23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ŞUBAT 2000 SALI • • • • CUMHURtYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 TURKIYE Istanbul Edime Kocaelı Oanakkale İzmir N/Ianisa A-ydin Denızli K PB Y PB PB PB PB PB 6 3 4 3 9 8 8 7 Sinop Samsun 8 Adana 8 Mersin Trabzon Giresun 8 Diyarfaakır Y Ankara _ Y 7 Şanlıurfa 2 Mardin Y J3 Eskişehir K 112 Siirt Q Konya K 4 Hakkâri Sıvas K 1 Van Zonguldak Y 8 Antalya Y 13 Kare Bulün botgetenmız par- çalı çok buluüu, Marma- ra'nm doğusu, Iç Ege, Akdenız,lçAnadolu,Ka- radeniz, Doğu Anado- lu'nun batsı ile Guney- doğu Anadokj yağtşlı ge- çecek, yağtşlar Akdeniz kıyılan, Doğu Kzradenız kıyılan ıte Guneydoğu Anaddu'da yağmur. ote- kı yerlerbe karia kanşık yağmur ve kar şeklınde olacak. DIS MERKEZL Oslo Heisinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B PB Y B B Y B R 2 -2 -1 9 7 6 7 6 5 Beriin B Budapeşte B Madrid B 16 Astana Viyana K Belgrad PB Sofya PB Rorna Atina Zürih Y 14 Tfflis Y 16 Kahire Parçalı bıiutlu Bulutlu k Çok bulutiu ı Yağmuriu GokgûrûltüKJ ÇyUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada sını engelleyen maddeleri kaldırmalıydılar.. 6u değişikliği yapabilselerdi bugün çektikleri sı- kıntılar ortadan kalkacaktı. örneğin; Ecevit, DSP grubundan 5+5 formülü- n e tam destek alacak, FP ve ANAP dışındaki par- tiler Demirel'in uzatmalı cumhurbaşkanlığına "re- jim bunalımı çıkmasın" gerekçesine sığınarak bel- k i uyacaklardı. Cumhurbaşkanı Demirel derahatlayacaktı.Uça- ğına aldığı gazeteciler aracılığıyla siyasetçilerin ki- milerini korkuttuğu, kimini ürküttüğü, Çankaya'nın "bugünkü sakini" aleyhinde olan kimilerini daha hırçınlaştırdığı söylenen mesajlar vermeyecekti. Türkiye'nin siyasal coğrafyasına şöyle bir baka- lım: Görevi uzatılmayan Demirel'in fıili siyasete gir- mesi hangi partinin veya parti liderinin işine gelme- yebilir? MHP'nin mi, DSP'nin mi? Söz konusu değil. ANAP'ın mı? Yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi- ne tahammül edemeyen ANAP'lılann Demirel'le bir araya gelmesi düşünülebilir mi? Hayıri Geriye eski partisi DYP ile oy yüzdesi 1 'in altın- daki Demokrat Türkiye Partisi kalıyor. DTP Demirel'e hazır. Genel merkez saga sola ha- ber salmış; Demirel hangi ile giderse parti bayrak- lan ile karşılanmasını istiyor. Geriye DYP kalıyor. Eski partisinin önder kadro- su, Demirel'in bir an önce başlarına geçmesini bekliyor mu acaba? Kuşkulu. Bu tablo Demirel'in söylemleri, kendisine yakın gazetecilerin yorumlanyla siyasal arenaya salınan korkunun fazla degeri olmadığını gösteriyor. Kamuoyu -bilinen nedenlerden- sürekli yanıttıl- mak isteniyor. Koalisyon IkJerlerinin uzlaştığı 5+5 formülü ka- muoyuna üç partinin Demirel üzerinde anlaştığı içeriğinde yansıtıldı. Ne çare, kısa süre sonra ANAP yöneticileri ile milletvekillerinin büyük bölümünün, sadece De- mirel'i değil, yeniden seçilmesine önayak olacak 5+5 formülünü de reddettikleri ortaya çıktı.. Demirel, Şanlıurfa'da gazetecHere yaptıklanyla övünürken; Genel Başkan Yılmaz, gazeteci Fik- ret Bila'ya partisindeki "sıkıntıyı" açık seçik bir dil- le söylüyordu. Yılmaz, gizli oylamanın ve grup karan alınama- masının demokratik mekanizmaya saygılı olan par- tisinde işleyeceğini duyumsatıyor bu kısa deme- cinde. Devlet olanaklarını kullanmak Demirel'den "demokratik mekanizrnaya" övgü ancak bir kez duyuldu. MilletvekHTerine tek bîr kez "Kuşlar kadar hürsünüz" diye seslendi. Evet, tek bir kez. Oysa, Demirel daha işin başında "engin dene- yimini, başardığı işleri" göz önünde tutarak her partiden milletvekiiinin "özgür iradeleıiyle oy kul- lanacaklanna olan inancım" söyleyebilir, "rejimin kalbi" diye tanımladığı TBMM'nin özgür iradesine sığınarak tarihsel karannı bekleyebilirdi. Uzatmalı cumhurbaşkanlığını yan cebine atma- dığını böylece kanıtlayabilirdi. Ne yazık ki; Demirel, cumhurbaşkanı seçimini bir parti lideri gibi algıladı ve bir genel seçime giren genel başkan gibi davranmayı yeğledi. Bir çeşit propaganda amacında olan şubat ge- zilerinde cumhurbaşkanı olmanın sağladığı yarar- lan kullanıyor. Kimilerinin aklına; bugün yann Meclis içinden bir aday çıksa, cumhurbaşkanlığı avantajını kulla- nan Demirel'e karşı hangi olanaklarla mücadele edeceği sorusu geliyor. Partilerden yükselen sesleri dikkate almıyor. Sadece ANAP'tan değil, MHP'den de 5+5 için 367 oy bulmanın zorluğuna işaret eden demeçler gejiyor. Üç ortaktan ikisi (ANAP ve MHP) 367'yi sağla- manın güçlüğünden söz ederken, bu hafta topla- nacağı söylenen liderler zirvesi ne işe yarayacak acaba? Akıntıya kürek çekmeye mi? İrticaya karşı kadın gücü • Baştarafi 1. Sayfada lıstinlı Hannan Awad, kon- feransın değerlendirme ve sonuç bölümünde diğer bütûn Arap ülkeleri katı- ltmcılan ile ortak duygula- nnı dik getirdi ve CKD Başkanı Şenal Sanhan'a kefiye armağan etti. CKD Başkanı Sarıhan da Afganistan'da Taliban yönetiminin uygulamalan- nı kınayan bir metnin çeşit- li kuruluşlara gönderüece- ğini açıkladı. Sarıhan tarafindan su- nulan sonuç büdirgesinde, konferansın, irticaya karşı ezilen dünya kadınlannı bir araya getiren, bilgi ve deney ahşverişi ve aydın- lanma için önem taşıdığı belirtildi. Toplantının, utuslararası kadın dayanışmasının gü- nümüzde nasıl somutlaşa- cağını gösterdiği kaydedi- lenbildirgede, "Getecekte- ld çahşmalann ve birükte- uklerin örgûtlenmesi için antmızdald bağlantılan sürdürmetiyiz. trtkamn çe- şjtilûlkelerde kadınlar üze- rindeki baskısnıı ülkeleri- miz ve dûnya kamuoyuna iktmeliyiz" dendi. Konferansın, Amerika başta olmak üzere irticanın arkasındaki Batı'nın güçlü devletlerinin, ezilen dünya ile ügili stratejUerini irde- lediği belirtilerek şu görüş- ler dile getirildi: "Irticadan kurtulma- mıziçinönceükk bu büyük gûçfcrin, ülkemiz üzerinde- ld basküan kaldınlmahrlır Bûyük güçter tarafindan, insan haklannın bölünme- kri artüncı ve alt kimlikfc- ri öne çıkaran biçimde yo- nımlanmasma karpyp- In- san haklan, alt khnHkkrin yurttaşhk haklannın üstû- ne çıkarümasına izin ver- mez. Cezayir, Rusya Fede- rasyonu, Tunus, FiUstia, Suriye, Afganistan, PakJs- tan, Kuzey Kıbns Tflrk Cumhuriyeti gibi komşn- muz olan tarihsel ve güncel pek çok ortak noktamızuı bulunduğu ûlkelerin ka- dmlan Ue bhükte; birbiri- mizte ve diğer bütûn ûlke kadınlan ileûlkelerimizi ve kadmlan ezmekte olan ye- ni dûnya dûzeni ve irtka karştsında birük ve daya- nışma içinde olacağa." Reformculara Ecevit'ten destek• Baştarafi 1. Sayfada çek bir demokrasiye kavuşmak is- teyen keamler bü\ük başan kazan- driar" diyerek Iran halkını, özellik- le de Irarûı kadınlar ve gençleri kut- ladığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Hatemi'nin, re- formist politialannı uygulayabil- mek içindaha etkin Meclis desteğı- ne sahip olabileceğıru belirten Ece- vit, ancak dini lider AyetuHah Ha- maney'in devlet politikalannda hâ- lâ geniş yetkılen olacağını, ancak buyetkilerini daha ıhmlı kullanma- sının beklenebüeceğini bildirdi. Başbakan Ecevit, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: u Böyfcfikk tran'da yeni bir çığır açılmış ola- caktu*. Bu yeni çığnn valnız İran halkı için değil, bütün îslam âlemi için ve Türkiye için de havırh ohna- snu dilerim. Herhalde frsuı arük başka iükelere devrim ihracına kal- kişmay^calOır.Tarkiye'dekilaikJik karşıtı baa çevreler debundan böy- le, herhalde,İran devrimini bir esin kaynağı oiarak değerlendh-emeye- cekkrdir. Yeni İran yönetiminin Türkrye'ye yönelik bölücü akunla- ra karşı da daha kararh ve tutarh davranacağını umanm." Milletve- kıb seçımlennde reformculann ba- şan kazandığı Iran'a Türkiye'den, yakın gelecekte önemli ziyaretler gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Sû- leyman Demirel, nisan ayının baş- lannda Hatemi'nin resmi konuğu oiarak Tahran'a gidecek. Türk ve İran cumhurbaşkanlan düzenli görüşme karan almışlardı. tki ülke cumhurbaşkanı, ortak so- runlann çözümlerini araştıracaklar ve çeşitli alanlarda olası işbirliği olanaklannı değerlendirecekler. Demirel'den önce Iran'a ilk resmi ziyaret Içişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafindan mart ayında ger- çekleştirilecek. İran Dışişleri Ba- kanı Kemal Harrazi'nın ocak ayın- da Türkiye'ye yaptığı ziyaret sıra- sında planlanan gezide, iki ülke arasındaki güvenlik sorunlan ve iş- birliğı mekanizması gözden geçiri- lecek. Türkiye, tran'ın PKK ve Hizbul- lah terörüne destek verdiğini belir- tirken İran da rejim muhalifı Hal- kın Mücahitleri'nin Türkiye'nin topraklannda faaliyet göstermesi- ni eleştiriyor. Siîleyınan Demirel: Çağa uymabyız • Baştarafi 1. Sayfada Sovyetler Birliği'nin çök- mesinden sonra ABD'nin ve anti-Sovyet ideolojinin mut- lak bir zafer kazandığını sa- vunan Demirel, bu süreçte li- beral kapitalizmin evrensellik ka7anan bir teori halını aldığı- nı söyledi. Demirel, yaşanan bu süreç- te birkaç yasadışı devlet dışın- da bütün dünyamn serbest ti- caret, insan haklan ve dernok- rasinin temellerinı oluşturdu- ğu bir tek global sisteme doğ- ru yönelmeye başladığını be- lirtti. Demirel, sermayenin, mal- lann, hizmetlerin ve insanla- nn dolaşım hızının artması- nın. kalkınma ve yoksullukla mücadele önünde engel oluş- turduğunu iddia etmenin akıl- cı dayanağı olamayacağını sa- vundu. tnsanlık tahhinde ulaşılan her ileri aşamanın karşıtlan da olduğunu belirten Demirel, "KüreseUeşmenin gereknrdiği yapısal dönüşümler gerçekkş- tirilmediğL, kötü yönetim, yol- suzluklar ve yanhş kaynak fcnHanmm gibi sorunlarm üs- tesinden geonmediğitakdirde, küreseUeşmedenşikâyetetmek,yeJ- değirmenlemle kavga etmek gibi antonvaz bir tavır olacaknr" diye konuştu. 21. yüzyılın anlayışmm, kalkın- manın insan merkezli, çevreyle ba- nşık ve sürdürülebilir ohnasmı ge- rektirdiğını anlatan Demirel, "dev- let zengmleşirse insanlar zenginle- şir" anlayışından, "insanlar zen- ginkşirse devlet zenginkşir' 1 anla- yışına geçildiğini söyledi. Günü- Cumhurbışkaru Sülejuıan Oenürel,işadanu Mustafa Koç tarafindan karşüandı. müzde serbest piyasa ekonomisi- nin ekonomik ve sosyal kalkınma- yı sağlayacak temel çerçeve kabul edildiğini ileri süren Demirel, dev- letin ekonomik fonksiyonunun ti- caret ve rekabet kurallannın herkes için adil ohnasını sağlayacak hu- kuksal çerçeveyi kurmak oiarak ta- mmlandığını kaydetti. Demirel, "Bu düzenleyid ve denetleyici rolün başanyla uygulanabilmesinin te- mel şarû, demokrasi \e hukukun üstflnlüğünün tests edihnesinden. insan hklan ve temel özgürlüklerin garanti albna ahnmasından geç- mektedir" dedi. Küresel ölçekte bir yoksulluk sorununun varhğının dabir gerçek- lik olduğunu belirten Demirel, "Ancak unutulmaması gereken. bugün, dûne göre elimizde çok da- ha fazla imkânve araç olduğudur" görüşünü savundu. Demokrasının de bu koşullarda küreselleştiğini ileri süren Demirel, "Haklannknl- lanunı bakumndan ülkeler arasın- da bir mütesebil kefalet duru- mu ortaya çıkmıştır. \ ani arük anayasalar da uluslararası de- netime tabi tutuhnakta, insan haklannın e\ rensel gûvencele- ri sağtamlaşmaktadn-" dedı. Türkiye'nin önündekı tüm sorunlann merkezınde AB tam üyelığıne hazırlanması ol- duğunu vurgulayan Demirel, bu hazırlıkta Kopenhag kriter- leri ve Maastricht şablonunu dikkate alarak her alanda AB standartlannı yakalamayı he- defleyen bir değışım, dönüşüm programı, ayru zamanda kap- samlı bir devlet reformu yapı- lacağını söyledi. Bir soru üze- rine Demirel, cumhurbaşkan- lığı seçimi için kendisinin a- day otmadığıru, bunun kendi- sine teklif edildiğini belirterek, "50 yıldır devlettteyim. Göreve çağnursam reddedemem" di- ye konuştu. Bunun için anayasa değışık- liği gerektiğini ve 5 artı 5 for- mülünün TBMM'deki bütün partilerce kabul edildiğini mımsatan Süleyman Demirel, "Seçilemezsem Güniz So- kak'taki evime giderim. de- dim. Orası bcnim evim. nereye gideyim? Yanhş yorumlar ya- pıhyor. Baan hür. Kosam da "de- mokrasi için mücadele ettın" diyo- nım, kendime 'kızma' dryonun" şeklinde konuştu. Cumhurbaşka- nı, bir öğrencinin "kryak emeküh- ğe aynlan kavnağnı neden Türki- ye"nin gereksûnmleri için kullanü- madığı" sorusuna. "Kryak emekb- lik diye bir olay yoktur. Biz onayla- masaydık da kanun vürüriükteydL Anayasa Mahkemesi, kanımu iptal gerekçesini yayunlamamıştir" ya- ruünı verdi. IVEEB'den okuüarda cinsellik dersi • Baştarafi 1. Sayfada şama adım atmalannı amaçlayan proje kapsarrun- da, hemşireUk yüksekokullan, sağlık eğitim fa- külteleri ve sağlık bilimlen enstitulennden uz- man kadın eğiticilerin verdiği ilk ders, kız ve er- kek öğrencilerce ilgi ve merakla izlendi. Kız ve erkek öğrencilerin "utanmadan rahat- ça soru sorabümeleri" gerekçesiyle ayn ayn sı- nıflarda gördüğü dersi yararh bulan öğrencüer, süresini ise yetersiz buldular. Öğrencilerin soru sorması için 15 dakıka gibi kısa bir sürenin veril- diği ders suasuıda kadın ve erkek cinsel organla- n anlatılırken öğrencilerin "muzjpçe" güldükle- ri görüldü. Dersi izleyen öğrenciler, anlatılanla- n çok yararh bulduklanru belirtirken bümedik- leri birçok konuyu da derste öğrendiklerini vur- guladılar. Cinsellikle ilgıli bilgileri özellıkle anneleri ve öğretmenlerinden öğrendiklerini kaydeden kız öğrenciler, kız ve erkek bedeninin cinselliğe üiş- kinbölümlerini öğrendiklerini söylediler. Kız öğ- renciler, dersi kadın eğıtıcınin vermesi nedeniy- le sıkümadan her türlü soruyu yönelttiklerini be- hittiler. Erkek öğrenciler ise sokakta kendilerin- den büyük arkadaşlan, televizyon fıknleri ve ağa- beylerinden duyduklanyla sınırlı kaldığuu beürt- tikleri cinsellikle ilgilı bilgileri, bu derste doğru oiarak öğrendiklerini söylediler. Erkek öğrenci- lenn bazılan, derste daha önce bümedikleri ko- nulan öğrenip merak ettiklerini sordııklannı, an- cak kadın eğiu'ci ohnası nedeniyle çekinip bazı sorulan yöneltmekten kaçındıklannı dile getirdi- ler. Derse katılan öğrencilere ergenlık dönemi, kız ve erkek cinsel organlan, üreme sistemleri, ai- le planlaması, cinsel yolla bulaşan hastahklar gi- bi konular içeren birer broşür dağıtıldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY M Baştarafi 1. Sayfada Harran Ovası deyince akla, çatlamış topraklar ge- lirdi. Şimdi canlanmış topraklar geliyor. Belki şöy- le bir tanım da uygun: Çatlamış topraklardan düşman çatlatan toprakla- ra... 20-25 dakikalık helikopter yolculuğu boyunca 10'u aşkın köprü saydım. Ince kılcal damartan andıran sulama kanallannın yanında, geniş kanallar da var. Küçük çaplı ırmaklar. Göz alabildiğine uzanan tanm alanlannın ortasındaki köylere ulaşmak için bu kü- çük ırmaklann üzerine köprüler yapmak gerekmiş. Toprak renginin açık-koyu tonlanyla tek tip görü- nümüne alıştığımız evlerin bahçelerinde, değişik renkler de dikkati çekiyor. En çok traktör, arada özel araç, tek tük kamyonlar... ••• Bölge insanı henüz deneme aşamasında da olsa yeni ürünlerte tanışmaya başlamış. Bunlann başın- da kivi, soya fasulyesi, ayçiçeği, pirinç, çilek geliyor. Çileğin değişik örneklerini denemişler. Halen üreti- len çilek çeşidi şaşırtıcı: 17... Pamuğu Çukurova'da, Mendereste görmeye alış- mış Urfalılar şimdi Harran'da yetiştiıiyorlar. Bunun da çeşrtlerine kafa yormuşlar, yeni denemelere giriş- mişler: Renkli pamuk... Sansı tamam, sıra ötekilerde... • • • Urfa Karaali bölgesindeki jeotermal enerji kayna- ğı seracılığın önünü açmış. Once valilık işe girişmiş, 10 bin metrekarelik sera için kolları sıvamış. özel ke- simden ortak aramış. Merkezi Mersin'de bulunan bir kuruluş, "vanm" demiş. Fransa'dan metrekaresi 45 dolara özel tip sera malzemesi getirilmiş. 50 bin met- rekarelik, Türkiye'nin en büyük, dünyanın dördüncü büyük tek parça serası inşa edilmiş. Serayı dolaşırken 5-6 çeşit biber saydım. Yılda 10 ay ürün alınryormuş. Almanya'ya kilosu 7 marktan ih- raç ediliyormuş. Seracılığın önünün açılacağını gören Urfalı girişim- ciler, organize sanayi bölgesinde, Fransa'dan ithal edilen malzemenin aynısını üretmeye girişmişler. Metrekaresi yan fiyatına, 22 dolara. ••• Can alıcı soru şu: - Topraktaki canlanma, insana ne ölçüde yansı- yor? Bu soruya tümüyle olumlu örnekler vermek zor. Toprağın değişmeyen yasalan var. Suyla buluşursa, harikalar yaratır. Güneş yardımcı olursa; bu, muci- zeye dönüşür... Aynı şey insan için geçerli değil. Toprağın yüzün- deki mutluluğu insanlann yüzünde bulamadık. Har- ran ilçesindeki resmi törenlerin arka tarafındaki yan ilgisiz yurttaşlarla ayaküstü sohbet ettim. özeti şu: Bin dönüm ve üzerinde toprağı olan on bin aile mutlu. Topraksızlann durumunda ciddi bir değişme yok. Onlar, muhteşem bir sofrayı cam bölme gerisin- den izler gibi Harran'da yaşıyorlar. Bu sosyal dengesiziiğin giderilmesi için çaba har- cayan bir siyasi hareket yok. Güneydoğu'da ilk iki parti, FP ve HADEP. Buna, bu iki parti de dahil. GAP'ın getireceği bereketin paylaşımının önündeki engellerden biri de bu. Zira, FP ve HADEP'liler de böl- ge insanının yaşam biçiminin iyileşmesine yönelik politika izlemek yerine, bölge insanının içinde bulun- duğu dunjmdan oy çıkarmaya yönelik siyaset yapı- yor. • • • GAP Idaresi Başkanlığı'nın bölge insanına yöne- lik projeleri arasında 'ÇokAmaçlı Toplum Merkezle- ri (ÇOTAM)' var. Burada bölge insanına çağdaş ya- şamın öteki renkleri anlatılıyor, öğretiliyor. GAP Baş- kanlığı insanlara yönelik projeleri sivil toplum kuru- luşlanyla ortak yürütmeyi planlamış. Projeler arasın- da GAP'taki çevre sorunları da var. Başkanlık belli başlı çevreci kuruluşlaria temasa geçmiş, "Finansmanı biz karşılayalım, uygulamaya ortak olun" önerisi getirmiş. Olumlu yanrt veren çıkmamış... • • • Harran'da dünyanın en eski üniversitelerinden bi- rinin kahntılan var. Toprağa kanşmış taş yığınlan uza- yıp gidiyor. Bugün, kalıntılann üzerinde, çevresinde hayvan otlatılıyor... 4 FethııDah en büyük tehlike' • Baştarafi 1. Sayfada den ellerini çekmeleri ve "dini ehtine bı- rakmalannı" ıstedı. Yılmaz. camilerde ör- gütlenmeye çalışan Hizbullah'ın 1993- 1994 ydlan arasında 21 imamı şehit etti- ğini bildirdi. Gazeteci-yazar Kurtul Attoğ'un sundu- ğu TRT 1 'de önceki gün yayımlanan Poli- tikanuı Nabzı programmda "Din-sij'aset 3işldd n tartışıldı. Programa konuk oiarak katılan emekii Oramiral Güven Erkaya, 28 Şubat sürecinde Hizbullah'm devlet organ- lanna ve camilere nasıl sızdığı konusunda dönemin başbakanı ve ilgili kurumlara bri- fing verdiklerini belirtti. Batı Çahşma Gru- bu'nun PKK terörü ve irticakonusunda is- tıhbarat topladığını kaydeden Erkaya, "O döoemkrde Refah Partisi, dini siyasete alet etti. Başt>akanhkta tarikat yemekfcri ver- di Başbakan, iftar yemeklerinde tarikat ü- derleri ile bir araya geldi. Siyasi partikr, ta- rikat Bderkri ik görüştûklerinde, o grubun oylannı abfagını dûşûnûyorn dedi. Erka- ya, irticanın cumhuriyetintemeüne dinamit koymaya çalıştığı konusunda uyanlar yap- oklannı vurguladı. TSK'nin elinde dünya çapında başanlı gerüla eğitimi almış güç olduğunu belirten Erkaya, Hizbullah'm da PKK'nin de terör örgütü olduğuna dikkat çekti. Erkaya, bu iki örgütün zaman zaman birbirleriyle cauşma içine girdiklerini be- lirterek şöyle devam etti: "HizbuHah, herkesi sflatüandırarak, ce- maat ohışturarak, düğmeye basüğında ca- milerde silahlı adamlan etrafa çıkarma yöntemini iztemiştir. Yani bu yüzden gizli fah^mak zoTundaydL Kenduıi hazır hisset- üğmden cihat olacalcb. Mezar evler, Hiz- boOah'ui foyasını ortaya çıkanü. PKK ise devletin halkı koruyamayacağt izfenimi ys- ratmaya cahşü." Fethullah Gülen'i büyük tehlike oiarak niteleyen Erkaya, ad vermeden Cumhur- başkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Bülent Ecevit'ı de eleştirerek şu uyanlarda bulundu: u Gûlentteflgüikasetlery«yunlandLKen- dikri tarafindan da itiraf edikli. MTT'in etinde Fethullah Gülen ileflgilibaşka kaset- ler de var. Sayın Cumhurbaşkam, Gü- len'den ödül alıyor. Gükn'in okuDannm ne kadar başanlı olduğu yolunda izlenimkr yaranhyor. 5 yil içindeki hedefleri, 50 üni- vershe ve 500 özel okul kurmak. Bu para- lar nereden geliyor?" Erkaya, yurtlann yeterince denetlenme- diğini savunarak. "YurÜar, mattaka kont- rol edümeli'' dedi. Tüm siyasi partilerin bir araya gelerek dini siyasete alet etmeme ko- nusunda anlaşmaya varmalannı isteyen Er- kaya, partilerinküçük hesaplardan vazgeç- melerini istedi. Prograrrun diğer konuğu Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Hizbul- lah'm camilere "Kuranı Kerim öğretme" adı altında girerek, belirli bir genç kitle oluşturduğunu söyledi. Yılmaz "Girme- meleri için cami kapdannın kilitleri değiş- tirfldL Ancak onlar anahtar yapıp yeniden girdfler.21 görevtimiz şehitoWu" dedi. Tür- kiye'de dini ınançlann baskı altında tutul- ması diye bir şeyin söz konusu olmadığını anlatan Yılmaz, politikacüann da dinden eüni çekmelerini istedi. Yılmaz şu uyan- larda bulundu: "Dini ehline bıraksınlar. Siyasette dinin kuuanüması hem dine hem de ülkeye zarar verir. Bizim görüş bfldireceğimiz konular- da siyasetçiler görnş bOdiriyor. Bıraksuılar da din nefes alsm. Dinin kfeoloji hafine ge- tirimesi, ülkeye zarar verir. Din eğttimi dev- let taraimdan ciddi bir şekOde verflmelidir. OkuMa dinfc flgii temel bilgi w hoşgörü ögretihneüdir- 7 Kim olursan olr Radyo Kent dinle. Sen lconuşursan, s hıc lciıııse 23 Subat'da ozgurlugun sesini dinle Türkiye!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear