25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Her şey toz pembe değil • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul Ticaret Odası (ITO) Başkanı Mehmet Yıldınm başkanlığındaki bir heyet, dün Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tannkulu'nu ziyaret etti. Yıldınm yaptığı açıklamada, haziran enflasyonunu degerlendirirken "Şu anda verileri öyle toz pembe olarak da görmüyoruz. Eylül ayından itibaren toptan eşyadaki fiyat artışlan perakende fiyatlara dönüştüğünde enflasyonun tırmanacağı söyleniyor" dedi. Başhekime mestekten men • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu, Yûksek thtisas Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Oguz Taşdemir'e, "yapay kalp kapakçıklannın alımında usulsüzlük yaptığı" gerekçesiyle 1 ay meslekten men ve 75 milyon lira para cezası verdi. Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Taşdemir hakkında süren davalar bulunduğunu, davalar sonuçlanana kadar kendisiyle çalışmaya devam edeceğini söyledi. Öcalan dışlanıyor • ANKARA (AA) - Terör örgütü PKK'nin başkanlık konseyi üyelerinin, elebaşı Abdullah Öcalan'ı dışlama gayreti içerisinde oldukJan bildirildi. Konsey üyelerinden terörist Rıza Altun, Düsseldorf kentinde yaptığı toplantıda şu görüşleri savundu: "Öcalan'ın, Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği içinde olduğunu biliyoruz. Öcalan, partiyi 2-3 yıl içinde pasifize etmeyi, sonra da dağıtmayı planlamaktadır. 'Peki, neden hâlâ Abdullah Öcalan'a bağlısınız' diye sorarsanız, bunun cevabı da gayet açık. Birincisi, Öcalan partinin her şeyi oldu. Onu birden dışlamak, hain ılan etmek partiyi kısa sürede dağıtır. Bu nedenle de bunu yavaş yavaş yapacağız." Basm affından yararlananlar • ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Kamuoyunda 'basın afff olarak bilinen, basın yoluyla işlenen suçlann enelenmesi konusundaki yasa kapsammda 73 İcisinin mahkûmiyeti, 94 kisi hakkındaki hazırlık scmşturması tamamlanan davalann açılması ve 567 kiıiye ilişkin davalann kesin hükme bağlanması erelendi. Adalet Bakanı Hkmet Sami Türk, bu rruhkûmiyet kararlannın 3{'inin DGM'lerce, 2 •'inin ağır ceza mhkemelerince, 14'ünün is- asliye ceza mhkemelerince verilen lapis veya para ciâlafıhdarı öîüştuğunü kydetti. Ksni vekil Güryel •HaberMerkezi- Adalet ükanı Hikmet Sami Türk fcşkanlığında dün «olanan HSYK, yaptığı «:lama sonucu Ergül •Ciryel'i başkanvekilliği Q?revine getirdi. Güryel, H göreve gelmeden önce llrul üyesiydi. Başbakan Ecevit, MHP'nin yaklaşımının hükümet sorunu yapılmayacağını söyledi Oliiııı cezası için zirveANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Bülent Ecevit, ölüm cezasının kaldınlması için hükümet girişimine gerek obnadığını, MHP' nin bu konu- yu hükümet sorunu yapmaya- cağı izlenimi edindiğini bildir- di. Kapatılan RP'nin yasaklı li- deri Necmertin Erbakan ın 6 yıl önce yaptığı konuşma ne- deniyle cezaevine girmesinden "mutiulukduymayacağınr dı- le getiren Ecevit, CHP ile HA- DEP arasında ciddi bir ilişki ol- duğunu yineleyerek rejim açı- sından bunu üzücü bulduğunu söyledi. Başbakan Ecevit, Başbakan- • Erbakan'ın cezaevine girmesinden mutluluk duymayacağını söyleyen Başbakan Bülent Ecevit, CHP'ye yönelik suçlamalannı da sürdürdü. CHP ile HADEP arasında ciddi bir ilişki olduğunu savunan Ecevit, böyle bir davranışı rejim açısından üzücü bulduğunu belirtti. lık Merkez Binası'nda basına açıklamalarda bulundu, sorula- n yanıtladı. Ecevit'in açıkla- malan ve sorulara verdiği ya- nıtlar şöyle: Erbakan'a hapis cezası: Mahkeme karanna elbette say- gılı olmak zorundayız. Ancak Erbakan'ın 6 yıl önceki konuş- ması nedeniyle cezaevine gir- diğini görmekten mutluluk duymayacağımı belirtmek iste- rim. Kaldı ki cezalandınlması- na neden olan sözleri ettiği sı- rada genel başkanı olduğu par- tisi de çoktan kapatılmış du- rumda. CHP-HADEP arasında diya- logktdiası: Bu yöndeki duyum- lan devletın yetkılı kurumİann- dan aylardan beri alıyorduk. Ben eski değerli arkadaşun, bu- günkü CHP Genel Başkanı Al- tan Öymen'in bu konuda dik- katli olacağını tahmin ettiğim, umduğum için kendisine muh- telif kanallardan bu ıstihbarat hakkında bilgiler iletmiştim. Fakat son günlerde Sayın Öy- men'in de, diğer bazı çalışma arkadaşlannın da yaptıklan ça- hşmalar CHP ile HADEP ara- sında ciddi bir ilişki, işbirliği en azından bir diyaJog olduğu- nu açıkça gösteriyor. Hem adı Cumhuriyet Halk Partisi olan bir partiden böyle bir davranış gelmesini o partinin geçmişi açısından üzücü bulurum hem Kunu-Sen'e bağh memurlar, aştnacağa karşınhak arama eylenüeriııi sokaklarda sürdürdüler. Kamu-Sen üyeleri, zorunlu tasarrufkesintilerinin ödenmesini istedi Memurdan hükümeteprotestoHaber Merkezi - Türkiye Ka- mu-Sen'e bağlı memurlar, hü- kümetin kamu çahşanlanna yö- nelik verdiği sözleri yerine getir- rnediğini ileri sürerek çeşitli ey- ıjpnleryaptılar. istanbul'da ayak- kabı boyayıp su satan ve dilenen Kamu-Sen üyeleri, Konya'da çıplak ayakla ateşin üzerinde yü- rüyerek hükümeti protesto etti- ler. Gaziantep'te de memurlar miting düzenledi. Konya'da Atatürk Kız Lisesi önündeki alanda Kamu-Sen üyesi memurlarca düzenlenen toplantı öncesinde, yere tebeşir- le 2.5 metre boyunda bir kazık resmi çizilerek üzerine, yakıl- dıktan sonra kor haline gelen o- dun ve kömürparçalan döküldü. Maliye'de çalışan 38 yaşında, evli ve 2 çocuk babası Mehmet Hotamış, çıplak ayakla ateş üze- rinde yürüyerek ilginç bir pro- testo gösterisi yaptı. Gösteriden sonra kısmen ya- nan ayaklanna arkadaşlannca soğuk su dökülerek acısı dındı- rilmeye çalışılan Hotanuş, yap- tığı açıklamada, "Hükümetin ekonomikuygulamalanna veka- mu çal^anlannın ezilmesine tep- ki göstermek ve sesimizi duyur- mak amaayla ateş üzerinde yü- rüdüm. Hükümete karşı onurlu mücadetemiz, haklannua akn- caya kadar devam edecek" dedi. Kamu çahşanlan, aynca tıyat- ro oyunuyla hükümeti eleştirip taleplerini dile getirdiler. Nasif Çetikkayaadlı memurun Başba- kan Bülent Ecevit'i canlandırdı- ğı oyundakamu çahşanlan, Baş- bakan'dan zam, sendika hakkj ve zorunlu tasarruf kesintilerinin ödenmesini istediler. Rol gereği, bu istekleri umursamayan bir tu- tum sergileyen Ecevit'in talima- tı üzerine, polis rolü üstlenen bir grup memur da, talepte bulunan- lan karton coplarla dağıttılar. Memurlann eyleminde bir ko- nuşma yapan Kamu-Sen Genel Eğitim Sekreteri Ayhan ÇM, haklı istemlerini hükümetin gör- mezden geldiğini öne sürdü. Memurlar daha sonra dagıldılar. Türkiye Kamu-Sen Gazıantep tl Temsılcisı Mehmet Berk, Ba- lıklı Parkı'nda düzenlenen "Hö- kümet, Borcunu ÖriV mıtingin- de, kamu çahşanlannın "kurda, kuşa ve anya" yem olmayacak- lannı söyledi. MHP, devlete karşı işlenen suçlarda Ölüm cezasının kaldınlmasını istemiyor Hükümetin gözü muhalefette ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin MHP kana- dı, yasadışı terör örgütü P- KK'nin lideri Abdullah Öcalan nedeniyle idam cezasının kal- dınlması konusunda geri adım atmıyor. MHP'nin bu tavn ne- deniyle DSP ve ANAP'ın des- tek beklediği muhalefet partile- ri ise "parçah bir görüntü" ser- giliyor. FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, idamın tamamen kaldınlmasma "evet" diyeme- yeceklerini belirterek "taam- müden adam öHürme" suçun- dan dolayı idam cezasının mut- laka konınması gerektiğini söy- ledi. DYP Grup Başkanvekili Saffet Ankan Bedük ise kişiye dayalı olarak idamın kaldınl- masım olumlu bulmadığını be- lirtti. ANAP Grup Başkanveki- li Beyhan Aslan, yasa önerilcri- ni açdmasmı beklemeden Mec- lis'e sunacaklanm bildirdi. Hükümetin ANAP kanadı- nın idam cezasının kaldınlma- sını gündeme getirmesiyle ko- alisyon ortaklan arasmdaki görüş aynlığı yeniden su yüzü- ne çıktı. idam cezasına "ha- yır" dediklerini, ancak T- CY'nin devlete karşı işlenen suçlan düzenleyen 125. mad- desinin kapsam dışında tutul- ması gerektiğini belirten MHP Grup Başkanvekili Omertzgi, gerekirse bu konunun halka sorulmasmı önerdi. tzgi, "MecBstekipartilerbu konuda ısrar ederierse halka so- rulsun. Ama halka da gidemez- ler. Çünkü Türk milleti, bir ca- ni için af çıkarümasma 'hayır' diyecektir" diye konuştu. Izgi, AB ülkelerinin Öcalan'ı kurtar- mak istediğini ileri sürdü. tdam cezasıyla ilgıli bir dü- zenlemenin hükümet tasansı olarak Meclis'e gehnesinin zor olduğunu anlatan tzgi, partile- rin yasa önerisi verebilecekle- rini, konunun TBMM Genel Kurulu'nagehnesi durumunda MHP'nin 125. maddenin kap- sam dışında tutulması yönünde önerge vereceğini, kabul edil- memesi durumunda da 127 milletvekiliyle aleyhte oy kul- lanacağını bildirdi. de Türkiye'de rejim açısından üzücü bulurum. Daha önce SO- DEP zamanında bıldiğiniz gibi HEP Meclis'e taşmmış ve o yüzden ciddi sorunlar ortaya çıkmıştı. Biz hiçbir partinin di- ğer bir parti ile işbirliği yapma- sına hukuksal açıdan kanşama- yız ama bu konudaki kaygılan- mızı da belirtmek hakkuruzdır. ölüm cezası: DSP öteden be- ri idama karşı. İdamın kaldınl- ması AB'ye üyeliğimiz açısm- dan da kesin bir koşuldur. İdam cezasının kaldınlması için hü- kümet karan, girişimi gerek- mez. Anayasa değişikliği de gerekmez, yasalarda yapılacak bazı değişikJiklerle idam cezası kaldınlabilir. MHP dışındaki bütün partilerin bu konuda uzlaşabileceği anlaşıhyor. MHP'nin de bunu koalisyon sorunu yapmayacağı izlenimi edıniyorum. MesutYılmazABD'de büiyorsunuz. Bu konuda Ankara'ya döner dönmez koalisyon içi doruk top- lantısı yapmamız doğru olacaktır. Enflasyon: Mart-nisan aylannda olumlu gelişmelerin be- lirtileri görülmeye başlan- mışü. Enflasyondabekle- nenin de üstünde bir dü- şüş sağlanmış olmaktadır. Dikkat edilmesi gereken konulardan bıri dış alun- dır. Dış alımda düşündü- rücü bir artış sürecine gi- rilmiştir. Dış alımdaki ar- tış tüketim kaynaklı olur- sa enflasyonu olumsuz et- kiler, yatınma yönelik olursa olumsuz etkile- mez. Ekimde yeni hükümet senaryosu: Ekim ayında hükümet değişecekmiş gibi birtakım senaryolar üretiliyor. Bunun gerçek- le bir ilgisi yoktur. Bu tür senaryolann istikrara kar- şı bir tuzak niteliğinde ol- duğu da akla geliyor. Or- tada hükümet değişıkliği- ni gerektirecek bir dunım yoktur. Kıbns: Cenevre toplan- tısından fazla umutlu de- ğilim. Hâlâ Rum tarafı Kıbns gerçeğini kabul et- mek istemiyor. Bundan sadece Rumlar sorumlu değil, bazı AB ülkeleri de sorumlu. Kamudakj maaş denge- sizfiği: Yetki yasası önce- likle bu konuya yönelik. Ama şu aşamada aynntı- ya girmek istemiyorum. Bildiğim kadanyla Sayın Cumhurbaşkanı'mn ona- yından çıkmadı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın dü- şüncesi nedir bitaıiyoruz. Ama ücretler arasmdaki dengesizlik, gelirler ara- smdaki dengesizlik Tür- kiye'nin en önde gelen bir sosyal sorunudur. Cezaevindekiolaylarve af: Af konusunu Meclis açıldığuıda bir çözüme u- laştırmayı amaçlıyoruz. Ecevit "Sijasiyasakla- nn kakunlması yönünde çalışma yapılacak mı" sorusu üzerine, "Efen- dim onu da düşünürüz" dedi. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(g doruk.net tr "... Sayın Aydın engin. Cu- muriyet Gazete. Çağlağoğ- lu.lstanbul. Aydın Abi, yazılannızın de- vamlı olmasada okunım. Hak- kınızda savcılıktan dava so- nışturması açıldığını öğren- dim. Sizi helbette savunacak cok sayda avukat arkadışınız vardırama benide onlann ara- sına katılmak şerefini verirse- niz hem üstüme vazife olanı yapmış olacam hemde sizin gibi bir aydın abimize karşı in- saniyet vazfelerimizi..." Postadan çıkan ve biraz ge- cikerek de olsa bana ulaşan bir mektuptan bir alıntı oku- dunuz. Bilimsiz Bilim Yuvalan rfr üstünden11 ıcıuaı ı, içini kestirmeye çalışmak, vaktiniz varsa keyiflidir. Alıntı- sını okuduğunuz zarfı elime al- dım. Nasıl olsa "yattığım yer- den yazdığım"için vaktim bol. Bir hapishane mektubu de- ğil. Onları tanımak kolaydır. Mapus damında yatmayan bir okuyucu mektubu demek ki. Şimdi el yazısından çıkanm- lan Erkek. llkokul, bilemadin or- taokul mezunu. Esnaflık yapı- yor. Belki de işsiz. Esnafsa mektupta kendisine yapılan bir haksızlığın kamuoyuna du- yurulmasını isteyecek. Yok iş- sizse devlet kapısında bir işe girmek için yardım ya da des- tek dileyecek. Zarfı açtım. Tümüyle yanılmışım. Bir avukat bunu yazan. llkokulu, liseyi bitirip bir hu- kuk fakültesine girmiş; üstelik bitirmiş. Stajını yapmış. Baro- ya kaydolup avukatlık belge- sini almış. Bir güneydoğu ilin- cJe yazıhane açmış. BOyük olasılıkla diplomasını yazıha- nesinin duvarına asmış. Müş- terilerinin hakkını savunuyor. Hukukun ete kemiğe bürün- mesinde, adaletin gerçekleş- mesinde yargıç gibi, savcı gi- bi dolaysız bir görev üstlen- miş. Gerçek anlamda bir ka- mu hizmeti yapıyor. Sonra da "yazılannızın de- vamlı olmasada okurum"u ol- duğu gazeteciye içten, dost- luk dolu bir mektup yazmış. Dostluk iç ısıtır. Peki bu kar- gacık burgacık el yazısı, bu yürekler acısı Türkçe, bu an- latım kısırlığı?.. Gelin bunu konuşalım. ••• Bu ay 22 üniverşitemizin rektörteri atanacak. Üniversi- telerde heyecanlı rektör se- çimleri yaşandı. Ama neresinden bakarsanız bakın, üniversitelerde aslında "demokrasicilik" oynandı. Seçime katılanlardan altısı, al- dıkîan oy oranına göre sırala- nıp YÖK'e bildiritdi. YÖKyann bu 6 adayı 3'e indirecek. YÖK düzeni birtuhaf. YÖK, en çok oy alan adayı dışanda bırakıp altı adaydan, örneğin topu to- pu birer oy alabilmiş, üçünü cımbızlayıp cumhurbaşkanı- na sunma hakkını elinde tutu- yor. Cumhurbaşkanı da kendi- sine sunulanlar "arasından" birini, o üniversiteye rektör olarak atayacak. Bunun adı da demokratik rektör seçimi olacak... Rektör (ya da dekan) seçi- mi bir gösterge. Bilimin yuva- sında özgürlüğün ve bağım- sızlığın kısıtsız yaşanması, ol- mazsa olmaz bir koşul. Bilim üretmenin zorunlu koşulu. Pe- ki, kendi rektörünü bile seçer gibi yaptınlıp da seçemeyen üniversitenin bağımsızlığı ne olur ki? Böyle bir üniversrte, olsa ol- sa lise sonrası öğrenim veren okul; onun öğretim üyeleri de devlet memurluğu kıskacına oturtulmuş, yüksek meslek bil- gtteri veren öOretmenler olur. • • • Tutun ki YÖK, öğretim üye- lerinin demokratik tercihlerini göz ardı etmedi; adaylan al- dıklan oya göre sıralayıp cum- hurbaşkanına sundu; tutun ki cumhurbaşkanı sıralamada en yüksek oyu alan profesörü rektör atadı. Ne değişecek? Bu kurumlar, lise sonrası eğitim veren okullardan "üni- versiteye mi sıçrayacaklar? öğretim üyeleri, devlet me- murluğu kıskacından kurtulup bilimin engin ufuklanna özgür- ce yelken mi açabilecekler? Üniversiteleri bilim üretilen, öğrencilerini bilimsel yöntem ve bilgilerie donatarak daha genç bilim adamlan yetiştiren birer akademik kuruma dö- nüştürmeden; öğrenci kabu- lünü ÖSS-ÖSY gibi "dersha- ne papağanlan "nin yanştığı bir saçmalığı terk edip akade- mik bir eğitimin gerektirdiği zekâ, yetenek ve çalışkanlık ölçütünden geçirerek seçme- den; her ile pıtrak gibi "sahte " üniversiteler kumnak yerine, zekâst, yeteneği, çatışkanlığt bu eteğin üstünde kalamayan- lar için, yüksek meslek okulla- n açmadan; o düzey için bile eksikli olan gençleri sekiz yıl- lık temel eğitimin ardından meslek okullanyla üretime ka- zandırmadan, temel eğitimi sekiz yıkJan on sekiz yıla çıkar- sak ne yazar? Olsa olsa, yazının başında alıntısını okuduğunuz mektu- bu yazar!.. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Cinayet... Ümmühan Batur'u tanır mısınız? Ümmühan Hanım, Denizli'de öğrencisi tarafından öldürülen öğretmen Yusuf Batur'un eşidir... Birilkyazöğlesiydi... Yaşamın binbir çiçekli bahan, Denizli'yi bir çığ- lık gibi sanp sarmalamıştı. Ince bir duyarlılık, ikiyüz- lülüğün, bencilliğin, vurdumduymazlığın ortasında yeşeriyordu... Uç el_silah sesi duyuldu... Acılı Ümmühan Hanım, o günü şöyle anlattı bize: "Katil, olay öncesinde eşim YusufBatur'u aramış. Karanlık güçlerin yönlendirdiği hain zihniyet, hede- üni okulun Yapı Atölyesi Bölüm Şefı'nin odasında bulmuştu. Üç öğretmendiler... Teneffüs saatiydi. Atölyede başka kimseyoktu. Katil Imdat Niyaz içe- riye girdi ve 'Yere yatın' dedi. Öğretmenlerden biri 'Şaka mı yapıyorsun?' diye seslendi. Katilin 'Çok ciddtyim' yanıtı, patlayan tüfek sesiyle geldi. Eşim YusufBatur'un, 26yıllık öğretmenliğinin 21 yılını, li- se döneminde de 3 yılını geçirdiği bu okul, bu atöl- ye onun son nefesini verdiği yer oldu..." Acı haberle Denizli sarsıldı... Tarikatlann okullan veyurtlanyla ünlü Denizli'de, o- lay derin üzüntü yarattı... Katil yakalandı. Bir gün sonra ise tutuklandı... Dün Denizli Ağır Ceza Mahkemesi'nde katil Imdat Niyaz'ın ilk duruşması vardı... Ümmühan Batur, cinayetin arkasında bazı karan- lık odaklann bulunmasından kuşku duyuyor... Diyor ki: "Cinayetten sonra Denizli Endüstri Meslek ve Tek- nik Lisesi'ndeki genel kanı 'Hizbullah' parmağı ol- duğu yolundaydı. Çünkü katil bunun sinyallerini ön- ceden vermişti. Birsüre önce sınıfta tahtaya, 'Şeri- at gelecek, zulûm brtecek', 'Yaşasın şeriat' yaz- mıştı. Yazılı kâğıtlanna soyadını 'Dinoğlu' olarakya- zarmış. Okul bahçesinde, bir öğretmen, 'Senarka- daşlarına ne anlatıyorsun?' dediğinde şu yanıtı ver- miş: 'Satırla adam kesme yöntemlerini anlatıyorum.' Katil böyle bir kişiydi. Eşimi öldürmesinin teknede- ni şudur. Laik, demokrat, yurtsever oluşu." • • • Hani, bir bıldırcın sürüsü havalandığında sarı boz- kır yalnızltğı düşer ya; hani kendi çocukluğumuzdan kalma bir hüzün çöker ya içimize; işte bir ilkyaz sı- cağında çok yakından hissedilmişti acının rüzgâ- n... Parlak günlerin ölgün tortusu o anda yitip gitmiş- ti.... Ümmühan Hanım'ın anlattığı olaylar, neden okul yönetimince ciddiye alınmamıştı? Asıl yanıtlanması gereken soru bu!.. Kanlar içinde yerde yatan 26 yıllık öğretmen, am- bulansla hastaneye kaldınhrken yolda yaşamını yitir- di..,. Ümmühan Batur, "Katilin ahosında birileh var" di- yor. Acaba o birileri kimler? Niçin öğretmen Yusuf Ba- tur hedef seçildi? Ümmühan Batur anlatıyor: "öğretmen isteyen öğrencilerin bile 15 gün sor- guda tutulduğu Türkiye'de, katil, bilmediğimiz bazı ellerce olayla ilgili hiçbir inceleme ve araştırma ya- pılmadan sıradan bir olay gibi 10 saat içinde mah- kemeye çıkanlıp tutuklanmıştır. Aynı gün de davası açılmıştır." Katil en yüksek notu, öldürdüğü öğretmen Yusuf Batur'dan almıştır... Ortada bir kin filan yoktur!.. Katil Imdat Niyaz'la öğretmen Yusuf Batur arasın- da hiçbir zaman tartışma çıkmamıştır... • • • Düşlerde çizilen resimler, umursamazlığı yansıtı- yordu. Bir okulda işlenen cinayet, "Her öğretmene bir polis mi vereceğiz" denilerek hafife alınıyordu... Ümmühan Hanım, bu umursamazhğın karşısında sesini duyurmak için çırpınıyordu: "Tüm bunlara karşın görünmeyen birel de katilin arkasından onu izleyip olayda kullandığı tüfeği ge- tirdiği çaptada var olduğunu söylediği üç kartuştan kalan iki kartuşu yok etmiş, hatta katilin orada bu- lunan ceketinin cebindeki yazılan bir anda ortadan kaybetmiştir. Katilin savunmasındaki açık çelişkiler, bilinmeyenler, bilinmek istenilmeyenlerle kimseye bildirilmeden çok güçlü ellerce cinayetin üzeri ör- tülerek her zaman olduğu gibi olay, faili zavallı bir meczup olan birduruma dönüştürülmüştür. Yıne tekrar ediyorum ki olay, yerel ve genel basın- da yer aldığı gibi, ilimizin yetkili ve etkili çevrele- rinin yaydığı gibi uslu bir öğrenci ile uslu olmayan bir öğretmen sürtüşmesi değildir. TBMM çalışma- lannı oruç saatlerine göre ayarlamayı dayatan anla- yışın, eşimin çalıştığı okuldaki ders saatlerini de na- maz saatlen'ne göre ayahama uzantısından başka bir şey değildir. Ancak bu anlayış nedense ülkenın heryerinde korunup kollandığı gibi ilimizde de aynı nedenle etkili ve yetkililerce de korunup kollanmış, açığa çıkmaması konusunda büyük başan kazanıl- mıştır." öğretmen Yusuf Batur'un eşi ve çocuklan, tetiği çekenin değil, tetiği çektiren karanlık güçlerin orta- ya çıkanlmasını istiyorlar... Çünkü hedef, sart Yusuf Batur değil; Türk milli eği- timi, Türk öğretmeni, Cumhuriyet Türkiyesi'dir! hikmet.cetinkaya(« cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 İnsan hakları Yücelen: Ufak tefek eksiklerimiz var ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ba- kanı Rüştü Kâznn Yûce- len, Türkiye'nin insan haklan alanında gelişmiş ülkeler düzeyine çıkabil- mesi için "ufak tefek ek- sikBkleri" gidermesi ge- rektiğini, ölüm cezasının kaldınlması girişiminin de hükümet sorununa dö- nüşmeyeceğini söyledi. Başbakanlık insan Haklan Koordinatör Üst Kurul toplantısı, Devlet Bakanı Yücelen başkan- hğındayapıldı. Yücelen. toplantıda "Kopenhag Siyasi Kriterieri Işığmda Türkiye'nin Alması Ge- reken Önkmler''raporu- nun tartışıldığını ve in- san haklan takvimi ola- rak kurulun bundan son- ra da izlemede olmasuıa kararverildiğini bildirdi. _JZ Yücelen, bir soru üze- rine, "Hayır, dönüşmez. Çünkü bu konuda da be- lirtnüş olduğumız parti- nin değerli lideri, bunun bir hükümet sorunu ol- madığnu, TBMM'de v«- rilecek karara saygıh ola- cağuu, kendflerinin belki buna iştirak etme>ecek- lerini açıkça beyan etti" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear