23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 OCAK 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mnrcafd» İANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlete silah satan, çeşitli devlet ihalelerine giren "Sarsılmaz" adlı fırmanın, bütün railletvekillerinin TBMM'deki odalanna "silahbiçimli" masa kâğıdı tutturucusunu "hediye" olarak göndermesi, milletvekillerinin tepkisine yol açtı. ANAP Istanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, fırmayı TBMM Başkanı Ömer Izgi'ye şikâyet ederek bu tür girişimlerin engellenmesini istedi. Talay hayal kmıklığı yarattı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür-Sen, Devlet Tiyatrolan'nda (DT) yaşanan olumsuzluklann, siyasilerin ve onlarla birlikte hareket eden lobi gruplannın kuruma yaptıklan müdahaleden kaynaklandığını belirterek Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın "hayal kınkhğı" yarattığını bildirdi. ÖğpetHiı üyeterf Savaş'ı kmadı • İstanbul Haber Servisi - Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, emekli olan Yargıtay ,. Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ı, "Türkiye'de 200 bin hain var, bunlann büyük bir bölümü bilim adamı" şeklindeki sözleri nedeniyle kınayarak suçlamalannı kanıtlamaya davet etti. MecNs'ten 2aysüne • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Hesaplannı Inceleme Komisyonu Başkanı Nazif Okumuş, 32 trilyon lira harcanmasına karşın yaklaşık 10 yıldır inşaaü sûren Sayıştay binasının tamamlanması için müteahhit fırmaya 2 aylık süre tanındığını söyledi. Okumuş, bu süre içinde binanın bitmemesi durumunda soruşturma açılacağını belirtirken binada çıkan yangında yanan belgelerin hayali ihracat soruşturmalannı etkilemeyeceğini bildirdi. İHD'de polis araması • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - İHD'nin Yunanistan'dan para aldığına ilişkın iddialar üzerine, dûn emniyet güçleri tHD Genel Merkezi'nde arama yaptı. Aramalar sonunda bazı belgeler ile 5 adet hard diske el konuldu. IHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, "İHD, Yunanistan hükümetinden de, hükümet dışı bir örgütten de para almamıştır" dedi. Açrtdama Gazetemizin 22 Ocak 2001 tarihli sayısında 'MÎT'ten Kürtçe desteği yok' başlığıyla yayımlanan haberle ilgili olarak Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bir açıklama yaptı. Açıklamada, RTÜK'ûn Milli Istihbarat Teşküatı ve Emniyet Müdürlûğü'yle tam bir koordinasyon içinde çalıştığı ve bu birimlerce RTÜK'e her tûrlü desteğin sağlandığı belirtüdi. 'Siyasi yasağmın sona erdiği' savını test etmek için çözüm peşinde Erdoğan 'dııblör' arıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cezalann ertelenmesine ilişkin yasa- nın ardmdan hukukçulanyla bir de- ğerlendirme yapan ve siyasi yasağımn bu yasayla birlikte sona erdiğini savu- nan yenilikçilerin "doğal h'deri" Re- cep Tayyip Erdoğan, "duHör" arayı- şında. FP kulislerinde Erdoğan'ın doğrudan bir girişimde bulunma ris- kini göze alamayacağına dikkat çeki- liyor. Kendisiyle aynı konumdaki bir yasaklınm siyasete girmesi ve alına- cak sonuca göre Erdoğan'ın strateji • Kendisiyle aynı konumdaki bir yasaklının siyasete girmesi ve alınacak sonuca göre Erdoğan'ın harekete geçmesi planlanıyor. belirleyeceği kaydediliyor. Hukukçulanyla yaptığı çalışmanın sonucunda siyasi yasağının sona erdi- ğini savunan Tayyip Erdoğan, bir süre- den beri üzerinde çalıştığı yeni oluşum için harekete geçip geçmeyeceğine iliş- kin net bir açıklamada bulunmaktan ka- çınırken kulislerde bu konuda farklı yo- rumlar yapılıyor. FP kulislerinde Erdo- ğan'ın kendisine yakın hukukçuların değerlendirmelerini dikkate alarak bir girişimde bulunmayı riskli görerek farklı bir yöntemle yasakh olup olma- dığını test etmeyi planladığından söz ediliyor. Erdoğan'la aynı konumda olan yasakh bir politikacının siyaset yapmak için somut bir girişimde bulunacağı ve hukuki bir engel çıkmaması durumun- da Tayyip Erdoğan'ın da harekete ge- çeceği savunuluyor. Erdoğan için girişimde bulunacak si- yasetçinin kim olacağı konusunda fark- h görûşler dile getirilirken Erdoğan gi- bi 312. maddeden hüküm giyerek ceza- sını çeken eski YDP Genel Başkanı Ha- san Cebü GüzeTin adından söz edili- yor. Tayyip Erdoğan'ın tüm illerde ör- güt şemasını büyük ölçüde netleştirdi- ği ve parti kuruculannın da isimlendi- rildiği belirtüirken FP ile ilgili kapatma davasının sonuçlanmasından önce ha- rekete geçilmesinin olanaklı görünme- diğine de dikkat çekiliyor. Elektrik Piyasası Yasa Tasarısı görüşüldü Gözaltından çıkan Ulgen Meclis çalışmasına katıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Beyaz Enerji ope- rasyonunda gözaltına alrnan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Özelleştirme Da- iresi Başkanı Seçldn Ülgen, Meclis çahşmalanna katıldı. Elektrik piyasasını 6 lisans sözleşmesiyle tamamen özel sektöre devreden elektrik pi- yasası yasa tasansı dün TB- MM Plan-Bütçe Komisyo- nu'nda görüşüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Ankara DGM Başsavcılığı'nca gözaltına alınıp 4 gün sorgu- lanan ve mahkeme tarafın- dan serbest bırakılan Ül- gen'e komisyona katılan bü- rokratlar arasında yer verdi. Ülgen, tasan üzerindeki gö- rüşmelerde yardımcı oldu. Şahin'den sektör temsilcflerine uyan Komisyon başkanı Metin Şahin, komisyona yoğun il- gi gösteren özel sektör tem- silcilerinin milletvekilleri ve bürokratlan etkileme gi- ri§imjerine tepki gösterdi. "Lütfend^dcatiiolahm. Çok ütiz bir çahşma içindeyiz. Bürokrat arkadaşları bir yerlere çekerekkhnse bir so- nuç alamaz" diyen Şahin, bazı sektör temsilcilerini sa- londan çıkardı. Ersfimer'den itiraf Enerji Bakanı Ersümer, mületvekiUerinin sorulan üzerine, işletme hakkı dev- redilen kuruluşlarda devle- tin kâr etmediğini itiraf etti. Ersümer, "İşletme hakkı de- vir bedeli herhangibir şeyin karşıhğı değil. REFAHYOL dönenıinde kaynakvetersiz- Bği için bu yapıldL Bunlar fi- nansmodeiL Söz konusu be- dellerie saülan bir şeyyok. O günkü şartlarda devletin kaynak yaratmak için getir- diği bir modeldir. Devletegi- ren kaynak yabnmcı tara- findan geri aluuyor. Devlete kalan bir şey yok" dedi. DYP mılİetvekih Kemal Kabataş, yaptınm mekaniz- malannın eksikliğine dikkat çekerken "Aktaştabu kadar hırsızhktan sonra Enerji Ba- kanhğı yeniden başa döndü. Geri devraldı" dedi. Kaba- taş, yasanın, yürürlük tari- hinden önceki sözleşmelere de uygulanmasının sorun yaratabileceğini savundu. Basın açıkkanasına lOgözatiı Abant tzzet Baysal Üniversitesi'nde karşıt görüşlü oğrencüer arasmda önceki gün çıkan kavgada yaralanan arkadaşlarnun can güvenliğinm sağianması konusunda dün bir basm açüdaması yapmak isteyen üniversite öğrencuerine, potis izin afanadıklan gerekçesiyle müdahale ettL Yaldaşık 50 kişiden oluşan ve adöye önünde açıklama yapmak isteyen grubu, olay yerine gelen Bolu Emniyet Müdürtüğü Teröıie Mücadele Şube Müdürü AüOsman Akgün, evtemkrinin izinsiz otduğunu hatniatarak uyanu. Üniversite öğrencflerinin dağdmaya başladığı sırada bir bayan öğrend ile srvil polis memuru taröşmaya başiadL Tarnşmaya diğer öğrencflerin de kaülmasryla olay yerine gelen srvil ve Çevik Kuvvet polis ekipJeri olaya müdahale etti ve 10 öğrendyi gözalûna akn. Gözaltma ahnan öğrencfler, sorgulanmak üzere Emniyet Müdüriüğü'ne getirildL (Fotoğraf: AA) Ankara Tabip Odasu, Sincan F Tipi Cezaevi'ndeyaptığı incelemeleri raporlaştirdı: Ölüm orucu eylemcileri kararlı• F tipi cezaevlerindeki tek kişilik ve üç kişilik ünitelerde tam bir tecrit yaşanmakta olduğu belirtilen raporda, tutuklu ve hükümlülerin dış dünya ile en önemli iletişim olanağı olan avukat ve aile görüşmelerinin sınırh tutulduğu bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Tabip Odası (ATO), Sincan F Tipi Cezaevi'nde ölüm orucunu 60-89 gündür sürdüren 83 kişiden yalruzca 4'ünün bu eylemi bıraktığını bildirdi. Eylemcilerin, istemleri yerine getiri- linceye kadar eylemleri sürdürecekle- rini söyledikleri kaydedildi. ATO Insan Haklan Komisyo- nu'ndan dün yapılan açıklamada, ce- zaevleri operasyonlan sonrası, son ola- rak 17 Ocak 2001 tarihinde olmak üze- re 3 kez Sincan F Tipi Cezaevi'ne, 8 kez de Ankara Numune Hastanesi'ne gidildiği belirtüdi. Komisyonun bu doğrultuda hazırladığı 'tzlem Rapo- nı'na göre, 17 Ocak günü itıbanyla ilk olarak ölüm orucunu başlatan ve 63- 89 gündür sürdüren 26 kişiden 2'si ey- leme ara verdi, 2'si bıraktı. Ikinci ve tstanbulBarosu'nabağhavukatlardüzenledikleribasmtoplantıaııda AdaletBakanı'nı protestoetti. (KAAN SAĞANAK) Avukatlar savunma lıakkım savundu İstanbul Haber Servisi- İstanbul Ba- rosu Başkanı YüceJ Sayman, baroya yöneük baskılan anımsatarak savun- manın yargı sisteminin dışmaçıkartıl- mak istendiğini söyledi. Sayman, "Sa- vuomayı çökertmek iste\enlcr. sonun- da savunmaya sığuuriar. Biz o zaman onlarm da savunma haklannı snursız savunuruz" dedi. İstanbul Barosu'na üye yaklaşık 300 avukat, Adalet Bakanhğı'ran F ti- pi cezaevlerine karşı yapılan eylem- lere destek verdiği iddıasıyla İstanbul Barosu hakkmda soruşturma başlatıl- ması istemini ve mesleklerine yöne- lik saldınlan İstanbul Adliyesi'nde düzenledikleri toplantıda protesto et- tiler. Toplanüda konuşan İstanbul Ba- rosu Başkanı Yücel Sayman, yasal dü- zenlemeler ve çeşitli uygulamalarla 'savunma' ve savunmayı temsil eden avukatlann yargınm dışma çıkartıl- maya çahşıldığını belirtti. Avukathk mesleğine yönelik saldı- nlann artarak sürdüğünü vurgulayan Sayman. " Yasalara aykm olarak avu- katlann bürolan arannflr. evraklan- na el konuluyor. telefonlan dudeniyor. AvnkaÜargörevyaparken karakoUar- da, tapu müdürHUderinde, hatta bazı mahkeme kalemlerindehakaretema- ruz kalrjvr, sakhnya nğruyorlar. Tüm barolar, 17 Ocak 2000 tarihinde yü- rürtüğegjren '€T çlü Protokorün mes- lek sırruu yok ettiğjni, tutukhı hakla- nnı iblalettiğini haylanjDr. Bu proto- kol bahane edüerek cezaevlerine mü- vekkflleriyle görüşmeyegiden avukat- lara yapılan kötü muameieler şikâyet örnekleriyle birlikte Adaiet Bakanh- ğı'na gönderiliyor. Ancak Adalet Ba- kanı tüm bu uvgulamalara karşı ses- siz kafayor. Bakan sessiziiğini bozduğu zaman da ya savunmayı ya da savun- mayı temsfl eden avukatlan ve baroia- n suçhıyor"1 dedi. Sayman, Adalet Bakanı'run ceza- evlerine düzenlenen operasyonlann sorumluluğundan avukatlan ve baro- yu suçlayarak kurtulmak istediğıni sa- vunarak cezaevlerine ceptelefonu so- karken yakalandığı iddıasıyla yargıla- nan hiçbir avukat hakkında mahkû- miyet karan verîlmediğini ifade etti. Adalet Bakanlığı'nın, F tipi cezaev- lerini protesto etme karan aldığı iddi- asıyla Istanbul Barosu Yönetim Kuru- lu hakkmda görevlerine son verilme- si amacıyla dava açılmasını istediğıni beürten Sayman, yasanın Adalet Ba- kanı'na tanıdığı bu yetidnin anti-de- mokratık olduğunu ve 'bağnnsız yar- gıflkesi'neaykırı olduğunu söyledi. üçüncü grup olarak ölüm oruçlannı başlatan ve 60-88 gündür sürdüren 57 kişiden bu eylemi bırakan olmadı. 3 ile 45 gün arasında değişen sürede açlık grevi yapan 127 kişiden de 25 kişi ey- leme ara verirken 10'u bıraktı. Durumlan ağırlaşıyor Raporda şu bılgılere yer verildi: "Ölüm orucu ve açlık grevindeki kişi- lerin tüme yakınında bhal ve halsiztik yakmmasuım olduğu, ishal yakmma- sı olanlardan bazüanıun alt gastro-in- testinal sistem kanaması tarif ettikle- ri; ölüm orucundaki tutuklu ve hü- kümlülerin büyük çoğunluğunda elve ayaklarda uyuşma, baş dönmesi, baş ağnsı, görme ve uyku bozukluğu ya- kmmalan ile denge kaym, yüzde 15-33 arasıckkükflokaymlan,cfltte kuruma ve dökütane ve cfitâltı yağ dokusunda kaym saptanmışür. Buİanü-kusma ya- kmmasnun nadir olduğu, oral yoldan su, tuz, şeker ve Bl vitamini ahmlan- mn de\'am ettiği gözienmistir." 'Pevamedeceğiz' Eylemcilerin bilinçlerinin açık ol- duğu bildirilen raporda, "Yapdan gö- rüşmelerde tutuklu ve hükümlüler, olaa sonuçlarmı büerek, kendi irade- leri ile açhk grevi w ölüm orucuna de- vam ettiklerini, talepleri kabul edilene kadar da devam edeceklerini bildir- mişkrdir" denıldi. Tutuklu ve hükümlülerin Türk Ta- bipler Birliği tarafından önerilen Bl vitamini alamadıklannı, su, tuz ve şe- ker sağlamada ciddi sorunlar yaşadık- lannı ve kötü muameleye maruz kal- dıklannı ilettikleri kaydedilen rapor- da, " Yine bu süre boyunca, operasyon sonucu parçalanarak kuDamhnaz ha- le gelen grysflerin yerine yenilerini te- min edemediklerini, cezaevinin ısın- masmda, sıcak su temininde ciddi so- runlaryaşandığuu, havalandn-maya çı- kanhnadıklannı benrrmişlerdir" de- nildi. Raporda, tek kişilik ve üç kişilik ünitelerde tam bir tecrit / izolasyon yaşanmakta olduğu belirtilerek tutuk- lu ve hükümlülerin dış dünya ile en önemli iletişim olanağı olan avukat ve aile görüşmelerinin sınırh tutulduğu bildirildi. POLİTİKA GÜNLÜĞC HİKMET ÇETİNKAYA Vahşet Snciri Asker-sivil herkesin şu soruyayanıt vermesi ge- rekir: "Hizbullah nasıl doğdu, nasıl gelişti ve bugün- lere nasıl geldi?.." Alçakça bir saldın sonucu şehit düşen Diyarba- kır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve beş polisin cenaze törenlerini televizyon ekranlanndan izler- ken yıllar önceye döndüm... Güneydoğu'da PKK'yle birlikte Hizbullah terö- rünün ivme kazandığı yıl 1993'tür... Batman'da güpegündüz cinayet işleyen Hiz- bullah militanlan yakalanmamıştıri.. Bakın, "yakalanamamıştır" demiyorum... Hizbullah'ın "Kürt-lslam" sentezini esas alıp bu tür propagandayla etkinlik sağlaması, neden- se devlet erkince görülmek istenmedi... TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Ko- misyonu'nun hazırladığı raporda, 14-15yaşlann- daki çocuklann Güneydoğu'dan toplanıp Iran'a götürüldükleri, oradaki kamplarda suikast eğiti- mi gördükleri yazılıdır... 1993 yılında Iran'a götürülen 400-500 çocuk bugün 22-23 yaşındadır... Yine aynı raporda Hizbullah'ın bazı güvenlik güç- leriyle iç içe olduğu vurgulanmaktadır... Halit Güngen, "2000'e Doğru" dergisinin mu- habiriydi. Derginin 16 Şubat 1992 tarihli sayısında şu haber yer aldı: "Hizbullah, Diyarbakır Çevik Kuvvet Merke- zi'nde eğitiliyor. Polis okulu ve özel tim karargâ- hının bulunduğu alandaki bir kompleks bu mer- kez. Hizbullahçılar, özel time ait olan arka tarafta, ayn girişi olan bölümde eğitiliyorlar." Gazetect Halit Güngen, haberi yaptıktan birkaç ay sonra faili meçhul cinayette yaşamını yitirdi... • • • Gaffar Okkan, Hizbullah'ın devlet içine sızan tüm bağlantlannı biten bir emniyet müdürüy- dü... Zaten Hizbullah, Okkan'ı "ölüm //stes;"nin birin- ci sırasına almıştı... Peki, Hizbullah, PKK'nin bile cesaret edemedi- ği böyle bir eylemi nasıl göze alabilmişti? Işte, üzerinde durulması gereken nokta da bu- duıi.. Sanılıyordu ki Hizbullahçı Abdülaziz Tunç'un teslim oluşu ve Hüseyin Velioğlu'nun Beykoz'da öldürülmesinden sonra örgüt çökmüştü... Yirmi yıllık bir geçmişi olan, on yıldır yüzlerce ki- şiyi öldüren, ideolojik tabanı bulunan Hizbullah, Beykoz operasyonuyla büyük darbe yemiş, an- cak çökmemişti!.. Hizbullah'ın askeri kanadında 26 kişi aranıyor- du. Yine bilgilere göre, 20 bin kişilik tabanı kırsal kesimde ve kentlerde yaşıyordu... Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, za- man zaman gazetecilerle konuşurken Hizbullah'ı casusluk şebekesi olarak göruyor, şu ya da bu biçimde erime sürecine girdiğini söylüyordu... Kim» yetkilrter de aynı görüşteydiler... Bizim de sık sık yinelediğimiz bir soru vardı bu arada: "Hizbullah operasyonu nereye dek uzanacak? Devlet içindeki bağlantılan çözülecek mi?" Bu soruya yanıt hiçbir zaman gelmedi... Çünkü Gaffar Okkan gibi kimi yetkililer de Hiz- bullah'ı, ideolojik temele orurmayan bir casusluk şebekesi olarak niteliyor, onlann PKK gibi ağır si- lahlarladonanımlıolmadığını, halktan dafazlayar- dım göremeyeceklerinı öne süruyortardı... • • * Hizbullah bir yıldır pusudaydı... Diyarbakır'da Bağlar beldesi, Hizbullah militan- lannın korunup kollandığı biryerdir... Sabir Özdemir adlı bölge sorumlusu, "ömer Hoca" kod adlı Hizbullah üst düzey yetkilisinden "suikast silahı" isterken ne diyordu: "Gaffar Okkan'ı vuracağımız ev hazır, sadece perde çekeceğiz..." Yanıt şöyle geldi Özdemir'e: "Bu silahlar kurban olsun sana!" Peki, istihbarat birimleri bu gerçek karşısında ne yaptılar? Anlaşılan hem MİT, hem polis, Hizbullah'ı "kont- rol altında" tuttuğuna ınanmıştı. örgütün ses ge- tirecek bir suikast girişiminde bulunacağına inanmıyordu... Kanlı eylemden yirmi dört saat geçti, henüz bir ipucuortadayok!.. Türkiye Cumhuriyetı Devleti'ni yönetenler artık Hizbullah'ı "casus şebekesi" olarak görmemeli- dir... Hizbullah siyasal. silahlı bir harekettir ve üstelik Kürt-lslam sentezini esas alan ideolojik bir ya- pılanmadır... Eğer bir örgüt, emniyet müdür ve korumalannın geçeceği kavşaklan önceden saptayabiliyorsa, al- tı kişiyi öldürüp iz bırakmadan kaçabiliyorsa gücü de bitmemiştir... hikmeLcetinkayatö cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhunyet k ı t a p I a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR ÖFKE YENİ ÇIKTI Ey benım aydrnlık günlen bekleyen Türbyem!.. Ey benim ölûme alkış tutan halkını!. Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hûznünü yaşam biçimi sanan insanım!.. Ey benim özgürlükleri Erbakan Hoca'nm takkesinde aıayan romantik aydınım!. r Cumhurtyğ< Çağ Pa2artama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 k kitap kulubû (34334)Cağaloğlu-lstanbui Tel: (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear