Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA liü CUMHUBİYET 2 EYLÜL 2000 CUMARTESİ
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Kısa Boylu Vsİliler!
TevfîkÜNAYDEV
S
on günlerde basınımızda yer
alan, valilere ilişkin haber-
ler ve bu arada deprem böl-
gesinde Japonlar tarafmdan
kunılan prefabrike evler için
düzenlenen törene başbakan yardım-
cısmın gelemeyışi üzerine valinin "Bu
benim boyumu aşar" diyerek Japon
Büyükelçısi ve Japonya'dan gelen ilgi-
lilenn de hazır bulunduğu töreni iptal
etmesi, beni, uzun kamu görevi dene-
yiminin de verdiği cesaretle valilık ma-
kamı hakkında bazı düşûncelerimi di-
le getirmeye zorladı.
Once, Içişlen Bakanımızm valilere
verdiği, 'bakanlann il sınınnda karşı-
lanmaması' yolundakı yönergeye de-
ğıneyım. Böyle bir uygulama kuşku-
suz son derece yerinde. Ancak bu yö-
nergenin yerine getirilebilmesi için,
uygulamanın her şeyden önce bakan-
larca benimsenmesi, şimdilerde çok
moda olan deyişiyle bakanlann bunu
'içlerine sindirmeleri' gerekır. Yoksa
eski Erzincan valısırun söylediği gibi.
söz konusu yönergeye uyan vali ken-
dinı en kısa zamanda merkezdc bula-
bilir...
Bizim çoğu siyasetçimiz nedense
gösterişli, davul zurnalı, konvoylu kar-
şılamalann, kendılennin saygrnlığını,
yetkılerinı güçlendirdıği kanısını taşır.
Oysa tam tersine, bu gibi karşılaşma-
lar, mevcut olabilecek bir nezbe say-
gınlığın da yitirilmesinden başka bir işe
yaramaz. Bu karşılamalara içtenlikle ge-
len bırkaç kışi dışında, kimileri yala-
kahk için, ama çoğu angarya olarak
ya da merak nedeniyle katılır. Çoğu
zaman da karşılanan kimse vatantiaşm
içten, hatta bazen açığa vurulajpem-
patik (!) duygulannın ohışmasM ne-
den olur. Bu türden karşılamaların ya-
rattığı kargaşa, zaman kaybı ve devle-
te yükJediği parasal yûk de işin çaba-
sı. Hele valiler çok uğrak bir ilde gö-
revli iseler kendileri olağan görevleri-
ni de yenne getirmeye zaman bula-
mazlar.
Bızım örnek almaya çalıştığımız ül-
kelerbiryana, yukandan baknğımız ço-
ğu ülkelerde bile bakan karşılamak,
hele hele konvoylar oluştunnak gibi
olaylar hiç görülmez. Çok özel durum-
lar dışında bakanlann geliş gidişinden,
vali dahıl, kimsenin haberi olmaz.
Yine basından öğrendik, son kez ata-
nan valiler topluca Cumhurbaşkataı ve
lider konumundaki hûkümet üyeleri
tarafindan kabul edılmiş ve kendileri-
ne görevlerine ilişkin tavsiyelerde bu-
lunulmuş. Valilerimizin, yetkililerce
böyle öğrenci gruplan gibi topluca ka-
bul edilmeleri ve kendilerine, görevle-
rine ilişkin öğüt verir gibi tavsiyelerde
bulunuknası kanımca pekyaktşık almı-
yor. Vali. görev yapacağı ılde cumhur-
başkanını ve devleti temsil eden en bü-
yük mülkiye amiridir. Valilik görevi-
ne layık görülen kimse eğitimi ve de-
neyimi nedeniyle görevinı, zaten ken-
disine öğütte bulunanlardan daha iyı bi-
lir. Devletin valilik gibi son deTece
önemlı ve saygın, onurlu bir görevine
ısr-
toplu kararname ile atama yapılması-
nı ve valilerin yetkililerce topluca ka-
bul edilip kendilerine yol gösterici öğüt
verilmesini, görevin düzeyi ve önemi
ile bağdaşönnak mümkün ohnasa ge-
rekir.
Zaman zaman görûntülü ve yazılı
medyada görüyoruz, bir ili özel olarak
ya da resmen ziyaret eden bir bakanın
vilayetteki ilk işi, valinin koltuğuna
geçip odayı dolduranlara nutuk çek-
mek oluyor. Bu davranış, bir görgü so-
rununun ve valiye saygısızlığın ötesin-
de, valinin temsil ettiği cumhurbaşka-
nına ve devlete de saygısızlıktır. Çoğu
bakanımız bu davranışı, makamlann-
da, kendilerini ziyarete gelenlere ve
zaman zaman bakan düzeyindekı ya-
bancı ziyaretçilere karşı da gösteriyor-
lar. Bu durum kuşkusuz, siyasetçileri-
mızin kafalanndaki kotoık-otorite+say-
gmhkinancmm dışa vuruluşunun gös-
tergesini oluşturuyor. Ancak bu arada
saygınlığın koltuktan değil. kişinin ken-
dinden kaynaklandığı unutuluyor. Ay-
nca, yabancılan makam koltuğunda
kabul etmek de, sadece bunu yapan
bakanı değil, ülkemizi de küçük düşü-
ren görgûsûzlük örneği bir davranış
oluşturuyor.
Valilik yetke ve saygınhğı, çok par-
tili düzene geçildiğinden bu yana gi-
derek yıpratıldı. Vali atamalannda par-
ticüik anlayışı ve uygulayışı egemen ol-
du. Siyasetçilerin ve yerel particilerin
çoğu zaman devlet düzeni ve sayguı-
lığı ile çelişen istek ve davranışlanna
karşı çıkan valiler görevden ahndüar,
herhangi birpartiye yakınlık gösteren-
ler ise yetersız de olsalar vali olarak atan-
dılar. Siyasetçilerimizin valilerin atan-
masuıda etkili olmaları, yerel partici-
lenn bir valiyı görevden aldırmalan, hat-
ta zaman zaman siyasetçilerin valileri
uluorta azarlayabilme cüretini göster-
meleri hep bu dönemde gerçekleşmiş-
tır. Toplumumuzun bugünkü keşmekeş
görüntüsünde, siyasetçilerimizin ken-
di çıkarlan uğruna devlet yetkesini bu
yoldan yıpratıp valileri devletin değil,
partilerin temsilcisi olarak görmek is-
temelerinden kaynaklandığını söyle-
mek herhalde yanlış olmaz. Dctidarpar-
tilerinin vali atamalannda kontenjan
ıstemelen de sanınm bunun ibret ve-
ncı bir kanıtıdır.
Valilere reva görülen bu tür davra-
ruşlar, onlann yabancı ülkelerdeki eşit-
leri olan büyükelçilere de uygulanmak
istendi. Ancak Dışişleri Bakanlığı gö-
revini üstlenmiş olan, devlet görgü ve
bilgisi bulunan deneyımli ve kişilikli
kımseler bu tür kanşmalan büyük öl-
çüde önleyebıldiler. Ancak şunu da be-
lirtmek gerekir ki Dışişleri'ndeki ha-
sann sınırlı kalmasında, siyasetçileri-
mizin yurtdışı faaliyetlerinin içeriye
oranla daha kısıtlı olmasının büyük ro-
lü yardır.
Öte yandan, siyasetçilerin Dışişleri'ne
kanşma heves ve girişimleri, dış siya-
sal sorunlanndan değil, özellikle
1980'lerden sonra yoğunlaşan dış ge-
zılere ılışkın nedenlerden veyaçok dü-
zeysel düşüncelerden kaynaklanmak-
tadır. Son bir kanşma örneğini, parla-
mento dostluk heyetinin, pek de dos-
tane geçmeyen Libya gezisinde gördük.
Basuıdan öğrendiğimize göre, heyet
başkanı bayan milletvekili, Libya Bü-
yükelçimize Dışişleri'nin özelleştiril-
mesınden söz etmiş. Bu parlak fıkri
olabildiğince genişletebüir ve özel bir
hükümet, özel parlamento, kısacası
özel bir devlet kurabilirsiniz.
Sözü, yazuıın asıl konusu valilere
getireyim. Devletin çok önemli bir gö-
revini yürüten, devlet yetkesinin yurt
düzeyinde sağlanmasında, devlet dü-
zeninin korunmasında yaşamsal görev
üstlenmiş olan valilerimizin konumu,
1950'lerden bu yana sorumsuz partici
emellerle giderek yıpratılmış ve vali-
lerimiz kişiliksiz, kukla kişiler durumu-
na getirilmek istenmiştir. Bir süre ön-
ce el öpen bir valıden sonra, deprem böl-
gesınde Japonlar tarafindan kurulan
prefabrike evler için düzenlenen töre-
ni, valinin, "Bu benim boyumu aşar"
diyerek iptal etmesi, valilerimizin si-
yasetçiler tarafindan düşürüldükleri
kaygı verici durumun düşündürücü bir
örneğidir.
Hepimizin bildiği bir gerçek var:
Devletimizin mükemmel işleyen en
saygın ve vatandaşın en fazla güven duy-
duğu kunıluş ordumuzdur. Nedeni ise
çok açık: Sıyasetçilerimiz bu kuruma
el uzatamazlar, uzatmaya kalkışmala-
n karşısında da ellenru oradan çekmek
zorunda kalırlar. Siyasetçilerimizin,
orduya uzatamadıklan ellerini, devle-
tin bir başka yaşamsal görevını yürü-
ten, ancak kendilerini "boysuz" gönne
konumuna düşürülen müUderkân üze-
rinden de çekmeleri, ülke çıkarlan ba-
kımından büyük önem taşıyor.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Anayasada 15. Madde
DururketıLSayın Cumhurbaşkanı bir hukuk adamt... Bunu
bilmeyen yok! Yargıçlık yapmış, Anayasa Mahke-
mesi üyesi olmuş, sonra da başkanı... Hukuk ala-
nındaki en yüksek görevden, bir başka daha yük-
sek göreve gelmiş...
Hukukun üstünlüğü demokrasilerde başlıca da-
yanaktır. Gerçi, hukuk anlayışı zamanla değişir.
Toplumdan topluma uygulamalar birbirine benze-
mez. Hukukun dayanağı yasalardır, ama her yasa
hukuka uymaz, yakışmaz... Bir kimse, kim olursa
olsun, nice yüksek görevlerde bulunursa bulunsun
hukuk çizgisinde ise bütün işlemlerinde hukuk ge-
reklerini yerine getirdiğini söylerse, hukuk dışı baş-
ka uygulamalan da gözden kaçırmamalıdır!
1982 Anayasası'nda birçok geçici madde var.
Geçici 15. madde, içlerinde en önemlisi!.. Onse-
kiz yıldır da yürürlükte. Birtakım tartışmalara kar-
şın yerinde duruyor. Büyük hukukçulanmız, her işi
hukuk açısından gören, kimi zaman ulusal nitelik-
teki girişimleri bile hukuk dışı sayan kişiler, bu mad-
deyi bilmem nasıl yok sayıyoriar, kendi hukuk an-
layışlanna uygun görüyoriar? En başta da huku-
kun üstünlüğünü savunan Sayın Cumhurbaşkanı...
Işte geçici 15. madde:
"12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler so-
nucu toplanacak TBMM'nin Başkanlık Divanı oluş-
turuluncaya kadar geçecek süre içinde yasama
ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan,
2356 sayılı kanunla kurulu Milli Güvenlik Konse-
yi'nin, bu konseyin yönetimi döneminde kurul-
muş hükümlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis hak-
kında kanunla görev ifa eden Danışma Meclisi'nin
her tühü karar ve tasarnjflanndan dolayı haklann-
da cezai, mali ve hukuki sonjmluluk iddiası ileri sü-
njlemez ve bu maksatla hertıangi biryargı mer-
ciine başvurulamaz. Bu karar ve tasarruflann Ida-
rece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görev-
lilerce uygulayanlar hakkında da yukandaki fıkra
hükûmleri uygulanır. Bu dönem içinde çıkanlan ka-
nunlar, kanun hükmündeki karamameler ile 2324
sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyannca
alınan karar ve tasarruflann anayasaya aykınlığı id-
dia edilemez."
18 yıldır 12 Eylül dönemi yasalannı yasa hükmün-
deki kanunla çıkaranlar, Güvenlik Konseyi üyele-
ri, Danışma Meclisi üyeleri ve onlann çıkardıklan
yasalara göre işlem yapanlar, anayasanın bu ge-
çici maddesinin koruması altındadır. Yaptıklan bu
tür yanlış, yasadışı, zarariı işlem, eylemleri de...
Sayın Cumhurbaşkanı ve onun gibi her işte, her
konuda, her alanda hukuk çizgisinde yürüyenler,
yürüdüklerini sananlar, nedense bu 15. maddeyi
görmüyortar! "Hukuk" önemli ise her alanda hu-
kukun üstünlüğü gerekiyorsa, "12 Eylül artığı bu
madde " neden "Anayasadan çıkanlsın " demiyor-
lar? Bir yanda "hukuk hukuk", öte yandan 12 Ey-
lül korumacılığı!..
Kamuoyu, bütün bu ikili tutumu görüyor, "hukuk
hukuk" diye tutturanlann içtenliğine bunun için
inanmıyor...
İLAN
TC
EĞtRDtR ASIİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2OOO'38
Davacı Alı Özkan vekilı Av. Ümran Şenol tarafindan
davalı Sevgı Özkan hakkında açıbnış bulunan boşan-
ma davasuun mahkememizde yapılan açık dunışma-
sında verilen ara karar gereğince,
Davalı Sevgi Özkan adına çıkanlan dava dılekçesi
ve duruşma günü tebliği açık adresi bilinmedığinden
bila teblığ ıade edilmiştir.
Davalının açık adresi tespit edilmediğınden ilanen
tebliğine karar venlmiştir.
Yukanda açık kimligi yazıh Mustafa ve Suna kızı
1959 Serik doğumlu Sevgi Özkan'ın, duruşmanın atılı
bulunduğu 8.9.2000 günü saat 09.00'da Eğirdir Aslıye
Hukuk Mahkemesi'nde hazır bulunması veya kendısi-
ni bir vekjl ile temsi ettirmesı, aksi halde yargılamanın
yokluğunda devam edeceğı ve hüküm venleceğı dava
dılekçesi ve duruşma günü yerine kaim olnıak üzere
ilanolunur 12.5.2000
Basın: 40422
On Yaşındaki Kızını!..
Prof. Dr. Esin KÜNTAY Mimar Sinan Üniversitesi
M
edyada, oldum olası, küçük ço-
cuklanmıza karşı yapılan hak-
sızlıklar, sömürü ve şiddet olay-
lanna yoğun biçimde yer verile-
rek kamuoyu haberdar edilir. Bu olay da bun-
lardan sadece biridır. Bir serüven filmi gibi
gözler önüne sergileniyor. Adamın biri, has-
ta ve işsiz olduğu sahte gerekçelerin arkasına
sığınarak maddi çıkar elde etmek kaygısıyla
on yaşındaki küçük kızını sokakta kâğıt men-
dil satmaya gönderiyor, oyun çağındaki çocu-
ğu zorluyor. Hiç kuşkusuz, "sokaktaki kız ço-
cuklannın" çok ciddi risk altında olduklanm
bilerek, ancak gerçeklere sırt çevirerek... De-
likanhnın biri ise o nasıl bir gençtir, çocuklu-
ğu hangi aile ortarnlannda geçmiştir bilin-
mez, küçük kızı "Müşterileri rahatsız ediyor''
diye çalıştığı yerin buzdolabma kapatarak ne-
den olabileceği trajediye büyük bir umursa-
mazlıkla gözlerini yumabiliyor.
Medyanın reytinge aşın değer veren bazı ka-
nallan ise "çocuk istisman'*rıın onun ruhunun
derinliklerine bırakabıleceği izlerin neler ola-
bileceğini hiç düşünmeksizin küçük kızı ba-
bası ile canlı yayında görüntülemek üzere kı-
yasıya birbiri ile yanşıyor. Bu olayda Türk Ce-
za Kanunu'na göre "suçlu baba" hangi prog-
ramda yer alınacağına karar veren başrol oyun-
cusu.
Bütün bu gelişmelerin kamuoyunda yara-
tacağı olumsuzluklar, olayı bir o kadar daha
ciddi bir toplumsal sorun haline dönüştürüyor.
Artık, bu yaratılıştaki babalardan hangisi "ço-
cukhaklan" konusuna önem vcrecek? O, "sa-
hibi" olduğuna inandığı, "malı" gibi algıla-
dığı çocuğunu parasal çıkar uğruna neden so-
kaklara salmasuı ki?
Toplumsal açıdan çok önemli geüşmeler, san-
ki bir film şeridi gibi ızlenırken Bırleşmış
Milletler Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin yan-
daşı olduğumuz, sözleşmenin çocuğun her
türlü sömürüye, işkence ve özgürlükten yok-
sun buakılmaya karşı korunma, her olayda
görüşünü belirtme, eğitim, sağlık, boş zaman
değerlendirme, oyun oynama ve benzeri da-
ha birçok haklan düzenleyen, devlete bu yön-
de görev yükleyen maddelerinin çiğnendiği-
ni düşünerek davranmak gerekmez miydi?
Medyanın öneri ve eleştirileri ile destek
verdiği ve de çocuğun haklan ve onun gele-
ceğiyle ilgili olarak birçok akademisyen, uz-
man ve uygulayıcının görüş ve projeleri ile kat-
kıda ulunduğu TC Istanbul Valiliği tarafindan
düzenlenen Birinci Çocuk Kurultayı'nın ger-
çekleştirildiği bir dönemde bu olay bir çeliş-
ki değil mıdir? Reyting uğruna bazı televiz-
yon kurumlanrun kazanımı karşısında top-
lum olarak yitirdiğimiz insanı değerler arasm-
dakı dengesızlik, yönetıcilennı hiç düşündür-
müyor mu?
Nerede kaldı uısan haklanna saygı, huku-
kun üstünlüğü?
" YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
^ TİYATRO BÖLÜMÜ
YETENEK SINAVI İLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
(Kontenjan: 5'i başan bursu ile 30 öğrenci)
Seçkin öğretim kadrosu ve çağdaş öğrenim programıyla Yeditepe Ünlversitesi
Tiyatro Bölümü genç yeteneklere parlak bir sanat geleceği imkânı
sağlamaya devam ediyor.
SEMİNER VE KONFERANSLAR
Prof. Dr. Sevda Şener
Prof. Dr. Metin And
Tunç Yalman
Çiğdem Selışık - \
ATÖLYE ÇALIŞMALARI
Haldun Dormen
Ali Poyrazoğlu
DERSLER
Füsun Akatiı (Bl. Bşk.)
Engin Uludağ
Ali Taygun
Engin Cezzar - •-
Tijen Par • : • ' - , , , • . ?«..<** •»•»-
Seçkin Selvi
Kaya llhan
Suat Ankan , ' • , • . •
SönmezAtasoy '•.-'"' Z"
Esra HÎzal (Arş. Görv.)
• Aday olabilmek için 2000 yılı ÖSS sınavından en az 105 puan (herhangi bir tür) almış olmak şarttr.
• Ön kayrt 11-25 Eylül tarihleri arasında Acıbadem İstek Vakfı binası Tiyatro Bölümü'nde yapılacaktr.
• Yetenek sınavı 26 Eylül Salı günü saat 10.00'da aynı yerde yapılacaktr.
Ön kayrt için gerekli belgeler
• 2000 yılına ait ÖSS puan kartının aslı ve fotokopisi,
• Lise diplomasının aslı veya fotokopisi,
• Dört adet vesikalık fotoğraf, . ^ •
• Vakıflar Bankası Kadıköy Şubesi 2022480 No'lu hesaba 10.000.000.- TL (Onmilyon) ön kayrt harcı
yatınldığını gösteren banka dekontu. . . .
Telefonlan (0 216) 326 34 24-326 3415/200-32&
Faks ,(0216)326 7027
PENCERE
Bu Sese Kıriak Vertn!..
1989'da Beriin Duvan yıkıldı; 1991 'de Sovyetler
siztere ömür...
Çift kutup yerine tek kutuplu bir dünyada yaşa-
maya başladık...
Kırk yıl "komünizm tehlikesi" ile şartlanıp gözle-
ri perdelenen Türkiye birdenbire ne yapacağını şa-
şırdı; önce kendine gelemedi; ama, bir süre sonra
ayırdına vardı ki 1923 Devrimi ile kurulan laik Cum-
huriyeteteten gitmek üzere!.. "Komünizme karşı pan-
zehir" diye Amerika tarafindan bizim devlete aşı-
lanan ideoloji, kapryı bacayı tutmuş; "Devlet" sol-
culann üzerine hışımla yürürken, altı saatte bir ca-
mi yapılryor, imam-hatip okullan temel öğretimin
yerine geçmiş; camiler siyasal parti şubeleri gibi
çalıştyor; "Islamda kadından imam olmaz" ama,
Milli Eğitim Bakanlığı'nın imam okullanndatürban-
lı kızlar köktendinciliğin militanlan olarak yetiştiri-
liyor; ekonomide holdinglerie, medyada gazetele-
riyle, televizyonlanyla ağır basan dinciler, siyasa-
datırmanarak Necmettin Erbakan'ı Başbakanlı-
ğa oturtmuşlar, kırk yıldan bu yana merkez sağın
şemsiyesi altında palazlanan şeriatçılar, bu kez
merkez sağı denetimleri altına alarak hükümetle-
rini kurmuşlar...
önce, devlet kesiminde yeri ve gücü bilinen Or-
du'nun gözleri açıldı.
•
28 Şubat bir dönüm noktasıdır.
1989'da Beriin Duvan, 1991'de Sovyetler yıkıl-
masaydı, gözler açılabilir miydi?..
Hayır!..
Bu durumda Sovyetler'in 1917'de kuruluşu da
1991 'de yıkılışı da Türkiye Cumhuriyeti açısından
talihli tarihsel olaylardır, denebilir mi?.. Tarih Baba
bu soruya yanıt versin!..Mustafa Kemal'in Ana-
fartalar'da ve 30 Ağustos'ta oynadığı rolü, bu açı-
dan değeriendirmek anlamlı olur.
28 Şubat'ı dünya dengelerini allak bullak eden
Sovyetler'in yıkılışı sürecine oturtmadan anlamak
olanağı yoktur. Türkiye dinci devlet yolunda kırk yıl-
dan beri adım adım yürüyen bir projenin gerçek-
leşmesine ramak kalmışken kurtuldu. Şimdi garip
bir durumdayız. Kimileri Avrupa'da dincilige karşı
savaşımla kurulan demokrasinin bizde dincilikle
kurulacağını sanıyor; kimileri bunu "cami-kışla ça-
tışması" sayryor.
Parola ne:
"-Camiye özgürlûk!.."
Attı saatte bir cami yapılan ülkede, ibadet özgür-
lügü sonsuzken, dini siyaset için kullanmak iste-
yenlerin laik devlete karşı saldınlannı demokrasi sa-
vaşımı saymak aymazlığına ne demeli?..
Tarih tersine mi döndü?..
•
Genelkunnay Başkanı Krvnkoğlu'nun konuş-
malan medyada çeşitli biçimlerde yorumlanıyor, ola-
yın derinliğine ınmeden yüzeyde kalınz.
Devlet öfgütünün dincilerden anndınlması demok-
rasi için "olmazsa olmaz" koşul...
Iran, Afganistan, Sudan, Suudi Arabistan vb.
modelleriyie ortaya çıkan şeriatçılık dakjası çarpı-
cıdır. Türkiye ya bu dalganın akıntısına kapılacak
ya da laik Cumhuriyet kapsamında demokrasiyi ku-
racak!.. Genelkurmay Başkanı Kıvnkoglu'nun ko-
nuşması, kişisel degildir; Ordu'nun sesidir; halk
çogunluğunun da bu sese kulak verdiği hiç unu-
tulmasın!..
Yalı Turistik Tesisleri
BODRUM ÖREN'de
Denize Sıfır
Eylül'de Tam Pansiyon 7.500.000 TL.
Mavi, Yeşil ve Dostluk Yalı Tunstik Tesisleri'ncle
(6u ilan kupüruyle başvuranlara tatil boyunca
Cumhuriyet gazetesi bizden).
Tel: 0312 • 230 46 90 - 229 89 77
0 252 - 532 33 19 - Cep tel. 0 542 325 79 21
ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ
İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
MYMET TAKDtR RAPORUNUN
İLANEN TEBLİĞİ
2000/1511. Ş ' '
Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 13.4.2000
gün ve 1999/573 esas, 2000/376 karar sayıb ilamı ile
satılmak suretiyle hissedarlar arasındaki ortakJığın gi-
derilmesine karar verilen Ankara, Etimesgut ilçesi,
Topçu mahallesınde kain 45710 ada, 1 numaralı par-
seli teşkıl eden 453 m2 miktanndaki arsanın satışa
esas kıymet takdiri yapılmış olup bilirkişilerce
16.8.2000 tarihli raporla 31.845.837.000.-TL kıymet
takdir edılmiş ve hissedarlardan Süleyman Sülek'in
adresi tespit edilemediğinden adına ilanen tebligat ya-
pılmasına karar venlmiştir. Karar gereğince hissedar
Süleyman Sülek'in işbu ilanın yayımı tarihinden itiba-
ren 7 günlük yasal süreye ilaveten 15 gün içinde varsa
itirazını Ugili mercie yaptnası, olmadığı takdirde bu
süre sonunda kıymet takdirinin kesinleşmiş sayılacağı,
kıymet takdirinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan
olunur. 29.8.2000 Basın: 48788
KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2000/570
Davacı Hatice Coşkun tarafindan davalı Mustafa
Coşkun aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle,
Yukanda adı geçen davalı Mustafa Coşkun'a meşru-
atlı davetiye gönderilmiş olup, davetiye bila tebliğ iade
edilmiş, yapılan araştmna neticesinde de adresinin tes-
pitine imkân olmadığından, davalının duruşma günü
olan 31.10.2000 günü saat 09.00'da mahkememizde
yapılacak olan duruşmada bizzat hazır buluoup diye-
ceklerinı bildinnesi veya kendisini vekil ile temsil ettir-
mesi, aksi takdirde gıyabında duruşmaya devam oluna-
cağı usulün 377 ve müt. maddesi gereğince dava dilek-
cesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 3.8.2000
Basın: 48963
Markası Beko Casıo 298 SR MF AF - 70802610 sicil nolu
yazar kasa nıhsatı kaybohnuştur. Hükümsüzdür.
BÜLENTTUNÇ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlarıyla, araştınmalanyla, köşe
yazılanyla, tarafsız haberieriyte sivil toplumlann gazetesi.
Dûzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75