29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA HABERLER katridı nbul Haber Servisi ,-Tekirdağ'abağh Sultanköy Belediyesi'nin yeni hiztnet binasının açüışına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, 57. hükümeti oluşturan 3 siyasi partinin de yerel yönetimlerin yetki alanını genişletecek "Yerel Yönetimler Yasa Tasansı"nın yasallaşması için çalıştığını ifade etti. YÖKrapora TBMM Başkanhfiı'nda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMMYÖKAraştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Gül, dün komisyonun raporunu TBMM Başkanlığı'na sundu. 30'u aşkın suç duyurusunda isteminin yer aldığı rapora DSP'li üyeler muhalefet şerhi koydu. Raporda YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gûrûz hakkında 7, tstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu hakkında 5, bazı üniversitelerle ilgili olarak da 21 konuda suç duyurusunda bulunulması istendi. 50. yıldönumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kore şehitleri, savaşın 50. yıldönümü nedeniyle dün Ankara'da Kore Anıtı'nda düzenlenen bir törenle anıldı. Törende konuşan Kore'nin Ankara Büyükelçisi Cho Sang Hoon, Kore'nin kurtuluşunda Tûrk tugayırun katılımının büyük önem taşıdığını belirterek iki ülke arasında savaşın ardından başlayan siyasal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin yeni yüzyılda da sürdürüleceğini kaydetti. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Muammer öztûrkmen de, Kuzey Kore'nin 150 bin asker ve 5 bin Sovyet tankıyla Gûney Kore'yi işgal ettiğinı belirterek 30 Haziran 1950'de toplanan TBMM'nin, 350 milletvekilinden 311 'inin oyuyla Türk askerinin Kore'ye gönderilmesini kararlaştırdığını bildirdi. TBMM karannın savaş ilanı değil, dünya banşını koruma amacıyla alındığını belirten Öztûrkmen, savaşta 770 Türk askerinin şehit olduğunu, 2 bin 147'sinin yaralandığını, 175 askenn de kaybolduğunu söyledi. Ailetep eylem haaphğmda • ADANA (Cumhuriyet Bürosu)-TAYAD'a destek için eylem hazırhğına başlayan Adana Dayanışma Derneği (Adana Tutuklu, Hükümlü ve Kayıp Aileleri Dayanışma Derneği) hûcre ^îygulamasını protesto etmek amacıyla 28 Haziran Çarşamba günü Ceyhan Cezaevi önünde eylem yapacak; tutuklu ve hükümlü yakınlan siyah giysilerle zincir oluşturacak. Adana Dayanışma Derneği adına üye Eyüp Şahin'le Cumhuriyet'i ziyaret eden Başkan Şule Sakaoğlu, bir tür 'işkence' olarak nitelendirdiği hücre uygulamasınm ikinci bir cezalandırma yöntemi olduğunu savundu. Adalet Bakanı Türk: Örgütlü suç, uluslararası savaşımla çözülür 'Terorflemafya ortak'Istanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, savcılara delılden suçluya gidilmesi anlayışını benimseme- leri ve insan haklanna duyarlı olmalan uyansında bulundu. Türkiye'de yüzlerce başsavcı bulunduğundan şikâyet eden Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş ise Tür- kiye Cumhuriyeti başsavcıhğının kurul- masını istedi. Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fa- kültesi ile Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nün Conrad Oteli'nde düzenlediği "ÖrgüÜü Suçla Mücadele Tarüşmah KonferansTnda konuşan Adalet Bakanı Türk, Türkiye'de konunun uluslararası boyuta taşınması gerektiğini ifade ederek " Klasik ceza hukukunda aynıyer, şehirve mekânda işlenen suçlar agutk taşıyor. Fa- Iskenderun Gazeteci döven polislere suç duyurusu AKCSBODUR ISKENDERUN - Iskenderun Emni- yet Müdüriügü'nde N. C. S. (16) ve Fat- ma Deoiz Polattaş'a gözaltmdayken "iş- kence" yaptıklan iddia edilen 4 polisin yargılandığı dava sonrası gazetecilere saldıran polisler hakkında suç duyuru- sunda bulunuldu. Polisler, işkence davasının görüldüğu Iskenderun Ağır Ceza Mahkemesi'nde- ki duruşmalann ardından, gözaltında öldürülen sendikacı SüJeyman Yeter'in eşi Ayşe Yümli Yeter ve Atılım gazete- si Iskenderun muhabiri lsaTekdal'ı gö- zaltına almış, olayı görüntülemek iste- yen ÎHA Antakya muhabiri Mehmet Hüseyin Zorkun'un da olaylar sırasın- da makınesi kınlmıştı. Polisin saldın- sında tekme sonucu kamerası kınlan ve fotoğraf makinesi hasar gören Mehmet Hüseyin Zorkun, Iskenderun Başsavcı- lığı'na iletümek üzere Antakya Cum- huriyet Başsavcılığı'na suç duyurusun- da bulundu. "GazeteciKk mesİeği göre- vi gereği duruşma sonrası getişmeieri iz- lemek" için Iskenderun adliye binası önünde görevli olduğunu vurgulayan ÎHA muhabiri Zorkun, suç duyurusun- da, "Potisgörüntü ahnamı engeDemenin yanı sıra, tekmeveyumruk De kann boş- luğuma, başıma ve ayaklanma vurdu. Görevimi yapbğun sırada bana saldı- ran ve betirtilen gün ve saatte orada bu- lunarak olaya adı kanşan tüm resmi ve shil poüslerden davacıyım" dedi. kat arok suçlar değişik ûlkeierde gerçek- leştirOebüıyor. Suçlarda yöntem olarak şiddet, yıldirma ve sindinne kullanıhyor" diye konuştu. Bazen mafya tipi örgütlen- me ile terör örgütlerinin birlikte çalıştığı- nı anlatan Türk, "Terör suçlan De mafya tipi suçiann bir arada işjenebiktiği görül- mektedir, terör kendi varhğuu sürdüre- bflmek için çıkar amaçh suç örgütkriyte işbiri@yapabUmektedirv«yayöntemleri- ni kuflanabilroektedir" dedi. Savalara insan haklan uyansı Türk, cumhuriyet savcısının görevinin gerçeği araşürmak olduğunu vurgulaya- rak savcılann kişilerin aleyhinde olduğu kadar lehindeki noktalan da dikkate ala- rak delilleri toplamak ve değerlendirmek durumunda olduklannı söyledi. Günü- müzde artık delilden suçluya gitme anla- yışınuı geçerli olduğuna dikkat çeken Türk, bunu yaparken güvenük kuvvetle- rinin ve görev savcılannın Türkiye Cum- huriyeti'nin insan haklanna saygı temeli üzerine kurulduğu ilkesini göz önünde bulundurmalannı istedi. Savaş da konferansta "Türk Hukuk Sisteminde Yargıtay Cumhuriyet Başsav- ası'nın Rolü ve Türkiye Başsavcıhğı Ku- rulması Sorunu" konulu bir konuşma yaptı. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti baş- savcıbğı kurulması fıkrinin 3611 sayüı yasanın ortaya çıkması ile birlikte günde- me geldıgıru anımsatarak "Bütün ülketer- de başsavcı terimi ile tekbir ldşi ifade edi- Byor. Fakat Türkrye'de 3611 sayıh yasa De yüzlerce başsava üan ediklL Uluslararası birtoplantıyagkiip Ben Şemdinli başsav- cısıyım' deseniz Şemdinli diye bir ülke varmış sanıür" diye konuştu. CMUK'ta yapılan değişiklikleri eleştirdiğini ve bu konuda yalnız da olmadığını kaydeden Savaş, kendisinin daha önce de çağdaş ülkelerden benzer bir yasanın aynen alın- ması taraftan olduğunu ifade etti. Savaş şöyle devam etti: "CMUKta de- ğişiklik yapıyoruz ve bu değişUdikkr çok özel terimlerle ifade ediüyor. En önemü değişikliği 3842 sayıh yasafleyaptik. Ben şahsen uygulamacı olarak, bu yasanın önerikliği şekflde çıkması halinde. Türki- ye CurnhurryetTnin suçlaıia mücadekde bûyûkzoriuklariakarşılaşacağıdüşünce- âne vardım." tĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Sıvas'ta 35 aydının yakıldığı yerin kamulaştınlması istendi 'Machmak OteK müze yapılsın' tstanbul Haber Servisi - Sıvas'ta yakılarak öldürülen 35 aydmın anısma Madunak Oteli'nin kamulaştuılarak müze haline getirilmesi, yaşamım yitirenlerin anılanna heykel yapılması ve isimlerinin kentin sokaklanna verilmesi için imza kampanyası •.-'.', " başlatıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, TMMOB, Istanbul Emek Platformu, Zara-Der ve Divriği Kültür Derneği 'nden oluşan "2 Temmuz EtkmUkkri Düzenleme Komıtesi" üyeleri, tstanbul Tabip Odası'nda dün basm toplantısı düzenleyerek Sıvas Olaylan'mn 7. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilecek etkinlikler konusunda bilgi verdiler. 2 Temmuz Etkinlikleri Düzenleme Komitesi adına konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadıköy Şube Başkanı Kaya Unıyümaz, olaylann 7. yılında, • "2 Temmuz Etkinlikleri Düzenleme Komitesi" üyeleri Istanbul Tabip Odası'nda dün basın toplantısı düzenleyerek Sıvas Olaylan'mn 7. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilecek etkinlikler konusunda bilgi verdiler. özgürlükten, emekten, bilimden yana olan, ülkenin bağımsızhğını ve esenliğini, demoktasiyi ve toplumsal banşı, insan haklanm ve laikliği savunan kitle örgütleri, partiler, sendikalar, odalar, vakıflar olarak başta îstanbul, Ankara, Izmir olmak üzere miting alanlannda olacaklarmı söyledi. Istanbul'da bir hafta sürecek Demokrasi ve Laiklik Haftası boyunca merkezi ve lokal düzeyde birçok salon toplantılan, sergi, panel, söyleşi, dinleti düzenlendiğini belirten Uluyılmaz, şöyle devam etti: "Şehitlerimizin mezan başında yapüacak anmamn yanı sıra her yıl olduğu gibi bu yılın 2 Temmuzunda da eümizde karanfilleıie yine Madunak Oteli'nde olacağız. Otelin kamulaştinlarak müze haline getirilmesi amacıyla imza kampanyasını burada başlatıyoruz. Mitinglerde de toplayacağumz imzalan yetkili mercilere sunacağızT Girişim destekleniyor Uluyılmaz, KESK, DİSK, Halkevleri, Îstanbul Tabip Odası, Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı, Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneği, Sine- Sen, Beksav, Tohum Kültür Merkezi, 68'liler Birliği, SÎP, HADEP, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Nâzım Kültür Evi gibi çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasal partinin, imza girişimini desteklediğini belirtti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Zorunluda ödeme takvinıi belirsiz ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Işçi ve me- mur konfederasyonları, Zorunlu Tasarruf Fo- nu'ndaki birikimlerin "ödenmetakvimi" konu- sunda belırsızliğin gide- rilmesini istiyor. Türk-lş, ödemenin en geç 2000 yı- h sonuna kadar yapılma- sını isterken Türkiye Ka- mu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, nemalann bir defada ödenmesi ko- nusunda ısrarcı olmadık- lannı, ancak ödemenin en geç 2001 yılına kadar ya- pılması gerektiğini söyle- di. Emek Platformu Baş- kanlar Kurulu bugün bir araya gelerek 28 Hazi- ran'da yapılacak görüş- melerde izlenecek tavnn belirlenmesini ve tasarla- nan eylemlerin ertelenip ertelenemeyeceğini kara- ra bağlayacak. Türkiye Kamu-Sen Genel Başka- nı Resul Akay, Emek Platformu yetkililerinin, eylemlerin ertelenmesi konusunda genel bir tavır içine girdiklerini savu- nurken Türk-lş Genel Sekreteri Hüseyin Kara- koçve KESK MYK üye- si Hasan Hayır, 24 Hazi- ran Cumartesi günü Îs- tanbul'da yapılacak ey- lem için hazırlıklann sür- düğünü söylediler. Hüseyin Karakoç, hü- kümetten beklentilerinin Zorunlu Tasarruf Fo- nu'nda birikmiş paralann bir defada ve nemalany- la birlikte ödenmesi oldu- ğunu, ancak hükümetin bu durumu kabullenme- diğini ve çalışanlann yüz- de 2'lik alacağım vererek kamuoyunu yatıştırmak gibi bir tutum içine girdi- ğini söyledi. KESK MYK üyesi Ha- san Hayu- da Önal'ın gö- rüşmelerdeki yaklaşımı- nı olumlu bulduklannı, ancak kişisel turumlann parasal konularla ilgili kararlann belirlenmesin- de etkih olmadığını söy- ledi. Hayır, ödemenin hangi süreler içinde yapı- lacağının belirlenmesinin çok önemli olduğunu söyledi. oralcalislar9yahoo.com Türk Milli Futbol Takımı'nın Belçika'yı yenerek finale çık- ması bir başan. Ev sahibi ta- kımla yapılan kader maçını ka- zanmak her takıma nasip ol- maz. Işte, gençlerimiz böyte bir başanya imza attılar. Fener- bahçe'nin düşüşüyle birlikte birçöküntüyaşayan Rüştü'ye güvenen ve onu ısraria oyna- tar4 Mustafa DenizH'rHn n e - kadar doğru seçim yaptığı Is- veç ve Belçika maçlanyla bir- likte daha iyi antaşıldı. Rüştü, olağanüstüydü. Kerameti kendinden menkul spor yazarlannın bütün tanta- nasına rağmen, Denizli'ye yö- nelik bütün saldınlanna rağ- men, Türk Milli Futbol Takımı büyük bir başanya imza attı. Aslında Galatasaray'ın UEFA kupasını almasıyla ortaya çık- tı ki Türkiye'de futbol değişiyor ve gelişiyor. Sevgili Aziz (Nesin) ağabey, bu futbol tutkumuza kızar ve futbolun'diktatödük rejimlerin- de bir uyuşturma aracı olarak Türk Futbolu Değişiyor da... kullanıldığını söylerdi. Bazı okuyuculanmızın da benim za- man zaman spor konusunda ve özellikle futbol konusunda yazı yazmamı yadırgadıklannı biliyorum. Ancak futbol gibi ojağanustü oyun zenginligine ve estetik olanaklara sahip bir sporu reddetmenin mümkün olmadığı inancındayım. Kitle- lerin futbola ilgisinin arkasında da bu oyun zenginiiği yatıyor. Şüphestz, kitlelerin bu kadar ilgi duyduğu bir alanı kimse boş bırakmaz. Mafyasından diktatörüne, devletten ihale koparmak isteyen işadamın- dan siyasetçiye kadar, hemen herkes futboldan nasıl yararla- nabilirim diye düşünür. Onlar öyle düşünüyor diye bizim fut- bola gözümüzü kapatmamız gerekmez. Aynca futbolu sev- menin, onunla ilgilenmenin kimseye bir zaran yok. Zararlı olan, futbolu futbol gibi anlamayanlar, onu bir sö- mürü aracı olarak kullanmak isteyenler. Tabii bir de geniş kit- leler ilgilenince toplumsal kül- türümüzün bütün gerilikleri de bu aiana yansıyor. Eğtenmeyi toplu yerde silah sıkmak olarak anlayan ilkellik de, maçlan bir küfür ve boşalma alanı olarak gören maçoluk da hemen dev- reyegiriyor. ••• Belçika maçı sonrasr benim en çok ilgimi, Denizli'yi ve ta- kımını yerden yere vuran de- ğerli yazarlar çekti. Acaba şim- di ne yazacaklar diye merakla bekliyorum. Bir kısmı eski de- diklerini unutarak hiçbir şey dememişler gibi Denizli'ye ve takıma övgüler düzmüşler, bir kısmı 'iyi oynarfarsa överiz, kö- tû oynariarsa eleştiririz' türün- den tevil yazılan yazmışlar. Aslında onlann bir özeleştiri yapmalan en doğrusu. Deniz- li ve bu takımla ilgili ortaya at- tıklan iddialarfos çıktı. BirTürk milli futbol takımı ilk kez çey- rekfinale kaldı. Bunu da Deniz- 4i ve onun oynattiğt takfnrba- şardı. Bu takımın başanlı olma- yacağını öne sürenler de böy- lece yanılmış oldular. Denizli, daha önce bu takımı zaten fi- nale de çıkarmıştı, yani başan bir maça bağlı bir tesadüf de- ğildi. Şunu artık kabul edelim, Türk futbotu başanlı bir dö- nemden geçiyor. Türk futbolu değişiyor, gençlerimiz kendile- rine güveniyorlar. Takımlar da- ha bilimsel sistemler uygulu- yorlar ve bunun sonucu hepi- mizi mutlu eden galibiyetlere imza atıyoriar. Ancak aynı olumlu şeyleri medya için söy- leyemeyiz. Türk medyası, hâ- lâ geri ülkenin ilkellikleri için- de. Başansızlık halinde umut kıncı ve yaralayıcı saldırgan bir tutum takınıyor. Başan halinde ise her şey abartılıyor ve an- lamsız bir gürültü kopanlıyor. Belçika maçı öncesi ve sonra- sı başlıklara ve yorumlara ba- kılırsa, medyanın ne kadar tu- tarsız olduğu rahatça anlaştla- bilir. ••• Her ne ise, Denizli'yi kutlu- yoruz, futbolculan kutluyoruz. Gazeteci meslektaşlanmıza ise, en azından bu kez ders çi- karmalan uyansında bulunu- yoruz. Türk futbolunun daha olumlu yönde ilerleyebilmesi için, spor basınının da değiş- mesi gerekir. Kitlelerin geri yanlanna seslenen, oyuncula- nn moralini bozan tutumunu değiştirmesi gerekir. Şimdi gözlerimiz Portekiz maçında. Kazansalarda elen- seler de gençlerimizi destek- lıyoruz, onlara başanlar dilıyo- ruz. GLOBAIj^ılrlKüLTCR ERGtN YILD1ZOĞLU Teknolojik Devrim mi Dediniz? Bildiğiniz gibi egemen söylem şöyle: "Teknolo- jik bir devrim yaşıyomz. Bu küreselleşmeye yol açıyor. Çağı yakalamak için, küreselteşme süreci- ne/gelişmeye karşı çıkmamak gerekir." Bugün kü- reselleşmeden kuşku duyanlaria (geçenlerde bir yazann Cumhuriyet'teki günlerine ilişkin "nostal- jik takılırken" işaret ettiği gibi) dün gazeteye faks makinesi alınmasına direnenler arasında bir fark yoktur. Biz bu söylemi hep kuşkuyla karşıladık. Tekno- lojik gelişmelerin, özellikle Internet'in yaşamımıza getirdiği yenilikleri kabul etmekle birlikte bunun bir devrim yaratmadığını savunduk. Bilgisayar ve In- ternette teknolojik devrim kadar büyük bir anlam yüklenmesinin arkasında küreselleşmeyi "doğal- laştrma", kendiliğinden gelişen doğal ve nötr birsüreç olarak sunma eğiliminin gizlendiğini, bu- nun arkasında "VVashington Consensus"ün ol- duğunu göstermeye çalıştık. Bunu yaparken ço- ğu zaman kapitalizmin özelliklerine ilişkin kuram- sal tespitlerden, gerek kendi gerekse başka araş- tırmacılann tarihsel gelişmelere ilişkin gözlemlerin- den yarariandık. Ama çok fazla, matematik/istas- tiki kanıt, ölçüm sunamadık. Halbuki bunlar küre- selleşmeyi savunan, vulger ekonomi teorisi (ve egemen Popper'ci bilim felsefesi) açısından ade- ta mistik bir öneme sahipti. Bir gün bir başkasının gerekli ölçümleri yapmasını beklemeyi seçtik. Beklediğimiz araştırmayı Nortvvestem Urüver- sity'den Profesör Robert J. Gordon (aynı zaman- da National Bureau of Economic Research üyesi), Journal of Economic Prespectıves için yapmış. Prof. Kluggman New YorkTimes'taki kö- şesinde değindi. Prof. Gordon, araştırmanın bir örneğini "home page"\ne koymuş (http^/faculty- wab.at.nortwestern.edu/economics/ gor- don/351 text). Bugüne kadar savunduklarımızı büyük ölçüde haklı çıkaran bu makaleyi kısaca (bu yaklaşık 70 sayfalık makaleyi burada hakkıyla aktarmak mümkün değil) özetlemek istiyorum. "Does the 'New Economy' mesure up to the Great Inventions of the Past" başlıklı makale, In- ternet ve bilgisayar alanındaki gelişmelerin, ABD'de yaşam üzerindeki etkisini değeriendirmek için, 1995-99 yıllannda ekonomide üretkenliği art- tırmak anlamında yaptıklan katkıyı ölçüyor. Sonra da bunu 1860-1900 tarihlerinde yaşanan ikinci sanayi devriminin 1970'lere kadar yayılan etkiie- riyle ampirik düzeyde ve beş alanda karşılaştınyor 1) Elektrik ışığı, motoru, elektrifikasyon; 2) Hava, kara ulaşım; 3) Telefon, radyo, TV; 4) Modem kim- ya sanayii; 5) Ev içi tuvalet ve su tesisatı. Yeni teknolojinin, üretkenlik arttıncı etkilerini, e- mek üretkenliği ve birteşik faktör üretkenliği üze- rinden ölçen Gordon, bilgisayar ve dayanıklı tü- ketim mallan sektörleri dışından, üretkenlikte bir hızlanma bulmuyor. Aksine, ekonominin bilgisayar dışında kalan, ama yoğun bilgisayar yatınmı ya- şanan yüzde 96'lık kesıminde, yeni yatınmlann be- lirgin bir üretkenlik arttıncı etkisinin olrrjadığını, bil- gisayar kullanımında azalan verim yasasının, çok kısa bir zamanda ve hızla etkisini göster- meye başladığını saptyor. Bilgisayann ekono- mideki yayılma etkisinin, diğer bir deyişle kendi dışındaki sektörierde yapısal bir üretkenlik pat- laması yaratma etkisinin çok sınıriı olduğu so- nucuna ulaşan makale, 1860-1900 arası dönem- de ABD'de beş alanda yaşam tarzında yaşanan geüşmeleri irdeliyor ve Internet'in etkisinin de bu gelişmelerin etkılerıne kıyasla çok sınıriı kaldığını tespit ediyor. Prof. Gordon'a göre Internet, yukanda değindi- ğimiz beş temel alanda, büyük icat kategorisine girmesi için gerekli ölçütleri yakalayamıyor. Bulgu- lar özetle şöyle: 1) Internet'in icadı ve yayılması, bilgisayariara yönelik talepte bir patlama yarat- madı. Yaşanan talep artışı, 1995 öncesinde oldu- ğu gibi yine birim maliyetteki düşüşle açıklanabi- liyor. 2) Internet, önceki döneme göre, bilgi ve eğ- lenceye daha ucuz, kolay ulaşmayı sağlıyor ama, bu radikal bir yenilik değil bir ikame etkisidir. Za- ten var olan bir etkinliğin kullanımı bir aracıdan öbürüne geçiyor. 3) Internet'te yapılan yatınmlann çoğu, piyasa payını korumaya yönelik, savunma nitelikli yatınmlardır. Bu yatınmlann toplumsal ge- tirileri, özel kişilere sağladıklan getirilerinden dü- şüktür. 4) Internet'teki etkinliklerin büyük çoğun- luğu, var olan etkinlikleri tekrariar (ömeğin postay- la satış yapmak gibi); tekrarianan etkinlik ise orta- dan kalkmaz, variığını sürdürmeye devam eder. Kâğıt tüketimi de azalmamış, artmıştır. 5) Nihayet Internet etkinliğinin büyük çoğunluğu, örneğin gündüz e-ticaret, işte tüketilen zamanın oransal olarak arttınlması anlamına gelir. Gördüğünüz gibi, tüm yaygaraya rağmen, kar- ştmızda, ekonomiye ve günlük yaşama, radikal bir şekilde yenilik getiren bir gelişme yok. Diğer taraf- tan, hatıriatmak isterim ki, bilgisayar kullanımında- ki patlamayı ve Internet'in etkilerini, Kapital Cilt IH'te kâroranlannın eğilimsel düşme yasası ve kar- şıt eğilimleri bölümünde değinilen, sermayenin do- laşımındaki atıl zamanlann azaltılması yoluyla üret- kenliği/kârtılığı arttırma bağlamında, hiç zorlanma- dan yorumlamak ve anlarnlandırmak da mümkün- dür. öyleyse, bilgisayar ve Internet üzerine üretilen fantezilerin işlevi ne? Bence bu fanteziler, insanın gereksinimlerini devreden çıkararak toplumsal gelişmeyi, sermayenin birikim hızını artbran teknik uygulamalara indirgeyen biryaklaşımı giz- liyor: küreselleşme sürecinin gerçek dinamiklerini görünmez kılmayı amaçlıyor. Böylecetoplumada- yatılan değişikliklerin, toplumun ortak çıkarianndan değil, sermayenin, özellikle de bir yapısal kriz ya- _şayan sermayenin, özgün tatepterinden l d i l b şy g p yT landığı gizlenebiliyor. Kabul etmek gerekir ki bu yal- nızca etik olarak değil, maddi sonuçlan açısından da sık sık felaketlere yol açan, çok dar, insani ol- mayan bir durumdur. - •- TÜRKKALPVAKFI "Çocuk Kardiyolojisi" TürkKalpVakfi kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişlı/İSTANBUL Tel:(0212)2120707(pbx) Faks:(0212)2126835
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear