Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
• Genel YayrnKoordınatorir Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlen Müdürü. Ibra-
nim Yüaız • Sorumlu Mudür. Fik-
ret Dkiz # Haber Merkezı Müdürü:
HakanKsra
Istihbarat Cengiz Yüdmm • Ekonomı Özlem
Yizak • Kültür Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı #
Fotograf Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Fanç
Yayın Kunılu Üh»n Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şökran
Soner, tbrahim Yİkhz,Ortan
Bursalı. Mustafa Balbay,
HakaoKan.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No.
125.Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks
4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kıztk, H. Zıya BK
1352S 23Tel 4411220, Faks-4419117©AdanaTemsılcısı
Çetin Yigenoğlu, Inönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel 363
12 11,Faks:363 12 15
Müessese Müdüıü. Üstün
Akmen • Koordınatör:
Ahmet Koruisan •
Muhasebe Bülent Yener
• Idare. Höseyin Gürer
• Satıs: FazUet Knza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işrtman • Uenel MudurV ardımcısı
SndaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5P84«Wl Faks 5138463
VayımlaviB ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
Türtocağı Cıd 39 41 Cagaloglu 343^4 Isıanbul PK. 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0212)5120505 (20hal)
Faks (»212)51385 95 www.curnhuriyet.com.tr 1 KASIM 2000 îmsak:5.00 Güneş: 6.28 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.41 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.30
AÇEV, babalar ve çocuklar için 'Baba Destek Programı' oluşturdu
Babalar iyi çocuk bakar
• Doğumdan
itibaren çocuğun
yaşamında etkin
davranan babaların
çocuklan, zekâ
testlerinden daha
yüksek puan alıyor.
Babalanyla olumlu
ilişkiler geliştiren
çocuklar, okulda
daha başanlı oluyor
ve daha az davranış
sorunu yaşıyor.
FİGENATALAY
Araştırmalar, babalann
çocuk gelışımınde aktif rol
almasının, çocuğun geli-
şimini olumlu yönde etki-
lediğini gösteriyor. Baba-
nın aile içindeki varhğı ve
etkin katılımcı tutumu, ço-
cuklann zihınsel gelişimin-
deki analız etme becerisi,
zekâ düzeyi, temel beceri-
leri, dıl zekâsı ve akade-
mik başansı, sosyal ve duy-
gusal gelişimdeki iç dene-
tim, olgunluk, bagımsız-
lık düzeyi, psiko-sosyal
uyum, cinsel kimliğini ta-
nimlama ve geliştirmesini
olumlu yönde geliştiriyor.
Babanın çocukla geçir-
diği zamandan çok çocuk-
la ilgilenış biçımı ve düze-
yi çocuk gelişımini etkıli-
yor. Ama gerçekte dünya-
nın her yerinde babalar ço-
cuk gelişiminde aktif ola-
rak yer almıyor.
Babanın çocukla geçirdiği zamandan çok çocukla UgDeniş biçimi ve düzeyi çocuk geüşimini etkfliyor.
Anne-Çocuk Eğitim
Vakfı, (AÇEV) çocuğun
gelişiminde anne kadar
önemli rol oynayan baba-
lann, çocuk gelişimi ko-
nusunda bilgilenmesi, ken-
dilerinin önemini fark et-
mesi ve desteklenmesi
amacıyla "Baba Destek
Programı"nı (BADEP)
oluşturdu.
Koc Oniversitesi ögre-
tim Üyesi Prof. Dr. Çif-
dem Kâğrtçıbaşı ile Boğa-
ziçi Ünıversıtesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. SevdaBek-
man'ın danışmanlığında
hazırlanan program, özel-
likle Istanbul'a diğer kent-
lerden göç etmiş ve düşük
gelire sahıp babalan he-
defliyor. AÇEV yetkilile-
ri, programın amaçlannı
şöyle sıralıyorlar:
• Babanın çocuk getişi-
minde kendi önemini fark
etmesi,
• Babanın çocuk gelişi-
mi konusunda bilgilenme-
si,
• Bflgilenme somıcnnda
babanın çocuğundan ger-
çekçi beklentüer içinde ol-
maa,
Şimdi, 250 kontörlük
Kazı Konus Kartı alana
Hazır
kaseti
Kart
hediye!
Bu teklif, Kasım sonuna kadar
katılımcı bayilerden satın alınan
250 kontörlük Kazı Konuş Kartlan için geçerlidir.
Kampanyamız stoklarla sınırlıdır.
Hazır Kart Mûşteri Hizmetleri:
444 0 535 veya (0-2İ6) 458 0 458
www.turkcell.com.tr/hazirkart
Faturasız Cep Telefonu Hattı
HAZIR KART
• Çocuk istismannınön-
lenmesi,
• Babanın, çocuğun ge-
Bşiminde dahaetkin bir rol
oynayabilmesi için gerekti
desteği ahnası,
• Babanın çocuk eğiti-
mine katılarak cinsler ara-
sı dengenin sağlanması,
• Babanınevdegerekço-
cuğuna gerekse eşine kar-
şı uygulayacağı demokra-
tik yöntemieri öğrenerek
daha demokratik, mutlu
bir aile vapısınavetopiuma
ulaşıhnasL"
3-9 yaş arasuıda çocuğu
olan babalann katılabildı-
ği ve 12 hafta süren Baba
Destek Programı'nda, ba-
banın rolü ve çocuğa etki-
si, aile tutumlan, çocuğun
davranışlannı kabul etme ve
etkin dinleme, ben dili,
olumlu disiplin yöntemie-
ri, çocuğun gelişim özel-
likleri, bedensel ve zihinsel
gelişim, çocukla geçirilen
zamarnn önemi, duygusal
gelişim, sosyal gelişim,
oyun ve çocuk gelişiminde-
ki önemi, çatışma çözme
yöntemlen ve genelleme
konulan işleniyor.
FotografGünleri eddnlüderi kasun ayı boyunca sürecek.
IstanbuTda
fotoğraflı günler
Buyıl lö.sıdüzenlenen
İFSAK Istanbul Fotograf
Günleri ltalyan Kültür
Merkezi'nde bugün yapı-
lacak açüışla başhyor. Fo-
tograf Günleri'nin amacı
Türkiye'de fotoğrafçılığın
yaygınlaşması, fotograf
üretiminin artması, yeni
fotograf sanatçılannın ye-
tişmesi ve fotoğrann say-
gınlık kazanması.
Kasun ayı boyunca ger-
çekleştirilecek Fotograf
Günleri'nde bu yıl 'Foto-
maraton' yanşması ve
'Fotoğrafinla GeP sergisi
gibi gelenekselleşmiş et-
kinliklerin yam sıra, Tür-
kiye, lsveç, Yunanistan,
Finlandiya, Danimarka
gibi ülkelerden tanınmış
fotoğrafçılann ve kulüp-
lerin fotograf sergileri yer
alacak.
Dünyaca ünlü Magnum
Fotograf Ajansı üyesi ts-
veçli Kent KBch, Isveçli
belgesel fotoğrafçısı An-
dersPetersen ve Şilili Pat-
ricio Salinas, Fotograf
Günleri'nde sergi açacak
fotoğrafçılar arasında yer
alıyor.
TURKCELL H I Z M E T I D I •>
e-posta : tan @ prizma. net. tr
Fiyatlar 3.5 ile 35 milyon lira arasında değişiyor
Beyoğlu
y
ndaki Terkos
Pasajı'nda kaliteyi ucuza alın
• Vitrin vitrin dolaşan tüketiciler, kaliteyi ucuza alma
arayışında. Farklı kesimden pek çok alıcıyı buluşturan Beyoğlu
Terkos Pasajı'na, modayı takip ederken bütçesini de kollayan
tüketici rağbet ediyor.
Hem klasik hem spor giyimle
uyum sağlayan likralı
pantolonlar 5.5 milyon liradan,
angoralar 8.5 milyon liradan,
bodyler ise 4 milyon liradan
satışa sunuluyor. Vazgeçilmez
kaşe kabanlar 30 milyon lira,
mantolar 35 milyon lira,
pançolar ise 8.5 milyon liraya
alıcı buluyor.
Moda, ihtiyacı olsun
olmasın kadın tüketicileri
vitrinlere çekerken fıyat
etiketlerine çevrili gözler,
en iyiyi alma yanşında bütçeyi
zorluyor. Bütçelerin, hiç bir
GÖZDE AKGÜNGÖR
Atkı ve şapkalann kaçmılmaz
olacağı günler yaklaşırken
şehrin kalabahk caddeleri, sıcak
renkli triko kazaklar, ekose etek
ve pantolonlar, spor tasanmlı
deri montlar giyen kadınlarla
doluyor. Kış alışverişi için vitrin
vitrin dolaşan tüketiciler,
sezonun popüler ürünlerinde
kaliteyi ucuza alma arayışun
sürdürüyor. Mağaza sahipleri de
sezonun baslamasıyla piyasanın
canlanmasından memnun.
Farklı kesimden pek çok alıcıyı
buluşturan Beyoğlu Terkos
Pasajı'na, modayı takip
ederken bütçesini de
kollayan tüketici rağbet
ediyor.
Sezon ürünlerinin vitrinde yer
almasıyla piyasanın hareket
kazandığını belirten mağaza
sahibi Emre Düzgün, bu yıl
angora kazaklann yine moda
olduğunu söylüyor. "Geçen yıl
sıkça gördüğümüz 'mürdüm'
renginin yam sıra yeşilin koyu
tonlan, özellikle haki yeşil çok
satacak" diyen Düzgün, aynca
'panço' modasının geri geldiğini
vurguluyor.
Karakışa damgasını vuracak
ekose etekler, pasajda 3.5
milyon lira gibi piyasa değerinin
çok altında bir fiyattan satılıyor.
dönem cazibesine karşı
koyamadığı deri, pembeden
lilaya kadar çeşitlı renklerle
vitrinleri süslüyor.
Deri montlar için en az 15
milyon ödemek gerekiyor.
Modayı takip etmediğine
dikkat çeken bir müşteri
"Deri her zaman sıkür, hep
sevmişimdir ama bu yü çok
farkh modeiler var. Bir deri
ceketim vanh, çok sadeydi, bu
sene de tarz değiştirip yeşil, kısa
bir mont akhm" diye görüşlerini
belirtiyor. Satış personeli
Ayşe Akyol da "Her kesime
bitap ediyoruz, avantajumz da
bu" sözlenyle her
çeşit giysiyi burada bulabıldiğini
söyleyen bir tüketicıyi
doğruluyor.
B u r s a ' d a n yola ç ı k t ı
Ortaçgil Anadolu tumesinde
Haber Merkezi- Bülent Onaçgil ilk kez büyük
bir Türkiye turnesine çıktı. 29 Elam'de
Bursa'da başlayan tumenin programı şöyle: 01-
02 Kasun- Ankara Migros, 04 Kasun- Kayseri
Büyükşehir Belediye Tiyatrosu, 05 Kasun-
Ürgüp Belediyesi Kongre Salonu, 11 Kasun-
Mersin Kültür Merkezi, 13 Kasun- Adana
Büyükşehir Belediyesi Tıyatro Salonu, 14
Kasun- Konya Devlet Tiyatrosu, 21 Kasım-
Antakya Kültür Merkezi, 23 Kasım- Malatya
Sabancı Kültür Merkezi, 24 Kasun- Elazığ
Fuat Üniversitesi Salonu Ortaçgil konserlerinin tümünün başlama
saari 20.30. Turnenin aralık ayındaki bölümü Artvin, Antalya, Aydın,
Balıkesir, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum,
illerini kapsıyor.
SÖYLESİ ATTİLÂİLHAN
O 'Mâhut' Kısırdöngü!..
Uzerinden yanm yüzyıl geçtiği halde, CHP/DP iki-
lisinin, ternekje, bir 'muvazaa' üzerine oluşup oluş-
madığı, anlaşılamamıştır; o zamanki iddia, uluslara-
rası konjonktür, Türkiye'de 'çokpartili' bir rejim ge-
rektirince, 'Millî Şef'in önce Kâzım Karabekir'in
ağzını aradığı yotundadır, 'muhalefeti' onun otuştur-
masını düşünmüş! Celâl Bayar'a dönüşü, Karabe-
kir Paşa'nın, her şeyi olduğu gibi, 'muhalefeti' de
aşın derece ciddiye aldığını gördüğünden ileri geli-
yor. Celâl Bayar'la Inönü, o zamanki deyimle,
Türk Demokrasisi'nin 'dikensiz bir gül bahçesi'
olmasında, mutâbık kalmışlardı: Buysa, ('Muha-
fazakâr' ve 'Sosyalist Sof) iki kanadı kesik, hilkat
garibesi bir kuş demekti!
Tevfik Çavdar, büyük emek mahsulü çalışma-
sında, 1950/1960 dönemini, kısaca şöyte değerten-
diriyor
"...1950-1960 dönemi, 'demokratikleşme' açı-
sından e/e geçinlmiş, büyük bir fırsattı; ve ne yazık
ki, e/e geçirilen bu ftrsat, kaçınlmıştır. 1908'den bu
yana, ilk kez 'sivil' diye nitelenebitecek bir ikti-
dar gelmiş; ve bu iktidar, muhalefetyıllannda, se-
çim meydanlannda vaad ettiği demokratik ku-
rallan, kurumlan yaşama geçirememiştr. İlk DP
Hükümeti kurulduğu zaman, programda yer alan
antkJemokratik yasalar ayıklanmamış, aksine,
kısa sürede bu yasalara sığınılarak, daha des-
potik bir devlet yapısına ulaşılmaya çalışılmışbr.
Basın yasası, eskilen aratır bir hale geldiği gibi, iş-
çilere grev hakkı verilmemiş; nihayet 1958'cten son-
ra, muhalefet partilerinin faaliyetleri bile kısıtlanma-
ya çalışılmıştır..."
"...odönemde, ülkeye yerieştirilmek istenen 'de-
mokrasi' anlayışında, iki öğe egemendir. dört yılda
birseçim yapmak; ve seçimde çoğunluğu kazanan
partinin, kayıtsızşartsızegemenliğüBu 'egemenlik'
görünüşte halk adına kullanılıyordu, ama, Dr. Şe-
fik Hüsnü'nün Cumhuriyet'in Hanı günlerinde ya-
yımladığı bir makatede ileri sürdüğü gibi, iaçsız
bir krallık' benzeri bir yapıdaydı. (Maurice Du-
verger de aynı olguya parmak basmıştı). Özetlersek,
bu dönemde, demokratik kurum ve kurallar, tam an-
lamıyta kurulamamış, yerteştinlememiştir..." (Türkrye'nin
Demokrasi Tarihi, Cilt 3, S. 81, Imge Yayınlan, 1996).
lyi de neden?
Topal' bir demokrasi aniayışı...
Erbabı kimbilir, ne sebepler sıralayacaktır; benim
görebildiğim, iki 'temel' neden var ki, sanınm
şöyle bir formüle bağlanabilir:
a/ DP de, CHP de, 'demokras/'yi. 'topal' algıla-
mışlardı; Klâsik Gelişme Şeması'na uygun ülke-
lerde, 'demokrasi' 'sınrfsal' biryapıdadır; 'emek'
ve 'sermaye' dengesi üzerine kurulmuştur; seç-
men 'sermaye'yi iktidara getirirse, 'emeği' mu-
halefette tutan bu iki güç, partinin adı ne olursa
olsun, iki büyük *yaptınm'a sahiptir ki, ancak o
sayede, 'demokrasi' gerektiği gibi işler, etkili
olur Sermaye'nin gücü, 'para'dır, 'emek'in gü-
cü ise, 'grev'! Türkiye'de 'demokrasi', sadece
'sermaye'ye dayanan bir 'ststem' olarak olustu-
rulmak isteniyordu; vahim bir yanlış, o kadar va-
him ki, sonradan oluşabilecek şu vahim 'aşa/na"yı.
ne Inönü görebildi ne de Bayar: 'Jacobin' kurul-
muşbir Cumhuriyette 'sermaye', işi 'ecnebi'yle
aşın flörte dökerse; muhalefet - halk cephesi
oluşamadığından- 'Şeriatçt Istam'da odakianıyor-
du. Hâlâ da öyledir. Böyle bir gelişme, ne derece-
ye kadar 'demokratik' olabilir, bunu yaşadığımız son
yanm yüzyıl göstermiştir.
b/ Ikinci 'temel' neden, daha az önemli degil: Tür-
kiye, 'demokrasi'ye uluslararası konjonktürün
de baskısryta, adeta 'kerhen' geçmiştir; geçergeç-
mez de, kendisini 'Soğuk Savaş'ın, birbirinden
'muhataralı' evrelerinde bulmuştur. Demokrat
Paıü, 'MHB Şef yönetimı, SovyetJer'le ilişkileri iyi-
ce bozdugundan, ABD'ye sığınmaktan başka çare
göremiyor; belki de samimiyetle, VVashington'ın,
Türkiye'yi 'Küçük bir Amerika' yapacağını sanıyor-
du. Adnan Menderes, nasıl 'ağulu bir tuzağa'dûş-
tüğünü, daha ilk iktidar döneminde anlamıştır; her-
kesin bildiği gibi, 27 Mayıs'a tekaddüm eden gün-
lerde, meşhur Havza konuşmasını yapmıştı, orada
Türkiye'nin Sovyetler'le iyi ilişkilere girebilece-
ğini ima ediyordu, Kruşçov'la görüşeceğini söy-
lemişti. Tesadüf bu ya, darbe arkasından geldi.
'Soğuk Savaş', istese de istemese de, Türkiye'de
iktidan anti/sosyalist, dolayısıyla antidemokratik bir
uygulamaya itiyor; bu da, dünün faşizan iktidar par-
tisi CHP'nin, eski 'Millî Şef yönetıminde, demokra-
si havarisi bir muhalefet yapabilmesine imkân sağlı-
yordu. Yalnız şu unutulmamalı: muvazaa'nın temel
şartına hep uyulmuştur, yâni 'emeğin' hakkı hep
yenmiş, sözgelisi 1946'da oluşan 'sosyalist' sen-
dikalar, paldır küldür kapatalarak, adeta faşizan
yaptda 'işçi dernekleri', -el arandan,- 'derin dev-
lef tarafından örgüttenmiştir ki, sonradan TÜRK-
İŞ adını alacak bu örgütün, işçilerden çok, 'mu-
vazaa'nm çıkarlarma uygun çaJışbgıru dûnya âtem
bilir. Hâlâ da öytedir. 'Sosyalist Sol'u yaşatmak
istemeyen, bir 'demokrasi'; eger 'anti-emperya-
list, sosyalist devletçilige dayanan, son derece
haikçı ve inkılâpçı' bir 'cumhuriyetten geliyorsa;
varbğıran öteki yansını 'yemeye' uğraşıyor demek-
tir, ki böyle bir davranıştan ortaya ne tür bir sıyasi re-
jim çıkar, hep gördük: 'Sosyalist Sol'un mevcırt ol-
mayçı, munaİefef, hepya Cihet-i Askeriye'nin üst-
lenmesine neden okhı; ya da 'bizzat' CHP/DP
ikilisinin besteyip büyüttüğü, 'irticaın'l
TürUye bu 'fllml' kaç kere yasadı?
1961 Anayasası'nın 'imkânlanyla', iyi kötü nihayet
oluşabilen Türkiye İşçi Partisi, aynı 'oligarşi'
mantığıyla, bizzat Miltî Şef tarafından, CHP'nin za-
ten 'ortanın solu'nda olduğunu ilan etmesiyle, aşın
sola, yâni yasadışına itilince, bu partinin başkanı
Mehmet Ali Aybar, işin nasıl bir kısırdöngüye so-
kulduğunu, TBMM'de yaptığı, 1967 bütçe konuş-
masında, şöyle özetlemiştir:
"...geri kalmış toplumlarda, bu oyun, biraz deği-
şik şekilde oynanır. Bu dönemde milletlerarası iliş-
kiler, faşizmin kuruluşunda, gelişmiş ülkelere göre
daha ağır basmaktadır. Halk uyanmaya ve demok-
ratik haklanna sahip çıkmaya başladı mı, geri kal-
mış ülkelerin Emperyalizm'in desteğiyle ayakta du-
ran, kültürsüz, çıkarcı ve bencil Buriuvazisi ile top-
rak ağalan, şeklî demokrasiyi bile imtiyazlı durum-
lan için tehlikeli buluriar. Hele dış borçlanmalann ye-
tersiz olduğu, ekonomik ve malîzoriukiann baş gös-
terdiğizamanlarda, demokrasiyibüsbütün tatiledip,
faşizmi kurmaya heveslenirler. Bu iş için yabancı
dost ve ortatdanrun, yâni Emperyalizm 'in askeri des-
teğini de isterter."
"...Emperyalist kuvvetler, ittifaklar ve anlaşmalar-
la, zaten yurtta üslenmiş bulunuyorsa, bunlar dave-
te lüzum kalmadan yardımlannı esirgemezler. Hat-
ta Millî Kurtuluş ve Sosyalizm akımı güç/enmeye
başlayınca, Emperyalistler içerdeki adamlannı, or-
taklannı harekete itelerier: Komünizm 'umacısı'can-
landmlır; 'dış tehlike'den sözaçılır; demokratikhak-
lann kullanılışı, 'hürriyet rejimini içerden yıkma te-
şebbüsleri' olarak nitelendirilir; ve 'besleme', der-
nekler, gazeteler, dergiler aracılığıyla iftiralar, yalan-
lar, suçlamalar, taşlı saldınlar, suikastlarbaşlarvs, vs..."
"...tabii bütün bunlann, vatanı komünizmden ko-
rumak, demokrasiyi, hürriyetleri korumak için yapıl-
dığı söylenir. Ve bu işler enen'ik bir yönetim istedi-
ğinden, çoğu zaman emperyalistlerie işbiriiği ya-
pan bir komutan, bir subay hükümeti e/e alır..."
(a.g.e., s. 152)
Görenler Allah için söyiesin, Türkiye bu'ff/m/'kaç
kere -gördü diyemiyorum- yaşadı?
http^/www.prizma.nettr/AILHAN
http://wvw.bilgryayınevi.com.tr./aHhan
Faks/0-212/2601988