23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2000 CUMA 8 DIZI SSK Gerçeğiya da Sosyal Güvenlik 'Reformu 'nun PerdeArkası Bireysel sigorta çıkarlanmıza aykırıDr. ALİRIZA ÜÇER / Dr. CtHAT OĞAN -3- TBMM'nin gündeminde olan ve önümüzdeki ya- sama döneminde yasalaştınlması hedeflenen Sos- yal Güvenlik Reformu ile sosyal sağlık sigortasın- dan vazgeçilerek bireysel-özel sağlık sigortacılığı- na geçilmesinin yolu açıtmaktardır. Bireysel sağlık sigortacılığınm yaygınlaşmasıyla ne rür gelişmeler olacağını, bu iki sigorta modeli arasındaki temel farklar göz önüne sermektedir. (Bakınız tablo) Sosyal sağlık sigortası modelinin terk edilerek sağlık hizmetlerinden satın alma gücü oranında ya- rarlanıldığı, yani bu hizmetlerin metalaştınldığı bi- reysel- özel sağlık sigortacılığına geçişin temelinde sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın sürekli art- rnası ve yalnızca gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de bu harcamalann ekonomi üze- rinde ağır bir yük oluşturmaya başlaması vardır. Ka- pitalizmin süregelen küresel ekonomik krizini aş- mak için başvurulan kısıtlayıcı önlemler yalnızca sağlık ve sosyal güvenlik alanına yönelmemiş, tümüy- le devletin sosyal kimliğini hedef almıştır. Bu önlemlerin asıl amacı ulusötesi sermayenin kârlılığını ençoklaştırmaktır. Sağlık ve sosyal gü- venlik alanlannda uygulanan önlemlerle hem ulu- sal bütçeden emeğin yeniden üretimi için aynlan kaynaklar en aza indirilerek sağlanan birikimler ulu- sötesi sermayenin gereksinimlerine yönlendirile- cek hem de emeğin toplumsal maliyeti azaltılırken, bu amaçla üretilen hizmetler de ulusötesi serma- ye için verimli bir yatınm alanına dönüştürülecek- tir(l). Sağlık ve sosyal güvenlik hızmetlerinde kriz so- nmu tartışılırken öncelikle harcamalardaki artışın nedenleri ve yapılan toplam harcamanm gereksini- mi karşılamaya gerçekten yeterli olup olmadığı, ya- ni bu harcamalann doğası irdelenmeli, sonra da su- nu ile istem arasında hangi evrensel ilkeler temelin- de uzlaşma aranacağı ve bu ilkeler ile toplumsal ger- çeklik arasında nasıl uvum sağlanacağı belirlenme- lidir. Sağhk hareamalan neden arhyor? Sağlık harcamalannın özellıkle Ikinci Dünya Sa- vaşı'ndan sonra hızlanarak arttığı ve ekonomik kri- zin derinleşmesiyle birlikte uygulamaya sokulan eko- nomik önlemlere rağmen artış hızınm yavaşlamadı- ğı bilinmektedir. Harcama artışının görünür neden- leri şunlardır: • Gercek gelirler ve dolayısıyla bu gelirlerden sağ- hğa aynlan pay artmıştır. Sanayinin gelişmesiyle kentleşme ve hizmet kul- lanımı artmıştır. • Beklenen yaşam süresi arttıkça kişi başına tü- ketilen sağlık hizmeti de artmıştır. • Etkili tanı yöntemlerinın gelişmesiyle hasta ve hastahk sayısı artmıştır. • Tüketim toplumunun yaşama alışkanlıklanyla yakmdan ılışkıli ve dışsal etmenlere bağlı hastahkmor- biditeleri hemen tüm yaş gruplannda artmaya baş- lamıştır. • Etkili tanı yöntemleri kullanılmadan hastalıkla- raıa doğru tanı konulamayacağı inancının hastalar ara- sında yaygmlaşmasına yol açan kültürel değişim ta- nı maliyetlerini arttırmıştır. • Tanı yöntemleri etkilileştikçe kesin tanı arayı- şında olan hekimler de bu yöntemleri yaygın olarak kullanmaya yönelmiş ve istem ile sununun buluşma- sı tanı maliyetlerini arttırmıştır. • Etkili tanı yöntemleri sayesinde erken tanı ko- nulabilmesi, tedavi olanaklannı arttırdığı gibi kro- nik hastalıklarda tedavi süresinin uzamasına yol aç- mıştır. Ancak, etkili tanı yöntemlennin geliştirilme- sinde sağlanan başan, tedavi yöntemlerinın gelişti- rilmesınde başanlamamıştır. Bu sonuç hastalık ma- liyetlerini arttırmıştır. • Hastane hizmetlerinin ayakta tedavi hizmetleri- ne yeğlenmesi hastalıklara yapılan toplam harcama- yı artnrmıştır. Aynca, etkili tedavi yöntemi gelişti- rilemeyen ve nüfusun yaşlanması nedeniyle artan kronık hastalıklarda en pahalı hizmet türü olan has- tane bakımı bir zorunluluk olarak öncelik kazanmış- tır. • Beklenen yaşam süresinin artması yaşama umu- dunu ve buna bağlı olarak sınırsız sağlık hizmeti is- temini arttırmıştır. Sağlık harcamalannın artacağını haber veren de- ğişimler yaşanıyorken tüketim toplumunun o dö- nemdekı gereksinimlen öyle gerektirdığı için daha ucuz ve etkili olan koruyucu sağlık hizmetleri yerine daha pahab ve verimsiz olan tedavi edici hizmetlerin geiiştirilmesine öncelik verilmiştir (2). Asıl sorun harcamalar nudır? Sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın önlene- meyen artışı, hemen her ülkede. özellikle de sosyal devletin sağladığı haklardan gerçekten yararlanmış olan gelişmiş demokrasilerde yükselen protestolara rağmen kararlılıkla uygulanan kısıtlayıcı önlemlerin gerekçesi olarak gösterilmiştir. Süregelen ekonomik bunalım koşullannda, gelişmiş sanayi ülkeleri için bile ağır yük oluşturan bu harcamalann uygulanan makro ve mikro ekonomik önlemlere rağmen artma eğilimini sürdürdüğü de bilinmektedir. Öte yandan, uygulanan önlemlerle harcamalar azaltılamadığı gibi, sunulan hizmetlerden yararlan- ma olanaklan da nitel ve nicel anlamda sınırlanmış- üz Bu sonuç protestolan yoğunlaştırdığı gibi, har- cama artışıyİa birlikte ele almması gereken ve aslın- da sorunun özünü oluşturan asıl konulann, yani sağ- lık ve sosyal güvenlik haklannı tanımlayan temel il- kelerin ve sağlık hakkının sosyal güvenlik sistemi- nin kapsadığı diğer haklardan farklılıklannın tartı- şılması için kışkırtıcı bir toplumsal iklim yaratmış- tır. Bu tarnşma kaçmılmaz olarak harcamalann azal- tılması için alınan önlemlerin özünü oluşturan bir so- ruya; sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinin meta- laştınlıp metalaştınlamayacağı sorusuna yanıt aran- masmda düğümlenmiştir. Her iki olumsuzluk da, yaşadığımız süreçte, dev- letin sosyal kimliğine ve bu kimliği tanımlayan hiz- metlerin doğasına yüklenmiştir. Böylece, hem dev- letin sosyal kimliğinden anndınlması girişimlerine gerekçe oluşturulmuş hem de olumsuzluklann asıl sorumlusu olan tüketim toplumu ideolojisi aklan- maya çalışılmıştır. Oysa, tüketim toplumu ideolojisine tutsak olan in- san sağlığma yabancılaşmış. sağlığının sürekliliği- nin sağlanmasını tıp hızmetine yüklemiş; niçin has- talandığını ise, ya sorgulamamış ya da tıp hizmeti- nin belirlediği alanda sorgulamıştır.Bugün sağlık hizmetlerinde yaşanan kriz, kısa dönemde insan ya- şamını bile vurgun alanına dönüştürmeyi başaran kapitalizmin, altından kalkılamayacak sağlık harca- • Sosyal sağlık sigortası modelinin terk edilerek sağlık hizmetlerinden saün alma gücü oranında yararlanıldığı, yani bu hizmetlerin metalaştınldığı bireysel- özel sağlık sigortacılığına geçişin temelinde sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın sürekli artması ve yalnızca gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de bu harcamalann ekonomi üzerinde ağır bir yük oluşturmaya başlaması vardır. Kapitalizmin süregelen küresel ekonomik krizini aşmak için başvurulan kısıtlayıcı önlemler yalnızca sağlık ve sosyal güvenlik alanına yönelmemiş, tümüyle devletin sosyal kimliğini hedef almıştır. malannda somutlaşan mutlak gelecekle beklenenden erken bir dönemde ve küresel ekonomik bunalımın derinleştiği koşullarda yüzleşmek zorunda kalması- mn ürünüdür. Sağlık harcamalannm önlenemez bir biçimde artması ekonomik bunahma giren tüketim toplumunu bir ikilemle karşı karşıya bırakmıştır. Bu süreçte tüketim toplumunun bir iç çelişkisi olarak bi- reysel bir temel hakka ve toplumsal bir kazamma dö- nüşen ve gereksinimi olana gereksindiği kadar su- nulacağına söz verilen ve bir dönem sınırsız tüketi- lebilen sağlık hizmetlerine aynlan kaynaklar sınır- sız olarak arttınlabilecek midir? Yoksa, ekonomik bu- nalıma yanıt olarak sağlık hakkından vazgeçilecek ya da bu hak sınırlanacak mıdır? Insan odaklı bir değerlendirme yapıldığında heriki soru da olumlu olarak yamtlanamaz. Sağlık harca- bireyin doyumu, en az maliyetle ençoklaştınlmalı- dır. Dinamik verimlilık değerlendirmeleri, sağlık kaynaklannm üretkenlığini geliştirecek örgütlenme biçimlerinin ve teknoloji kullanımının araştınlması- nı içerir. Sağlık 'çıkülannT iyileştirmenin en verim- li yollannı araştıran hükümetlerin, sağlık hizmetle- rine daha fazla kaynak aktanrken, bunlann daha ve- rimli olan diğer alanlardan aktanlan kaynaklar olup olmadığuıı değerlendirmeleri gerekir. 3. Eşitlik temel alınmalıdır: Bireyin ve toplumun daha da smırlanamayacak en uygun sağlık hizmetin- den yararlanması ve bu hizmetin gelir düzeyinden ön- ce, sağlık hizmeti gereksinimi temelinde sunulması gerekir (3). Oysa, tüketim toplumu son yirmi yıldır bu ikile- minortadan kaldınlmasında kolay yolu seçmiş; sağ- > SK'nin tasfıyesinin yol açacağı en önemli sorun, sigortahlann, başta ilaç hareamalan olmak üzere tüm sağlık harcamalannın, toplu pazarlık gücünün yitirilmesi ve kurum içinde hizmet üretiminin sona ermesi nedeniyle 3-4 kat artacak olmasıdır. Bu gelişmeye paralel olarak sigortahlann tıbbi teknoloji ve tıbbi malzeme tüketim hareamalan da artacaktır. Bu durum; ilaç, tıbbi teknoloji ve tıbbi malzeme harcamalarında kamusal kaynaklann savurganca tüketihnsini arttıracak, ancak ulusötesi ilaç, tıbbi teknoloji tekelleri ve bunlarla bağlantılı pazarlama şirketlerinin kârlanna kâr katmasına yol açacaktrr. Özel ve Sosyal Sağlık Sigortasının ideolojik ve EKonomik Önermeleri Konu Kişisel Sorumluluk Sıgortacı Sorumluluğu Eşitlik Hakkanıyet Risk Havuzu Katılma Prim Düzenlemesi Özel Sağlık Sigortası Birey, sağlık risklerini ve sıgor- taiının ne işe yarayacağını değer- lendirmek için gereklı bilgilere sahıptir. Sıgortacı her sigortalıya, öde- nen pnm karşılığında önceden belırlenmış hizmet paketinı sun- makla yükümlüdür Hem pnm hem de hizmet paketı sözleşme boyunca değıştınlemez. Eşıtiık ve hakkanıyet, sigortaa her sigortalıya satın aldığı paketın karşılığını tumü ile sağladığında gerçekleşr Burada odak nokta- sı sıgortacılar ile sigortalılar ara- sındaki ılışkidır. Stnıriı sayida, benzer ama ılişkı- li oftnayanrisktenoluşur; ancak kötü nskler havuz dışmda bıra- kıiabılir. A Isteğe bağlıdır. Mem sigortalı hem de sıgortacı kendıterine gö- re pazaritk yapma özgürlüğüne sahıptir. Sigortalı prim ödeyip ödememe, sıgortacı da sigorta- tayp sigortalamama hakkma sa- hiptir. Primler sigortalının sıgortalan- dığı riske ne ölçüde maruz kal- ma olasılığı bulunduğuna göre belırienır. "Risk oram" farklı kı- şilenn sağlamak istediklen yara- ra göre farktı prim ödemelerinı ge- rektirir. Sosyal Sağlık Sigortası Ortalama yurttaş, çoğunluğu oluşturan yurttaş grubunu tem- sil eder Grup guçlendıkçe, or- tak nskı değerlendirmesı ıçın ge- rekli bilgilere ulaşma ve sağlık si- gortasının yeniden dağıtım sağ- lama etkisını iyıleştirme gücü de artar. Sıgortacı tum üyelerine standart bir hemet paketı sunar. Paket si- gortalının sıgortalandığı tarıhe bakılmaksızın zaman ıçınde de- ğışıkliğe uğrayabılir. I Eşitlik: tum sıgortalılar, sıgorta- landıklan tanhte ödedıklen pn- me bakılmaksızın aynı yardım paketınden yararlandıklan ölçü- de sağlanır. Burada odak nok- tası sıgortalılar arası ılişkilerdir. Sıgortalılann tümünün ortak ris- ki paylaşması bir ulusal sorum- luluk gibi görülür. Zorunludur; bireylerın risklere karşı korunması ve nskler karşı- sında eşit muamele görmeleri evrensel bir ılkedır. Sigorta, kö- tü riskleri dışlayamaz. Katkı olarak tanımlanan primler üyejer arasmdakı karşalıklı yardvn- laşmanın gereğı olarak, daya- nışma temeline oturur ve gelirin sabrt bır yüzdesi üzennden he- saplanır. Bu gelir oranında biçi- minde tanımlanır. Kaynak: internatioDal Social Security Rewiew, Vol. 53, No: 2, April-June 2000, Reformlng health insurance: A question of principles. s. 50. malannı sınırsız bir biçimde arthrmak gerçekçi ol- madığı gibi gerekli de değildir. Gerekli olan, bireyin ve toplumun sınırsız değil etkili bir sağlık hizmetin- den yararlanmasmı sağlayacak yeterli harcamanın ko- şuUannı yaratabilmektir. Oysatersi olmuş, TBMM'nin gündeminde olan Sosyal Güvenlik Reformu paketi ile de somutlaştığı gibi verilen sözlerin tutulması bir yana, kazanılmış haklann geri almması gündeme gelmiştir. Çözüm önertteri 1. Makroekonomik maliyet denetlenmelidir: Sağ- lık hizmetlerine gayri safı yurtiçi hasıladan 'en uy- gun' pay aynlmalıdır. Sağlık harcamalannın makro- ekonomik verimliliği, bu harcamalardaki marjinal ar- tışla sağlanan kazanımlann toplumsal değerinin, di- ğer harcamalardaki marjinal artışla sağlanabilen ka- zanımlann değeriyle karşılaştmknası temelinde sap- tanır. 2. Mikroekonomik etkililik ve verimlilik sağlan- malıdır: Hizmet kalitesi ve bu hizmetten yararlanan lık harcamalannın kısıtlanmasını amaçlayan makro ve mikroekonomik önlemler almakla yetinmiştir. Kı- saca, muayene ücretleri ile ve sağlık mal ve hizmet- lerinin denetimi, maliyet paylaşımı, sağlık hizmeti sunumunun denetimi, bütçe kısıtlamalan, hizmet sektöründe iç rekabetin arttınlması başlıklan altın- da sıruflandırabileceğimiz bu önlemler harcamala- nn aynı hızla artmasını önleyemediği gibi, hizmet ka- litesini azaltarak sağlık hakkının kullanılmasını da sınırlamıştu'. Sonuç olarak, bu önlemler ikilemi or- tadan kaldırmadığı gibi, derinleştirmiş ve sorunun asıl boyutunun, yani sağlık hakkının doğasınm ve sos- yal güvenlik sistemi tarafindan korunan diğer hak- lardan farklıhklan gündeme taşımıştır. Sağlık hakkını farkhlaşnran özellikler Sağlık hizmetleri ile ilgili tartışmalann özünde iki sorunun öne çıktığı görülür: • Birincisi, sağlık hizmetlerinin nesnesi olan sağ- lık hakkının sosyal güvenlik sistemi tarafindan ko- runan diğer haklardan farklı olup olmadığı ya da bu hakkı diğer haklardan ayıran temel niteliklerin han- gileri olduğudur. • Ancak birinci sorun ile ilişkili olarak ele alına- bilecek ikincisi ise, sağlık hizmetlerinin ve bu hiz- metlerin nesnesini oluşturan sağlığın, diğer sosyal gü- venlik hizmetleri ya da bu hizmetlerin nesneleri gi- bi metalaştınlıp metalaştınlamayacağı ya da başka bir anlatımla, bu hizmet türünde üretimin, sununun ve dağıtımın piyasa kurallanna göre düzenlenip dü- zenlenemeyeceğidir. Birinci sorunun önemini arttı- ran da, ikinci sorunun çözümünü doğrudan belirli- yor ohnasıdır. Çözümleyici nitelik taşıyan ilk sorun iki boyutta ele alınmalıdır: Birincisi, sağlık hakkı, sosyal güvenlik sistemi ta- rafindan korunan bir hak olmakla birlikte, sistemin koruduğu diğer haklann kullanılabilmesi için de bir önkoşuldur. Sağlıksız bir insanın çahşma hakkının ve dolayısıyla, çalışması karşılığında kazanacağı di- ğer haklann korunabilmesı de olanaksızdır. İkincisi, sağlıksızlığın ve sağlıksızlığı yaratan ko- şullann, söz konusu sağlık sorununun niteligine gö- re değişen düzeylerde geri döndürülemez nitelikte ol- malandır. Bu iki özellik, sağlığın diğer haklardan fark- lı bir temel hak olarak ele alınması gerektiğini ve di- ğer haklar ekonomik kaynaklarla kolayca ilişkilen- dirilebilirken, sağlığın niçin bu tür bir ilişkinin nes- nesine dönüştürülemeyeceğini açıkça göstermekte- dir. Gerçekten, sosyal güvenlik sisteminin korudu- ğu diğer haklann kullanılabilirliği ile ekonomik ko- şullar arasında doğrudan ilişki kurulabümekte; bu hak- lann kullanılması için kaynak aynlmasında esnek davranılabilmekte, bu esneklik haklann kullanım düzeyine de kolayca yansıtılabilmektedir. Özellikle ekonomik bunalım dönemlerinde, bu esnekliğin ürü- nü olan kaynak kısıtlamalan ilk önlem olarak öne sü- rülebilmektedir. Dolayısıyla bu haklann ekonomik durum ile uyumlu düzenlemelerin hedefi olması da, büyük toplumsal sıkınölar yaratsa bile, olağan kar- şılanabilmektedir. Oysa, sağlık hakkı tarihsel geli- şim sürecinde böylesi bir esnekliğin konusu olmak- tan giderek uzaklaşmış ve önce yaşama hakkım, son- ra da çalışma hakkını tanımlayan bir nitelik kazan- mıştır. Sosyal devlet döneminde, bir temel hakka dö- nüşen sağlıklı yaşama ve çalışma hakkının kapsamı, çalışma hakkının kullanılmasıyla kazanılan diğer haklann katılımı ile genişlemiştir. Sağlığın sosyal güvenlik sistemi tarafindan koru- nan diğer haklardan farklılıklannı ve sağlık bakım hizmetlerinin diğer haklann korunmasını amaçla- yan hizmetler gibi metalaştınlmasının olanaklı olup olmadığını tartışmaya açan da, yeni liberal önlem- ler ile hızlanan ve giderek somutlaşan bu süreçtir. Sağlık hakkını bireysel bir temel hakka ve toplum- sal bir kazanıma dönüştüren, bu hakkın ve bu kaza- nımın korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan sağlık bakım hizmetlerinin evrensel ilkelere dayan- dınlmasını gerektiren de, hangi gerekçe ile olursa ol* •- sun göz ardı edilmemesi gereken bu özellikleridır. Sonuç Sorunun boyutiannın tanımlanması sürecine su- nu, istem, gereksinim, kâr, verimlilik, maliyet, yarar gibi, temel kavramlar ile sınıriı bir çerçevede katılan ekonominin tümü ile toplumsallaşan, yani siyasile- şen bu soruna, alana özgü matematiksel hesaplama- lann ardına saklanarak açıklama getirmekte yeter- siz kaldığı; sorunun aslında bu matematiksel ilişki- lerin ardına gizlenmiş üretim ilişkileri ve toplumsal ilişkiler açıklandığı ölçüde tanımlanabileceği; bu açıklamamn da ekonominin ve siyaset biliminin de- ğil, ekonomi-politiğin görevi olduğu anlaşılmıştır. Bunun için sorunu nbbın sınıriı olanaklanyla çöz- meye çalışmamak, ama farklı bir yol ararken ekono- minin işlem ve grafiklerden oluşmuş ve olaylann basitleştirilmiş bir matematiksel tanımından öteye git- meyen kapsamına ya da göreli siyasi değerlendirme- lerin sığhğına saplanmamak ve bu matematiksel gös- terimlerin ardına gizlenmiş toplumsal, yapısal, bilim- sel, felsefi ilişkileri kavramak; yani ekonomi-politi- ği araç olarak kullanabilmek gerekmektedir. Bu sonuç bir anlamda da toplumsal siyasa konu- su olan sorunlarda, sorunun nedenlerine tüketim top- lumunun yaptığı gibi, doğrudan ekonomik tepki ile, yani harcamalann sımrlanmasını amaçlayan önlem- ler alarak yamt vermek yerine, olası tüm çözüm öne- rilerinin ortaya koyulması ve taraflann üzerinde uz- laşacaklan bir ortak çıkış yolunun bulunması gerek- tiğini de bir kez daha doğrulamaktadır. TBMM'nin gündemindeki Sosyal Güvenlik Yasa- sı'nın bu çerçevede ele alınması yaşamsal bir önem taşımaktadır. Sağlık harcamalannın altından kalkı- lamayacak bir ölçüde arttığı gerekçesiyle sosyal sağ- lık sigortacılığından bireysel sigortacılığa geçişin tutarlı bir gerekçesi yoktur. Sosyal güvenlik kurum- lannın yol açtığı iddia edilen 'kara detikler' ve dev- letin bu alandaki yükümlülüklennden çekilmesini amaçlayan özel-bire>'sei sağlık sigortasımn yaygın- laştınlması çabalanyla ilgili kurumlann verilen ör- tüşmemektedir. Tüm olumsuz koşullara rağmen SSK'nin böyle- sine düşük maliyetlerle hizmet sunmaya devam ede- bihnesi çarpıcıdır. SSK'nin tasfıyesinin yol açacağı en önemli sorun, sigortahlann, başta ilaç hareama- lan olmak üzere tüm sağlık harcamalannın, toplu pa- zarlık gücünün yitirilmesi ve kurum içinde hizmet üretiminin sona ermesi nedeniyle 3-4 kat artacak ol- masıdır. Bugelişmeye paralel olarak sigortalılann tıb- bi teknoloji ve tıbbi malzeme tüketim harcamalan da artacaktır. Bu durum; ilaç, tıbbi teknoloji ve nbbi mal- zeme harcamalannda kamusal kaynaklann savur- ganca tüketilmesinı arttıracak, ancak ulusötesi ilaç, tıbbi teknoloji tekelleri ve bunlarla bağlantılı pazar- lama şirketlerinin kârlanna kâr katmasına yol aça- caktır. Başta SSK olmak üzere sosyal güvenlik kurum- lannın tasfıyesinin yol açacağı en önemli sakınca ise yeterince kullanılamasa bile bireysel bir temel hak ve toplumsal bir kazanım olan sağlık ve sosyal gü- venlik haklanmn alabildiğince sınırlandınlması ve ardmdan yitirilmesi olacaktır. Özetle, sosyal güven- lik kurumlannın tasfıye edilerek bireysel sigortacı- lığın yolunun açılması ulusal çıkarianmıza aykın bir gelişmedir. (l)Piyal, B., "Sağlık Hizmetlerinde Knzın Ekonomi Po- lıtıgi, Bihm ve Otopya, Aıalık 1998 (2)Piyal, B.,' 'Sağbk Hizmetlerinde Knz'', Medikal Trend, Mart 1999, Sayı 7, s.50 (3)Avrupa'da Sosyal Koruma "Degişim ve Sorunlar", ETUC-ETU1 Konferansı, 7-8 Kasım 1996 Brûksel, Derleyen- ler: Alessandra Bosco, Martın Hutsebaut, Tûrk Harb Iş Sen- dikası Yay., Aralık 1998, Ankara, s.320 Bftti BİRBAKIMA SERVER TANİLLİ tetanburda 'AkanZaman / ... Ziyaretler, söyleşiler, geziler... Istanbul'daki sayılı günlerim, daha çok bunlar ara- sında bölünmüş durumda. Biraz koşuşturma ni- teliğini de taşısa, birinden ötekine geçiyorum. Kısa süreli bir gelişin mutlulukları bunlar... • 24 Kasım'da Melih Cevdet Anday'ı ziyarete git- tim. Şimdi Büyükada'ya taşınmış. Göztepe'de otur- duğum için, oraya gitmek zor olmadı. Aradığım bir şeydi de adaları görmek; en azından birinde de bir- kaç saat geçirmek. Iskeleye yakın gazinolardan birinde oturduk; bir yandan da yiyip ıçip sohbete daldık. Suna Anday'ın zarafetidir: Mücveri sevdiğimi bildiğinden, onu da hazırlatmış. Melih Cevdet Bey'i sağlık ve afıyet içinde bul- dum. Yaşlılıktan yakındı. Filozofluğun yaşı mı olur- muş ki? Bir yandan sohbete katılırken, bir yandan da "kar topladı". Bu onun deyimidir; düşünce ve esin dünyasında gezinmeye böyle der. Sonu da bir şiir, bir yazı, bir eserdir; yani yaratmadır. Sayın An- day'ın sürprizlerini bekleyelim. "Kar topluyor" çünkü... Suna Anday'ın kardeşi, eski TlP'lilerden Ayata Beğensel de soframızdaydı. TlP'li günlere döndük bir ara; ilginç anılarını anlattı. Ne diyor şair: "Geç- miş zaman olur ki hayali cihan değer." Bu ziyaretten unutulmaz anılarla döndüm... • Rastlantının güzelliğine bakınız: Sayın Anday'a gitmek üzere Bostancı'dan vapura binerken, yol- cular arasında baktım -bir dostuyla- Çelik Güler- soy. Içerde yoğun bir sohbete daldık. Bilinçli bir "Istanbul âşığı" olan, o niteliğiyle bu soylu kente unutulmaz hizmetlerde bulunan bu aydın insan, be- nimgibi "dertküpü". istanbul'un yıllar boyu bilinç- li olarak uğratıldığı felaketleri birtürlü hazmedemi- yor. Hazmedilir yani var mı ki? • • Gemi Büyükada'ya doğru kıyıdan uzaklaştıkça, Kadıköy'den ta Pendik nihayetlerine kadar uzanan kıyı şeridi yekpare beliriyor karşınızda. Hiç de uzak olmayan birgeçmişte bu sahiller yalıların, köşkle- rin, zarif evlerin süslediği yemyeşil bir sergiydi. Şimdi, yeşili kökünden kazınmış, baştan başa bir beton apartman duvarı. Ortalannda bir yerde de, Selimiye taklidi bir cami! Kaç ihanet iç içe: Dogaya ihanet, kente ihanet, tarihsel mirasa ihanet... Çelik Gülersoy, acılar içinde soruyor: "Olur mu bu?" İstanbul'un başına felaketler yağdırmış olan "Mahşer'in Dört Atlısı"n\ sıralıyor: Dizginsiz artan ya da arttırılan nüfus anlamına, uçkur; kent bilinç- sizliği, kenti süflîçıkarı uğruna sömüren politika es- nafı ve bürokrasinin hırsızlığı! Neye yanıyorum biliyor musunuz? Istanbul'u, br gün bu hayasız düşman ordusundan kurtardı- '^fmtz gün, esefle göreceğiz ki bu güzel kent yok olup gitmiş bu badirede. "Mücadeleye devam" deyip aynlıyoruz birbiri- mizden... • Rastlantının bir başka güzelliği: Tanınmış sanat- çılanmızdan Tülây Tura Börtecene'nin açtığı re- sim sergisi. Sergi, Moda'da ciddi bir galeride, Yurt ve Dünya Sanat Galerisi'nde. 28 Kasım günü onu gezmeye gittim. Saym Börtecene'nin kırmızıları, mavileri, morla- n, sarı ve yeşilleri dört bir yandan dikkatinizi çekip alıyor. Renkler arasında ustaca bir seçim, aralann- da olağanüstü bir uyum, apayn bir dünyaya alıp götürüyor sizi. Ama sanatçımız "soyut" deyip ger- çeklikten kopmadı hiçbir zaman. Yaşadığımız dün- yanın karmaşıklığı mı bir anlattığı da? Yani başın- da doğmayı bekleyen yeni bir dünya var. Umut ve iyimserlik dolduruyor içinizi. Kutlanm, Tülây Tura Börtecene'yi. Salonlannı, bu düzeyde bir sergiye açtıklan için, galerinin sahipleri iki zarif insanı, Leyla ve Nevzat Metin'i de candan kutluyorum. Okurlarıma da, 14 Aralık'a kadar uzatıldığını öğrendiğim bu sergiyi mut- laka gidip görmelerini öğütlerim. • Aynı gün, oradan ayrılıp Mimar Sinan Üniversi- tesi'ne giderek, "Aydınlanma'nın Neresindeyiz?" konusundakonuştum. Konferans, Güzel Sanatlar Fakültesi'nin aydın dekanı Prof. Ahmet Öner Gez- gin'in girişimiyle düzenlenmişti. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu zarif birtopluluk önünde, Ay- dınlanma'nın sorunlarını sergilemeyeçalıştım. Özel- likle laiklik ve demokrasiyle onlan bekleyen tehli- keleri anlattım. Herkes için yararlı tartışmalar oldu. Arayan ve soran bir gençlik yetişiyor. Sonunda her şeye kalıcı bir çözüm getirecek olan ilerici, de- mokrat ve aydın güçler arasında gençlik de var. Bir gözümüz gençlerde olmalı. Bir gözüm onlarda... BRITANNICA Ansıklopedisi Peeping Tom (Röntgenci Tom): Gizlendiği yerden diğer şahısları soyunurken ya da cinsel aktivitede bulunurken izlemekten cinsel tatmin duyan kimse. Bu terimin kökeninde yatan, aşırı vergileri protesto etmek için Coventry'den at üzerinde çıplak olarak geçen Lady Godiva'yı penceresini açıp izleyen ve bunun sonucunda kör olan meraklı terzi Tom'un efsanesidir. dulcinea SAU ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA CUMARTESİ 13:00-2UOO
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear