23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİRAN 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER RTÜK değişikbğj «mbahara kaldı • ANKARA (Ounhuriyet Bürosu) - R^adyo Televizyon Üst KJUTUIU (RTÜK) yasa tasansı, yeni yasama yılına kaldı. Tasan için Anayasa Komisyonu'nda oluşturulan alt komisyon dün toplandı ve Meclis'in tatile gireceğini dikkate alarak çalışmalannı yanda brraktı. Uyuştırucu davasında karar • Istanbul Haber Servisi - Teşekkül oluşturarak 65 paket halinde briit ağırlığı 34 kilogram olan eroinin ticaretıni yaptıklan iddia edilen Reşat Saygı, Abdullah Imir, Gökhan Üçgül ve Nasir Yılmaz, 5 yıl 7ay ile 12 yü 6 ay arasında değişen ağır hapis cezalanna çarptınldılar. îstanbul 2 No'lu DGM'deki dunışmada, karan öğrenen bazı sanık yakınlan fenalık geçirdi. üıtihar gipişimi • ANKARA (Cumhuriyrt Bürosu) - Içişleri Bakanlığı Danışmanı ve Mülkiye Başmüfettişi Dursun Üstündağ dün ıntıhara kalkıştı. Yüksel Sitesi'nde oturan Üstündağ evinde tabancayla intihar girişiminde bulundu. Bayındır Tıp Merkezi'ne kaldınlan ve ameliyat edilen Üstûndağ'ın durumunun ağır olduğu bildınldı. Bakanlık yetkilileri, Üstûndağ'ın depresyon geçırdiğini ve bir süre önce rapor aldığını bildirdiler. Kısa... Kısa... • Danıştay 10. Daıresi, Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver'in resmi telefonunun dinlenilmesi nedeniyle Içişleri Bakanlığı'nın 7.5 milyar lira manevi tazminat ödemesine ilişkin Ankara 10. îdare Mahkemesi'nin karannın yürütmesini durdurma istemini reddetti. • Emniyet Genel Mûdürlüğü kadrosunda buhınan ve çeşitli illerde çahşan 662 personelin atama ve terfi işlemleri tamamlandı.1. suuf emniyet müdüriûğüne 90, 2. sınif emniyet müdürlüğûne 69,3. smıf emniyet müdürlüğûne 102, 4. sınıf emniyet müdüriûğüne de 28 kişi terfi etti. Terfi edenler arasında 24 emniyet amiri bulunuyor. • Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, yayımlanan bir haberde kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle Milliyet gazetesi aleyhine açtığı manevi tazminat davasında, 1 milyar 800 milyon lira tazminat kazandı. • Damştay 2. Daire Başkanhğı'na Sabri Coşkun seçüdi • Çeşitli nedenlerle okullanndan aynlan veya uzaklaştınlan yükseköğretim öğrencilerine sınav hakkı tanıyan kanun, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. • Şişjfdeyankesicflik yapuğı iddiasıyla gözalüna abnaya çahşüğı kadmı kazayla vurduğu gerekçesiyle lstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargdanan poüs memuru Murat Erol, 6 ay hapis cezasma çarpnnku. • Antalya'da önceki akşam gözaltına alınan Sedat Peker, dün îstanbul'a getirilerek îstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götüriildü. • Basın Konseyi, Sabah gazrtesinin Güneşli'deld merkez binasma yönelik önceki gün yapılan silahlı sakhnyı kınadL Basın Konseyi Genel Sekreter VeküiVedatDemir tartfindan yapılan yazıta açıklamadâ, konseyin, yaym politikası ne olursa obun hiçbir medya knnıluşuna ya da gazeteye karşı düzenlenen saldınya sessiz kalamayacağı bctirtildi. Uzmanlar, Marmara Adası'yla Büyükada civannda küçük sarsıntılar kaydedildiğini belirtti 'Deprem, geliyorum diyor' TOKTAMIŞ ATEŞ Îstanbul Haber Servi- si-İTÜMadenFakülte- si Jeofizik Mühendisli- ği Bölümü Öğretim Uyesi Prof. luncay Tay- maz, Marmara Adası ve Büyükada'da Japon- ya'dan getirilen cihaz- larla çok sayıda 3-3.5 büyüklügünde deprem- ler kaydedildiğini, an- cak bunlan yorumla- mak için erken olduğu- nu söyledi. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Ahmet Ercan da "Mü- refte-Büyükçekmece arası kınlacak. Bunu görmemek için kör ol- mak gerekiyor. Deprem bağıra bağıra getiyor" uyansını yineledi. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Oda- sı'nca, Polat Rönesans Oteli'nde dün düzenlenen "Marmara'da Deprem ve Je- ofizik'' konulu bilimsel toplan- tıda konuşan Prof. Tuncay Tay- maz, bir süredir Marmara De- nizi'ndeki faylanmanın parça- h olduğu ve kınlmanın bir ke- rede olmayacağına ilişkin ba- smda yer alan yorumlara karşı çıktı. Prof. Taymaz, Marma- ra'da faylann parçah gibi gö- KARADENÎZ DSP grubunda konuşuldu, Başbakan Ecevit destek verdi 'Rüzgâr enerjisine sahip çıkalım' ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - DSP Tekirdağ Millervekili Dr. Bayram FıratDayanıko grubun ba- sına kapalı bölümünde yaptığı ko- nuşmada, "Rüzgâr santrallanna hızverifirse ne nükleernede çoksa- yıda doğalgaz çevrim santrallanna ihtiyaçvar. Yeter ki sahibi olmayan, tobisi olmayan rûzgâra gerçek va- tanseverkr, gerçek milüyetçüer sa- hip çıksuı" dedi. Başbakan Bülent Ecevit'ın de "Benimgönlümdende bu geçij'ordu. Hemenbu konuyu ek abcağun" dediğı öğrenildi. Alınan bilgiye göre Dayanıklı, grupta "sahibi olmayan.tobisiolma- yan, ancak geteceğnnizi ilgikndiren rüzgâr enerjisi" konusu üzerınde durdu. Çanakkale Bozcaada'daki 17 rüzgâr santralı türbininin açıldığına dikkat çeken Dayanıklı şunlan söy- ledi: "Bir türbin, aynı miktarda enerji üretecekkömürsantrataıagö- re 82 bin ağaca eşdeğer oksijen ta- sarrufu sağhyor. Yani, sadece Bozca- ada'daki 17 rüzgâr türbini 1 milyon 400 bin ağaçhk orman alanı yaran- yor. Rüzgâr enerjisi asit yağmuria- nna ve atmosferik ısınmaya yol aç- mıyor. Radyoaktif etkisi yok. Doğal bhki örtüsü ve insan sağlığmı olum- suz etküemiyor. Birim yaünm maü- yeti. diğer ahernatif enerji üretim metotlanna göre en ucuzu." Dayanıklı, Türkiye'de bu sektö- rün neden gelışmediği konusunda da şu değerlendirmeleri yaptı: "Enerji Bakanhğı'na kesin fizflriB- tesiverilen 530 megavatak proje var. Aynca 800 megavamk başvuru ya- pünıış, ama bunlar 7 Nisan 2000 ta- rihinde makaslanmış, 240 megavata indirihniş ve sonra ihale açdınış. Pe- ki, neden sektörün önü açümryor? thale aşamasında bazı firmalar ger- çekçi ohnayan fıyatiarvemor.İşiya- pacaklar ihaleyi alamıyor. Oysa bu sektörün hızla büyüdüğü Ahnanva, tspanva ve ttaJya'da rüzgâr enerjisi- nin çok yaygmlaşmasının en önemfi nedeni tek fiyat uygulaması. Yani devlet ihale acmıyor. Isteyen şirket, kişi ihaleye girmeden rüzgâr santra- hnı istedigi yerde kuruvor" rünmesine karşın hepsinin de- rinliklerde tek bir fayda birleş- tiğini savundu. Marmara'nın değışik bölgelerinde Japon- ya'dan "ödünç" alınan OBS ci- hazlanyla sismik aktivite öl- çüm çalışmalaruıın sürdüğünü belirten Taymaz, Marmara Adası ile Büyükada'nın güne- yinde 3-3.5 büyüklüklerinde çok sayıda deprem aktivitesi kaydedildiğini anlattı. Elde edilen verilerin "yüksek kaB- tede" olduğuna dikkat çeken Taymaz, bunlann "ıyi" ya da "kötü" olduğunu söylemek için erken olduğunu ifade etti. Kuzey Anadolu Fayı'nın 17 Ağustos depremiyle Adalar'a kadar kınldığını tahmin eden Taymaz, ancak araştırma so- nuçlanmadan Adalar'a kadar kınlma olup olmadığını ve bu depremciklerin artçı ya da nor- mal depremler olup olmadığı- nı söylemenin mümkün olma- dığını kaydetti. ÎTÜ Maden Fakültesı Öğre- tim Üyesi Prof. Aykut Barka ise "Batimetrik çahşmalarda tek fay olmadığı görülüyor. Marmara'da oluşacak deprem- de fayın tek parça olarak kınl- ması daha uzak bir ihti- mal olarak görülüyor'' dedi. Afet tşleri Genel Mü- dürü Rüçhan Yılmaz, Türkiye'de 15 bölgedeki "sismik boşluklanT dikkat çekti. Yılmaz, yapılan araştırmalarda Türkiye ve çevresinde kınlmadan kalan Kah- ramanmaraş-Andırın, Türkoğlu, Hazar Gölü, KKTC Zafer Burnu, Antalya, Aksu, Gökova, Çayırlı-Aşkale, Van, Yüksekova, Ardahan, Marmara, Erzincan ile Varto arasında yer alan Yedisu, Geyve ve Af- yon-Argithani olmak üzere 15 sismik boşluk tespit edıldiğıni de vur- gulayarak buralardaki deprem riskinin diğer yerlere göre daha yük- sek olduğunu söyledi. Afet tşleri Genel Müdürü Rüçhan Yılmaz ve Prof. Ahmet Ercan, Deprem Konseyi'ne tep- ki gösterdiler. Yılmaz, Deprem Konseyi'ni kınadığmı söyler- ken Prof. Ercan da "Deprem Konseyi değfl deprem lobisi de- mek gerekir. Bu bilimsel konu- yu rant ve mesleki bencilUkten kurtannak gerekiyor'' dedi. Donanma • i * 1 • w • ışbırlığı anlaşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Karadenîz'de kı- yısı bulunan ülkeler, Tür- kiye'nin öncülüğünde bir araya gelerek Karadeniz Işbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR) ku- rulmasına ilişkin niyet mektubunu imzaladılar. Türkiye, Rusya Fede- rasyonu, Uloayna, Gürcis- tan, Bulgaristan ve Ro- manya arasında imzalanan anlaşma ile bölgesel işbir- lığinın geliştirilmesi çaba- lanna katkıda bulunmak amacıyla katılımcı ülkele- rin donanma unsurlann- dan BLACKSEAFOR ad- lı bir çağn gücü oluşturul- ması öngörülüyor. Ankara Devlet Konu- kevi'nde düzenlenen tö- rende, anlaşmaya Türki- ye adma Dışişleri Bakan- lığı Güvenlik Dairesi Ge- nel Müdürü Ömür Or- hun, katılımcı ülkeler adında da bu ülkelerin Ankara büyükelçileri im- za koydu. 6 ülke, anlaşma ile girişimin amacının dostluk ve karşılıklı anla- yışm daha da geliştirilme- sme katkıda bulunmak ol- duğunu teyit etti. Niyet mektubunda imzacı ülke- ler, BLACKSEAFOR'un kuruluşuna ilişkin anlaş- manın sonuçlanması yö- nündeki çabalann hızlan- dınlması konusundaki is- teklerini de teyit ettiler. 9 bin 500 emniyet personeü kentin çeşitli yerlerinde asayiş kontrolü yapü. (Fotoğraf: CANER ÖZTÜRK) t Îstanbul"daki aramalarda 511 yabancı uyruklu gözaltına alındı 'Huzur openısyonlansürecek' Îstanbul Haber Servisi - lstan- bul'da gerçekleştirilen huzur operasyonunda 75'i yabancı uy- ruklu 511 kişi gözaltına alındı. tstanbul Emniyet Müdürü Ha- san Ozdemir, uygulamalann ge- nel asayiş ve huzurun sağlanma- smda çok etkili olduğunu belir- terek, bu tür çalışmalara periyo- dik olarak devam edileceğini söyledi. îstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'ne bağh 9 bin 500 emniyet personeü, önceki akşam 22.00- 24.00 saatleri arasında kentin çe- şitli yerlerinde uygulama yaptı. Durumlan şüphelı görülen, bel- gelerinde eksiklik olan 75'i ya- bancı uyruklu toplam 470 kişi yakalandı. Haklannda gıyabi tu- tuklama karan ve yakalama mü- zekkeresi bulunan 37 kişi ile ku- mar oynayan 4 kişinin de gözal- tına alındığı belirtılirken ışletme kurallarına uymayan 35 yer, 18 dernek ve lokal hakkında yasal ışlem yapıldı. Trafik uygulaması sonucunda sürücülere 5 milyar 696 milyon 900 bin lira peşin, 3 7 milyar 117 milyon lira da ihbarnameli para cezası kesildiği kaydedildi. Istiklal Caddesı' nde yunus po- lis ekiplerinin gerçekleştirdiği aramalan denetleyen Hasan Öz- demir, polislere zaman zaman "Yurttaşlara sert davranmaynı'' uyansında bulundu. Bu arada. Fatih'te dün husız- lık suçundan aranırken sivil po- lıslerden kurtulmak için bir tETT otobüsüne bınen Basri Ak- ça (49) ile polisler arasında ko- valamaca yaşandı. Otobüse bindikten sonra po- lislerin de peşinden gelmesi üze- rine bıçağını çeken Akça, polis- lerin yamna yaklaşmaması için kendini öldüreceği tehdidinde bulundu. Sağ kann boşluğuna bıçağı batıran Akça, polislerce hastaneye kaldınldı. Akça bura- da yapılan tedavinın ardından gözaltına alındı. \EFA TAŞKIN 'Eurogold suçüstü yakalandı' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Avustral- ya'da bir altm madeni fa- ciası daha yaşandı. Avustralya kökenli Nor- mandy Poseidon'a ait al- tm madenınde duvar yı- kılması sonucu 18 bin ton çamurun altında ka- lan üç işçinin yaşamım yitirdiği büdirildi. Normandy Poseidon şirketinin, Bergama'da si- yanürlü yöntemle altm madeni işletmek isteyen Eurogold ile bağlantısma dikkat çekildi. Eski Ber- gama Belediye Başkanı ve Pergamon Derneği yö- netıcısi SefaTaşkm, "Eu- rogold bu kez de suçüstü yakalandı''dedi. Avustralyalı AAP ajan- sı, Mineral Policy Institi- te, Mineral Policy Center gibi çevre koruma kuru- luşlanmn tnternet aracılı- ğıyla duyurduklan çevre faciası, 26 Haziran günü meydana geldi. Madene ulaşan kurtarma ekipleri- nin çamur altında kalan görevlilere ulaşmaya ça- lıştığı, ölü sayısmm art- masından endişe edildigi belirtildi. Avustralya Ma- den ve Enerji Bakanlığı sözcüsü, Normandy Po- seidon şirketi hakkında Maden Güvenliği Yasa- sı'na aykın davranmak- tan suç duyurusunda bu- lunacaklannı açıkladı. Eğitimciler, uzmanlarla ailelerin ortaklaşa çalışmalaruıın önemine dikkat çekti 'Okııl öncesi eğitiııı yaygırılaştırılınah9 YUSUFZtYAAY ANTALYA - Okul öncesi eğitimde okullaşma oramnın yüzde 7'leri asamadığı vurgu- lanarak eğitimin bu alanına ve- rilen önemin arttınlmasında, uzmanlar ve diğer toplumsal kesimler arasmda işbirliği ya- pılması istendi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Okul Öncesi Eğitim Ge- nel Müdürlüğü, Marmara, Gazi, Hacettepe ve Selçuk Üniversite- si işbirliğiyle YA- PA Çocuk Ya- yuüan tarafından düzenlenen "11. YA-PA Okul Öncesi EğM- mi ve Yaygmlaşnnhnası Semi- neri'' başladı. Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde gerçekleştiri- len seminerin açılış konuşması- nı yapan YA-PA Yayınlan sahi- bi Turhan Özüduru, okul önce- si eğitimin yaygınlaştınlması için toplumun çeşitli kesimle- riyle ortaklaşa çalışılmasını is- tedi. Özüduru, bu alanda çalı- şanların, medya, işçi-işveren ör- gütleri, milletvekılleri ve devlet yetkililerine okul öncesi eğitim konusunda brifingler vermesi gerektiğini vurguladı. Marmara Üniversitesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakültesi tlköğ- retim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Oktay ise AB ülkelerinde yüzde 100'e varan okul öncesi eğitiminde okullaşma oranının, Türkiye'de yüzde 7'lerde bu- lunduğunu belirterek uzmanla- nn ailelerle işbirliği yapması- nın önemine değindi. MÜ'ce okul öncesi öğretmenleri ara- sında yapılan araştırmada, bu alanda kadın öğretmenlerin yo- ğun olduğunun saptandığını kaydeden Oktay, çalışma yaşı- nın ise 21- 25 arasında yoğun- laştığını söyledi. Oktay, okul öncesi eğitim öğretmenlerinin yüzde 4rinin meslek lisesi, yüzde 24'ünün ön lisans, yüz- de 23'ünün de lisans mezunu olduğunu bildirdi. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nergis Güven ise okul öncesi çağdaki çocuk- lara haklannın öğretihnesinin AÜ öğretim üyesi Doc. Dr. Calıskan ^Öğretme yöntemleri değişiyor 9 EBRÜTOKTAR AVANC» - Anadolu Üniversitesi (AÜ) lle- tişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Yar- dımcı Doç. Dr. Hasan Çahşkan, okullarda ya- nşmacı ve bireysel öğrenme yapılannın ege- men olduğunu, ancak Batı Avrupa ülkelerin- de işbirliğine dayalı öğrenme yönteminin kul- lanılmaya başlandığını vurguladı. Öğretme- nin yalmzca bilgi kaynağı değil, aynı zaman- da "koç, ortak, kılavuz ya da danışman olarak işlev görmesi gerekuğmi" söyleyen Çahşkan, bunun sınıf eğitiminin demokratikleşmesini sağlayacagını kaydetti. Eğitim-Sen tarafından düzenlenen Sınıf îçi Demokrasi Semineri'ne katılan Çalışkan, eği- tim alamnda son 20 yılda çok büyük değişme- ler yaşandığuıa işaret ederek "Bu süreçte öğ- rencinin berşe>iemmeyehazır bir sünger ola- rak görüldüğü eğitim anlayışmdan, öğrenciyi merkez alan ve onu bu süreçteetkin olarak ka- bul eden anlayışa geçüdi'' diye konuştu. gereklihğine dikkat çekti. Gü- ven, haklannın okul öncesi eği- timde öğretilmesi durumunda çocuklann, sonraki eğitim aşa- malan ve yaşamlannda daha sağlıklı düşünen, biünçli, hoş- görülü, demokratik anlayışa sa- hip bireyler olacaklannı anlatü. Güven, ailelerin 0-3 yaş arası çocuklanna gereken özbakun becerisini veremediklerini de vurgulayarak bu becerinin öğ- retmenlerce verilmesinin bek- lendiğüıi söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesı Eğitim Geneî Müdürhı- ğü yetkıhsi Nadide Yılmaz ise Türkiye'de okul öncesi eğitim- de en düşük okullaşma oranı- nın, yüzde 2.3 ile Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu'da olduğunu vurguladı. Türkiye'nin en ge- lişmiş bölgesi olan Marma- ra'da da bu oranın yüzde 7'de kaldığını kaydeden Yıhnaz, "Gereken önem toplumun tüm kesimleri ve ailelerce verilmeü. Bu alanda hedefler tutturula- madT dedi. Univepsitelen ve Özgürlük Akademik özgürlük yerine "ast-üst ilişkisinin" egemen kılınmak istendiği üniversitelerimizde "çif- te standart" uygulamalarıyla bunalırken, bundan 16 yıl önce yazdığım "Niçin YÖK Değil" kitabım- dan bir bölümü, sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar Ümit Yayınlan'ndan çok çıkan "Üniver- siteler-Bitmeyen Şarkı" başlıklı kitabımda bunlar varsa da, daha geniş bir okura ulaşmak amacın- dayım. "Üniversite kavramına ilk kez X. yüzyılın sonla- nnda ftalya 'da rastlamaktayız. Gerçekten o döne- min karanlığı içinde Batı'da eğitim Kilise'nin te- kelinde idi ve papazlarca yürütülürdü. Ancak bu eğitim herkesi tatmin etmekten uzaktı. Ve bu ne- denle lOOOyılındahukuköğrenmek, hukuköğre- nimiyapmak isteyen birgrup öğrenci kendilerine hoca sağlayabilmek için, bir tür lonca oluşturdu- lar fAdıvar, 1944). Bu loncaya Latincede korpo- rasyon anlamına gelen UNIVERSITAS adı verildi. Bugün bütün dünya dillerinde kullanılmakta olan ÜNİVERSİTE sözcüğü işte bu kökenden kaynak- lanmaktadır. Daha sonra ikinci örgütlenmenin Paris'te ger- çekleştiğini görüyoruz. Gerçekten 12.yüzyıldabu kez öğrenciler ve hocalar bihikte bir UNIVERSI- TAS oluşturdular. Emil Durkheim bu oluşumu şöyle anlatıyor. 'Köprüleri geçtiler ve Seine Neh- ri'nin sol sahiline yerleştiler.. kilise vesayetinden kurtulunca kendi menfaatlerini düşündüler. Men- faatlerini ve düşüncelerini müdafaa edebilmek için kendi talebeleri ile birleştiler ve bir lonca, bir UNI- VERSITAS oluşturdular...' Gönjleceği üzere üniversite kavramını oluştu- ran kuruluş içinde bir vesayetten kurtulma çaba- sı vardır, bir özgürlük gereksinmesi vardır. Fakat bu ilk korporasyonlan bilimsel içerik ve düzey ba- kımından abartmamak gerekir. Kaldı ki bu kurum- lann Kilise 'nin etkisinden tümüyle uzak olmalan da elbette beklenemezdi. UNIVERSITAS'tan günü- müz üniversitesine kalan iki şey, ismi ve özgürtük- çü çıkışı olmuştur. Bu özgühükçü çıkış, daha sonrakı çağlarda aka- demik özgürlük adı verilen ve bilimsel araştırma için tartışmasız gerek-şart olan kutsal bir özgür- lük anlayışına dönüşecektir. Akademik özgürlük, bilim adamının, yani akademisyenin araştırma ve eğitim alanlanndaki özgüriüğü demektir ve bilimin doğasından gelir. Bu konuda tarihten ılginç bir ömek olay vermek isteriz. Verecegımiz ömek olay Uluğ Bey'/n hüküm- dariığı döneminde çağın en önemli bilim kurum- lanndan biri, belki de birincisi olan Semerkant Medresesi'nde geçer... Semerkant Medresesi o dönemdeki haklı ününün bir sonucu olarak tüm Islam âleminden hoca ve öğrenci çekerdi. Bun- lardan biri olan ve salt bilimsel susuzluğuyla ve aç- lığıyla Semerkant'a kadar gelmiş olan Bursalı Ka- dızade-i Rumi medresesinin başmüdemsı idi. Ka- dızade-i Rumi, çağının büyük matematıkçi ve astronomlanndan biri idi. Kendisi de ünlü bırast- ronom olan Uluğ Bey, rasathanesine sık sjk gel- diği medresede bir gün Kadızade 'yi bulamaz. Bir- kaç gündür gelmediğini öğrenince evine gider ve neden işine gelmediğini sorar. Kadızade, kendi yönetimi altında bulunan medresedeki dört baş- hocadan birinin bir süre önce kendine danışılma- dan görevden alındığını ve bu nedenle evine çe- kildiğini açıklayarak şöyle der: 'Biz mansıb-ı ted- risi azil cari olmayan menasıptan zannederdik; on- dan ötürü kabul ettik. Halbuki refikimiz azle duçar olacak gördük ki cah-ı tedris bizim umduğumuz gibi degildir; bu işten farik olduk...' (Şakaik-ı Nu- maniye çevirisi, s.39). Bu ifade üzerine Uluğ Bey görevden alınan müderrisi derhal görevine iade eder ve Kadızade'nin de gönlünü alarak göreve dönmesini sağlar. Bundan beş yüz yıl önce man- $ıb-ı tedhs'te azil can değil iken günümüz Türki- yesi'ndeki uygulama gerçekten hüzün vericı, is- yan ettiricidir. Nofc Rahmetli Güven Erkaya'ya hiç hakkım geçmedi. Bu nedenle "helal edemiyorum". Fa- kat mimarian arasında olduğu 28 Şubat nede- niyle, O'nun, benim ve Atatürk aydınlığının sa- vaşçılannın üzerinde büyük hakkı var. Inşallah helal etmiştir. Bu büyük insana Allah'tan rahmet diliyorum. Kurultay Sonuç Bildirgesi 'Çocuklar için eylem planı oluşturulmalı' Îstanbul Haber Servi- si - Îstanbul Valilıği 'nin koordinatörlüğünde gerçekleştirilen " 1 . Îs- tanbul Çocuk Kurulta- yı" sona erdi. Kurulta- yın sonuç bildirisinde "Nedenler ne ohırsa ol- sun hiç ldmse taranndan çocuğa kesinlilde şiddet uygulanmamasr ge- rektiği vurgulandı. Lütfi Kırdar Uluslara- rası Kongre ve Sergi Sa- rayı'nda önceki gün ger- çekleştirilen kurultayda, çocuk ve yetişkın dele- geler taranndan hazırla- nan "Kurultay Sonuç Bfldirisi". çocuk rapor- tör Volkan Yıhnaz tara- fından okundu. Bir acil eylem planı oluşturulması için ço- cuklann durumunun saptanması ve çocuk gö- rüşünün alınmasının de- mokrasi yolunda önem- li bir adım olduğu \iirgu- lanan bildinde, "Bu ku- ruhay ile önemi vurgu- lanmış olan çocuk görü- şünün ahnması gereği hem Türkije'ye örnek olmalıdır hem de çocuk- lara yöneük idari faali- yetlerde esas ahnmah- "dır" denildi. Bildinde. raporlarda dile getirilen eksikliklerin giderihne- • sinde yetkili olan kişile- rin yeterh üst düzey ka- tılımının olmamasının ' düş kınklığı yarattığı, ' ancak kurultay Îstanbul ı Valilığı'nm desteğiyle j gerçekleştiğı ıçın komis- ı yonraporlannındikkate. ( alınacağınm umut edil- digi belirtildi. Bildinde \ aynca özetle şu görüşle-' re yer verildi: ' "Çocuğun eğitim ihti- yacının giderilebilmesi için öğretmenlerin ve ço- cuğun ailesinin de çağ- daş normlarda eğitibne- si gerektiği ortadadır. Basın ve tele>izjr onun • çocuğun sağlıklı gelişi-1 mine ve eğitimine katkı- > da bulunacakşekilde ya- ym yapmasını isteriz. Tam tersi tutumlan kı-_ myoruz.Özddurumda-: ki arkadaşlanmızm ih- tiyaçlanna öncetik veri- lerek gerekenlerin yapıl- nıasını beklivoruz." Kurultaya 392 çocuk ve 171 akademisyen ka- tıldı. "îstanbul Çocuk Acil Eylem Hanı'"nı ha- zırlamak üzere her ko- mısyondan üçer temsil- cinin "Çocuk tzleme Komisyonu"na seçildi- '< ği belirtildi. !
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear