Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2001 PA2ARTES)
LAYLAR VE GÖRÜŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
ARADABtR
AHMET YORULMAZ
Saptamalar...
Mustafa Kemal Atatürk'un değışmez kuralla-
nndan bın, ulusal sınırları korumak, bu sınırlar ıçin-
dekı ınsanı yuceltmek, yurtta ve dunyada banşı ko-
rumaktır. Ikıde bır "Tûrk mıllıyetçısıyım ben " dıye-
rek hava basariar. Sormak gerekır Neden Ataturk
mıllıyetçılığı değıl de, Turk mıllıyetçılığı'?
O ve ekıbı olmasaydı, gunumuzde mıllıyetçılık tas-
layanlar acaba nerede ve hangı koşullarda bu bo-
aıyu otturebıleceklerdı?
Atatürk'un bu tezgâhlardan kurtanlması gerekı-
yor, ama nasıl?
Istanbul zengınlığınde luks lokanta açan, görgu-
su, bılgısı kıt adam, reklamlannda şışınır: Bız zey-
tınyağımızı Itatya'dan getırtıyoruz!
O kışı, Italya'nın, 'Ayvalık, Burhaniye, Edre-
mrt, Küçükkuyu' yoresınden aldığı on bınlerce
ton zeytınyağını ambalajlayarak, allayıp pullayarak
'Made in İtaly' etıketıyle dunya pıyasasına surdü-
ğünu bılse, acaba bu reklam densızlığıni yapar
mıydı? Onun bu reklamını matah sanarak lokan-
tasına gıden para babası, kendı ulkesındekı zey-
tınyağının ustunluğunu bılebılse, hele damak tadı
da yerınde olursa, bu reklam aldatmacasını yutar
mıydı'?
Bılım adamının yennde bır saptaması van Dün-
yanın en guzel zeytınyağı Turkıye'de uretilır. Ama
aynı bılım adamı, Tıirkiye'dekı zeytınyağının Avru-
pa'dakıne oranla çok pahalı olduğunu soyleyerek
yakınırkı yakınır...
En nıtelıklı zeytınyağının, bu yıl tuccartarafından,
uretıcının elınden 900.000-1.000.000 lıradan alın-
dığını bılse, aynı yağa marketlerde 3.000.000 lıra
oderken, çok mu çok savunduğu sınırsız serbest
tıcaretın ve globalleşmenın aradakı yuksek kân
yuttuğunu duşunebılse, uretıcıye yuklenmesının
yanlışlığını kavrayacak ve kendısını asıl soyanın 'sis-
tem' olduğunu gorebılecek mıdır?
Sanmıyoruz.. Çunku o bılım adamımız, ulke ta-
nmının hemen her dalında uretemez duruma ge-
lındığının, ekonomık ve teknık boyunduruğa gınl-
diğının ayırdında değıl, ustelık ulke gerçeklennı
bilmez, ama bılım adamı etıketıyle oturumlarda
konuşurf
Hanı, GurteyAmenkalılarmı, yoksa Afrıkalılarmı
soylemıştı? Avrupalı mısyonerlerellennde Incıl'le
geldıler, topraklanmız onlara geçtı, Incıl bızde kal-
dıi
Ne dersınız. bız de bunu mu yaşayacağız şım-
dı?..
AB, çok gıizel olabılır, ne kı bizde üretım durdu-
ruluyor, yok edılıyor, uluslararası buyuk sermaye-
ye, sanayıye kapılan ardına kadaraçın denıyor; fa-
kat gorunen tablo hıç de ıç açıcı değıl, yannlara
guvenle baktırmıyor.
Komşu ulke Yunanıstan'ın başpiskoposu, kılıse-
sınde Noel sonrası vaazında, globalleşmenın 'eko-
nomi ve teknik demek olduğunu', bunun da Hı-
nstıyan bır Avrupa Bırlığı doğuracağını', 'Avru-
pa'da Hınstıyanlığın egemen kılınacağını' soyle-
dığıne, bu satırlann yazannın gozlen ve kulaklan
TV'den (29 Aralık 2000) tanıktır.
Vaktıyle Yunan Başbakanı Andreas Papandreu,
NATO uyesı Yunanıstan'ın tum lımanlannı, tersa-
nelennı Rus donanmasına açtığında hayret etmış-
tık. NATO uyesı bır devlet bunu nasıl yapar dıye...
Onlar NATO'nun ışlevını brtırdığını o tanhte goımüş-
ler, Sovyetler'e yakınlık gostererek ekonomılenni
ve sıyasetlennı canlandırmak ıstemışlerdı.
Bızım sıyasılenmız uyanamadılar.
NATO şımdı çokuntu ıçınde. AB, kuracağı ordu-
nun karar mekanızmasınaTurkıye'yı almak ıstemı-
yor. Bızse, tam değıl, yan uyanık, gözlenmızı ovuş-
tura ovuştura dırenryoruz!
Ulke yonetmenın çok uzun göruşlu olmayı ge-
rektırdığını bılmedık, bılemıyoruz. Oysa NATO'nun
ve Avrupa'nın alacağı şeklı gorup de ulkesını ye-
nı koşullara alıştırmaya başlatan Andreas Papand-
reu'nun kemıklen bıle enmıştır!
Ulusalcılık anlayışımız hasta, dış polıtıka nafile...
Pekı, halkımıza doğru haber, akılcı ve çağdaş bır
yorum vermekle yukumlü olması gereken basını-
mız ne âlemde? Renk renk boyalar ıçınde kaybol-
makta' Bır çoksatışlı gazeteye yon veren bır sutun
sahıbını ornek olarak alalım. Anlı şanlı bır Italyan
aktorunun ardından yazdığı -hem de anısal (!), çün-
ku o aktorun hayranıymış- yazıda, bır değıl, tam
yedı kez adamcağızı -Vittono dryecek yerde, Vrt-
tona dıyerek- kadın yapmış, aynı yazıda adı geçen
bır aktrısı de bır kez erkeğe donuşturmuştu. Bu-
gunlerde de Özal'ı reformıst yapıyor, ozelleştır-
melerde ulusal çıkarlann gozetılmesı, varlıklann
yok pahasına satılmaması ıçın çırpınanlan eleştı-
nyor, karşıdevrım mı, dıyerek soruyor.
Cesaret edebılse yurdumuz variıklannı koruma-
ya çalışanlan vatan haınlığıyle suçlayacak belkı
de... Boynunda mangalla gezenler, ınsanımıza kül
yutturmaya kalkmasalar ban!
CHP'de Olanlar, Halkın CHP'den Bekledikleri
AV. Dr. Metin ŞEKERCİOGLU Emekh Damştay Üyesi ,
C
HP'de sulann durulma- dıye söylenıp durmuştur. Inönü, çok
4»ğını, tartışmalann su- partılı rejımı gerçekleştırerek mu-
rüp gıttığını üzüntü ıle
ızlıyoruz. Gazetelerde
her gün CHP hakkmda
haberler, yorumlar çıkıyor. Partıde
etkın hızmet yapan bazı üyeler; yö-
netıme taraftar ve küskün olanlann
eteştın ve düşünceleri de sık sık ya-
yımlaruyor.
Ülkemız ıçın kuruluşun ve kurtu-
luşun partısı olan bu partınuı eskı bır
üst kurul üyesıyım. Sevdığı meslek
yasamında çok çalışıp amacına ça-
buk kavuşarak emeklı olan ve sade-
ce ülkesının yararlan ıçın sıyasetle
ılgüenen bırhukukçu olarak CHP'mn
eskı günlerdekı durumuna gelmesi-
nı ıstıyor, ne yapılması gerektığı ko-
nusunda düşüncelenmı anlatmayı
yararh göruyorum. Sorunun yanıtı
ıçın CHP'nın son 50 yıllık ışlevıne,
mısyonuna, ülkemizın şımdı bulun-
duğu duruma göz atalım.
Rahmetlı Ismet Inönü'nün, tek
partılı cumhunyette, ulusal şeflıkten
demokrası kurmaktakı kararhhğa
gırmesınin nedeninı Sayın Erdal
Inönü'nün anılannı okuyunca daha
ıyı anladık Onun uğraşı, cumhun-
yet ılkelenne bağlı, TBMM'de özel-
lıkle dürüstlüğü sağlamaya yönelık-
tır. Cumhunyet ılkelenne bağlı kar-
şı görüşlenn, yanı başka partılenn de
olması ve TBMM'de karşı görüşlü-
lenn denetunını sağlamak suretıyle
demokrasının kusursuz ışlemesi, îs-
met Paşa'nın tutkusu olmuştur Çün-
ku Falih Rrfkı Atay'ın Çankaya'sın-
da yazıldığına göre. Ismet Paşa, baş-
bakanlığı sırasında arsa tıcaretı vb.
ışlerle vurgun yapmaya kalkışanla-
ra karşı uğraşmış, kulıslerde "Dev-
Jeti bu adamlara soydurmavacağınr
radına erdı. Yapılan ıkıncı genel se-
çımde de muhalefete düştû ve dürüst
ıktıdar ıçın uğraştığı gıbı, durüst mu-
halefet örneğnu de verdı.
Bu muhalefetı sırasında bız, ya-
sama meclısının çıft meclıslı olma-
sı, laık devlet dûzenı, yargı bağım-
sızlığı ve anayasa ıçın ayn mahke-
me gereklılığını, ünıversıte bağım-
sızlığı, bağımsız basın ve güvence-
lı radyo gıbı demokrası unsurlannı
CHP'den öğrendık
Öğretılenler 27 Mayıs Anayasası
ıle gerçek oldu. Yanı, Ismet Inönü ve
CHP, bızım kuşaklann demokrası
öğretmenlendır.
Çok şey öğrenmıştık. Sadece sol
konusunda bılgımız az ıdı. Zaman-
la bu gereksınım de kendmı göster-
dı. Inönü "ortanın solu" dedı. Ece-
vıt solun bayrağını daha ılenye gö-
türdü. Solcularrmız çoğaldı. O ka-
dar çoğaldı kı, kimin ne dedığı bel-
h olmadı. Darbelerden ve Özal'dan
sonra CHP'nın (SHP) emekten ya-
na solu büyük kıtlelere göturen par-
tı olması sürdü. CHP, koalısyon hıi-
kümetlennde söz sababı oldu. Büyük
beledıyelenn başkanlıklannı kazan-
dı. Savaşlarda "ateşiveihanetigören''
halkımız, bu kez solcu geçınıp yol-
suzluk yapan lıboşlan gördu. Yetme-
dı, dındar geçınenler soydu Bozuk
düzenın karmaşası ıçınde bugün gel-
dığımız noktada sadece sol değerler
değıl, demokratık tüm değerler yoz-
laştınldı. Dünun emek savunucusu
CHP kahramanı, bugün yolsuzlu-
ğun üzenne gıden savcılara çıkışan
bır başbakan oldu. Halkınuz sağı,
solu ıyı anladı... Bunca deneyımden
sonra halkımızın beklentılen netleş-
tı. Şimdı CHP'den beklenen solcu-
luk; emeğın hakkuıı vermek, vur-
guna meydan vermemek, yanı dü-
rüstlüğü ve hukuku savunmaktır Sı-
yası ısteklen de çok yalındır. Laık
cumhunyet devnmıne sahıp çıkıp
ulusal bütünlüğü koruyarak ınsan
haklanna saygılı, egemen devletın
anayasa düzenını sağlamaktır. Es-
kıye dönüp bunlan yapmak kolay
ıken "başkalan yapıp iktidar oldu,
biz de yapahm" dıye arayışlara gır-
mek, hele hele sağcı basından met-
hıye almak, Atatürkçülüğü ıkıncı
plana ıterek laıklığe tıtreyen asken
eleştınp şeyhlerden, hocalardan me-
det ummak, CHP'ye oy verenlen de
kaçmr.
Oysa şımdıye kadar sağa oy venp
PKK'nın bölücü kalkışması ve terö-
rünü, Hızbullah'ın acunasız katlıamı-
nı yaşayan, en önemlısı emperyalız-
mnı oyunu ıle etnık ıç savaşa gıren
uluslannacıkh durumlannı televızyon-
larda ızleyen halkımıza, ılkelennı
unutmayan CHP'nın değennı anlat-
mak çok kolaylaşmıştır. Yapılacak
olanlann yalın ve net olmasına kar-
şın, şımdılerde partı ıçı ıktıdar sava-
şunına hız venlerek partı tüzuğünde-
kı yazılımlann askı ışlemını bayrama
denk düşürmek gıbı kurnazlıklar yet-
mezmış gıbı, başka bır yetkının ko-
tüye kullanılmaya başlandığı söyle-
nıyor
Şöyle kı, partı rüzüğüne göre bır
kımsenın partıye asıl üye olabılme-
sı ıçın, yazıhmdan sonra askıya çık-
ması, altı aylık sürenm dolması ve
hatta partı ıçı eğıtım programından
geçmesı gerekır. Delege seçımınde
oy kullanmak ıçın asıl üye olmak
zorunludur Tüzüğün 14.maddesın-
de asıl uyelık ıçın "Aday üyeBği ba-
şan îk sona enÛrerekasıl üyeüğe gc-
çişineflçenıedislerince karar verflen-
ler— Genel merkez üye yazun büro-
sunca parti üye genel kütüğüne ya-
züır" denılmektedır.
Boylece partı ılkelennuı tüm üye-
lere oğretılmesı ve naylon üye denı-
len sahte kayıtlara olanak venlme-
mesı ongonilmuştür Kayıtlar mun-
tazamdeğıldı Sayın Altan Oymen,
eskı yazunlan sıfırlayıp yenılemek
suretıyle kayıtlann durüst tutulma-
sı konusuna önem vermıştı. Buna
karşı çıkıp naylon üye yazan yerel
yönetıme dısıphn cezası vermesı
ıçın partı üst kurullanndan karar ıs-
temış, kışısel hesaplannı ön planda
tutanlar olaya sahıp çıkmayarak ışın
olağanustü kurultaya gıtmesme ne-
den olmuşlardı. Kurultayda (Sayın
İlhan Selçuk'un deyımıyle) satranç
yenne pışpınk oynayanlann gafle-
tıyle kaybetmıştı.
Partı yönetımının başvurduklan
hukuk dışı yöntemın, tüzüğün 13.
maddesının uygulanması ıle gerçek-
leştınldığı soylenıyor. Bu madde,
askıya çıkmadan ve adaylık süresı-
ne bakılmadan asıl uye olmaya ola-
nak veren bır hükümdür Hükme gö-
re; başka partılerde TBMM üyelığı
veyapartı kademelennde görev yap-
mış ve yapmakta olanlar, yasal ne-
denlerle partıden aynlıp engel kalk-
tığı ıçın partıye üye olmak ısteyen-
ler, (örneğın memunyete gırmek ıçın
aynlıp, görevı bırakıp gelenler gıbı)
yasal engelı nedenıyle partıye gıre-
memış olanlann, partıye yarar açı-
sından uygun gorülenlenn ve genel
başkanca onenlen kışılenn, merkez
yönetım kurulunca doğrudan üye
yazılmasına olanak venlıyor. (Söy-
lendığıne göre şımdı sadece Istan-
bul'da 13 maddeye göre 7000 üye-
lık fışı gundeme konuhnuş )
Partı yaran ve bazı zorunlu ne-
denlerle partıye uye olamamış kışı-
lenn partıye kazandınlması ıçın tü-
züğe konulan bu hukme dayanıp ge-
nel başkanın önensı ıle çalakalem üye
yazımı yapılıyorsa gelecek kurul-
tayda yönetımı bırakmamak ıçın gö-
revın İcotüye kullanıldığı açıkça bel-
hdır Bu hukuk dışı ışlemler, CHP'yı
dürüstlenn partısı olarak görüp o>
vermek ısteyenlen caydırabılır. Da-
hası, çalışan partılılen başka arayış-
lara ıtmektedrr
CHP'nın halkın özlemlennı karşı-
laması ıçın yapılması gereken, par-
tı ıçı hukuka saygı göstenp yetkıle-
nn hukuka uygun olarak dürüstçe
kullanılmasıdır Naylon üye yazımı
yapan yerel yönetırnlere ceza yolu-
nu Baykal da seçmelı, bununla da
kalmayıp CHP 'nın halen yönetnğı be-
ledıyelerdekı ış ve ışlemlenyle, ıkti-
dara geldığınde yolsuzluklara karşı
savaşım verecek büyük bır partı ol-
duğunu somut olarak gostermelıdır.
Partı ıçı egemenlık uğruna yanlışla-
n görmezlığe gelıp dürüstlüğü söz-
lerde bırakmakla bır yere vanlmaz.
Yolunu bulup medya patronlannuı
gücü, Menderes'ın oğîu, ANAP'ın
küskünlen ıle yaymlarda göriinmek,
geçıcı dopıng bıle olamaz...
Sonuç
Ülkemız ınsanı çok yalan duıledi,
bırçoğunu denedı CHP eskı konu-
muna gelse halkımız "En iyi siyasal
partiimiş,krvTn^iniveni anladık'' dı-
yecek duruma geldı Bu sırada
CHP'yı yönetenlenn ıse hukuka ay-
kın yollar. başka soylemler, şeyhler,
hocalar aramak yenne; durust, ınsan
haklanna saygılı, laık ve ülke bü-
rünlüğünden yana, hak ve hukuk ıçın
uğraşan ve vurgunculuğu dışlaya-
rak değer hukmünu emeğe göre ve-
ren, durustlenn partısı olduğunu so-
mut eylem ve söylemlenyle göster-
mesı zorunludur.
İyi ki Yargı Konuştu...
E l t a n U R U N G A ADD Üyesı, Emeklı Asken Yar&ç
A
talanmız, bır anlık öfkeye kapı-
lıp kötü söz söylemektense sus-
mak daha ıyıdır anlamrnda, "Söz
gümüşse sûkût ahuıdır" demış.
Ancak, bız bu sozun yorumunda
da aynen güzel dınımızı 'Tann sevgisi' yenne,
'Tann korkusu' temelıne oturtan dın uleması
geçınen kımı aymazlann etkısınden kendımızı
kurtaramamış olacağız kı, konuşmaktan da Tan-
n'dan korkar gıbı korkar olmuşuz.
Oysa, ne konuşmaktan ne de Tann 'dan kork-
mamızı gerektırecek bır neden varortada .Ne
var ki, Islamıyetın Anadolu'ya yayılmasından
sonra bağnaz dın adamlannın çarpık yorumla-
n sonucu korku kültürü ıçınde yaşayan ya da
yaşatılan Türk toplumunun bu gerçeğı görebıl-
mesı ıçın yüzyıllann geçmesı gerekmıştır.
Yenı bır bınyıla/mılenyuma gırdığımız şu
günlerde, kımı toplumbıluncılenmız ve Sayın
VaşarNuri öztfirk ve Muhammet Dafi gıbı ay-
dın dın adamlanmız ortaya çıkmasaydı, kım bı-
lırbelkı de daha yüzyıllarca korku kültürü ıçuı-
de çırpınıp duracak, ulke sorunlanna konuşa ko-
nuşa umar bulunacağının ve korktuğumuz ıçın
değıl, sevdığımız ıçın Tann'ya ıtaat etmemız ge-
rektığırun aynmına bıle varmadan göçüp gıde-
cektık bu dunyadan'.. Neyse kı, yaşadığımız sı-
yasal ve toplumsal olaylar bızı "Akhn yotu tek-
tir" söylemındekı o tek yolun başına getırdı de,
önce ülkemizın en seçkın ve güvenılır kurumu
olan Sılahlı Kuvvetlenmızın 28 Şubat 1997 ta-
nhuıde, şımdı de yargı erkının en üstünde bu-
lunan yüksek Anayasa Mahkememızin 22 Ocak
2001 tanhınde -çoğulcu ve katılımcı demokra-
sının bır gereğı olarak- kamuoyuna yaptıklan
açıklamalardan sonra, görüldü kı ülke çıkarla-
n bır zarara uğramadığı gıbı kıyamet de kop-
muyor.
Hep bılıyoruz kı, bır ülkede bılgı bınkımıne
sahıp, düşünme yetisinı kazanmış ınsanlar, ül-
ke sorunlan konusunda konuşmak yasaklanıp
yaptuım altına alınmış olursa, o ülkenın çağ-
daş demokratık ulkeler arasında saygın bır ye-
re ulaşması, uısanlannın kolehkten kurtulup
özgür ve uygar bıreyler olarak yaşamlannı sür-
dünnelen mümkün değıldır O zaman, şu ya da
bu kurumda görev yapan aydınlanmızm salt
kamu görevı yaptıklan ıçın ülke sorunlanna
ılışkın düşüncelennı açıklamalan, başka bır de-
yişle konuşmalan yasaklanırsa, bunun doğru ve
yerinde bır yaklaşım olduğu söylenebıhr mı?
Söylenemez. çunku ulkenın öğretmenı, dok-
toru, mühendısı, yargıcı, subayı konuşmazsa
kım konuşacak? Kışısel ya da siyasal çıkar pe-
şınde koşan şarlatanlar mı, kara yobaz çetelen
mı, bölücü haınler mı.. kım konuşacak bu ül-
kede? Ne yazık kı, bugüne değın daha çok et-
nık ve dınsel bölücü talomı ıle bılen bılmeyen
herkestn medyayı da kullanarak ozgürce konu-
şup, sözlennın bılımsel gerçeklermış gıbı ka-
muoyuna yutturulmaya çalışıldığına yıllarca ta-
nık olduktan sonra, şımdı de akla ve bılıme ay-
krn düşen savlannın kımı kesımlerce sözde uı-
san haklan ve demokrası aduıa desteklenıp al-
kışlandığı esefve ıbretle ızJenmektedır. Hem de
bütün bır ulusun gözü önünde .
Tam da bu sırada, yüksek Anayasa Mahke-
mesı Başkanı'nın belkı de tanhınde ılk kez ka-
muoyuna yaptığı açıklama bıze çocuğumuzun
konuşmaya başladığı ılk günün coşku ve sevın-
cını yaşatırken, siyasal erkı ellennde tutanlann
bır kesımıyle kımı basın organlannın artık ka-
nıksadığımız tepkısınden kurtulamamıştır. Da-
ha önce de ışıttığunız hep aynı teraneler' "Hû-
kümete Ültimatom", "Darbe Giri^mi", "Post-
modern Muhüra" başlığı altında venlen haber
ve yorumlarla, safsatadan öte bır değer taşıma-
dıklan ıçın burada değınmeye gerek görmedı-
ğimız daha nelerneler!.. Oysa, söz konusu açık-
lama aynen TCY'nnı 312 maddesının değışh-
nlmesını sağlayabılmek ıçın ortaya atılan, an-
cak çözümü bır başka bahara kalan 5+5 formü-
lünde olduğu gıbı, bu kez kapatma davası açı-
lan bır siyasal partıyı kapatılmaktan kurtarmak
amacıyla, yürütrne erkının hazırladığı bır senar-
yo sonucu partı kapatmayı zorlaştıran Anaya-
sa Değışıklığı Paketı'nın yuce Meclıs'ten geç-
mesını sağlamak suretıyle, yasama erkınuı ul-
kenın temel düzenını korumakla görev lı yük-
sek Anayasa Mahkemesı'nı etkısız duruma ge-
Drmek, daha açık bır deyışle yasamanın yargı-
yı baskı altına almak gınşımının yanlışlığını
ortaya koymak düşüncesıyle yapılan zorunlu bır
uyandan ıbarettır ve demokrasıye de kuvvetler
aynlığı ılkesıne de aykın bır yönu yoktur.
Her ne kadar, Türk ulusu adına yargılama ya-
pıp karar vermek gıbı dığer kamu görevhlen-
ne göre üstün bır yetkıye sahıp bulunan yargıç-
lann, önlenne gelen davalarda kararlanyla ko-
nuşmalan gerektığı savı doğru olsa da bu on-
lann göruş ve duşüncelennı açıklama hak ve öz-
gürlüğünden yoksun olduklan anlamına gel-
mez. Tam aksıne, ülke sorunlanna ve kamu yö-
netımıne ılışkın konularda yetkın ve bılgılı ol-
duklan ıçın herkesten çok konuşma hakkına
sahıp bulunduklan gıbı, basıretlı yönetıcılenn
de alınganlık göstenp eleştırerek susturmak ye-
nne, uygar ve demokratık toplumlarda olduğu
gıbı, söylenenlere kulak venp uyanlan özenle
değerlendırmelen gerekır.
Kaldı kı, ülke sorunlan konusunda konuş-
mak yargıçlar ıçm doğal bu" hak olduğu kadar,
demokratık devlet yapısının temelı olan ve TC
Anayasası'nın başlangıç bölümünde de yer alan
'Knvveöer Aynhğı' ılkesuıın, "Devlet organla-
n (Yasama, Yüriitme ve Yargı) arasında üstün-
lüksıralaması anlamına geime>ip, bdli deslet vet-
Id ve görevlerinin kullanümasından ibaret ve
bununla smırü medeni bir işbölümü ve işbirüği
olduğu ve üstünlüğün ancak ana>-asa ve kanun-
larda bulunduğu" şeklındeki anlatımı karşısm-
da, kendılennden beklenen bır görevdır de .
Ancak, yargıçlan, amınnın buyruğu doğrul-
tusunda görev yapmaya memur bır kışı gıbı gö-
ren zıhnıyetın egemen olduğu toplumlarda, yar-
gısal kavram ve kurallann >erlı yennde kulla-
ndmasının ne kadar zor olduğunu bıldığımız ıçın,
sözü dahaçok uzatmadan yüksek Anayasa Mah-
kemesı Başkanı'nın kamuoyuna yaptığı açık-
lamayla konuşmaya başlamasının, ülkemizın
geleceğı açısından son derecede yararh olaca-
ğına ınandığunız ıçın yen geldığınde -kı bunu
en ıyı şekılde kendılen takdır edecektır- hıç du-
raksamadan konuşmalannı dılerken, her yıl
ocak ayının 22 gününun de ulke çapında 'Ko-
nuşma Günü' olarak ılan edılıp, çeşıtlı etkın-
lıklerle kutlanmasını önenyoruz Kutlansın kı,
yüksek mahkemenın eskı başkanı Sayın Yekta
GüngörÖzden'ı başkanlığı sırasında -ne konuş-
tuğuna bakmadan- eleştırenler de, bugün gerek-
seme duyup uygulamaya geçtıklen konuşma
ısteklennı doya doya gıderebılsınler'
Sonuç: Ne mutlu bıze kı, artık yen geldığın-
de hıç duraksamadan konuşan Sılahlı Kuvvet-
lenmızden sonra, şımdı de konuşmaya yenı
başlayan bu- Anayasa Mahkememız, duyarlı ve
dmamık anayasal kurumlanmız var
1
Bır de, ko-
nuşandan çok konuşulan, bakıp ders almasını
bılen bır yüriitme erkımız olsaydı eğer; ne
AB'nın nazı ne de ABD'nın kazı, hepsı vız ge-
lırdı bıze1
Işte o zaman, "Bağunsızhk >ıe özgüriük benim
karakterimdir", "Insanlann düşünce ve irade-
sinehükmedemezsiniz'' dıyen yuce Atatürk'un
dmamık ereğı olan, "Türk ulusunu çağdaş uy-
garlık düzevinin üstüne çıkarmak" ulkusunün
onundekı en büyük engel aşılmış olacaktu- bel-
kı de Tann aşkına, bırakın artık şu bağnazlı-
ğı da özgürce konuşmaktan korkmasın kımse;
doğsun ufuktan bır güneş gıbı, konuşan Türkıye
1
BUOAPESTEde
V A V O L L A R I ıle
BLDAPEŞTE-PRAE
OPERA ${
KONSER
BALE
+> -
V
• * • * 695*
Bunca Olumsuzluğa Karşın Suskunluk...
BUDAPEŞTE • 3
£h * 495s
BUDAPE5TE-VtYAMA-PRA6
YUI\IA1\IݧTAI\İ
ACHEM5EE
ISTANBUL Tel: «212
-17.—»çıfc.
NOVITAS Turiznı
Kurban Bayramı Kültiir Turu
YUNANİSTAN
2-10 Mart
Yunanıttan'ın sadece uzo \e sırtakı demek olmadılım, bahar
ru:t>aılannın uğultusunda zeMin ağaçlannın bekçılık ettığı
gızemlı antık kenllerde uygarlığm yeşerdiğını, Epıdauros'ta
tıbbm Delfı'de kehanel sanaıınm tonıtmlanmn atıldığını
muhakkak kı bılnoıdunuz Ancak bunlan Pelepones ve Teselya'mn
bahaıa duıduğu gunleıde, konusunda uzman Türk ve Yunan
rehherler eshğınde, yenıden yaşayarak duyumsamak
ısıemez mısınız'' Yunanıstan ı bılgı ve kalıteyle yasayın
Bu konuda bıze çı/ı cnebılıı sınız
Not: Vizeler için lutfen acele ediniz
Tel: (0212) 251 28 08 - 09 E-mail: novîtas@superonlıne com
SATILIK BMW
Sahıbınden satılık 1995 model 318Î lacivert,
fullaksesuar BMW, yeni 4jant ve lastik,
oto alarm, temiz 32.000.DM
0532 3110111
Durmuş İLİKSİZ
Ş
u an saat 00.50 ve gun-
lerden 12.12.2000 Salı
ve günün ilk saatlen. Şu
ana kadar yaşanılan olay-
lara karşı gözlemlenn yo-
rumudur. 10 Aralık Pazar günü
afiş yapıştıran bır vatandaş öldü-
rüldü ve 1 yaralı; 11 Aralık Pa-
zartesı polıs otosunun taranması
sonucu 2 ölü ve yamlmıyorsam
6 yaralı. Ölüm orucunun 54. gü-
nü ve daha nskli günlere doğru
bekleyış. Sabır ve umutla beklı-
yoruz. Neyi?
Demokrâsiyi, insanca yaşama-
yı... Geçmiş günlen gözden ge-
çırecek olursak demokrasi ve in-
sanca yasama umutlanna karşı
devletin aldığı tavırlan görebilir-
srniz.
En basit hak arama yürüyüşle-
nnde "Bu maaşla geçinemryonız''
seslenne karşı devletın yanıtı cop,
baskı ve gözalü oldu. Milletvekd-
lennd^t} bıle nasibmı alanlar ol-
du, hatırlarsanız.. Ünıversıteler-
de, özerk demokratık ünıversite,
parasız eğitim, eğıtım güvence-
sı, eğıtunde eşıtlık isteklennın
yanıtı ne oldu9
Daha çok baskı,
cop, tutuklama, gözaltı... Insan-
lar ış, ekmek, özgürlük ısterken
yanıt ne oldu? 60 yaşına kadar
çaüş, mezarda emeklı ol. Memur-
lara ve işçilere sendıkal hak ara-
yışlannda sonuç bellı zaten. Ama
büyük devlet büyüklen kıyak
emeklılik ve Mechs'e gırer gu--
mez maaşlanna zam yapmayı bır
görev büdiler.
Ne kadar halkını seven rrullet-
vekillerimiz vanruş. Türkiye sı-
zınle gurur duyuyordur umanm,
bu çabalannız karşısında!.. Bun-
lar sadece sosyal hayattan birkaç
ömekti. Manısalı gençlenn iş-
kenceye maruz kalıp yıllarca yar-
gılanmalanmn sonuçlandınhna-
ması tam bır demokrasi ve ada-
let katli olarak algılandı. Metin
Göktepe'nın banktan düşüp öl-
mesı!.. înandmız değıl mı? Polı-
simiz halkı savunuyor değıl mı?
Yargılamanm yıllarca sürmesı...
Sıvas olaylarmda 37 kışının ya-
kılması ve sanıklan, RP'nın 2.
adamı avukat 'nın (ısmını ha-
trrlayamadun) bir Refah Partılı
olarak 20. yy'ın bıtışınde böyle
bır yüz karası olayı savunması.
Davanın yülarca sürmesı... Dev-
letm ne kadar laık, eşıt ve adalet-
lı olduğunu göstermedı mı? Bı-
znrı devlet, halkını yakarak sevı-
yor galıba.
Bu da dünyada bır tek bızde
görülebilecek bır demokrası an-
layışı. O günün ıktıdanrun yüz
karası değerlendırmesı...
Örnekler o kadar çok ki ınsan
saymaklabıtıremıyor. Susurluk'u,
çetelen, mafya hesaplaşmalan-
m, çetelenn cezacvınde müdürü,
odasında bıle ınsan öldürebıle-
cek güçte sindirmelerini ve siya-
sal destekli eylemlen saymadık...
MehmetAğar ve Susurluk'u say-
maktan nefret edıyorum artık. Ta-
biı kı saymak zorunda bırakanlar-
dan... Daha ne kadar gözümüzü
kapayacak, kulaklanmızı tıkaya-
cak ve daha ne kadar dılsiz ola-
cağız? Kör, sağır ve dilsız yaşa-
mayı sürdürdükçe halkımız, bu
pisliklenn, haksızlıklann sonu
gelmeyecektır.
SPECinC PROCUREMENT NOTICE
REPUBLIC OF TURKEY
Invitation for Bids
CESME-ALACATI VATER SUPPLY AND SEWERAGE PROJECT
Wastc»'ater Networi for Cesme Center, TM2-TM6 Transfer Pıpelıne and TM2 Pump Statıon
LoanNo 431UU
Contract No B2
1- Thıs ımntatıon for bıds follows the general procurement notıce for thıs prp/ect that appeared in DeveiopmeDt Busıness
No M7ofAugust31,1999
2 The Ce^me Alacatı Envıronmenal Protectıon, Consmıctıon and Operatıon of Infrastnıcture Facılıtıes Unıon (CARL-
BIR) has receıved a loan fram the Intematıonal Bank for Reconsmıcüon and De\elopment (IBRD)(o»ard the cost of
the Cesme AJacaD Water Supply and Sevverage Project' and Intends to applv part of the proceeds of thıs loan to elı-
gıble pavments under Contract No B2 Waste»aıer Net*ork for Cesme Center, TM2 - TM6 Transfer Pıpelıne and
TM2 Pump Staıton
3- Cesme Alacatı Lnıon no« umtes sealed bıds from ehgıble hdders for construcnon of se»erage network for Cesme
Center (about 32km of 0200-GSOOmm se»er ptpes) TM2-TM6 transfer prpelıne (about 7km of 0350 - 0800mm) and
suppK and uıstallanon of mechanıcal and electncal equıpment for TM2 pump statıon (two effluent pumps, t»o sump
pumps one sand pump. s»itchgear rooms. one transformeT, one dıesel generator \al\es s*rtchgear transformer and
generator buıldmgs etc | The constructıon penod ts sutteen months Interested elıgıble bıdders may bıd dependıng on
theır qualıficatıons to mest the post-qualıficatıon cntena as defined ın the bıddıng documents
4- Bıddıng wıll be conducted through the ıntematıonal compeonve bıddıng procedures specıfied m the W orld Bank s Gu-
ıdelınes Procurement under 1BRD Loans and IDA Credıts, Januarv 1995 (Revısed Januarv and August 19%, Septem-
ber 1997 and Januarv 1999), and ıs open to all bıdders from elıgıble sourca counmes as defined ın the gudelmes.
5- Interested elıgıble bıdders mav obtaın fuftheı ınformatıon from and ınspect the bıddıng documents at the Cesme-Alacatı
Unıon at the address belo» from 8 30 -17 30 local tıme A complete set of bıddıng documents uı Englısh may be purc-
hased b> ınterested bıdders on the submıssıon of a wntteo applıcatıon to tbe address belou and upon payment of a non-
refundable fee of USD300 or ın TRU10 000 000 Inlerested bıdders shaJI deposıt aforementıoned nonrefundable fee to
the Cesme-Alacatı Unıon s account at T C Emlak Bank Cesme Branch, Account No 00210 875 for payment uı USS or
Account No 200 01' for payment ın TL The document wıll be sent b> couner ıf requested b\ a letter anclosıng the
payment order for the documents
b- Bıds must be delıvered to the address below at or before 14 00 bours (local tıme), on March 23,2001 All bıds must be
accompanıed b\ a bıd secunfv of not less than 3
v
o of the bıd pnce ın the currency of the bıd Late bıds wıll be rejected
Bıds ftill be opened ın the presence of bıdders representarjves »ho choose to attend at the address belo» at 14 00 bours
on March 23,2001
Cesme - Alacatı I n i o n (CALBIR)
Oıca mah. 7 1 8 sk. N o . 5
3 5 3 9 0 Çeşme, Izmir. Turkey
Tel: + 9 0 2 3 2 7 2 3 1 7 3 3
Basın 7482 Fax: +90 2 3 2 7 2 3 1 7 2 3