15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET DIZI 29 HAZİRAN 2000 PERŞEMBE Eski liderlerin affedilmesi içinyapılan referandumdayüzde bir oranındafarkla 'evet*çık Erbakan RP'ninbaşınadönüyor İD-t NURSt'DEN BUGÜNE Bilinmeyen 1 İSLAM -12- ORAL CALISLAR . TOLGA ÇELIK . ERGUN GUMRAH 7 2 Eylül ihtilalinden sonra "Partiyle bir şey obnaz" diyenler çok yaygın olmasına rağmen dağınıktı. Bunlann bir kısmı, 1983 seçimlerinde ANAP'a oy vermiş.-hatta bazılan ANAP'ta görev almıştt. Bunlann sayısı azdı, geri kalan çoğunluğu ise hâlâ partiyle bir yere vanlamayacağını savunuyordu. Ali Bulaç, Hüsnü Aktaş, Yaşar Kaplan, Atasoy Müftüoğlu gibi yazarlar, dergilerde ve kitaplarda parti anlayışını eleştiren yazılar yazdılar. 1984 yerel seçimlerinden sonra RP teşkilatlan kurulup bu teşkilatlara mensup genç-ihtiyar pek çok insan RP için an gibi çalışmaya başlayınca partisiz gruplardan etkilenenler oldu. Bunlar arasında partisizlik konusunda tereddüte dûşenler çoğaldı. "Biz hep kitap okuyoruz, cuma namazma ghmeyerek direniyoruz, başkalannı küçümsüyoruz ve oturuyonız. Ama RP'de doksan yaşındaki ihtiyar da, genç delikanhlar da hanl hanl çalışıp parti adına Islamı anlatryoriar" düşüncesi yaygınlaştı ve pek çok partisiz, RP'nin etkisinin artması nedeniyle parti saflanna katıldılar. Zaten diri bir örgütlenme içinde olan RP'liler, yeniden aralanna katılanlarla hızlannı daha da arttırdılar. Ev toplantılan, araba konvoylan, konferanslar birbirini takip etti. Araba konvoylan RP'lilerin yeni bir çalışma tarzıydı. Bir köye bile gidilse, teşkilattan arabalan olanlar toplanıp düğün konvoyu gibi parti bayraklanyla otuz-kırk veya yerine göre yüz civannda arabayla yola çıkıyorlardı. Düğün konvoyu gibi giden bir sürü arabada bayraklar sallanıyor, ilahiler, marşlar çalınıyordu. Bu konvoylar seçmenler üzerinde etkili oldu. RP'liler gittikleri yerlerde ilgi gördüler. Araba konvoylan, halkın nezdinde, RP'lilerin zengin, düzenli ve başarmak için azimli olduklan düşüncesini güçlendirdi. Araba konvoylan, RP'ye oy kazandıran en büyük etkenlerdendi. ANAP'tan estcl Hderlere "Nol" RP hızh bir çalışma temposuna girmişti. Gençliğe yönelik Mılli Gençlik Vakfı MGV, işçi kesimine yönelik Hak-lş kurulmuştu. RP, MGV ve Avrupa'daki AMGT yoğun bir tempoyla çahşıyordu. Demirel de 'bir bflen' unvanıyla Güniz Sokak'taki evinden DYP'lileri toparbyordu. Siyasi yasaklı olduğu için sesini sadece Yeni Asya cemaatinin gazete ve dergilerinden duyurabilen Demirel, AP tabanını evine davet ediyor, onlarla görüşerek partiyi hareketlendirmeye çahşıyordu. Her gün otobüslerle köylerden; kasabalardan insanlar ziyaretine geliyor, Demirel'in elini öpüyor ve konuşmalannı dinlıyordu. Demireri zıyarete gelenler ANAP'tan ve ANAP'ın zamlanndan, tanmı öldürmeye çalışmasmdan şikâyetçiydi. Demirel cebinden bir anayasa kitapçığı çıkanp konuşuyordu. "Şikâyet etmeye hakkuıız yok. Siz bu 12 Eylül anayasasına oy verdiniz mi, verdiniz. Bunlar olacakm*. Özal'ın da başbakan otanası bu anayasaya oy vermeniz yüzünden." "Biz Özal'ı size yaknı diye düşünmuştük bevefendi. Birtikte çahşmışünız." "Ben hiçbir partiye oy verümemesini söylemiştim. Şayet 12 Eylül anayasasuıa yüzde yirmi-oruz hayır oyu çıksaydı bunlann hiçbiri ohnazdL Bürün süanalann kaynağı bu anayasa. Seçimde de yüzde yirmi-otuz boş oy çıksavdı. bu iktidar da bunlan yapmaya cesaret edemezdi. Ama oldu. Neyse demokrasflerde çare tükenmez. Bundan sonra olacaklara bakahm. DYP'yi iktidar etmedikten sonra bu sıkmtdardan kurrulamazsınız. Bu benim için değü, sizin için önemH Halkun için, köylüm için, çiftçhn için, işçhn, memurum için ÖDemhV Demirel'i dinleyenler geri döndüklerinde DYP için daha gayretli çalışmaya başladdar. RP ve DYP gibi, Türkeş'in Milliyetçi Çalışma Partisi, Halkçı Parti ile SODEP'in birleşmesinden ortaya çıkan SHP, tabanlannı toparlamaya çahşıyordu. ANAP'ın dört eğilimi yavaş yavaş çözülüyor, basında buna çok yer verildiği için halk da bundan etkileniyordu. y ' Özal bu durum karşısında bir çıkış'^olu anyordu. Eski siyasi parti liderlerinin af edilip edilmemesini halka sunmaya karar - verdL Halkın çoğunun nasıl olsa eskiliderierL artık istemediğini düşünüyordu. Büyük ihtimalle halk bu referandumda eski liderlerin affedilmemesini isteyecek ve eski liderler kimsenin yüzüne bakarnayacak hale gelip rezil olacaklardı. Hem evet oyu çok çıksa bile Özal eski liderleri affettirdiği için yine kahraman olacak ve liderler kendisine minnet duyacaktı. Bu da onlann ezikliği demekti. Parti içinde böyle bir referanduma karşı çıkanlar çoktu. Eski liderler affedilirse yine Türkiye'yi kanştınrlar itiraznıda bulunuyorlardı. Ama Özal onlan dinlemedi. Eski liderleri halk nasıl olsa sandığa tam Necmettin Erbakan, Esat Coşan'la tarnştıktan sonra RP genel merkezinden partflüere şu mesaj geçti: "İslam dergisi arük okunmayacak! „" 100 binden fazla satan İslam dergisi, bir anda üç bine düştü. Necmettin Erbakan, partide kimin sözünün geçtiğini berkese göstermişti. gömecekti. Ustelik cemaat ve tarikatlardan da eski liderlere hayır oyu vereceklerine dair söz ahnıştı. Gerçekten de başta Fethullah Gülen cemaati olmak üzere, Kırkıncı Hoca cemaati ve kimi cemaatler eski liderlerin af edilmemesi yönünde oy kullandılar. Referandum sonuçlan hiçbir kesimi memnun etmedi. Zira yüzde 1 farkla eski liderlerin af edilmesi lehinde oy çıkmışh. Özal ve Güneş Taner gibi ANAP'hlar üzerinde 'No' yazan turuncu tişörtler giyerek eski liderlerin affedılmemesi için propaganda yapmışlar, onlann affedilmesi halinde "Türidye yeniden 12 Eylül'e döner" tehdidinde bulunmuşlardı. Bir bakıma Kenan Evren'in o meşhur konuşmasına benzeyen bu sözler, halk içinde eski liderlerin affedilmesi eğilimini arttırmıştı. 6 Eylül 1987'de yapılan referandumda herkesi şaşırtan bir sonuç çıkmıştı. Yüzde 50.25 (11 milyon 654 bin 696 kişi) yasaklann kalkmasını, yüzde 49.77 (11 milyon 548 bin 016 kişi) yasaklann devam etmesini istiyordu. 70 bin farkla kılpayı da olsa eski liderler affedilmişlerdi. Buna karşılık Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş gibi liderler de bir ANAP'a karşı güç bela affa mazhar olabildikleri için pek sevinemediler. Özal ıse referandum sonuçlan daha açıklanmadan erken seçim ilan ederek onlan şoka uğrattı. Eski liderler partilerinin başlanna geçtiler. Hazırlıksız yakalandıklan seçimin şokunu atlatıp Meclis'e girmeye ve barajı aşmaya çahştılar. 29 Kasım 1987'de seçim yapıldı ve DYP ve SHP yüzde on barajını aşarak parlamentoya girdiler. RP yüzde 7.16 oy almasına rağmen barajı geçemediğinden Meclis'e giremedi. Fakat ANAP'ın gerilediği, dört eğilimin yuvalanna dönmeye başladığı belli olmuştu. "Sen Akşemsetidin'sin, bendeFatlh'lm!.." RP'hler, oylannın arttığını gördükçe, daha da güçlenmek için çalışmalannı arttırdılar. Artık Erbakan da partinin başına geçmişti (11 Ekim 1987). Büyük bir coşku ve çahşma azmi yaşandı. Nihayet liderlerine kavuşmuşlardı. Erbakan özlenen ——*— konuşmalannı yapacaktı artık. Y A R ! N • Gülen cemaati Zaman gazetesini satın alıyor • Mehmet Kutlular'ın yanıtı • Körfez savaşında Erbakan- Gülen kapışması • TurgutÖzal cumhurbaşkanı, Mesut Yılmaz başbakan: Muhafazakârlar RP'ye... • Yeni Asya cemaati yine bolünüyor... • Körfez savaşında RP- Fethullah hoca krizi... • RP-MÇP-IDP ittifakı... • Fethullah Gülen'den ittifaka ters bakış... Şevki Yıhnaz, Bülent Annç, Recep Tayyip Erdoğan gibi hatiplere artık lider Erbakan da dahildi ve Erbakan'ın adil düzeni anlattı|ı konuşmalar video kasetlerle köy kahvelerine kadar yaygmlaştınldı. Araba konvoyu çalışmalan hızlandı. fskenderpaşa cemaati lideri Prof. Dr. Esat Coşan ise Erbakan'dan rahatsızdı. Kendisi Erbakan'uı bağlı olduğu tarikatın lideri ohnasına rağmen, Erbakan bir mürit tavnnda değil, adeta mürşit gibi hareket içindeydi. Oysa Erbakan, Mehmet Zait Kotku'ya tam bir talebe gibi bağlanmış, onun emri altında olmuştu. Fakat Esat Coşan'a karşı böyle bir bağlılığı yoktu. Şeyhine karşı saygısızlık içindeydi. Sanki kendisi şeyh gibiydi. Durum gerçekten de öyleydi. Erbakan, Esat Coşan'ı dergâhtan yetişmediği için onu şeyh görmüyor ve hem ihnen hem de siyaseten yetersiz buluyordu. Bu duruma kızan Esat hoca, Erbakan hakkında müritlerine konuşmalar yaptı. 26 Mayıs 1990 tarihinde îstanbul Asfa Dershanesi Vefa Yayıncılık Tesisleri'nde Erbakan'ı açıkça eleştirdi, onun şımardığmı söyledi. Erbakan, onunla muhatap ohnadı ve karşüık vermedi. Fakat yakınlanna şunlan söylediği duyuldu: "O, Akşemseddin, ben atih Sultan Mehmed'im. Fatih, Akşemseddin'e bağuydı, ama Akşemseddin Fatih'in emrindeydL Onun asü bana itaat etmesi ve bu dava için çahşması lazun." Bu karşılıklı restler hayli gürültü kopardı. Tartışmalara neden oldu. Esat hoca sitemlerini sürdürüp Erbakan'ı eleştirmeye devam edince, RP genel merkezinden partililere şu mesaj geçti: "tslam dergisi arük okunmayacak!.." Bu emre teşkilatlar uydu ve RP tabanı islam dergisini bıraktı. 100 binden fazla satan dergi, bir anda üç bıne düştü. Erbakan, Fatih'liğini ve kimin sözünün geçtiğini göstermişti. FehmiKoru veeMbiMIUi Gazete'de / skenderpaşa cemaatinin 1983 Eylül'de çıkardığı İslam dergisi tarikatın ve RP'nin tabanına hitap ettiği için yüz bini aşan bir traja sahip olmuştu. islam dergisinin gösterdiği başan, cemaate ikinci bir dergi çıkarma fikrini verdi. Kadınlara yönelik bir dergi çıkarma karan verilince Kadın ve Aile dergisi de yayımlanmaya başlandı (Nisan-1985). Bu dergi de iyi sattı. Cemaatler ve tarikatlar dergi çıkarmayı sürdürdü. Topbaş'lar gnıbu diye de anılan Sami Efendi'ye bağlı Erenköy grubu Nakşibendileri de 1986 Mart ayında Altınoluk dergisini çıkardılar. Bu dergi de iyi satış yaptı. Dergiyi cemaat adma çıkaran ve yazılanyla dikkatleri çeken kişi AJımet Taşgetiren'di. Dini çevrelerin her kesıminde ardı ardına dergilerin çıkması bir hareketlılık getirmişti. Dergilerde gösterilen bu başan gazetede de gösterilmeli düşüncesi ağır bastı. Daha önce gençliğe hitap eden Yeni Devir gazetesi, Milli Gazete'den fazla sattığı için yayından çekilince naylon gazete haline getirihnişti. Önü açılsın diye uğrunda gazete kapatılan Milli Görüş hareketinin resmi sözcüsü Milli Gazete ise bir türlü gazete olma yolunda ilerleyemediğinden, Yeni Devir gazetesine hep özlem duyuluyordu. RP lideri bu dönemde gazetenin atılım yapması gerektiğini düşünüyordu. Parti teşkilatlanna Milli Gazete'ye abone olunması, satın alınması çagnlan, hatta basküan yapıldığı halde, hocanın her dediğini yapan RJP tabanı bir türlü gazeteyi almıyordu. Parti tabanı gazetenin parti bülteni gibi çıkmasından şikâyetçiydi. Onlara göre, Milli Gazete, gazete değildi. Alanlarsa hizmet veya yardım olsun diye öylesine aUnaktaydı. ,h . Milli Gazete!nin yeniden yapılanması gündeme gelince Fehmi Koru bu_ işle görevlendirildi. Fehmı Koru, Nabi Ava,Qzkul Erengibi isimlergazeteye geldıler. Gazetenin bir önceki ekibi kenarda dururken yeni gelen Fehmi Koru ekibi gazeteyi yeni baştan ele aldı. İsmet özel'in yazısı Önce renkli basılan gazeteyi siyah beyaz gazeteye dönüştürdüler. Yeni Devir gazetesinin değişik bir versıyonuydu yeni Milli Gazete. Fehmi Koru başyazılar yazmaya başladı. Gazetenin her dönem yazarlan olan Zeld Ceyhan, Sadık Albayrak, Abdurrahman Dilîpakgıbı ısimlerin yanı sıra elit kesime hitap edecek olan yeni yazarlar transfer edildi. Bu yazarlardan biri İsmet Ozel'di. Daha önce Yeni Devir'de de yazan ismet Özel, bu dönemdekı performansıyla, ama özellikle "Bize Yüzde6Derfcr" yazısıyla dikkatleri çekti. RP tabanı onun yazdıklannı hıç anlamamasına, çoğü'okumamasına rağmen, "Bize Yüzde 6 Derler" yazısından dolayı ismet Özel'i sevdiler. Çünkü pek çok kişi RP'den uzaklaşıp ANAP'a veya başka cemaatlere yönelmişken ismet Özel böyle bir dönemde yüzde 6'ya yaknı oy alan RPyı yücelrmiş, işte bu yüzde 6 her şeyden önemlidir demişti. Bir bakıma da kaypak davranan pek çok tslamcı yazara gönderme yapmış ve RP'li olduğunu açıkça ilan etmıştı. Taban onu pek okumasa da, yazılanndan bir |ey anlamasa da, özel tiryakıleri vardı ismet Ozel'in. Onun yazısımn yayımlandığı gün Milli Gazete alanlann sayısı artıyordu. yanıyor mu Yeşil Kö$kün Lambası' Buna rağmen gazete yeni haliyle eski Milli Gazete okuyanlannı pek memnun ermemişti. Onlar renkli basılan gazeteyi sevmişlerdi ve 'Cumhuriyet gazetesine benzettiniz' dedikleri bu yeni tarzı benımsememışlerdı. Fakat onlar zaten ne olursa olsun gazeteyi alan çekirdek kesimdi. Onlara ilaveten entelektüel kesim ve gençlik yeni dönemde Milli Gazete almaya başlamıştı. Satışı ve etkinliği daha da artacak gibiydi gazetenin, ama yeni ekibin emrivakiyle gehnesi üzerine kenara çekilen ve yeni ekibe hiç de yarduncı olmayan eski ekip, bu dunımdan hoşnut değildi. Ankara'ya, yani Erbakan hocaya okuyucunun artık gazeteyi almadığı, bu değişiklikleri onaylamadığı üetildi. —Ankara ve eski ekip olaya bu şekilde müdahale edince, Nabi Avcı, 11 Şubat 1985'te Molla Kasım takma adıyla "Yamyor mu Yeşil Köşkün Lambası" başlıklı bir yazı yazarak Erbakan'ı ve gazetenin eski ekibini imalı bir dille eleştirdi ve Fehmi Koru ekibi Milli Gazete'den aynldı. Eski ekip tekrar işin başına geçince Milli Gazete'yi kendi bildikleri gibi çıkarmayı sürdürdüler. Milli Gazete olduğu yerde kalıp hiçbir zaman büyümese de, sözcülüğünüüstlendiği RP hiçbir zaman durduğu yerde durmayacak ve daima büyüyecekti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear