22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç • Genel YayrnKoordınatorir Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdürü. Ibra- nim Yüaız • Sorumlu Mudür. Fik- ret Dkiz # Haber Merkezı Müdürü: HakanKsra Istihbarat Cengiz Yüdmm • Ekonomı Özlem Yizak • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı # Fotograf Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Fanç Yayın Kunılu Üh»n Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şökran Soner, tbrahim Yİkhz,Ortan Bursalı. Mustafa Balbay, HakaoKan. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125.Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kıztk, H. Zıya BK 1352S 23Tel 4411220, Faks-4419117©AdanaTemsılcısı Çetin Yigenoğlu, Inönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel 363 12 11,Faks:363 12 15 Müessese Müdüıü. Üstün Akmen • Koordınatör: Ahmet Koruisan • Muhasebe Bülent Yener • Idare. Höseyin Gürer • Satıs: FazUet Knza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işrtman • Uenel MudurV ardımcısı SndaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5P84«Wl Faks 5138463 VayımlaviB ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş Türtocağı Cıd 39 41 Cagaloglu 343^4 Isıanbul PK. 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0212)5120505 (20hal) Faks (»212)51385 95 www.curnhuriyet.com.tr 1 KASIM 2000 îmsak:5.00 Güneş: 6.28 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.41 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.30 AÇEV, babalar ve çocuklar için 'Baba Destek Programı' oluşturdu Babalar iyi çocuk bakar • Doğumdan itibaren çocuğun yaşamında etkin davranan babaların çocuklan, zekâ testlerinden daha yüksek puan alıyor. Babalanyla olumlu ilişkiler geliştiren çocuklar, okulda daha başanlı oluyor ve daha az davranış sorunu yaşıyor. FİGENATALAY Araştırmalar, babalann çocuk gelışımınde aktif rol almasının, çocuğun geli- şimini olumlu yönde etki- lediğini gösteriyor. Baba- nın aile içindeki varhğı ve etkin katılımcı tutumu, ço- cuklann zihınsel gelişimin- deki analız etme becerisi, zekâ düzeyi, temel beceri- leri, dıl zekâsı ve akade- mik başansı, sosyal ve duy- gusal gelişimdeki iç dene- tim, olgunluk, bagımsız- lık düzeyi, psiko-sosyal uyum, cinsel kimliğini ta- nimlama ve geliştirmesini olumlu yönde geliştiriyor. Babanın çocukla geçir- diği zamandan çok çocuk- la ilgilenış biçımı ve düze- yi çocuk gelişımini etkıli- yor. Ama gerçekte dünya- nın her yerinde babalar ço- cuk gelişiminde aktif ola- rak yer almıyor. Babanın çocukla geçirdiği zamandan çok çocukla UgDeniş biçimi ve düzeyi çocuk geüşimini etkfliyor. Anne-Çocuk Eğitim Vakfı, (AÇEV) çocuğun gelişiminde anne kadar önemli rol oynayan baba- lann, çocuk gelişimi ko- nusunda bilgilenmesi, ken- dilerinin önemini fark et- mesi ve desteklenmesi amacıyla "Baba Destek Programı"nı (BADEP) oluşturdu. Koc Oniversitesi ögre- tim Üyesi Prof. Dr. Çif- dem Kâğrtçıbaşı ile Boğa- ziçi Ünıversıtesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. SevdaBek- man'ın danışmanlığında hazırlanan program, özel- likle Istanbul'a diğer kent- lerden göç etmiş ve düşük gelire sahıp babalan he- defliyor. AÇEV yetkilile- ri, programın amaçlannı şöyle sıralıyorlar: • Babanın çocuk getişi- minde kendi önemini fark etmesi, • Babanın çocuk gelişi- mi konusunda bilgilenme- si, • Bflgilenme somıcnnda babanın çocuğundan ger- çekçi beklentüer içinde ol- maa, Şimdi, 250 kontörlük Kazı Konus Kartı alana Hazır kaseti Kart hediye! Bu teklif, Kasım sonuna kadar katılımcı bayilerden satın alınan 250 kontörlük Kazı Konuş Kartlan için geçerlidir. Kampanyamız stoklarla sınırlıdır. Hazır Kart Mûşteri Hizmetleri: 444 0 535 veya (0-2İ6) 458 0 458 www.turkcell.com.tr/hazirkart Faturasız Cep Telefonu Hattı HAZIR KART • Çocuk istismannınön- lenmesi, • Babanın, çocuğun ge- Bşiminde dahaetkin bir rol oynayabilmesi için gerekti desteği ahnası, • Babanın çocuk eğiti- mine katılarak cinsler ara- sı dengenin sağlanması, • Babanınevdegerekço- cuğuna gerekse eşine kar- şı uygulayacağı demokra- tik yöntemieri öğrenerek daha demokratik, mutlu bir aile vapısınavetopiuma ulaşıhnasL" 3-9 yaş arasuıda çocuğu olan babalann katılabildı- ği ve 12 hafta süren Baba Destek Programı'nda, ba- banın rolü ve çocuğa etki- si, aile tutumlan, çocuğun davranışlannı kabul etme ve etkin dinleme, ben dili, olumlu disiplin yöntemie- ri, çocuğun gelişim özel- likleri, bedensel ve zihinsel gelişim, çocukla geçirilen zamarnn önemi, duygusal gelişim, sosyal gelişim, oyun ve çocuk gelişiminde- ki önemi, çatışma çözme yöntemlen ve genelleme konulan işleniyor. FotografGünleri eddnlüderi kasun ayı boyunca sürecek. IstanbuTda fotoğraflı günler Buyıl lö.sıdüzenlenen İFSAK Istanbul Fotograf Günleri ltalyan Kültür Merkezi'nde bugün yapı- lacak açüışla başhyor. Fo- tograf Günleri'nin amacı Türkiye'de fotoğrafçılığın yaygınlaşması, fotograf üretiminin artması, yeni fotograf sanatçılannın ye- tişmesi ve fotoğrann say- gınlık kazanması. Kasun ayı boyunca ger- çekleştirilecek Fotograf Günleri'nde bu yıl 'Foto- maraton' yanşması ve 'Fotoğrafinla GeP sergisi gibi gelenekselleşmiş et- kinliklerin yam sıra, Tür- kiye, lsveç, Yunanistan, Finlandiya, Danimarka gibi ülkelerden tanınmış fotoğrafçılann ve kulüp- lerin fotograf sergileri yer alacak. Dünyaca ünlü Magnum Fotograf Ajansı üyesi ts- veçli Kent KBch, Isveçli belgesel fotoğrafçısı An- dersPetersen ve Şilili Pat- ricio Salinas, Fotograf Günleri'nde sergi açacak fotoğrafçılar arasında yer alıyor. TURKCELL H I Z M E T I D I •> e-posta : tan @ prizma. net. tr Fiyatlar 3.5 ile 35 milyon lira arasında değişiyor Beyoğlu y ndaki Terkos Pasajı'nda kaliteyi ucuza alın • Vitrin vitrin dolaşan tüketiciler, kaliteyi ucuza alma arayışında. Farklı kesimden pek çok alıcıyı buluşturan Beyoğlu Terkos Pasajı'na, modayı takip ederken bütçesini de kollayan tüketici rağbet ediyor. Hem klasik hem spor giyimle uyum sağlayan likralı pantolonlar 5.5 milyon liradan, angoralar 8.5 milyon liradan, bodyler ise 4 milyon liradan satışa sunuluyor. Vazgeçilmez kaşe kabanlar 30 milyon lira, mantolar 35 milyon lira, pançolar ise 8.5 milyon liraya alıcı buluyor. Moda, ihtiyacı olsun olmasın kadın tüketicileri vitrinlere çekerken fıyat etiketlerine çevrili gözler, en iyiyi alma yanşında bütçeyi zorluyor. Bütçelerin, hiç bir GÖZDE AKGÜNGÖR Atkı ve şapkalann kaçmılmaz olacağı günler yaklaşırken şehrin kalabahk caddeleri, sıcak renkli triko kazaklar, ekose etek ve pantolonlar, spor tasanmlı deri montlar giyen kadınlarla doluyor. Kış alışverişi için vitrin vitrin dolaşan tüketiciler, sezonun popüler ürünlerinde kaliteyi ucuza alma arayışun sürdürüyor. Mağaza sahipleri de sezonun baslamasıyla piyasanın canlanmasından memnun. Farklı kesimden pek çok alıcıyı buluşturan Beyoğlu Terkos Pasajı'na, modayı takip ederken bütçesini de kollayan tüketici rağbet ediyor. Sezon ürünlerinin vitrinde yer almasıyla piyasanın hareket kazandığını belirten mağaza sahibi Emre Düzgün, bu yıl angora kazaklann yine moda olduğunu söylüyor. "Geçen yıl sıkça gördüğümüz 'mürdüm' renginin yam sıra yeşilin koyu tonlan, özellikle haki yeşil çok satacak" diyen Düzgün, aynca 'panço' modasının geri geldiğini vurguluyor. Karakışa damgasını vuracak ekose etekler, pasajda 3.5 milyon lira gibi piyasa değerinin çok altında bir fiyattan satılıyor. dönem cazibesine karşı koyamadığı deri, pembeden lilaya kadar çeşitlı renklerle vitrinleri süslüyor. Deri montlar için en az 15 milyon ödemek gerekiyor. Modayı takip etmediğine dikkat çeken bir müşteri "Deri her zaman sıkür, hep sevmişimdir ama bu yü çok farkh modeiler var. Bir deri ceketim vanh, çok sadeydi, bu sene de tarz değiştirip yeşil, kısa bir mont akhm" diye görüşlerini belirtiyor. Satış personeli Ayşe Akyol da "Her kesime bitap ediyoruz, avantajumz da bu" sözlenyle her çeşit giysiyi burada bulabıldiğini söyleyen bir tüketicıyi doğruluyor. B u r s a ' d a n yola ç ı k t ı Ortaçgil Anadolu tumesinde Haber Merkezi- Bülent Onaçgil ilk kez büyük bir Türkiye turnesine çıktı. 29 Elam'de Bursa'da başlayan tumenin programı şöyle: 01- 02 Kasun- Ankara Migros, 04 Kasun- Kayseri Büyükşehir Belediye Tiyatrosu, 05 Kasun- Ürgüp Belediyesi Kongre Salonu, 11 Kasun- Mersin Kültür Merkezi, 13 Kasun- Adana Büyükşehir Belediyesi Tıyatro Salonu, 14 Kasun- Konya Devlet Tiyatrosu, 21 Kasım- Antakya Kültür Merkezi, 23 Kasım- Malatya Sabancı Kültür Merkezi, 24 Kasun- Elazığ Fuat Üniversitesi Salonu Ortaçgil konserlerinin tümünün başlama saari 20.30. Turnenin aralık ayındaki bölümü Artvin, Antalya, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, illerini kapsıyor. SÖYLESİ ATTİLÂİLHAN O 'Mâhut' Kısırdöngü!.. Uzerinden yanm yüzyıl geçtiği halde, CHP/DP iki- lisinin, ternekje, bir 'muvazaa' üzerine oluşup oluş- madığı, anlaşılamamıştır; o zamanki iddia, uluslara- rası konjonktür, Türkiye'de 'çokpartili' bir rejim ge- rektirince, 'Millî Şef'in önce Kâzım Karabekir'in ağzını aradığı yotundadır, 'muhalefeti' onun otuştur- masını düşünmüş! Celâl Bayar'a dönüşü, Karabe- kir Paşa'nın, her şeyi olduğu gibi, 'muhalefeti' de aşın derece ciddiye aldığını gördüğünden ileri geli- yor. Celâl Bayar'la Inönü, o zamanki deyimle, Türk Demokrasisi'nin 'dikensiz bir gül bahçesi' olmasında, mutâbık kalmışlardı: Buysa, ('Muha- fazakâr' ve 'Sosyalist Sof) iki kanadı kesik, hilkat garibesi bir kuş demekti! Tevfik Çavdar, büyük emek mahsulü çalışma- sında, 1950/1960 dönemini, kısaca şöyte değerten- diriyor "...1950-1960 dönemi, 'demokratikleşme' açı- sından e/e geçinlmiş, büyük bir fırsattı; ve ne yazık ki, e/e geçirilen bu ftrsat, kaçınlmıştır. 1908'den bu yana, ilk kez 'sivil' diye nitelenebitecek bir ikti- dar gelmiş; ve bu iktidar, muhalefetyıllannda, se- çim meydanlannda vaad ettiği demokratik ku- rallan, kurumlan yaşama geçirememiştr. İlk DP Hükümeti kurulduğu zaman, programda yer alan antkJemokratik yasalar ayıklanmamış, aksine, kısa sürede bu yasalara sığınılarak, daha des- potik bir devlet yapısına ulaşılmaya çalışılmışbr. Basın yasası, eskilen aratır bir hale geldiği gibi, iş- çilere grev hakkı verilmemiş; nihayet 1958'cten son- ra, muhalefet partilerinin faaliyetleri bile kısıtlanma- ya çalışılmıştır..." "...odönemde, ülkeye yerieştirilmek istenen 'de- mokrasi' anlayışında, iki öğe egemendir. dört yılda birseçim yapmak; ve seçimde çoğunluğu kazanan partinin, kayıtsızşartsızegemenliğüBu 'egemenlik' görünüşte halk adına kullanılıyordu, ama, Dr. Şe- fik Hüsnü'nün Cumhuriyet'in Hanı günlerinde ya- yımladığı bir makatede ileri sürdüğü gibi, iaçsız bir krallık' benzeri bir yapıdaydı. (Maurice Du- verger de aynı olguya parmak basmıştı). Özetlersek, bu dönemde, demokratik kurum ve kurallar, tam an- lamıyta kurulamamış, yerteştinlememiştir..." (Türkrye'nin Demokrasi Tarihi, Cilt 3, S. 81, Imge Yayınlan, 1996). lyi de neden? Topal' bir demokrasi aniayışı... Erbabı kimbilir, ne sebepler sıralayacaktır; benim görebildiğim, iki 'temel' neden var ki, sanınm şöyle bir formüle bağlanabilir: a/ DP de, CHP de, 'demokras/'yi. 'topal' algıla- mışlardı; Klâsik Gelişme Şeması'na uygun ülke- lerde, 'demokrasi' 'sınrfsal' biryapıdadır; 'emek' ve 'sermaye' dengesi üzerine kurulmuştur; seç- men 'sermaye'yi iktidara getirirse, 'emeği' mu- halefette tutan bu iki güç, partinin adı ne olursa olsun, iki büyük *yaptınm'a sahiptir ki, ancak o sayede, 'demokrasi' gerektiği gibi işler, etkili olur Sermaye'nin gücü, 'para'dır, 'emek'in gü- cü ise, 'grev'! Türkiye'de 'demokrasi', sadece 'sermaye'ye dayanan bir 'ststem' olarak olustu- rulmak isteniyordu; vahim bir yanlış, o kadar va- him ki, sonradan oluşabilecek şu vahim 'aşa/na"yı. ne Inönü görebildi ne de Bayar: 'Jacobin' kurul- muşbir Cumhuriyette 'sermaye', işi 'ecnebi'yle aşın flörte dökerse; muhalefet - halk cephesi oluşamadığından- 'Şeriatçt Istam'da odakianıyor- du. Hâlâ da öyledir. Böyle bir gelişme, ne derece- ye kadar 'demokratik' olabilir, bunu yaşadığımız son yanm yüzyıl göstermiştir. b/ Ikinci 'temel' neden, daha az önemli degil: Tür- kiye, 'demokrasi'ye uluslararası konjonktürün de baskısryta, adeta 'kerhen' geçmiştir; geçergeç- mez de, kendisini 'Soğuk Savaş'ın, birbirinden 'muhataralı' evrelerinde bulmuştur. Demokrat Paıü, 'MHB Şef yönetimı, SovyetJer'le ilişkileri iyi- ce bozdugundan, ABD'ye sığınmaktan başka çare göremiyor; belki de samimiyetle, VVashington'ın, Türkiye'yi 'Küçük bir Amerika' yapacağını sanıyor- du. Adnan Menderes, nasıl 'ağulu bir tuzağa'dûş- tüğünü, daha ilk iktidar döneminde anlamıştır; her- kesin bildiği gibi, 27 Mayıs'a tekaddüm eden gün- lerde, meşhur Havza konuşmasını yapmıştı, orada Türkiye'nin Sovyetler'le iyi ilişkilere girebilece- ğini ima ediyordu, Kruşçov'la görüşeceğini söy- lemişti. Tesadüf bu ya, darbe arkasından geldi. 'Soğuk Savaş', istese de istemese de, Türkiye'de iktidan anti/sosyalist, dolayısıyla antidemokratik bir uygulamaya itiyor; bu da, dünün faşizan iktidar par- tisi CHP'nin, eski 'Millî Şef yönetıminde, demokra- si havarisi bir muhalefet yapabilmesine imkân sağlı- yordu. Yalnız şu unutulmamalı: muvazaa'nın temel şartına hep uyulmuştur, yâni 'emeğin' hakkı hep yenmiş, sözgelisi 1946'da oluşan 'sosyalist' sen- dikalar, paldır küldür kapatalarak, adeta faşizan yaptda 'işçi dernekleri', -el arandan,- 'derin dev- lef tarafından örgüttenmiştir ki, sonradan TÜRK- İŞ adını alacak bu örgütün, işçilerden çok, 'mu- vazaa'nm çıkarlarma uygun çaJışbgıru dûnya âtem bilir. Hâlâ da öytedir. 'Sosyalist Sol'u yaşatmak istemeyen, bir 'demokrasi'; eger 'anti-emperya- list, sosyalist devletçilige dayanan, son derece haikçı ve inkılâpçı' bir 'cumhuriyetten geliyorsa; varbğıran öteki yansını 'yemeye' uğraşıyor demek- tir, ki böyle bir davranıştan ortaya ne tür bir sıyasi re- jim çıkar, hep gördük: 'Sosyalist Sol'un mevcırt ol- mayçı, munaİefef, hepya Cihet-i Askeriye'nin üst- lenmesine neden okhı; ya da 'bizzat' CHP/DP ikilisinin besteyip büyüttüğü, 'irticaın'l TürUye bu 'fllml' kaç kere yasadı? 1961 Anayasası'nın 'imkânlanyla', iyi kötü nihayet oluşabilen Türkiye İşçi Partisi, aynı 'oligarşi' mantığıyla, bizzat Miltî Şef tarafından, CHP'nin za- ten 'ortanın solu'nda olduğunu ilan etmesiyle, aşın sola, yâni yasadışına itilince, bu partinin başkanı Mehmet Ali Aybar, işin nasıl bir kısırdöngüye so- kulduğunu, TBMM'de yaptığı, 1967 bütçe konuş- masında, şöyle özetlemiştir: "...geri kalmış toplumlarda, bu oyun, biraz deği- şik şekilde oynanır. Bu dönemde milletlerarası iliş- kiler, faşizmin kuruluşunda, gelişmiş ülkelere göre daha ağır basmaktadır. Halk uyanmaya ve demok- ratik haklanna sahip çıkmaya başladı mı, geri kal- mış ülkelerin Emperyalizm'in desteğiyle ayakta du- ran, kültürsüz, çıkarcı ve bencil Buriuvazisi ile top- rak ağalan, şeklî demokrasiyi bile imtiyazlı durum- lan için tehlikeli buluriar. Hele dış borçlanmalann ye- tersiz olduğu, ekonomik ve malîzoriukiann baş gös- terdiğizamanlarda, demokrasiyibüsbütün tatiledip, faşizmi kurmaya heveslenirler. Bu iş için yabancı dost ve ortatdanrun, yâni Emperyalizm 'in askeri des- teğini de isterter." "...Emperyalist kuvvetler, ittifaklar ve anlaşmalar- la, zaten yurtta üslenmiş bulunuyorsa, bunlar dave- te lüzum kalmadan yardımlannı esirgemezler. Hat- ta Millî Kurtuluş ve Sosyalizm akımı güç/enmeye başlayınca, Emperyalistler içerdeki adamlannı, or- taklannı harekete itelerier: Komünizm 'umacısı'can- landmlır; 'dış tehlike'den sözaçılır; demokratikhak- lann kullanılışı, 'hürriyet rejimini içerden yıkma te- şebbüsleri' olarak nitelendirilir; ve 'besleme', der- nekler, gazeteler, dergiler aracılığıyla iftiralar, yalan- lar, suçlamalar, taşlı saldınlar, suikastlarbaşlarvs, vs..." "...tabii bütün bunlann, vatanı komünizmden ko- rumak, demokrasiyi, hürriyetleri korumak için yapıl- dığı söylenir. Ve bu işler enen'ik bir yönetim istedi- ğinden, çoğu zaman emperyalistlerie işbiriiği ya- pan bir komutan, bir subay hükümeti e/e alır..." (a.g.e., s. 152) Görenler Allah için söyiesin, Türkiye bu'ff/m/'kaç kere -gördü diyemiyorum- yaşadı? http^/www.prizma.nettr/AILHAN http://wvw.bilgryayınevi.com.tr./aHhan Faks/0-212/2601988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear