23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•8 KASIM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 MUetveaeM300'e tBpki gostermtş.. kMtMrt çokyüzvaH BeMrontk posta danasomecwıwuriyetcom.tr - Hazine borç çevirme operasyonu yapmış... "Cevir kazı vanmasın!" Namaz Izmir'den ziraat yüksek mühendisj Fahrettin Kabukçu: Karadeniz'in bir köyünde günde üç vakit namaz kılınıyormuş... Köylüler, hasat zamanı çok çalışıp yoruldukları için namazın iki vakte indirilip indirilemeyeceğini tartışmaya başlamışlar... Sonunda, aralarından bir heyet seçip ilçeye müftüye göndermişler... Müftü heyeti dinledikten sonra "Siz ne diyorsunuz" drye gürlemiş ve beş vakit namaz kılmazlarsa günaha gireceklerini bildirmiş... Heyet, boynu büyük köyün yolunu tutmuş... Köylüler daha çok üretmek için günde iki vakit namazın kabul olacağı düşüncesiyle davul-zurna ve kemençe eşliğinde heyetin yolunu gözlüyormuş... Heyet geldiğinde "Ne oldu; indirdiniz mi" drye sormuşlar... Heyetten biri: "Biz tamamen indirdik; müftüyie de iki bindirdik!" azı Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fa- kültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mus- tafa Altıntaş'ın ekonomiden sorumlu Dev- let Bakanı olarak Türkiye'ye getirilen Ke- ma| Derviş'e mektubudur: "Üç gün mü desem, üç ay mı desem, üç yıl mı de- sem, diye durmaksızın ertelediğiniz 'kurtuluş gü- nü'nün yabancı reçetelerle, yabancı kadrolarla artık gelmeyeceğini hertes kavradı. Amacım, politik ge- leceğiniz ve niyetleriniz konusunda kestirimlerde bu- lunmak değil, üç günlük gazete haberlerinden bir seçme sunmaktır. Birinci örnek; 3 Kasım 2001 'de Hürriyet gazetesin- deki manşet haberde, zor duruma düşerek TSMF'ye aktarılan Interbank Genel Müdürlüğü'ne getirdiğiniz Kadir Günay'ın, kendisine Bebek'te aylığı 2 bin 500 dolardan lüks bir daireyi lojman olarak tutmasıdır. Ikinci örnek; 4 Kasım 2001 'de Hürriyet gazetesin- de 'Beş Yıldızlı Müfettişler' başlığı ileyayımlanan ha- Havale berde, güç durumda olduğu yinelenen ve ortadan kaldırılması için fetvalar verilen Ziraat Bankası mü- fettişlerinden beşinin, 3 Temmuz 2001 'den bu yana, normalinde en fazla üç hafta bitebilecek bir iş için yurtdışında dört aydır, eşleriyle birlikte lüks bir otele yerieşerek denetim yaptıklan, teftişin maliyetinin şim- diden 145 milyar lirayı geçtiğidir. Üçüncü örnek; 5 Kasım 2001 tarihli Cumhuriyet ga- zetesinde Mustafa Balbay'ın köşesinde 'Halk- bank'ın Tahsilat Kârı ve Per'soneli' başlıklı yazısında; denetiminiz ve kadronuz elinde kamu bankalarında oynanan 'muhasebe oyunlan'ndan söz edilerek, Yahya Murat Demirel'in şirketlerzincirinden birinin adı olan -ve isim benzerliği olması dileğinde bulunu- lan- Era Danışmanlık Şirketi'nden getirilen ve Halk Bankası Ankara Kurumsal Şube Müdürü olarak ata- nan Can Karaburçak'ın, aylık 4 milyar lira ücret ve yılda dört ikramiye ödenmesinin atama kararname- si ile kararlaştınldığı ve bunun tek örnek olmadığıdır. Sayın Bakan Derviş; bütün bunlarTürkiye'yi batak- tan çıkarmaya geldiği savlanan sizin sorumluluğunuz altındaki kamu kuruluşlarında gerçekleşmektedir. Kadronuz ve göreve getirdikleriniz tam bir 'Lale Dev- ri Alemleri' yaşamakta, 'üst kurul' adıyla anılan kimi kurum ve kurullarda göreve getirilenler de 'müstem- leke vekilleri' gibi yetkilerle astronomik maaşlara ko- nu kılınmaktadırlar. Bir yandan siyasal çıkardan, politik nüfuzdan ya- kınır görünürken öte yandan arka arkaya üç günde sıralanan olumsuzluklann ve usulsüzlüklerin baş so- rumlusu konumunda bulunmaktasınız. Sizi Tann'ya değil ama IMF'ye ve Dünya Bankası'na havale etmekten başka, şu sıralar elimden bir şey gel- miyor." SESSİZSEDASIZ(I) NURÎKURTCEBE Katma değer vergisi indirilirken Halk, parasızlıktan karnını doyura- mıyor... Ulkeyi yönetenler halka et ye- rine yumurta, muz yerine elma yeme- sini öneriyor... Pazarda dolaşırken ek- rana çıkan bir kadın, aşeren gelinine değil et, yumurta bile alamadığını an- latıyor... Vatandaş, parasızlıktan ayakkabı alamadığı için çocuğunu okula gönde- remiyor... Insanların ne üstünde kalmış, ne ba- şında... Işsizlik diz boyu... Ekmek, enflasyon canavarının ağ- zında. Ekonomiyi biraz olsun toparla- mak, vatandaşa biraz olsun soluk aldırmak için katma değer vergisi oranlarının düşürülmesi gündeme ge- liyor... Katma değer vergisi beyaz eşyada, elektrikli ev aletlerinde, otomobilde düşürülüyor... Buzdolabı, çamaşır makinesi, bula- şık makinesi, fınn, saç kurutma maki- nesi, tost makinesi, meyve suyu sıkı- cısı, sebze kanştıncısı, su ısıtıcısı, ha- valandırma makinesi, televizyon; oto- mobil; seç beğen al... Insaf ki insaf... Halk aç... Halkçulsuz... Hükümet yiyecek ve giyecekte kat- ma değer vergisini yüzde 1 oranında biledüşürmüyor... Sanki, ekmek bulamayanlar pas- ta yesin isteniyor! Hükümet katma değer vergisi in- diriminde beyaz eşya ve otomobili seçerek, kimden yana olduğunu, kimi kolladığını koç gibi ortaya koyuyor... Bu ne iştir ki böylesi bir haksızlık kar- şısında Sakıp Sabancı nın bile sesi çıkmıyor. Korkuyorsunuz... HikmctUĞURLU Emekli tn%ilizce Öğretmeni Olmuyor. Bir türlü parçala- yıp bölemiyor, istediğiniz gibi yutamıyorsunuz bizi. Neler denemediniz neler: Sünni- Alevi ayrımcılığı yaratmaya ça- lıştınız, olmadı. Türk-Kürt düş- manlığını kotarmaya çabala- dınız, tutmadı. Ermeni diaspo- rasını kaşıyarak ASALA örgü- tünü kanlandırdınız, olmadı. Bir türlü tutmuyor maya. Eko- nomik ambargolar koyuyorsu- nuz, tüketim çılgınlığı aşılıyor- sunuz, Türk dilini bozmak için uğraşıyorsunuz. Demokrasi, insan hakları, çevrecilik, şu bu deyip boğazımıza sürekli ya- pıştırdığınız ellerinizi bir türlü çekmiyorsunuz. Neden? Ne- deni büyük korkunuz: Bölge- sinin en güçlü devleti oluverir, pek çok nüans değişiverir kor- kusu.. Evet... Siz korkuyorsunuz. Tarihimizden korkuyorsu- nuz. Hartilerden, Hititlerden, Urartulardan, Friglerden ve daha nicelerinden süzülüp ge- len ve sonra "Dört nala gelip uzak Asya 'dan I Bir kısrak ba- şı gibi Akdeniz'e uzanan I Bu memleket bizim" diyen oza- nımızın birleştirdiği ortak kül- tür tarihimizden korkuyorsu- nuz. Coğrafyamızdan korku- yorsunuz.. Atatürk'ten, Atatürkçülük- ten korkuyorsunuz... "Yurtta barış, cihanda ba- nş"sözünden korkuyorsunuz. Biz yurdumuzda banşı sağlı- yoruz: ama, siz cihanda banş istemiyorsunuz. Yakın tarih bi- lincinden yoksun, bir avuç bi- lisiz parlamenterinize "kınm"\ "soykınm" yaptırıyorsunuz. Dünyanın başka yerlerinde yaptığınız gibi içimizdeki ban- şı bozmak istiyorsunuz. Ama biz, Türk, Ermeni, Yahudi, Çe- çen, Çerkez, Tatar, Kürt, No- gay, Arnavut, Abaza ve daha onlarcası aramıza ayrımlar koymadan yaşamaya alıştık. Alt kimliklerimizle, birbirimize saygı duyarak yaşıyoruz. Üst kimliğimizde "Ne mutlu Tür- küm diye" sözü tümümüzü birleştiren kutsal bir potadır. Bunu silemez, kirtetemezsiniz. Siz, bu tümceden korkuyor- sunuz. Siz, zengin alt kültür mozaiğimizden korkuyorsu- nuz. Siz, inançzenginliğimizden, duygu zenginliğimizden, kül- tür zenginliğimizden korku- yorsunuz. Siz, yannın, kendinegüven- li, okumuş, bilinçlenmiş, ken- disini sömürtmeyen, dostunu düşmanını anlamış. ekonomik sorunlarını çözmüş, komşula- rı ile ilişkilerini düzene sok- muş, öz değerlerini çağdaş düzeye çıkarmış, aydınhk bir Türkiye'den korkuyorsunuz. Siz, yannlarımızdan korku- yorsunuz.. Siz, gençlerimizden, gençli- ğimizden korkuyorsunuz.. Aslında siz, kendi geleceği- nizden korkuyorsunuz!.. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(â turk.net ÇÎZGÎLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtHPOROY semihporoy(â yahoo. com SÖKESULHHUKUK MAHKEMESİıNDEN Esas No: 2000 982 Davacı Miişerref Yavuz vekili davalılar tsmet Kakça. Ahmet Genç. Hüseyın Işik vs. aleyhine Söke Cumhuriyet Mah. 437 ada 2) parsel sayılı taşınmazın ortakliğın giderilmesi isteği ile hâkimliğimi- ze dava açmış. yapılan açık yargılama sonunda 16.10.2001 gün ve 2000/982 Esas. 2001/869 sayılı kararla dava konusu taşınmazın ta- raflar arasında aynen taksim olanağı bulunmadığından herkes ara- sında açık arttırma usulüyle satılarak ortaklıgın satış yoluyla gideril- mesine. masraflar çıktıktan sonra kalan satış bedelinin taraflara tapu kaydmdaki hisselen oranında paylaştınlmasına karar verümiştir. Davalılardan Saıt oğlu Ahmet Genç'e duruşma günü ilanen yapıl- dığından, mahkeme karannın da ilanen tebliğine karar \erilmiştir. Işbu ilanın gazetede yayımlanmasmdan itibaren 15 gün sonra da- valı Ahmet Genç'e tebliğ edilmiş ve o tarihten 8 gün sonra da kesın- leşmiş sayılacağı karar tebliği yerine aeçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 25.10.2001. Basın: 65376 / ofiâ KEDİ LEVO APTÛUKA aptulikai'i studyoimge.com. BORNOVA İŞ MAHKEMESt 2000/432 Esas Davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Çimentaş iz- mir Çimento Fab. AŞ ve Kemal Gençer. Tevfik Karasakız aleyhlen- ne açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık duruşma- sında: Davalı Tevfik Karasakız adına çıkanlan tebligat bila tebliğ mah- kememize iade edildiğinden davalının tebligata yarar açık adresi tespit edüemediğinden. davalıya duruşma gününün ilanen tebligine karar verilmiş olmakla, Duruşma günü olan 6.12.2001 günü saat 09.45'te Bornova İş Mahkemesrnde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz. hazır bulunmadığınız. bir vekille de temsil ettırmediği- nız takdirde duruşmamn yokluğunuzda yapılıp karar \erileceği da- vetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 65374 TARİHTE BUGÜÎV MÜMAZARIKAN 8 Kasım Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke soaınlarına ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sıvil toplumlann gazetesı. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.511 08 75 İTTİUAT VE TERAKKI'NIN SONUL 1318'D£euGÜM, EhJUeH., T*LAT VE CEMAL PAŞALJlfZ, YUZDU TŞRKETTİ. r. OÛMYA SAVAÇt 'NOAM MÜTTEFİtZE&YC£ S/HU/CTB YeNİK ÇJKAH CSMAAJU OEVtETİ ÎSSUM OlMYOeOU. SAVAÇ eOYVMCA DEVLSTİN VÖNETÎMtMİ EU-E&NDE TUTAU İTTİHAT ve rseAKKi upeeiEei, 30 EICMJ 6ÜA/Ü İMZALANAH MONPBOS AU71AÇMASI N£OE- HİYLE, YAPILACAK S/jafEY KALMAP/Ğ/A// AÇIIC- Çfi SÖeMÛÇ7İİ. ONLA/Z fÇf/V SOUtJN BAÇLAU- GtCJYP/. TÛ/SJÖYE'PE KALMALA&I, İÇGAL KUV. {/ETLEIZİNCB E.LE &E0eJLMELEIZİNİ KOlAY- LAçr//s#cA£rr. s KASIM GECBSİ, siR. AL- MAA/ PeN/2AU~!S/YLA YulzrTAM AYKfLP/LAIS. oem< fcAoeRLeni, s/a&ıç YIL IÇİNÛE, MEJZ ÜÇÜ- NÜ P£ KUIZŞUNIARA (4EDEF yAfjgÇJMTf/ DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELt 'Aman Ecevit Gitsin!./ Son kampanyanın düğmesine 31 Ekim günü basıl- dı... Ve giderek artan yoğunlukta sürdürüldü!.. Konu, Ecevit'in bir an önce, ne şekilde olursa olsun alaşağı edilmesiydi!.. Bu kez yalnızca maşalar değil, ipleri el- lerinde tutanlar da kampanyaya katıldı!.. - 31 Ekim Çarşamba günü Radikal gazetesi şöyle bir manşet attı: "Ecevit gitsin, Özkan gelsin..." Habe- rin içeriğini özetlemiyorum, çünkü tamamıyla ısmaria- maydı!.. - 4 Kasım Pazargünü ise Hürriyet gazetesi sürrnan- şetten şu haberi verdi: "Financial Times'tan inanıl- maz iddia: Yardım yapanz, ama Ecev'rt'i değişti- rin!.." Habere göre sanayileşmiş ülkeler, Türkiye'ye yapacakları yardımın karşılığında yaşlı Başbakan Ece- vit'in değiştirilmesinin yararlannı anlatacaklardı!.. Fi- nancial Times Deutscland, geçiş hükümetinin başba- kanlığına da Kemal Derviş'in düşünüldüğünü ileri sür- dü!.. - 6 Kasım Sah günü Yeni Şafak gazetesinde Naziı llıcak aynen şöyle yazdı: "Yenibir hükümet için Ece- vit'in bertaraf edilmesi lazım. Muhakkak önümüz- deki aylarda, bir şekilde Ecevit köşeye konula- cak..." - Aynı gün, aynı gazetede Cengiz Çandar, "Ankara Şahinleri-AB Gerçekleri" başlıklı yazısında, Ecevit, Şükrü Sina Güreî ve Ismail Cem'i Afganistan'a as- kergönderme karannı, Kıbns sorununda "şantaj" ola- rak kullanmakla suçladı!.. Sonra da hiç unutulmaması gereken şu satırlan sıraladı: "Bu şantaj tutmaz. Bir kere özellikle Batı med- yasında 'artık Ecevit'in yolcu edilmesi gerektiği'ne ilişkin giderek artan haber-yorumlara dikkat... Ne Kıbns'ın Ecevit döneminde çözüme ulaşabilece- ği ve dolayıstyla Türkiye 'nin AB entegrasyonunun mümkün olabileceği ve ne de Saddam Hüseyin re- jimini devirmeyi hedef alan Irak'a yönelik bir ope- rasyonun Ecevit iktktan altındaki bir Türkiye ile yü- rütülemeyeceği düşüncesinin Batı dünyasına egemen olduğu seziliyor. Kıbns'ın (Rum kesimini kastediyori)AB üyeliğine ve Türkiye'nin AB'ye üye- lik müzakerelerine başlamasına sıra geldiği vakit, Ecevit'in iktidarda bulunmayacağı anlaşılıyor. Bu çerçevede, Ecevit'in 'evlad-ı maneviyesi' Şükrü Si- na Gürel'in ve hatta 'şahin' söyleme dilini kaptı- ran IsmailCem'in ıstıkbali garantigözükmüyori!!" lyi mi?!. Bu satırlar; Türkiye'ye gözdağı veren Pen- tagon sözcüsüne, AB komiserine ya da hükümete ömür biçen Batılı bir şahin köşe yazanna değil, dinci gazetede kalem oynatan Türk kimliğine sahip bir zata ait!.. • • • Kampanyanın yaşama geçirilişindeki hoyratlık, hay- siyet dışı söylemler, tek merkezden yönetiliyor görün- tüsü bir yana, Batı ve işbirlikçilerinin bu acelesi ne- den?.. IMF'nin, Dünya Bankası'nın ve ABD'nin tüm istek- lerini yerine getiren bu hükümetin başbakanı, niçin bu denli "istenmez" konuma geldi?.. Aslında Cengiz Çan- dar'm yazısından aktardığım paragraf, bunun yanrtını gayet güzel veriyordu, ama asıl noktayı New York Ti- mes gazetesinin ünlü yazarı VVilliam Safire koydu: - Türkiye Kerkük petrolüne el koysun!.. Safire, pazartesi günü "Türkiye Kartı" başlıklı yazı- sında, ABD yönetiminin resmen isteyemedigi "sıradı- şı talepleh" açıkladı. Yazı da bir zamanlann "şahin" başkanı Nbcon öteki dünyadan akıl veriyordu: 'l'ürk- ler sının geçip Irak'ın üçte birini ilhak etsin. Ora- da özerk bir Kürdistan oluşturarak kendi iç soru- nunu da çözer. Üstelik büyük birzenginlik yaka- lar. Kuzey Irak günde 2 milyon varil petrol demek ve Avrupa Birliği de yerlere düşerek Türkiye'yi üyeliğe alır..." Işbirlikçi kalemler ve bazı aklı evveller bu "hülyayı" vakit geçirmeden kamuoyuna hazmettir- me yanşına girdiler. Nixon'ın, daha doğrusu Safire'ın, çok daha doğru- su ABD'nin bu "havuçpolitikası" bizim için hiç de ye- ni değil. KörfezSavaşrndaÖzal'ın, "1 koyup3alınz" sözleri halen hatırımızda. Kaybedilen 40 milyar dolar ve on yıllık sürece yayilan "köleleştirme" politikalan da!.. Işte Ecevit'i bundan dolayı istemiyoriar. Seversiniz, kızarsınız ama Ecevit, Türkiye'nin böylesi bir bataklığa sürükienmesine, Kıbrıs'ın apartoparsatılmasınasonu- na dek karşı çıkacak olan isim; bu nedenle safdışı et- meye çalıştyoriar. Yalnız onu mu; Aydınhk dergisinin son sayısında öne sürdüğü iddiaya göre Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvnkoğlu'nu, hatta gerekirse Or- general Hilmi Ozkök'ü emekli olmaya zorlayacak bir senaryo da gündemde!.. - Türkiye üzerine hem kirli, hem kanlı bir oyun oyna- nıyor... e-posta:uzileli" superonline.com BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDA.NSAĞA: 1/ Üst benlık. 2/ Çanakka- le'ninbirilçe- 2 si... Tropikal Amerika'da yaşayan, par- İak tüylü bir 5 papağan. 3/ Evcil bir ge- yik...Hayvan- lann su içtik- leri taş ya da ağaç oyma kap. 4/ Erden çavıışa kadar olan askerlere verilen ad... "Örae- 2 ğin — içiyoruz, içi- 3 mize bir karanfil dü- şüyor gibi" (Edip Cansever). 5/Hollan- da'nın plaka işareti... OsmanJı ordusunda ve donanmasında ha- fif piyade askeri. 6/ Gelin odası. IIBüyük kardeş, ağabey... Ankara ya- kınlarında kiiçük bir göl. 8/Bir soru eki... Parlaklı- ğı geçici olarak artarak patlayan yıldız. 9/ Argoda "giysi" anlamında kullanılan sözcük... Bir çalgı. YUKARTOAN AŞAĞIY\: V Bir işin, bir olayın sonu. 2/Nazar değmesine kar- şı tütsü olarak kullanılan bir bıtki. 3/ Denizde yaşa- yan iki çenetli ve iri bedenli yumuşakça cinsi... Ya- ssı ve darbiçimli metal parça. 4/Genişlik... Hayvan- larda semizlik... Dolma yapmak için hazırlanan ka- nşım. 5/ Iran'da tarihi bir kent... Bir kimseyi kötü- leme. 6/"Louis — " : Ünlü Fransız şair ve yazar. II Çok zengin ve değişik bir hayvan yapısına sahip olan, bu nedenle Danvin'in araştırmalannı orada yaptığı, Pasifik Okyanusu'ndaki takunadalar. 8/Bir tanmaracı...'—kurşungibiağır"(NâzımHikmet). 9/ "Sunay — " : Şairimız... Cilve.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear