23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10MART2000CUMA HABERLER DÜNYADA BUGÜN Ali SIRMEN Ortadoğu'da Su Sorunu Ürdün'jn genç kralı Abdullah'ın ülkemizi ziya- reH sırasnda Manavgat dolayısıyla gündeme ge- len su soojnu, önumüzdeki yıllarda Ortadoğu ül- kelerinin, özeJlikle Ürdün, Israil, Rlistin ve Suriye ile Irak'ın başlıca meşgalesi olarakTürkiye'nin de ba- şını ağntacak konuların başta geleni olmaya aday. Hemen belirtelim ki Ürdün, Manavgat suyunun ya bedava ya da sembolik bir fiyatla verilmesini is- terken, Ankara buna haklı olarak yaklaşmıyor. Bu dunmda Amman'ın aradığı çare, Israil ilean- laşma yaparak Hayfa'ya gelecek Manavgat suyu- na değil de. kendisine daha yakın bölgeden gele- cek ve daha ucuza mal olacak, bir miktar Israil su- yuna talip olmak. Asıl sorun Manavgat suyu değil, özellikle Fıratve Dicle'nin suları. Bunların da gündeme gelmesinin nedenı, Türkiye'nin GAP'ı yavaş da olsa yaşama geçirmeye başlaması. özellikle Suriye, Türkiye'nin kendisine yeterince su bırakmayacağından korkuyor. Oysa Ankara saniyede 500 m3 suyu bırakmayı taahhüt etniştir. Hatta şu anda, daha faztasını da bırakmaktadır. Yedi yıl önce Süleyman Demirel ile yaptığımız bir konuşmada, kendisi Fırat ve Dicle'nin sınır su- lan değil, sınır aşan sular olduklannı belirtmiş, bu durumda kaynak ülkenin suyu istediği gibi tasar- ruf edebileceğini, amaTürkiye'nin buna karşın Su- riye'ye saniyede 500 m3 su bıraktığını söylemişti. • • • c Demirel'in bu konuşması Şam'ın hop oturup hop kalkmasına neden oldu. Suriye de, öbür Ortadoğu ülkeleri de suyun eşit dağıtımından yanalar. Üstelik işin ilginç yönü, Arap ülkeleri suyu petrol ile kıyaslamak bile istemiyorlar. önlar suyun petrol gibi olmadığını düşünüyor, her- kese eşit dağıtılması gereken bir nimet olarak al- gılanmasını istiyoriar. Türkiye'nin sınır aşan sular ile ilgili görüşlerinin -de uluslararası platformda fazla destek bulmadı- ğını da belirtmek gerekir. Ancak burada kimi önemli sorunlar var. Her şeyden önce, Fırat ve Dicle'nin sulannın bü- yük çoğunluğunu Türkiye sağlar ve bunlan sağla- dığının altında bir oranda kullanmayı hedeflerken, Suriye ile Irak tam aksi bir tutum sergiliyorlar. Di- lerseniz olaya bir tablo ile bakalım: Fırat Havzası'nın Su Potansiyeli ve Kıyıdaş Ül- kelerin Tüketim Hedefleri. (Yılda miryar metreküp olarak) Türkiye Suriye IrakToptam li 58 y Su Potansiyeli: 31.58 4.00 (%88.7) (9611.3) Tüketim hedefleri: 18.42 11.50 (%35) (%22) 00 35.58 (%100) 23.00 52.92 (%43) Yukandaki tablo, Fırat ömeğinde, taleplerdeki çarpıklığı göz önüne koyuyor. Dicle'de de durum farklı değil. Hemen belirtelim ki Irak da, Suriye'nin Türki- ye'den aldığı Fırat suyundan kendisine yeterli mik- tan göndermemesinden şikâyetçi. Bir başka nokta da, Suriye'de su kayıplannın çok fazla olması ve rasyonel sulama yapılmaması. Yerimizin dariığı yüzünden, iki günde yalnızca birkaç ana noktasını kısaca belirtmeye çalıştığım su sorununun çok ciddi ve karmaşık olduğu, önü- müzdeki yıllarda bölgede gündemin birinci mad- desini oluşturacağı görülmektedir. Türkiye'nin çok haklı olduğu nokta ise sorunun çözümünün suyun rasyonel kullanımı olduğudur. Hem Türkiye'nin hem de öbür bölge ülkelerinin suyun rasyonel kullanımı konusunda ise öğrene- cekleri çok şeyler vardır. Yeri geldikçe su sorununa değinmeyi sürdürece- ğiz. Cünter Verheugen 'Siyasi kriterlerde net taahhüt verin y HaberMerkezi-Avrupa Birliği (AB) Komisyo- nu'nun genişlemeden so- rumlu üyesi Günter Ver- heugen. Avrupa'run Türkı- ye'ye ihtiyacı bulundugu- nu, demokratik uluslar ai- lesine Türkiye'yi almaya hazır olduğunu belirterek buna karşın Türkiye'nin AB'nin siyasi kriterlerinı şu anda tam olarak yerine getirmediğini, bu süreç ta- mamlanmadan müzakere- leriıı başlayamayacağını söyledi. Dışışleri Bakanı İsmaü Cem'in resmi konugu ola- rak Türkiye "de bulunan Verheugen, bazı ülkelerin AB ıçinde bağunsızlık ve egemenliklerini kaybede- cekleri korkusunu yaşa- dıklaruu, bazı insanlann da sahip olduklan kültürel değerleri terk edecekleri endişesi içinde olduklannı söyledi. Verheugen. "Av- rupaiçin kültürel çeşitülik çok önemlidir. Bu, hepimi- zm her ne pahasma olursa oisuı korumak istediği bir minsör" dedi. AB'ye aday ülkelerin bu sirece tam olarak hazır olmılan için Kopenhag kritfrlerini benimsemeleri geratiğini bildiren Verhe- uget, bunun siyasi boyu- tunıa demokrâsi, insan hakiın, hukukun üstünlü- ğû M azınlıklarm konın- rr«ag ekonomik boyutu- nun ia ışleyen bir pazar ol- duğınu kaydetti. Verhe- ugen. "Türkiye, Avrupa için eşit bir ortaknr. Tarihi, ekonomik ve kültürel ola- rak Avrupa'nuı bir parça- sıdır. Hiç şüphe yok bun- da.Türkiye gerçekten is- terse AB haardır. AB. de- mokratik uluslar ailesine Türkiye'yi almaya hazır- dn-" görüşünü dile getırdi. "Bizim Türkiye'ye ihti- yacunız var. Türkiye, birii- ğin siyasi ve gihenlik poii- tikasında etkin rol oynaya- cak bir partner. Demokra- sisi tam olarak oturmuş bir Türkiye. bölgede banş ve istikrann sağlanmasında etkin rol ovnayacakbr" di- yen Verheugen, Türkiye ile müzakerelere henüz başlanmadığını belirtti. Verheugen, Ankara'da resmi tamaslanna Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile bir araya gelerek başladı. Verheugen, Yalova ile görüşmesi öncesinde yap- tığı açıklamada, Istan- bul'da öğrenciler ve işa- damlan ile görüşmelerin- de AB'ye üyelik yolunda gördüğü olağanüstü arzu- dan çok etkilendiğini söy- ledi. Verheugen, "AB geri dönüşü olmayan bir yot- dur. Yapmamız gereken çok iş var. Türkiye'nin ka- ühm âncesi stratejisini na- sıl ohışturacağımızı. deği- şikükJeri nasıl gerçeklesti- receğimizi taraşacagız. Bn yıl içerisinde ilerleme kay- dedeceğimize inanryo- rum" diyekonuştu. KİGEM ve sendikaların kitap haline gelen nükleer santral politikalarıyla ilgili çalışmalan basına tanıtıldı 'Halkın çıkarları telıclit altında9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hü- kümetin, karanlıkta kalacağız tehdidiyle uygulamaya çalıştığı enerjide özelleştir- me ve nükleer santral politikalannın ger- çek yüzü, emek cephesinin "Enerji Kar- maşası ve Halkın ÇıkarlarT çalışmasıyla ortaya konuldu "Şalter inecek, şirkeder gjdecek", "EV1F defoL bu memleket bi- zhn", "Kurt, kuş. an. satarmayız vatanT, "KTTTer haBandır, satriamaz" sloganla- nyla hükümetin enerjidekı plansız ve ser- mayenin, ulusötesı şırketlerin çıkarlan doğrultusundaki politikalan protesto edil- di. Kamu îşletmeciliğini Geliştirme Mer- kezi Vakfi (KÎGEM) Başkanı MOmtaz Soysal'ın okuduğu ortak bildiride, özel- leştirme ve devleti küçültmedeki temel amacın "büyük sermmenin etki alanmıge- n^letmek ve kâr düşüşünü engellemek" olduğu vurgulandı. Enerjı polıtikalannda halkın, çalısanlann görüşü alınmadan, bö- lüşüm dengelerini bozan uygulamalara gi- dildiği belirtildi KİGEM, Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB), Türk-lş. Kamu Emekçilen Sendikalan Konfederasyonu (KESK), Elektrik Mühendisleri Odası, Tes-tş Sendikası, Petrol-lş Sendıkası, Tür- kiye Maden İş Sendikası, Enerji Yapı-Yol Sen'in kitap haline getirilen raporunun ba- sına dağıüldığı toplannya, baretleriyle dik- kat çeken madenciler, işçıler ve sendika- cılar katıldı. KİGEM Başkanı Soysal, "Bu baât bir basm toplannsı değil, çabşanlann da kaüJ- djğıbirtopland" diyerek başladığı konuş- masında, "Çahşanlar.buradaki bir avuçiş- çi ve sendikacıdan ibaret değü. Eğer onlar harekete geçirilmek istensev dL mih onlar- ca insan tek \nmruk gibi harekete geçiri- lebifirdi" dedi. Soysal, halkı, sanayiciyi yakından ılgılendiren enerjıdeki karmaşa- nın beceriksizlikten kavnaklanan masum bir olay olmadığını söyledi. Bu davanın yalnız bugünkü halkın değil, gelecekteki halkın da düşünülmesini gerektiren büyük bir dava olduğunu \nrgulayan Soysal, sen- dıkalann. işçilerin; haklannı yine alacak- lan gibi miyop yaklaşımla değil, ulusal ve sınıfsal ödev olarak davaya sahip çıkma- lan gerektiğini anlattı. Kitapsızlığın, raporsuzluğun, birikim- sizliğin egemen olduğu ortamdahüküme- tin, devletin, Meclis'in yapmadığını ya- parak çalısanlann tek başına bir kitapla ortaya çıktıklannı kaydeden Soysal, "Bn kitap edebiyat değödir. Bugun \araulmak istenen ha\-aıun ne kadar ha\a olduğunu ortava koyuyor. DPTnin hesaplarma gö- re, karanhktakalacağj tebdidipeköyle ak- şama olacak şey değü. Kararma korku- sundan çok asıl büyük tehdit özel çıkarla- ruı ne \azık ki >abancı çıkariann, Türk halkmın çıkarlanna karşı oian tehdktidir. Usulsüz özefleştiiTne uyguiamalarmdan uluslararası tahkime kadar, hukukla ilgiM cina>edere büyüteç alnnda bakümah." Soysal'ın davanın yenı başladığını, yıl- gınlığa gerek olmadığını, davanın kaza- nılması gereken bir dava olduğunu söyle- mesı üzenne salonda. "Direne direne ka- zanacağE" sloganlan yükseldı. Ersümer ve Okuyan'a tepki Soysal, konuşmasının ardından siyasi- lerden gelen telgraflan okudu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın telgrafı okunduğu sırada, salondan yuh sesleri yükseldi, aleyhte sloganlar atıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cum- hur Ersümer alkışlar ve "Tahldm vatana ihanettir" sloganıyla protesto edildi. DSP Milletvekili Ismail Aydmn'nnı çalışmayı desteklediğine ılişkın telgrafi üzerine de, salondan "Hiç görmedik" tepkisi geldi. Türk-lş ve genel başkanı olduğu Tes-Iş Sendikası adına konuşan Mustafa Kıım- hı, partilerin iktidara gelince, muhalefet- teyken karşı göründükleri özelleştirmenin yanında tavır aldıklannı, uluslararası ser- mayenin dayatmasına uyduklannı belirtti. Kumlu, önce işletme hakkı devrini isteyen Dünya Bankası'nın ihalelerin iptalini iste- yen raporuyla hükümetin bilinmezük sü- recine girdiğıni söyledi. Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı. termik santrallarla birlikte milyarlarca dolarlık kömür rezervlerinin bedava özel şirketle- re devredildiğini anımsatarak "5-6 banka- yı kurtarmak için 5-6 milyar dolar harca- yan hükümet edenleri. ülkenin gerçeğini görmeyen bu zavaihlara atgöztüğüyk bak- mamana çagımoruın" dıye konuştu. TMMOB Başkanı Yavuz Önen, uzlaş- ma kavramı arkasında sessızleştume po- litikası güdüldüğünü, uzlaşmanın ancak ulusal çıkarlar doğnıltusunda hareket edil- diğinde sağlanabüeceğini vurguladı. Enerji Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Cengiz FaydaİL enerji sektöründe oynanan oyunlan anlatırken Petrol-lş Sendikası Ge- nel Başkanı Mustafa Oztaşkm da, petrol sektöründeki özelleştirmelerle ilgili geliş- meleri anlatarak tepkisini ortaya koydu. Adalet Bakanı Türk'ten irticaiyayın uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, cum- huriyet savcılanndan, bö- lücü ve irticai her türlü ya- yınlar ile bunlan destekle- yenler hakkında yasal yap- tınmlann uygulanmasında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini istedi. Adalet Bakanı Türk, cumhuriyet savcılanna. gönderdiği genelgede, devletin ülkesi ve milletiy- le bölünmez bütünlüğüne ve anayasada öngörülen devlet düzerune karşı işle- nen ve suç teşkil eden ey- lemler karşısında kanunla- rın tıtızlüde uygulanması- nın daha önce yayımlanan genelgelerde de istendiği- ni anımsattı. Türk, genel- gede şunlan kaydetti: "NHeüklerianayasamız- da belirtüen, cumhuriyeti- mizi yıkmaya, ulusal birü- ğunizi ve ülke bütünlüğü- nübozmay-ayöneiikbölücü ve irticai her türlü yayınlar ile bunlan yayunlayan ve mali destek sağlayan kişi, kuruluş veya örgütler hak- kında yasal yaptınmlann uygulanmasmda gereken dikkat ve özenin gösteril- mesini rica ederim." tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Teslim olan PKK'li teröristten itiraflar: Kimse eline silah almak istemiyor 6 Dağ kadrosu dağdmak üzere 9 ANKARA (AA) - Güvenlik güç- lenne teslim olan 'Saif kod adlı PKK'li terörist, terör örgütünde kimsenin, kendinde eline silah alıp askerin karşısına çıkacak gücü bu- lamadığını ve örgütün dağ kadrosu- nun üzerindeki baskı azalınca kaç- ma isteğinde olduğunu itiraf etti. Bir süre önce güvenlik güçlerine teslim olan 'Saif kod adlı M.T. isimli terörist, güvenlik güçlerine verdiği ifadesinde, "tran ve Suri- ye'nin, PKK tarafindan idenen ye- nisüredtepkhiekarşıladjğuııtraıı. sürecin devam etmesi durumunda topraklarmdaki PKK faalheüerini yasaklayacağını bildirdL Ancak, şu anda. örgüte silah ve diğer konular- daki yarduna devam etmektedir" dedi. Terör örgütünün sözde 7. Kong- resi'nde AbduHah Ocalan'uı başkan seçilmesinin, bazı Avrupa devletle- rinin desteğiyle olduğunu anlatan M.T., şöyle devam etti: "Cemil Bayık buna çok direndi, • Bir süre önce güvenlik güçlerine teslim olan 'Sait" kod adlı M.T. isimli terörist, güvenlik güçlerine verdiği ifadesinde, örgütü yönetenlerin, Türkiye'nin PKK için genel af çıkarmasını beklediklerini ifadesinde bildirdi. Itirafçı terörist, geri çekilmeler yüzünden Türkiye'deki uyuşturucu ticaretinin ve bağışlannın azalmasmın örgütün gelirlerinde önemli düşüşler yarattığına dikkat çekti. ama başaramadı. Bajik, PKK'nin şüşler meydana geldiğıne, bunun yenisflrecinin başansız olması duru- munda bemen bir kongre topla) ıp yeni başkan seçecektir. Başkanlık Konseyi üyelerinin, özellikle de Ba- yık ile Osman Öcalan'ın lüks yaşa- mı ve kadınlan kullanmalan, diğer- leri arasında tepkiye neden olmak- tadır. Her ikisı de Türkiye'ye kaçı- nlınz endişesıyle 60-70 İcişiyi koru- masında görevlendirmiştir." Örgütü yönetenlenn, Türkiye'nin PKK için genel af çıkarmasını bek- lediklerini ifadesinde bildiren terö- rist, "Söylenene göre. af çıkarsa bu kişfler A\nıpa">a gidip orada yaşa- yacakmış''dedi. Örgütün geürlerinde önemli dü- nedenlerinden birisinin de geri çe- kilmeler yüzünden Türkiye'deki uyuşturucu ticaretinin ve bağışlan- nın azalması olduğuna işaret eden terörist, ifadesinde aynca şunlan açıkladı: "Avrupa kadrosu. Baş- kanhk Konse>i'ni tanunamakta di- reniyor. Onlara göre, Başkanlık Konse\i Türkhe ve düma kamu- o>Tinu tanunamakta. gündemi takip edememektedir. Örgütün bir yıl sonra hangi konumda olacağuu bi- len yok. Devlet kurmayacaksak ni>e buralarda durmoruz, nh esüahlanı- yoruz taruşması yapıhyor. Cemil Ba- yık'm teşvikine rağmen, örgüttc. kimse eline silah alıp askerin karsı- smaçjkacakgücü kendindebulama- maktadır. Örgütün dağ kadrosu, üzerindeki baskı azalınca kaçmak Bteğindedir. Osman Ocalan'uı 'P- KK Tûrkıve'de resmi partı olacak' sözkri hoşa gknyor, ancak buna inanmryotiar. Pek çok kişi, yeni sü- recin başanstzukla sonuçlanması durumunda, PKK'nin dağılacağına inamyor. Örgütün, Ocalan'uı ve soz- deBaşkanhkKonse>i'ninaçıldama- lan nedenhie akb kanştr. Sözde ta- burkomutanlanndanyukama doğ- ru tek bir amaç gözeöivor, o da ör- gütün geürinden olabildiğince fazla yararianmak. Türldye'den örgüte kaühm >T)k gibL Eskkkn 9-10 kişi- den birisi kadm ohırdu. Bu oran çok daha azaldı. Katıhmlar daha çok tran'daki Kürtier ve Ermenis- tan'daki Veadiler arasmdan ohnak- tadır. Orgütten kaçmayı başaranlar daha çok IKDP ve KYB'ye sığnu- yorlar. Oradan da Türldye'ye ge- çerek, örgütün kendilerini bul- mamaana çahsrvorlar" Celik'e bombalı saldırı davası Savcı 7ölüm cezcısı istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Dflaver Kahveci Uşak Valisi Ay- han Çevik'e Çankın Valisi olduğu dönemde düzenle- nen bombalı saldm olayıy- la ilgili olarak açılan dava- da, 7 sanık hakkında idam cezası istedi. Kahveci, 5 sa- nık hakkında 22 yıl 6'şar aya, 8 samk hakkında ise 7 yıl 6'şar aya kadar hapis ıs- terken, 9 sanık hakkında ise beraat karan verilmesini önerdi. Ankara 1 No'luDGM'de görülen davanın dünkü otu- rumuna, tutuklu 5 sanık ve avukatlan ile müdahıj Ha- zine avukatı Sema Ozgül katıldı. Sanık Ozgür Deniz De- mirdiş'in avukatı Aydın Er- doğan. müvekkilinin CHP Gençlik Kollan Başkanı ol- duğunu ve itirafçj bir sanı- ğm beyanlan doğrultusun- da tutuklandığını söyledi. Erdoğan, "Burada, bir iti- rafçının menfaat sağlama- ya yönetiksuç atması vardır. Müvekkilimin tahüyesine karar verüsin" dedi. Diğer tutuklu sanıklann avukatla- n da müvekkillerinin tahli- yelerine karar verilmesini istediler. Cumhuriyet Savcısı Di- laver Kahveci esas hakkın- daki mütalaasında, sanıkJar Kemal Ertürk, Lale Açık, NihatKonak,Küçük Hasan Çoban, Kemal Kaygısız, MesutDeniz ve Muharrem Horoz'un "Anavasal düzeni silah zoruyla değişrirmeye yönelik faaliyetlerde bulun- duklan" gerekçesıyle, TCK'nın 146/1. maddesı uyannca "önım" cezasma çarptınhnalannı istedi. Kahveci, sanıklar Şener Kökten, Savaş Kör, Hakan Eren,Erkan Balçık ve Dev- rim Karacan'ın da. "Ana- yasal düzeni silah zoruyla degiştirmeyi amaçlayan TKP/ML-ttKKO adh si- lahh çete örgütünün sair ef- radı olduklan" iddiasıyla TCK'nin 168/2 ve 3713 sa- yılı Terörle Mücadele Yasa- sı'nın 5. maddesi uyannca 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına mahkûm edilme- lerini istedi. Özgür Deniz Demirdiş, Bülent Ertürk, Arap Deniz, Büal Ekin, Ha- lil Köseoğlu, Cemile Sön- mez, Serdal Çitil ve Murat Yılmaz'ın ise "TKP/MI^ TÎKKO adh örgütün men- suplanna bilerek \ardımcı oanaksuçundan" TCK'nin 169. ve 3713 sayılı Ya- sa'nın 5. maddelerine göre, 4 yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar aya kadar hapis cezalanna çarptmhnalanm istedi. lcisleri Bakanı Tantan 'Bakanlık olarak işkenceye karşıyız 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-İçışlen Bakanı Sa- dettin Tantan, bakanlık ola- rak işkenceye kökünden kar- şı olduklannı söyledi. Terör karşısında topyekûn müca- dele sistemlerinın devreye sokulması gerektiğini belir- ten Tantan, "Terör olaylan- mn ardında egemen güç ol- ma mücadeksi vanhr" dedi. Tantan, TBMM Genel Kurulu'nda. MHP Kahra- manmaraş Milletvekili Mehmet Kaya'nnı terör olaylan ve bügilendirme ko- nusundakı gündemdışı ko- nuşmasını yanıtladı. Şeriatçı terör örgütü Hiz- bullah'a yönelik operasyon- lara değınen Tantan, "Hiz- buDah terör örgütüyle mü- cadele devam etmektedir. YıOann getirdiği bir şey ktsa sürede çözülemez. O örgü- tün \aninda, aynı amaçla ku- ndan,bölgeselveülkenin de- ğişik yörelerine mılnuş ör- gütler var. Bütün bunlann anhnda egemen güç oima mücadeiesi vardır*' dedi. Toplumun belırlı konular- da bilgilendirilmesı için "tüm dinamik güçlerin se- ferberük anlavişıyla doTeye sokulması" gerektiğini anla- tan Tantan, sivil toplum ör- gütlerinin yalnız insan hak- lan boyutuyla suıırh kalma- ması gerektiğini belirtti. Tantan, insan haklannın yal- nız karakollarda işkence ola- rak anJatılması durumunda hataya düşüleceğini söyledi. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.con ANAP'lı üç milletvekili, bir askeri darbe ihtimaline karşı bundan üç yıl önce biryata binip denize açılıyorlar. Gece sabaha kadar açık denizde, aç susuz bekleyip darbe olmayınca ye- niden parlamentoyadönüyorlar. RE- FAHYOL hükümetinin devrilmesiyle, bu milletvekillerinden birisi yeni ku- rulan hükümette yer alıyor. Zaman gazetesinden Nuh Gönül- taş, bu öyküyü bu milletvekillerinden bizzat dinlediğini aktanyor. Haberin gerçek olduğuna inanan Sabah ga- zetesi de bu haberi manşetine taşı- yor. Eminim, hemen herkes böyle bir olayın Türkiye'de gerçekleşmiş ola- bileceğine inanmıştır. Pariamenter- lerin, bu ülkede bir askeri darbe kor- kusuyla ülkesini terk etmeye hazır- lanması onlara normal gelmiştir. İşin acı yanı, söz konusu milletve- killeri merkez partisinden. 28 Şubat sürecine damgasmı vuran "şeriat tehdidi"n\n muhatabı olmadıklan hal- de yine de darbeden korkuyorlar. Darbenin muhatabı olmadıklan orta- da ki, 28 Şubat'ın yıktığı hükümetin Milletvekilleri Darbe Korkusu îçindeyse... yerine kurulan hükümette bu millet- vekillerinin partisi koalisyon ortağı olarak yer alıyor ve o partinin başka- nı da başbakan atanıyor. Şimdi gelelim fasulyenin nimette- rine: Bu ülkenin büyük bir siyasi par- tisinin milletvekilleri bile askerler dar- be yapar korkusu içindeyse gerisini siz düşünün. • • • Böyle bir olay nasıl yorumlanabilir? Biryorumu söyleyeyim: Türkiye, şe- riat tehdidi altında ve bunu ancak as- kerler ve Başsavcı Vural Savaş'ın deyimiyle bir de başsavcı ciddiye alı- yor. Diğerieri ve özellikle siyasi parti- ler bu tehlikeyi görmezden geliyoriar. O zaman da asker, cumhuriyeti kol- lama görevini yerine getirip hareke- te geçiyor. Ödlek siyasetçiler de bir iş yapamadıkları gibi, askerierden korkup Türkiye'yi terk etmeye hazır- lanıyoriar. Doğru, böyle bir yanı var bu kaçış öyküsünün. Ancak bir başka yanın- dan daha söz edebiliriz: Türkrye'nin o çok övünülen laik, demokratik par- lamentersisteminin bir üfürüklük ca- nı olduğunu düşünenler, bu ülkede siyasetin tepe noktasındalar ve sis- temin geleceğinden emin olmadıkla- n gibi kendi geleceklerinden de emin değiller. Bu ülkede bakanlık yapmış, ülke yönetmiş merkez partilerinin milletvekilleri tehdidi her an ensele- rinde hissediyorlar ve böyle bir mü- dahale anında başlannın belaya gire- ceği korkusuna kapılıp yurtdışına kaçmaya hazırtanıyorlar. O çok istik- rariı(!), o çok ömek(!) Türkiye Cumhu- riyeti görüntüsünün arkasında böyle bir gerçek daha yatıyor. Milletvekilleri korkak olabilirler, si- yasi durumu doğru algılamamış ola- bilirier. Buna rağmen haklı olduklan bir yan yok mu? Son kırk yılda bu ül- kede başarryla sonuçlanmış üç, ba- şansızlıkla sonuçlanmış birkaç aske- ri müdahale var. Üstelik bu müdaha- leyi yapanlar, yaptıklanyla kaldılar, iti- bariı yaşamlannı sürdürdüler. 12 Ey- lülcü generaller hâlâ el üstündetutul- muyorlar mı? Merkez partisi milletvekillerinin darbe korkusuyla yaşadığı bir ülke- de, muhalif olmanın ne anlamagele- ceğini hepimiz biliyoruz. Bu kadar koruyucu ve korkutucu kalkanla örülmüş siyasi hayatımız, acaba bu yüzden mi bu kadar çok çete üretiyor? Bölgenin en güçlü, Av- rupa'nın en kalabalık ordusu bizde. MıT'in dünyanın en etkili istihbarat örgütlerinden birisi olduğu gazetele- rin manşetlerinde.. Ama milletvekil- leri korkudan kendilerini denize atı- yoriaıi Nedense, Kartal Cezaevi'ndeki Alaattin Çakıcı kimseden korkmu- yor. Cezaevi koridorlarında müdür kovalryor. Haluk Kırcı duruşmalarda kahkaha atıyor. Mafya liderleri Türki- ye'ye gelmek için sıralannı bekliyor. • • • Darbe korkusu içindeki ANAP'lı üç milletvekilinin gün ışığına çıkan kaçış öyküleri, ülkemizdeki tantanalı siya- si hayatın dile getirilmeyen ikiyüzlü- lüğünü gözler önüne seriyor. Bu ül- kenin en büyük gazetecisi Abdi Ipekçi, herkesin gözü önünde kur- şunlanıp öldürüldü. Katili cezaevin- den kaçınldı. Bu ülkenin en yürekli savcısı Doğan Öz kurşuna dizildi, ka- tili mahkemenin ısranna rağmen Yar- grtay tarafindan beraat ettirildi. Ülke- nin en dürüst Emniyet Müdürü Ce- vat Yurdakul güpegündüz faşist kurşunlarıyla delik deşik edildi, katil- leri ve onu teşvik edenler iktidar kol- tuklannda. Herkesleri korkutan dar- beler ve darbeciler, kimilerine hiç de ürkütücü gelmiyor. Darbeler, çetele- re nedense işlemiyor. Üç ANAP'lı milletvekili bir tarihsel dönemin korkak figüranlan mı, yok- sa yaşanan acı gerçeğin ve ikiyüzlü- lüğün basit birer oyuncusu mu? Belki de bize bu yakışıyor!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear