14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 MAYIS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Özlenen sözcükler 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, görevini devralırken TBMM'de yaptığı konuşmadaki kimi sözcükler dikkatimizi çekti: "Ulusal bağımsızlık. Laiklik ilkesinin dokunulmazlığı. Hukuk devleti. Insanlanmızın duygulannı, inançlannı, emeğini sömürtmemek. Çağdaş demokrasi. Polis devleti değil, çağdaş toplum gereksinimlen. Toplumsal yarar. Gelir dağılımı ve fırsat eşitliğinde adalet. Yoksul ve dar gelirli kesimlerin korvnması. Sosyal devlet. Temiz ve aydınlık bir ortam. Toplumsal banş. Uygariık değerieri. Atatürk 'ün akılcı, ulusalcı ve bağımsızlıktan ödün vermeyen onuriu çizgisi. Aydınlanma ve çağdaşlaşma programı." Aklımızdan son 20 yılı şöyle bir geçiriverdığimizde ılık bir duygunun ayırdına varabilınz: Sezer'in ifade ettiği söz ve iikeleri, bir cumhurbaşkanının ağzından duymayı ne kadar da özlemişiz... ISIK KAXSU Kör olmayan düğümIpin ucunu çektiler, faili meçhul cinayetler çorap söküğü gibi çözülüyor. Cumhuriyetçi aydınlan katledenler bilinmiyor muydu? Iran ile bağlantılan olduğu anlaşılan taşeron katiller yıllarca neden bulunamadı ya da bulunmak istenmedi? Yazanmız Ahmet Taner Kışlalı'nın ağabeyi, gazeteci-yazar Mehmet Ali Kışlalı, aynı sorulara yanıt arıyor: "Iran'ın Türkiye dahil, politikasını kendi rejimini ihraç etmek üzere bina ettiği 20 yıl öncesinden belliydi. Türkiye içinde kendi görüş ve eylemlerine yatkın, onlaıia işbirliği yapacak kişilehn bulunduğu da malumdu. Iran'ın, tek laik Müslüman ülke Türkiye'yi kendine en büyük tehdit olarak algıladığı da biliniyordu. Muammer Aksoy'un öldürülmesinden bu yana işlenen cinayetlerin nasıl bir çızgiyi izlediği de ortadaydı. Bütün bu ipuçlan ortadayken, bugün cinayetlerin kimler tarafından ve nasıl işlendiği konusunda elde edilen bilgilere hayret edilmemeli." Mehmet Ali Kışlalı'ya göre, hayret edilmesi gereken olgu, 1979'dan bu yana köktendinci rejimi ihraç etmek isteyen uluslararası terör faaliyetinin Türkiye'deki uzman kuruluşlar tarafından yeterince incelenmemiş ve irdelenmemiş olması: "Aynlıkçı terör başladıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri, çağdaş ve etkin bir mücadele yöntemi ile olayın üzehne gitti ve terör durdu. Aynı biçimde, faili meçhul cinayetler konusunda çalışan kadrolar değiştirildi, çağdaş yöntemlerle, dürüstçe çalışıldı ve katiller bulundu." Istense bulunuyor demek ki. Peki, bugüne degin kim ve neden istemedi? Asıl önemlisi, hiç de kör olmayan bu düğümü çözmek... Ahmet Taner Kışlalı'ya suikast düzenleyen örgüt üyelerinin Sincan yakınlarındaki tarialara bıraktıkları lav silahları, tabancalar, C-4 patlayıcılan, fünyeler neredeyse savaş çıkarabilecek sayı ve nitelikte. Ne demek bu? Eski Içtşleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş. güvenlik güçlerinin doğru çizgi üzerinde olduğu kanısında. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinın nedeni aranırken ayrıntıya saplanıp özü yitirmemek gerektiğine inanıyor: "Bütün bu suikastlann hedefı, Karşıdevrim ondusu aydınlanma devrimidir. Karşıdevrim hareketinin önemli bir boyutu ile karşı karşıyayız." Güneş, yakın dönemde ortaya çtkanlan Hizbullah gibi, Tevhid gibi, Selam, Kudüs Savaşçılan gibi karşı devrim yapılanmalarının "terör örgütü" olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu savunuyor: "Bunlar, terör örgütü, terör çetesi filan değil, düpedüz karşıdevrim ordusu. Silahlann çokluğuna bakarsak, karşıdevrimin son aşamasına geldikleri kanısındalar. Yani laik, demokratik Cumhuriyet'i kalbinde, başkentinde vurmaya hazıhanmışlar. Onun için silahlan Ankara civanna yerieştirmişler." Gericiliğin bu boyuta ulaşmasını "vurdumduymazlıkla" ya da "dış itişkilerimizde yanlış yapmayalım kaygısıyla" açıklanamayacağını vurguluyor Hasan Fehmi Güneş: "1950'liyıllardan bu yana kamu yönetiminde bir mollalaştırma süreci yaşandı. Karşıdevrim yanlılan kamu yönetimine hâkim kılındı. Onlar da, tehlikeyi bilerek küçük gösterme, bilerek göz ardı ettirme amacına hizmet ettiler. Gelişmeler ihmal olarak değehendirilemez, ihanet düzeyine kadar varmıştır." Güneş, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın kutlanması gerektiğinin de altını çiziyor: "Tantan, operasyonlardaki ipuçlannın arşivlerde var olduğunu ısrarta söylüyor. Kutlanması gereken bir başan elde eden Tantan, yalnızca faili meçhul cinayetlerin sorumlulannı yakalamakla kalmadı, karşıdevrim hareketini gözler önüne serdi." ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLU Ligde olamadık ama, belki Şampiyonlar LJgi'nde şampiyon oluruz! Çarşamba akşamı, ıki saat boyunca iztediğım ikı takımdan birı Beşiktaş olsaydı, daha mı fazlaheyecanlanırdım.. bilmi- yorum. Ama son penaltıya ka- dar Galatasaray'ı tuttum ve bir Türk takımının UEFA Kupa- sı'nı alması beni çok memnun etti. Galatasaray'ın Türk takı- •tıfl'tSlııfi&nidan dahâ^örtefTflf^ V.Ö. Kanalı Baştmızdan SAVAMAdk gitti Şeriatçı terör belasını!.. • • • Oğuz Aral'ın orijinalleriyle "Utanmaz Adam" diye dergi yapılıyor... Oğuz Abi artık pes etsin, gerçek "Utanmaz Adam a m kim olduğu ortada işte!.. • * • Şımank zengin çocuklannın yeni atasözü: "Vura vura Bağdat bulunuri.." ••• Devir fınans devri... "Gençlik ve Sponsor Bayramı" coşkuyla kutlandı!.. si, çok lyı bir takım olması ve final maçındaki oyunuyla ku- payı haketmesi. Aynca, Ingi- lizler bu ve benzer kupaları defalarca aldı, elbette Türki- ye'nin ilk kez bu başanya ulaş- ması önemli. Nasıl ki Türkiye Kupası finalinde "daha sade" ojduflu için Antalyaspor'uiut- 'tfluŞft/ıl'i; bu kez de Arsenal'e oranla "daha mazlum" olan Galatasaray'ı yü- rekten destekledım. Tüm Galatasaraylılar'ı kutla- nm. (Sahada rakip tanı- mayan Cimbom'un saha dışında da Mehmet Ağar gölgesinden kur- tulma zamanı gelmedi mi?) Süper Kupa'da da başarılar. Galatasaray, umarım bize örnek olur. Beşik- taş da Şampiyonlar Li- gi'nde şampiyon olur. Çok zor ama.. ne çok kolay ki? Seneye olmaz- sa, daha sonra. Artıkçı- ta yükseldi. Bu arada Fenerbahçe'ye de Inter Toto'da başarılar dile- rim. O da uluslararası bir kupa. Bizi Büyütenler - 4 Tarık Akan Çocukluğumuzun en yakı- şıklı abisi. O biraz neşeli, bi- raz hüzünlü, sanatsal değe- ri fazla olmasa da, her za- man içten ve bizden olan sa- lon filmlerini izledikten son- ra, büyüyünce Tank Akan gi- bi olmayı hayal eder, kendi Gülşen Bubikoğlu mun düş- lerini kurardım! Sırf bu yüzden "Ferit" adı bana çok güzel ge- lirdi. Hem iyi, hem yakışıklı ve hem de cesur olmak! In- san daha ne isteyebilir? Elbet- te yanımda, her zaman beni tutup kollayan, iyi ve kötü an- larımı paylaşan, Halit Akça- tepe gibi bir "kankam" da ola- caktı! Ama aslolan da elbet- te bendim, kızlara Tank Akan gibi bakacak, gerektiğinde onun gibi duygusal konuş- malar yapacak, sorunları onun gibi çözecektim. Kan- kam sadece bana yardım edecekti ve içtiğimiz su ayrı gitmeyecekti. "Mutlu sonu" beraber paylaşacaktık! Adını hatırlamadığım birfil- minde, bir balıkçıyı oynuyor- du Tarık Akan. Gece, kötü adamlar ona doğru yaklaşır- ken, canı sıkkın ama sakin sakin, denizetaşlaratıyordu. Kafamda o resim, yıllarca de- attım ben! Adını hiç unutmayacağım "Canım Kardeşim" filminde Ise hasta kardeşi için televiz- "yon çalan yoksu! abiydi. Ya- nında elbette yine Halit Ak- çatepe! Bu fılmi defalarca iz- ledim. — - Şimdi görsem yine izlerim. (Filmin çocuk yıldızı Kahra- man Kral'dı, o bakışlan hüzün- lü yaşıtım çocuk! Yıllar son- ra, Leman'da köşemin altın- da "Nerelerde olduğunu bi- len var mı?" diye yazmışttm, sinemacı dostum Cemal Şan "Kahraman, mobilyacı oldu" dedi!) Yakışıklı jönü oynadığı film- lerden sonra, Hababam Sını- fı başta olmak üzere, Ertem Eğilmez'in yönettiği kalaba- lık kadrolu filmlerde izledik Tank Akan'ı. Birlikte çalıştı- ğı değerli sanatçıların da et- kisiyle, kalbimizde daha da yer etti. "Yoksul ama onur- luydu" hep. Naif de olsa, olumlu bir örnekti işte karşı- mızdaki. Dürüstlüğü ve pay- laşımı savunurdu, gerçek ha- yatta bu kavramlara çok rast- lamasak da! Rivayet olunur ki, Ertem Eğilmez "Tank bir sabah so- lundan kalktı, birden solcu ol- du" demiştir Tarık Akan için! Bence de, dönemin koşulla- rının ivmesiyle de olsa, sa- natçının bir noktadan sonra filmografisinde, bilinç düze- yi yüksek ürünlerde yer al- ması, oyunculuğunda bir aşa- madır. Bireysel çıkış noktası- nı aramış ve bulmuştur Tank Akan. Bu sosyal içerikli filmler- den "Sünj" ve "Kanal"\ çocuk yaşlarımda büyük beğeniyle izlemiştim. Hele "Maden"f\\- minde larık Akan'ı Cüneyt Arkın'la birlikte ezilenin, hak- tının yanında emek verfrken görmek beni çok etkilemişti. Gerçek soyadı Üregül. Hiç- bir zaman (ne yazık ki) Tarık Akan kadar yakışıklı oîama- dım, tek ortak noktamız iki- mizin babasının da, emekli levazım albay olmaları! Öngönen anıldı Geçen yıl yitirdiğimiz yazarımız, öğretmenimiz Mahmut Tali Öngören, Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında Gazi lletişim Fakültesi'nde anıldı. Fotoğraf sanatçısı Gülnaz Çolak'ın "Bir Aydınlanma Savaşçısı" başlıklı sergisindeki fotoğraflarından gülümsedi Öngören, öğrencilerine, dostlarına... "Ahh... Gözyaşım Ü//ce"belgeselini izledik. öngören, o alçakgönüllü anlatımıyla beyazperdede göründü ve yaşamını, radyo günlerini, ilk televizyon yayınlannı, film festivalini, insan haklan savaşımını, özveriyi, bilgiyi, deneyimi, emeği ve haksızlıklan dillendirdi. 12Mart'taTRT'den, 12 Eylül'de üniversrteden uzaklaştırılmasını öykülendirdi, ardından ekledi: "Başımdan geçenleri Avrupa'daki bir toplantıda aktardığımda, hayret etmişler, 'Olamaz böyle bir yaşam' demişlerdi." Mahmut Tali öngören, olmazları olduranlardandı. HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK .-., behicak(â turk.net ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMtH POROY semihporoyiayahoo.com KEDÎ LEVO APTVLtKA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV DILMlŞTİ. sıı.ız 20 Mayıs İNYANIN EN BÛYUK Ç/CFĞ/L ü üü Ç1Ç.EĞ1 sot-MuşTzj. /COYU L-ÜroÜ. BiC CfMS y*RAJf Y MET- GÖRÜŞ EMİN GÜRSES Mustala Kemal ve tlmumi Manzara' 19 Mayıs bir sembolü ifade eder. Bir panik or- tamından nasıl sıynlınabileceğıni gösterir. Öyle bir panik ortamı ki geminin ortaklarının önemli bir kısmı ya umutsuzluğa kapılıp gemiden çoktan at-' lamış ya da binecek bir filika aramakla meşgul. Yıl 1919. Mustafa Kemal hesaplarını yapmış. Işgal kırılacak. Sıvas'ta halk 'Kahrolsun işgal' di- ye gösteri yapıyor. Sıvas'taki 'Iradei Milliye' ga- zetesi bunu haber olarak duyuruyor. Istanbul ra- hatsız. Işgal kuvvetlerinin buna tepki gösterece- ğinden korkuyor Istanbul hükümeti. Istanbul hü- kümetinin Içişleri Bakanı Damat Şerif Paşa, "Bu gibiyazılarhükümetin şimdiki siyasasına uygun de- ğildir" diye açıklama yapıyor. Mustafa Kemal, Şe-' rif Paşa'nın açıklamasını 'bozuk ve hayvanca bir düşünce' olarak nitelendiriyor. Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı döne- mindeki umumi manzarayı aktarıyor: "Milletyor- gun ve yoksul bırakılmış, ülkeyi savaşa sürükle- yenler kendi yaşam kaygısına düşerek ülkeden. kaçmış." Ingilizler, Fransızlar ve Italyanlaryeıii iş- birlikçilerinin desteğiyle işgale başlamışlar. Yu-, nan ordusu 15 Mayıs 1919'da Izmir'i işgale gel- miş. Yurdun her köşesinde batan gemiden ne ka-/" parsam kârdır diyen Hırıstıyan azınlıklar devletin^ çökmesini beklemekte ve bu kargaşa ortamından( yararianmayı ummakta. Bu manzara karşısında' "Anadolu insanınca heryerde kurtuluş amacıyla- çalışmalaryapıldı, örgütler doğdu" dıyor Musta-^ fa Kemal. Osmanlı padişahı Ingilizlerden medet umuyor." Ingiliz Muhipler Cemiyeti bu amaçla kuruluyor. Der-<- neğin başkanı Rahip Frew. Mustafa Kemal bu tür örgütlenmelerin arkasındayatan amaçlan sorgu-' luyor ve bunların asıl amaçlannın "yurtiçinde ö/v gütler kurarak ayaklanmalara yol açmak ve ya-) bancı müdahalesini kolaylaştırmak" olduğunu ifa-n de ediyor. Bugün de bazı çevrelerin, insani mü-* dahalalerin koşulları hazırlanarak ülkeleri boyurb eğdinmek amacıyla girişilen çabalara destek ver-^ melerini iyi anlatıyor bu açıklama. Emperyalizra Balkanlar'da, Irak'ta bunu başanyla sergiledi. ' O zor dönemde yılgınlığa düşerek mandacılık, peşinde koşan ve "Tam bağımsızlık istemek ül- kemizi parçalanmaya götürür" diyenlere Musta-' fa Kemal, Temmuz 1919'da, Amerika ve Ingilte-' re'nin yardım değil mandacılık peşinde koştukla-' nnı hatırlatarak "Umumi manzara karşısında tek' yol milli egemenliğe dayanan tam bağımsız, yenf- bir Türk devleti kurmaktır" diyordu. Bugün man-" dacılık anlayışı değişik biçimlerde gündeme ge-| tirilmeye devam etmektedir. Artık milli devlet dö-, neminin sona erdiği, globalleşme ile sınırların an-_ lamını yitirdiği gibi görüşler öne sürenler, bunun' merkezi gelişmiş zengin ülkeler için söz konusu olmadığını, gelişmekte olan çevre ülkelerine bir modern mandacılık dayatması olduğunu görmez- likten gelfyoriar ya da öyle olmasından merrfaat umuyorlar. '• 1919'da "Tün\ ulusu Avrupa 'nın gözetim ve de~ netiminde kurulacak biryönetim örgütü ile yaşa- yabılir" diyen Sinop Mutasarrıfı'ndan (sancak yö- neticisi) daha Avrupacı olanlar mevcut bugün. "Bizi ancak AB üyeliği kurtarır" düşüncesinde olup kendi ulusundan umudunu kesmiş olanlar, maalesef yanm yüzyıldır siyasi otoritelerin yaptı- ğı hatalar yüzünden hızla artmıştır. Mustafa Kemal millete tavsiyede bulunuyor. Bu tavsiye, özellikle bugünkü ve gelecekteki genç ku- şaklara yapılıyor. Mustafa Kemal, milletı. ülkeyi yö- netecek kişilenn "... vicdanındakıasli cevhen çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etme- mesi" konusunda uyanyor. Bugünkü 'umumiman- zara' 1919'daki manzaranın değişik bir biçimini çağrıştırıyor. Emperyalizm ve yerli işbirlikçilerı o zamandan bu zamana biçim değiştirdi ve daha profesyonelleşti. Mustafa Kemal'in "Türk gençli- ğine güvenle bırakıyorum" dediği "bu aziz vata- nın her köşesini sulayan kanlann bedeli" olarak tas- vir ettiği bağımsızlık emanetine gençler sahip çı- kın. Bazı olumlu gelişmelerin gözlendiği ülkemiz- de size verilen görevi yerine getirin. E-mail: emingurses(a yahoo.com B U L M A C A SEDATYA$AYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Sürat korku- su. 2/ Aynı ahır adına ko- 2 şan yanş atla- 3 nna verilen , ad... Tanntanı- maz. 3/ Ital- 5 ya'dabirkent... 6 Ender, seyrek. 7 4/ Bir organı- mız. AtrfYıl- 8 maz'ınbirfil- g mi. 5/"Eyvus- lat, o âşıİclan efsûna - -et"(Yahya Kemal)... 1 [M Nâzım Hikmet'in so- yadı. 6/ Istanbulun 3 eski adlanndan bıri. 4 7/ Yeni çıkmaya baş- 5 lamış ekin... Geleceği öğrenmek amacıyla çeşitH şeylere bakip anlam çıkarma. 8/ îçe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu... Görev ve meslek çalışması dışın* da severek yapılan, dinlendirici uğraş. 9/ Akut lö^ semilerin tedavisinde kullanılan antibiyotik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kanarya Adalan'nm en büyük adası. 2/ Bir pa- -muk^iasi.;. Bir peygamber.-3/-KHHİ4çeeek4eri^ve- - yıyeceklen saklamaya yarayatı kamr genış, ağn ve- dibi dar toprak kap..-'Dayak. dövmc" anlamındâ argo sözcük. 4/ Bir tuzla ürününün satıldığı bölge- = ler... Ovme. 5/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 6fe Eskiden tran'da ımparatorluk topraklannda yaşayan Türkmen kökenli kabilelere verilen ad... Asaf Ha- let Çelebi'nin bir şiir kitabı. II Baryum elementi-' nin simgesi... Yolsuzya da emeksiz elde edilen şey. 8/ Bir köleyı azat etme... Özellikle dıdaktık şıirle- riyle tanınmış XVII. yüzyıl divan şaıri. 9/ Kırmızı mercımekle yapılan bir tür çorba.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear