14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
«KASIM2000SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SBv:CHPf de iasfîyeyofc • ANKARA (Oımhuriyet Bürosu) - CBP Genel Sekreteri £>ıder Sav, CHP'de tasfîye ya da tüzûk ve tııkuk dışı bir uygulama olnadığını söyledi. Sav, Şaalıurfa, Kütahya, fCcnya ve Istanbul il bajkanlannın 18 Nisan 19?9tarihindenönce yasal boşalmalar nedeniyle Deniz Baykal'ın önceki genel başkanlığı döneminde aîandığını belirterek "Sanlıurfa, Konya ve Kütahya örgûtlerimiz, tüzüğümüze göre en geç 15 günde bir yapılması zorunlu olan meclis toplantılannı dahi yapamaz duruma düştüklerini, gereğinin yapılmasını Sayın Altan Öymen'in genel başkanlığı dönemindeki genel merkezden istemişlerdir. Bursa il başkanımız da kendisi istifa etmıştir" dedi. *Basına saldıpılar surayor1 • tstanbulHaber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, (TGC) basında geçen ay yaşanan gelışmelerin yer aldığı "Basında Ekim Raporu"nu açıkladı. Açıklamada ekim ayı içinde Tûrkiye genelinde 2 gazetecinin saldınyla karşılaştığı, 1 gazetecinin dövüldüğü, 1 gazetecinin gözaltına alındığı, 1 gazetecinin cezaevine girdiği, 5 gazetenin toplatıldığı belirtildi. Açıklamada 2 gazetenin kapanldığı, 2 derginin polis baskınına uğradığı, 2 gazetecinin para cezasına mahkûm olduğu ve 1 gazetecinin de cezaevine girdiği anlatıldı. Norm kadro • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Subay ve astsubaylar, hâkim ve savcılar, emniyet, mûlki idare amirliği, eğitim öğretim hızmetlen sınıflan ile kurum ve kuruluşlann il ve ilçe müdûrlerinin eşleri norm kadro uygulaması dışında tutuldu. Norm kadro yönetmeliği bu uygulama ile işlevsiz hale gelerek "Milli Eğitım Bakanlığı"'nın "torpilli atama olmayacak, merkezi okullarda öğretmen yığılması olmayacak, boş dersi geçen okul ve öğretmensiz sınıf kalmayacak" iddialan boşa çıktı. Devlet Memurlan Yer Değiştirme ve Atanmalanna tlişkin Yönetmelik'e eklenen bir fikrayla, bazı kamu çalışanlannın eşlennın norm kadro dışında tutulması, Norm Kadro Yönetmeliği'ni "kısmen" yürürlükten kaldırdı. DSP Kupıdtayı lisan 2001de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Parti Meclisi'nin (PM)dünkû toplantısında, kurultayın 2001 yılı Nisan ayında yapılması kaıarlaştınldı. Başbakan Bülent Ecevit'in, "Kurultaylanmızı hep kışın yapıyoruz. Sıkıntıh oluyor. Bu kez baharda kurultay yapalım" dediği öğrenildi. ANAP, MHP ve DSP'li üyeler muhalefetle birlik olunca liderler devreye girdi Irlica yasasına direndiler• ANAP, MHP ve DSP'li üyeler muhalefetle hareket edince liderler devreye girdi. îktidar milletvekillerinin tepkisi, Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan'ın uyanlan sonucu kınldı. Hükümet son dakika önergesiyle tasandaki yaptınmlann kapsarruna vali, kaymakam, yargıç ve savcılan da aldırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükûmetin irticayla mü- cadele tasansı, plan-bütçe ko- misyonundan koalisyon liderle- rinin doğrudan devreye girmesi sonucu geçebildi. Îktidar, son dakika önergesiyle tasannın kapsamına vali, kaymakam, yar- gıç ve savcılan da ahnca muha- lefet, iküdarüyelerini "dayatma- ya boyun eğmekle" suçladı. DYP Milletvekili Mehmet Dönen, DSP'lilere "Varhğmızm nedeni olan Bülent Ecevıt 1971'de muhüraya karşı çıkmış- ü. Siz bııgün burada boyun eği- yorsunuz" diye tepki gösterdi. MHP'li komisyon üyesi Hakkı Duran da ilahi dinlediği için hakkında soruşturma açılan bü- rokratlar bulunduğunu belirten FP'lilere "Demekküktidannda bir bfldiği var. Hasan Mutlucan türidumdedmleyebflirsniz''ya- aıtını verdı. llk olarak Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde hazır- lanan ve 18 Nisan seçiminin ar- dından Başbakan Bülent Ecevk tarafindan TBMM'ye yeniden göndenlen iki tasan, dûn plan- bütçe komisyonundadeğişiklik- lerle kabul edildi. Anayasa komisyonunda bu konuda "muhaMF' milletvekil- lerinin sayısını dikkate alan ko- alisyon ortaklan, tasanlann "e- sas komisyon" olarak plan-büt- çede ele alınmasını sağladı. Ta- sanlan hükümet adına Devlet Bakanı ŞükrüSinaGürdkomıs- yona sundu. Devlet Memurlan Yasası'nın 125. maddesini de- gıştıren birinci tasan memurla- CHP İstanbul Başkanlık kulisleri hızlandı BAR1ŞDOSTER CHP İstanbul İl Başkanı Meh- met Bönlk'ün, görevınden istifa et- mesinin ardından, bu göreve kimin atanacağı yönündeki tartışmalar hızlandı. 11 başkanlığı için kulısler- de AB Topuz, Prof. Dr. Uğur Ala- rakap^ın Bülent Tanla ve Cengiz Ozyalçm'ın adı geçerken bu isım- ler arasında Özyalçın ve Tanla'nın adı öne çıktı. Son günlerde ıse Öz- yalçın'a daha fazla şans tanınmaya başlandı. özyalçın, partinin zor günlerinde her partilinin verilen görevi üstlenmesi gerektiğini vur- gularken Tanla, sade birüye olarak, görevden kaçmayacağını belirtti. Partideki bazı etİcüı kişıler ise bu isimlerden hiçbirinin atanmayaca- ğını öne sürdüler. Atanacak olan il başkanının, ay- nı zamanda CHP'nin istanbul II Genel Meclisi Grup BaşkanüğYnı üstlenecek olması nedeniyle, CHP'nin 11 Genel Meclisi üyeleri arasında da tartışmalar yaşandı. İl Genel Meclisi CHP Grup Başkan- vekilı Nezih Deniz, başkanlığa ata- nacak kişinin örgüt, parlamento ve yercl yönetim deneyimi olan bir ki- şi olrnasının uygun olacağını söy- lerken ötekı üyeler, kafalannda bir ismın netleşmediğini açıkladılar. CHP lideri Tnücya gezisinde köylülere Türkiye'nin halini nasıl bulduklannı sordu. Baykalçiftçiyidinledi ZEYCANGtJL KJRKLARELİ - CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal, Trakya'da çiftçilerin sorunla- nnı dinledi. Devletin 40 mil- yar dolarlık bütçesinden 10 milyar dolanm 10 bankamn aldığını vurgulayan Baykal, "Geri kalan parayla milletin sorumı çözüİemez. Soyguna «HHMrmeden çffiçMa sorunu çözühnez" dedi. Baykal, köy- lülerin "Hrazbnı oy veriyo- raz" diye yakınması üzerine de "O zaman başkasınaoy ve- rin* dedi. Kırklareli Babaeski 'ye bağ- h Pancarköy ile Silivri'ye bağh Beyciler köylerini ge- zen, çiftçilerin sorunlannı dinleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, köylülere Tür- kiye'ninhalini nasıl buldukla- nnı sordu. Taban fiyatlannın düşüklüğünden yakınan köy- lüler. ilaç ve gübre fiyatlan- nın sürekli yükseldiğini anlat- tılar. Beyciler Köyü Muhtan FıkretÖzkan ise arazi mafya- sının köylerinin en önemli so- runu olduğunu söyledi. Tür- kiye'deki yolsuzluk olaylann- dan bıktıklannı ifade eden köylülerin "Hırazbra oy ve- riyoruz" sözlerine karşıhk Baykal, "O zaman başkasma oy vHTn" dedi. Çiftçinin, üreticinin zor du- rumda olduğunu herkesin bil- diğini söyleyen Baykal'ın "Bu dunım düzenrmi?" diye sorması üzerine köylüler "Te- miz siyasetçüeri destekkraek düzenr" yanıünı verdiler. Köylüler Ziraat Banka- sı'ndan destek isterken Bay- kal da, hayvan ırkının ıslahı- nm sağlanmasınm devletin millete sağlayacağı önemli bir hizmet olacağını söyledi. ra, 399 sayüı kanun hükmünde kararnemeyi değiştiren ikinci ta- san da sözleşmeli personel ile belediye çalışanlanna yönelik yaponmlan düzenliyor. Tasanlar, memurluktan çıkar- ma ve kamuda istihdam edilme- me cezasının kapsamına şu suç- lan ekliyor: "Yıkıcı veya bölücü eylemwfoafiytderdebuhınmak; cumfauriyetin niteüklerinden herhangi birisini değiştirmeye veyaortadankaknnnaya yönefik evtemwfaatryetterdebuhınmak; cumhuriyean niteliklerine aykı- n eyiem \e faaliyefJerde bu- hınmak." Iktidar üyelerinin son da- kikada komisyona sunduğu önerge uyannca da Dahili- ye Memurlan Yasası ile Hâ- kimler ve Savcılar Yasa- sı'nda da degısıklık öngö- rülüyor. Tasannın yasalaş- ması durumunda, yıkıcı bö- lücü veya cumhuriyetin ni- teliklerine aykın eylem ve çalışmada bulunan vali, kaymakam, yargıç ve sav- cılar da meslekten atılacak. Özkan, Yılmaz'ı aradı Komisyonda ANAP'lı üyeler Nesrin Nas, Süley- man Çelebi ve CengizAydo- ğaa DSP lı Gaffar Vaknı ve MHP 'h üye Lütfi Ceylan'ın muhalefetinı engellemek için hükümet yetkilıleri doğrudan devreye girdi. Usul tartışmasında ortaya çıkan kritik denge üzenne DSP'li Başbakan Yardımcı- sı Hüsamettin Ozkan. Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz'ı aradı. Ozkan ko- misyonun DSP'li üyeleriy- le görüşürken Mesut Yıl- maz, başta Nesrin Nas ol- maküzere komisyon üyele- riyle görüşmesini akşam sa- atlenne kadar sürdürdü. Tepkili iktidarüyeleri, ta- sanlan eleştirmelerine kar- şın bazı küçük değışıklıkler yapılması üzenne kabul oyu kullandılar. Dahiüye ve yar- gı memurlanyla ilgili öner- genin oylamasına ıse Nesrin Nas, Süleyman Çelebi kaül- madı. ANAP'lı üye Ali Er de toplantının tamamına geunedi. AB Komisyonu'nun hazırladığı katılım ortaklığı belgesi ODTÜ'de düzenlenen panelde tartışıldı Akarcalı: Atina çatışmayı seçti HADEP:Belgeyetersiz ANICARA(OııııhuriyetBirosu)-HADEPr li 36 belediye başkanı, AB Komisyonu'nun Tür- kiye için hazırladığı katılım ortaklığı belgesi ve Türidye'nin resmi tepkisini dün düzenledikle- ri ortak bir basın toplantısıyla açıkladı. Katılım ortaklığı belgesinden memnun ol- duklannı ancak yetersız bulduklannı belirten başkanlar, belgede ölüm cezası ve Olağanüstü Hal uygulamasının kaldınlmasuıın, kısa vade- li öncelikler arasında yer alması gerektığini sa- vunarak, "Kürt sorununun, Türkiye'nin en önemli sorunu olmasma ve yine bu sonmdaki çözümsüzlüğün AB'ye üyeük konusunda en önemli engeti teşkil edecek ohnasma karşm bu konunun isim oiarak beigede hic yer almaması bir eksüdiktir" görüşlerini üettiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin bundan sonra çatışma değil işbırliği ilişkisi okna- sı gerektiğini vurgularken Yunanis- tan'm ise katılım ortaklığı belgesin- deki tutumu ile çatışma anlayışında olduğunu göstefdiğini söyledi. AB Komisyonu'nun Türkiye için hazırladığı katılım ortaklığı belge- si, ODTU Avrupa Çalışmalan Mer- kezi ve Türk Demokrasi Vakfrnın ortaklaşa düzenlediği panelde tartı- şıldı. Panelde konuşan ANAP Ge- nel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dış Ilişkiler Komisyonu Başkam Bülent Akarcalı, Türkiye'nin AB'ye gireceği tarihin belli olmadı- ğını belirterek "Önemtiolan,Türld- ye'nin kendisini ne zaman hazır his- sedeceğidir'' diye konuştu. AB'nin hükümetler ve devletler düzeyinin ötesinde bir birlik olduğunu vurgu- layan Akarcalı, halklar arasında ya- kınlaşmamn önemine işaret etti. ODTÜ Uluslararası Ilişkiler Bö- lümü Başkanı Prof. Dr. AtiDa Eralp, Türkiye için hazırlanan katılım or- taklığı belgesınde "formatin'' dığer aday ülkeler için hazırlananlar ile aynı olduğunu, içerikte ise Helsin- kı kararlan doğrultusunda "siyasal kriteriere" çok aynntıb olarak yer verildiğini anlattı. Belgede Kıbns'la ilgili paragrafın yer almasımn Tür- kiye ile AB arasındaki yaklaşım far- kını ortaya koyduğunu dile getiren Eralp, Güney Kıbns Rum Yöneti- mi'nin 2003 yılı başmdan itibaren tam üye olabileceğine işaret etti. Belgenin mali işbirliği boyutunu da değerlendiren Eralp, "Kaünm ortakhğı belgesinde mali program da açıklanmalrv dL Bu bölüm son de- rece muğlak bırakılmıs. Diğer aday- lar çeşirü fonlardan yararlanabinr- ken Türkiye yalnızca MEDA'dan katla alabiliyor'' diye konuştu. ODTÜ Uİuslararası Ilişkiler Bö- lümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hü- seyin Bağcı da konuşmasında, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'de yapüması gereken şeyin, her alan- da zihniyet değişikliğine gidilmesi olduğunu ve bunun için de siyasi irade gerektiğini kaydetti. Panelde, katıumcı öğrencilerden bazılanrun yönelttiği sorular nedeniyle zaman zaman sözlü tartışmalar da yaşandı. IRMIKIAYDEV ENGÎN aengin@doruk.net.tr Rlistin'deki çatışmalarTV'le- rin haber sıralamasında kaçın- cı straya itildi; gazetelerin birin- ci sayfaJannın neresine yerleş- tirilir oldu farkında mısınız? Dakar'da toplanan Islam Konferansı örgütü bile büyük değişiklik yapmadı. Ahmet Necdet Sezer ve Ismail Cem katılmasaiardı, belki bu kadar- cık da öne çıkmayacaktı. Bir- kaç hafta önce oğulcuğu ile bir duvar dibinde kısılıp kalan; kur- şun yağmurunda oğlunu yrtirip kendisi yaraianan yoksulÂrapın görüntüleri çoktan belleklerde silikJeşmeye başladı. Dünya ka- muoyunun "Filistin duyarlığı" hızla yükseklik yitirmekte. San- ki Israiltopraklan üstünde, Filis- tinliterin yaşadığı bölgelerde ara stra çatışmalar çıkar, çocuklar Israil askerlerine taş atar; as- kerleronlara kurşun atar, birkaç (ya da birkaç yüz) Arap ölür; sonra... Sonra olaylar durulur. Oysa bilen bilir; ortada durul- ma filan yoktur. Sadece medya- ya yansımaz. Nefret, karşılıklı güvensiziik, itiş kakış, çatışma, çözümü namlulann ucunda arayan ve bunu htry bedeyen şiddet tapıncı hep egemendir. İzak Rabin'le Birlikte Ölen... TV'lerde görüp, gazetelerde okumadığımız için "durvldu" sanınz. İzak Rabin beş yıl önce bu ay öldürüldü. öldüren bağnaz birYahudiydi. Rabin'in suçu ise "vaat edilmiştopraWar"ınbin- lerce yıllık halklan, "amca oğul- lan"Yahudilerte Rlistinli Arapla- nn banş içinde "yan yana -iç içe- bir arada" yaşamalanna "evet"demesinden ibaretti. As- ker (bir generaldi), filozof (Orta- doğu banşını dış politika hedef- leri üstüne değil, felsefi temel- lere oturtmuştu), politikacı Ra- bin'in ölümü, sait onun sonu ol- madı. Rabin'in ölümüyle birlik- te "ebedi çatışmalar toprağı" Israil'de banş yeniden bir sa- vunma, iç ve dış politika konu- suna indirgendi. Filistin halkının bağımsız bir devlet kurma dü- şü yeniden Israil'in iç, ABD'nin Ortadoğu dış politikasının labi- rentlerine sokuldu veyolunu yi- tirdi. Rabin'in ölümüyle birlikte "vaat edilmiş topraklar" üstün- de kalıcı banşın ilk ve ürkek adımlan bile kazındı. Şimdi es- kisinden daha güçlü bir şiddet, nefret ve düşmanlık kol geziyor. ••• Israil ve Filistin, Türkiye'nin bumunun dibinde ve sanki dünyanın öteki ucunda. Türki- ye'nin yakın (ve uzak) gelece- ğini dolaysız etkileyecek bir kördüğümde Türkiye dış politi- kası hâlâ ve ille tribün seyircisi konumunu yeğliyor. Nitekim Is- lam Konferansı Örgütü'nün toplantısında Türkiye'nin ken- dine biçtiği ödev "ısrail karşıtı havayı yumuşatmakia sınıriı kaldı ve öyle süreceğe benzi- yor. Bu yargıyı "insafsız" bulanlar çıkacaktır. Oysa Islam Konfe- ransı Örgütü toplantısında, te- rorizm ile ulusal kurtuluş savaş- lannın aynı sepete konmama- sı, ulusal kurtuluş savaşı veren bir halkın temel haklannın ta- nınması gibi çok önemli birdip- lomatik "kabul", Türkiye'nin çabası ile "terorizm ile işgal al- tındakihalklann kendikaderfe- rini belihemesi" olarak değişti- rildi. Bu Filistin halkının 1948 yılından bu yana sürdürdüğü mücadelenin, bir "ulusal kur- tuluş savaşı" olarak tanınma- sının diplomatik bir dille reddi anlamına geliyor. Kendi egemenliğini bir ulu- sal kurtuluş savaşı ile kazan- mış bir ülke için, bu pek onur getirmeyen bir çaba değil mi? ••• Konuyu ve sorunu sözcük oyunlanna, dipsiz diplomasi tartışmalanna, resmi açıklama- larda kelime jonklörlüğü yapa- rak oyalanmaya kurban etme- den görünen ne? 1948'de, 2. Dünya Sava- şı'nda milyonlarca Yahudinin yok edilmesinden duyulan ağır suçluluk duygusu ile Birleşmiş Milletler'ce, Filistin topraklann- da bağımsız bir Israil devteti ku- rulması kararlaştınldığında, ku- lağa hoş gelen bir slogan tüm dünyada yankılandınlmıştı: "Topraksız halka, halksız topraklan verin!" Sanki Akdeniz'in doğusun- daki o topraklar boştu ve top- raksız Yahudileri kucaklamak için bekliyordu. Kıyı şeridi dı- şındatümü çölden ibaret o top- raklarda yaşayan yoksul, eği- timsiz, örgütsüzAraplann sesi- ni kimselerduymadı. Israil dev- leti kuruldu. 2. Dünya Savaşı'nda çok ağır bedeller ödemiş bir halkı (Yahudileri) bir "anayurt"a ka- vuşturmak ne kadar soylu bir tutum ise o topraklarda yüzyıl- lardır (hatta binyıllardır) yaşa- yan Filistin Araplannı yaka pa- ça göçe zorfamak, binyıllık yurtlanndan sürmek de bir o kadar soysuz bir rutumdu. Sonuç: Filistin Araplannın el- li yıllık acılarla dolu savaşı ve kan göllerine dönmüş bir Orta- doğu... Musevi- (Yahudi) ve Müslü- man (Arap) köktendincilerin her gün biraz daha derinleştirdiği bir şiddet ortamında Rabin'le yakalanan banş umudu da öl- dü. Çölü yenen ve yeşerten, kanla sulanmış topraklarda o- muz omuza banş ağaçlan di- ken iki hısım halk düşü kuran- lar ise "aptal romantikler" ola- rak ancak alay konusu oluyor. POLİTİKA GtfNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Türkiye Resimleri... Depremzede derneklerı Bolu ve Düzce'den hü- kümete seslendiler: "Bankalara var, bize yok!" Acaba bu sesi Ankara duydu mu? Elbetduydu... Peki Ankara ne yapacak? Hiç.L Ankara böyle çığlıklara alışıktır... Daha birkaç gün önce memur sendikalan An- kara'nın göbeğinde hükümete seslenmişti... "Kurt, kuş, an, kahrolsun IMF iktidan!.." Memuriar meydanlarda hükümeti uyarryor; öğ- renciler YÖK'ü protesto ediyor; tutuklu ve hüküm- lü yakınlan F tipi cezaevini protesto ediyor; ceza- evterinde açlık grevleri sürüyor... Başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz da katılım ortaklığı belgesinin, Kıbns'la ilgilimaddesininvar- lığına karşın kabul edilebilir olduğunu belirtip şoy- le diyor: "AB'ye üyelik konusunda tereddüt devri sona ermiştir. Artık iş yapma zamanıdır..." Iş yapalım, ama nasıl? ILO sözleşmelerine yıllar önce imza atıp taraf olan Türkiye, demokratik örgütienmenin koşu- lu olan sendikal örgütlenmeye nasıl bakıyor; sen- dikasızlaştırma sürecini durdurmak için çağcıl iş yasaları hazıriamayı düşünüyor mu? Sendikalara gelince!.. Sendikalar hâlâ 1970'lerin kafasıyla hareket ediyor, örneğin Fransız sendikacılığının 1970-2000 arasında geçirdiği evrimı kendilerine ilke edinmi-' yor... Cumhuriyet, Anadolu Ajansı ve ANKA Ajan- sı'nın dışında hiçbir medya kuruluşunun kapıstn- dan sendika giremiyor ama çalışanlann ve okur- ların gazetesi Cumhuriyet'in önünde sendikacı dostlanmız, zılgıt çeken gruplan da yanlanna alıp gösteri yapıyorlar: "Işçiyiz, güçlüyüz, sermayeyi yeneceğiz!" • • • Türkiye bir çelişkiler ülkesi... Sendikalann güçleri Cumhuriyet'te, ANKA'dave devlet hazinesinin desteğindeki Anadoiu Ajan- sı'nda söküyor, diğerlerinde değil!.. Elbet demokratikleşmenin temel koşulu olan sendikal örgutlenmeyi hak olarak görüyoruz; an- cak bu çifte standardı, sendikalann anlı şanlı med- ya gruplannda örgütlenememelerini birtürlü anla- yamıyoruz... Türkiye'nin resımlen hep tanıdık yüzleri yansıtı- yor, geri kalmışlığın izlerini dünden bugüne ge- tiriyor... Batan bankalann yükünü devletin, dolayısıyla vergisini dürüstçe ödeyen yuıttaşm üzerine yıkan düşünce nasıl olur da ülkeyi bu çürümüşlükten kurtarır? Bakıyoruz, toplumda gazetecisinden işadamı- na; ekonomistinden siyasetçisine dek bazı 'aklı evveller' karşımıza çıkıp 'temiz toplum dersi' ve- riyor... Bankalann kasalannı boşaltanlara destek ve- renler, 'yeğen-amca' ilişkisini "haberim yoktu" diye geçiştirenler şimdi de "Ortadogu'da banş" çığlıkları atıp sefere çıkıyor... Bunca pislik, bunca yozlaşma içinde her şey yerli yerinde dururken, Cengiz Çandar gazetesin- deki köşesinden oluyor; duzen koruyucular bu 'kirlioyun' karşısında isteri çığlıklan atıyor... Memurum, işçim, dargelirlim, emeklim, yetimim, dulum, esnafım, çiftçim ezilmesine eziliyor da, dö- nen dolaplan, köşe dönmeciliğin getirdiği yoz- laşmayı, 'yurttaş olarak' göremiyor ya da görmek istemiyor... Benim memleketimde işçim, memurum, köy- lüm, esnafım gazete okumuyor, sadece bakı- yor!.. Benim memieketimde üniversiteli öğrencim, te* levizyon ekranlarında "AB'ye girmemiz şart" de- yip "Ulus devlet ceberrut devlettir" diyor ama.. AB üyesi ülkelerin 'ulus devlet' olduğunu bilmiyor, de- mokratik örgütienmenin, sermaye-emek çatışma- sının 'dinozohuk' olduğunu söylüyor... • • • Benim ülkemde sevgililer aşkın çiçeklenrşini bil- miyor, avlusu tarçın kokan evlerin, mavi bir rüz- gârda esen çığlığın denizle konuşmasının şiirsel bir dil olduğunun farkına varmıyor... Yarı aydınlık gecelerde umutlanmız giderek yok olurken kimileri de sık sık soruyor "Bu memleket o denli kötü mû?" Niye kötü olsun ki? Kötü olan bizleriz; kötü olan yaşamı zorlaştıran herkes!.. Yaşamı çoğaltmak, kırmızıya çalan toprağın kokusunu duymak, yeşili uyutan dallarda sonba- han yaşamak güzeldir!.. Belki bir yüz ya da göz ya da bir resim bizi bir gün uyandıracak!.. Meydanları dolduranlar "Kurt, kuş, an, IMF'nfn iktidan" sloganını söylerken, oylann yüzde yetmi- şini kimlerin topladığının bilincine varacaklari.. Işte o zaman bildik Türkiye resimlerinin yerini başka resimler alacak!.. hikmet.cetinkaya/cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyel k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR OFKE Ey benim aydınlık gunlerı bekleyen Türkıyem!.. Ey benim ölüme alkış tutan halkım!.. Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hüznünû yaşam bıçımı sanan msanım'.. Ey benim özgürlıiklen Erbakan Hoca'nm takkesinde arayan romantik aydınım!.. Cumhuriyet Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitapkulubû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear