23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 KASIM 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 19 T U R K I Y E Istanbul PB 22 Sinop Edime PB 22 Adana PB 23 Samsun A 24 Mersin Kocaelı PB 26 Trabzon Çanakkale PB 23 Giresun Izmır  26 Ankara B 19 Diyarbakır B 20 A 21 Şanhurfa B 22 B 20 Mardin B 18 Manisa A 25 Eskışehır B 20 Siirt B 18 Aydın A 27 Konya B 18 Hakkâri Denızlı A 26 Sıvas B 12 B 17 Van B 11 Zonguldak PB 24 Antalya A 25 Kars B 11 Yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı bulutlu, iç kesımler yer yer sisli, diğer yerier a bulutlu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgâr değişik yönlerden hafif olarak esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y PB Y Y P PB Jt 8 8 10 10 10 9 10 7 Berlin PB 11 Moskova Budapeşte PB 9 Aşkabat Y 9 Madrid B 12 Astana B -4 Viyana PB 10 Taşkent B 8 Belgrad B 18 Bakû PB 10 Sofya Roma B 22 Bişkek B 19 Tıflis B PB 6 Atina A 24 Kahire A 25 Münih PB 10 Zürih PB 10 Şam A 20 f*^ Panyalı bulutlu Bulutlu kÇokbuiutlu « • I Yağmurtu , Gok gürüttıiü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada hareket etmezdi. Geçen yıllarda devletin başı eski cumhurbaşkanı, devleti ilgilendiren hemen her konuda, sorunda ön- celik alır, icat ettiği bir gezide basına aktardığı gö- rüşlerte Türkiye'ye yön verirdi. Bu nedenle; günümüzdeki gelişmeleri, eski Cum- hurbaşkanı Demirel'ın bir yıl önce devlet adınasap- tadığı kuralla değeriendirmek gerekiyor. Demirel; idamın kaldınlmasını isteyen ve dolayı- sıyla Öcalan'ın asılmasına karşı çıkan Avaıpa Biüi- ği'ne, sert tepki gösteren içimizdeki siyasal ve top- lumsal hareketleri tersledi. Dedi ki: "Avrupa Birliği'ne üye olmak istiyorsak, Avnıpa Bihiği'nin kurallanna uymak zorundayız. Hem AB'ye üye olacağız, hem de uyguladığı ve saptadığı kurallan yerine getirmeyeceğiz. Bu, ol- maz." Bu mantık, devletyönetiminde "itibargördü"'. De- mirel kuralı benimsendi. Tartışmalar "ya ABya idam'a dönüştü. Tam üyelik uğruna ne olursa verecektik! Sonunda; Avrupa Birliği, "Buyurunuz, işte bizim kurallanmız, gerekenleri yapınız" diyen ortaklık bel- gesini önümüze uzatıverdi. Üstelik Türkiye; Katılım Ortakiığı Belgesi açıklan- madan önce aldığı duyumlara güvenerek hayli sa- bırsız davrandı. Medya kuruluşlan Ankara'ya iletilen belge metnin- dedeğişiklikolasılığını işlerken: BaşbakanımızEce- vit, sabah saat 10.00'da DSP grubunda katılım bel- gesinin kabul edilebilir içerikte olduğunu duyumsa- tan bir konuşmayaptı. Üstelik "metinde dayatma ol- madığım" söyledi. Başbakan'ın belgenin resmen açıklanmasını bek- lemeden yaptığı bu konuşmadan sonrâ aynı gün saat 17.00'de Brüksel'den gelen haber, Kıbns so- rununu bir yılda çözüme bağlamayı öngören deği- şikliği ilan ediverdi. Buyurunuz, bulabilirseniz çözüme! Ortaklık belgesinin açıklanmasından sonra Avru- pa Parlamentosu'nda bir konuşma yapan AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Günther Verheugen, hükümetimızin anlamazlıktan geldiği kimi duyarlı kc- nularda belgenin gerçek ıçeriğini basına açıkladı. Dışışleri Bakanı Cem, bir süre büyük başanymış gibi ortaklık metninde "azınlık" sözcüğünü AB'nin kullanmayacağını söyledi durdu. Belgede azınlık sözcüğü kullanılmadı, ama kısa vadede gerçekleştirmemiz istenilen "hedeflerde"; tüm vatandaşlar namı altında, Kürtlerin anadillerin- de TV ve radyo yayını yapmalan, bölgesel farklılık- lar giderilerek -her zaman söyledikleri Kürtlerin yok- sun olduğu- "ekonomik, sosyal ve kültûrel imkân- lann genişletilmesi" istenildi. Ankaramız "azınlık"Xar\ söz edilmeyişine sevine- dursun, Verheugen; Kürt sözcüğünü kullandı ve... ...Belgenin "etnik 'azınlıklara' kültûrel haklartanın- masını" içerdiğinin altını çizdi. Açıkçası; AB'de doğrudan sorumlu kişilerin katı- lım belgesinı böyle okuduğu, asıl gerçeğin belgede değil, Verheugen'in sözlerinde yattığı ortaya çıktı. Türkiye'yi bölünmeye götürmesi olası uzun süre- dir çizilen yolda Avrupa, adım adım ilertiyor. Kopenhag ölçütlerini dilinden düşürmeyen hükü- metimize, AB ilerleme raporu yanıt veriyor: "Türki- ye Kopenhag Ölçütleri'nin gerisinde!* Buyurunuz efendim: AB'ye üye olabilmek için AB koşullanna uymayı zorunlu gören devlet mantığını gerçekleştiriniz: 50 yıllık Kıbns sorununu bir yılda çözünüz! Ya Avrupa, ya?.. Söyletmeyin insanı! 500 milyar çeyrek bilete A N K A R A (AA) -Mılh Pıyan- go Idaresı'nın 9 Kasım 2000 çekılişınde ıkramıye ısabet e- den bılet numaralan şöyle: 500 milyar llra: 302353 (Ankara, Mersin, Nığde) 10 mllyar llra: o: 1 mllyar llra: 252000 500 mllyon llra: 056397 198537 314031 597194 075738 198685 384120 250 mllyon llra: 000751 118443 221379 307718 424104 506613 001423 148339 229012 327230 437082 510363 542458 564720 100 mllyon llra: 002417 025696 070706 091896 116259 138989 179561 192804 211703 227811 257833 265036 310597 328993 351292 387024 414173 431406 457214 474540 488974 518961 538120 548164 591601 021612 036854 079675 101087 122394 159724 182230 196904 215247 235151 261557 273252 314021 343779 361238 390380 427837 449116 467771 486203 507217 521155 541357 572167 593835 50 mllyon llra: 013028 019049 024978 031264 043163 064428 015222 022100 027990 035538 062320 067062 Ankara, İU00 166552 159663 204353 512051 029055 199179 252467 417053 470398 533864 022453 047043 091378 108688 131107 171801 184410 202429 224324 240813 262611 296028 318041 349167 371361 403433 429767 455197 473012 487095 515052 528915 544436 573728 595035 016714 022603 030456 039158 063^68 071695 082694 093819 117073 122309 126663 134033 152516 157476 179814 200817 213597 238369 246142 248950 254437 263620 276223 284224 297293 302446 307246 312393 325506 335634 349426 354120 367306 387615 398914 417843 429532 443110 474001 490726 496514 509108 545098 552381 563789 568245 569663 577647 583239 587346 086239 106342 117878 124443 129547 140992 154264 160850 184162 203724 221979 241428 246364 250907 255201 266888 279340 291624 300833 304356 307532 312791 330166 342345 349843 362816 382243 389465 400782 417918 435516 453257 484266 492320 497169 523350 546856 555168 566029 568754 569928 580370 584920 088106 107206 118197 124598 132048 144709 157483 176624 185163 205250 231823 245915 247209 251885 258566 266898 281671 297115 302039 306053 307717 324895 332301 344587 350354 366406 384416 389995 400737 420671 441299 471963 486705 495115 503085 541149 551762 555359 567925 569685 574267 581440 585884 594261 597908 30 mllyon llra: 11171 49534 14733 24519 38236 58160 71339 74721 91238 99049 20 mllyon llra: 0626 1515 8405 8680 9082 9599 10 mllyon llra: 153 342 759 865 6 mllyon llra: 05 37 i51 85 Amortl: 3 ve 9 'Laik devleti yaşatahm'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı AhmetNecdetSezer, "Yû- ce önderin erek olarak ön- gördûğû çağdaş uygarhk düzeyine erişebilmek için hukukdevleti, insan hakla- n ve demokratikleşme ko- nulanndaki eksiklikleri- mizi hızla gidermemiz ge- nekroektedir" dedi. Sezer, 10 Kasun nede- niyle yayımladığı mesaja "Cumhuriyetinkurucusu, büyük komutan, eşsiz dev- let adamı Atatürk'ü, ara- mi7rlan aynhşınm 62.yitan- da, ulusça, saygı, sevgi ve şükranla anıyonız" diye başladı. Sezer, insanlığın tarih boyunca yetiştirdiği en büyük liderlerden biri olan Atatürk'ün bılgısı, sevgisi, hoşgörüsü, banş- çıhğı ve demokrat kışilıği ıle örnek alındığına dikkat çekti. Sezer, "Atatürk'ün en büyük zaferi yenilmiş bir imparatorluktan çağ- daş bir devlet yaratmas- dır. Içinde yaşadığı toplu- mun yapısını çok iyi bflen Atatürk, bilimsel değerten- dinneler ışığuda Türk ulusuna en uygun yönetim biçiminin Cumburiyet ol- duğunu anlamış ve bu yö- netim biçimini yeğiemiştir. Cumhuriyetin ilanı, Türk toplumu için tarihin en bü- yük dönâşümlerinden bi- rknr" dedi. TBMM Başkam Ömer gi, Atatürk'ün kurup ilk başkanlığını yaptığı; ordu kuran, savaş yönetip zafer- ler kazanan, devlet kuran Meclis'in bugün de aynı şevk, heyecan ve kararlı- lık içinde olduğunu kay- dettı. tzgi, onun ilke ve devrimlerinin sonsuza ka- dar yaşayacağını kaydetti. Başbakan BükntEcevit, "Atatürk anlaşıkhkca ve bihnçJerde kökleştikçe o- nun temeUerini atnğv laik, dcmokratikTürkiye Cum- huriveti daha da güçknt- yor. Olümünün üzerinden geçen her yıl ulusumuzu Atatürk'e daha çok kavuş- turuyor" dedi. MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yarduncısı Dev- let Bahçefi, Atatürk'ün he- deflenne en kısa zamanda ulaşmakla yükümlü bir nesli temsil ettiklerine işa- retetti. Devlet Bakanı ve Baş- bakan Yarduncısı Mesut Yılmazmesajında, 10 Ka- sım 'lann aydınlık gelece- ğe yönelik atüımlann esin kaynağı haline getirilme- sini istedi. FP Genel Başkanı Recai Kutan,"Atatürk'ün bizk- re emanet ettiği Cumhuri- yeti jTİceltmek. daima ileri noktalara taşunak ve ev- rensel normlara uygun de- mokrasi ile taçlandınnak, Atatürk'e karşı en büyük ödevimizdir" dedi. Eğitim-Sen'den yapılan yazdı açıklamada, ekono- minin IMF'nin denetimi- ne bırakılıp Mustafa Ke- mal' in bağımsızlık anlayı- şının göz ardı edildiğı be- ürnldi. DYP Genel Başkanı Tansu Çffler, ülkenin Ata- türk ilke ve düşünceleri ışığında, demokrasi içinde kalkmma çabasıyla, mede- ni dünyanın onurlu bir üyesi olarak sonsuza kadar yaşayacağını söyledi. TtSK Başkanı Refık Baydur, Atatürk'ün hedef- lerinin kendi hedefleri ol- duğunu belirtti. DTP Genei Başkanı ts- met Sezgin, "Kipğini ve benliğini Atatürk'le bulan Türk halla, ona nelerborç- lu okluğunun bilincinde- dir"dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Türkiye'yi yarınlara, daha çağdaş ve demokratik bir yaşam tarzma götürecek yol haritasının, dâhi dev- let adamı, büyük Atatürk tarafından çizildığinı vur- gulayarak "O yolu izleme- ye devam edebilse>dik, bu- gün karşdaşügunız sorun- lann hiçbiri ile karşılaş- mazdık" dedi. Eğit-Der Genel Başka- nı ve CHP Parti Meclisi üyesi Mustafa Gazakı. ut- kunun Atatürkçülerin ola- cağını anlattı. Türk Eğitim-SenjGenel Başkanı Şuayip Özcan. eğıtim alanındakı sorunla- ruı çözümünün Atatürk'ün belirlediğı ilke ve devrim- ler doğrultusunda hazırla- nan bir eğitim sisteminden geçtiğini kaydetti. IP Genel Başkanı Doğu Perinçek, başta ABD ol- mak üzere Batı emperya- lizmi ve onun Türkiye'de- ki işbirlikçılennin Ata- türk'ü öldürmeye çalıştı- ğını belirtti. Atatürk'ten telgrafvar Mustafa Kemal E>erne- ği, büyük önder Ata- türk'ün olümünün 62. yıl- dönümünde "Atatürk'ten tdgraf var" başhğı alunda Yılmaz, yasalarda bazı düzenlemeler olabileceğini söyledi 'Kürtçe yayın yapılabilir' ANKARA (CnmhurivetBBro- sa)- Başbakan Yarduncısı Mttnt Yıhnaz, AB'nin Türkiye'den ana- dilde yayın hakkını tanunası iste- ğinin mutlak bir yükümlüiük do- ğurmadığını belirterek "Biz koı- diihtryaçlarunragözetiriz-thtiyaç varsayasaiardabazıdüzenlemekr yapabffiriz. Resmi devtet televiz- yonundabazıprogramiaruygala- yabüiriz.Ancak.bölücübirörgüt- le Oişldh' kurumun yapacağı yayı- na demokratikhiçbirûlkeizin ver- mez" dedi. MGK'nin bir danışma organı olduğunu vurgulayan Yıl- maz, "Bu konuda yapacakpekbfer şe> yok. 28 Şubat nedetûyie MGK karartaruun hükümet açmndan baglajıa okluguyönünde bir izte- nim var. MGK kararlan 'bıldiri- lir' yerine 'tavsiye ediür' denür- se probkm çözulür" diye konuş- tu. Yılmaz, dün akşam CNN Türk'te katüdığı programda AB sürecinde gelinen noktayı ve son gelişmeleri değerlendirdi. Yıl- maz'ın dile getırdıği görüşler ana hatlanyla şöyle: -Kdms maddea bizi bağkunaz: Belgede Kıbns konusunda sonra- dan yapılan değişikliğin bizim için bağlayıcılığı yok. Yunanis- tan'ın AB Konseyi'ndeki onay aşamasında desteğinın alınması için böyle bir sözde jest yapılmış olabilir. Bu Kıbns konusunda tu- tumumuzu yeniden değerlendir- memizi bile gerektirmeyecek bir değişüdik. 21 Kasım'da Bakanlar Konseyi toplantısı var. 9 Aralık'ta Nice kentinde zirve var. Her iki aşamada belgede değişiklik ola- bilir. Olursa ryi olur, böylece Hel- sınki'den de sapılmamış olur. De- ğiştirilmesi içingirişimde buluna- cağız. Yanlış anlamaya neden ola- cakbir şey bertaraf edilir. Olmaz- sa da sakınca oluşturmaz. - Resmi Kürtçe yayuı olabilir: Katılım ortakiığı belgesi ışığında ulusal programımızı hazırlarken kendi öncellıklenmize önan vere- ceğiz. Bu program ülkenin bölün- mez bütünlüğü, Cumhunyefin te- mel nitelikleri dikkate alınarak ha- zn-lanacak. AB'nin bazı ülkelerin- de özel radyo ve televizyonlara dahi müsaade yok. Kimse Türki- ye'ye sen özel televizyonlarda herhangi bir dilde yayın yapacak- sm diye dayatmada bulunamaz. MGK konusunda tek değişiklik yeterH: Bana göre bu konuda ya- pılacak pek bir şey yok. Anayasa- nın ön gördüğü MGK, danışma organıdır. Mesele daha çok uygu- lamada ortaya çıkan izlenimler- den kaynaklanan bir durumdur. MGK kararlanmn hükümet açı- sından bağlayıcı olduğu yönünde bir izlenim var. MGK kararlan bil- dirilir yerine tavsiye edilir denilir- se problem çözülür. Bu konuda 28 Şubat'tan kaynaklanan yanlış bir izlenim var. Fogg: Beklentilerkoşuldeğilöncelik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Komisyo- raı'nun Ankara Temsücisi Kareo Fogg, Türkiye'nin katılım ortakiığı belgesinde işaret edilen refortola- n kendi ulusal kaynaklannı kullanarak gerçekleş- tirmesi gerektiğini söyledi. AB'nin reformlan des- teklemek amacıyla vereceği mali yardımı 2 kat art- tırmasına karşın, 170 nülyon Euro'luk bu miktann yetersiz kalacağım ifede edeo Fogg, bu yardımlann Kopenhag knterlerine uyum konusunda sağlanacak ilerlemeye bağh olduğunu bildirdi. Türkiye için aynlan yardımın arttınlmasına kar- şm Polonya gibi yılda yaklaşık 800 milyon Eu- ro katkı alan adaylann çok gerisinde kalması dikkat çekti. Fogg, AB Komisyo- nu'nun önceki gün açık- ladığı katılım ortakiığı belgesi ile Türkiye rapor- lan konusunda AB Tem- silciliği'nde gazetecilere brifing verdi. Belgenin üyelik için aynntılı bir "yol haritasT çizdığıni belirten Fogg, bunun Türkiye'nin haza-layaca- ğı ulusal program için "re&ber* olduğunu söy- ledi. Belgenin en geç yıl so- nunda AB Komisyo- nu'nda karara bağlanaca- ğını kaydeden Fogg, bu aşamada belgede ciddi değişikliklerde bulunul- masma pek ihtimal ver- medığinı ifade etti. Bel- gedeki kısa ve orta vade- de ifade edilen beklenti- lerin "fcoşul'' değil, "ön- cefik" olduğunu savunan AB Temsücisi, "Koşuiar tüm aday üDceier İÇÎD ay- Mulıalefet umutsuz ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Muhalefet partileri, AB Kahhm Ortakiığı Belgesi'ndeki (KOB) Kıbns koşulunun Avnıpa Birliği'ne üyelik sürecine önemli bir darbe indirdiğini sa- vundu. DYP Genel Başkanı Tansu Çflfer, AB'nin de Birleşmiş Milletler'in koyduğu çerçeveye uya- rak Kıbns'taki Türkleri azınlık konumuna dü- şünnek istediğini söyledi. Çiller şu görüşleri di- le getirdi: "Uygulama çoksübjektifbir kavram. Diğer aday ülkekre konuhnayan bu şart, çok önemli bir nüans ve Türkiye'yi askrya alan bir yaklaşuTL Türkiye'nin yolu şu ohnalı: Türkiye AB'nin her dediğmikabul ederek Avrupahlaşa- maz. Türkiye bir yerde kavga vererek hakkını arayacak bir uzlaşmanın peşinde ounahdır" FP lıderi Recai Kutan, AB'nin açıkladığı katılım ortakiığı belgesinde parti olarak Kıb- ns konusunda hassasiyetlerinin bulunduğunu belirterek, "Kıbns gerçek anlamda tehlikeye düşebflir'' dedi Kutan, "Türkiye 2001 VThndan rtibaren müzakerelere başlayamazsa 2002 y> hnda Ahnanya ve Fransa'da yapılacak seçim- lerde hangi partinin gah'p çıkacağı belli değiL Kıbns meselesi müzakere ediürken Tür- kiye'nin önünde sadece Güney Kıbns ve Yunanistan değil AB olur. Onun için 2001 yıbn- da mutiaka müzakerelere başlamahyız'' dedi. mdır, önceükfcr ise her aday ülke için ayn a\n befir- lenir. Oncetikler müzakere sürecinde alınması gere- ken önlemleri ortaya koymakta" dedi. Fogg, DışişleriBakanlığı'nın Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde önceliklerini yine kendisinin belir- leyeceği yönünde yaptığı açıklamanın anımsatıl- ması üzerine, bunun olağandışı bir açıklama olma- dığını ve aday ülkelerin egemenliklerini korumak is- teyebileceklerini kaydetti. Fogg, Düzenli Rapor 2000 ile katılım ortakiığı arasındaki yakm ışbirlıgı- ne işaret ederken Türkiye'nin raporda belirtilen tüm eksiklikleri gidermesi gerektiğini vurguladı. Gazetecilerin sorulan üzerine mali yardımlar konusuna degınen Fogg, katılım öncesı stratejinin bir parçası olarak Türki- ye'ye yapılacak mali yardımın arttınlacağmı söyledi. Fogg, "Türidye 1996- 1999 döneminde yıida ortalama 90 milyon Ett- ro yardımdan yararian- dL Bu yardını iki kaüna çıkaniacaktır'' dedi. Ya- pılan yardım ve hibele- rin, ülkenin ihtiyaç duy- duğu ile karşılaştınldı- ğında "okvanusta damla gjW kalabüeceğını kay- deden Fogg, "Türkiye reformlan büyük ölçüde ulusal kaynaklann kui- lamlmasıyla, kamu ve özel kaynaklaıia gerçek- leştirilecektir. Diğer bazı adaylanndahafazla yar- dım afanasınm nedeni ekonomide kökhı yapsal dönüsüm sürerinden geçmelerinden*' diye ko- nuştu. onun adına atfen bir mesaj yayımladı. Dernekten ya- pılan yazılı' açıklamada, "Kurtancımız ve kurncu- muz büyük Atatürk'ün aramızdan aynuşının 62. yüında derneğimize gön- derdiği mesajı bilginize su- nuyoruz" denildi. Temsili olarak büyük önder Ata- türk'ten, Dernek Başkanı Kamran Baran'a gönde- rildiği belirtilen mesajda şöyle denildi: "Kurdu- ğum çağdaş devletin, de- mokratikve laik cumhuri- yetin bugünkü halinden üzüntü du>maktayım. Bundan 81 yıl önce de em- peryalist güçlerce yönlen- dirilen ve beslehen içimiz- deki vatan hainlerinin ny- netini ve karakterini yakV nen bildiğimden, onlann bugünkü uzanülannın şahsıma yönelik her türiü saldın ve davranışlanna gûlüp geçerim. Ama ülke- me, milletime ve laik cum- huriyeome yönelik ihanet- lere asla kayıtsız kalamam ve asla affedemem." Atatürkçü Düşünce ve Laik Eğitim Vakfı Genel Başkanı Abdurrahman Kurtaslan, ülkenin şeriat tehlikesi altında bulundu- ğuna işaret etti. SPK yönetimi cıtııntyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Koalisyonu oluşturan parti liderleri- nin zirvesinin ardmdan açıklama yapan Başba- kan Bülent Ecevit, SPK Başkanı ve üyelennin bu- gün belirleneceğini bil- dirdi. Hükümet ortaklan- nın 24 gündür atama ya- pümayan Sennaye Piya- sası Kurulu Başkanlığı (SPK) için Milli Emlak Genel Müdürû Doğan Cansızlar üzennde uzlaş- tıklan belirtiliyor. Devlet Bakanı Recep Önal, SPK yönetiminin atanmasm- daki gecikmenin sorun olmadığuu savunurken dış açüda ilgili önlemle- rin hazırlandığını, gele- cek hafta bu çalışmalann önlerine geleceğini söy- ledi. Başbakan Ecevit, baş- bakan yardımcılan Mesut Yıhnaz ve Devlet Bahçefi, dün Bakanlar Kurulu top- lantısının ardmdan Baş- bakanlık'ta bir araya gel- di. Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardmdan SPK Başkanlığı'na atama yapılıp yapılmadığı soru- suna, "Yann (bugün) be- Krienecek" denildi. SPK'ye başkan atama- sı konusunda ANAP- MHP ve DSP'nin farklı adaylan bulunuyordu. ANAP, eski başkan Muh- sin Mengütürk ve Bilte- kin Özdemirüzerinde du- rurken MHP de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na partisinden son seçimde aday olan Hüseyin Erdem'i, DSP de Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tuna- boyhı'yu istiyordu. SPK Başkanlığı için adı geçenlerin medyada çokça tartışmalan nede- niyle liderlerin başka bir kişiye yöneldikleri, Milli Emlak Genel Müdürü Cansızlar'ın bu aşamada gündeme geldiği ileri sü- rüldü. DSP'ye yakm ol- duğu savunulan Cansız- lar'ın daha önce yurtdışı- na müşavir olarak atan- masmın da gündemde ol- duğu kaydedildi. Devlet Bakanı Önal, gazetecilerin liderler zir- vesinde SPK'ye üye ve başkan atamasının görü- şüldüğünü söylemeleri üzerine "Bana gelen bir bilgj yok" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada tak bir pazar kurma karan aldılar. Adım Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) koydular. Bunu zaman- la geliştirdiler, önce Avrupa Topluluğu (AT) sonra Avrupa Birliği (AB) aşamasına geçtiler. Bu süre içinde biz de Avrupa'daki oluşumlann çoğuna katıldık. 200 kadar Avrupa kurumuna üye- yiz, ama en üst katılım AB'ye üye değiliz. Bu ortaklığın benzerini siz başlatmıştınız. Doğu- da Sadabat Paktı, Batıda Balkan Paktı, AB oluşu- munun başlangıcındaki girişimleri andınyordu. Siz- den sonraki kadrolar bunu geliştirseydi, belki böl- gesel örgutlenmeler daha ileri düzeyde olurdu. Şimdi, doğumuzdaki rejimlerin biri ötekinden beter, batımızdaki Balkanlar'da da her ülke kom- şusuyla kötü, AB'yle ve ABD'yle çok iyi! Konuyu dağıtmayalım, ülkemize gelelim... Avru- pa'nın uzun yol aldığı son 50 yılda biz de çok ça- ba harcadık. önce senin miraslannı "halkın be- nimsedikleri-benimsemedikleri" diye ikiye ayırdık, sonra da tümünü erozyona bıraktık. Bu gidiş beraberinde toplumsal yaşami gerilet- ti. Bu gerilik siyasete yansıdı; biraz geriteme biraz gerilme, bugünlere geldik. Şimdi AB'ye girmek için neremizi düzeltsek, di- ye tartışıyoruz. Bu gidişle AB'ye mi gireriz, yoksa birbirimize mi, belli değil. Senin mirasın yine güncel tartışma konusu ol- maya devam ediyor. Kimi siyasi hareketler, uzun süre "O dönem bitti, bırakın geçmişi, geleceğe ba- kalım"gibi propagandalara ginştiler. Baktılar ki bu ülkede Atatürk'e rağmen politika yapmak olanak- sız, bu kez tavır değiştirdiler, şunu söylediler "Atatürk yaşasaydı, bizden olurdu!" Buna benzer politikalann ardı arkası kesilecek gi- bi değil. Yine, "Bırakın Atatürk dönemini, yeni bin- yıla bakalım" diyenler, topluma bir şeyi kabul ettir- mek istediklerinde şunu söylüyorlar: "Atatürk de böyle düşünürdü!" Kurumlann kurum bağlarken Bıraktığın kurumlaria ilgili yorum yapmaya dili- miz varmıyor ama, çoğu kurum bağladı. İki yön- tem izlediler: Ya kapatıp kilit vurmak, ya açık tutup içini bo- şattmak! Temelini attığın yatınmlara son derece maf-ya- sal yaklaşıldı. Yasasına uydurup sattılar sonra da satışın 3-4 katı para verip geri aldılar. Miras bırak- tığın kurumlann her birinin öyküsüne satıriar yet- mez, ama Sümerbank'a değinmeden geçemeye- ceğiz. Bankası talan, fabrikası yalan oldu. BankaJar konusunu nasıl anlatalım; Sümer- bank'ın bez fabrikalan 24 saat dokusa, pisliği te- mizlemeye yetecek üretim yapamaz. Siyasilere gelince... Yaptığı işı temizleyecek be- zi olmayanlann her konuda tezi var. Meclis son derece başanlı. Ülke yolsuzluk söylentilerinden kı- nlıyor; Meclis, "Bu konuyu konuşmaya gerekyok" diyor. Bakalım ne zaman, Meclis'in gündemiyte ül- kenin gündemi çakışacak! Çok partili yaşam senin de özlemindi. Denedin, olmadı. Bugün pek çok partili yaşam içindeyiz. Konu, siyasi çıkar olunca sistemin adı, "çok par- tili tekseslilik" haline geliyor. Bugünlerde tümü meşgul, merkeze doğru koşuyoriari Cumhuriyetin 77. yılını kutladık; hâlâ en büyük coşkumuz 10. Yıl Marşı. Bu da güzel, ama keşke öteki onlu yıllarda da coşku dolu marşlar yazabi- lecek günlerimiz olsaydı. 10. Yıl Marşı'nın en ko- rosal söylenen bölümü, "Demir ağlaria ördük anayurdu dört baştan'öa küçük bir değişiklik ol- du: "Demir parmaklıklaria ördük anayurdu dört baştan!" Bütün bunlara karşın umutsuz da değiliz. Buna hakkımız yok. Bugün yine yüz binlerce kişi huzu- runa gelecek. ' Bankalann içi boş... Ama sana gelenlerin, seni duyumsayanlann içi dolu! . . balbay@cumhuriyetcom.tr Cezaevlerinde açbk grevi ANKARA / ÎSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Tür- kiye genelindeki 15 ceza- evinde bulunan yaklaşık bin siyasi tutuklunun F ti- pi cezaevi uygulamasına geçilmemesi istemiyle başlattığı açlık grevi 21. gününe girdi. Tutuklu ya- kınlan, F tipi cezaevleri- ne kesinlikle karşı çıktık- lannı dile getirerek hükü- metin uygulamadan vaz- geçmemesi durumunda birçok ölüm olayının yt- şanacağı uyansmda bu- lundular. Hallon Hukuk Bürosu avukatlanndan Beyiç Ab- çı, tutuklularm açlık gre- vini sonuna kadar sürdü- receklerini belirterek ölüm olaylan ile karşıla- şılmaması için yapımı ta- mamlanan F tipi cezaev- lerinin kapatılması gerek- tiğini savundu. Aralann- da DISK, KESK ve ÖDP'nin de bulunduğu bazı siyasi ve demokratik kitle örgütleri de "açhk grevlerinin ölümle sonuç- lanmasının sorumlusu- nun hükümet olacağuu" savundular. "Hücrelere gjrmekten- se ötaıeyi yeğteriz'' diye- rek F tipi cezaevi uygula- masına kararlılıkla karşı çıkan tutuklu yakını aile- ler, hükümetin uygulama- dan vazgeçmemesi duru- munda açlık grevlerinin 30 ya da 35. gününde ölüm orucuna dönüştürü- leceğini belirterek kendi- lerinin de bu grevi katıla- rak destekleyeceklerini açıkladılar. İnsanbğı aykın Istanbul Taksim'deki Makina Müfendisleri Odası'nda ortak toplantı yapan ve aralannda ÖDP, KESKveDlSK'indebu- lunduğu demokratik kitle örgütleri, hazırladıklan ortak metni açıkladılar. Son günlerde çete savaş- lanyla gündeme gelen ce- zaevlerinde Ftipininuy- gulamaya konulduğu, bu cevazevlerinden 5'inin ta- mamlandığı belirtilen açıklamada, "Suçu ne ohırsa obun insanlarmtek basına ydlarca hatta on yıllarca 10 metrekareük bir hücrede rurulması in- sanlığın bütün değerieri- ne aykmdn-" denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear