25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 HAZİRAN 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA JvLJl-il LJ J \ kultur@cumhuriyet.com.tr The King's Consort'ın kurucusu ve şefi Robert King, renk ve sesleriyle Barok müziğ 15 müziğe tutkun 4 Bach, büyülü altuı bir soğan'S. RAYAN YİRMİBEŞ "Bach herrengikuUanır. Yemek har- adacaksaçokyiikseksmrfbirsoğanohır- du. Büyüiü bir soğan, çünkü asla orta- sma varamazsınız. 100 kez Bach çalsa- mz her defasmda yeni bir şey keşfeder- siniz. Bir tür büyülü alün soğan~ Tabii sizi asla ağlatmaz." 28. Uluslararası lstanbul Müzik Fes- tivali'ne konuk olan cxla müziği orkest- rası King's Consort'ın kurucusu ve şe- fi Robert King, ölümünün 250. yıldö- nümünde anılan büyük Alman besteci- si Johann Sebastian Bach'ı ve müzıği- ni böyle tanımlıyor. King'in yönettiği ve klavsen çaldığı King's Concort, Aya Irini'de gerçekleştirdiğı konserde Bach'ın orkestra süitlerine yer verdi. Cambridge SL John Kolej Korosu'nda koristlik yapan ve eğitimini Cambrid- ge Üniversitesi'nde sürdüren King, 1980'de eski müzik aletlerini kullanan ve Barok müziğine yer veren oda orkest- rasmı kurdu. Topluluğuyla Avrupa, Ku- zey ve Güney Amerika ve Uzakdogu'da konserler verdi. Avrupa'nın ve Ameri- ka'nın belli başh orkestralarmı yönet- menin yanı sıra başanlı bir koro şefi ola- rak da tanınan King, oda orkestrasıyla yaptığı 70 kadar kayıtla uluslararası ödüller kazandı. Opera alanında Haen- del'in Ottone, Ezio, Purcefl'in The In- dian Queen ve The Fairy Queen'ini yö- netti. Haendel, Bach, Vrvaldi ve Pur- cell'in yanı sıra şeflik repertuvan kla- sik ve romantik dönemden 19. ve 20. yüzyıl çağdaş îngiliz bestecılerine ka- dar koro ve orkestra eserlerini kapsıyor. 1998'de Aldeburgh Easter Festivali'nin sanat yönetmeni oldu. 1995'teWigmo- re Hall'da düzenlenen Purcell'in 300. Yıl Festivali 'nin sanat yönetmenliğini yap- tı ve bestecinin birçok eserini yayımla- dı. Purcell uzmanlanndan sayılan King'in besteci hakkında yazdığı kitap büyük beğeni topladı. - Barok müziğe yoğun üginizin kay- nağınedir? ROBERT KEVG -Barok müzik çok küçükten beri ılgımı çekiyor,renklerive sesleriyle. Bu, muhteşem bir büyü ta- şıyor benim için. Bach, Purcell, Vival- di döneminin enstrümanlan ile büyük renk çeşitliliği elde edebiliyorsunuz, ama modern enstrümanlar başka bir iş için yapılmış. Onlarla yüksek sese ula- şabiljrsinız, ancak sesi türo renklih'ğiy- le eski enstrümanlarla yakalayabilirsi- niz. Eskileri sevmemin nedeni bu. Mü- zik terimleriyle Barok müzik dönemi 150 yıllık, bunun çok kısa olduğu düşünü- lebilir. 1800-1950 arasmdaki 150 yıllık süreç Beethoven'dan Şostakoviç'e uza- nır. Aynı çeşıtlılık ıçınde Monteverdi, Bach süitleri, Haendel, Purcell, Vıval- di ve hâlâ çok iyi tanınmayan besteci- ler var. Tüm müzisyenler de benimle ay- nı fıkirdedir sanınm; Bach bestecilerin Tann'sıdır. Bach kadarbüyük olmayan ve pek iyi tanınmayan çağdaslannın müziğinden de çok etkilendim. Bu sıradışı besteci- n dinleyenler oy verirler. Eğer yaptık- lanmızı sevmezlerse konsere gelmez ve CD satm ahnazlar. Eğer alıyorlarsa demokrasi lehinize işliyor demektir. "Bunu begendik,dahada jstiyoruz" de- mektir. Oylar sonucunda istendiğinizi bilmek cesaretinizi kamçıhyor. 20 yü ol- du ve oylar işliyor, yolumuza devam ediyoruz. - PurceD'in biyografisini yazmaya na- sıl karar verdiniz? 'Üniversitedeyken benim gjbi Barok müzik yapmak isteyen insanlar buldum ve 20 yıl önce başladım. Büyük bir iş. Çünkü istediğim müziği secebitiyonım. Seksen yıl daha seslendirilecek müzik var eümde. Grup repertuvara göre genişkyebUiyor. Yaptığımız müzikten büyük keyifahyorve egleniyoruz. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) tık insanlann gözünde daha yüksekte, geniş bir kitle saygı duyuyor ona. Pur- cell'i 50 yıl önceki eski İtitaplanndan değil, yeni bir kaynaktan okuma ve din- leme olanagı sunmak istedim. Çocuk- ken 8-14 yaşlan arasmda ciddi tavnm- la koroda şarkı söyler, sonra da koşa ko- şa fiıtbol oynamaya giderdim. Çok çe- şitli müzikler dinlerdim. 10 yaşmday- ken ilk kez Purcell müziğiyle tanıştım ve âşık oldum. Beatles gibi dinlerdim. • "Bach bestecilerin Tannsıibr. Onun kadar büyük olmayan vepek iyitanınmayan çağdaslannın müziğinden de çok etkilendim. Bu sıradışı bestecilerin müzflden müzelerde vegeneüikle efyazmaiarmdakeşfedümeyibekuyor. Benim gibikişiler adeta toprağı deşergibigidip hazindermûdgümşığına çıkarmaşansma sâhip. Sıksıkçağımız içinyeni olan müzik arayışınagirişmek heyecan vericL Arkeologlannyaptiğuıa benzeuyomm işimi" lerin müzikleri müzelerde ve genellik- le elyazmalannda keşfedilmeyi bekli- yor. Benim gibi kişiler adeta toprağı deşer gibi gidip hazinelerimizi gümşı- ğına çıkarma şansına sahip. Sık sık ca- ğımız için yeni olan müzik arayışına girişmek heyecan verici. Arkeologla- nn yaptığma benzetiyorum işimi. Aym zamanda rock müzığın büyük pazannda, harika ürünleri arasında bir satıcı olabilirdim. "Bakuıfantastikşey- lervaretimde,lütfenalur diyebilirdim. Sonuçta tabii kı müzik demokratik bir şeydir. Çünkü konserleri ya da kayıtla- KING - Purcell, tngiliz Barok beste- cılerinin en büyüğu. Ingiltere'de çalış- malannı sürdüren Haendel, ithal malıy- dı. Purcell bana göre büyük büyü taşı- yor. 10-15 yıl önce yalnızca birkaç ta- ne çok iyi bilinen bestesi vardı. Müzik- severlerin çoğunluğu tarafından beste- leri iyi bilinmiyordu. Hissettim ki gidip onun müzığını bulmak, seslendirmek ve insanlara sunmak, onlann yargısına bı- rakmak benim işim. "Bakın bu müzik gerçekteniyi,Khfen dmleyin" demek. Be- ğenirlerse dığerlennm de haberi olu- yor. Müzığını paylaştığımız Purcell, ar- Aradan 30 yıl geçtikten sonra değişen bir şey olmadı. - Bu yıl sizden Purcell'i dinleme fir- sao bulamayacağız» KEVG - Beethoven, Haendel, Mo- zart'ın hemfıkir olduğu gibi, tüm bü- yük besteciler Bach'ın en büyük oldu- ğunu kabul eder. Çünkü müziğiyle her- kese öğreteceği bir şeyler vardı. Purcell, 5 yıl önce 300. ölüm yıldönümünde anıldı. Bu Bach'ın yılı. Mütevazı, çün- kü Bach'ın besteleri de her zaman ses- lendirihniyor. Birden ölüm yıldönümü nedeniyle bu yıl ne kadar sıradışı bir bes- teci olduğu hatırlandı. Onun müthiş mü- ziğini orkestra süitlerini Aya Irini gibi fantastik bir yapıda seslendırme aynca- hğı tanmdığı için çok mutluyum. Bu- rası tarih dolu, müziğimiz gibi. Keşke duvarlar dile gelse de buradaki sesleri, önemli insanlann yaşadıklannı bize an- latsa... Leipzig'deki Bach'ın kilisesin- de de aynı şeyleri hissetmiştim. Bu ze- ki duvarlarda saklı sesleri bulup ortaya çıkarmak istiyorum. - Admızı taşryan King's Concort'ı na- sılkurdiınuz? KİNG - Üniversitedeyken benim gi- bi Barok müzik yapmak isteyen insan- lar buldum ve 20 yıl önce başladım. Büyük bir iş. Çünkü istediğim müziği seçebiliyorum. Kimse bana "Şunu çal- mahsın" diyemiyor. Gün ışığına çıkar- mak istediğim ve araşurdığım, 80 yıl da- ha seslendirecek müzik var elimde. Mü- zikte kuraklık söz konusu değil. Or- kestradaki arkadaşlanmla da çok iyi anlaşıyoruz. Merkez grup dışında reper- tuvanmıza göre genişleyebiliyoruz. tz- leyiciyle yüz yüze geldiğimizde işimi- zi en iyi biçimde yapmak için tüm cid- diyetünizi takınıyoruz. Ama aym za- manda büyük keyif ahyor ve eğleniyo- ruz da. Baş trompetçimizin sözleriyle "Müzik yapmak, çahşmaktan çok da- ha iyi." - Niçin eski enstrümanlan tercih edi- yorsunuz? KEVG-Eski enstrümanlan tercih edi- yorum, çünkü Bach, Vivaldi, Haendel ya da Purcell'i seslendirecekseniz, eser- ler için yazdıklan enstrümanlan kul- lanmahsınız. Modern enstrümanlan kullanmak yanlıştır demek istemiyo- rum. Bu yaklaşım farklı. Biz o dönem- de dinlenen müziğin peşine düşüyor ve o seslerin bütünlüğünü yeniden yaka- lamaya çalışıyoruz. Enstrümanlar o gün- den bu yana çok degişti. Orkestra tari- hinde enstrümanlar daha çok ses çıkar- malan için dızayn edıldi. Çünkü beste- ciler orkestradan daha fazla ses çıksın istiyordu. Daha çok ses yaparken nüans- lan kaçırabilırsınız. Renklerinçeşitlili- ğini, yumuşak, eski enstrümanlarla ya- kalayabilirsinız. Paletinizde pek çok renk yaratabilirsiniz, bütün renkleri... Mavi, yeşil, kırmızı... Yetenekli sanat- çı bunlan kanştınr ve maviden mora ta- şır. Bu enstrümanlar renklerdeki değı- şün gibi, inanılmaz geçişleri aktarma- nızı sağlıyor. Müzisyenlerle de hep renk ya da lezzet terimleriyle konuşuyorum. Tıpkı yemek yapar gibi lezzet için bi- raz daha baharata ihtiyacımız var. Vizyona girmeyen filmleri Internet'te gösteren sitelere karşı savaş başladı Sinema 'korsan'a karşı ayaktaKültür Servisi -Artık fihnler de tıpkı şarkılar gi- bi daha vizyona gırmeden tnternet'te 'izinsiz' ola- rak gösterihneye başlandı. 'Anstin Pbwers' Inter- net'te 'çahnü' olarak izlenen ilk fümlerden biriy- ken George Lucas'ın yönettiği 'Star VVars-Bölüm l'in ister kısaltılmış ister tam versiyonunu bulmak hiç de zor değil. 'Gladyatör'den sonra 'Görevimiz Tehlike 2'nin de vizyona gırmeden önce tnternet'te bulunması, 'korsan' yayınlara karşı savaş başlanl- masına önayak oldu. Birkaç yıl öncesine kadar bir filmi tnternet'ten yüklemek saatler alıyordu. Bugün ise VIDX adı ve- rilen yenı sistem, bir sofhvare sayesinde sadece se- kiz dakıkada bütün bir film kopyalanabiliyor. Audiovision ve sinema endüstnsinin en büyük şır- ketlennden Motion Pkture Assodation'm başkam JackVdenti, artık kaybedecek zaman olmadığını vur- guluyor: u Saûşa çıkanlanfüm, müzik albümkri,te- levizyon dizileri ve tnternet'tegösterümek üzere özd çekimıiş yapunlaruı tnternet'te yüJdenmesi, kopya- lanmasıve izin ahnmadan gösterflmesine kısaca kor- sanhğa karşı ciddi bir strateji gefiştirmek ve bunun önüne geçmek için hep bhükte hareket etmemiz ge- rekivor. Bu yapımlann hepsinin farkh farklı siteter- de, değişik yöntemlerle kopyalanması hem yapun- lara hem de bilgisavara zarar \errvor. Dünyanın her yerinde prodüktörler, yönetmenler, muhinıedya gi- rişimcüeri de aym gemi içinde batmaya doğru gidi- yor. Çünkü tnternet'te hicbir şeyin smm yok." Valenti, savaşa dünya plak endüstrisini temsil eden kurumun başkanı Jay Berman ile büyük bir anlaşma yaparak hız verdi. Bunun çok önemli bir adım olduğunu belirten Valenti, geçen yıl görsel ve müzikal korsanlann çok yüksek hasılat sağladıkla- nnı da sözlerine ekliyor. tnternet'teki bu gelişmeler, fitaılerin sadece iz- lenmesine değil, DVD'ye kaydedilmesine de ola- nak sağlıyor. Bu da korsanhğa yeni bir boyut ka- zandmrken, yepyeni bir 'kâr' sektörünün oluşma- sına yol açryor. Amerika'daki ailelerin birçoğu ar- tık sinemalara gitmek yerine evdeki dijital videola- n aracılığıyla her ay yenisi çıkan filmleri rahatça izleyebiliyor. Valenti, birçok network ve stüdyonun, orijinal yapımlan çalmak için özel sistemler kurduğunu vurguluyor: "Bu tür korsan yayınlann ardında çok güçlü şirketler var. Basımhakkuıdan izinsiz olarak kopyalanan fihnlerle birtikte çahnan 'iyi erdemle- rimizi' de korumaya çahşmalryTz." Bazı sıtelenn de bunu demokratik bir hareket olarak niteleyerek sısteme karşı çıkma iddiası ile bu tür korsan yayınlara kalkıştıklannı belirten Valen- ti, her şeyin kanunlar çerçevesinde yürütümıesi ge- rektiğini söylüyor: "Biz süreküdevimüı içindeolan, insanlann kişisel seçimlerine sıkı sıkıya bağlı ve dün- ya ekonomisinin motoru haüne gelen bir endüstmi korumaya cahşryonız. Korsan yaymlar sadece biri- nedeğil,endüstrinin bütün koDanna zararveriyor." Gladyatör, Internet'te bedava izlenebiByor. 'Sipa = Sipahioğlu' fotoğraf sergisi Yandaki fotoğrafi. 1964te Fulya Deresi (lstanbul) kenannda kuruhı Hisseii Büyük Memleket Tiyatrosu adlı çadır tiyatrosunda çeken Gökşin Sipahioğlu, yarun yüzyılı aşkm bir süredir basın fotoğrafçıhğnun içinde yer ahyor. Sipa Press fotoğraf ajansuun kurucusu, başkam veyönetkisi Sipahioğlu, Küba'daki füze krizinden Prag olaylanna, Mao'nun Çin'inden Sina Savaşı'na pek çok olay ve tarihi kişiliği fotoğrafladL 'Sipa = Sipahioğhı'adltTfirkiyt'dett - fotoğraflarmdayeTaldıgıT^ siyah beyaz fotoğraftan oiuşan retrospektif sergisi 16 = - =- Haziran-1 Teımnuz arasmda lstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde izlenebilir. Gül Erali, seramiklerini eğitim gördüğü Viyana'dasergiledi 'îçimdengeleniyapiyorum' Kültür Servisi - Seramik sanatçısı Gül Erali, Avusturya'nın Viyana kentindeki Galerie für Z«- itgenössische Keramik'te düzenlenen sergisin- de yeni ve eski yapıtlannı bir arada sundu. Ay- nca, sanatçnnn 17 Ağustos depreminden son- ra yaptığı yapıtlar ayn bir bölümde, fotoğ- raflar ve müzik eşliğinde sergilendi. Daha önce Türkiye'de birçok kişisel ve karrha sergiye lcaütan Erali, yurdişında aç- tığı ilk sergisi için, "Okuduğum ülkede de yapöklanmı sunmakistedim. Çünkü karma bir kültür aldım. Bunlann sonucunu orada- Id taıudıklara ve hocalara göstermek iste- dim. Avusturya kültürüne yakm olduğum için de bu sergrvi Viyana'da açtun" diyor. Çoğunlukla insanlar arasmdaki ilişkile- TFTkonu alan Erali'nin yapıtlannda insan ti^- gûrieri agırlıkta. Yapıtlannm soyuta kaçtı söylense de, tam soyut olarak adlandınlama- yacağını belirtıyor: "Seram^başladığım- dan beribenim içinyasanıdaenÖDeınliolaıı şeyleri, insan ve sevgi ilişkilerinl, sevgDerin içindeki yalnızhklan, öfkeleri, fletisjmsiz- Hkieri, insanlann içindeki boşluklan işle- dim. tçimden geleni yapıyorum. O anda beni etkile- yen neyse o çıkryor." Bazılannda yuvarlak, kimilerinde ise köşeli formlan kullanan Erali yapıtlannı "mat,duy- gusal ve insanın iç dünyasını yansıüyor" şek- linde nitelendiriyor. Yurtdışında sergi açma- nın çok zor olduğunu söyleyen sanatçı, Vi- yana'daki sergisinin tarihini 2.5 yıl önce aldığını ve bundan sonra da yurtdışmda sergi düzenlemeyeceğini belirtiyor. 1976 yılmda Viyana Güzel Sanatlar Aka- demisi Seramik Bölümü'ne konuk öğren- ci olarak devam eden Erali, 1976- 1980 tarihleri arasında Avusturya hükümetinin verdiği burs ile Linz Güzel Sanatlar Aka- demisi'nde (Hochschule für künstleriche und îndüslnetîe Gestalrung) eğtfTm gördür 1981 yıhndaisel.D.G.S Akademisi Seramik Bölümü'nden mezun oldu. Sanatçı ISugüne dek bir kişisel, altı karma sergiye katıldı. Ocak^ında yeni sergismıTörlcry^e" açacak olan Erali, aralık aymda ise TÜ- YAP Sanat Fuan'na Hobi Sanat Galeri- si'nin sanatçısı olarak katılacak. Altın bis ödülü, Kuposavva'mn Karizma'sına verildi • Kültür Servisi -Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı'nın (TÜRSAK) düzenledıği Uluslararası Bodrum Çevre Filmleri Festivali 'nde büyük ödül Altın tsis'i, Japon Kiyosh Kurosawa'nın uzun metrajlı belgesel filmi 'Karizma' kazandı. Festivalde, kurmaca film jüri özel ödülünü Fransız yapımı Cheik Oumar Sissoko'nun 'Yaratılış'ı, uzun metrajlı belgesel film özel jün ödülünü Ulrike Koch'un Tibet yapunı 'Tibetli Tuzcular'ı aldı. Sinema Yazarlan Derneği'nin uzun metrajh film ödülünü Motohashi Seiicni'nin Rus yapımı 'Nadya'mn Köyü', kısa metrajlı film ödülünü ise Fatih Orbay'ın 'Hayatın Kaynağı Sulak Alanlar' aldı. Uzun metrajlı filmde gençlik jüri ödülünü Danimarkah yönetmen Lars Hesselholdt'un 'Katya'mn Serüveni', kısa metrajlı filmler arasındaysa Fafih Orbay'ın 'Hayatın Kaynağı Sulak Alanlar'ı aldı. Bu filme, aynca sivil toplum kuruluşlannın en iyi belgesel kısa film ödülü de venldi. Sivıl toplum kuruluşlannm en iyi kısa film ödülü Rus yönetmen Sergei Ovcharov'un 'Elma' adlı fılmine, jüri özel ödülü Fransız yönetmen Phıllipp Calderon'un 'Kanncalar Şehri' adh fılmine verildi. Halk ödülünü ise tngiliz Carl Schultz'un 'Aslanlarla Yürümek' adlı fibni kazandı. Airidin Dino'nun'Bler-i Bodpum'da sergüeniyor • Kültür Servisi-9 yıl önce aramızdan aynlan ünlü ressam Abidin Dino'nun 'Bana aynlan zamanı çizmek' diye nitelediği el çizimlerini içeren 'Eller' adlı sergisi 16-28 Haziran arasında Bodrum Hadigari'de görülebilecek. Galeri Nev ile işbirliğine girisen ve yeni bir kimliğe bürünen Hadigari, 30 Haziran - 12 Temmuz arasmda • • Adnan Çoker'ın, 14 - 26 Temmuz arasmda Mehmet Koyunoğlu'nun, 28 Temmuz - 9 Ağustos arasında Inci Eviner'in, 11 - 23 Ağustos arasında Kemal Önsoy'un resimlerine, 25 Ağustos - 15 Eylül arasında Galen Nev Grup Sergisi'ne evsahipliği yapacak. Picasso'nun tablosu Ankara Resim ve Heykel IVIüzesi'nde • NEVŞEHİR (AA) - Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel, Picasso'nun tzmir'de ele geçirilen 'Le Fermiere'(Bahçeci Kadın) adlı tablosunun, Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde (ARHM) sergileneceğini belirtti. Nevşehir Zelve Açıkhava Müzesi'nde düzenlenen 'Uygarlıklar Beşiği Anadolu/2000' etkinliklerine katılan Özel, 1908 tarihli tablonun, yapılış tarihinde ressam tarafından Picasso Müzesi'ne satışının yapıldığını ve ilk kayıtlannın da 1918'de Sovyetler Birliği'ndeki Modern Batı Sanatlan Müzesi'nde olduğunu kaydetti. Daha sonraki yıllarda Berlin, Kuveyt, Irak, Moskova'mn ardından Türkiye'ye kaçınlan tablo Kültür Bakanhğı resim uzmanlannca bakıma alındı. f .- . 94.9 Açık Radyo'da Bach ve kısa öyküler • Kültür Servisi - Açık Radyo'dan Mesut Can Karatay'm hazu"ladığı 'En Büyük Bach' adlı programda ölümünün 250. yıldönümünde bütün dünyada anılan Bach ve bestelerine yer veriliyor 'En Büyük Bach' salı günleri 14.30'da, tekran ise çarşamba 02.00'de dinlenebılir. Göksen'in Göksel'in yayma hazırladığı 'Amma Hikaye', Türk ve dünya edebiyatından seçilmiş kısa öyküleri radyoya taşıyor. 'Amma Hikaye', hafta içi her gün 19.30'da yaymlamyor. BUGUN • NÂZDVI KÜLTÜREVİ'nde Angelopoulos Filmleri Haftası nda saat 15.00 ve 19.00'da 'UBs'nı Bakışı' filmi gösteriliyor. (245 04 81) • tTALYAN KÜLTÜRMERKEZt'nde saat 19.00'da Can Okan (piyano) ve Ali Sinan Köksal (keman) konseri yer ahyor. (293 98 48) -m teTANBÜL LteES!*nde 9. Kültür EtkinKkleri Haftası'nda saat 10.00'da Tanju- Ayşe Akleman'ın 'Türkiye Görüntüleri' dia gösterisi veNejatYavaşoğullannınsöyleşisi; saat 11.30'da Cengiz Özek'in 'TürkGölge İryatrosu' üzerine söyleşisi; saat 13.50'de HalukÇetin ve Ataol . Behramoğlu'nun şiir dinletisi ve Kargo grubunun söyleşisi izlenebilir. (514 15 70) I AYA İRİNİ MÜZESt'nde saat 19.30'da Kiri' Kananva'nın Juhan Reynoids (piyano) eşliğindeki konseri yer ahyor. (292 08 46) • AKM'de saat 21.30'da Padfic Northwest d'nin dans gösterisi izlenebilir. (292 08 46)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear