18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'. MftG 2002 PAZAFTTHSİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER .ATO'nun anketüıe katılanlar, bu yasalarla seçimin bir yarar sağlamayacağı görüşünde Once Seçim Yasası değişsinAıNEARA(CınnhuriyetBârosı) -An- lcaa Tcret Odası"nın (ÂIO) yapığı an- lcee gcn. Ankara halkmuı84.8'i seçim- lerienör.ce siyasi partiterve seçm ya- saknnı değışmesirı istıyor. Anlet, An- kcaalılınn yüzde 51.2'sinın, eıken seçi- miı Tir<iye"ye yarar getimıeyecîği dü- ştiıceîüde olduğuru da crtaya çıkardı. j-ıjıkıraTicaret Odasrruı3 bin L50ki- şinn kınlımıyla gerçeklestirdiğı anket, An-can halkuun erken seçimden önce siyısi partiler ve seçtm yisalanıda de- ğişJdil .stediğini ortaya k>ydu. Kızılay, Ulıs, Karum, Bahçelievler, Ostm, Gi- m a , Atsöprü, Migros, Rizgârh Sokak, Poîta Caddesi ve S:teler'ce yapLan an- kete katılımcılara erken veçime ilişkin 6 soru soruldu. Ankette yer alan sorula- • ATO tarafından gerçekleştirilen anketin sonuçlanna göre, Ankara halkının yüzde 51.2 'si erken seçimin Türkiye'ye yarar getireceğine inanmıyor. ra deneklerin verdiği yanıtlar şu şekilde sıralandı: Türkrye'de erken seçimin yarargetire- ceğineinanıyormusunuz: Ankete karılan- lann yüzde 51.2 'si hayır yanıtıru verirken, yüzde 48.8'i "Evet, yararfa otacak" ya- tutını verdi. Seçim zamanı sandık başına ghmeyi düşünüyor musunuz: Ankete katılanla- nn yüzde 30.5'i erken ya da zamanında bır seçimde sandık başına gitmeyi düşün- mediğini belirtti. Oy vereceğiniz partiyi beüriediniz mi: Ankete katılanlann yüzde 54.6'sı "ha- yır" yanıtı verirken "evet" diyenlerin ora- nı yüzde 45.4'le sınırlı kaldı. Olası bir seçimde siyasi tabk) değişir mi: Ankete katılanlann yüzde 56.6'sı "evet" yarutını verirken yüzde 43.4'ü "ha>Tr" dedi. Seçim ekonomiyi ohımsuz etkOer mi: Ankete katılanlann yüzde 61.2 si "evet" yanıhnı işaretledi. Siyasi Partüer ve Seçim Yasası: Anke- te katılanlann yüzde 84.8'si erken ya da zamanında bir seçimden önce siyasi par- tiler ve seçim yasalannın değiştirilmesi gerektiğini söyledi. ATO Başkanı Aygün: Seçim so- runlan çözmez: Anketin, zamanında ya da erken bir seçimin Türkiye'nin sorunlannı çöz- mekte çare olmayacağını gösterdiğini belirten ATO Başkanı Sinan Aygün, se- çim ve Siyasi Partiler Yasası'nın tartı- şılması gerektiğini söyledi. Aygün, "Tür- kiye'mıi vaşadığı kriz ekonomik bir kriz değiL siyasi bir sLstem kriadir. Hiçbir si- yasipartiyiya da Bderini suçiamadan ar- ük bu sistemi sorguJamanuzgerekmek- tedir. Seçmen bu sistemle gidilecek bir seçimden kaygı duyduğunu açıkça or- taya koymaktadır'' dedi Pearson-TOBB görüşmesi ABD, seçimyerine reformlara öncelik verin görüşünde ANKARA (Cıunhuriyet Büıosu) - Amerikan Büyükelçisi Robert Pfearson ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in gündeme getirdıği erken seçim tartışması konusunda "Reformhnn devam etnıesi ve tamamlanması ma konu olnmh" değerlendirmesıni yaptı. Pearson'un, ekonominin durumunun iyiye gittiğini belirterek, u B u yılki büyüme hedefı tutar" dediği de kaydedildi. Türkiye Odalarve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu üyeleri, ABD Büyükelçisi Robert Pearsonla geçen hafta içinde başına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Pearson'un makamında yapılan görüşmede, ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği belinildi. Türkiye'nin ekonomik durumunun iyiye gittiğini söyleyen Pearson'un, "Büyüme hedefl de tutar" değerlendirmesi yaptığı aktanldı. Görüşmede, Devlet Bakanı Derviş'in gündeme getirdiği erken seçim tartışmalannm da ele almdığı kaydedildi. Erken seçim tartışmalanna girmekten kaçınan Pearson'un konuyla ilgili olarak, "Reformlann tamamlanması ve devam etmesi ana konu obnahdır" saptaması yaptığı öğrenildi. Pearson'un erken seçim tartışmasıyla ilgili sözleri, ABD'nin reform süreci tamamlanmadan bir erken seçim istemedıği yorumlanna neden oldu. Turizmdeki olumlu gelişmelerin de ele almdığı görüşmede, nitelikli sanayi bölgelerine ilişkin gelişmeler değerlendirildi. Basbakan Bülent Ecevit'in Amerika ziyareti sırasmda imzalanan anlaşmayla kurulması öngörülen nitelikli sanayi bolgelerinde, ABD'nin yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi yönündeki ısrannı sürdürdügü belirtildi. Türkiye'nin ise, bu bölgedeki ürün yelpazesinin tekstili de alacak biçünde genişletilmesi taraftan olduğu kaydedildi. Türkiye. ABD'ye gümrüksüz ve vergisiz ihracat yapılmasına olanak sağlayacak nitelikli sanayi bölgelerindeki ürün yelpazesinin yüksek teknolojili ürünlerle sınırlandınlrnasından da rahatsızlık duyuyor. Çiller: Dünyada böyle YÖK yok Pearson: Yüzde 3 bü- vüme hedefl rutar. Yeniköy Spor Kulübii Tesisleri'nde, partisinin gençlik kollan üyeleriyle bir ara>-a gelen DYP Genel Başkanı Tansu Çilkr, eğitim ve üretimi Türkiye'nin en büyük meselesi olarak gördüğünü söyledi BM Genel Sekreteri Kofî Annan'ın, bu yıhn temmuz aymda Kanada'da yapılacak bir zirveyle eğitim seferbeıüği programınuı nihai şektini belirİeyeceğini kaydeden Çiller, özeüikie borçlann eğitime harcanması şarüyla siünmesinin gündeme gelebOeceğini anlatü. Çiller, Türkiye'de bütçe içinde eğitime aynlan payın yüzde 2, Idşi başına düşen harcamanın ise 142 dolartak miktaria tüm Afrika ülkelerinin altmda olduğunu ifade erti. Dünyaıun hiçbir yerinde YÖK'ün uyguladığı biçünde bir sınav sistemi olmadığnu da kaydeden ÇiDer, eğitim konusunda yapılacak çahşmalarda gençJerden yardım istedi Çiller, eğitim için yurtdjşına gönderilen gençlerin, bu bUgueri Türk eğitim sisteminin temeüni ohışturan manevi değerierle birieştirmesi gerektiğini de ifade etti. D\T İstanbuJ ll Başkanı Süleyman Soylu ile partinin gençlik kollan üyeleri daha sonra ÇiDer'le birtikte çay içip simit yediler. (Fotoğraf: AA) Devletin ciddi kaynaklanndan aldığı haberlerin bu yönde olduğunu söyledi Gökçek: Tayyip'in önü kapalı BÜLENTSARIOĞLU ANKARA - Demokrat Parti'ye (DP) haziran ayında resmen katıl- madan önce Meclis'te grup oluştur- maya çahşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek milletvekilleriyle yaptığı toplantıda "TayyipBeykesinlikleyasaklanacak, ona siyaset şansı verilmeyecek Dev- letin ciddi kaynaklanndan aldığım haberler bu yÖnde" dedi. DP'ye haziran ayında "100 Dev Adam" olarak adlandırdığı kalaba- lık bir ekiple katılmayı tasarlayan Melih Gökçek, Meclis'te çoğunluğu AKP ve SP'den, baalan DYP'den, 3'ü de MHP'den olmak üzere yaklaşık 25 milletvekiliyle görüştü. Alınan bil- giye göre Gökçek, toplanhlarda ıs- rarla Tayyip Erdoğan'ın yasaklı du- rumunun kalkmayacağını, gelecek aylarda partisinde üyelik bile yapa- mayacağını savunarak milletvekil- lerini ikna etmeye çalışh. Gökçek'in, "Tavyip Bev'in geçmişi de aile >npı- sı da yeni bir yelpazeye uygun değü" dediği öğrenildi. Mületvekilleri, Gökçek'e geçmiş- te Tayyip Erdoğan'la birlikte üyesi olduğu Milli Türk Talebe Birligi'nde- ki kadrolarla hareket edip etmediği- ni sordu. Gökçek, "MDKMücadele- cfler" olarak adlandınlan ekipten ba- zılanyla ortak hareket ettiğini, bazı- lanyla ayn düştüğünü söyledi. Birçok tarikaön Tayyip Erdoğan'a güvenmediğini savunan Melih Gök- çek, "Bu muhafazakâr çevTelerTay- yip'e eski sıcaklıkta durmuyorlar. Öyle oba ekibmde sadece genç isim- lerohnazdLYanmdaKorkutÖzal, Is- mail Kahraman, Cemil Çiçek gibi isunler de olurdu" dedi. Millervekillerinin sorulan üzeri- ne eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le ortak hareket etmedığini, ancak Demirel'in kendisine sıcak baktığını kaydeden Gökçek. "Demi- rel bu hareketin içinde bizatihi >ok Zaten bir daha siyasete girme nryeti de yok" değerlendirmesini yaptı. Yeni parti kuran Hüsnü Doğan'ı kadrosuna almak için çok çaba gös- terdiğini, ancak olumlu yanıt alma- dığını belirten Gökçek, bağımsız Ela- zığı Millervekiii Mehmet Ağar ko- nusunda tt O,bu hareketin içinde yok Ama aranuzda bir proUem de yok" görüşünü dile getirdi. IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Bizim meslekte, köşesinde "okur mektubu" yayımlayan gazeteciyedudakbükerler. He- leyazının neredeysetamamını okur mektubu ile dolduranlar- la dalga da geçerler. "Akşam- dan mı kaldı, yazı kabızlığı mı çekiyor, artık söyleyecek sözü bitti de o yüzden mi bugünkü yazıyı şişirivermiş" gibı yakış- tırmalarla iğnelerler... Oysa bugün size genç bir okurun mektubunu sunacağım. Geleli çok oldu. Yayımlama- dım. Ama bilgisayann belleğin- den silip atmadım da. Sakladım. Bizler gazete köşelerinde yük- sek siyaset üstüne ince ağır ah- kâm döktürürken üniversite kampuslarında, hele hele taş- ra üniversitelerinin gözden ırak, korunmasız koridorlannda, bah- çelerinde örselenen, hırpala- nan, dövülen ve sığıncasız kal- manın kavuaıcu öfkesini ve yal- nızlığını yaşayan gencecik in- sanların acı çığlığı, haklı serze- nişleri arada kaynar gider. Bu mektup kaynamasın. Sa- karya'dan gelen bu mektup, ül- kenin dört bucağındaki üniver- 4 Yardım Edin, Yok Ediyorlar Bizi...' sitelerden yükselen öfke çığ- hklannın ve dayanışma arayış- lannın sözcüsü. Ve adını açık açık yazacak kadar da yiğit, yürekli. Ya özenli, çok içten ve alabil- diğine alçakgönüllü Türkçesi?.. En iyisi okuyun. • • • "...Bugün karakoldan birya- zı geldi. Beni sakallı olduğum bahanesiyle döven okuiumuz- daki ülkücü çetesi hakkındaki takipsizlik kararıydı bu yazı ve ben ne ilktim ne de son olacak- tım, bu ülkedeki faşistlerin he- defı haline gelen. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. Ben, Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü G.9902.06013 numaralı öğ- rencisiyim. Ben Ulaş Gürpı- nar'/m. öen de bu ülkedeki eşit, parasız, ayrımsız okuma- ya çalışan öğrencilerden biri- yim sadece. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. Her gün güçlerini üzerimiz- de biraz daha gösteren, üzeri- mizdeki baskıyı her gün biraz daha arttıran ülkücü çetelerin son kurbanıyım ben. Her yer- de delikanlılıktan, erkeklikten bahsedip kavgada birkişiye al- tı kişi giren egemen gücün son kurbanıyım ben. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. Sakarya Üniversitesi'nde ne- redeyse her hafta bir öğrenci, sakalı, bıyığı, giyiniş tarzı, saç uzunluğu ve hatta okul içinde beş-altı kişi bir arada yürüdük- leri için dayak yiyor. Kapıdaki güvenliğinden içerideki profe- sörüne, karakoldakipolisinden sokakta yürüyen insana kadar herkes onlarla aynı kafada ol- duğundan bizim için durum her geçen gün biraz daha kö- tüye gidiyor. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. Şu an ara tatildeyiz ve tatil bi- tince okula döneceğiz. Acaba bu sefersıra kime geldi korku- suyla yaşamak ve en küçük bir tepki gösterememek o kadar koyuyorkiadama. Kimbiliran- nem babam bana Ulaş adını koyartarken günün bin'nde bu kadarçaresiz duruma düşece- ğimi bilseler ne düşünürlerdi. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. öğrencilik yıllarında bu acı- lann çok daha fazlasını, hem de örgütlü olduğunuz halde çek- miş sizler; yıl 2002 ve durum o zamandan daha vahim, inanın bana. Karşısında en küçük bir ör- gütlü güç bulamayan, ağızları salyalı, sözde vatanseverler, kavga etmek için değil, öldü- resiye dövmek için hergün su- dan bahaneler yaratır oldular. Ben birkafa, yumruk ve tekme darbeleriyle yırttım, ama bir da- hakinde başıma birşeygelme- yeceğinin en küçük birgaran- tisi yok. Okula şortla geldiğim için, okul kantininde ramazan ayında çay içtiğim için, saçım uzun olduğu için ya da bahçe- de birkaç arkadaşımla topluca oturduğum için dayakyemeye- ceğimin hiçbir garantisi yok. Yardım edin, yok ediyorlar bizi. Bugün ben biryumrukla yırt- tım. Amayann okuldan geç va- kit çıkan bir kız arkadaşım (kız olması da gerekmez aslında), bu kendini bilmezler tarafın- dan tecavüze uğrarsa ya da başka birarkadaşım evinde bı- çaklanırsa benim kadar şanslı olacaklarını sanmıyorum. Ve bana inanın, durum bu kadar ciddi ve bunlan yapmaları için durum bir o kadar da uygun- dur. Dikkatinizi çekiyorum, olay bir sağ-sol çatışması değildir. Olay, sıradan serserilik vakala- rının polis tarafından siyasi bir olaya çekilme davasıdır. Elini- zi vicdanınıza koyun ve lütfen geçmişte sizin yaşadıklannızın çok daha kötüsünü bizim yaşamamamız için bize yardım edin, yok ediyorlar bizi..." ANAP ve 'yolsuzlukta hız sınırı'ANAP'ın 19. kuruluş yıldönümü nedeniyle Bilkent'te düzenlediği toplantı. genel başkan yardımcısı Erkan Mumcu'nun çıkışıyla büyük yankı uyandırdı. Ancak toplantının basında yer bulmayan başka ilginç yönleri de vardı. Toplantıda ANAP'lı bakanlar "yeniden yapılanma ve devletin küçülmesiyle" ilgili görüşlerini uzun uzun anlattılar. Daha sonra başta \\ başkanlan ve belediye başkanlan olmak üzere teşkilattan gelenlerin istekleriyle karşılaştılar. "Devletin küçülmesinden" pek hazzetmeyen ANAP'lılar. Devlet Bakanı Edip Safter Gaydah'ya "Bizim bölge müdürlüklerimiz nıye kapatılıyor, bu işçilerne olacak?" diye soruyordu. Uzun konuşmasının ardından en çok istekle karşılaşan kabine üyesi ise Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen idi. Erkan Mumcu Bazıteşkilat yöneticileri, en ısraıiı ıstemlerini "Bizim seçmen kitlemiz tanmla uğraşıyor, traktör kullanıyor, ama köylük yerde çoğunun ehliyeti yok. Kırsal kesimde de trafığe jandanva bakıyor ve hep ceza kesiyor. Jandarma trafik denetiminden çekilsin" diye özetledi. ANAP'lılann yoğunlukta ikinci sırayı alan istemi de şuydu: "Şehirlerarası yollardaki 90 kilometre hız sınırı biraz daha yukan çıkanlsın." Erkan Mumcu, partı içinde büyük sarsıntıya neden olan konuşmasmda, "ANAP, yolsuzluklaria yan yana ve bir şirket görüntüsü içerisinde" demişti. Şımdi ister misıniz ANAP'lılann istemleri hükümet katında kabul görsün ve birkaç yıl sonra bir başka genel başkan yardımcısı çıkıp "Partimiz trafik katillehyle yan yana birgörüntü içerisinde" deyiversin! Bilardo oynayan 'veliaht' Başbakan Bülent Ecevit'in hastalıgının uzaması nedeniyte, DSP'nin geleceğine dönük beklenti ve senaryolar dillerden düşmüyor. TBMM kulislerinde bir gün bakıyorsunuz, Orman Bakanı Nami Çağan "veliaht" ilan edilmiş, ertesi gün, bu kez Genel Başkan Yardımcısı Tayfun Içli'nin adı ortalarda dolaşıyor. Bir iki gün geçiyor, bu kez "veliaht" borsasında grup başkanvekili Emrehan Halıcı'nın adı öne çıkıyor... Adı geçen mületvekilleri • •• söylentilerden hem hoşlanıyor, hem de tedirgin oluyor. Geçen günlerde Emrehan Halıcı, DSP'li arkadaşlanyla ODTÜ tesislerine bilardo oynamaya gitmiş. Arkadaşlan kendisine, "Sayın genel başkanım" diye hitap edip "veliaht'a saygıda kusur etmemiş. Halıcı ise "Ya aman yapmayın, bir duyan olur" diye kendilerini susturmaya çalışıyormuş. Bir duyan olmuş! Yanlanndaki masada bir gazeteci bilardo oynuyormuş!... 'Al gülüm, ver gülüm' RTÜK Yasası uyarınca RTÜK'tekı tüm üyelikler için yeniden seçim yapılacağından Meclis kulısleri hareketlendi. Partiler adaylannı belirlemeye çalışırken mevcut RTÜK üyeleri de nabız yokluyor. Daha önce RP kontenjanından RTÜK üyesi olan Emin Başer, bu kez AKP'nin adayı olmak için parti yöneticileriyle görüştü. Tam bu süreçte duyulan bır olay ortalığı karıştırdı: AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ün yeğeni Ibrahim Gül, kulis çalışmalarından kısa süre önce "uzman denetçı" olarak RTÜK'e alınmış. Üstelik aldığı derece, ust kurul üyelerinden sonra en fazla maaş ödenen kadrolardan biriymiş. Bazı partililer "Al gülüm, ver gülüm pazarttğı" diye rahatsızlığını belirtmeye başlayınca iki taraf için de sıkıntılı günler başladı... Haberal'dan Çiller'e sîtem Başbakan Bülent Ecevit'in neden "GATA, Numune" gibi daha donanımlı devlet hastaneleri yerine özel bir hastaneyi yeğlediğiyle ilgili sorular, okurlanmızdan gelen tepkilerle Parlamento Kulisi'nde yer almıştı. Hafta içinde bu tür görüşlerin siyasi liderlerce de dillendirilmesi, tartışmayı boyutlandırdı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Başbakan'ın hükümeti idare yetisiyle ilgili kuşkulannı belirtmek için "GATA gibi tam teşekküllü bir hastaneden iş görebilir raporu verilmesini" istedi. Basınla sohbet toplanösındaki bu sözler gazetelere haber olarak yansıdıktan sonra Başkent Hastanesi Başhekimi Mehmet Haberal DYP'den üst düzey bir yöneticiyi anyor. DYP liderine sitemlerini belirten Haberal, "Tansu Hanım neden böyle dedi anlamıyorum ve kendisine gücendim. Benim hastanem de tam teşekküllü, neden kuşku belirtiyor? Keşke birkaç gün daha sabretseydi, raporla ilgili gelişmeleri de görürdû" diyor. Konuyla ilgilenen DYP'li yetkililerin edindiği izlemine göre; Başbakan taburcu edıldikten sonra "10-15 gün evinde dinlenmesi gerektiğine" ilişkin bir rapor da verilecek... Vekiller işçi, bakanlar patron... Hükümet, Anayasa Mahkemesi'nın verdiği süre dolmak üzereyken alelacele kademeli emeklilik yasa tasarısını çıkardı. Iktidar grupları, muhalefetin önergelerini engellemek için "dolgu önerge"\er verdi. ANAP'lı Emre Kocaoğlu'nun yalnızca sözcüklerin yerini değiştirmekten ibaret önergeleri oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Kamer Genç'i çılgına çevirdi: "Yani dolgu önergeleri iktidar veriyorsa, hiç olmazsa dolgunun da bir malzeme taşıması lazım canım. Verilen önergenın de bir seviyesi olması lazım. Rica ediyorum, karsımızdaki insanlann seviyesi de milletvekilliğidir, böyle önerge verilir mi?" Genç, karar yeter sayısı bulunamadığı zamanlar kabine sıralanna dönerek bakanlara takıldı: "38 bakandan yalnızca biri burda. Ben aslında iktidar gruplannın yerinde olsam Meclis çalışmaianna gelmeyen bütün bakanlan grupta düşürürüm." Genç, iktidar sıralarından "Siz kendi işinizle meşgul olun" sesleri üzerine laf atmayı sürdürdü: "Işçiliği siz yapıyorsunuz, patronluğu onlar." Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmmcutnflttnetnettr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear