23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA HABERLER 1.3 milyar tanm emekçisinin çalışma standartlan için uluslararası sözleşme hazırlıyor JLO'nım gündemi falrir çiftçilerEMtNE KARAKtTAPOĞLU CENEVRE - Dünyanın giderek ar- tan besin gereksinmesinin karşılana- bilmesi, tanm ürünlerinde gen tekno- lojisi kullanımını gündeme getirirken, bir yandan da bütün ülkelerdeki çift- çilerin durumlannın düzeltilmesı ve verimliliğin arttınlması ıçin yeni dü- zenlemelere gidiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO. çoğunluğu fa- kirlik sınınnın altında yaşayan v e hü- kümetlerin dayattığı politikalara kar- şı koyacak örgütlenmelerden yoksun olan küçük çiftçilerden oluşan 1.3 milyar tanm emekçisinin çalışma standartlannın belirlenmesi için yeni bir uluslararası sözleşme hazırlıyor. Çiftçilerin sağlık ve güvenlik sorun- lannı, Cenevre'de devam eden 88. Uluslararası Çalışma Konferansı gün- demine ilk kez alan ve "Tanm çab- şanlan, 20. yüzyılın karakteristiği olan teknoloji ve küreselleşmeden yarar- lanmakyerine bu sürecin kurbanı ha- Kne geldiler" dıyen ILO, verimliliğin arttınlmasının, ancak çiftçilerin refah düzeyinin yükseltilmesiyle mümkün olabileceğini açıkladı. Maden ve montaj sektöründen sonra en tehlike- li 3. sektör olan ve çoğunlukla sigor- ta, tazminat. sosyal güvenlik şemsiye- leri dışında turulan tanm kesimi çalı- şanlannın yaşam koşullannın iyileş- tirilmesinin, tanmsal kalkınma için şart olduğuna dikkat çeken Uluslara- rası Çalışma Örgütü, hazırladığı ra- porlarda bütün ülkeleri, tanm sektö- rü için yeni ve kapsamlı politikalan devreye sokmaya çağırdı. Tanm çalışanlannın sağlık ve gü- venlik sorunlanna ilişkin yeni bir söz- leşmenin hazırlanması, Cenevre'de devam eden 88. Uluslararası Çalışma Konferansı'nın en önemli iki gündem maddesınden birisini oluşturuyor. 1919 yılında yürürlüğe konulan ve 1952'de değiştirilen Annelerin Ko- runması Sözleşmesi'nin yenilenmesi komisyonunun yanı sıra tanm kesimi için oluşturulan Tanmda Sağlık ve Güvenlik Komisyonu çalışmalannı aralıksız sürdürüyor. Gelecek yılki toplantıda yürürlüğe sokulması bek- lenen uluslararasvsözleşme, kırsal ke- simde yaşayanlann gereksinmeleri- nin, kentlerde yaşayanlarla eşit düze- ye çıkanlmasım hedefliyor. Fakirlik sınınnın altındalar... Sözleşme hazırlığında temel alınan iki rapordaki verilere göre tanm sek- töründe toplam 1.3 milyar kişi çahşı- yor ve bu rakam, çalışan dünya nüfu- sunun yarısına karşılık geliyor. Tanm kesiminde çalışanlann yüzde 60'ı, (yaklaşık 1.1 milyar) Türkiye'nın de aralannda bulunduğu gelişmiş ülke- lerde, fakirlik sınınnın alünda yaşar- ken, sadece yüzde 9'u endüstrileşmiş ülkelerde bulunuyor. Hindistan ve Çin ise en çok tanm çalışanı olan ül- keler. Tanm çalışanlannın çoğunluğunu oluşturan ve kırsal kesimdeki düşük ücretli işçiler, küçük çiftçiler ve köy- lülerden meydana gelen bu kesim, birçok ülkede kendileriyle ilgili poli- tikalann belirlenmesine aktif olarak katılacak mekanizmaya sahip değil- ler. ILO raporunda, örgütlenmenin teşvik edilerek karar mekanizmasına katılım ve yasalann uygulanırlığının denetlenmesinin gerektiği vurgulanı- yor ve gönüllü kuruluşlann teşvik edilmesi isteniyor. Gelişmekte olan ülkelerin tanm ça- lışanlan için yeterli kaynak ayırma- malan, sosyal güvenlk ve sağlık şem- siyelerine çiftçileri dahil etmemeleri, kırsal kesimde yaşayanlarla şehirler- de çalışanlar arasında uçurumlar oluş- masma sebep oluyor. Tanm kesiminde ölüm oranı gittik- çe artarken, bulaşıcı hastalıldar, kötü bannma koşullan, yetersiz beslenme ve hayvanlardan geçen bakteriyel en- feksiyonlar, kırsal kesim insanının se- fıl yaşamının en önemli nedenleri ola- rak gösteriliyor. ILO'ya göre tanm kesiminde 5-14 yas arası 250 milyon çocuk çalıştın- lıyor. Bazı ülkelerde tanm çalışanla- nnın yüzde 30'unu oluşturan bu ço- cuklar olumsuz koşullarda çalıştın- lırken, yaralanma, göz enfeksiyonla- n, tanm ilaçlanndan kaynaklanan so- runlar ve gelişim bozukluklan, karşı- laşılan en büyük sıkıntılar olarak gös- teriliyor. TKP / ML davası sonuclandı 5 ölüm, 4 ömür boyu tstanbul Haber Servisi- TKP/ML örgütü adına çe- şitli adam öldürme ve gasp olaylanna kanştık- lan iddiasıyla yargılanan 18 sanıktan 5'i idam. 4'ü ömür boyu, 6'sı da 12.5 ile 32.5 yıl arasında ağır hapis cezalanna çarptınl- dı. 1 sanığın beraat ettiği, 1 sanığın da dosyasının aynldığı davada. mahke- me heyeti cezaevi proto- kolü nedeniyle savunma- lannı hazırlayamadıklan- nı ifade eden sanıklann e- sas hakkındaki savunma- lannı dinlemeden karan- nı verdi. Son sözleri soruldu tstanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmaya tu- tuklu sanıklardan Mu- hammet Akyol getirildi. Davanın diğer sanıklan ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada son sözleri sorulan sanık Muhammet Akyol, "Istenen bunca ağır cezayı insani olarak değerlendirdiğimde, hu- kıdd olamayacağuıı düşü- nüyorum" dedi. Sağlık, Içişleri ve Ada- let Bakanlığı arasında im- zalanan cezaevleri proto- kolü nedeniyle savunma- lannı hazırlayamadıklan- nı ifade eden sanıklann e- sas hakkındaki savunma- larını dinlemeden karan- nı açıklayan mahkeme heyeti. sanıklardan Fedai Şahin, Zeki Şahin, Muzaf- fer Acunbay, Ali Seyit liğur ve Hasan Rüzgâr'ı. "Türkiye Cumhuriyeri Anavasası'nın tamamını veya bir kısmını silah zo- ruyla değjştirmeye teşeb- büs etmek" suçundan ölüm cezasına çarptırdı. Eylemlerinden dolayı önce ölüm cezasma çarp- tırılan sanıklar Fatma Acunbay, Bayram Kama, Cengiz Polat ve Sami Sol- maz'a verilen cezalar ise daha sonra duruşmalarda- ki iyi halleri dıkkate alı- narak ömür boyu ağır ha- pis cezasına dönüştürül- dü. Muhammet Akyol ile Abdullah Kalay'ı da 32 yıl 6 ay ağır hapis ce- zasına çarptıran mahke- me heyeti, 1 sanığa 22.5 yıl, 3 sanığa 12.5'er yıl ağır hapis cezası verdi. İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN MIM 0W 6RÜNCE &HI *U(UWM Hükümetin ekonomi politikasına karşı olan emek örgütleri yann basın toplantısı yapacak 'Başbakanhk Cottarelli'ye bırakıldı' IMF Türkiye Masası Şefi Cario CottareUL tSTANBUL/ANKARA (Cum- huriyet) - DİSK-Birleşik Metal- lş Sendikası Genel Temsilciler Kurulu, siyasi iktidann Başba- kanlık kunimunu fiili olarak IMF Türkiye Masası Şefi CarloCotta- reüi'ye bıraktığını belirtti. Hükü- metin izlediği ekonomi politika- lardan rahatsız olan emek örgüt- len yann Ankara'da yapacaklan basın açıklamasıyla istemlerini iletecekler. Istanbul'da toplanan Birleşik Metal-lş Sendikası Genel Temsil- ciler Kurulu'nca yapılan açıkla- mada, ülkemizın içerisinde bu- lunduğu siyasal ve ekonomik açı- lımlann, işçi ve emekçi kitleler aleyhine gerçekleştirildiği ve bu kesimin kazanılmış haklanna önemli saldınlarda bulunulduğu ifade edildi. Ülkemizin doğrudan IMF ve Dünya Bankası ile yöne- tilmesine göz yuman siyasi ikti- dann Başbakanlık kurumunu da fiili olarak Cottarelli'ye bıraktığı öne sürülen açıklamada, hükü- met, halkın çıkarlan doğrultusun- da görev yapmaya çağnldı. Tasarrufu Teşvik Fonu'nda bi- riken ana paranın nemalanyla bir- likte çalışanlara ödenmesi istenen açıklamada. Emek Platfor- mu'nun ülke genelinde ortaya koyduğu aktif tutumun Birleşik Metal-lş Sendikası'nca onaylan- dığı ve dayanışmanın daha da yükseltümesıne katkı verileceği belirtildı. Grup toplusözleşme döneminın de yaklaştığı anımsa- tılan açıklamada. toplusözleşme- lerde siyasi iktidann ve sermaye- nin toplusözleşme özgürlüğünü abluka altına alma anlayışının reddedildiği ve ücretlerin hedef- lenen enflasyona endeklenmesi- nin kabul edilmeyecegi kaydedıl- di. DlSK Ankara Merkez Temsil- cisi Tayfiın Görgün de, hüküme- tin, "mezarda emeklilik" yasası- nı, tahkim karannı ülkenin çıkar- lannı bir kenara koyup parlamen- todan geçirdiğini söyleyerek, "İşimizi, ekmeğimizi ve gdeceği- mizi yok etmeye çalışanlara karşı 'Gücümüzbırliğimizdir' bttiiKİy- le ortaktepkimizi meydanlara ta- şımaktan başka çare kalmamış- nr" dedi. Sendikalar ve odalardan DlSK, KESK, Memur-Sen, TMMOB, TTB, ATO, Veteriner Hekimleri Birliği, TÜRMOB; partilerden CHP, DBP, EMEP, İP, HADEP, ÖDP, SlP; derneklerden Halkev- leri, PSAKD, ÎHD ve 68'liler Bir- liği Vakfi, Işçi Emeklileri Derne- ği, Tüm Bağ-Kur Emeklileri Der- neği Ankara il örgütlerinin deste- ği ile yann saat 12.30'da Kızı- lay'da YKM önünde kitlesel ba- sın açıklaması yapacak. Akay gözalnna alındı Türkiye Kamu-Sen Genel Baş- kanı Resul Akay ve bir grup me- mur, Kamu Görevlileri Sendika- lan Yasa Tasansı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu gün- demine ahnmadığı gerekçesiyle, Kızılay'dadünakşamizinsizpro- testo gösterisi yapülar. Aralann- da Akay'ın da bulunduğu 61 kişi gözaltına alındı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Inceleniyor Tanm yasası Köşk'te bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın, ta- nm satış kooperatifleri ve birliklerine ait fabrikalara özelleştirmenin yolunu açan yasayı hukukçulara incelettirdiği bildirildi. TBMM'de 1 Hazıran'da kabul edilen yasa, Sezer'in onayı için 5 Haziran'da Çankaya Köşkü'ne gönde- rildi. Cumhurbaşkanlı- ğı'nda yasa üzerinde geniş boyutta bir inceleme başla- ührken, Sezer'in 15 günlük karar verme süresinin 20 Haziran'da tamamlandığı- na Lsaret edildi. • • Türkiye Ziraatçılar Der- neğı Başkanı tbrahim Yet- kin, birlıklenn özerk bir noktaya gelebilmesi için tüm borçlannın tasfiye edil- mesi gerektiğine işaret etti. Yetkin, geçen hafta görüş- tükleri Cumhurbaşkanı Se- zer'in dile getirdiklerinin biçbir biçimde kendılerine aykın olmadığını vurguladı. Dünya Bankası'nın kredi koşullan arasında yer alan tanm satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapı- landınlmasını öngören ya- sa ile özerkleştirme adı al- nnda tesislerinin satılması amaçlanıyor. Yasaya göre, kooperatif ve birliklerin ilk işleme hüviyetindeki işlet- me ve tesisleri dışında ka- lan, sonraki üretım aşama- lan için kuracaklan iktisa- di işletmeler, anonim şirket statüsündeki ayn bir tüzel- kişilik olarak kunılup faali- yet gösterecekler. Kooperatif ve birliklerin yeniden yapılandınlması, ekonomik etkinlik ve ve- rimlilik ilkeleri çerçevesin- de çalışmalannı sürdürebi- lir bir yapıya kavuşturula- bilmesi ve bu amaçla alın- ması gereken önlemlerin belirlenmesi konulannda çalışma, inceleme ve öneri- lerde bulunmak üzere 7 üyeden oluşan "YenkJen Yapüandırma Kurulu" oluşturulacak. oralcalislar@yahoo.com Bertan Ağanoğlu, Ipek Yezdani, Uğur Günyüz gazeteden içeri üz- gün bir yüzle girdiler. Ne olduğunu sorduğumda, "OralAbi,yineçocuk- lan dövdüler" dediler. Lise öğrenci- leri, Cağaloğlu'nda dün basın açık- laması yapmak istiyorlardı. Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) ve Âğırtıklı Orta öğrenim Başarı Puanı uygula- masının kaldırılmasını talep eden bir bildiri kaleme almışlardı. Sabah ga- zeteye gelirken durumu fark ettik. Otobüsler dolusu polis, Cağaloğlu veçevresinde önlem almıştı. Sonun- da anladık ki, liseliler gelecek ve po- lis de onlara engel olacak. ki 75-80 Gençleri Döverek Adam Ederseniz... Bildiri okunamadı. Lise öğrencile- ri, ülkemizi ziyarete gelen yabancı turistlerin şaşkın bakışları arasında, polisterderidayak-yediler. Aslında Eğitim Müdürlüğü'ne doğru yü- rûmeye başlayınca 400 kadar polis, =onfarin 1<afŞitanna^Mdi ve fcnîdîriyl okumalanna engel olmak istedi. Öğ- renciler ısrar edince polisler coplar- Ja, tekme tokat ve yumrukla gençle- "regiriştiler. Kızlan saçlarından sürük- leyerek polis otolanna bindirdiler. öğrencilerin son derece masum ve haklı talepleri vardı. Üniversfteye gi- riş sınav sisteminin geçen yıl değiş- tirilmesiyle okullar arasında aynm yapılmıştı. Meslek okulları mezunla- rının üniversiteye girerken hesapla- nan ortaögrenim başarı puanı kat- sayıları, normal liselere göre düşük lutuîmuştu. Bu değişikFîk, meslek okulJarmda okuyaa bir ögrencinin hatipliler eskisinden daha az sayıda yüksekokullara girebileceklerdi. An- cak, engelleme imam hatiplerle sı- nırlı otmuyordu. Btitıiruneslek dıger lıselerdekı ogrencılerden daha yüksek puan almasına rağmen o- nun gerislne düşmesine neden ste^ yordu. Meslek okullarıyla ilgili olumsuz değişikliğin arkaaındaki asıl nedenin imam hatip okullan olduğu söyleni- yordu. Katsayı düşürülerek imam lerinin mezunları bu uygulamadan zarar görüyorlardı. Gençler okumak istedikleri bildiriye bu konuda şunla- n yazmışlardı: "Kuşkusuz bu uygu- lama en çok meslek liselerini hedef atmış, üniversite kapılan meslek lise- sı öğrencilerine neredeyse tümden kapatılmıştır. Çünkü patronlann u- cuz işgOcûne, katffiye işçîye dOnden- daha fazla ihtiyacı vardır." dan yararlanır hale gelmişti. Ömegin Alman Lisesi'ni veya Robert Lise- si'ni bitiren bir öğrenci, Hakkâri ü- sftRİ'nin hıtirpn hir ögrRnririfin çok önce AJman üniversitelerinde harç- lann yüksek olması yüzünden ülke çapında gençler boykot yaptılar. Uzerlerine boykot önlüklerini giydi- ler. O sırada oradaydım. Ortalıkta ne polis vardı ne de onlan engellemek isteyen bir güvenlik kuvveti. Bu yüz- daha az bir puan alsa bile üniversi- teye giriş olanakları açısından onun önüne geçebiliyordu. Çünkü bu okullann üniversiteye giriş ortalama- sı Hakkâri Lisesi'ninkinden çok da- ha yüksekti. Böytece başanlı okulda- ki başarısız öğrenciler bile, başarısız okuldaki başanlı öğrencilerin önüne geçeceKfir den Almanya'da ortalık kanşmadı, düzen bozulmadı, öğrenciler de bi- zimkilerin deyimiyle 'anarşist' olma- dılar. Gençlerini bu kadar acımasız dö- ven bir yönetim, nasıl demokrasiyi kurabilir, bu ülkenin Avrupa Birliği içinde yer almasını sağlayabilir? — Dün Cagaloğkı'nda gençterin ka-r rfasına inen coptar ve yumruktar,; Agırlıklı Ofta Ogrenim BaşarrPEF 16-1 / yaşındaki öğrenciler -ki anı, meslek okullarının katsayısını bunların çoğunluğu meslek lisesi îlöşürürken flseter arasında da ay^^=öğfef»cisiyd}ter- bu dertlerintkamu- lında bu ülkenin geleceğine indirildi. O çocukların haklarını aramamalan gerektiği, yoksa başlanna beta ge- leceği bilinci verilmek istendi. Yani yaratıcı olmayın, itiraz etmeyin, bo- yun eğin dendi. Böyle yetiştirdiğimiz çocuklardarr^ nasıl bir Türkiye yaratabiliriz? GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Spinitus Mundir (*) ABD'de işsirlik yeniden artmaya başladı. Intema- tional HeraldTribune'ün bildirdiğine göre piyasalar çok memnun. Türkiye'de tanm küreselleşme süreci- ne, hem de "zücac/ye dükkânına öküz girmiş" özde- yişini anımsatan bir sakarlıkla açılıyor. Tanm üretici- sinin, ona mal satan esnafın, ailelerinin geleceği ka- ranyor. Bu nüfus kaçınılmaz olarak kerrte gelecek, alt- yapısı, toplumsal destek sistemleri olmayan bir ken- te. Sonra... Kimi ekonomi uzmanı yazarlara bakarsa- nız bu adeta "bir devrim", hükümetin kararlılığının en büyük kanrtı: "istikran mutlaka yakalayacağı- mızı" gösteriyor. Hükümeti kutlayan kırtlayana. Bu garipliğin arkasında "karanlık ortaçağlan "anım- satan, mistik bir dünya görüşü var. Ekonomik karar- lardan, strateji tartışmalanndan insan öğesi bir süre önce çıkanldı. İnsan, ekonominin merkezinden atıl- dı, "posr modemistlerin" çok sevdiği bir terimi kul- lanırsak "de-cerrtered" edildi. Ekonominin merke- zinde, insanın gereksinimlerinin yerinde, şimdi her şeye kadir, her sorunu çözer, bizi mutlu "yann "lara götürecek, ama bunun için herkesten itaat bekleyen, başka hiçbir rakibin varlığına dayanamayan, adeta kendi bilinci olan bir varlığın, yeni bir Tann'nın istek- leri aldı. Bu yeni Tann'nın adı piyasa'dır. "Piyasa şu- nu ister", "piyasanın tepkisi budur", "piyasanın gü- veni kazanılır", "kurallan şunlan gerektirir", "serbest piyasa koşullanna uymuyohar da ondan"... Adeta Kopernik devrimine karşı bir devrim oldu. Aydınlanma sürecinin kazanımları gen itildi. Dünya artık yuvarlak değildir ve güneşin etrafında dönmez. İnsan kendi kendini yönetemez! En fazla piyasanın yasalanna uymayı deneyebilir. Belki o zaman, baş- langıçta bir eziyet çeker, ama sonra... Ne pahasına olursa olsun, piyasanın serbestçe iş- lemesi sağlanmalıdır. Hükümetlerin görevi budur. Si- yasi partilerin programları buna göre düzenlenir. Ga- zeteyazarian.aydınlardileklerinibuTann'yabildirme- li, sonra da gerçekleşmesi için dua etmeli, gittikçe ar- tan sayıda insani da bu duaya katmalıdıriar. Tüm top- lum, korku ve sabırla, çile çekmeye devam ederek, sorunlannın bu Tanrı tarafından çözüleceği o kutsal günü bekler. Bugünün gelmesi için de bugün kendi isteklerinden vazgeçer, yerine kimi fantezileri koy- maya çalışır, böylece bu yeni Tann'nın tüm istekleri- ne uymaya çabalar. Ama bu, kaprisli bir Tann'dır da, gizemli bir şekilde davranır. Siz her istediğini yapar- sınız, ama sizi ödüllendirmek yerine cezalandırmayı seçebilir. ömeğin bu Tann'nın kitabını iyi bilen ruh- ban sınıfından, Dünya Bankası'ndan, IMF'den, bu Tann'yı memnun etmek ıçın neler yapılması gerekti- ğini öğrenir, elinizden geldiğince yerine getırirsiniz; a- ma 1980'lerde Orta Afrika'da, 1990'ların başında Meksika'da, Asya krizi sırasında Endonezya'da ol- duğu gibi yaptıkça batarsınız, ıstırabınız arttıkça ar- tar. Gün gelir insanlannızı kitle halinde bu her şeye ka- dir, kendi gerçeğini kendi yaratan, acımasız Tann'ya kurban etmek zorunda kalırsınız. Diğer taraftan, bir ülkede kriz olmuşsa, bunun ne- deni bu Tann'ntn buyruklarına uyulmamış olmasıdır. Asya'da, Rusya'da siyasetçiler bu Tann'nın gerçek kurallanna uymadılar, Tanrı da onlan şiddetle ceza- landırdı. Eğer birisi hâlâ bu Tann'nın buyruğunu de- ğil de insantarm çıkarlannı, özlemlerini dite getiriyor- sa, hemen bu Tann'nın ruhban sınıfı tarafından he- retik (popülist), dinozor (aydınlanma çağından kal- ma) ilan edilir, toplum dışına sürülür. Çok mu haksızlık ediyorum? Sanmıyorum. Eğer pi- yasa ekonomisinin faziletlerine, vaatlerini yerine ge- tirebileceğine ilişkin ortada kanıt yoksa (ki Harvard Üniversitesi profesörlerine, Dünya Bankası'nda baş ekonomistlik yapmış araştırmacılara, Avrupa'nın en saygın ekonomik araştırma kurumlannın (CEPRE- MAP) ekonomistlerine göre yok) bilimsel yaklaşımın yerini inanç almışsa burada dini bir dünya görüşün- den başka neden söz açılabilir? Diğer taraftan, bu serbest piyasa Tann'sı adeta bir vampir gibidir. Neye dokunsa onu kendine benzetir, etkisi altına alır. Mallaştınr, şeyleştirir. Köylülerin to- humlannı, bitkilerin genetik kodlannı, insanlann or- ganlarını, bizzat bilginin kendisini, hemen her şeyi mal haline getirir, kendi parçası yapar. Tüm yaşamı "alıp satılan" ilişkilerin toplamına dönüştürür. Insan- lar artık özgürlük sorunlarıyla ilgili özneler değil, mal- lann geçtiği platfoımlar, kapılardır. Bu yüzden insan- lann bireysel gereksinimleri, aralarındaki insani ilişki- ier hızla devreden çıkar. Insana sevgi ve saygı hızla yok olur. Artık kadın erkek, çoluk çocuk köylüler yoktur, pi- yasa ilişkilerine açılması gereken tarım sekförü var- dır. İşçiler, aileleri yoktur, özelleştirilecek fabrikalar vardır. Ücret işçisinin yaşam aracı değil, enflasyon denkleminin parametrelerinden biridir. Enflasyon düşmelidir, ekonomi istikrara kavuşmalıdır, acı ilaç içilmelidir. Bu süreçten işçi, köylü, memur, esnaf şi- kâyetçidir, ama hükümet, bu insanları (seçmeni) de- - ğil, yabancı bir bankanın orta düzey bir memurunu dinlemeyi tercih eder. Bu memurun sözünde, bu me- murun bilgisini, kimliğıni aşan birvarlıkgörür. Bu var- lıkta da uyulması gereken mutlak bir otorite, bir ira- de, bir gerçeğin ta kendisini... Uzun bir süredir yeni karanlık çağlarda yaşıyoruz. Bilimsel düşüncenin, aklın yerini inanç, eleştirel dü- şüncenin, bireysel özgüriüklerin yerini hep biriikte, tek bir prensibe uymak aldı. Ama biz bu tek bir pren- sibe uymayı reddedip eleştirel aklın neşterini kulla- nalım ve soralım: "Tüm bunlar olurken bihleri neden memnun? Bu Tann'nın sevgili kullan kimler?" 0 Dünyanın Ffahu. Başbakaıı Ecevit'e HADEP'ten yanıt MAHMUTOR\L DİYARBAMR-Baş- bakan Bülent Ecevit'in . Diyarbakır ziya;etinden sonra yaptığı 'Bölgeyi HADEP'e bırakmayTz" açıklamalannın crdından HADEP'li Bûjükşehir Belediye Başkanı Feri- dun ÇdftL. bölgtde DSP de dahil HAÖEP'ten başka hiçbir paıtnin şan- smm olmadığını söyledi. "dik "Seçimkfde yflz- lent Ecevit'in önceki gün bazı gazetelerde yer alan "bölgenin HADEP'eterk edüdîğj ve aday belirle- mede HADEP'le birtikte hareket edildiğine*' iliş- kin açıklamalannı değer- lendirdi. Çelik, Ecevit'in bu açıklamasıyla diğer partilere haksızlık ettiği- ni belirterek şöyle konuş- tu: "Bizim siyasal çizgi- mİ7 heiK Rnylphir yvi <a- vıınımli dio^t* tuırt haksızlık olur. Diğer par- rımcılığa neden olan yeni bir uygu- lama daha başlatmıştı. Liseler, üni- versite sınavlarındaki başarılarına göre puanlanmış ve o lisenin bütün öğrencileri bu başarı ortalamasın- oyuna duyurabilmek amacıyla bir basın açıklaması yapacaklardı. Yap- salar ne olurdu? Bir bildiri okuya- caklar diye onlann kafalarını gözle- rini mi kırmak gerekiyordu? İki yıl de 10'luk baraj «fanasay- dı, DSP D^artnkır'dan bir tane bite nHetv^kfli çıkaramazdı'' tıye ko- nuştu. - HADEP'li BiWukşehır Belediye Başkâu Feri- dun Çelik, Başbjkan Bü- tilerdeki arkadaşlanmız da kendi siyasal anlavışla- nnı temsfl ettiğiiçin o par- tiden aday olmuşlardır. Eğer söylenen doğruysa DSP'nin adaylan da mfl- - letvekülerideHADEPin ada\landır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear