcilerine nasıl bir ödün ve- recek? Saat 14.30 sıralannda Sezer'in yanıtı geldi: "Co- şan'ın Süleymaniye'ye gömülmesine ilişkin Bakan- lar Kurulu karan taslağını geri gönderiyorum." Sezer, son karannı hukuk zemininde beş ayağa dayandırarak aldı: 1-1580 sayılı Belediye Yasası, cenazelerin yerel yö- netimlerce belirtenen mezarlıklar dışında başka birye- re gömülemeyeceğini hükme bağlıyor. 2- Bunun yanında bir de mezarlıklar hakkında ni- zamname var. O da aynı yönde keyfi uygulamaya izin vermiyor. 3-1593 sayılı Hıfzıssıhha Yasası'nın 211. madde- si, mezarlıklar dışında gömülecek kişilerle ilgili düzen- lemeyapıyor. Bu maddede, "Mezariık ittihaz bulunan yerierden başka yeriere ölü defni memnudur. Fev- kalade hallerde ve sıhhi mahsur mevcut olmadığı takdirde icra vekitleri heyeti karanyla muayyen ve malum mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade edilir" hükmü yer alıyor. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi fevkalade hallerde kullanabilir. Coşan'ın ölümünde ve kişiliğinde hukuk devleti açısından fevkalade bir hal bulunmuyor. 4- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Yasası, kültürel mirasın can damandır. Ayncalık Sü- leymaniye'de erozyona yol açar. 5- Anayasanın 10. maddesi toplumsal eşitliğin gü- vencesidir. Bu madde, "Herkes dil, ırk, renk, cinsi- yet, siyasi dûşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle aynm gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sı- nıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organlan ve devlet makamlan bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" diyor. Hukuk mu, oy mu? Her şık bir öncekinin sağlaması olarak, Sezer'in haklılığını ortaya koyuyor. Prof. Coşan'ın kamuoyu önündeki temel kimliği, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahrt Kotku'nun damadı ve dolayısıyla ardılı olma- sı. Bu yönuyle hükümetin attığı adımlar devrim yasa- lannın korunmasını öngören anayasanın 174. mad- desine de aykın. Bu maddede, cumhuriyetin temel- lerini oluşturan 8 yasanın anayasaya aykırılığının öne sürülemeyeceği öngörülüyor. Bunlardan 3'üncüsü tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin yasa... Se- zer'in konunun bu yönüne girmediği dikkat çekiyor. Bunun iki nedeni olabilir: 1 - Ben Prof. Coşan'ı sadece emekli öğretim üyesi kimliğiyle tanıyorum. ötesi beni bağlamaz. 2- Elimdeki 5 madde benim için yeterii. Toplumsal dengeler açısından işin tarikat yanına girmem uygun olmaz. Birinci şık, daha akla yakın görünüyor. Sezer bu karan alırken, en büyük özgürlüğü şüp- hesiz, oy hesabının olmamasıydı. Siyasilerimiz yıllar- ca böylesi durumlarda şu ikilemle karşı karşıya kal- dılar Hukuk mu, oy mu? Yanrt ezici çoğunlukla, oy oldu. Böyle böyle laik cumhuriyetin altını 'oy'dular. öncekı akşam Çankaya Köşkü'nde Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesiç onuruna verilen yemek öncesinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüse- yin Kıvnkoğlu ile gazeteciler arasındaki kısa sohbe- tin başlıca konusu da Coşan olayı idi. Kıvnkoğlu bu- na ilişkin sorulara sürekli, "Hükümete sorun, siyasi- lere sorun" karşılığını verdi. Başbakan Bülent Ece- vit'e aynı konuya ilişkin kilit soru yöneltitdi: - Coşan kararnamesi öncesi Sezer'le görüştünüz mü? Ecevit, "Hayır" demekle yetindi. Başkent gelenek- lerine göre perşembe günleri, Köşk hareketli oluyor. Başbakan ve Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşka- nı'yla haftalık olağan görüşmesini yapıyor. Dünkü programda Sezer-Ecevit görüşmesi yoktu. Konu günlük kısır çekişmeler açısından iyi bir mal- zeme... Bu bir yana.. Sevincimiz şu: Anadolu insa- nının dinde ayncalığı reddeden sağduyusuyla Se- zer'in hukuk duyusu güzel bir buluşma... ankcum@ttnetnettr Fnmsa y y1aaskeri üişküerdonduruldu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Genelkur- may, parlamentosunda sözde Ermeni soykınmı- na ilişkin yasayı kabul e- den Fransa'yla askeri iliş- kjlerini dondurdu. Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral Hüseyin Kıvnkoğlu, bütün kuvvet komutanhk- lanna gönderdiği emir ya- zısuıda, Fransız askeri bi- rimleriyle ilişkilerin askı- ya alınmasını, planlanan projelerin de ıptal edihne- sini istedi. Türkiye, sözde Ermeni soykınmı yasasını kabul eden Fransa'ya yönelik eylem planmı adım adım yaşamageçiriyor. Fransız firmalannm Türkiye'de katıldığı ve kazandığı iha- leleri iptal eden Ankara, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin (TSK) attığı adım- la tepkilerini askeri boyu- ta taşıdı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvn- koğlu dün Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komu- tanhklanna gönderdiği emir yazısında 2001 yılı faaliyet programlannda Fransız askeri çevreleri ile olan ilişkilerin askıya alınmasını, planlanan projelerin de iptal edılme- sini istedi. Genelkurmay Başkan- lığı'nın karan uyannca Türk ve Fransız askeri yetkilileri arasında bu yıl yapüması planlanan ziya- retler ve göriişmeler de tek taraflı olarak iptal edilmiş oldu. Fransa'nm iyi niyet göstermesi duru- munda karann gözden geçirilebüeceği bildirildi. HADEP'ttkrden haberyok DİVARBAKIR (Cum- huriyetBürosu)-Silopi 'de gözaltına alındıktan sonra kaybolan HADEP llçe Başkanı Serdar Tamş ile partilı Ebubeldr Deniz'- den haberalınamıyor. Ta- nış'ın, "jandarmamuhbi- ri" olduğu için PKK tara- findan öldürüldüğü iddı- alannı yanıtlayan ağabeyi Yakup Tanış,K Bu kadar güvenlik önlemi ahnan Si- lopi'dePKK'nin adam ka- çıracak gücü > ı oktur" de- di. IHD Şube Başkanı Os- man Baydemir ise Ta- nış"ın, "gözaltmdakavbe- dilmesine küıf hazırian- mak" istendiğini belirte-- rek Şımak Valisi Hüseyin Başkaya'yı istifaya çağır- dı. Şmıak'm Silopi ilçe- sindejandarma komutan- lığınca gözaltına alındık- tan sonra kaybolduğu ile- ri sürülen HADEP llçe Başkanı Serdar Tanış'ın "HADEP hakkında jan- darmaya bilgiveren haber elemanr olarak çalıştığı iddia edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear