25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2000 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAM TJJJUCJO istanbul Edirrte Kocaeli Canakkale Izmir Manisa Avdın Denızli Y PB Y PB PB PB Y Y 14 12 17 16 15 13 15 16 Sinop Y 18 Adana Samsun PB 19 Mersın Trabzon PB 16 Diyarbakır Y Giresun PB 17 Şanlıurfa Ankara PB 12 Mardin Eskişehır Y 13 Siırt Konya Y 12 Hakkâri Sıvas PB 7 Van Zonguldak Y 16 Antalya Y 16 Kars Marmara'nın doğusu, Guney ve Iç Ege. Ak- denız. iç Anadolu'nun guney ve batısı Batı Karadenız, Doğu Ana- dolu'nun guneyı ıleGu- neydoğu Anadolu sa- ganak ve gok gurultulu sağanak yağışlı dığer yerier parçalı bulutlu geçecek. Hava sıcaklı- ğında onemlı bır değı- şıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y K Y PB B B B B 6 1 7 12 11 10 14 12 Berlin PB 9 Münıh PB 10 Zürih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B Y B B Y B Y 8 13 9 8 10 16 14 B 12 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K PB K Y Y Y B Y -b 16 0 12 10 12 12 22 Y 18 i Parçalı bulutlu Bulutlu k Çok bulutlu • Yağmurlu Kartı Gokgüruttülü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada "Her yer karanlıksa " ekonomik program "pür nur". Kanıtımız Başbakan'ın hemen her gün ortakla- nyla buluştuğu zırveden önce basına söyledikle- rinde bulunuyor. Ecevit'e -böyle rahatsız edici soruları nereden bulur gazeteciler- soruyor: "Açıklamalannızda ekonominin 'iyi' gittiğini söy- lüyorsunuz. Ancakborsa düşüyor, ekonomide dal- galanmalar gözleniyor. Yolunda gitmeyen bir şey mi var?" Başbakan sağlamcı. Tanıklarla konuşuyor: "Ekonominin iyi gittiğini sadece ben söylemiyo- nım. Bu konularda çok titiz olan IMF de söylüyor, Dünya Bankası da. Ancak 'yapay bir sorun' yaratılıyor bazı çevre- lerce". Ne demek istiyor Başbakanımız: "Benden çok IMF ve Dünya Bankası'na ınanın" mı diyor? Bu, bir. Iki: Ortada yaratılan "yapay bir sorun" var, aca- ba nedir? Üç partiye hapsoldu demokrasimız. Başka bir başbakan çıkaramadığımıza göre, elimizdekı Baş- bakan'a inanmak zorunda değil miyiz? Elbette, ama ne çare; "kara salı "da gerçekleşen sonuçlar Başbakan'ın yapay tanımlamasıyla ör- tüşmüyor. Rakamlar 17 Kasım'la 28 Kasım arasında 4.4 milyar dolann "eridiğini" gösteriyor. Bu rakamın içinde 28 Kasım "kara salı"günü ya- pay sorunu çözmek içın Merkez Bankası'nın piya- saya sürdüğü 1 milyar 156 milyon dolar da bulu- nuyor. Bir günde sadece 1.5 milyar dolarcık; faizlerin yükselişini durdurmak için dolar rezervlerimizden piyasaya fora! Peki ama "kara salı" neden kapımızı çaldı? Başbakan Ecevit açıklamasında: "Yüksek enf- lasyon ve yüksek faız lobılerı enflasyona karşı mü- cadeleyi ve faizlerdeki düşüşü önlemek içın 'her mazarratı' (mazarrat=sakıncalı dunım) yaptıklan- nı" söyledi. Fakat borsada düşüş sürdü. FP Genel Başkanı Recai Kutan "mazarratı" özetledi: "Borsada bir günde 2.5 milyar dolar battı. Mer- kez Bankası da 1.5 milyar dolar kaybetti" dedik- ten sonra hükümete yanıtını alamayacağı bir soru yöneltti: "Birgünde batan 4 milyar dolar kimin cebine gir- dT Halkımız mı? Piyasa acımasız. Başbakan öğle üzeri, o sabah Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli yatıştırıcı bir konuşma yaptı. Ne çare; kara salı söz dinlemedi. Borsa düşme- ye, faizler yükselmeye, Merkez Bankası'nın dolar- cıkları yutulmaya devam etti. Başbakan'ın, yardımcısının söylemleri bekleni- len etkiyi yapmayınca, kara salı gecesi "mahşerin üç atlısı" Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Temizel, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ve Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel imdada çağrıldı. 16 bankanın yöneticileri ile yaptıkları toplantıda iman tazelendi. Bankalar (çaresiz) hükümetin ekonomı progra- mını yürütmekteki azmini öve öve bitiremediler. Merkez Bankamıza göre; "Dövizimiz, TL'miz var. Piyasalar çalışıyor" ya! Daha ne istersiniz? önlem mi? Ne önlemi? Önlem, işte "sistem"l Başkan Gazi Erçel diyor ki: "önemli olan sistemin iyi çalışmasını sağlamak". Tabii, tabii; bir de IMF'nin, Dünya Bankası'nın be- ğenisini kazanmak! Doğru söze, saptamaya ne denir? Evet, bakın sistem nasıl çalışıyor: Bir kaynağa göre "yabancı- lann kaçışı sürüyor. önceki gün yurtdışına çıkan 1.5 milyar dolar dahil toplam 'kaçan para' 4 mil- yar dolar". Dünkü, bugünkü, yarmki kara salı'lar, kara çar- şamba'larda... Tıkır tıkır işleyen sısteme karşın ön- leme gerek var mı? Tek önlem; hükümete ve "mahşerin üç atlısına" inanmak ve güvenmek! Halkımız mı? Belleğim yanıltmıyorsa Nâzım'ın bir şiirindeki benzetme gibi: Şu tabakta yatan uskumru gibi mahzun." Yeni önlemler geliyor • Baştarafi I. Sayfada nna girmesinin çok önemli olduğunu bu ne- denle onun üzerinde ça- lıştıklannı belirtti. Demiralp, "Çünkü 2000 yılı fınansal progra- mı içinde olursa bizim için daha iyi Onu konuşuyo- ruz. Hem Dünya Bankası hem de IMF ile önemli mutabakatlara vardık" dedi. Bu arada, Hazine Müs- teşan Demiralp'in sözünü ettıği SFR kredisi (yapı- sal rezerv kolayhğı kredi- si), "Bir sermaye kaçışı ve uhıslararası rezerv lerinde ciddi bir azalmamn eşü- ğinde birdenbire ortaya çı- kan piyasa güveni kaybın- dan kaynaklanan ciddi ödemelerdengesi sorunla- nyla karşı karsıya kalan üyelere sağlanan kısa vadeli flnansman türii" o- larak tanımlanıyor. 'Mafyayla içli dışlı olan parti, ANAP' EMİNEKAPLAN ANKARA - MHP'nin, tabanın nabzını tutmak amacıyla 6. olağan kongrede dele- gelere yönelttiği anketin sonuçlan belirien- di. Anket sonuçlanna göre, MHP tabanının önceliği "enflasyon ve işsizlîkle mücadeJe" olarak ortaya çıkarken AbduBahÖcalan'ın idamı dördüncü sırada yer aldı. Ankete ka- ülanlann çogunluğu, en fazla yolsuzluk ya- pan ve mafyayla içli dışlı olan partinin ANAP olduğunu belirttiler. MHP kongresinde delegelere yöneltilen anketin sonuçlan, genel başkan Devlet Bah- çeH'ye sunuldu. 3 bin 400 partilinin katıl- dığı ankette, "MHP'nin yapabileceği baa işlerasağıdasıralanmaktadır.Sizegorebun- lar ne kadar önemlkfir" sorusuna verilen yanıtlarda, seçenekler arasında bulunma- masuıa karşın "enflasyonla mücadete" bi- rinci sırada yer aldı. Yine seçeneklerde bu- lunmamasına karşın "işsMksorunununçö- zülmesi" ikinci sırada yer alırken partililer, "basörtüsünün ünivershelerde serbest bıra- kılmasını sağlamak" seçeneğini üçüncü önemli konu olarak ortaya koydular. Ocalan'm idamı 4. sırada Partililer, "Apo'nun idamının gecikmesi gibi konularda tavizsiz, ısrartı ve uziaşmaz davranmak" seçeneğine ise dördüncü sıra- da yer verdi. Ankette. "MHP'nin hiiku- mette kalmasıyla ilgili aşağıdaki görüşler- den sizeen yakını hangjsidir" sorusuna kar- şıhk çoğunlukla, "MHP hükümette kaima- h.çünkü tek basına iktidara geldiginde dev- leti vönetme deneyimi edinmiş olacaktır" seçeneği işaretlendi. "MHP hükümette kalmalı; çünkü ülkücü camia ilk kez ba kapsamda iktidar oldu, MHP deviette yot- suzluğu, rüşveti ve torpUi engelliyor. MHP hükümetten aynbnah; çünkü ANAP ve D- SP'ye koJtuk değnekli^ yapılryor, DSP'nin dümen suyuna girdiği için itibanru kaybe- diyor" seçenekleri ise azınlıkta kaldı. Anket sonuçlanna göre, "Başörtüsü so- rununu yaratan parti hangisidir" sorusun- da birinci sırayı "FPveCHP" paylaştı. "Di- ni duygulan en fazla istismareden paıiFnm sorulduğu ankette, FP seçeneği birinci sıra- da yer aldı. 'Birkaç tefeciye boyun eğiliyor 9 • Baştarafi I. Sayfada dınm, bankalan döviz ta- leplerini arttırarak faizle- rin yüzde 240'lara kadar çıkmasına neden olmakla suçladı. Bankalann yol açtığı sıkıntılar nedeniyle halkın kemer sıktığını, küçük ve orta işletmele- rin camnı dişine takarak yaşam mücadelesi verdi- ğini anlatan Yıldınm, bankalann bu uygulama- larla enflasyonu düşürme programını da sekteye uğ- rattıklannı belirtti. Yıldı- nm. "Hükümet3-5Cene- viz tefeci anlavışı ile hare- ketedene boyun eğiyor. Pi- vasaJara lilddite vermek suretiv le olav a müdahale- degeç kalıyor. O) sa hükü- met olaylann arkasuıdan değü, önünde girmelidir" değerlendirmesini yaptı. İTO Başkanı Yıldınm, fa- izdeki tırmanışın durdu- rulmaması halinde 2001 yılı bütçesini realize et- menin imkânsız hale ge- leceğini ifade etti. ASO Başkanı Zafer Çaglayan da yaşananlann. istikrar programında kü- çük de olsa bir çatlak oluş- turduğunu söyledi. Çaglayan, hükümet ile ilgili kuruluşlann yöneti- cilerini uyarmak istediği- ni belirterek ekonomik politikalann piyasalarda- ki gelişmelerin gerısinde kalmaması gerektiğini, pı- yasalann nabzını. birkaç "vkdansız spekülatör- den" daha iyi tutmanın hükümetin görevi olduğu- nu söyledi. Çaglayan şun- lan kaydettı: "Son av larda Balina, Pa- raşüt Kasırga gibi adlarta anılan operasvonlar, eko- nomik suça ekonomik ce- za konusunu gündeme ge- tirdi. Burada kavgılanm var. Ekonomik suç kavra- mını nasıl tanımlamak ge- rekir? Ekonomik suç de- nildiğinde, ne anlıyoruz? Eğer ekonomik bir çıkar sağlamak için işlenen suç- lara ekonomik suç diye- ceksek yankesiciükİe ban- ka sovmak arasındaki fark nedir? Bir bankayi silahla sovmak va da teknolojik imkânlan kullanarak SÜV- mak arasında, ekonomik çıkar sağlamak açısından özde bir fark var nudır?" Tetiğe basddı' Eski Dış Ticaret Müste- şan Yavuz Ege de ekono- mide alınan kararlann ya da alınmayan kararlann bu sonuçlan yarattığını \ urgulayarak "Bu yıl için görülen iç talepte yüksek bir arnşb. Büyüme var ve iç talebe dmanıyor. Bu is- tikrar programının ru- huyla çetişen bir şey. İstik- rar programı var mı, uy- gulaıuyor mu diye insanın aklına birtakım sorular geliyor" dedi. Son günler- de piyasalarda yaşanan gelişmelerde "bazı olay- lann tetiğe basnuş olabüe- ceğini'', ancak ödemeler dengesinde cari açıktan kaynaklanan ciddi bir so- run olduğunu vurgulayan Ege, "Bunun arkasında da ciddi dış ticaret açığı yaOyor. Sabit kurla birle- şince bu çok ciddi sonuç- lar doğurabilir hale geldi" uyansında bulundu. Sistemyeniden sorgulandı \ Hükümete tavsiyeler Ekonomi Servisi - Garanti Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve eski Merkez Bankası Başkanı Mahfi Eğümez, Latin Amerika ülkelerinde yaşananlan örnek göstererek "IMF programı mali sektör söz konusu olduğunda ciddi sıkınülara yol açıyor" değerlendirmesini yaptı. İMKB Başkanı Osman Birsen ise piyasalardaki sert iniş çıkışlann her zaman görülebilecek geçici bir dalgalanma olduğunu söyledi. Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Tunaboylu da kamu dengesinin kurulması ve enflasyonun düşürûlmesinin mali piyasalann büyümesine olumlu katkılar sağlayacağını belirterek yeni dönemde bankacılık sektöründe istikrann yakalanmasınm önemine dikkat çekti. Gazeteci yazar Dr. Ercan Ktuncu da piyasalarda yaşananlann daha kötüsünün olabileceği uyansında bulunarak, yüksek enflasyonla yaşayan bankalann eski alışkanlıklannı terk edip yeni alışkanlıklar edinmesi gerektiğini söyledi. Ekonomi Servisi - Dünya Bankası, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanan 'lsrikrarlı Büyüme İçin Yapısal Reformlar' başlıklı raporda hükümete şu tavsiyelerde bulunuldu: - 2000-2003 yıllan arasında GSMH'nin en az yüzde 3'ü düzeyinde faiz dışı bütçe fazlası sağlayarak istikrarlı bir makro ekonomik ortam sağlanmalı. - Kamu kuruluşlan ve harcamalan kapsamlı olarak incelenmeli. - Sosyal güvenlik ve sosyal yardıma öncelik verilmeli. - Uluslararası uygulamalar ve AB normlanna paralel olarak enerji ve babetleşme sektörleri serbestleştirihneli. - Tanmsal reform gündemi tamamlanarak devletin üretim ve pazarlamadaki rolüne son verilmeli, sulama ve ormancılıktaki temel yapısal sorunlann çözülmesi için ek önlemler alınmalı. - Mali sektör reformlanna devam edilmeli. Bankalann denetimine ilişkin yeni hukuki çerçeve güçlendirilmeii, kamu bankalanndaki reformlar tamamlanmalı. Önal'dan Japonlara yatınm çağrısı TOKYO (AA) - Devlet Bakanı Recep Önal, ekonomik yönden 2001 yılmın önceliğinin, sürdü- rülebilir bir dış pozisyonla uyum- lu büyümenin sağlanması ve enf- lasyondaki düşüşün devam etti- rilmesi olduğunu söyledi. Önal, 2001 yılında yapılacak en önem- li özelleştirmenin, Türk Tele- kom'un özelleştirilmesi olacağı- nı belirtti. Tokyo'da gerçekleştirilen 12. Türk-Japon Iş Konseyi Ortak Toplantısı'nın ikinci gününde ko- nuşan Önal, bugün Türkiye'nin, 65 milyonluk nüfusu, 200 milyar dolarlık GSMH'si, hızlabüyüyen ekonomisi ve bölgesindeki konu- muyla Güneydoğu AvTupa eko- nomilerinin itici gücünü oluştur- duğunu kaydetti. Türkiyede kar- şılıklı yatınm ve ticaretin gelişti- rilmesinin, hem istikrann korun- ması hem de ülkelerin ekonomik potansiyelinin tam anlamıyla de- ğerlendirilmesi için önemınin farkında olduğunu ifade eden Ö- nal, bölge ülkesi komşularla Tür- kiye arasındaki ekonomik ilişki- lerin ve ticaretin, her geçen gün arttığını vurguladı. Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ekonomik iliş- kileri hakkında da bilgi veren Ö- nal, son derece büyük potansiye- le sahip Türk ekonomisinin böl- genin gücü ve başansında önem- li rol oynadığını söyledi. Ekono- mik istikrar programı hakkında da bilgi veren Önal, şunlan kay- detti: "Ekonomik programımızın amacı enflasvonu düşürmek, ülke ekonomisinde istikran sağlamak ve sürdürülebinr büyüme potan- siyelimizi en v üksek düzeyde ger- çekleşnrmektir. İçinde bulundu- ğumuz şu günlerde programın hemen hemen bir yıh dolmakta- dır. Programm başlangıcındaki ve bugünkü tablova bakıldığında, Türkiye'de son biryüda neler ger- çekleştiği açıkca görülecektir. 1999 sonu itibanvla vüzde 68.8 'Desteğe devam edeceğiz' EkonomiServisâ-Dürrya Ban- kası Başkan Yardımcısı Johan- nes linn, piyasalarda son gün- lerde yaşanan kanşıklıklann, hükümetin yapacağı bir açıkla- ma ve uluslararası yardımla de- netim altmda tutulabileceğini söyledi. Linn, hükümetin eko- nomik programının uygulanma- saıda son dönemde önemli aşa- malar kaydettiğini belirterek "Türkive'deki ortam ne olursa olsun desteklemeye devam ede- ceğiz" açıklamasını yaptı. Dünya Bankası'nın gelecekS yıllık dönem için 5 milyar dolar- lık bir kredi paketi hazırladığını belirten Linn, bu paketin mali sektör reform kredisi ile birlik- te banka yönetim kurulunda yıl- başına dek ele alınmasının bek- lendiğini belirtti. olan TÜFE enflasyonunun, 2000 yılı sonunda yüzde34 olması bek- lenmektedir. 1999'da yüzde -6.4 olarak gerçekleşen CSMH büyü- mesinin ise 2000 yıtanda yüzde 6 olacağı tahmin edilmektedir. Tüm bu göstergeler, programm amaçlanna ulaşılmasında önem- li bir yol aldığmı göstermektedir." Hükümetin yabancı yatınmla- ra da büyük önem verdiğini kay- deden Önal, yabancı yatınmcıla- ra her türlü kolaylığın sağlanaca- gını bildirdi. Türkiye'nin yatınm açısından büyük bir avantaj taşı- dığım anlatan Önal, Japon firma- lara Türkiye'ye daha fazla yatı- nm yapmalan çağnsında bulun- du. Türkiye'nin özelleştirme prog- ramı haldanda da bilgi veren O- nal, 2000-2002 yıllannda 18 mil- yar dolarlık bir özelleştirmenin hedeflendiğini bildirdi. Önal, hü- kümetin amacının ekonomik programın sonuna gelindiğinde ülke ekonomisinin Avrupa Birli- ği standartlanna ulaştınlması ol- duğunu sözlerine ekledi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada vizyon ve Ocalan'ın idamı konusundaki görüşle- rini hiçbir mitolojik soru işaretine yer vermeyen bi- çimde dile getirdi. Atasagun'a göre, Kürtçe tele- vizyon gerekli, Apo'yu asmak gereksizdi; Genel- kurmay ve Dışişleri de böyle düşünüyordu. Bu görüşlerin yayımlanmasından saatler sonra, MlT'ten yazılı bir açıklama geldi. Buna göre, Atasa- gun'un görüşleri sadece kendisini bağlıyordu, Ge- nelkurmay ve Dışişleri'nin düşüncelerine kanşamaz- dı. Anlaşılan o ki, iki kurum da Atasagun'un görüşle- rine katılsa bile, bunun açıklanma biçimini onayla- madı. 2- MlT'in kendisini bağlayan görüşleri siyasete de farklı yansıdı. ANAP ve DSP mest; MHP rest çekti. Ecevit, "Atasagun benden izin aldı. Söylediklerin- den haberdardım. Atasagun'un görüşleriniyadırga- mayalım, yararianahm" dedi. Bu durumda akla şu geliyor Ecevit, MHP'nin kafasındaki soru işaretlerini or- tadan kaldırmak için, devletin çıkariarının neyi ge- rektirdiğini MlT'e söyletti. Ancak bu, tutmuşa benzemiyor. Işin içinde bir MİT yeniği var ama... 3- Atasagun'un görüşlerinin doğruluğu yanlışlığı ayn konu, ancak ülkenin her kesimce en açık biçim- de tartışılması gereken konulannın en gizli kurum ta- rafından gündeme getirilmesi, tam bize göre birdav- ranış. 4- AB'den gelen haberter hiç de iç açıcı değil. Dı- şişleri Bakanı Cem de aynı karamsartıkla Avrupa seferıne çıktı. Cem, karşısına her şeyin çıkacağını hesaplardı da, sanınz parlamento bınasında göste- ricilerin çıkacağını hesaplamazdı. Avrupalılar, "Olur böyle şeyler, nasıl olsa karşı- mızdaki Türkiye" demiştirt 5- AB, Türkiye için vereceği karan yeni yıla bırak- maeğiliminde. Dönem başkanı Fransa, sonraki baş- kan Isveç'e topu atıp "Bak Türkiye, ben senin için her şeyiyaptım, ama yetiştiremedim" deme hazır- lığı içinde görünüyor. Kıbrıs konusunda çektiğimiz restin arkasının na- sıl gelecegıni öngörmek, şu aşamada güç! 6- Ekonominin içinde bulunduğu durumu tanım- layabılen yok. Hükümete göre bu işi, faiz düşkünü rantçı dedıkoducular yapıyor. Onlara en kısa süre- de haddi bildirilecek. Ancak krizin ayağı öyle görün- müyor. Hükümet sanki, dipten gelen bir dalganın su üzerindekı çırpıntılanyla uğraşıyor. Çoğu Avrupa kökenli yabancı şirketler "vaziyet kötü" deyip çekti gitti. Merkez Bankası'ndan çıkan 4 milyar dolann büyük bir dilimi bu şirketler aracılı- ğıyla Türkiye'den gitti. Çengelli sorular 7- Yazının başında vurguladığımız gibi birbirinden bağımsız görünen bu gelişmelerin ortak paydası şu: Türkiye, bağımsız karar veremeyecek bir nokta- ya itiliyor. 8- Bu görünümün ardından akla gelen soru işa- retlerini sıralayalım: - Ülkeleri zayıflatmak için sadece savaş, tank, tü- fek gerekmiyor. Ekonomi kalelerini düşürmek de he- defe ulaşmayı sağlayabilir. Türkiye ekonomik açıdan zayıflatılarak siyasi ödünler vermeye mi zorianıyor? - Soruyu daha net sormak gerekirse; acaba Tür- kiye'ye, "Ver Kıbns'/ a/ ekonomik istikran" mı demek istiyortar? - IMF'nin kılavuzluğunda ekonomi programı uy- gulayan ülkeler mutlu sona ulaşamadı. Meksika'ya ek 40 milyar dolar, Arjantin'e 20 milyar dolar gerek- ti. Yoksa biz de mi aynı yoldayız? Kılavuzu IMF ola- nın bumu krizden kurtulmaz, diye bir söz var da bi- zimkiler farkında değil mi? - Art arda sürdürülen operasyonlann temiz bir ik- lim yaratması genel özlem. Ancak, olaylann boyut- lan ortaya çıktıkça-çıkmadıkça kurumlara yönelik güven azalıyor. Operasyonlann siyasal boyırtu neza- man ortaya çıkacak? Bütün bu karmaşık, iç içe girmiş sorulann-sorun- lann altından kalkmak için ortak bir dil oluşturması gereken hükümetin, enerjisini daha çok kendi ortak- lanna karşı kullandığını görüyoruz... balbay@cumhuriyet.com.tr Tanla: Halkın inancı kayboldu İstanbul Haber Servisi - CHP'li politikacı Bülent Tanla, halkın enflasyonun düşmeye devam edeceği- ne olan inancının kaybol- duğunu ve enflasyonla mücadelede olumlu geliş- meler olacağı beklentisin- den uzaklaşıldığını söyle- di. Tanla, "TNSPiarAraş- nrma Kurumu"nun ekim ayı Trend Poll araştırma- sını yorumlarken halkın ekonomik konularda hü- kümete desteğinin bittiği- ni ve halkın desteklemedi- Dinç Bilgin basın dünyasından çekildi Haber Merkezi - Sabah Grubu'nun patronu Dinç Bilgin, grupta kendısine ait tüm hisseleri Çukurova Holdıng Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet. Turkcell'in or- taklanndan Murat Vargı ve daha ön- ce A grubu hisselerinin yüzde 40'ını satm alan Park Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Turgay Ciner ortaklığı- nasaftı. Çukurova Holding'in patronu Meh- met Emin Karamehmet. Vargı ve Cı- ner ortaklığıyla kurulan "MTM AŞ" aracılığıyla devralınan şirketin yöne- tim kurulu başkanlığını Karamehmet üstlendi. Başkanvekilliğini Turgay Ci- ner'in yapacağı şirketin yönetim ku- rulu üyelıklerine ise Murat Vargı, Os- man Berkmen ve Mehmet Kenan Tekdal getinldi. Dinç Bilgin'in dev- rettiği medya kuruluşlan şunlar: "atv, Sabah, Yeni Asır, Yeni BinyıL, Takvim, Fotomaç, Bir Numara Yayın- cılık, Kanal 6, Kiss TV, Atel ve çok sa- yıda radyo " Bilgin'in malvarlığına, sahibi oldu- ğu Etibank'ın yönetimi Tasarruf Mev- duatı Sigorta Fonu'na devredilmesi- nin ardından "ihtiyati tedbir" konul- muştu. Edinilen bilgıye göre, yeni yö- netimin malvarlığı üzerindeki ihtiya- ti tedbir karannın kaldınlmasını iste- yeceği ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'e, Bilgin'in 500 milyon dola- n aşan borcunu ödemeye hazır olduk- lannı bildirdiği öğrenildi. Bilgin, bu- gün Sabah grubuna bağlı tüm gazete- lerde yayımlanacak veda yazısında, "Medya alarundaki bütün şirketleri- min, Sabah dahil bütün gazetekrimin, atv dahil bütün televizyonlanmın ve Aktüel dahil tüm dergilerimin yöneti- mini Türkiye'nin en güçlü mali kuru- luşlannın oluşturduğu bir konsorsiyu- ma bırakıyorum'" dedi. Karamehmet'ın patronu olduğu Çukurova Holding, bankacılık, sigor- ta, yatınm ve mali hizmetler, sanayı, inşaat. nakliye. tunzm ve telekomüni- kasyon sektörlerinde 96 şirketle faalı- yet gösteriyor. Medya dünyasında Shovv TV ve Akşam gazetesinin sahı- bi Karamehmet, şırketlerinin arasına çok sayıda medya şirketini daha ek- ledi. Liderler yine toplandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-MHP'li Ulaştırma Bakanı E- nis Öksüz ile ANAP'lı Devlet Ba- kanı Yüksel Yakjva ve Özelleştir- me ldaresi arasında Telekom'un özelleştirilmesi nedeniyle yaşanan sorunlar dün gün boyu gerçekleş- tirilen toplantılarda görüşüldü. Başbakan Bülent Ecevit ekonomi- deki son durumu bürokrat ve so- rumlu bakanlarla ele aldı. Telekom'un özelleştirilmesi ne- deniyle yaşanan bunalımın aşıl- ması için ilk toplantı Ulaştırma Bakanlığı'nda yapıldı. Burada bir sonuç alınamaması üzenne Öksüz, Başbakanlık'a gelerek Devlet Bah- çeli'ye bilgi verdi. Telekom nede- niyle Enis Öksüz"e yönelik sert çı- kışlar yapan Devlet Bakanı Yük- sel Yalova da makamında Özelleş- tirme ldaresi Başkanı Uğur Bayar ile uzun süre görüştü. Bayar. gö- rüşme çıkışında Telekom'un bu- gün yapılacak Bakanlar Kuru- lu'nda ele alınacağını belirterek "Sorunlan, pürüzleri aşmav a çalı- şryoruz" dedi. Başbakan Bülent Ecevit de ekonomi bürokratlanyla ekonomiyi değerlendirdi. ği bir istikrar programını yürütmenin de son derece zor olduğunu belirtti. Piar'ın araştırma sonuç- lannda, enflasyonun düş- meye devam edeceğine ve enflasyonla mücadelede olumlu gelişmeler olaca- ğına inananlann oranı ge- çen yıl yüzde 30'u aşarken bu yılın mayıs ayında yüz- de 25.2'ye, ekim sonunda ise yüzde 18.3'e düştüğü belirtildi. Enflasyonun dü- şeceğine inanmayanlann oranının mayıs ayındaki oranı yüzde 61.3 'ten ekim ayında yüzde 70.1 'e yük- seldiği bildirildi. Sonuçlarda, enflasyo- nun durumu hakkında fık- ri olmayanlann yüzde 13.5'ten yüzde 11.6'yain- mesi ise halkın bu İconu- dakı ginşimlerinin netlik kazanması olarak değer- lendirildi. Bülent Tanla konuyla il- gili yorumunda, enflas- yonda görülen düşüşün halka yansımadığını ve günlük yaşamında bu dü- şüşün sonuçlannı görme- yen halkın artık hüküme- te kredi açmadığını belirt- ti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear