23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yerfl MaHar Haftası USİAD Başkanı Kemal Özden, aralık ayının ikinci haftasının Ata- tûrk'ün girişimiyle "YeriiMallarve Tutum Haftası" olarak kurumsal- laştınldığını anımsattı. "Amerikan Malı Satın Al Organizasyonu" Baş- kanı William J. Lynott'un ABD'de açılan kampanyaya ilişkin yazdı- ğı makaleyi de ibret olsun diye göndermiş. Lynott makalesinde ABD vatandaşlarına şu uyarıda bulunuyor: "Ürettiğimiz ürünlerin kendi ül- kemiz içerisindeki satış grafikleri- niarttınhak ve sonucunda bu ürün- leri kaliteli dünya ücünlerihaline ge- tirip trendimizi yükselterek bunla- n dış ülkelere satmak, Amerika 'nın sağlıklı ekonomik döngüsünü sağ- lamamız için gereken en temel şarttır. Şayet, bu şartı yerine ge- tirmezsek, 100 milyar dolariık bir dışsatım gelirimizden vazgeçme- mizgerekmektedir. Bu da milyon- larca Amerikalının işlerini ellerin- den almak, tüm askeri ve sivilya- tınmlan baltalamak, yani Ameri- ka'nın çöküşünü hazırlamak de- mektir." Türkiye'deki Yerli Mallar Hafta- sı ile dalga geçenler, isterierse bu makalenin tam metnini USlAD'dan elde edebilirier. ISIK KANSl Ortüşen değerlendirmelerGerek kimi hükümet sözcülerinin, gerekse MİT Müsteşan Şenkal Ata- sagun'un Kürtçe televizyon yayını yapılmasına ilişkin çıkışlarına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin soğuk baktığı ge- çen hafta Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın yaptığı açıklama ile kesinlik kazandı. TSK, neden böyle birtavır içinde? Eski Harp Akademileri Komutanı emekli Orgeneral Necati Özgen'in Müdafaa-i Hukukgazetesinin 1 Ara- lık tarihli sayısında yayımlanan yazı- sı, sanınz bu soaınun yanıtını veriyor. Özgen yazısında, PKK örgütüne ilişkin sayısal bilgiler veriyor: "Yurtiçinde bölgeyi ve araziyi iyi bilen 500-1000 kişilik küçük gnıplar halinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Halen Kuzey Irak'ta 4500, Iran'da 1000, Suriye'de 50-100 kişi olmak üzere 6300-6500 civannda terörist o/- duğu değertendirilmektedir." Ozgen, örgüt üyelerinin güncel fa- aliyetlerini irdelerken de şu sapta- malara yer veriyor: "Bölücülük hareketinin ana bek- lentisini, silahlı hareketi siyasallaştır- mak ve Türkiye'nin AB'ye girişini teş- vik etmek ve siyasi çözümü AB için- de aramak olarak değerlendirmek gerekir. Dış ve iç destekli bölücülük hareketinin bittiğini düşünmek hata olur." Özetle.. silahlı terörün bitmediği- ni vurgulayan yazının "AB'nin öne sürdüğü koşullardan en ağın Kürtçe eğitimdir" ara başlığının altındaki gö- rüşler de, Avrupa Biriığı ile ilişkiler gün- deme geldiğinde TSK sözcüleri ta- rafından sık sık dile getirilen "üniter yapıya dokundurmayız" temasına bir anlamda açıklık getiriyor: "Ülke bihiğinin temeli dil birliğidir. Kürtçe eğitim hangi seviyede yapı- lacaktır? llköğretim seviyesinde ya- pılırsa üniter devletin sonunun baş- langıcı olur. Türkçe bilmeyecek ve- ya az bilecek bir kişinin vali, subay, hâkim, devlet memuru olarak yur- dun diğer köşelerinde görevyapma- sı ne kadar mümkündür? Kürtçe eği- timin süresi, zamanı, seviyesi, iste- ğe bağlı olup olmaması, verileceği bölgeler iyi düşünülmelldir. Kürtçe eğitim; ülkenin birlik, bera- beriik ve bütünlüğüne vurulacak en büyük zarar olacaktır. Bu bakımdan çok iyi değerlendirilmelidir." Emekli Orgeneral özgen, önerile- rini sıralarken de Kürtçe televizyon konusuna değiniyor: "Kürtçe radyo, TV ve Kürtçe eği- tim talepleri hassasiyetle takip edil- meli, bu konuda kararlı davranılarak taviz verilmemeli (Devlet, kendi eliy- le ülke içinde farklı bir millet yaratsın isteniyor)." Kuşkusuz bu görüşler özgen'in ki- şisel düşünceleri, ama TSK'nin son dönemdeki değerlendirmeleri ile ör- tüşmesi açısından önemli. Genel-iş Sendikası'nın hazırladığı "Avrupa Bihiği ve Emekçiler" başlık- lı kitapçık, AB'ye girildiği takdirde üzerimize dokunulacak sihirli değ- nekle biranda özgürleşeceğimiz, de- mokratikleşeceğimiz yönündeki sav- lara emeğin gözlüğüyle bakıyor. örneğin, AB'nin anayasası olarak nitelendirilen asli hukuk kurallannda, emek ile sermaye arasındaki ilişkile- ri düzenleyen iş hukukuna yönelik ko- nulann "nadiren" düzenlendiği belir- Emeğin AB'ye bakışıtiliyor "Avrupa BiriiğiAnlaşması (ABA) ve Sosyal Politikaya İlişkin Anlaşma (SPİA) asli hukuk kurallannı oluşturan anlaşmalardır. SPİA, çalışmakoşulla- n kavramı içine girmelerine rağmen; ücret, örgütlenme özgürtüğü ve grev konulanna ilişkin düzenlemeleri ça- lışma koşullan kavramı dışında tut- makta, AB'nin bu konularda düzen- leme getirme yetkisi olmadığını ka- bul etmektedir. SPlA'nın4. maddesi- ne göre Avrupa düzeyinde işçiler ile işverenlerarasındaücretler, örgütlen- me hakkı ve grev hakkı konulannda da sözleşme yapma hakkı yoktur. Böyle bir haklan olmadığı gibi, bu yoldan komisyon ve konseyin bu türsözleş- meyi, bağlayıcı bir Avrupa hukukuna dönüştünrıesini de isteyemezler." Genel-lş'in kitapçığında, bu düzen- lemeler ya da bir başka deyişle "dü- zenleme yapamama" hükümlerinin anlamı pek yerinde deyimlerle yo- rumlanmış: "Bu düzenlemeler, eme- ğin Avrupası mücadelesinin kurumsal- laşmasının önlenmesinden başka bir şey değildir. Sermaye bütünleşip ulus- lararasılaşırken sonın yok, emek bir- leşikmücadeleye, uluslararasılaşma- ya kalkarsa sonın var." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL 2000 Yılı SSK En Az ve En Çok Yaşlılık Aylıkları Kasım 2000 için TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yüzde 3.7 (binde otuz yedi) olarak açıklandı. SSK malullük, yaşlılık, dul ve yetim ayhklan artışı, Ocak 2000'den geçerli olarak, Sosyal Güvenlik Reformu Yasası diye tanıtılan, 4447 sayılı yasada yer alan Ek Madde 38 ile TÜFE'ye bağlandı. Maddeye göre SSK'ce bağlanan gelir ve ayhklar "her ay bir önceki aya göre Devlet Istatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel ' yılh "kentsel yerler tüketici fiyatlan endeksi artış oranı kadar arttuılarak belirlenir". Ocak 2000'de başlayan bu uygulama, Aralık 2000'in sonun- da bir yılını tamamlamış olacaktır. Aralık 1999-K.asım 2000 arasını kapsayan TÜFE'ye göre Ocak-Aralık 2000 dönemindeki en az ve en çok SSK yaşlılık aylıklan: SSK (2000 YILI EN AZYAŞLILIK AYLIĞI) ~~ Aytar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazıran Temmuz Ağustos Eylül Ektm Kasım Aralık Toplam Ortalama Artış % % 5.90 % 4.90 %3.70 %2.90 % 2.30 %2.20 % 0.70 %2.20 %2.20 %3.10 %3.10 %3.70 %36.90 %3.08 TL 4.695.810 4.130.005 3.271.385 2.658.929 2.169.961 2.123.354 690.476 2.185.258 2.233.334 3.216.204 3.315.906 4.080.383 34.771.005 2.897.584 Yeni Aylık 84.285.810 88.415.815 91.687.200 94.346.129 96.516.090 98.639.444 99.329.920 101.515.178 103.748.512 106.964.716 110.280.622 114.361.005 1.190.090.438 99.174.203 Sosyal Yar. Zammı 4.690.000 4 690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 56.280.000 4.690.000 Toplam Aylık 88.975.810 93105 815 96 377.200 99 036.129 101.206.090 103.329.444 104.019.920 106.205.178 108.438.512 111.654.716 114.970.622 119.051.005 1.246.370.438 103.864.203 SSK (2000 YILI EN Aylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazıran Temmuz Ağustos Eylül Ekım Kasım Aralık Toplam Ortalama Arbş % %5.90 %4.90 %3.70 %2.90 %2.30 %2.20 %0.70 %2.20 %2.20 % 3.10 % 3.10 %3.70 %36.90 %3.08 TL 9.132.315 8.031.948 6.362.123 5.171.030 4.220.096 4.129.455 1.342.824 4.249.845 4.343.342 6.254.807 6.448.706 7.935.445 67.621.937 5.635.161 ÇOK YAŞLILIK AYLIĞI) Yeni Aylık 163.917.315 171.949.263 178.311.386 183.482.416 187.702.512 191.831.967 193.174.791 197.424.636 201.767.978 208.022.786 214.471.492 222.406.937 2.314.463.481 192.871.957 Sosyal Yar. Zammı 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 4.690.000 56280.000 4.690.000 Toplam Aylık 168.607.315 176.639.263 183.001.386 188.172.416 192.392.512 196.521.967 197.864.791 202.114.636 206.457.978 212.712.786 219.161.492 227.096.937 2.370.743.481 197.561.957 Gevaşlı öğrencilerin isteği Van'ın Gevaş ilçesindeki Atatürk ilköğretim Okulu Mü- dürü Süleyman Aksoy'dan mektup geldi: "Bizler Van'ın Gevaş ilçe- sinde Atatürk llköğretim Oku- lu 'nda eğitim-öğretim yapma- ya çalışan öğretmen ve öğ- rencileriz. Okulumuzdaki araç- gereç eksikliği yüzünden iste- diğimiz eğitim-öğretimi ger- çekleştiremiyoruz. Bilgiçağın- da olmamıza rağmen bu çağı yaşayamıyor ve yaşatamıyo- ruz. Amacımız çocuklanmıza en iyi eğitimi vererek ileri ülke- lerin seviyesine ulaşmak, on- lara iyi bir gelecek sağlamak- tır. Fakat bakanlığımızın ola- naklan sınıriı olduğundan oku- lumuza istediğimiz araç ve ge- reçleri alamıyoruz. Bu konuda duyarlı çevrelerden destek bekliyoruz." Aksoy, okulun gereksinim- lerinin dökümünü yapmış: "Ansiklopedi, öykü kitapla- n, kırtasiye, video-televizyon, tepegöz-slayt makinesi- foto- kopi makinesi; bilgisayar, elekt- ronik daktilo, inşaat boyası, bayrak, laboratuvar malzeme- si, bando malzemesi, giysi; er- kek-kız takımı için eşofman, forma, şort, çorap; voleybol, basket ve futbol kale filesi; cimnastik kasası ve minderi." Gevaşlı çocukların gözleri yollarda... Sizden gelecekleri bekliyoriar! KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakCa turk.net « •': htp yA£A//zlt/£. HARBt SEMİH POROY semihporoyo yahoo.com rfrr BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇÎ Yanı şirndi, rmıhalifleri hücreyc Itûyacat yer açabtimefc için kit'iUer'ı aramjza mı KEDt LEVO APTVLİKA İLAN T.C. ; ' ^ ? SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/845 Davacı Selma Erkıran vekili Av. Hikmet Epözdemir tarafın- dan açılan gaiplik davasında; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi, muris Mehmet Erkıran'm 1998 yılında çalışmak üzere önce Istan- bul'a daha sonra Adapazan'na geldiğini, inşaatlarda işçi ola- rak çalıştığını, 17.08.1999 tarihindeki depremden sonra eşinin Mehmet Erkıran'dan haber alamadığım, depremde ölüp toplu mezarlara gömüldüğü kuşkıısunu taşıdıklannı, depremden bir yılı aşkın süre geçtiğinden gaiplığine karar verilmesini istemiş olmakla; Diyarbakır ili Lice ilçesi Kelvan Mah. C.05/02, K. 78, S. No: 23'te kayıth Mehmet Tahiroğlu Meyase'den olma 01.01.1948 D.lu Mehmet Erkıran'ı tanıyan, yerini bilen, bu kişiden habe- ri olanlann (bir sene) içersinde Sakarya 2. Asliye Hukuk Mah- kemesi'nin 2000/845 esas sayılı dosyasına haber vermeleri ilanolunur. 23.11.2000 v . ,-.; Basın: 74733 LOZAN L.A/21 G-İPİYOfZfMJŞ. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Araltk SOLZENITS/N DOGÜU 1S18'O£ 8U6ÜAİ, ÛNLÜ SSCB'Lİ KOMAKICI ALâKSAHOR. SOL- ZBUİTSİN, KAFKASYA'DA DO6DU. İYİ BİR ÖGBENİM GÖHeC€) OUW SOLZENİTSİN,E. DÜNYA SAVAŞl'UM SU8AY OLAKAJC ILBfii HATIARM ÇAKfiŞACAK, ANCAte, İ34S'TB STAlİAl'l BLEŞTİREM BİR MEKTU8U H£DEHiyL£ B r/L fCADAH HA- PİSJE VESİBİRYA'M SÜISGÜNPE &UACAKT7R. SERBSST BtflAKJLtHKmN S&MB4 rAZMAYA BAŞLAYAhl SOC2E- MİSTİ», ÖZGÜRLÜK tZAVEAMi İÇIM MÛCAOELB EDECEK, BU PA, YAP/rLA&AJ/N ÇO&UNUU ÜUCESİNPS yA - ytMLANAMAMASIHA NBPCM ÛLAC/\ICnl?.BAT1PA BASILAN ROMAMIAR/YIA 197O 'T£ NOBEl. ÖDÜLÜNÜ KA2AMACAK, BUNU 1974- 'TE ÜUiESİMİN VATAUPAÇUĞ'MDAM ÇJKA- RJLMASI İ2LJyEC£/Oİ£.. Sa§4a, gacJkmif fjoktltdâtü firmmdt., YAKLAŞIM HIFZI TOPUZ Globalleşmenin Hedefi Şimdi de Milli Eğitim UNESCO'da eğitim sektöründen sorumlu Ge- nel Müdür Yardımcısı Jacques Hallak'ın geçen- lerde açıkladığına göre globalleşme şimdi de mil- li eğitime el atıyor. Çünkü dünyada heryıl milli eği- time harcanan paraların tutarı iki trilyon dolar. Bu hiç de küçümsenecek bir pazar değil. İki tril- yon dolar dünya gelirlerinin 20'de birini oluşturu- yor. Çokuluslu ortaklıklar bu paraya göz dikmiş durumdalar. Çünkü bu paranın ancak beşte biri özel sektöre gidiyor. Yani, kamu sektörünün elin- de her yıl bir trilyon 600 milyon dolar var. Global- leşmenin hedefi, bu parayı kamusal kuruluşlar- dan alıp özel sektöre devretmek. Anlaşılıyor mu şimdi özel girişimcilerin okullan ve okul kitaplan- nı ele geçirmek için verdikleri savaşımın önemi? Bütün okulları ve üniversiteleri özelleştirmek ve kitap basımını tümüyle özel sektöre devretmek için basıyorlar yaygarayı. Devlet okullarının genelde kötü yönetilmesi, öğretmen aylıklarının düşüklüğü özel sektörün ve çokuluslu ortaklıkların ekmeğine yağ sürüyor. En nitelikli hocaları onlar ele geçirmeye çalışıyorlar. Başan oranı onlarda daha yüksek. İyi de.. ya öğ- renim masraflan? Bunları karşılamak için ya çok varlıklı olmak ya da çok büyük sıkıntılara katlan- mak gerek. Parayı veremeyen okuyamıyor. Eği- tim varlıklı kişilerin tekeline giriyor. Bu tabii onla- rın umurunda değil. Büyük Fransız devrimcisi Darrton ne demiş? "Ek- mekten sonra halkın ilk gereksinimi eğitimdir" de- miş. Ama o zaman bunun bir gün nasıl bir para işi olacağını düşünmemiş. Globalleşme yandaş- lan bugün eğitimi, sağlıktan sonra ele geçirilme- si gereken son kale olarak görüyorlar. Azgelişmiş ülkelerde bile türlü olanaksızlıklar içinde yapılmış okulların özel sektöre devredilmesi için çalışma- lar var. Düşen kalelerin başında Fildişi Kıyısı yer alıyor: Ortaöğretim okullarının yüzde 6O'ı özel- leştirilmiş durumda. Onlann gücüyle okul, ekonomi hizmetinde bir makineye dönüşüyor. Kamusal eğitimin bile he- deflerini ve yöntemlerini onlar saptıyorlar. Pat- ronlar eğitimle pazar ekonomisi arasındaki ilişki- nin geliştirilmesine çalışıyorlar. Onlara göre eği- tim, yarınların uysal personel kadrolarını yetiştir- mek için en güçlü araçtır. Bu yeni tür eğitim, iş- levselliğe dayanıyor. Orada genel kültür dersleri- ne yer yok. Gençlere dünya görüşü verilmiyor. öğ- rencileryalnız kendi çevrelerini tanıyorlar. Dünya sorunları onları pek ilgilendirmiyor. UNESCO istatistiklerine göre 1950'de bütün dünyadaki okullarda ve üniversitelerde okuyan öğ- renci sayısı 250 milyonmuş. Bugün bu sayı yak- laşık 1 milyar 300 milyon. Yalnız yükseköğretimdeki öğrenci sayısı aynı sü- rede 6.5 milyondan 90 milyona yükselmiş. Çokuluslu ortaklıklar bunu yeni bir pazar ola- rak görüyortar. Kamu kesimindeki eğitim bütçeterirtdöki artış hiç yok denecek düzeyde. Özel sektördekî har- camalar ise yüzde 8-24 oranında artmış. Yani, dev- let bütçesindeki paralar hep aynı, özel sektörde ise gittikçe artıyor. Liberal ekonomiyi savunanlar devletin düzen- lediği eğitimin düşük nitelikte olduğunu, çağını yi- tirdiğini ve günün koşullanna uymadığını öne sü- rüyorlar. Bu görüşün doğru yanları olabilir, ama çare, devletin bedavaya ya da çok ucuza sağla- dığı kamu hizmetinden vazgeçmesi değil, eğiti- me yeni bir düzen vermesi olmalıdır. Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı bır- kaç hafta önce Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı bir konuşmada Dünya Bankası'nın hazırlamış oldu- ğu 300 milyon dolarlık bir eğitim projesinden söz ettikten sonra, "Türkiye'deyılda 100 milyon civa- nnda ders kitabı basılır. Bu, sömürünün çok bü- yük döndüğü bir alandır" diyordu. Işte bütün dünyada sömürüye açık bir alan. Yine Mustafa Gazalcf nın belirttiğine göre son yıllarda eğitime bütçeden ayrılan pay yüzde 14'ten yüzde 7'ye düşmüştür. Bunun da yüzde 80'i maaşlara gitmektedir. Demek ki, biz ne yapıyoruz? özel sektörün ve globalleşmenin Türkiye'de egemen olması ve sö- mürü düzeninin geliştirilmesi için elimizden ge- leni yapıyoruz. Eğitimde özel sektöre, çokuluslu ortaklıklara ve globalleşmenin yeni patronlanna hoş geldin deriz. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAıNSAĞA: 1/Işık açıp ka- pamakyoluyla işaretler vere- 2 rek anlaşmayı 3 sağlayan aygıt. 2/ Asya'da bir göl... Acıklı. 3/ Yeniçerilerin giydikleri üst- lük... Yapma. etme. 4/ Kesi- len ağacın yer- „ de kalan kütük dibi. 5/ Hintkenevirin- den elde edilen uyuş- 1 turucu madde... Rüz- 2 gâr. 6/"Geçme namert 3 köprûsûnden — apar- . sınsuseni"(Diyarba- kırhSaitPaşa)...Hile. düzen. II Kayak... Anadoluhalklannınen eski ana tannçası...Tü- 8 mör. 8/ Muğla'nın bir 9 ilçesi... Alman faşisti. 9/ Canlı hücrelerin ana mad- desini oluşturan, karmaşık yapılı doğal madde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sıcakhğa ve kimyasal etkilere dayanıklı bir tür cam. 2/ Karakter... Bir gözü kör olan. 3/ Bir inceleme so- nucunu içeren yazı... Uluslararası Çalışma Örgü- tü'nün simgesi. 4/ Sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan... "Kırmızı bir — oluyorsoluğum" (Cemal Süreya). 5/ Asurlular tarafından kurulan ti- caret kolonilerine venlen ad. 6/ Adın durum ekle- rinden biri... Halk edebiyatmın en yaygın şiir türü. 7/ Hz. Muhammed'in aile üyelerine verilen ad... En kısa zaman süresi. 8/ Dar, uzun ve hafif bir yanş ka- yığı... Divan şiirinin ölçüsü. 9/ Avrupalılann Çin devlet memurlanna verdikleri ad.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear