Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
Aydınlanr
uı CUMHURİYET 5 MART 2000 PAZAR
• • • «
OLıAYLıAK \tt İjOKUŞLJlıK olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
ıa Savaşçısı Voltaire
Prof. Dr. Bozkurt GUVENÇ
Y
azınun başüğı, "Calas
Davası ve Voftaire!" ya
da "LaikDöjÜDCMimZa-
ferTdeolabüırdı.VbMa-
ire deyınce aklıma "Ay-
(imlanmg çağT ile Fran-
sız Devnmı'nı hazırlayan "yaradana"
(deıst) inanç sahıplen ve düşün (fıkır) öz-
gûrlüğû savaşçüan gelır. Bızim Ban'dan
aldığımız "laiklik'' kavramı, Frenk dili-
ne Latınce ve Yunancadan gelmış; Ay-
dınlanma Çağı'ndakı özgiin anlamıaı
Fransa'da kazanmıştı. Ne ki, aydınlan-
manın ışığı gökten inmemiş, Italya'da
başlayan Rönesans'ı, Hıristiyan âlemin-
deki Reformasyon'u, Britanya Adala-
n 'ndaki bılim ve keşıfler çağını ızlemış -
ti. Ortaçağlann diinya görüşünü sarsan
değışmeler, 17. yüzyılın sorüannda pek
bilinmeyen "tngflizDevrimin
ne yol açar-
ken; komşu Fransa'da, Protestanlara öz-
gürlük taruyan "Hoşgörü Emirnamesi"
yüriirlükten kaldıninuştı. OkuUan, kılı-
seleri, işyerleri kapanlan, "inanç sap-
kmlan" olarak baskı ve işkence gören
Ügno (Huguenot) azınlığı, dıne dönme-
ye ya da kaçmaya zorlandı. Bir papazın
oğlu olan PferreBayle, Rotterdarn'a yer-
leştı; 1686'da Hz. Isa'nın öğretisıni "fi-
k f r ^ " d
g ^ y
layarak "din Ue ethik"ı, "inanç ile akh"
bırbirinden ayırdı. Bu olay yalnız Fran-
sa'da değil bütün dünyada, laık daşün-
cenın doğuşıı olarak kabul edılır. Laık-
lik savaşımı, 1789 Devnmi'nden en az
yüz yıl önce başlamış; yüz yıl sonra,
devletle kıhse arasındakı bır sözleşme ve-
ya uzlaşmayla sona ermıştı. Yaklaşık ıki
yüz yıl süren çatışrnanın en güçlü ve ün-
lü sılahı ise, "papazcüppeüzmdık" ola-
rak bılinen Jean Mesüer'ın ölümünden
sonra elden ele dolaşürılan "Vasiyetna-
me" oldu. Manıfesto, "Zorba(tvrin)Ta-
n öldürme hakknu haüriaüyor" ve Ki-
lıseyle ışbirlıği vapan "soyiulannpapaz
bağırsağryla asıîması''nı öneriyordu (2).
Laıklık fiknnın doğup gelışmesi özetle
böyleydi, arna silahı bilgece kullanan ve
evrensel bir banş ilkesi olarak Avru-
pa'ya tanıtıp kabul ettiren savaşçı bir
Voltaire vardı (4). "CabsDavasa", aydın-
lanma çağının aslan yüreldi düşünürü-
nü tarih sahnesıne çıkardı.
Calas Davaa
Fransa, Protestan oldugu içın ölüme
mahkûm ediJen üç bin "Ügno* (Hugu-
enot)'nun ıkı yüzûncü ınfaz yüını kut-
lamaya hazırlanıyordu. Katolık teröre
hedef olan ıkı yüz kadar Kalvenci Pro-
testanı idam eden Toulouse kenü, 2 Mart
1761'de, Rahip Rochette'i üç yandaşı
ile birlikte ölüme mahkûm etmişti. Ra-
hibin suçu dini ayinleri yönetmekti. Ara-
dan üç hafta geçmemişti kı Toulouse
mahkemesi, basrna tüccan Jean Calas ile
eşıru ve küçük ogJunu, Katoiık ınanca
dönmek ısteyen oğullannı öldünnek su-
çundan turukladı. Işsız ve mutsuz bir
genç olan Marc-Antoine Calas, aslında
intüiar etmıştı. Kent yöneümı, ıntıhar
suçunu gözardı edıp Marc-Antoine'ı bir
din şehıdi (martyr) olarak kutsarken;
uzun bir yargılama sürecınden sonra,
anne ile kardeş bağışlandı, arna suçlu
bulunan baba Calas'tn idam cezası in-
faz edildi (3). Senaryo, Engizisyon'u
kıskandıran işkenceyle yakılan Giardo-
no Bruno'nun infaz törenini hanrlatan (1),
son günlerde konuşulan işkence kaset-
lerinı aratmayan özenle hazırlanmıştı
(3).
Calas'ın benzersız bır işkenceyle ıda-
mı, sonuçlan bakımından, karanlık bır
diinya düzeninın sonu, akıl ve özgürlük
çağuıın tanhı bir aşaması, Batı uygarlı-
ğuun aydınhğa yönelmesinin başlangı-
cı olarak kabul edılir.
Utanç vencı trajediyı onurlu bir zafe-
re dönüştüren özgürlük savaşçısı, işken-
cenin meşru görüJdüğü bir çağda, Calas
ailesinin suçsuzluğunu Fransa'ya ve Av-
rupa'ya kanıtlayan Voltaire'den başkası
değüdi (3).
Hayatı boyunca bağnazhkla savaşan
ve yıllardır sürgünde yaşayan Voltaire,
Toulouse mahkemesi karannın ınfazını
duyunca hemen harekete geçri. Bakan-
lara, kurumlara, derneklere kardınalle-
re, soylu markılere, düşeslere, Ansiklo-
pedi'yi yayımlayan d'Afcmbert'e, Bü-
yûk Frederik'e, Polonya kralına, lngil-
tere kralıçesıne, Rus çançesıne Calas
davasını duyurdu. Yardım istedi.
Ailenin üyelerinı korumaya aldı, Pa-
ns'e yerleştirdi; yeniden görülecek da-
vada tanıklık yapmalannı sağladı. 'Ca-
las Ailesinin Ozgün Ölüm Bdgeferi'ni
yayımladı ve dağıtü. Fransa'nın "kamu
vfcdanj"nı yaratü ve eyleme geçirdi. In-
fazdan bir yıl sonra, kralın bakanlannı
dava ve karar hakkında resmı bır soruş-
turma açmaya ikna etn.
Ho^örü Üstûne Deneme
Soruşturmarun yavaşlığından yılma-
dı. Kendı adını gızleyip sanal bır "Hı-
rstiyan kimliği" ile, yankılar uyandıran
"Hoşgörü Üstüne tnceleme"sını yazdı.
Laik fdozoflara değıl, Katolık Kilıse-
si'nın ruhban sınıfina seslendi Özetle,
"Küfae'nin dışuıda kurtuluş umudu yok-
tur!" dıyordu Eskı Yunan ve Roma dö-
nemlennın tarıhçesiyle başlayan ınce-
leme, hoşgörü fiknnın gelışmesını izli-
yor; sonunda, Hınsüyanlann "inançsap-
kmbn"na reva gördüğü işkencenin, çok-
tannlı Roma'nın ilk Hırisöyanlara ver-
diği cezalardan daha zalım olduğunu
beîgeliyor, o yıl yayımlanan, "KnıIHV
Loıns" methıyesıne karşı çıkıyordu. An-
cak, ınanç bağnazlığını eleşünrken *ma-
sum" görünüşlü Protestanlann da hoş-
görüsüz olabileceğını unutmuyordu. Fel-
sefe Sözlüğü'nün Daviıt maddesınde,
bağnaz bır Huguenot'ya şiddetle çat-
mış; fakat sonuç olaralc, Protestan ınan-
cına izın verilmesıni, sürgundekı Pro-
testanlann Fransa'ya donmelennı oner-
mıştı. "Hoşgörü, düzeni bozmamak ko-
şuliıyla, herkesin kendiakfana ve dûşün-
celerine inanmıı hakkına sahip olmâsry-
dL" Ne kı, hoşgörüye layık ınsanlann da
hoşgörülü olrnası, yanı farklı olan "öte-
tdn
ni kabul etmesi gereklıydi! Hoşgörü
denemesi, Tann'ya bir yakanşla sona
eriyordu:
" Yardnn et insanlara, kardeş
otduklannı hatniasmlar!"
Ancak bu dua ile yetınmedi Voltaire.
O yıllardakı çoğu yazılannda, mektup-
lannda bütün ınananlan göreve, savaşa
çağırdı: "Alçağı eznüz.'" Rısale boyu bir
dızi kitapçık yazdı. Ayak sesleri duyu-
lan, fakat Ingiltere'ye göre gecıktiğ^ne
inandığı, Fransız Devnmı'nın raf süsle-
yen ansiklopedilerle degıl, çok sayıda
küçük kitaplarla ateşleneceğine ınan-
mıştı.
Sonuç
Voltaire'in aydmlanma savaşı kitaplar-
da kalmadı. Krallık Konseyi, Calas da-
vasuun belgelennı ınceleyip taruklannı
dınledikten sonra Jean Calas hakkında-
la yargı karannı bozdu; ailenin el konu-
lan varlıgım ve saygınlığını geri verdi.
Karan öğrenen Voltaire sevincinden ağ-
ladı. Sonradan "devrim" olarak nitele-
necek olaylardan önce yayımlanan XVI.
Louis'nin yeni "Hoşgörü Emirname-
sPnde sanki Voltau^ konuşuyordu.
Ansıklopedı'nm yönetıcısı Diderot,
bır dostuna şöyle yazdı "(Voltaire) bü-
yûk ohnak için yola ko\ ulmuştu; sonun-
da erdem simgesi oJup çıkn. Otuzunda
Zair'i >-azdı, yetmişinde Calasiann öcü-
nü aldı". Cenevreh Protestan Rahip Po-
maret, onu Hınstiyanlık adına akladı: "Di-
ne, inananlara saldınr gtt>i göründfinnz;
ovsa,Hnistryankkinancınıne(niı1eriniye-
rine getirdiniz." Büyük Fredenk -yalnız
Fransa'nın değıl- Avrupa'nın "vfatonı"
ve sesı olan dostuna duyduğu hayranlı-
ğı şöyle dıle geürmıştı:
Insanlık onuru ve adalet adma:
Bir fîlozoran sesini duy-urmasv
Ne güzel! Yargıçlan zorlamasL
Seveni, yoMaşı hiç kalmasa da,
tmmnhgın şûkranı yeterdi, O'na!
Metinde anılan kaynaklan
1) Yıldız, Dınçer. "Yakılan Gıordano
Bruno", Cımhuriyet, 17 Şubat 2000.
2) Kahl, Joachim "FransızDevrimi ve
Aydmlanma Felsefesı." Felsefe Dergısi
89/2, s. 124-32
Orijinal kaynak. Dıe Französısche Re-
volution 1789-1989
Revolutiontheorie heute Ed.lMSF
Frankfurt a.M. 1988.
3) Tamllı, Server. Voltaire veAydınlan-
ma, Cem, 1994.
4) Dumnt, Will and Anel. The Age of
Voltaire, VolumeDC
The Story of CMlization Simon and
Sckuster.
TheStory ofPhilosophy'dekiözet "Vol-
taire " bölümünün çevınsi içın, Bkz. Fel-
sefe Kılavuzu Milliyet Yaymlan Daha
hsa bır Voltaire yorumu içın Bkz Tarıh-
ten Dersler, Cem.
\ Başbakan Bülent Ecevrt'in, Fethullah be-
'yin yabancı ülkelerde açtığı okullan beğenip
övmesi kimılerini düşündürmeye başladı. Bu
okullar gerçekten yarariı mı diye!..
Ama önce şunu öğrenmemeli miyiz, Fethul-
lah bey sıradan bir vaiz değil miydi? Bir iki ki-
tap yazdı. Bunca okulu kuracak, bunca yer-
li-yabancı öğretmeni ayiığa bağlayacak pa-
rasal gücü nereden, nasıl buldu?
Hem, Fethullah bey neredeyse bir yıldır
Amerika'da. Nasıl, hangi parayla oralarda ya-
şantısını sürdürüyor? Akla gelen, bu kişinin
ABD'nin bir görevlisi olduğu, bunca eğitim
kurumunun da ABD parasryla gerçekleştiril-
diği değil midir?
Demirel'in ünlü deyişiyle "Vaa mı başka
izah tarzı?" Var mı gerçekten? Yok, hocanın
yardımseverteri varmış, onların bağışlanyla
bu okullar, bu ışık evleri kurulmuş!.. Buna ço-
cuklar bile inanmaz.
- Ama koskoca Bülent Ecevit inanıyor! Cum-
FetfuıHatı Kopduğumunu
Çozmek...
hurbaşkanı Demirel
de inanryor ki, gidip
Fethullah beyden
ödül alryortar! Daha
niceleri, niceleri!..
"Sen bu parasalgû-
ce nasılkavuştun?"
diye sormak kimse-
nin aklına gelmlyor!..
"Bazıçevrelerta-
rafından eleştirilme-
yi göze alarak sizi tebrik ediyorum."
Siz dedigi, Tıran'daki Fethullah okulunun mü-
dürüdür. Neyse ki gidip gezmemiş okulu, ay-
nı şeyi Rahşan hanım da yapmış... Rahşan
hanımın, eşinin Fethullah takımına karşı gös-
terdiği bu yakınlıktan hoşnut olduğunu hiç
sanmam! Benım tanıdığım, geçmiş yıllarda
birkaç ay "Vatan" gazetesinde birlikte çalış-
tığımız Rahşan Ecevit, ülkeyi bir gericilik ba-
tağına çevBmekisteyentefin yanmda yer ala-
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
mayacağı gibi, her
fırsatta böyle tu-
tumlara karşı çıka-
cağını göstermek-
ten de çekinmez.
Zaten Tiran'da-
ki okulu dasanınm
bu yüzden ziyaret
etmekten kaçın-
mıştır.
Birileri de der ki,
"Efendim bu okullar dış ülkelerde Türklüğü
yaygınlaştınyor, sevdihyor. Ama yurtiçindeki
durum daha başka". Hatta Fransa'yı örnek
gosterenler de var. Efendim Gambetta ki la-
ik bir polrtikacıydı. Fransa'da eğitim alanında
kilisenin egemenliğini önlemek istemişti. Din
okullannı kapattırmış, ama sömürgelerdeki
Katolik papazlann yönetimindeki okullan des-
tektemiş... Yani Fransa içınde laik; sömürge-
terde, Afrika, Asya'daki Fransa'ya bağlı ülke-
lerde değil!..
Bunu güzel bir örnek olarak gösterenler şu-
nu unutmasınlar: Emperyalist devletler sö-
mürge halklannı dinsel afyonla uyutarak sö-
mürü düzenini daha kolayiıklagerçekleştirme-
mişler midir? Fransızcayı, Ingilizceyi öğrete-
rek kendilerine yandaş aramış ve bulmuşlar-
dır. Kolayca insanlan sömürme yolu!..
Fethullah beyin kaynağı bilinmeyen trilyon-
larca dolarlık sayısız okullannda Ingilizce en
başta gelen ders.
Ama herkes bilir ki, ABD; Asya'da, özellik-
le Orta Asya'da Rus etkisine, baskısına kar-
şı Ingilizceyi, Amerikan yaşam biçimini, anla-
yışını benimsetmek yoluyla bu bölgelerde
egemenliğini sağlamlaştırmak hesabındadır.
Bunu da Fethullah beyin ve okullarının yardı-
mıyla yapmak...
Bülent Ecevrt'in "bazı çevreler" dediği yer-
ler, kişiler!.. Kim bunlar? Askerler mi, gerçek-
leri gören aydınlar mı? Kimler?..
PENCERE
Alternaöf?..
Tozdan dumandan ferman okunmuyor, gaze-
tecilik gün geçtikçe zorlanryor, degişen koşul-
lar basın özgürlüğünü sıkboğaz ediyor.
Ne oluyor?..
Basın bir süreden beri bıçakla ikiye aynlmış
gibi birbirine zrt iki şak:
Islamcı basın..
Kartel basını..
Islamcı basındatarikatlartacemaatierin gaze-
teleri var...
Kartel basınında kimi patronun yedi sekiz ga-
zetesi bir elden yönetiliyor...
Cumhuriyet bu ortamda Dıral Dede'nin dudü-
ğü gibi bir başına ve tek bağımsız...
•
Herkesin dilinde "kartel medyası"diye anılan
kesimin gazetelerinde koalisyon iktidan gökle-
re çıkanlıyon bunca yıldır bu meslektedirsek çü-
rüttüm, böyle şey görmedim; çoğu ceride ga-
zete kimliğini yitinmiş, 57'nci hükümetin tekne-
sinde kâğıttan yelkene dönüşmüş...
Kimi gazeteci de gazetecilikten istifaetmiş, pat-
ronla hükümet arasında mekik diplomasisi uy-
gulayan görevli memur kimliğinde kalem oyna-
tıyor.
Ya Islamcı basın?..
Muhalefet dinci basına kaldı.
57'nci hükümete bunlar veryansın ediyorlar;
kimi yobaz gazete azgın mı azgın, edepten yok-
sun, ağzı bozuk, küfürde sınır tanımayan molla
takımı her gün laik cumhuriyete sayıp sövmek-
te birbirleriyle yanşıyorlar.
•
Basın işlevini yitiriyor..
Medya kirlendıkçe kirleniyor..
Tehlike burada!..
Türkrye zaten btçak sırtındadır..
Topun ağzındadır..
57'nci hükümetin başan şansını yakalaması
o kadar kolay değil...
Halkın anası ağlıyor..
Medya işlevini yerine getirse, görevini yapsa,
hiç olmazsa kıyak emeklilik ayağına anayasayı
değiştirmeyi göze alan politikacı esnafı üzerin-
de bir denetim kurulmuş olurdu.
Işler iyi gitmez de sarpa sararsa, bu iktidann
altematifi kim ve ne olacak?..
Islamcı medyanın bütünleştiği dincilerden
başka geriye ne kalıyor?..
•
Her bugünün bir de yannı var.
Medyasında özgürlüğünü yitirmiş birtoplum-
da demokrasiye yer var mı?..
BBgönlere küçük ödünlerie geldilt...
ÇAĞDAŞ EĞİTtM VAKFI
Tek 0212-276 2i 99 Foks: 0212-286 13 54
Ytkıfbank EtBerŞb. Çev Bafc Hestp So: 2912716
CUMHURİYET MAHALLESİ'NDE SEÇİM SüRÜYOR!
•• K — - *J.-T
, (d — '
\^S umhuriyet Mahallesi evlerinin
ön projeleri tamamlandı. Hazırlanan
25 değişik evtipininarasından, Cumhuriyet
Mahalielıler, beğendiklerini seçmeye
başladılar. Ev tiplerini seçenlerin inşaat
projelerinin hazırlanmasına da hemen
başlandı.
Öte yandan, I. Bölüm'ün yaklaşık
2 kilometre güney doğusunda denize
yaklaşık 800 metre uzaklıkta kurulacak
3323S
olan Cumhuriyet Kınah Mahallesi
arsalannın satışı da sürüyor. Daha önce de
duyurduğumuz gibi, bu arazideki parseller
jeolojik zemin raporları hazırlanarak
düzenlenmiş imar planı ve depreme
dayanıklı projeleriyle birlikte sunulmaktadın
Okurlarımızla, dostlarımızla birlikte
yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım
adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her
yeni gelişmeyi size bildireceğiz.
Cumhuriyeİ maha lles i
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
YINE
DfNIZ CORUNUMLU
IMAail IFRAZLI
BAĞIMSIZ TAPUIU
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhunyet Mahallesi istanbul'un batısında, Tekırdağ-Çortu yotu KınaJı kavşağı ûçgenınde, Çanta Köyu
betedıye sınırları içınde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakıkadır.
•1 Bölümün hemen guneyınde yer alan Kınah Boiûmü arazısının de stabılıze yollan vardır.
•Bu arazının de yalnızca % 14'u evfere aynldı Kalan % 86'nın kuçuk bir bölümü yol ve otopark.
çok buyuk bır bolumu ıse bahçe ve park olacak.
Bajvuru: ÇAĞ PAZARLAMA
Basın Sarayı Kat 4 (Gazetecıter Cemıyeti Ostü) Cağatoğlu - İSTANBUL
Saüş yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolan:
Ankara: Atatûrk Bulvan No: 125 Kal 4 Bakanlıklar - ANKARA
izmir. Hatıt zıya Bulvan 1352. Sok. No 2/3 Aisancak - İZMİR
Tel- (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23
Tel- (0312) 419 50 20 pbx, Faks. (0312) 419 50 27
Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks- (0232) 441 91 17