Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2001 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALt SÎRMEN
Polis de Sevilit*
Diyarbakır Emnıyet Müdüru Gaffar Okkan ön-
ceki gün Emniyet Müdürlüğü'nün 800 metre ileri-
sinde arabasına açılan çapraz ateşle şehit edildi.
Suikast sırasında, dört koruma ile birlikte makam
şoförij de şehit oldular.
Daha önce alınan duyumlar, o
lay yerinde bulu-
nan ipuçları, suikastın arkasında Hizbullah'ın oldu-
ğunu gösteriyor.
Bizzat Gaffar Okkan, olaydan bir saat kadar ön-
ce görüştüğü gazeteci Nuriye Akman'a, Hizbul-
lah'ın kimi tetikçilerinin Diyarbakır'da olduklannı is-
tihbar ettiklerini, yakalanmalarınm an meselesi ol-
duğunu söylemişti.
Daha önce de aynı kentte ortaya çıkanlan hüc-
re evinde yakalanan tetikçi Sabir Özdemir, Gaf-
far Okkan'ın hedef seçildiğını açıklamıştı.
Hizbullah'ın neden Gaffar Okkan'ı hedef seçti-
ğini anlamak güç değil.
Unutmayalım ki, Hizbullah'a karşı girişilen büyük
operasyonu taaa Diyarbakır'dan başlâtan kişi Gaf-
far Okkan'dı. Hatta, Ruşen Çakır'ın dünkü Cum-
huriyet'te yayımlanan yazısında da, belirttiği gibi,
Diyarbakır Emniyet Müdürü, bölgesinde Hizbul-
lah'a karşı operasyonlan başlattığı zaman öncele-
ri destek de bulamamış, bizzat orada yaşayan ki-
mi görevlilerin işı savsakladıklanna tanık olmuştu.
Istanbul'daki büyük ve başarılı operasyondan
sonra devlet, Hizbullah'ın gerçek yüzünü bütün
açıklığıyla görmüş ve harekete geçmenin zorunlu-
ğunu kavramıştır.
Ve bu büyük operasyon da, Diyarbakır'dan Ok-
kan'dan gelen istihbarat ile başlamış, Gaffar Bey
de, Istanbul Beykoz'daki operasyona bizzat katıl-
mıştı.
Ruşen Çakır'ın yazdığına göre Gaffar Bey, ken-
di adına değil, ama Diyarbakır Emniyeti'nin göster-
diği çabalann ve başannın, Hizbullah operasyo-
nundaki katkısının unutulmasından biraz üzgündü.
•••
Hizbullah'a karşı yürütülen başanlı operasyonun
ardındaki bu değerli Emniyet Müdürü, öyle anlaşı-
lıyor ki, örgütün gücünü küçümsemişti. Çünkü o,
artık Hizbullah'ın istese bile büyük operasyonlar
yapamayacağını söylüyordu.
Gaffar Okkan bu hatasının kurbanı oldu.
Tabii suikasttan sonra sorulması gereken soru-
lar var. Dün Hikmet Çetinkaya'nın da ortaya attı-
ğı soru yerindedır. Bu kadar kritik bir bölgede gö-
rev yapan ve hedef olduğu bilinen bir Emniyet Mü-
dürü'ne ait zırhlı araç nasıl oluyor da kullanılmıyor
ve garajda bekletiliyor?
Alınan ıstihbaratla, Okkan'a bir saldın düzenle-
neceği bilindiği halde nasıl gafil avlanılıyor?
Son eylem, artık, Hizbullah'ın hâlâ çok büyük
güç olduğunu (bu gerçek birçok kez dile getirilmiş-
tir, son olarak da Cumhuriyet'te belirtilmişti) göz-
ler önüne sermiştir ve devlet bu gerçeği göz önün-
de bulundurmak zoaındadır. Çünkü Hizbullah'fn
nihai hedefı bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
• • •
Olayın bu yönü daha çok yazılacak ve konuşu-
lacak. Ancak, dünkü cenaze töreni sırasında bir kez
daha açıklıkla ortaya çıkan bir olgunun üstünde
durmalıyız.
Şehit Gaffar Okkan Diyarbakır'da görev yaptığı
süre içinde, kent halkının gönlünde gerçek anla-
mıylataht kurmuştu. Nitekim dünkü cenazenin gö-
rüntüleri, halkın içten ve yoğun katılımı da bu ger-
çeği gözler önüne seriyor.
Yitirdiğimiz kişinin bu yönü üzerinde durmalıyız.
Gaffar Okkan 2001 Türkiyesi'nde bile, polisin de
sevilebileceğini kendi örneğiyle gözler önüne ser-
miştir.
Onun kazandığı bu sevgiyi salt Diyarbakırspor'a
candan desteğine ve katkısına bağlamakgerçeğin
tümünü görmemize engel olur.
0 aynı zamanda, tarafsız davranışı ve zaman za-
man kendi örgütü içindeki insanlann yanlış veya
haksız davranışlan karşısında, halkın yanında yer
alması ile de bu sevgiyi kazanmıştır.
Valnızca bu yönüyle bile Gaffar Okkan'ın yaşa-
mı, tıpkı menavı babası ve hemşehrisi olan Sadet-
tin Tantan'ın ki gibi bir başarı örnegidir.
Dileriz, ülkemizde bu tür yaşamı örnek olanlar
çpğaJır.
Çünkü buna çok ihtiyacımız var.
Ersümer yalanladı
Kabinede
revizyon söylentisi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anka-
ra'da dün Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer ile
Turizm Bakanı Erkan
Mumcu arasında görev
değişikliği yapılacağı
söylentisi yayıldı. Ersü-
mer'in, elektrik pıyasa-
sı yasa tasansının görü-
şüldüğü komisyona ge-
len telefon üzerine ayn-
larak Başbakanlık'a
gitmesi, söylentileri
arttırdı.
Başbakanlık kulisle-
rinde,dünakşam Erkan
Mumcu ile Cumhur Er-
sûmer'in görevlerinin
degiştirileceği, buna
ilişkin kararaamenin
Çankaya Köşkü'ne
gönderildiği konuşuldu.
TBMMPlanBütçeKo-
misyonu'nda, enerji pi-
yasası yasa tasansmm
görüşülmesi sırasında
Ersümer'in telefonla
Başbakanhk'a çağnl-
ması üzerine toplantıya
erken ara verildi. Ko-
misyon başkanı Metin
Şahin. bakanın aciliyet
gerektiren bir görüşme-
si nedeniyle Başbakan-
hk'a gitmesi gerektiği-
ni, bu nedenle yemek
arası verdiğini açıkJadı.
Başbakanhk'ta Baş.-
bakan Yardımcısı Hfl-
sanıettin Özkan ile yak-
laşık 50 dakika görüşen
Cumhur Ersümer, çı-
kışta bir açıklama yap-
madı.
Görüşmenin ardm-
dan Meclis komisyonu-
na dönen Ersümer, ga-
zetecilerin Mumcu ile
görevinin değiştirilece-
ğine ilişkin savlan
ammsatmalan üzerine,
bunun doğru olmadığı-
nı söyledi. Komisyon-
dan aynlmasıyla ilgili
olaıak. "Özkan'dan da-
ha öncerandevuaJdım"
diyen Ersümer, göriiş-
meöe kabinede revizyo-
nun konuşulmadığını
söyiedi. Iddialan Mum-
cu'nun yakın çevresi de
yalanladı.
Danıştay Başkanı Nuri Alan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nı yalanladı
'Ersiımer, Kö^oğhı'nu korudu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay
Başkanı Nuri Alan, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersümer'i yalanlarken eski
TEAŞ Genel Müdürü Zeld Köseoğlu'nun gö-
revden alınmasına ilişkin karann yürütmesinin
durdurulmasında, Enerji BakanJığı'nın koru-
masının etkili olduğunu ortaya koydu.
Bakanlıktan gelen raporda, Köseoğlu hak-
kında cezai ve idari yönden işlem yapılmama-
sının önerildiğini bildiren Alan, bu kişi hakkın-
da verilen karann da Ersümer'in açıkladığı gi-
bi 24 saatte değil, 72 günde alındığını belirtti.
Nuri Alan, "İdarenin yargı karannı değistir-
mek veya keyfinegöreyonunlamakhakkı yok-
tur" dedi. Alan, yolsuzluklara kanşanlann rüt-
beleri arttığı zaman Türkiye'de denetün meka-
nİ2malannın işlemez hale geldiğini vurguladı.
Danıştay Başkanı Alan, idari yargı kararla-
nnın, son günlerde, ilgilileri tarafindan basına
yanlış aktanldığını söyledi. Alan, Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in,
hakkında verilen gensorunun öngörüşmesi sı-
rasında, eski TEAŞ Genel Müdürü ve Yöne-
tim Kurulu Başkanı Zeki Köseoğlu'nun 24 sa-
at içinde yargı karanyla görevine iade edildi-
ğine ilişkin sözlerini "maksadını aşan sözter"
olarak nitelendirdi. Alan, Köseoğlu'nun gö-
revden alındıktan sonra 25 Ekim 1999'da da-
va açtığını, 6 Ocak 2000'de de yürütmeyi dur-
durma karan verildiğini bildirdı. Alan, "Dola-
yısıyla 72 gün oluyor. Davacrya ve davahlara te-
bellüğü ise 87 gün sonradır" dedi.
5. Daire'nin, Köseoğlu'nun görevden alın-
masına ilişkin verdiği yürütmenin durdurulma-
sı karanna itiraz edildiğini anlatan Alan, bu iti-
razda Ersümer'in de sözünü ettiği üç raporun
sunulduğunu kaydetti. Alan şunlan söyledi:
"Davacı ve aralannda Muzaffer Selvi'nin
buhmduğu ilgiüler hakkında disiptin cezalan
önerilmekle birlikte, bu cezalardisiptin affi ka-
nunu kapsamında bulunduğundan ceza verü-
memiş, ügüüerin kurumun zarannın ohışu-
munda kasıdarnun olmadığı beürtilerek cezai
ve idari yönden işlem yapılmaması önerilmiş,
hukuki yönden ise zarann UgUilerden tahsili
içindavaaçümasıönerflmiştir. Dava konusu gö-
revden alma işlemine dayanak oluşturacak ce-
zai bir eylemibuhuunamasıve idariyönden gö-
rev HeğiykKği ve görevden alma önerisinin bu-
hınmama<iinıdeğerlendirenDanıştayİdari Da-
va DaireleriGenelKurulu,itiraareddetmistir."
"Yargı ifc yasama ve yürütme arasmdaki üiş-
küerdebir boşluk mu var" sorusuna Alan, ken-
dileriningenellikle yapılan açıklamalar kurum-
lara zarar verdiğinde veya yanlış belge ve bil-
gi iletildiğinde açıklama yaptıklannı söyledi.
Basın Konseyi
Dört ....
gazeteye
uyarı
• Basın Konseyi
Yüksek Kurulu
Hürriyet, Star, Gözcü
ve Posta'yı uyardı.
tstanbul Haber Servisi -
Basın Konseyi Yüksek Ku-
rulu Hürriyet, Star, Gözcü
ve Posta gazetelerinin "Ba-
sın Meslek Ükeleri"ne aykı-
n davrandıklan gerekçesiy-
le uyardı.
Osmangazi Üniversitesi
Hastanesi 'nde tedavisinden
sonrataburcu edilen bebek-
le ilgili olarak 16 Ekim tari-
hinde Hürriyet gazetesinde
«3ayhkbebekl5gündürre-
hin", 14 ve 19 Ekim tarihli
Star gazetesinde "Hastane
rehin bebeğihaftada bir gös-
teriyor'' ve "Rehin bebek",
16 ve 19 Ekim tarihli Posta
gazetesinde "Skandal rehin
bebek" ve "Bebek evinde"
başlıklı haberler yayımlan-
mıştı. Kurul, Osmangazi
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Necat A. Akgün'ün,
"haberlerdeolaymtek taraf-
fa olarak aktankuğı* şeklın-
deki şikâyeti üzerine gaze-
teleri uyardı. _ .
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Yeraltı kablo îhaleleri
ZJçfitmaya5.7
mıfyon dolarhk
farfaödeme• Önceki ihalelere göre, 3 firmaya 5.7
milyon dolar fazla ödendiği ileri sürülüyor.
1998 fiyatlan ûzerinden 49 milyar liralık
zarann, faiziyle birlikte ihale işlemlerini e
yapanlardan tahsil edilmesi isteniyor.
BANUSALMAN
ANKARA - Beyaz
Enerji operasyonuyla
büyüteç altına alınan
TEAŞ'ın yeraltı kablo
ihalelerinde, uygulanan
"ber firmaya yalmzca
bir proje verme ve son 5
yıkhr kurum ihatelerine
teknfvenniş olan firma-
larm çağnünası" yönte-
mi devleti zarara uğrat-
tı. TEAŞ'ın gelişmeler
üzerine 5 Ocak 2001 'de
dava açmak zorunda
kaldığı yeraltı kablo iha-
lelerinde, daha önceki-
lere göre 3 firmaya 5.7
milyon dolar fazladan
ödeme yapıldığı'iddia
ediliyor. Açilan davada
da 1998 fiyatlan üzerin-
den 49 milyar liralık za-
Özelleştirmeyle Türkiye'nin sahip olduğu zenginliğin çokuluslu bir şirkete geçeceği savunuldu
Borda çokuluslu şirket tezgâhıASUMAN ABAaOĞLU
İZMİR - Bor madenlerinin özelleş-
tirihnesiyle Türkiye'nin sahip olduğu
zenginliğin, çokuluslu bir şirketin eli-
ne geçeceği belirtildi. Etibank'ta20yıl
pazarlama alanında görev yapan Üte-
kin Aksakoğlu, Rio Tinto Zinc adlı bu
çokuluslu şirketin, 1997 yılında ABD
Kaliforniya'daki tesislerinde büyük bir
teknolojik değişiklik ile üretim kapa-
sitesi artışma gittiğini, Türkiye'de bor
madenlerinin özelleştirihTiesinin de ay-
nı yıl yeniden gündeme getirildiğini
söyledi.
Aksakoğlu, özelleştirme önündeki
tek engel olan Maden Yasasf nın de-
ğiştirilmesinden kaygı duyduğunu
vurguladı.
Etibank'ta 1974-94 yıllan arasuıda
pazarlama satış dairesinde uzman,
planlama müdürü, başkan yardımcısı,
Etibank Izmir Alım-Satım Müdürü,
son olarak da kurumun Avrupa'daki
bürosunda genel müdür yardımcısı ola-
rak görev yapan Iltekin Aksakoğlu, Eti
Holding'in özelleştirme kapsamına
aluımasıyla, borda yüz yıldrr oynanan
oyunun tekrar sahneye getirilmek is-
tendiğine dikkat çekerek bu karann,
Türkiye'nin bor madenlerinin çokulus-
lu bir şirketin güdümüne girmesi anla-
mına geldiğini vurguladı.
Aksakoğlu, ABD'deki madenlerin
sahibi Rio Tinto Zinc adlı çokuluslu
şirketin, 80 ülkede var olan temsilcilik-
leriyle dünyanın en büyük maden ve
mineral üreticisi ve satıcısı durumun-
da olduğunu ve bu şirkete herhangi bir
ülke aidiyeti yapıştırmanın mümkün
ohnadığını söyledi.
'RTZ karmaşıkbirvapıda'
RTZ olarak anılan bu çokuluslu şir-
ketin, 1890'hyıllardanbuyanaborala-
nmda çalışan, Türkiye'de bulunan
Fransız firması da dahil birçok şirketi
satm alarak karmaşık bir yapıya bü-
ründüğünü belirten Aksakoğlu, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Pazan genişletemeyeceği için tüke-
tidye mahnı istediği gibi sunabihnenin
yolu, alternatifı ortadan kaldn-mak ve
tek olabihnektir. Şirket ya Türkhe'de-
ki rezervlere sahip olacak ve işletecek,
bu şekildekullanım sahasını artnracak-
ör ya da hiç işletihnemesini sağlayacak
ve kendisinin ürûnlerini sunacaktır.'"
RTZ'nin, 1997'de Kaliforniya'daki ya-
taklannda büyük bir değişiklik yaparak
bütün maden işleme yöntemlerini geliş-
tirdiğine ve kapasitenin artmasını sağla-
dığına dikkat çeken Aksakoğlu, "Türkî-
ye'de de 1997'den bu yana borun özeileş-
tirünıesi gerektiği gündeme getirildi. Bu-
nun bir tesadüf olduğunu söylemek çok
bü\ük bir safhk olur" dedi.
'OzeDeştirme gerekçeleri anlamsız'
Ekonomıdeki dalgalanmalara, yatı-
nmlardaki durgunluğa ve politik geri dö-
nüşlere rağmen gelirini sürekli arttıran
bir işletme olan Eti Holding'in özelleş-
tirilmesi için ileri sürülen gerekçelerin
hiçbirinin anlamlı olmadığını vurgula-
yan Iltekin Aksakoğlu, özelleştirmeye
karşı tek engelin Maden Yasasf ndaki
"Madenlerin aranmasj veişJetihnesi dev-
letelrvleyapıkr" hükmü olduğuna dikkat
çekerek "Bundan doiayı zaten Eti HoJ-
ding'in kurulması da yanhş. Danıştay'm
da bu konuda karanvar. Hoktinghîr dev-
let yapısı değüdir" dedi.
Eti Holding'in özelleştirilmesiyle
alıcı firmalann adı ne olursa olsun so-
nuçta hepsinin de bir şekilde Rio Tin-
to Zinc şirketinin eline geçeceğini sa-
vunan Aksakoğlu, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Oimaması mümkün değü. Bu ka-
pasiteyi, bu satış hızuu ve kârhhğmı de-
vam ettirebümesi için payuu yükseh-
mek zorunda Rio Tino. Bunu engeüe-
yen tek şey, burada Eti Hoiding. Bura-
daki özeOeştirme, bir özeOeştinne de-
ğildir.BuradakiözeOeştirmedoğrudan
doğruya Türidye'ye çok büyük birpa-
rasal gelir sağlâyan bir varhğı, bir de-
ğeri tutup ben yemedim sen ye diye ya-
bana bir çokuluslu şirkete tesümiyet-
tir. Bu, başta aynı isimle ohnayacakür,
rahatlıkla spekülasyonu yapdabilir,
ona satmryoruz, özel sektörie yapıfar,
onlar da işin içine girsin denebiSr, fa-
kat bunlarsonuçtagkttşaüdurdurma-
yacakör.Bunlarm hepsi de gerekçeler-
dir. Gerçeği örtmek için üstüne yapış-
ünbnış yaftalannr."
Iltekin Aksakoğlu, özelleştirrnenin
önündeki tek engel olan Maden Yasa-
sı 'nın, aynen Tahkim Yasası'nda oldu-
ğu gibi büyük bir telaş ve hızla ortalı-
ğın kanştmlıp değiştirileceğinden
korktuğunu beîirterek "tş öyle bir hız-
la gktiyor ki korkanm Maden Yasası
değiştirUmiş olacak ve bizim haberi-
miz ohnayacak" dedi.
rann faiziyle birlikte
ihale işlemlerini yapan-
lardan tahsil edilmesi is-
teniyor.
TEAŞ Genel Müdur-
lüğü'ne vekâleten geti-
rilen Ömer Esirge-
mez'in5Ocak2001 ta-
rihinde açtığı hukuk da-
valanndan diğerini oluş-
turan yeraltı kablo ihale-
sinde, dönemin TEAŞ
Yönetim Kurulu Zeki
Köseoğlu, Thnuçin Tü-
mer, Birsel Sönmez,Mu-
zaffer Selvi, Ünal Peker
ve Oktay Şattroğlu ile
Satmahna ve ihale Ko-
misyonu üyeleri Suat
İtez, Battal Fidan, Erol
Öztürk,MeralKeİeş^ten "
kurum zarannın tazmini
isteniyor.
Ilk olarak 27 Temmuz
1998tarihindeYenibos-
na-Bahçelievler, Yıldız-
tepe-Kasımpaşa yeraltı
kablolan için ivedi ge-
rekçesiyle davet usulü
ihale benimsendi. Ihale-
ye katılan NKF, Si-
emens, Demirer Kablo
ve Kabelmetal, son 5
yıldır 154 kilovoltluk
ihalelere katılan firma-
lar sınu-lamasıyla belir-
lendi. Bu uygulamayla,
teorik olarak daha ucuz
teklif verme olasılıklan
seçenek dışına itildi. Re-
kabet koşullanrun oluş-
masını engellediği ileri
sürülen bu yöntemin,
TEAŞ Satm Alma ve
ihale Yönetmelıği'nde-
ki, "Saünalma ve ihale-
lerde rekabetin sağlan-
ması için mümkün oklu-
ğunca çok savida teklif
temin edilmesine çalışı-
hr" hükmüne de uygun
düşmediği belirtiliyor.
TEAŞ Yönetim Kuru-
lu, 8 Eylül 1998'de, Ve-
liefendi-Yenikapı-Aksa-
ray yeraltı kablo projesi-
ni de tasarruf genelgesi-
ne aykın olarak Başba-
kanlık izni gelmeden
ivedi iş gerekçesiyle ay-
nı ihale kapsamına aldı.
SfFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
DiyarbakırEmniyet Müdürü Gaffar
Okkan'ın öldürülmesi, uzun yıllardır
Türkiye'de gerçekleştirilen en profes-
yonel suikastlardan birisi. En sorunlu
illerden birisinin Emniyet Müdürü,
çevresinde korumalan, motosikletli
polisler, önünde arkasında eskortla
giderken şehrin göbeğinde çapraz
ateşle ötdürüldü. Ustelik suikastı dü-
zenleyenlerin hiçbiri yakalanmadan
olay yerinden uzaklaştılar. Diyarba-
kır'ın göbeğinde, içlerinde Emniyet
Müdürü'nün de yer aldığı altı polisi öl-
dürüp kaçabilmek o kadar kolay ol-
masagerek.
Türkiye'de şimdiye kadar çok
önemli suikastlar gerçekleştirildi.
Sevgili Uğur Mumcu, 8 yıl önce al-
çakça bir suikasttayaşamını yitirmiş-
ti. Abdi Ipekçi'nin öldürulmesinin
ûzerinden 21 yıl geçti. Adana Emni-
yet Müdürü Cevat Yurdakul ülkücü-
ler tarafindan öldürüldü. Bu kritik ci-
nayetlerin hiçbirisinin failleri konusun-
da ikna edici sonuçlar elde edileme-
24 Ocak, O Kahreden Gündi. Ancak, uzun zamandır böylesine
iyi korunan bir kişinin şehrin göbeğin-
de öldürülmesine tanık olmamıştık.
GaffarOkkan, Diyarbakır'daseviten
bir emniyet müdürüydü. Geçen yılın
nisan ayında Büyükşehir Belediye
Başkanı Feridun Çelik'in davetiyle
Diyarbakır'a gitmiştim. Güneydoğu
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Naci
Sapan'la Cemiyet'in lokalinde otu-
rurken Diyarbakırsportaraftarlan şeh-
rin sokaklannda kornalar çalarak do-
laşıyoriardı. Konvoyun başında Gaf-
far Okkan vardı. Naci Sapan, Gaffar
Okkan'ın, şehirdeki ölüm sessizliği-
nin bozulmasında önemli bir rolü ol-
duğunu anlatmıştı.
Diyarbakır'ayıllardır giderim. Diyar-
bakır'da 199O'lı yıllann ortasında he-
men hergece cinayet işlenirdi. BirTV
çekimi için gittiğim 1994 yılında otel-
de otururken gece yansı, her zaman-
ki gibi Hizbullahçılar, şehrin merke-
zinde satırla cinayet işlemişlerdi. O
dönemde gece sokağa kimse çıka-
mazdı, Hizbullahçılardan ve güvenlik
güçlerinden başka. Diyarbakır yıllar-
ca korku ve ölümle iç içe yaşadı.
Geçen nisan ayında gittiğimde, Di-
yarbakır'ın bir ölüm ve korku kenti ol-
maktan çıkmaya başladığınatanık ol-
dum. Yaşanan son olumsuzluk, jan-
darmanın belediye başkanlannı gö-
zaltına alrnasının şehirde yaratbğı ger-
ginlikti. Hizbullah'a karşı yapılan ope-
rasyonlann da ölümün ve korkunun
silinmesinde etkili bir rolü olmuştu.
Gaffar Okkan, sempatik ve parlak bir
emniyet müdürüydü. Diyarbakır'da
huzurun ve banşın yerleşmesinde Va-
li Cemil Serhatiı ile birlikte etkin bir
rol oynuyordu. Şehrin HADEP'li bele-
diye başkanlan da Emniyet Müdü-
rü'nden ve Vali'den olumlu şekilde
söz edryoriardı.
• • •
Gazeteci arkadaşım Nuriye Ak-
man, iki gün önce Diyarbakır'a Bele-
diye Başkanı Feridun Çelik'le söyle-
şiye gideceğini söyleyince ben de
Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın il-
ginç bir insan olduğunu, Diyarbakırs-
por'aolan tutkusu nedeniyle, şehirde
özel bir hava yarattığını anlatmıştım.
Kader işte. Nuriye, onunla görüştük-
ten kısa bir süre sonra Okkan yaşa-
mını yitirdi.
GaffarOkkan neden öldürüldü? B-
deki veriler Hizbullah'ı gösteriyor. Hiz-
bullah, böylesine iyi hazırianmış pro-
fesyonel bir suikastı gerçekleştirebi-
lir mi? Şimdiye kadar böylesine bü-
yük bir eyleme hiç kalktşmamışlardı.
Bu nedenleböylesine profesyonel bir
eylemi gerçekleştirebilmiş olmalann-
dan insan kuşkuya düşüyor? Gaffar
Okkan'ın öldürülmesi, Diyarbakır gi-
bi kritik bir kentin dengelerini bozabi-
lir. Diyarbakır'ın dengelerinin bozul-
ması Güneydoğu'nundengelerini bo-
zabilir.
Bu ülkede, huzur ve banşla de-
mokrasi arasında sıkı bir bağ var. De-
mokrasiyi istemeyenler için, en
önemli malzeme huzurun ve banşın
dinamrtlenmesi. Baskı rejiminin sür-
mesi için Türkiye'nin kanşması gere-
kiyor. Gaffar Okkan'ın öldürülmesi,
en çok onlan sevindiriyor. Cinayeti
işleyenler veya işletenler, bilerek ya
da bilmeyerek demokrasi düşman-
lannın, diktatörlük yanlılannın ekme-
ğine yağ sürdüler.
•••
Güneydoğu'da 15 yıllık bir savaş-
ta ryice güçlenen güvenlik ve devlet
otoritesi, Hizbullah'a kalıcı darbeyi
bir türlü neden indirmiyor ya da in-
deremiyor? Bu zaafın altında yatan
asıl sebebi doğrusu çok merak edi-
yorum...